18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MAYIS 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Otomotivden beyaz eşyaya, elektronikten demirçeliğe 115 bin işçi greve çıkmaya hazırlanıyor Metalde de grev var Türkİş’e bağlı Türk Metal grev kararı açıklarken DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş de grev kararını önümüzde hafta duyurmaya hazırlanıyor. OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Yüzsüzlüğün Son Perdesi... Gelişmeler çok hızlı yaşandığı için değil, iktidarları diktatoryal güç gösterisinde pervasızlaştığı için, iktidarlarının diktatoryal ataklarına tam destek verme yarışındaki cephe, medyası, yalakaları ile.. ortaya çıkan yalanlarını yutkunamadan açıkta kalıveriyorlar... Haftası dolmadı, insan hakları, demokrasi, solculuk havariliği yapma adına, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamakta direnen sendikacıları “Eski Türkiye’nin sendikacıları” sıfatı altında en ağır hakaretler de içinde olmak üzere, Türkiye’nin demokratikleşmesine, en çok da Kürt açılımına darbe vurmakla suçlayan zehir zemberek yazıların, yorumların fetvacıları özür dileyecekler mi? Hani iktidarları, çok iyi niyetli olarak işçileri, katılımcıları inşaat çukurları tehdidinden kurtarmak üzere bu yıl için 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması inadından vazgeçilmesini istemişlerdi. Yandaşı, teslim alınmışı, yalakası ile medyamız, iktidarlarının iyi niyetli, inşaat yüzünden Taksim’in işçilere kapatıldığına halkı inandırma seferberliğinde yarışmışlardı. Bir adım ötesi, suçladıkları sendika liderlerinin, iktidarlarından gelecek yıllara yönelik Taksim’in emeğe yasaklanmayacağına ilişkin güvence alamadıkları gerçeğine kulak tıkamışlardı. İktidarları, 1 Mayıs’ta biber gazlı, basınçlı ilaçlı suyla işçi sınıfını, sendikal hareketi yendiğine, zafer kazandığına güvenle Taksim’i bundan böyle sadece işçi sınıfına, tarihine, anılarına yasaklamakla yetinmeyeceği, Cumhuriyet, devrimler, sosyal, toplumsal yaşanmışlıklar tarihine de kapatacağını, rantın merkezi yapacağını ilan ediverdi... Sıkıysa sendikacılara atıp tutanlar, haber ve yorumlarında en ağır çamurları atanlar, çok daha yumuşak bir üslupla da olsa, Başbakan Erdoğan’ı, Taksim kışlasını yeniden yapma maskesi altında, doğrudan izin alınamayan Taksim parkı, ağaçlarına el koymaya paravan olarak kullanıldığı üzerinden eleştirsinler... Kamuoyunun nasıl uyutulduğu, nasıl büyük bir oyunun oynandığının süreçlerini açığa çıkarsınlar... 12 Eylül’ün yasaklı anayasasında dahi olmayan yasaklarla demokratik hukuk devleti düzenlerinde söz konusu olamayacak diktatoryal yasakların gündeme sokulamayacağını anlatmaya çalışsınlar... HHH Demokrasi sandıktan, demokratik olmayan yollarla iktidar oluşturmak değildir. Yasama yürütme yargı bağımsızlığının kutsallığının korunması kadar günlük yaşamın her alanında demokratik muhalefetin yapılabilirliğinin, geçerliliğinin sağlanması kriterleri vardır ki... Tüm demokratik toplumsal örgütlenmeler, sendikal haklar, örgütlülüklerinin, özgürce güçlü örgütlenmelerinin önünün açılması, sağlanması yanında, siyasi partilerden, sendikalardan en özel örgütlenmelere, bireylere uzanan halkada, tüm örgütlenmeler, insanlar için geçerli, eleştiri, protesto, gösteri yapma, muhalefet hakkının kutsallığı sorgulanamaz, hiç yasaklanamaz... İktidarlarının çok sıradan bir hakkı gibi pazarlanan medyatik söylem var ya.. “Taksim emeğe, toplumsal gösterilere kapanacak, uygun yeni meydanlar yapılacak, gösterilecek..” buyruğunun, demokratik hukuk devleti düzeninde yeri yoktur, hukuk devleti ilkelerinin çiğnenmesi suçudur. Çünkü demokrasilerde aslolan parlamento dışı muhalefetin güçlü, işlerliğidir. Türkçesi eleştirilerinizi, düşüncelerinizi özgürce açıklayabilmenizin ötesinde, sesinizi güçlü, özgürce duyurabilmenizle ancak demokratik düzen işlerlik kazanır... Uluslararası hukuk kurumları, insan hakları raporlarında Türkiye’nin karnesinin giderek ağır bozulmasının nedeni de bu suçun iktidarları eliyle pervasızca işleniyor olması değil mi? Yaşamın her alanında insan hakları, hukuk devleti düzeni ihlali suçlarının işlenmesi örneklerinin biri bin para... Kendileri miting yapmak istediklerinde Kazlıçeşme’ye gidiyorlarmış... Elbette gidecekler... İktidar partisi olarak miting yapar, güçlerini kanıtlamak isterlerken daha geniş bir alana gereksinimleri var... Nasılsa özelkamu otobüsleri, motorları filolar olarak tahsisli, sıkıysa olmasın... Çok, sürekli izledim... Her noktanın kontrol görevlileri, parti örgütleri, muhtarlıklar seferberler... Yiyecek paketleri, armağanlara kadar her şey düşünülüyor. Yoklamada bulunmayanlar için sosyal yardımlar, iş bulma, dayanışma paketlerinden kesinti cezaları tehditleri cabası. Demokratik muhalefetin güçlü, örgütlü, etkin olabilmesinin anlamı, koşulları ise tam tersine işler... Muhalefet, protesto örgütlenmeleri, eylemlerinde, örgütlü etkin güç olmadan topluma ulaşabilme ilkedir. Tam da bu nedenle kitlelerin yaşadığı, toplumsal tarih, bellek, anılarda yeri olan meydanlarda buluşabilme kutsal demokratik haklar içindedir. Birey ya da örgüt olarak, toplumsal tarihi, geleneği olan meydanlara gideceksiniz ki sesinizi, mesajlarınızı etkin anlamına uygun olarak topluma ulaştırabilesiniz. Kestirmeden Taksim’in 1 Mayıs’lara kapatılamayacağının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden çıkmış kararının olması da bundan... Ayrıntı falan değil, demokratik hukuk devleti düzeninin olmazsa olmazıdır, Taksim’in işçi sınıfı, 1 Mayıs’lara, Cumhuriyet tarihi, sosyal tarihimizdeki.. tüm toplumsal yaşanmışlıklara kapıtlamaması, yasaklanamaması... Grevde hükümet ‘kıskacı’ MUSTAFA ÇAKIR Türk Metal Sendikası ve Türkiye Metal İSanayicileri Sendikası MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri çıkmaza girmesiyle, Türk Metal Sendikası, otomotivden beyaz eşyaya, elektronikten demirçeliğe kadar metal sektöründe çalışan 115 bin işçi için grev kararı aldı. Türkİş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, grev kararıyla ilgili düzenlediği toplantıda toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 1 Eylül 2012 olmasına rağmen görüşmelere 9 Ocak’ta başlanabildiğini anlattı. Kavlak, “Sendikamız Yönetim Kurulu, bugün itibarıyla grev kararını almıştır. Grev sürecine girdik, çünkü masada anlaşamadık, çünkü uzattığımız eli işverenler geri çevirdi. Zam için kölelik koşullarını şart koştu. Bundan sonra olacakların sorumluluğu işverenlere aittir. Çalışma barışı artık onların ellerindedir” dedi. Söz konusu sözleşmenin, Türkiye’de bağıtlanan en büyük toplu iş sözleşmesi olduğuna, otomotiv, beyaz eşya, elektronik ve demir çelik sanayisinin yanı sıra diğer büyük sektörleri ve kamudaki toplu iş sözleşmelerini de ilgilendirdiğini anlatan Kavlak, şu bilgileri verdi: * Sözleşme yapacak sanayi kuruluşları arasında Renault, Tofaş, Arçelik, Otokar, Karsan, Mercedes Benz, MAN, Ford Otosan, BSH Ev Aletleri, Hema Endüstri, Compenanta, Her işyerinde her gün eylem Her çarşamba günü kitlesel açıklamalar yapacakları bilgisini veren Kavlak, bugünden itibaren (dün) her gün her işyerinde eylem yapılacağını da söyledi. Buna göre 227 işyerinde 98 bin işçi iş geciktirme, vardiya işyerini tamamen boşaltmadan yeni vardiyanın işyerine girmemesi, yemek yememe, vardiya çıkışında kapıda oturma ve sakal bırakma gibi bir dizi eylem yapacak. Sendika bir süre önce fazla mesaileri de kaldırmıştı. Kavlak, metal işçisinin artık sözün bittiği yere geldiğini, üretimden gelen gücünü kullanacağını, siparişler yetişsin diye gecesini gündüzüne katmayacağını dile getirdi. Kavlak’a göre, metal işçisi ücretlerde TÜİK’in değil, çarşının, pazarın enflasyonun dikkate alınmasını istiyor. Türk Traktör, Delphi, Çolakoğlu, Borusan Mannesman, İçdaş gibi büyük işyerleri var. * Uzlaşma olmaması halinde grev haziran başı gibi olacak ve en kâr eden kuruluşlardan başlanacak. * MESS’in, sözleşmenin ücret artışı maddelerinin görüşülmesi sırasında, TÜİK’in açıkladığı 6 aylık yüzde 1.14’lük enflasyon oranını gündeme getirdi ve yüzde 4.6 artış teklif etti. Türk Metal sözleşmede, öncelikle saat ücreti 5.50 liranın altında olan üyelerine 5.50 lirayı aşmamak üzere 40 kuruş iyileştirme, daha sonra da ilk 6 aylık dönem için herkese yüzde 18 ücret zammı istedi. * Yarısı sendikadan karşılanmak üzere üyeler için Bireysel Emeklilik talebi de olumlu karşılanmadı. * Kabul edilemez olarak görülen ve grev nedeni olabilecek bir diğer işveren önerisi de her ay ücretlerle ödenen 10 günlük ikramiyelerin de sadece fiili çalışmaya denk düşen miktarı kadarını ödenmek istenmesi. * MESS’in geçen cuma toplantıya çağırdığı sendikaya yeni teklifi de şaşkınlık yarattı. Zam ve iyileştirme önerilerinde yeni bir adım atmayan işveren, iki yıllık olan sözleşme sürelerini üç yıla çıkarmak istediğini açıkladı. ANKARA Metal işkolunda DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası da greve çıkıyor. Sendika grev kararını bu hafta içinde duyurmaya hazırlanırken, grevin de mayıs sonu ya da haziran başında gerçekleştirilmesi bekleniyor. Yasaya göre Bakanlar Kurulu’nun erteleme kararı alması halinde grev olanaksız hale geliyor. MESS ile Birleşik Metalİş Sendikası arasında 36 işyerinde 15 bin işçiyi kapsayan grup toplusözleşme görüşmelerinde uzlaşma sağlanamadı. Birleşik Metalİş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, MESS’in 2012 Eylülü ile 2013 Martı arasını kapsayan dönem için yüzde 4.6 zam verdiğini, kendilerinin yüzde 19 civarında zam istediklerini belirtti. 3. havaalanı ihalesi davalık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çevre Mühendisleri Odası, İstanbul’a yapılacak 3. havaalanı ihalesinin iptali için dava açacak. ÇMO’dan yapılan açıklamada, ihalenin çevre mevzuatını yok sayacak bir şekilde gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. ÇED Yönetmeliği’nin 6. maddesinde ÇED Raporu için olumlu kararı verilmeden ihale yapılamayacağının açıkça belirtildiğine işaret eden ÇMO, “22 Nisan 2013’te halkın görüşüne açılan ÇED Raporu, yine yönetmeliğin 14. maddesine göre 10 işgünü boyunca görüşlere açık tutulmalı ve gelen görüşlerin ardından nihai hale getirilmeliydi. Tüm uyarılarımıza rağmen 10 işgünü süresi dolmadan ihale işlemi gerçekleştirilmiştir” denildi. Havaİş’e gözdağı Ekonomi Servisi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, 15 Mayıs’ta THY ve bağlı işyerlerinde greve çıkacaklarını duyuran Havaİş Sendikası’nı uyararak “Sendikaların daha sorumlu davranması lazım. Greve gittiniz, ne olacak? Ondan sonra daha çok işçi çıkarmak zorunda kalınacak. Bu şirket hepimizin şirketi, ona en başta çalışanların sahip çıkması gerekir. Hâlâ anlaşma yolu vardır” dedi. Yıldırım, NTV’de yaptığı açıklamada, THY’nin iç işleyişine karışmadıklarını iddia ederek dünyanın en çok yerine uçan havayolu şirketi haline geldiklerini, buna sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Üçüncü köprünün temelinin 29 Mayıs’ta Başbakan Recep Tayyip 15 Mayıs’ta THY ve bağlı işyerlerinde greve çıkacaklarını duyuran Havaİş Sendikası’nı uyaran Bakan Binali Yıldırım, “Daha çok işçi çıkarmak zorunda kalınacak” tehdidinde bulundu. Erdoğan’ın katılımıyla atılacağını anlatan Yıldırım, Kanal İstanbul Projesi’ne ilişkin olarak “Bu konunun adımlarını attık. Zannediyorum önümüzdeki haziran ayından itibaren daha somut adımlar atmış olacağız” diye konuştu. Yıldırım, 3. havalimanının isminin ne olacağına ilişkin soruya ise “Biz işi yapıyoruz, önemli olan eser. İsmini koyacak biri çıkar. Eserin isimsiz kahramanları her zaman olur” yanıtını verdi. Sinop’ta Türkiye’nin payı yüzde 49 olacak Ekonomi Servisi Enerji Bakanı Taner Yıldız, Japonya ile imzalanan anlaşmaya göre, Sinop’taki nükleer santralda yüzde 49’luk hissenin Türkiye’ye; yüzde 51’in ise Japon şirkete ait olacağını söyledi. Yıldız “Fransa, Japonya’nın hissesinden pay alacak. Sinop’ta A planı EÜAŞ’ın (Elektrik Üretim AŞ.) payının yüzde 49 olması, B planında yüzde 25’lerde kalması; ikisini de çalışıyoruz. Buradan Türk özel sektör de pay alacak” dedi. Yıldız, bunun halka arz ya da blok satış yoluyla olabileceğini belirtti. Enerji Bakanı, Japonya ile yapılan anlaşmada bunun yakıt dahil 11.80 dolar sent, yakıt hariç 10.80 dolar sent olarak belirlendiğini açıkladı. Türkiye’nin karnesi ölümle dolu Makina Mühendisleri Odası, Türkiye’nin her 100 bin çalışan başına düşen ölümlü iş kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada ise üçüncü sırada olduğunu açıkladı. Ekonomi Servisi TMMOB Makina Mühendisleri Odası’na göre Türkiye’nin iş kazalarına dair karnesi ölümlerle dolu. TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın “VII. Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kongresi” sonuç bildirgesine göre Türkiye her 100 bin çalışan başına düşen ölümlü iş kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada yer alıyor. İş kazası sonucu ölüm sayısı 2008’te 865 iken 2011’de 1700’e yükseldi. İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik sayısında belirgin bir artış gözlenirken, meslek hastalıklarında durumun daha da trajik olduğu görüldü. Bildirgede, “Ülkemizde yılda 35 bin40 bin civarında meslek hastalığı tespit edilmesi gerekirken SGK istatistiklerinde tespit edilen meslek hastalığı vaka sayısının 500600 civarında olması, kamuoyunun da takdir edeceği üzere anlaşılır bir durum değildir” denildi. Ekonomi Servisi Fransa’da sol partiler, hükümetin kemer sıkma politikalarına karşı Paris’te bir protesto yürüyüşü düzenledi. Bütçe açığını kapatmak için öngörülen vergi ve tasarruf önlemlerine karşı çıkan göstericilere işçi sendikaları da destek verdi. Protestocular, krizle boğuşan birçok Avrupa ülkesinde uygulanan kemer sıkma önlemlerinin ekonomik Fransızlar sokaklara döküldü ve sosyal sorunları daha da artırdığını ifade etti. Sosyalist hükümet, kriz dönemlerinde işverenin işçi sayısını azaltmasına olanak sağlayan yeni yasa tasarısını geçen günlerde meclise sunmuştu. Diğer yandan Avrupa Komisyonu, Fransa’nın resesyona gireceğini, Avro bölgesinde ise beklenenden daha büyük bir ekonomik daralma yaşanacağını öngördü. Fransa’nın bu yıl yüzde 0.1 daralması bekleniyor. İşsizlik oranının 2014’te yüzde 10.9’a çıkacağı; bütçe açığının ise yüzde 4.2’ye fırlayacağı tahmin ediliyor. Fransa Maliye Bakanı Pierre Moscovici ise Almanya Maliye Bakanı’nın açıkların azaltılmasında esneklik önerisinin ardından kemer sıkma döneminin sona erdiğini söyledi. İETT’den aylık akbile gizli zam İstanbul Haber Servisi İETT 155 TL ücret karşılığında alınan ‘Aylık Mavi Akbil’ limitini 200’den 180’e indirdi. Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü’nün aldığı karar 1 Mayıs’ta yürürlüğe girdi. İETT’nin internet sitesinde yapılan açıklamada “Aylık Öğretmen, Öğrenci ve Sosyal Kart kullananlara verilen 200 geçiş hakkında değişiklik olmamıştır” denildi. Daha önce de metrobüslerde aylık akbillerden bir limit indirilirken ani bir kararla ikiye çıkarılmıştı. Şimdi de aylık geçiş limiti 200’den 180’e indirilerek yüzde 10 gizli zam yapılmış oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle