Katalog

4 MAYIS 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) Gazetemizin 89. Kuruluş Yıldönümü, İstanbul ve Ankara’da düzenlenen törenlerle kutlanacak. İstanbul’da Yunus Nadi 2013 Ödülleri sahiplerini bulurken, Ankara’da da gazetemiz yazarları, CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın son kitabı “Yargıtatör”ü okurları için imzalayacak. Cumhuriyet’in 89. Kuruluş Yıldönümü ve Yunus Nadi 2013 Ödülleri, İstanbul’da 7 Mayıs Salı günü Şişli’deki “Yapı Endüstri Merkezi, Fulya Mahallesi Yeşilçimen Sokak No:12430 Fulya/İstanbul” adresinde gerçekleştirilecek törenle sahiplerine verilecek. Ankara Büromuzca düzenlenen “Cumhuriyet Şenliği” ise yarın Kuğulu Park’ta gerçekleşecek. Şenlikte Cumhuriyet yazarları, Cumhuriyet dostlarıyla buluşacak. Yazarlarımız, Mustafa Balbay’ın son kitabı “Yargıtatör”ü okurları için imzalayacak. 7 için şarkılar ve marşlar söyleyecek. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Ali Sirmen, Bekir Coşkun, Işık Kansu, Şükran Soner ve Ankara eki yazarları, okurlarıyla saat 16.00’da bir araya gelecek. Cumhuriyet dostları ve gazetemiz yazarları Balbay için kurulacak stantta, mesaj ve dileklerini Balbay’a iletme fırsatı yakalayacak. Şenliğimizde minik okurlar için de Tiyatro Pembe Kurbağa ve ekibi, saat 17.00’de sahneye çıkacak. Üç Anadolu müzik grubunun solistlerinden Ali Seçkiner Alıcı da şenliğimiz kapsamında başkentlilerle bir araya gelecek. C 89. yıldönümünü kutluyor Şenlik, özgün müziğin sevilen gruplarından Yeni Türkü’nün Cumhuriyet için söyleyeceği şarkılarla sona erecek. Gazetemizin 89. kuruluş yılı nedeniyle Ankara Büromuzca düzenlenen “Cumhuriyet Şenliği”, saat 15.00’te Ersan Petekkaya’nın çalışmalarıyla başlayacak. Çankaya Belediyesi Eşli Danslar Topluluğu saat 15.30’da sahneye çıkacak. Çankaya Belediyesi HOYTUR ekibi de saat 16.00’da Cumhuriyet dostları için folklor gösterisi gerçekleştirecek. Aynı gün saatler 16.30’u gösterdiğinde ise Çankaya Belediyesi 1000 Çocuk Korosu, Cumhuriyet Derdimiz Gazete Adları... Bu yazıyı 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde yazıyorum. Türkiye, tutuklu gazeteci sayısı bakımından bugün de birinciliği kaptırmamış durumda. Hapisteki 62 gazeteciye, ifade özgürlüğünü sınırlayan yasa maddeleri ve otosansürü zorunlu kılan tehdit ve söylemler de eklenince Türkiye’nin konumu yine değişmedi. Uluslararası örgütlerin yaptıkları sıralama Türkiye’yi Afrika, Ortadoğu ve Asya’daki çakma demokrasi ülkeleri ile ya eşdeğerde ya da bir parmak üstünde gösteriyor. Ülkede üfürmeyle oluşturulan barış rüzgârlarına karşın ifade özgürlüğünde iyileştirmenin 5 yıl öteye atıldığını Adalet Bakanı Ergin’in açıklamasından öğrenmiş bulunuyoruz. Artık hiç olmazsa elimizde bir tarih var! ??? İddiaya göre başta Cumhuriyet ve Türkiye olmak üzere adında Türk sözcüğü geçen gazeteler adlarını kullanamayacaklarmış. Hemen söyleyeyim. Korkulacak bir durum söz konusu değil. Elimizde kapı gibi iki yasa var ve bu durumu Nazlı Ilıcak’ın siyasal etkinliğine borçluyuz! ??? Rahmetli Kemal Ilıcak, sahibi olduğu Tercüman gazetesinin isim hakkını Karamehmet Grubu’na satmıştı. Vârisleri Tercüman’ı yeniden yayımlamak üzere kızının adına bir şirket kurup hazırlıklara başladılar. Bunun üzerine Karamehmet Grubu, apar topar denilecek biçimde kimi Tercüman’da çalışmış meslektaşlarımızla kendi Tercüman’ını yayımlamaya başladı. Böylece iki Tercüman gazetesi oldu. Karamehmet Grubu el atmanın önlenmesi için yargıya başvurdu. Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yasa’ya göre imtiyaz sahibi yayına ara vermişse isim hakkını 5 yıl süreyle koruyordu. Karamehmetler’in süresi dolmamıştı. Daha 2.5 yıla yakın bir süreleri vardı. Ilıcaklar davayı kaybedeceklerdi. Ne olduysa oldu. 6 Kasım 2003’te kabul edilen 5000 sayılı yasanın 31’inci maddesiyle bu süre üç yıla indirildi ve maddeye şu bölüm eklendi: “Bu kanunun yürürlük tarihinde 5680 sayılı kanun gereği mevkute (süreli yayın) neşredenler 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname gereği mevkute neşretmekten alıkonulamazlar.” Ardından sıra, bu değişikliğe uyum sağlama gerekçesiyle Basın Yasası’nın 9’uncu maddesinin değiştirilmesine geldi. 9 Haziran 2004 günü kabul edilen 5187 sayılı Basın Yasası da Patent Yasası’yla uyumlu duruma getirildi. ??? Önceki Basın Yasası’na göre gazete yayımlayacak olanlar beyannamelerini il merkezinde iseler vilayete, ilçelerde kaymakamlıklara veriyor ve isim hakları o idare çevresiyle sınırlı oluyordu. 5187 sayılı yasa, beyannamelerin ilgili savcılıklara verilmesi ve isim haklarının Türkiye kapsamında geçerli olacağı ilkesini de getirdi. Yasaya göre isimler, beyannamenin savcılık tarafından kabul edilmesiyle tescil ediliyor ve bununla kalmayarak, andığım kanun hükmünde kararname uyarınca koruma altına alınıyor. Basın Yasası’nın amaç maddesinde “Bu kanun basılmış eserlerin basımını ve yayımını kapsar” yazmakta oluşu da işin bir başka yanıdır. ??? Basın Özgürlüğü Ödülü de bulunan gazeteci Nazlı Ilıcak, medya ile ilişkisini Cumhuriyet’e ilişkin dedikoduları köşesine taşımakla sınırlamayıp Tercüman Olayı’nı da aydınlatsa, basın tarihine de önemli bir katkıda bulunmuş olur, diye düşünüyorum. Yeni Türkü Ankara’da Şenliğimizde özgün müziğin sevilen grubu Yeni Türkü de saat 17.30’dan itibaren şarkılarını Cumhuriyet için söyleyecek. Şenliğimiz kapsamında pek çok etkinliğin gerçekleşeceği kutlamamıza tüm Cumhuriyet dostları davetlidir. Gazetecilere hediye 62 tutuklu gazeteci için meslektaşları uçurtma uçurdu Tekin kelepçe dağıttı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Ankara’da restoranda düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında, “3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü”nü kutladı. Gazetecilere “kalemlerini kelepçelememeleri” için sembolik olarak kelepçe hediye eden Tekin, 2013 yılında tutuklu gazeteci kalmaması dileğinde bulundu. Tekin, AİHM’ye taşınan basın özgürlüğü davası sayısında da Türkiye’nin birinci olduğunu ve mahkemenin Türkiye’yi 13 bin 500 Avro tazminat ödemeye mahkum ettiğini anlattı. Serbest bırakılsınlar İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyeleri, Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde, Türkiye’de tutuklu 62 gazetecinin serbest bırakılması için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önündeki meydanda uçurtma uçurdular. TGS Başkanı Ercan İpekçi, siyasi iktidarın kendi aleyhine gördüğü herkesin “terörist”, her faaliyetin de “terörist faaliyet” olarak nitelendirildiğini belirterek, “Mesleğimizi yargılayan bu kanunları, bu davaların hepsini reddediyoruz” dedi. Uçurtma eylemine, Odatv davasında bir yılı aşkın bir süre tutuklu yargılandıktan sonra tahliye edilen gazeteciler Nedim Şener, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ile Şükran Soner, Zeynep Oral, CHP milletvekilleri Melda Onur, Kadir Gökmen Öğüt, Toplumsal Bellek Platformu’ndan Canan Kaftancıoğlu da destek verdi. Eylül dergisi editörü Erdal Süsem’in 4 yaşındaki oğlu da annesi Eylem Süsem ile birlikte, babasının özgürlüğe kavuşması için uçurtma uçurdu. Eşinin MKP üyesi olduğu gerekçesiyle 3 yıldır tutuklu yargılandığını belirten Eylem Süsem, “Oğlumuz büyüyünce babasının özgür kalacağına inanıyor. 1 saatlik açık görüşlerden ayrılırken çok zor oluyor. Gardiyanlara tepki gösteriyor. Kapalı görüşlere hiç götürmüyorum. Babasının yanına gidemeyince ağlıyor” dedi. Babası tutuklanyapan TGS Başkanı İpekçi, Türkiye’nin dünyanın en çok gazeteci hapseden ülke olma unvanını elinden bırakmadığına dikkat çekerek şunları kaydetti: “Tutuklu 62 gazetecinin özgürlüğünü talep etmek için onların fotoğraflarını taşıyan uçurtmaları gökyüzüne saldık. Görmeyen gözleri görsün diye. Medya baskı altındayken Türkiye’nin özgürleşmesi mümkün değil. Hapisteki arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını, TMK’nin tamamen kaldırılmasını, terör mahkemelerinin lağvedilmesini istiyoruz.” TGC: Türkiye sınıfta kaldı İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu da yaptığı yazılı açıklamada, halkın doğru yansız bilgi edinme hakkı olan basın özgürlüğü konusunda Türkiye’nin 2013 yılında da çağdaş ülkeler arasında sınıfta kaldığı vurgulanarak, Amerikan İnsan Hakları ve Özgürlükleri İzleme Örgütü Freedom House’un “2013 Dünya Basın Özgürlüğü” raporunda Türkiye’nin dünyada cezaevlerinde en çok gazeteci bulunduran ülkelerden biri olarak gösterdiğine dikkat çekti. Özgür basın tutuklu dığında Renas’ın 10 aylık olduğunu ifade eden Süsem, “Babasını cezaevinde tanıdı. İlk başlarda cezaevini babasının evi olarak biliyordu. Babasının orada çalışıp, para kazandığını sanıyordu. Ancak şimdi öğrendi. Bütün polisler onun için çizgi film Transformers’da kötü karakter Megatron” diye konuştu. Uçurtma eyleminin ardından açıklama CHP Milletvekili Melda Onur da “Tutuklu arkadaşlarımız için ‘gazetecilik nedeniyle içerde değiller’ diyorlar ya... Bu arkadaşlarımız, gazetecilik yapmasınlar diye içerdeler. Gerçek budur. Özgür basın tutukludur” dedi. Gazeteci Nedim Şener de uçurtmanın, “Uçurtmayı Vurmasınlar” filminde olduğu gibi cezaevi duvarlarının arasında bile özgürlüğü temsil ettiğini söyledi. ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ, PROTESTO GÖSTERİSİ YAPTI Arslan’a basın özgürlüğü ödülü İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Karşıyaka Belediyesi’nin İzmir Gazeteciler Cemiyeti’yle birlikte verdiği “2013 Basın Özgürlüğü” ödülünün sahibi, son yıllarda düşünceleri ve yazıları nedeniyle işsiz kalan gazetecilerin sembol ismi haline gelen Ayşenur Arslan oldu. Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’la İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel, ödülü alan ismi, basın toplantısıyla açıkladı. Türkiye’de kutlan(a)mıyor İstanbul Haber Servisi Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) Türkiye Şubesi, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yer alan ve ifade özgürlüğüne engel olan maddelerin uluslararası standartlara uyumlu hale getirilmesi istemiyle 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde protesto gösterisi yaptı. Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi üyeleri, dün Galatasaray Lisesi önünde yaptığı basın açıklamasında, “İfade özgürlüğü şimdi” pankartı açarak, ağızları kapalı bir şekilde “Ne çektin be Türkiye” dövizini taşıdı. Ağızlarını TCK’de ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddelerin yazılı olduğu bantlarla kapatan grup adına açıklama yapan Umur Dağlı, Türkiye’de basın özgürlüğü ile ifade özgürlüğünün ciddi bir şekilde kısıtlandığına belirterek, “Gazeteciler sadece mesleklerini icra ettikleri için kovuşturmaya uğruyor ve hapis cezası alıyor. Birçok gazeteci, yasalar yoluyla adeta taciz edilircesine aynı anda birçok davadan yargılanıyor. Birçoğu uzun yargılanma süreleri boyunca cezaevinde tutuluyor” dedi. UAÖ’nün mart ayında yayımladığı “İfade özgürlüğünün tam zamanı” adlı raporuyla Türkiye’de ifade özgürlüğü hakkının ve bu hakkın önünde engel teşkil eden 10 yasa maddesininin mercek altına alındığını anımsattı. 4’üncü yargı paketinin basın özgürlüğünün ve genel anlamda ifade özgürlüğünün önünde engel teşkil eden yasaları değiştirmede yetersiz kaldığı belirtilen açıklamada, “Hükümeti, anayasanın hali hazırda birçok kısıtlama içeren 26. maddesini, ifade özgürlüğü hakkını korumasını, uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilerek güvence altına alacak şekilde değiştirmeye çağırıyoruz” denildi. Aygün’den ‘Dersim’ teklifi: ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Tunceli Millevtekili Hüseyin Aygün, TBMM Başkanlığı’na Tunceli ilinin adının “Dersim” olarak değiştirilmesi için yasa önerisi verdi. Aygün, yaptığı açıklamada da 4 Mayıs’ın Dersim Katliamı Anma Günü olduğunu belirterek, hükümetin “barış süreci” dediği politikada samimi ise Dersim adının “iadesi” için adım atmasını istedi. ÇHD’li avukatlar Ankara Adliyesi’nden Adalet Bakanlığı’na yürüdü ‘Savunmaya saldırıya son’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), üyeleri ve Türkiye’nin çeşitli illerinden Ankara’ya gelen baro başkanları ve avukatlar, Ankara Adliyesi’nden Adalet Bakanlığı’na yürüyüş düzenleyerek tutuklu avukatların serbest bırakılmasını istedi. Mitinge CHP milletvekilleri Hüseyin Aygün ve Tufan Köse de destek verdi. 22 Kasım 2011’de Türkiye’nin en büyük avukat operasyonunun yapıldığı, 14 Kürt avukatın gözaltına alındığı, 36’sının ise tutuklandığı, KCK Ana Davası’nda 103 avukat hakkında soruşturma başlatıldığının anımsatıldığı açıklamada, “Ülkemizde sadece son dönemde Terörle Mücadele Yasası kapsamında 70 avukat hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmış, 8 avukat meslektaşımıza oldukça yüksek cezalar verilmiştir, Türkiye hapishanelerinde halen 35 meslektaşımız tutukludur” dedi. Ankara Barosu Başkanı Feyzioğlu, “Mesleklerini yaparken, görevlerini yerini getirirken tutuklanan, gazlanan, coplanan, duruşma salonlarından dışarı çıkarılan bütün meslektaşlarımız ve ÇHD bizim onurumuzdur. ÇHD’ye yapılan saldırı doğrudan doğruya avukata ve mesleğe yapılmış bir saldırıdır. Ergenekon, Balyoz, KCK davalarında ve ismini bilmediğimiz, sadece numarası ile bilinen pek çok davada, tüm Türkiye’de avukatlar artık savunmayı savunmak zorunda bırakılmaktadır. Bizim amacımız ırk, din, dil, mezhep, hiçbir ayrım gözetmeksizin bütün avukatların savunmayı savunmak üzere tekvücut olduğunu göstermektir” dedi. Açıklamaların ardından Adalet Bakanlığı’na yürüyen avukatlar oturma eylemine başladı. Bir heyet de Adalet Bakan Yardımcısı Veysi Kaynak ile görüşmek üzere bakanlığa geçti. Kısa süre sonra bakanlıktan çıkan heyet adına açıklama yapan ÇHD Genel Sekreteri Aslan, Kaynak’ın randevu vermesine karşın yerinde olmadığını açıkladı. Fotoğraf: SİNAN TARTANOĞLU Muş’ta PKK sığınağı bulundu ? MUŞ (Cumhuriyet) Hasköy ilçesi kırsalında güvenlik güçlerince yürütülen arazi arama tarama çalışmaları kapsamında terör örgütüne ait 3 malzeme deposu tespit edildi. Depolarda bulunan 1 tona yakın gıda malzemesi imha edildi. Akagündüz’den düzeltme ? ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Gazetemizin önceki günkü sayısında yer alan “CHP’li Akagün ‘sövmek’ten disiplinde” başlıklı haberle ilgili CHP Uşak milletvekili Dilek Akagün düzeltme metni gönderdi. Akagün, “Bu başlık kişisel olarak benim itibarımı sarsıcı bir başlık olup, Cumhuriyet gazetesi tarafından böylesi bir başlık kullanılması beni üzmüştür. 18 Nisan 2013 tarihli grup yönetim kurulu kararı tarafıma 2.5.2013 günü tebliğ edilmiş olup, grup disiplin kuruluna gönderilme gerekçem “partililerin kişilikleri ile uğraşmak, parti üyeleri hakkında küçük düşürücü sözler söylemek olarak belirtilmektedir” ifadelerini kullandı.