Katalog

SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 2013 CUMARTESİ [email protected] 16 KÜLTÜR Ceza kararı sonrasında Türkiye’deki ilk konserini yarın veriyor 6 MAYIS’TA SÜREYYA OPERASI’NDA Say için 30 bin imza u Kampanya kapsamında yapılan açıklamada ‘Sizin cehaletiniz rahat etsin diye kendimizi sansürlemeyeceğiz’ denildi. Fazıl Say, yarın Caddebostan Kültür Merkezi’nde bir konser verecek. MERT TAŞÇILAR ANKARA Piyanist Fazıl Say hakkında verilen 10 aylık hapis cezasının ardından başlatılan imza kampanyasında yaklaşık 30 bin imza toplandı. Türkiye’den ve dünyadan katılımcıların bulunduğu imza kampanyasına birçok sanatçı da destek verdi. Kampanya kapsamında yapılan açıklamada ise “Sizin cehaletiniz rahat etsin diye kendimizi sansürlemeyeceğiz” denildi. İmza kampanyasının yürütüldüğü “http://imza. la/bizidefazilsay” adlı internet sitesinde “Türkiye için utanç kaynağı olan davayı uluslararası medyada gündeme getirdi ve yüce Türk adaleti dünyaya ne kadar demokratik olduğumuzu bir kez daha göstermiş oldu!” denilerek BBC, Le Figaro, New York Times, Washington Post, Republica gibi gazetelerde çıkan haberlere yer verildi. İnternet sitesinde yapılan açıklamada, Say’ın cezasına gerekçe gösterilen Hayyam’ın dizeleri hakkında, “Herkesin bildiği, internette veya yazın dünyasında binlerce defa yazılmış” ifadeleri kullanılırken kampanya için şunlar kaydedildi: “Türkiye Cumhuriyeti’nin dünya çapında tanınan, kendi ülkesi hariç tüm dünyada saygı gören, her nerede konser veriyor olursa olsun biletleri aylar öncesinden tükenen Fazıl Say’a, herkesin bildiği, internette veya yazın dünyasında binlerce defa yazılmış Ömer Hayyam dörtlüğü sebebiyle ‘Dini değerler üzerinden halkı aşağılama...’ gibi saçma, ifade ve düşünce özgürlüğüne aykırı bir madde sebebiyle dava açıldı ve karar açıklandı; 10 Ay! Sizin cehaletiniz rahat etsin diye kendimizi sansürlemeyeceğiz!” Fazıl Say ise verilen ceza sonrasında tepkisini, “Halkıma gece gündüz hizmet etmeye gayret ederken, tüm dünyada en iyi şekilde temsile uğraşırken halkımı dini değerler üzerinden aşağıladığımı iddia etmek yanlıştır. Aynı şekilde yanlış olan ise beni suçlayanların özgür düşüncemi engellemeye çalışıyor olmalarıdır. Hiçbir değer ve dini değerler özgür düşünceden korkularak, düşünce baskı altına alınarak korunamaz...” sözleriyle dile getirmişti. Fazıl Say yarın saat 20.30’da İstanbul’da, Caddebostan Kültür Merkezi’nde konser verecek. İki bölümden oluşan konserin birinci bölümünde Beethoven’ın “Ayışığı Sonatı” eseri seslendirilecek. K o n s e r , Fazıl Say’ın “Viyolonsel ve Piyano için Sonat” ile “4 Şehir” adlı eseri Konser yarın ve Chopin’in “3 Noktürn” eseri ile sona erecek. Konserde, Fazıl Say’a Borusan Dörtlüsü’nün çellisti Çağ Erçağ çellosuyla eşlik edecek. İktu’dan Rus Ezgileri Kültür Servisi Ünlü bariton Mesut İktu, şef Hakan Şensoy’un yöneteceği İstanbul Oda Orkestrası eşliğinde, “II. Dünya Savaşı İçin Bestelenmiş Rus Ezgileri”ni seslendirecek. Konser, 6 Mayıs Pazartesi akşamı saat 20.00’de Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda. Mesut İktu’nun seslendireceği şarkıları, orkestra şefi Hakan Şensoy kendisi düzenlemiş ve bu yapıtlar geçen sezon Belarusya’nın başkenti Minsk’te Minsk Devlet Oda Orkestrası, Rusya’nın St. Petersburg kentinde de St. Petersburg Devlet Akademik Senfoni Oda Orkestrası eşliğinde seslendirilmişti. II. Dünya Savaşı yıllarında yalnızca Sovyetler Birliği’nde yaklaşık 20 milyon kişinin yaşamını yitirdiği çatışmalar sırasında şairlerin, hatta savaş muhabirlerinin yazdıkları dizeler ünlü Rus besteciler tarafından müziğe aktarılmış, dilden dile dolaşmıştı. Savaş yıllarını genç bir besteci olarak St. Petersburg’da (o günlerde Leningrad) yaşayan Dmitri Şostakoviç de Nazi ordusunun 999 gün boyunca kuşattığı kentten izlenimlerini “Leningrad” adını verdiği 7. Senfonisi’nde yansıtmıştı. 19. İstanbul Barok Festivali Haendel ile açıldı u İstanbul Barok Topluluğu’nun kurucusu ve yönetmeni Leyla Pınar’ın konuşmasıyla açılan festival, geçen yıl yenilenen Yıldız Sarayı Tiyatrosu’nda başladı. EGEMEN BERKÖZ Saray Tiyatrosu’nda barok gecesi 19. İstanbul Barok Festivali Yıldız Sarayı Tiyatrosu’nda İstanbul Barok Topluluğu’nun sahnelediği, Georg Friedrich Haendel’in dramatik kantatı HWV 122 Apollo ve Daphne ile açıldı. Gösterimden önce konuşan, topluluğun kurucusu ve yönetmeni Leyla Pınar, bu yapıtın seçilme nedeninin, Barok dönem yapıtı olmasının yanı sıra, konusunu Anadolu topraklarında doğmuş bir mitolojik öyküden alması olduğunu söyledi. Pınar, topluluğun amaçlarının Barok dönemde geleneksel müziğimiz ile Avrupa müziği arasındaki etkileşimin ortaya çıkarılmasına katkıda bulunmak ve bu doğrultuda, Barok dönemde bu toprakların ürünü mitolojik öyküler üzerine bestelenmiş oda müziği ve opera yapıtlarını sahiplenip seslendirmek olduğunu belirtti. Türkiye ilk gösterimini 11 Nisan’da yaptıkları kantatı tiyatronun küçük sahnesine Ali Pınar uyarlamış. Apollo’da İstanbul Devlet Operası sanatçısı bariton Caner Akgün’ü, Dafne’de MSGSÜ Devlet Konservatuvarı’nı 2011’de bitiren ve aynı yıl Siemens Opera Yarışması’nda üçüncü olan genç soprano Dilruba Bilgi’yi dinledik. Onlara eşlik eden İstanbul Barok topluluğu Leyla Pınar (klavsen ve org), Amsterdam’da Barok müzik eğitimi görmüş, Letonyalı Alisa Ruska (keman), İDOB sanatçısı Ceren Gürkan (keman), uzun süredir İstanbul Barok’la çalışan Bülent Küçük (viyola), Roma Konservatuvarı eğitimli, araştırmacı Amadeo Grazia (viyola) ve İDOB’dan Burak Ayrancı’dan (çello ve sürekli bas) oluşuyordu. Yapıt bütünüyle, çalgıların tınısı ve solistlerin söyleyişinin uyumuyla, bir 19. yüzyıl yaşamı yanılsaması yaşattı. En azından bana. Güzel bir müzik akşamıydı. Gösterimden sonra görüştüğüm Leyla Pınar; uvertürü olmayan kantata Deidamia operasının uvertürüyle başlanmasının nedenini, bu operanın da ko nusunu Anadolu’dan alması olarak açıkladı. Kantatın 12. bölümü (Dafne’nin resitatifi) ile 17. bölümüne (Apollo’nun resitatifi) orgla eşlik etmesinin nedeninin ise orgun yüksek ve derin sesinin bu iki bölümdeki içe dönüşleri daha iyi vurgulaması olduğunu söyledi. Yenilenip geçen yıl gösterimlere açılan Yıldız Sarayı Tiyatrosu’nu II. Abdülhamit 1889’da yaptırmış. Batı müziğini çok seven padişah burada, aile üyeleri, nazırlar, yüksek memurlar ve yabancı davetlileriyle birlikte, Avrupa’dan gelen toplulukların konserlerini ve sahneledikleri operaları izlermiş. Tiyatronun yapımında, Saray Mimarı D’Aronco’nun neobarok üsluptaki tasarımının, bazı inceliklerinden yalıtılarak uygulandığı belirtiliyor. Altyazı’da ‘Gençlik Endişesi’ ‘Adhokrasi’ New York’ta Kültür Servisi Aylık sinema dergisi Altyazı’nın mayıs ayı sayısının kapağında, Noah Baumbach’ın son filmi “Frances Ha”dan bir kare “Gençlik Endişesi” başlığıyla yer alıyor. Dergide, Baumbach’ın filmini, Lena Dunham’ın fenomen dizisi Girls ve Alman yönetmen Jan Ole Gerster’in ilk uzun metrajı “Eyvah” (Oh Boy) ile karşılaştıran değerlendirme yazısı yer alıyor. Kültür Servisi İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından, 2012’de birincisi gerçekleştirilen İstanbul Tasarım Bienali’nin eş küratörlerinden Joseph Grima’nın “Adhokrasi” başlığını taşıyan sergisi, İstanbul’un ardından New York’taki New Museum’un Ideas City festivali kapsamında sergilenecek. Sergi, 7 Temmuz’a dek gezilebilecek. 8. Uluslararası Şiir Buluşması’nda gazetemiz yazarı Ataol Behramoğlu, onur konuğu şair olarak yer aldı. İzmir şiirde buluştu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Konak Belediyesi’nin düzenlediği 8 Uluslararası Şiir Buluşması dün gerçekleştirildi. Dr. Selahattin Akçiçek Eşrefpaşa Kültür ve Sanat Merkezi’ndeki buluşmada Fransa, onur konuğu ülke, gazetemiz yazarı Ataol Behramoğlu da, onur konuğu şair olarak yer aldı. Açılış konuşmasını yapan Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, şiirin evrensel diline dikkat çekti. Toplumların kültür ve sanat aydınlığında geleceğe taşınacaklarını bir kez daha vurguladı. Behramoğlu da konuşmasında, “İzmir şiirin başkentidir; yaşamın, özgürlüğün başkentidir. Ülkemizi içeriden ve dışarıdan kuşatan gericiliği İzmir tek başına kırabilir” dedi. İzmir Fransız Kültür Merkezi Müdürü Emmanuelle Houles de, “Her sanatçı şairdir, yaratan, keşfeden, dile yorum katan herkes şairdir. Şiir, dilin ve insanın özüne, her şeyin temeline dokunur” diye konuştu.