23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 MAYIS 2013 PAZAR 6 HABERLER TEDAŞ özelleştirilirken 10 şirketinin paraları da devredildi: Zarar 3 milyar 892 milyon TL Üstüne para vermişler FIRAT KOZOK Elveda Hayır ben demiyorum, İkrami Özturan diyor! Bugün siyaset yazacağıma, Silivri Kütüphanesi’nde biriken kitapları anımsatmakla daha hayırlı bir işe soyunayım! (Balbay’ın Yargıtatör’ü de var, ama o sonra!) Elveda’nın açılımı: ELbirliğiyle Vatanında Esir Düşmüş Asker. Aslında Elveda’sı, diğer yönüyle, Balyoz davasında yaşanan rezillikler nedeniyle hukuka, vicdana, adalete ve insanlığa’dır.. Özel anlamda ise Balyoz’da yargılananların her biri birer Elveda’dır, diyor yazar! “Bizler bu davada her şeyden şüphe duyduk ve her şeyi sorguladık, ama yaşamımızda bir değişiklik sağlayamadık, haksız tutukluluğumuz yılları kovalıyor.. Davayı hukuk yoluyla çözemedik, tersine hukuk dışı uygulamalara maruz kaldık. Bizlere sürekli ‘yargı süreci devam ediyor, suçsuzluğunuz anlaşılacaktır’ denildi. Halen bu hayali kalkanın arkasına sığınılmaktadır.. Ancak masum bir insanın bir saat bile cezaevinde kalması en büyük cinayet değil midir?” Bizim en büyük gücümüz suçsuzluğumuzdur, diyor İkrami Bey.. Ne desem, boynum kıldan ince, bilmez miyim bunu! Balyoz konusunda sarsılmaz inançları olanların gönüllerine seslenebilmek ve bu inançları yıkmak çok zor olsa da okur, İkrami Bey ve diğerlerinin bu kitaplarını okuyarak ve yayarak, boş inançların yıkılmasına yardımcı olabilir. Bir kişi iki kişi.. üç kişi beş kişi... Masumlara yardım etmenin en iyi yollarından biri, yazdıklarını yaymaktır! Tabii bir de davanın üzerinden sahtekâr perdeyi indirmenin önünde en önemli engellerden biri de, davanın boşluğunu bildikleri halde, ordu vesayetinin kırılması için masumların kellelerinin alınmasını zorunlu gören, her devirde çok yönlü kullanışlı, aydın belkemiğini bir türlü kazanamamış takımdır. ??? Bilgi’den yayımlanan kitabının girişinde İkrami Bey diyor ki: “Haksızlıklarla mücadele etme sürecini öğrenmek üzere saygın bir çaba göstereceklere kitabıma hoş geldiniz diyorum.” Kitabını da kimlere yazdığının bir listesini yapmış.. Bunlar arasında “yetmez ama evet”çiler de var, kendilerine duyurulur! Görmez gözler ve işitmez kulaklar da var! Kurmay Albay İkrami Bey, içeride 110 kitap okumuş (yaptıklarının listesini yazmış!). Bu okumalarının izlerini de zaten Türk yazarlarından yaptığı şiir, öykü, düşünce vb alıntılarından da görüyoruz. Oktay Akbal’dan Sabahattin Ali’ye, Rıfat Ilgaz’a kadar.. Kitabında “içeriyi” anlatıyor bize.. Hasdal’ı gezdiriyor okura, avluda volta attırıyor, koğuşta sohbet edip dertleşiyor. Dört albay, Faruk Yarman ve Balanlı general ve diğerleriyle yaptığı söyleşisine tanıklık ettiriyor! Balyoz davası ile ünlü Dreyfüs davası arasındaki benzerliklere de bir bölüm ayırmış yazar! Ayrıca, kitabın başında somut olaylara yer verdiği ve taaa 2000’den başlattığı bir çizelge ile Balyoz’u kolay izlemeye çağırıyor okuru.. İlginç ve öğretici, çünkü orduya ve subaylara yönelik sahtekârca saldırılar 2000’den itibaren internet sitelerinde başlıyor.. 2002 seçimlerinden sonra Başbakanlık makamından ABD’ye yazılan özel mektupta, Hilmi Özkök’le özel ve mahrem bir görüşme yapılacağının bildirilmesine kadar.. (Ne görüştüler?!) İlginç olan, Çizelge’nin sol tarafını oluşturan AKP iktidarının adım adım gelişen adımlarıyla dolu olmasına rağmen, muhalefet veya ordu açısından çizelgenin sağ tarafının tamamen boş olmasıdır.. “Elveda” önemli bir belge! Lütfen okuyup okutalım... ANKARA Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ’de (TEDAŞ) özelleştirilen 10 dağıtım şirketinin kasasında ve banka hesaplarında “unutulan” paralarla, alacakları ve stoklarıyla birlikte satıldığı, borçlarının ise TEDAŞ’a devredildiği ortaya çıktı. CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, bu yolla devletin 3 milyar 892 milyon TL zarara uğratıldığını söyledi. Dağıtım şirketi ihaleleri sırasında şirketlerin banka hesaplarında “unutulmuş” milyonlarca TL’nin ortaya çıkmasının ardından, KİT Komisyonu’nun CHP’li üyeleri olarak yolsuzlukları mercek altına aldıklarını belirten CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, özel sektöre devredilen 10 şirketin devir işlemleri sırasında usule aykırı işlemler yapıldığını saptadı. Şirketlerin kasalarındaki mevcutlarının yanı sıra milyonlarca TL’lik malzeme stokları, alacakları ve banka hesaplarıyla birlikte devredildiğini vurgulayan Erdoğdu, dağıtım tesislerinde bazı aktif ve pasif değerlerin, mülk sahibi durumundaki TEDAŞ bilançosuna çekildiğini ve buna göre esas sermayelerinin yeniden belirlendiğini söyledi. Erdoğdu, “Şirketlerin sözde banka hesaplarında unutulan paradan daha vahim işlemler, devir günündeki bilançolardan çekilen genel aydınlatma, ibadethane, belediyeler ve tarımsal sulamayla ilgili borçlardan kaynaklanan AKTARILAN KAYNAKLAR Şirket Eklenen sermaye Çoruh EDAŞ 428.737.779 TL Fırat EDAŞ 460.297.048 TL Çamlıbel EDAŞ 257.284.459 TL Meram EDAŞ 434.937.476 TL Başkent EDAŞ 537.615.206 TL Uludağ EDAŞ 466.607.516 TL Sakarya EDAŞ 286.820.279 TL Osmangazi EDAŞ 258.981.992 TL Yeşilırmak EDAŞ 586.244.314 TL Trakya EDAŞ 175.175.583 TL TOPLAM 3.892.701.652 TL denkleştirme işlemleri sırasında yapıldı. Bu da şirketlere ilave ek para verme anlamına gelmektedir” dedi. Özel sektöre satılan dağıtım şirketlerinin devir bilançolarında yer alan varlıkların yatırım bedellerinin TEDAŞ tarafından ödendiğine işaret eden Erdoğdu, bu parasal tutarın TEDAŞ yerine dağıtım şirketleri bilançolarında yer alması nedeniyle TEDAŞ’ın bu dağıtım şirketlerine sermaye eklemek zorunda kaldığını söyledi. Er doğdu şöyle devam etti: “TEDAŞ’ın kendi mülkü olan taşınmaz varlıkları, dağıtım şirketleri bilançoları yerine kendi bilançosuna çekilmiş olsaydı, dağıtım şirketlerine tahsis ettiği ve kendisine ait olan sermayenin bir bölümünü geri alacaktı. Şimdi TEDAŞ, devredilen ve kendi mülkü olan tesis ve cihazların bir bölümünü işletme hakkı devir süresinin sonunda, yani ortalama 26 yıl sonra satın alma yoluyla kendi tasarrufuna geçirebilecektir. Bu da TEDAŞ’ın kendi malını yeniden satın alması anlamına gelmektedir.” Hesap oyunları ve muhasebe manevralarıyla TEDAŞ’a ait varlıklardan bir bölümünün geri alınmamak üzere özel sektöre devredildiğini ifade eden Erdoğdu, “TEDAŞ, kendisine ait paralar, stoklar ve varlıkları vermekle kurtulamamakta, bir de üzerine bu değerler için ayrıca para vermekte, sermaye koymaktadır” dedi. Erdoğdu, özel sektör girişimcilerinin elektrik dağıtım şirketlerini aldığı gün, devir bedelinin yaklaşık yarısını geri aldığını, bedelin diğer yarısının da lisans süresinin sonunda dağıtım tesisleri iade edilirken alacağına dikkat çekti. SERMAYE EKLENDİ Bugüne kadar yapılan devirler sırasında şirket bilançolarına konulan ek sermayenin toplam 1 milyar 613 milyon 656 bin TL olduğuna işaret eden Erdoğdu, bu tutara kasada unutulan paralarla devir sırasında kasten geciktirilen alacak tahsilatları ve TEDAŞ’a ait bütün araç ve gereçlerin kira karşılığında özel şirketlerin tasarrufuna bırakılması gerektiği halde bazı şirketlere hiçbir bedel ödemeksizin verilmesinden doğan zararın ilave edilmediğini bildirdi. TEDAŞ Genel Müdürlüğü bilançosuna çekilmesi gerekirken çekilmeyen sermaye tutarının da 2 milyar 277 milyon 985 bin TL olduğuna dikkat çeken Erdoğdu, bu rakamın da eklenmesiyle birlikte toplam kamu zararının 3 milyar 891 milyon 641 bin TL’ye çıktığını söyledi. BDP GENEL BAŞKANI DEMİRTAŞ Kontrol tepkisi Yurt Haberleri Servisi BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, PKK’nin çekilme kararı almasına karşın Hakkâri kent merkezinin “askeri abluka” altında olduğunu ileri sürerek kontrol noktalarının artırılmasına tepki gösterdi. Demirtaş, Hakkârililere, “Gerekirse günlerce kontrol noktasında bekleyin ama kendinizi aratmayın” dedi. Demirtaş, Hakkâri’nin Çukurca ilçesi köylerinde temaslarda bulundu. Hakkâri’ye 40 kilometre uzaklıkta bulunan ve terör örgütünün sık sık yol kestiği Şine Köprüsü’nde fotoğraf çektiren Demirtaş, yurttaşlarla sohbet etti. Hakkâri kent merkezinde kontrol noktalarının artırıldığını söyleyen Demirtaş, yapılanın suç olduğunu ileri sürerek yurttaşlardan kendilerini aratmamalarını istedi. PKK’lilerin çekilmesi sürecinde olabilecek provokasyonlara dikkat çeken Demirtaş, operasyon olmaması için vatandaşların direnmesini istedi. Demirtaş, “Askeri operasyon yapılacaksa köylüler bunun önüne geçmeli. Köylüler askeri konvoyların önüne geçmeli. Kendini onların yolunun önüne atmalıdır. Çünkü operasyon olursa bu süreç biter” dedi. Adana’da Dağlıoğlu Mahallesi’nde düzenlenen mitingde konuşan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak da İmralı’da başlatılan görüşmelerin önümüzdeki 100 yıla yön vereceğini söyledi. ‘Kan akmasına seviniyorlar’ Bahçeli, partisinin şehitleri istismar ettiği iddiasına sert tepki gösterdi. Bahçeli, “Bize şehitleri istismar ettiğimizi söyleyenler, canilerin kapı kuludur. Bize şehitlerden medet umduğumuzu hayâsızca atfedenler, iblisin yeryüzü elçileri, kan akmasından içten içe sevinen soyu sopu karmakarışık alçaklardır. Başbakan Erdoğan seviyesiz ithamlarını bırakmalı, vicdansızca suçlamalarını terk etmeli” dedi. (Fotoğraf: AA) MHP lideri Bahçeli, Erdoğan’ın aklında Kürdistan olduğunu söyledi ‘Ülke altın tepside ikram’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yurttaşlara Mevlana’nın “Ne olursan ol yine gel” sözününü andıran “Ne olursan ol, Türk milletine gel” sözleriyle seslendi. Hükümetin 29 yıldır ülkenin başına musallat olan kanlı örgütle açıkça pazarlık yaptığını kaydeden Bahçeli, “Çözüm süreci ihaneti gereğince Türkiye PKK’ye altın tepsi içinde ikram edilmektedir” dedi. Bahçeli, Polatlı’da belediye başkan adayı Mürsel Yıldızkaya’yı tanıtmak amacıyla düzenlenen mitingdeki konuşmasında, gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Yapılacak mahalli idareler, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerinin, Türk milletinin varlığı, Türkiye’nin bekası ve Türk vatanının hayat haklarını etkileyeceğini belirten Bahçeli, şunları kaydetti: “Bölücüler bir yandan, teröristler diğer yandan Türkiye’nin altını oymaktadır. Hainler bir yandan, yabancı dostları diğer yandan Türk milletinin kardeşliğini sarsmaktadır. Çözümcüler bir yandan, 63’lükler diğer yandan varlığımızı, birliğimizi ve kardeşliğimizi kemirme ve biçme ısrarındadır. Hükümet, kanlı örgütle açıkça pazarlıklar yapmaktadır. Çözüm süreci ihaneti gereğince Türkiye PKK’ye altın tepsi içinde ikram edilmektedir.” Hükümetin, söylenenin aksine PKK ile pazarlık yaptığını belirten Bahçeli, “Sayın Başbakan, madem pazarlık yapmıyorsun, o halde senin Oslo’da ne işin vardır? Madem pazarlık yapmıyorsun, İmralı canisiyle haşır neşir olmanın gayesi nedir? Madem pazarlık yapmıyorsun, PKK’nin ve İmralı canisinin çarşaf çarşaf basına yansıyan ve Türkiye’nin imhası demek olan hıyanet tekliflerine ve dayatmalarına neden sessizsin, neden cevap vermiyorsun” dedi. Terör örgütü PKK’nin, özgüven tazelediğini dile getiren Bahçeli “AKP’nin PKK’yle yürüttüğü çözüm ve barış ihaneti, İmralı canisinin affına, PKK’nin meşrulaşmasına ve Türkiye’nin de bölünmesine ardına kadar kapı aralayacaktır. Başbakan’ın aklında Kürdistan vardır” görüşünü dile getirdi. ‘Kardak’ta Kahraman, Hasdal’da Esir’ İkinci kitabımız Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen’e ait (Kaynak Yayınları). Kardak’a çıkan SAT timinin kumandanı. Bu kitap, diğerlerinden ayrı olarak Balyoz davasının belkemiğini oluşturan “Plan Semineri”ne uydurulan sahte Balyoz Darbe Planı’nı destekleyici nitelikteki, bu kez tamamen denizcileri imhaya yönelik Poyrazköy, İkinci Poyrazköy, Amirallere Suikast, İkinci Amirallere Suikast, Kafes, Askeri Casusluk, Fuhuş ve Şantaj gibi sahtekârlıkların, komploların nasıl kurgulandığını ve uygulandığını anlatıyor. Ali Türkşen’den SAT timi olarak LuckyS uyuşturucu gemisinin ele geçirilmesi ve Kardak’a yapılan çıkarmanın öyküsünü de okuyoruz… Denizcilere kurulan tuzağın nasıl örüldüğü, “silah” gömülerinin nasıl tezgâhlandığı, komployu hazırlayan çetenin hangi yöntemleri izlediği, komplodaki sahtekârlıkların ve delillerin üzerlerinin nasıl karartıldığı ve gerçeğin araştırılmadığı, bir film gibi anlatılıyor kitapta.. Tabii, bütün bunların savunma dosyalarında belgeleriyle birlikte var olduğunu da hiç unutmayın. Silivri mahkemelerini bunların hiçbiri ilgilendirmemiştir! Türkşen soruyor: “Gömü malzemelerinin bulunduğu Poyrazköy’de Amerikan Konsolosluğu’na ait araç ne arıyor?” Kitaptan: “F tipi cemaat TSK’de kadrolaştı mı? Yarbay Ali Tatar’ın vasiyeti.. Alevi personel hedefte mi? TSK ne hata yaptı, hatadan nasıl dönülecek?..” Evet diyor, Türkşen, F tipi cemaat elbette orduda.. ve ordudaki değişikliklerin hepsi cemaate yaramaktadır.. Yeni bir Türk Deniz Kuvvetleri kurulmaktadır... Silivri Belgeliği giderek büyüyor… Bakalım bu belgelikteki gerçeklikler, yakın gelecekte kimlerin başında nasıl patlayacak… Çiçek, 8 Mayıs’ın sanal bir tarih olduğunu söyledi PKK çoktan çekildi! yıs’ı beklemenize, 8 Mayıs üzerinden değerlendirme yapmanıza da gerek yok. Şu an büyük ölçüde çekilmesi gerekenler kimlerse, onları şimdiye çoktan çekmiştir” dedi. Çiçek, “Terör örgütlerin yapısını, söyledikleri sözleri, verdikleri tarihi, iyi okuyabilirseniz geriye dönük tecrübelerinden; onlar 8 Mayıs der, önceden tedbirlerini alır giderler. Kimlerin gitmesi söz konusuysa kendi yönlerinden, onlar şimdiye çoktan gidecekleri yerlerine gitmişlerdir. Çekilmişlerdir. İster silahlı gitti, ister silahsız gitti. Yani gitti şu an bana göre. 8 Mayıs10 Mayıs başka bir tarih, bunlar sanal tarihlerdir. Onlar da kendi yönlerinden herhangi bir sıkıntı olmasın diye dikkati oraya çekerler, öte yandan kendi kararlarını uygularlar. Bana göre 8 Mayıs’a kilitlenmenin bir anlamı yok. Nasıl çıkması gerekiyor idiyse çıkmıştır zaten şu an. Geri kalanı işin teferruatıdır” diye konuştu. Canlı yayını basmak istediler Yurt Haberleri Servisi Erzurum’da Doğu Anadolu Akil İnsanlar heyetinin katıldığı canlı yayın programı bir grup ülkücü tarafından basılmak istendi. Prof. Dr. İzzettin Doğan, Ayhan Ogan ve Can Paker, ERT Televizyonu’na konuk oldu. Program devam ederken binanın birinci katında bulunan ülkü ocaklarında bulunan grup yayının yapıldığı üçüncü kata çıkmak istedi. Koridorda önlem alan Çevik Kuvvet polisi ile grup arasında yaşanan arbedede gruba biber gazı sıkıldı. Canlı yayına ara verilerek heyet polis eşliğinde otele götürüldü. Kayseri’de gazetecilere değendirmelerde bulunan İç Anadolu Akil İnsanlar heyeti sözcüsü Cemal Uşşak, süreçte siyasilerin konuşmalarına, medyanın da diline dikkat etmesi gerektiğini belirterek “Malum örgütün liderini merkeze alan bir habercilik anlayışı, Kürt olmayanların duygularını tahrik eder. Yıllardan beri süre gelen ve kullandığımız sıfatları kullanmanın bir anlamı yoktur. Bebek katili veya şudur budur gibi” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, PKK’nin çekilme süreci ile ilgili olarak “Şimdiye kadar çoktan çekildi, hiç merak etmeyin. 8 Mayıs’ı beklemenize gerek yok. Şu an büyük ölçüde çekilmesi gerekenler kimlerse, onları şimdiye çoktan çekmiştir. İster silahlı gitti, ister silahsız gitti. 8 Mayıs10 Mayıs başka bir tarih, bunlar sanal tarihlerdir” dedi. Çiçek, A Haber’in çözüm sürecine dair sorularını yanıtladı. Örgütün silahlı olarak çekilmesi ile ilgili bir soru üzerine, geri çekilmenin başlaması için verilen 8 Mayıs tarihinin “sanal bir tarih” olduğunu belirten Çiçek, “Şunlar bunlar olmasın diye öyle bir tarih verildi. Şimdiye kadar çoktan çekildi, hiç merak etmeyin. Dolayısıyla yapılmış, bitmiş bir iş bakımından büyük ölçüde 8 Ma ‘Öcalan’a bebek katili demeyin’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle