18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 MAYIS 2013 PAZAR 4 HABERLER Başbakan Erdoğan, miting alanı olmaktan çıkarılma sinyali verdi, muhalefeti eleştirdi Oktay Akbal’a Gecikmiş Armağan Sevgili, Aslında Oktay Akbal 90 yaşına iki hafta önce girdi. Onu elli yıldır tanırım. Tanışıklığımız kitaplarıyla başladı, meslektaş olunca vicahiye dönüştü. Dostluğumuzdan onur duyarım, içim ısınır. Onda hep büyümemiş muzip çocuk ifadesi bulurum, bu tarafına da bayılırım. Huzur veren bir insandır. Ayrı diyarlarda olduğumuz için, son zamanlarda çok seyrek görüşmemiz, onunla az vakit geçirdiğim anlamına gelmez. Sık sık anarım, ortak anılarımızı tekrar tekrar öne çıkarıp anımsarım. Koca bir ömrü geçirdik birlikte, tabii ki pek çok hoş anımız var. Bugün bir anımızı, “çam sakızı çoban armağanı” kabilinden kendisine gecikmiş bir doksanıncı yaş günü armağanı olarak sunuyorum. 1980’li yılların ikinci yarısıydı. Cumhuriyet Kitap Kulübü tarafından, Adana’da imza gününe çağrılıydık. Söyleşi, ardından imza etkinliği ve tabii ki rakılı ve kebaplı bir akşam yemeğinden sonra, Adana bürodan arkadaşlar pavyona gitmeyi önerdiler. Oktay Akbal da ben de “pavyoncu” tipler değildik. Ama Adana’ya gidince, pavyon sefası yapmamak olmazdı. ??? Pavyon sefası yapacaktık ama nasıl yapacaktık? Benim o güne kadar pavyona gitmişliğim iki ya da üçtü. Oysa Galatasaray’da ne pavyoncu arkadaşlarım vardı! Erken gelişmiş genç irileri haftada birkaç gece okuldan kaçar pavyon sefası yaparlar, sonra bize de ballandıra ballandıra anlatırlardı. Neyse, arkadaşlar düştüler öne, girdik pavyondan içeri... Loş ortamda, salonun dibine doğru yürürken, üstünde gazeteler yayılı, üç dört de kitap bulunan bir masa ilişti gözüme. Başındaki, sigarasının külü uzamış, önündeki kitaplardan birine dalmış adam, gürültüyü ve hareketliliği fark edince kafasını kaldırıp, Oktay Akbal’a baktı. Ooo dedi, Balzac gelmiş! Bu sırada biraz ötemizde, henüz mihrap yerinde emektar bir konsomatris hanım Oktay Akbal’a bakarak yüksekçe bir tonda seslendi:Ooo şair dostlarım! Doğrusu pek üzerinde durmadım. Hatta seslenmenin Oktay Akbal’ın bir kitabının başlığı olduğunu bile fark etmedim. Dipteki masalardan birine geçtik, oturduk, Biraz önce bize laf atan hanım da yanımızdaki masaya ilişmişti. Arkadaşlar hanımı masaya davet etmemiz gerektiğini, aslında çok entelektüel olduğunu, bütün Oktay Akbal kitaplarını okuduğunu söylediler, ama o itiraz etti: Ne konuşacağız ki?.. Hanım arkadaki masadan ses verdi: Öyle demeyin Oktay Bey! İnsan bir ormandır. ??? Oktay Akbal çaresiz döndü ve kibar bir ifadeyle davet etti: Böyle buyurun Hanımefendi! Neşeyle yanıtladı kadın kendisini: Yaşasın edebiyat!.. Sonra masamıza geldi, kalktık yer verdik. Oktay Akbal’ın yanına oturur oturmaz, Biz de eskiden böyle değildik, sonra bozulduk, ama önce ekmekler bozuldu, deyiverdi. Kadının, her biri Oktay Akbal’ın kitaplarından birinin başlığı olan sözlerini ağzım açık dinliyordum. O, hiçbirimize aldırmıyor, Oktay Akbal’a odaklanmış sürdürüyordu: Suçumuz ne biliyor musunuz Oktay Bey? Suçumuz insan olmak! Artık söze girmek gerekiyordu. Sordum: Hanımefendi eviniz yakınlarda mı, nerede oturuyorsunuz? Cevap hepimizi neredeyse sandalyeden düşürecekti: Garipler Sokağı’nda. Gerçeği mi yaşıyorduk, yoksa bütün bunlar rüya mıydı? Oktay Akbal da şaşırmıştı. Biraz da şöyle bir yayılmıştı. Baktım ki Tarzan güç durumda, çimdikler gibi uyardım: Oktay Bey aman dikkat, sonra yarın Ayla’lar hesap sorar. Gecenin sonrasını hatırlamıyorum. Öyküyü anlattığımda kimileri inanmıyorlar. O kadar çok anlattım ki, artık ben de gerçekten mi oldu, düş mü kurdum bilmiyorum. Ama ne fark eder? Olmamış olsa bile, olabilirdi ya! Nice yıllara Sevgili Oktay Akbal! Taksim niyetini açıkladı ERDEM GÜL KIZILCAHAMAM Başbakan Tayyip Erdoğan, Taksim Meydanı’nın bundan sonra 1 Mayıs’a kapatılacağı mesajını verirken yargıya, “Eylemcileri serbest bırakarak terörle mücadeleye zarar verdikleri” suçlamasını yöneltti. Erdoğan, AKP’li milletvekileri, parti yöneticileri, bakanlar ile eş ve çocuklarının da katıldığı Asya Termal Otel’deki kampın açılışında şöyle konuştu: tuluş Savaşımız sırasında oluş Hangi pazarlığı turulan Heyeti Nasiha’ya benyaptınız: Bahçeli ve arzetme gafletinde bulundular. kadaşları, 1999’da yapılan Heyeti Nasiha’yı hatırlagörüşmeler nedeniyle asGüvenlik güçlerine karşı sapan tayanlar ve hatırlatanlar, yilında bize değil, kendileşı kullanan göstericiler yargı tarafından ne Kurtuluş Savaşı sırarine hakaret etmektedirserbest bırakıldı. Bu sapan taşları denilen o sında teşekkül eden İrşad ler. Açık açık soruyodemir bilyeleri kullananları, ki suç olduğuna darum; ey Devlet Bahçeli, ir yasal düzenlemeler yapıldı, bu molotofkok Encümeni’ni ya hatırlamadılar ya da hatırladılar hükümet ortağı olduğun teyllerini kullananları, bu kadar rahat bırakırama işlerine gelmedi. dönemde İmralı ile gösanız, bunlar bir kapıdan girip, öbür kapıdan Terörist eylem rüşmeler yapıldı. Bu çıkarsa bu ülkede terörle mücadele zoryaptılar: Ellerinde saihanet midir? Başlaşır ve maalesef şu andaki sıkıntımıpan, demir bilye olan maszın altında biraz da bu yatıyor. Çöbakan Yardımcısı keli, üniformalı militanlar, züm sürecini de aslında olduğun dönemde İmmedyada çiçek çocukları, polis ve zora sokuyor. ralı ile müzakereler yagüvenlik kuvvetleri ise faşist olapıldı. Biz hiçbir pazarlığın içinde değiliz, peki o dö duğu çok net görülüyor. İsimleri rak ilan edildi. Ondan sonra ‘Başnem siz hangi pazarlığı ne varıncaya kadar hepsi tespiti bakan bağırıyor çağırıyor’. Tabii bağıracağım canım. Sen kalkar yaptınız? mizde. TGB yöneticileriyle MHP da elinde her tarafı yakıp yıkan, İsim isim tespit et il başkanlarının nasıl yan yana fotik: Türkiye genelinde, akil in toğraf karesi içinde yer aldıkları elinde sapanlarla, elinde bilyelersanlar heyetine karşı yapılan çok net olarak görülüyor. 4 bin 980 le kalkıp orada polisime, Emniyet eylemlerin tamamı kişi. 76 milyon içinde sadece 4 bin güçlerime karşı bu tür terörist bir nın fotoğrafla 980 kişi eylem yapıyor. Ama biz eylem gerçekleştirenleri savunurrı, görüntüleri de öyle bir medya var ki, olayla san, onları masum gösterirsen taelimizde. İP rı öyle aktarıyorlar ki haberlere bii ki bundan yaralanan, sorumile bir avuç baktığınızda, bütün şehir ayakta. luluk mevkisinde bir insan olarak evet ben bağırırım. s ö z d e İrşad Encümeni: Akil Kapatılacak mesajı: Ben MHP’li insanlar heyeti teşekkül ederken, de Taksim, Sultanahmet ve Benin nasıl bazı densizler, bazı kenyazıt meydanlarında miting düyan ya dini bilmezler, bu zenledim. Şimdi Sultanahmet, Bena ol heyeti, Kuryazıt meydanlarında miting var mı? Yok. Yarın belki Taksim Meydanı’nda da miting olmayacak. Sen şimdi Taksim Meydanı miting alanı olmaktan çıkarılırsa ‘İlla ben gidip orada miting yapacağım’ diyebilir YARGIYA ELEŞTİRİ misin? Hayır, diyemezsin. Burası bir hukuk devletidir. Sana miting alanı olarak neresi gösterilirse gidip mitingini orada yapmak zorundasın. Kılıçdaroğlu’na eleştiri: Akil İnsanlar İç Anadolu Heyeti, CHP’den randevu istemiş, vermemişler. Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Süreci bilmiyoruz, hiçbir şey bilmiyoruz, anlamıyoruz’ diyen sen değil misin? Bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır, bizim medeniyetimizde. İlim Çin’de dahi olsa gidip alacaksın. Sayın Kılıçdaroğlu, ayağına ilim getiriyoruz ama sen reddediyorsun. urtulmuş’a başkanlık anımsatması AKP’nin Kızılcahamam kampının ilk gününe, partinin Milli Görüş’ten transferi AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a, eski partisinin başkanlık sistemine karşı olduğunun anımsatılması damgasını vurdu. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, başkanlık sistemine karşı çıkan partiler arasında Kurtulmuş’un eski partisini de sayınca, sıkıntılı anlar yaşandı. Kuzu, başkanlık sistemine yönelik kaygıların yersiz olduğunu, parti olarak halka iyi anlatmaları gerektiğini, son anketlere göre bu sisteme halk desteğinin yüzde 42’ye kadar çıktığını söyledi. K MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmeyeceği mesajı vermesi, işçi ve memur konfederasyonları ile meslek örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı. DİSK Genel Başkanı Kani Beko: Türkiye işçi sınıfı ve dünya emek hareketi biliyor ki Taksim 1 Mayıs’la özdeş ilk akla gelen yer. İşçi arkadaşlarımızın Taksim’den vazgeçeceğini Emekçiler: Vazgeçmeyiz sanmıyorum. Yapılmak istenen şey Taksim’i sermayeye peşkeş çekmek. Alışveriş merkezleri yapacaklar. 1 Mayıs 1977 yılında katledilen 36 arkadaşınızın katillerini aramaktan, onlardan hesap sormaktan artık vazgeçin, yani bunu unutun, deniliyor. KESK Genel Başkanı Lami Özgen: Taksim emekçilerden, ezilen kesimlerden arındırılmak isteniyor. Emekçilerin geçmişten bugüne Taksim’e ilişkin 1 Mayıs belleğini ortadan kaldırmak istiyorlar. Bu yılki gerekçe inşaat oldu ama özü itibarıyla politik bir tutumdur. Biz bunu kabul etmediğimiz için başka alanlara gitmedik. Taksim ezilen kesimler için önemli. Başka resmi miting alanları yapılabilir ancak başka miting alanları var diye 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayamazsınız yaklaşımı politiktir ve kabul edilir bir şey değildir. Türkİş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Nazmi Irgat: 1977 yılında 36 insanın ölümünden sonra orası sendikalar için büyük önem kazandı. Taksim’deki kutlamaların simgesel değeri var. Yıllarca insanlar neden Taksim dediler? Dayatma ile “bundan sonra Taksim’i yasakladım” diyen bir anlayış tepkiyle karşılanır. Türk Tabipleri Birliği Başkanı Özdemir Aktan: Zaten Başbakan kendisi ile görüşmemizde bundan sonra Taksim’de 1 Mayıs kutlaması yapılmayacağının mesajlarını vermişti. Çukur işi bahaneydi. AKP masadan kaçıyor CHP lideri medyaya çattı, Erdoğan’a yüklendi Tekin’in medyaya isyanı C HP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Kılıçdaroğlu’nun konuştuğu saatlerde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Kızılcahamam toplantısındaki konuşmayı tam 12 kanal canlı yayınlarken Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını hiçbir kanalın yayınlamamasına tepki gösterdi. Bu durumu “rezalet” olarak nitelendiren Tekin, “Bundan sonra CHP medya ile ilişkilerini gözden geçirecek. Bundan sonra biz de toplantılarımıza medyayı çağırmayız” sözleriyle tepki gösterdi. Korumalara şark görevi İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve bazı bakanların koruma polislerinin aralarında bulunduğu polis tayin atamaları belli oldu. Atamalarda koruma polislerinin bazıları şarka gönderildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli başkomisere kadar olan polislerin şark tayinleri önceki gün belli oldu. Polis memurlarına, şark görevleri gece yarısı bildirildi. Emniyet müdürleri ve amirlerinin şark tayinlerinin ise haziran ayı başında belli olacağı belirtildi. Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve bazı bakanların koruma polislerinin bazılarının da şarka gönderildiği bildirildi. Geçtiğimiz yıl, 78 başkomiser ve daha alt rütbeli personel ile 2 bin 623 polis memuru şark görevine gönderilmişti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, diktatörün tanımı okunduğunda, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “siluetinin” göz önüne geldiğini belirtirken yasama, yürütme ve yargının yanı sıra medyanın da Almanya’da Hitler dönemi için kullanılan ve “Führer”e doğru kavramıyla ifade edilen Türkiye’nin dikta yönetimine dönüşmesi sürecine hizmet ettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, medyada partisiyle ilgili yer alan “kavga” haberlerini ise “iğrenç, satılık kalem” sözleriyle eleştirdi. CHP Parti Meclisi (PM), CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında toplandı. Konuşmasına, 6 Mayıs’ta idam edilen “Üç Fidan” Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı anarak başlayan Kılıçdaroğlu, Taksim’in 1 Mayıs’ta törenlere kapatılmasına tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan’ın “Taksim’e çıkanlar, AKP’ye karşı çıkanlardır” sözlerine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Ne zamandan beri AKP’ye karşı olmak suç oldu. Türk ceza yasasında böyle bir madde mi var” dedi. Kılıçdaroğlu, Türkiye’de demokrasi konusunda büyük bir zemin kayması yaşandığını ve ülkenin adım adım dikta yönetimine doğru gittiğine işaret etti. İktidarın, yargıyı kendi egemenliğini kurma aracı olarak kullandığını belirten Kılıçdaroğlu, “4 binin üzerinde, AKP döneminde hâkim ve savcı alındı. Şaibeli sınavlarla alındılar. 4 bin militan alındı. Yargıtay ve Danıştay’a militan yargıçlar atandı. Demokrasi için alana AYŞE SAYIN ANKARA CHP Parti Meclisi toplantısında, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin “dikta rejimine” gittiğine dikkat çekmek için aralarında İstanbul, İzmir, Mersin ve Aydın’ın da bulunduğu büyük kentlerle “demokrasi mitingi” düzenlenmesi kararı aldı. Kürt sorunu konusunda “Tutum Belgesi”ni, gelecek hafta cuma günü İstanbul’da açıklayacak olan Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in koordinatörlüğünde, 20’şerli gruplar halinde milletvekillerine de CHP’nin bu konudaki tutumunu halka anlatması görevini verdi. Kılıçdaroğlu liderliğinde toplanan CHP PM toplantısında, yerel seçim hazırlıkları masaya yatırılırken, Kürt sorunu konusunda CHP’nin kamuoyuna yönelik algısı da tartışıldı. Toplantıda, Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı 16 maddelik demokratikleşme paketinin genişletilerek, kamuoyuna “demokrasi manifestosu” olarak sunulması kararlaştırılırken, bunun anlatılması için de büyük illerde “demokrasi mitingi” düzenlenmesi benimsendi. CHP’nin bu konudaki görüşleri İngilizceye de çevrilerek, yurtdışında da anlatılacak. Edinilen bilgiye göre toplantıda, Kılıçdaroğlu, partinin sürekli “kavga” tartışmalarıyla gündeme gelmesinden rahatsızlığını dile getirirken, parti içinde böyle bir ortam yaratanların “CHP’li olamayacağını” söyledi. ru çalışma diye bir kavram vardı. Hitler bir şey söyler; herkes onu konuşur, hemen onun milletvekilleri koşar kanun teklifi verir, onun arkasında toplum oluşturulmaya çalıştırılırdı. Gazetecilere soruyorum; bu sürecin içine girip girmediğinizi hiç düşündünüz mü acaba?” Gazetelerin CHP ile ilgili “kavga” haberlerini verdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bu kadar iğrenç, aşağılık haberler hiç görmedim. Ne kavgası var CHP’de? Hiçbir kavgamız yok. Ama ‘Führer’e doğru çalışmayı kendisine ilke edinenler bu haberleri yazarak toplumun nezdinde CHP’de kavga var imajı yaratmak istiyorlar. Eğer kalemini AKP iktidarına kiraya verdiysen, oradaki hiçbir olumsuzluğu görmediysen, demokrasi ayaklarımızın altından kayıyorken hâlâ sen kalkıp CHP’yi eleştiriyorsan, kusura bakma senin kalemin satılıktır” dedi. ‘Masadan kaçan...’ Yeni anayasa tartışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, AKP hükümetinin masadan kaçmanın formüllerini aradığını söyledi. “Anayasa görüşmelerinde masaya oturmamızın yararlarını görüyor muyuz şimdi” diyen Kılıçdaroğlu, bu tavırla AKP’nin “özgürlükçü anayasa yapacağız, ah şu CHP var ya kaçıyor, masaya gelmiyor” bahanesini elinden aldığını belirten Kılıçdaroğlu, “Şimdi geldik. Niçin kaçıyorsunuz. O masadan kaçan hesabını bu ülkeye vermek zorunda” dedi. Bir AKP’li bakan ‘Allah verdikçe veriyor’ diyerek yargıdaki bu değişime olan sevincini toplumla paylaştı” görüşünü dile getirdi. ‘Bilim değil, film adamı’ Üniversitelerin de medreselere dönüştürüldüğüne dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “tabela” üniversitelerinin yöneticilerinin derhal görevlerinden ayrılıp AKP Genel Merkezi önüne “çadır kurup, Erdoğan’ın önünde iki büklüm olması” gerektiğini be lirtti. Kılıçdaroğlu, “Onlar bilim adamı değil, espri olarak söylemek gerekirse film adamıdır onlar” dedi. Demokrasilerde dördüncü gücün medya olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, artık Türkiye’de “AKP medyası” olduğunu ifade ederek kendilerinin bedeli ne olursa olsun en ağır eleştirileri yapmaya devam edeceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “Ne kadar baskı uyguluyorlarsa uygulasınlar CHP’nin sesini kesemeyecekler. Hitler döneminde ‘Führer’e doğ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle