18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2013 PAZARTESİ 8 HABERLER ‘AKP darbecileri geçti’ n İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) Manisa’da 7. Yuntdağlılar Kültür, Turizm ve Sanat Festivali’nde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, etkinlikte mehter takımı gösterisinin programda son sırada yazılmasına tepki göstererek “Burada mehter takımımız vardı. Tabii mehteri son sıralara yazmışlar. 10. Yıl Marşı ile bu toplantıya başlamak yerine, mehter marşıyla başlasak daha anlamlı olurdu. Kusurları şimdilik görmezden gelelim” dedi. CHP Cezaevlerini İzleme Komisyonu en kapsamlı tutuklu gazeteci raporunu tamamladı GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada çoğunu tanımadığınız 20 kişi ile birlikte yargı önünde buldunuz. Mesleğiniz, yaşam biçiminiz, dünya görüşünüzle ilgili her şeyden olağanüstü suçlar üretilmiş. Her şeye karşın kendinizden eminsiniz, nasıl olsa çok geçmeden gerçek ortaya çıkar, dediniz. Ancak süreç öyle işlemedi, sizinle bağlantılı buldukları 20 kişi ile birlikte suçsuzluğunuzu ispatlamadan kurtuluş yok. Avukatlar tuttunuz, binlerce sayfalık iddianameyi, eklerini okudunuz, yargıç karşısına çıktınız. Süre de yeterli, 23 gün boyunca kendinizi anlattınız. Tam davanın tümüyle anlaşıldığını düşündüğünüz anda, 30 kişilik bir başka davayı sizinki ile birleştirdiler. Sizin onlarla da birlikte aynı terör örgütünün üyesi olduğunuz iddia edildi. Daha bu yeni davanın sizinle nasıl bir bağlantısı olabileceğini çözmeden bir dava daha bağlandı, sonra bir daha. Bu arada gizliaçık onlarca tanık da ifade verdi. Başlangıçtaki hacminin 1520 katına çıkan davada sıra son ve esas savunmaya gelince mahkeme, “2 saatlik süreniz var. Süre dolunca mikrofonu keserim” dedi. İtiraz edince de şu karşılığı aldınız: “Başlangıçta çok konuşmuştunuz!” HHH Silivri’deki son savunmaların seyri yukarıda aktardığımız gibi. Sanıklar son savunmalarını yapıyor ama, mahkeme heyeti de son yargılamasını yapıyor. Geçen yıl temmuz ayında çıkan 3. yargı paketi ile tasfiye edilmesi kararlaştırılan özel yetkili mahkemeler, ellerindeki davaların tamamlanmasından sonra kapatılacak. Bunların yerine benzer yetkilerle kurulan bölge mahkemelerinin işlevi ayrı konu. Ancak yıllardır tartışmalı davaların merkezi olan özel yetkili mahkemelerin durumu bu. Silivri’deki son savunmalarda mahkeme heyetinin gözettiği iki konu var: Sanık süreye uyuyor mu? Suç unsuru oluşturacak şeyler söylüyor mu? Duruşma salonunun dev ekranının ortasında salonun büyüklüğüne yaraşır süremetre yansıtılıyor. 2 saatten geriye doğru saniye saniye zamanı gösteriyor. Süresi azalan sanık bir zamana, bir önünde hazırladığı savunma destesine, bir avukatına bakıyor. Yarışmadaymış gibi ani tercihler yaparak ilerliyor. Sayfa atlıyor, bazı bölümleri hızla okuyor, bazı konular için, “Bunu daha önce açıklamıştım, umarım aklınızda kalmıştır” deyip yenisine geçiyor. Savunmanın suç unsuru taşıması bugün olmasa bile ileride, Türkiye hukuk zeminine oturduğunda çok tartışılacak bir konu. 5 yıldır tutuklu yargılanan, hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istenen bir sanığın 2 saate sıkıştırılan son savunmasını özgürce yapması temel bir adil yargılama hakkıdır. Yargıtay’ın, AİHM’nin bu yönde kararları var ama, Silivri’de bunların hükmü yok. Böyle bir iklimde oluşan hükmün, hükmü ne kadar olur? Bunun çok konuşulacağı bir dönem geliyor. Silivri’de yavaş yargılamadan yakınırken birden hızlanmanın nedenlerini sıralarken öne çıkan şıklardan birinin şu olduğunu söyleyebiliriz: Uzun tutukluluk Avrupa’da anlatılamaz hale geldi. Ne olursa olsun bir hüküm verip, bu eleştiriden kurtulmak. Böylece sorunu “çözmüş” olmak! HHH Tutuksuz sanıkların son savunma yaparken takındıkları tutumu daha önce paylaşmıştık. 21 Mayıs Salı günü akşam geç saatlerde tutuksuz yargılanan, mütalaaya göre ömür boyu hapsi istenen gazeteci Hayrullah Mahmut Özgür 2 saat savunma yaptı. Savunmasında kullandığı cümlelerden biri şöyleydi: “Bu iddianameleri yazanlar hakkında da iddianame yazılacak, o iddianame de aynı dille yazılırsa onlara şimdiden acıyorum.” Bu, hafif cümlelerden biriydi. Böylesi sözleri tutuklu sanıklardan biri söylerse yukarıda aktardığımız gibi hemen uyarılıyor. Özgür’ün tam bir özgürlük içinde verdiği savunmanın tam metninin sosyal medyada yayımlanmasını dilerim. Savunmayı ilginç kılan, içeriği ve heyetçe “sessiz” dinlenmesiydi. Arınç mehter takımı istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Cezaevlerini İzleme Komisyonu Üyeleri, “Tutuklu Gazeteciler Raporu, Dünyanın En Büyük Gazeteci Cezaevi: Türkiye” başlıklı raporunu tamamladı. Önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklanacak olan raporda, halen cezaevinde 71 gazeteci bulunduğu saptamasına yer verilirken bu rakamın 31 gazetecinin tutuklandığı 12 Eylül darbe yönetimini de geride bıraktığı saptamasına yer verildi. Rapor, İngilizceye çevrilerek uluslararası kurumlara da gönderilecek. CHP milletvekilleri Veli Ağbaba, Özgür Özel ve Nurettin Demir’den oluşan CHP Cezaevleri İnceleme ve İzleme Komisyonu’nun raporuna göre, Türkiye’de halen 71 gazeteci cezaevinde bulunuyor. Raporda, 12 Eylül darbesi döneminde 31 gazetecinin tutuklu bulunduğu vurgulanarak AKP dönemindeki tablonun daha ağır olduğu tespiti yapılıyor. Raporda, cezaevinde bulunan 71 gazetecinin üçte ikisinin PKK ve KCK bağlantılı örgütlere üye olmakla suçlandığı belirtiliyor. Raporda, cezaevindeki gazeteciler arasında DHKP/C, MLKP, Ergenekon, Direniş Hareketi, Devrimci Karargâh ve İBDA/C örgüt üyesi oldukları iddia edilen isimlerin de bulunduğu ifade ediliyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çeşitli konuşmalarında cezaevin Akademisyenlere gözaltıyı Gül ve Erdoğan önlemiş Milliyet gazetesi yazarı Nagehan Alçı, yazarlar Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu’nun tutuklandığı KCK soruşturması kapsamında akademisyenler Ferhat Kentel ve Mesut Yeğen’in gözaltına alınmasının Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın devreye girmesiyle önlendiğini iddia etti. Alçı, köşesinde olayı şöyle anlattı: “İki değerli entelektüel Ferhat Kentel ve Mesut Yeğen hiçbir suçları yokken sadece BDP’nin bir konferansına davetli oldukları için tutuklanmanın eşiğinden döndüler. Hikâye şu: Ersanlı ve Zarakolu’nun tutuklanmasından sonra Kentel’e devlette çalışan bir yakını KCK soruşturmasında isminin geçtiğini söyler. Kentel bu durumu Ali Bayramoğlu’na anlatır. Bayramoğlu böyle bir çılgınlığa ihtimal vermez ama yine de Mustafa Karaalioğlu’na da iletir Kentel’in duyumunu. Karaalioğlu da buna ihtimal vermez ama yine de meşhur bir polis şefine anlatır durumu. Anlatınca da karşı tarafın söyledikleri karşısında şaşırıp kalır. O polis şefi Kentel ve Yeğen’in KCK’nin teorik elebaşlarından olduğunu söyler. BDP ile her temasa geçene KCK’li diye bakan bir zihniyet vardır ortada... Bunun üzerine Karaalioğlu ve Bayramoğlu telaşlanır ve konuyu en üst düzey yetkili makamlara iletirler. Bu durumdan hem Başbakan hem de Cumhurbaşkanı çok rahatsız olur ve böyle bir hukuksuzluk karşısında inisiyatif kullanır. Böylece bu saçmalık mahkeme aşamasına intikal etmeden durdurulur. Maalesef bir Türkiye hikâyesi... ‘Her kesimden var’ deki tutuklu ve hükümlü gazetecilere ilişkin ifadelerine de yanıt verilecek raporda, gazetecilerin tutukluluk nedenlerine detaylı olarak yer verilecek. Raporda, gazetecilerin dönemin siyasi koşulları gereği tutuklandığı tespiti de yer alıyor. Raporda, cezaevindeki 23 gazetecinin sağlık sorunları bulunduğu da vurgulanırken tutuklu gazeteci sorununun TMK ve TCK’de yapılacak köklü değişikliklerle çözülebileceği ifade ediliyor. Raporda, tutuklu ve hükümlü gazetecilerin komisyon üyelerine gön 23 gazeteci hasta Savunmalar Kürtçe olacak n İstanbul Haber Servisi PKK’nin üst yapılanması olduğu iddiasıyla İstanbul’da açılan “1. KCK Davası”na 2 aylık aranın ardından bugün Silivri’de devam edilecek. Davada çoğu BDP il ve ilçe yöneticileriyle BDP Siyaset Akademisi’nde eğitim veren eğitimci ve öğrencilerden oluşan 111’i tutuklu 205 kişi yargılanıyor. Mahkeme, anadilinde savunma yapmak isteyenlerin taleplerin dikkate alarak duruşmada Kürtçe tercüman bulundurulmasına karar vermişti. derdiği mektuplara da yer veriliyor. Önsözünü Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi’nin yazdığı raporun iki hafta içinde açıklanması bekleniyor. Raporun açıklanacağı toplantıya, tutuklandıktan sonra serbest bırakılan ancak halen tutuksuz yargılanan Birgün gazetesi muhabirleri Ahmet Şık ve Zeynep Kuray, Posta gazetesi yazarı Nedim Şener, Odatv’nin kurucusu Soner Yalçın ve Odatv yazarı Müyesser Yıldız ile Pozantı Cezaevi’ndeki çocuklara cinsel taciz iddialarını kamuoyu gündemine taşıdığı için tutuklanan DİHA muhabiri Zeynep Kuriş de davet edilecek. İngilizceye çevrilme çalışmaları da devam eden rapor, AB, AP gibi uluslararası kurum ve kuruluşların yanı sıra uluslararası basın ve insan hakları örgütlerine de gönderilecek. Rapor, ayrıca Türkiye’deki insan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarına da sunulacak. Bir süre önce “Hasta Mahpuslar Raporu”nu tamamlayan ve bilgi vermek üzere Adalet Bakanı Sadullah Ergin’den talep ettikleri randevuya yanıt verilmeyen komisyon, raporu hükümet yetkililerine de iletecek. Hükümete iletilecek ‘Kutbay yardım istedi’ Avukat Ersöz, Cihaner ile ilgili iddialar ortaya atan eski polisin ‘inancım nedeniyle baskı görüyorum, aleyhte tanıklık istiyorlar’ dediğini aktardı İstanbul Haber Servisi Avukat Hüseyin Ersöz, CHP Denizli Milletvekili eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ile ilgili iddialar ortaya atan eski polis memuru Fatih Kutbay’ın, kendisi ile internet üzerinden ve telefon ile iletişim kurarak “Erzincan Terörle Mücadele Şubesi polislerinden dini inancı nedeniyle baskı gördüğünü” anlatıp yardım istediğini öne sürdü. Ersöz “Bana telefonda amirlerinden, İlhan Cihaner aleyhine tanıklık yapması için baskı gördüğünü söyleyen kişi bu kez mahkemede tam tersini ifade olarak vermiş” dedi. Ersöz, dün yazılı bir açıklama yaparak Kutbay’ın önceki gün bir gazetede çıkan savcılık ifadelerine dikkat çekti. Eski polis Kutbay’ın Ankara’da gözaltına alınarak 16 Mayıs 2013’te Erzincan Ergenekonu davası kapsamında Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı’nda alınan tanıklık ifadesini basında gördüğünü anlatan avukat Ersöz “Fatih Kutbay, benimle 2011’de iletişim kuran ve Erzincan’da görevli olduğunu söyleyen bir polisti” dedi. 2011’de Facebook’ta Merva Sena Kutbay isimli bir kişinin kendisine Şubat 2011’de arkadaşlık teklifi gönderdiğini anlatan Ersöz, “Merva Sena Kutbay bana Fatih Kutbay’ın kardeşi olduğunu, savcı cüppesi ile çekilmiş fotoğrafının öğrencisi olduğu Erzican Hukuk Fakültesi’nde çekildiğini söyledi” dedi. Ersöz şöyle devam etti: “Bir süre sonra kendisini Bekir Kutbay olarak tanınan bir kişiden telefon aldım. Bana oğlunun polis olduğunu, dini kökeni sebebi ile görevli olduğu Erzincan TEM’de baskı gördüğünü, psikolojisinin bozulduğunu anlatmıştı. Telefondaki kişi, benden yardım istiyordu. Daha sonra Fatih Kutbay isimli kişi bana Facebook’tan gönderdiği mesajında görüşmek istediğini yazıyordu. Ofisimizin telefon numarasını verdim” Kendisini Fatih Kutbay olarak tanıtan kişinin telefonla aradığını belirten Ersöz şunları anlattı: “Bu kişi, Erzincan TEM’de baskı gördüğünü, bunun dinsel kökeninden kaynaklandığını söylüyordu. Devamında, amirlerinin Erzincan’da görevli bir akademisyenin odasına CD koymasını istediklerini, baskılar karşısında bu CD’yi aldığını ancak doğrudan Erzincan Başsavcılığı’na giderek suç duyurusunda bulunduğunu ifade etmişti.” Ersöz, Kurtbay’ın amirlerinin kendisini akli dengesinin bozuk olduğunu ispatlamak için Erzincan’da iki hastaneye gönderildiğini anlattığını belirterek “Bu işe yaramayınca bu kez de Ankara’ya sevkinin yapıldığını söylediğini hatırlıyorum” dedi. n BURSA (AA) Bursa’da farklı siyasi görüş ve meslek mensuplarından oluşan ve kendilerini, “İlle de Barış Platformu” olarak nitelendiren 30 kişi, “çözüm süreci”ne destek olmak amacıyla çalışma başlattı. Platform sözcüsü Rüstem Avcı, “Tamamen sivil; MHP’lisinin de, CHP’lisinin de, ÖDP’lisinin de bulunduğu, herhangi bir siyasi oluşum içinde yer almayan kişilerce oluşturulan bir topluluğuz. Muradımız tamamıyla barış. Bu sürecin iyi işlemesine yönelik bizim de katkımız olursa o oranda mutlu olacağız” dedi. ‘İlle de Barış’ kuruldu Yaşar Kemal Kültürevi açıldı Yazar Yaşar Kemal, memleketi Osmaniye’nin Gökçedam (Hemite) köyünde yeniden düzenlenen “Yaşar Kemal Parkı” ve yeni yapılan “Yaşar Kemal Kültürevi”nin açılışını yaptı. Tören programı Abdurrahman Keskiner Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin müzik dinletisi ile başladı. Daha sonra Nebil Özgentürk’ün hazırladığı “Yaşar Kemal Efsanesi” belgeseli izlendi.Alkışlarla kürsüye gelen Yaşar Kemal, çocukluk yıllarına dair anılarını paylaştı. Yaşar Kemal, “Ben Kürt çocuğuydum ama oyun oynarken arkadaşlarımız kavga ederdi, herkesi döverdi. Ama beni dövmezlerdi. Bir kez bile bana ‘Sen Kürtsün‘ diye laf söylemediler” dedi. Kemal “Biz cennette büyüdük. Hiçbir kötülük görmedim, anadan, babadan, dededen. Şimdi bağırıyorum yine buradan ve Türkiye bunu dinlesin, bilsin, bütün Türkiye desin ki ‘Bütün Türkiye Yaşar Kemal’in köyü gibi olsun!’ Ben de bunu yazayım. İşim yazmaktır, konuşmak değil. Bunu yazacağım ben de” diye konuştu. ‘TEM’de baskı görüyorum’ Barajda ceset bulundu SAĞLIKSEN’DEN FACEBOOK RAPORU Çek başbakanı korkuyu yaşadı n PRAG (AA) Çek Cumhuriyeti hükümetine ait, Başbakan Petr Necas’ı taşıyan ve Rusya’ya giden uçağın kokpitinin camının havadayken çatladı. Uçağın Moskova’ya güvenli iniş yaptığı, olayda yaralanan olmadığı bildirildi. Yapılan açıklamada, Airbus A319 CJ tipi uçağın pilotlarının, uçuşu alçak irtifada sürdürmeye karar vermeden önce acil inişi düşündükleri belirtildi. ‘Paylaşım yapan soruşturuluyor’ ANKARA (AA) Türk SağlıkSen, memurların sosyal medyada ve özellikle de Facebook’taki paylaşımları nedeniyle aldıkları cezalara ilişkin rapor hazırladı. Raporda, hakaret edilen kişinin şikâyeti durumunda, 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya para cezası istemiyle dava açılabildiğine dikkat çekilerek hakaretin kamu görevlisine karşı durumunda ise cezanın alt sınırının 1 yıl olduğu belirtildi. Raporda, şu ifadelere yer verildi: “Memurlara, isimsiz ihbarlar, şikâyetler nedeniyle kamu davası açılıyor. Kamu çalışanları, sosyal medyada daha çok hükümet, siyasetçiler ve idareciler ile ilgili yazıları veya paylaşımları ile ceza alıyor. Disiplin cezalarına ve tazminat davalarına maruz kalıyor.” n İstanbul Haber Servisi Alibeyköy Baraj Gölü’nün su toplama kapaklarının bulunduğu bölgede saat 08.00 sıralarında bir ceset gören güvenlik görevlilerinin ihbarıyla olay yerine gelen itfaiye ekipleri cesedi botla kıyıya çıkardı. Cesedin 40 yaşlarındaki Müslüm Kutlu’ya ait olduğu belirlendi. Olayla ilgili inceleme sürüyor. n VAN (Cumhuriyet) VanDoğubeyazıt karayolundaki kontroller sırasında Emrah Avcıer yönetimindeki minibüs Gönderme köyü yakınlarında durduran jandarma, araçtaki aramada, üzerinde farklı ülkelere ait ibarelerin yer aldığı kolilerde 2 ton gümrük kaçağı et ele geçirdi. Avcıer, savcılıktaki ifadesinin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 2 ton kaçak et ele geçirildi ‘Göstermelik hisseli tapu istemiyoruz’ Okmeydanı Tapu ve Plan Takip Komisyonu öncülüğünde bir araya gelen yurttaşlar, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da katılacağı Okçuluk Tekkesi’nin çarşamba günü yapılacak olan açılışında 1520 kişiye sembolik tapu verilmesini gerçekleştirdikleri yürüyüşle protesto etti. Yapılan açıklamada, açılışta verilecek tapuların kamuoyunu yanıltmaya yönelik aldamacadan başka bir şey olmadığı iddia edildi. (KAYHAN AYHAN) n İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’de, dün büyüklükleri 2.3 ile 3.6 arasında değişen 6 deprem meydana geldi. Hafif şiddetteki depremlerden bazıları Gaziemir ile çevresinde hissedilirken, can ve mal kaybı yaşanmadı. İzmir 6 kez art arda sallandı!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle