18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 2013 PERŞEMBE 8 HABERLER Elmanın kalan yarısı benim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, yaşamını yitiren eşi Nazmiye Demirel (86) ile bir elmanın iki yarısı olduklarını belirterek “Kalan yarısı benim, giden yarısı Nazmiye Hanım’dır” dedi. Demirel, Güniz Sokak’taki evinin önünde bekleyen gazetecileri kabul etti. “Nazmiye Hanım’a karşı basınımızın genel olarak tutumundan, tavrından fevkalade memnunum” diyen ve teşekkür eden Demirel, Nazmiye Demirel ile 65 yıl yol arkadaşlığı yaptıklarını söyledi. Demirel, “Bu 65 senenin çok önemli bir kısmı siyasettir. Siyasetçilerin arkasında olmak da kolay bir şey değildir. Nazmiye Hanım benim arkamda hep metanetle durmuştur. Gördüğüm hizmete karışmamış ama bana destek vermiştir. Onun için huzurunuzda kendisine minnetlerimi, şükranlarımı söylüyorum. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun inşallah” diye konuştu. Nazmiye Demirel’in Alzheimer hastalığına yakalandığını da anımsatan Demirel, Türkiye’de bu hastalığa karşı daha çok araştırma yapılmasını istedi. Takke Düştü... Daha önce de yazmıştım, ama yeniden kaçınılmaz oldu. Ustalarımızdan Selahattin Karayavuz, bir konuyu anlattığında sonuna bir de öykücük eklerdi. Baba erenleri namaz kılmadığı için yaka paça kadının karşısına çıkarmışlar. Baba erenler kendini savunmuş: “Kuran’da yeri var. ‘Namaza yaklaşmayınız’ buyuruluyor.” Kadı efendi üstelemiş: “Ama devamında da ‘Sarhoşken’ deniyor.” Baba erenler yanıtlamış: “Bize o tarafını öğretmediler...” HHH İçkiyi bir yanıyla yasaklamayı, öteki yanıyla da sınırlamayı öngören yasayı savunmak için AKP’lilerin gösterdiği gerekçe de aynı yöntemi içeriyor. Anayasanın 58’inci maddesinin sadece “Devlet gençleri alkol düşkünlüğünden korur” bölümü alınıp “müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda” diye başlayan bölümleri yok sayılıyor. Ancak bu gerekçenin göstermelik bir gerekçe olduğu iddiası, iddia olmaktan çıkıp kesinleşti. Başbakan’ın grup toplantısında söyledikleriyle yasaklamanın inanç gereği olduğu kayıtlara geçti. Böylece anayasanın 24’üncü maddesinin de yok sayıldığı ortaya çıktı. Maddenin, “Kimse devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandırma veya siyasi ve kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz” bölümü de havada kaldı. “Ana muhalefet sözcüleri sadece yasa yapan ayyaşları aramakla yetinmeyip bu aykırılığı da somutlaştırsalar” beklentisini anımsatmakta da yarar var. HHH Madem anımsatmaya başladık, yazıyı rahmetli Necip Mirkelamoğlu’nun (192221 Aralık 2010) “Rakınâmesi” ile bitirelim. Yemekte politika konuşulmazdı. Bir gün başbakan hayat pahalılığından yakınmalara rakamlarla yanıt verirken birden söze karışır Nazmiye Hanım: Süleyman, pazara git de fiyatlara bak CÜNEYT ARCAYÜREK imi zaman geçmişin tatlı acı anıları; bir olay, bir ölüm vesilesiyle bellekten gün ışığına çıktığında, ne kadar şaşırtıcı, bir o kadar ilginç, ne kadar kıvanç verici olabiliyor. Nazmiye Demirel öldü. Değişmeyen kişiliğine özgü nitelikler ölümünden sonra sütunlara yansıdı. Oysa acımazlığın girdabından sıyrılan kimi anıları gün geliyor, bir kez daha anımsamak gerekiyor. Köyden kente inen... hangi koltukta oturursa otursun eşinden desteğini eksik etmeyen ve olaylar ne kadar zorlarsa zorlasın yanından ayrılmayan ender Türk kadınlarından biridir Nazmiye Demirel. Isparta’nın İslamköyü’nden Nazmiye Hanım, aynı köyden Süleyman Demirel’i ilk kez ne zaman nasıl gördü? Evlenmelerine karar verildiğinde köyün bir ağacının gölgesinde sınavlara hazırlanan Süleyman’ının yanına gitti, konuştu mu acaba? Demirel’lere sormadığım soruların biridir bu soru. Süleyman Demirel adı 27 Mayıs Anayasası’nın yürürlüğe girmesinden hemen sonra kurulmasına izin verilen parti hareketleri sırasında duyuldu. DP’nin varisi olduğu söylemiyle kurularak ilgileri üzerine çeken Adalet Partisi içinde sivrilen birkaç isimden biriydi eski Su İşleri Genel Müdürü Süleyman Bey ve rahmetli Adnan Menderes’in değer verdiği gözde bir mühendis... Bürokrasi kulislerinde adından söz ediliyordu ama adı siyasete atıldıktan sonra daha da ünlendi ve… …1964 yılında Adalet Partisi Genel Başkanlığı’na seçilen eşinin, CHP’nin hiç istemediği bir sonucu gerçekleştirerek 1965’te tek başına iktidara gelmesinden ve başbakan olmasından sonra, Nazmiye Hanım birden basının ilgi odağı oldu. Yaşamı nasıldı, nelere meraklıydı, giysilerini kime diktiriyordu? 27 Mayıs’ta askerlere yakınlığıyla ününe ün katan rahmetli bir kadın meslektaşımız, örneğin hanımefendinin giysilerini kime ısmarladığını öğrenmeye pek meraklıydı. Oysa? Nazmiye Hanım kapalı kutu! CHP aristokrasisinin Demirel’lere köylü diye burun kıvırdıkları, İsmet Paşa’ya yakın bir kısım yazarların bir davette protokol gereği smokinle görünen Demirel’i garson diye alaya aldıkları günlerdi. Eşinin başbakan olduğu günlerden bir gün Nazmiye Hanım’ı ilk kez Güniz Sokak’ta daha önce oturdukları arkası küçük bahçeli evde gördüm. Sonraları öğrendim:. Nazmiye Hanım eşiyle Amerika’ya gitmiş, Batı yaşamını görmüş, herhangi bir Türk kadınından ne giyim ne de yaşam itibarıyla farklı olmayan genç bir hanımefendiydi. Bir gün bir de baktım; Amerika’dan alıp getirdiği özel arabasını garajdan çıkarmış, yaşamı boyunca araba kullanmayan eşi yanında. Demirel, başbakan olduktan sonra ya haber ya da demeç almak istediğim kimi zamanlar ya sabah kahvaltısına ya da öğle yemeğine çağırır; Güniz’de bugünlere dek oturdukları evin ikinci katına çıktığımda, genişçe salona açılan küçük bir odada ve yanındaki mutfakta… …Nazmiye Hanım’ı yemek hazırlarken görürdüm. Öğle yemeklerinde sofrada yok yoktu. Sabah kahvaltılarında peynirin, zeytinin, ekmeğin, reçelin pek çok çeşidi bulunur. Nazmiye Hanım sürekli olarak ya bir yemeği ya da kahvaltıdaki yöresel her yiyeceği, reçeli yememde ısrar ederdi. Yemekte politika konuşulmazdı ama bir gün başbakan hayat pahalılığından yakınmalara rakamlarla yanıt verirken birden söze karıştı Nazmiye Hanım: “Süleyman, Süleyman” dedi, “sen pazara git de fiyatlara bak”! Başbakan ses çıkarmadı. Kısa kesildi yemek. Aşağıya çalışma odasına indik. Demirel’in kardeşleriyle ilgili suçlamalarla fena halde sıkıştırıldığı günlerde, Nazmiye Hanım’ın “Hayat” dergisinde yayımlanan röportajında “ailemizde ayrımız gayrımız yoktur” mealindeki sözleri; Demirel’in Başbakanlık nüfuzunu kullanarak kardeşlerine K l Bugün son yolculuğuna uğurlanacak Nazmiye Demirel siyasete karışmayan ama siyaset içinde yaşayan, başarılı başarısız, ıstıraplı sevinçli günlerinde eşini yalnız bırakmayan, desteğini eksik etmeyen gerçek bir hanımefendiydi... Havalimanına gittiklerinde Bülent Ecevit’le Rahşan Hanım’ın da orada olduğunu gördüler. Ne eşler ne de kocalar birbiriyle konuşmadı. Zaten Nazmiye Hanım’la Rahşan Hanım hiçbir zaman yan yana gelmediler. O günlerde yan yana gelemeyen iki büyük partinin liderlerinin eşleri bir araya gelecekler de ne konuşacaklardı? Rahşan Hanım partinin iç işlerinde de siyasal yönlü olaylarda da Bülent Ecevit’le birlikteydi. Fiilen politikanın içindeydi. Nazmiye Hanım ise Rahşan Hanım’ın aksine eşinin politik çalışmalarına hiçbir zaman somut biçimde katılmadı. Demirel’le Ecevit gibi, eşleri de zıt karakterde, yapıda insanlardı. Askeri havalimanından kalkan uçak Çanakkale’ye yol alırken pencereden aşağıya bakan Demirel sık sık “Şu yollar, şu baraj, şu fabrikalar bizim eserimiz” diye konuşurken Nazmiye Hanım birden sözünü kesti: “İyi, iyi de. Bunları yaptın diye mükâfat olarak işte Hamzakoy’a gönderiyor” deyiverdi. RAKINÂME İçmesini bilene Zevku sefâdır rakı İçmeyi bilmeyene Cevrü cefadır rakı. Bir münasip miktarı Muhabbet anahtarı Kaçırırsan ayarı Cana ezâdır rakı. Ne dert kalır ne keder İçeni mesut eder İçebilirsen eğer Ruha cilâdır rakı. Ham ervahsan yanaşma Arifsen ondan şaşma İç ama haddin aşma Ferahfezâdır rakı. Yarattığı âhengi Ne saz verir ne cengi Terbiyenin mihengi Dense sezâdır rakı. Beyaz peynir domates Yanına bir kavun kes Çiğ köfteyle ne enfes Bir iptilâdır rakı. Biraz tuzlu leblebi Kadehin billur lebi Dudakları öpmeli Yoksa hebâdır rakı. Ehli kemâl olana Zevkle hemhâl olana Sohbette tad bulana Yârı vefâdır rakı. Misten âlâ kokusu Ana sütü gibi su Şu ki sözün doğrusu Müstesna mâ’dır rakı. Dost bezminde sohbete Neşei muhabbete Her manevi lezzete Bir vasıtadır rakı. Nükte, cinas anlayan Ahengi bezme uyan İçip zırvalamayan İşte O’nadır rakı. Eşşek içince zırlar Köpek içerse hırlar Kedi içse tırmalar, İnsanlaradır rakı. Al kadehi eline Dokun gönül teline Muhabbet âlemine Bir merhabadır rakı. Âdâbı, erkânı var, Zamanı, mekânı var, Kimin ki î’zanı var, O’na şifâdır rakı. Gönül dargınlarına Vefa kırgınlarına Hayat yorgunlarına Hazâ devadır rakı. Mirkelamoğlu der ki Had bilmezsen eğer ki Öyle rüsvâ eder ki Başa belâdır rakı. büyük krediler sağladığını içeren eleştiriler, iddialar yüzünden parlamentoda ve basında zor durumlara düşmesine neden oldu. Sonraki günlerde hanımefendi bir gazete ya da dergiye demeç vermedi. vurmaya çalıştı ve daha sonraları Demirel sayesinde zenginleşerek Boğaz’da yalı satın alabilen bir meslektaşımız, Başbakan’ın Bükreş gezisinde Nazmiye Hanım’ın resmi davetlerde saç tuvaletini yapacak bir berberin de heyete alındığını yazdı. Gazetesi haberi manşetten yayımladı. Başbakanlık çevreleri komünist rejimle yönetilen Romanya’da kadın berberi bulmak zorluğundan söz ettiler ama basının ve muhalefetin engellenemeyen eleştirilerinden Nazmiye Hanım’ın çok etkilendiğini öğrendik. Günümüz medyasına not verme olanağı sağlayan günlerdi: Cumhurbaşkanının, başbakanın, bakanların dış gezilerine katılan eşleri, örneğin Bayan Emine Erdoğan ya da Hayrünnisa Hanım gidilen ülkede çarşı pazar geziyor. RTE korkusuyla poposu sıkmayan… …bir vakitler başbakan, cumhurbaşkanı eşlerini adım adım izleyerek renkli, ayrıntılı bilgileri haberleştiren değerli medyamızda bugün tek satır, küçücük bir habere rastlanmıyor. B erber sorunu üzdü... Fakat basın Başbakan’ı eşi üzerinden Ecevit’in balkona çıkarak sonuçları “artık iktidara geldik” diye açıklamasından sonra, araçlara binen partililer Güniz Sokak’taki evin önünde “Nazmiye, papucu yarım / Çık dışarı oynayalım” diye bağırmaları olası siyasal gelişmelerin rengini ve anlamını değiştirdi. Sokak yatıştıktan sonra Güniz’deki eve uğradım. Demirel çalışma odasında ayaktaydı. Sinirliydi. Eşine kabalığı ve hakareti sindiremiyordu. “Ecevit, hadi bakalım, şimdi hükümeti nasıl kuracak, kursun da görelim” dedi sert ses tonuyla.. Sokakta nümayiş Ecevit’e pahalıya mal oldu. Demirel, Ecevit’i ve Ecevit’e azınlık hükümeti görevi veren Cumhurbaşkanı Korutürk’ü ağır biçimde eleştiren bir kampanya yürüttü. Azınlık hükümeti Meclis’ten güvenoyu alabilmesi için yeterli 226 oya ulaşamayarak istifa etti. tan döndüğü gün Güniz’deki evi tıkabasa dolduran kalabalık arasında Nazmiye Hanım’a baktım. Sararmış yüzünde belli belirsiz tebessüm varmış gibi geldi bana. O gösterişsiz, ne ki güncel giyimine dikkat eden Nazmiye Hanım’a görmeye alışık olmadığımız dağınık bir görüntü egemendi. Partisi kapatılan Demirel yeni kurduğu partiye can vermek için yollara düşeceği bir günün gecesi evinden ayrılırken yukarı kattan Nazmiye Hanım’ın sesi duyuldu. “Demirel’i yine siyasete girerek yollara düşmesi için kışkırtıyorsunuz!” Siyasette eşinin türlü belalardan kurtulmadığına tanık olan, yine aynılarını yaşamasını istemeyen, eşine sevgiyle bağlı bir kadının sesiydi bu. Doğrulatamadığım bir söylentiye göre, “aile” ağa dedikleri Demirel’in tekrar siyasete dönmesine karşıydı. 6 kez düşürülen, yedi kez yine gelen Demirel, Özal’ın ölümünden sonra cumhurbaşkanı seçildi. Çankaya’da oturmayı istemeyen Nazmiye Hanım, güvenlik gereği Köşk’e yerleşmelerinin kaçınılmaz olduğunu anlatarak ikna etmeye çalışan Demirel’e bir süre direndi. Nedendi bu direniş? Güniz Sokak’taki evinin üst katında pencerenin yanında oturduğu koltuktan sokağı seyretmekten kopmayı, arka bahçedeki kümeste beslediği tavuklardan horozlardan ayrılmayı istemiyordu. Bir de muhabbet kuşlarıyla akvaryumdan… Direnişini Demirel kırmayı başardı. Nazmiye Hanım Köşk’te de kısıtlı sayıdaki arkadaşlarıyla görüşmeleri sürdürdü. Bir gün Köşk’te Demirel’lerin ikamet ettiği üst katta hanımefendiyi ziyaret ettim. Bir an önce evine dönmeyi istiyordu. Yegane uğraşısı kardeşinin ikizleriyle, bir köşeye getirip yerleştirdiği akvaryumdaki balıklardı. Ara sıra Güniz’deki evine gidiyor, ola ki hasret gideriyordu. ‘A ğa’nın siyasete dönüşü Demirel, Zincirbozan’daki mahpusluk Çankaya’ya çıkış... Nazmiye Demirel bugün uğurlanıyor ISPARTA (Cumhuriyet) 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in eşi Nazmiye Demirel’in cenazesi konvoyla İslamköy’e getirildi. Cenaze ilk olarak Hıdır Mahallesi’ndeki evine götürülerek dua edildi. Nazmiye Demirel’in kardeşi Ali Şener, “Gururla yaşadı ve hiçbir şeye boyun eğmedi. Dünya malı ve mülküyle uğraşmadan melek gibi iyilik yaparak yaşadı. Melek gibi de öldü. Allah rahmet eylesin” diye konuştu. Demirel’in yakınları gözyaşı döktü. Bugün toprağa verilecek Nazmiye Demirel için İslamköy’deki aile mezarlığında, kardeşi Yılmaz Şener’in mezarının yanında mezar kazıldı. Demirel ailesinin yakınlarından Osman Kırmacı, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in cenaze için bugün sabah saatlerinde havayolu ile Isparta’ya gideceğini, cenazenin öğle namazının ardından İslamköy’de toprağa verileceğini belirtti. Nazmiye Demirel’in cenazesi için İslamköy beldesindeki hazırlıklar da tamamlandı. İslamköy Mezarlığı ve cenaze namazının kılınacağı Süleyman Demirel Külliyesi’nde işçiler tarafından temizlik çalışması yapıldı. İslamköylüler ise Nazmiye Demirel’in vefatı nedeniyle büyük üzüntü duyduklarını, beldenin yasta olduğunu söylediler. lardan ya da kimi kişilerin söylemlerinden söz edildiği zaman sesine alaylı bir ton veriyor ama eleştiri izlenimi uyandırmayan konuşmalar yapıyordu. Zeki ve söylemleri tartan bir üslubu vardı. Süleyman Bey’i eşinin alaylı eleştirilerini yanıtlarken görmedim; fakat eşine olağanüstü bağlıydı. Nazmiye Hanım’a yönelik olumsuz yayınları ve olayları asla sindiremiyordu. Demirel’in eşine saygı ve sevgisini kanıtlayan bir olay yaşandı. 1970’dan sonra CHP’nin ilk kez yüzde 40’larda oy alarak birinci parti konumuna geldiği seçim gecesi zaferin lideri Bülent O lağanüstü bağlılık Nazmiye Hanım, AP iktidarı aleyhine olay ti liderini Hamzakoy’a gönderirken isterlerse eşlerini de birlikte götürebileceklerini bildirmişti. Demirel’in ne kadar süreceği ve nasıl sonuçlanacağını bilemediği mahpusluk günlerine eşinin de katılarak üzülmesini istemeyen söz ve davranışlarını Nazmiye Hanım kesinlikle geri çevirdi. Askeri darbelerle eşinin başbakanlık görevden alındığı dönemlerde dışa sessizliğini korudu ama bilinçli, iradeli davranışlarıyla eşinin yanında oldu. 12 Eylül öncesi… Darbe soluklarının hissedildiği 12 Eylül’e çok yakın günlerdi. Nazmiye Hanım kuvvet komutanları eşleriyle çaylı bir toplantıda buluştu. Eve döndüğünde Başbakan eşine, komutan eşlerinde bir fevkaladelik görmediğini söyleyecekti. Oysa birkaç gün sonra darbe evinin kapısına dayandığında ikinci kattaydı. O gecenin geç saatinde Genelkurmay’ın yazılı tebligatını alarak yanına gelen Demirel’den Hamzakoy’a gönderildiğini öğrendi, orada da eşini yalnız bırakmamakta direndi. M ükâfatı Hamzakoy mu? 12 Eylül 1980 askeri yönetimi, dört par si doldu Demirel’in... Nazmiye Hanım da evine kavuştu. Eşinin Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde ilk gördüğüm gündeki kendine özgü sadeliğini, yaşamını hayatının hiçbir döneminde değiştirmedi Nazmiye Hanım. Günümüzdeki başkaları gibi first layd’lik taslamadı. Konumunu hiçbir zaman abartmadı. Siyasete karışmayan ama siyaset içinde yaşayan, başarılı başarısız, ıstıraplı sevinçli günlerinde eşini yalnız bırakmayan, desteğini eksik etmeyen gerçek bir hanımefendiydi. Kuşkusuz saygıya değer bir isim bırakarak göçtü dünyamızdan. “Giden o / biten bir şarkı değildir” kuşkusuz, bitmeyecek bir şarkıdır 65 yıllık eşi, arkadaşıdır Nazmiye Hanım Süleyman Demirel’in yaşamında ve anılarında! F irst lady’lik taslamadı... Cumhurbaşkanlığındaki görev süre
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle