23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 2013 CUMA 8 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Başkaları ne der, nasıl değerlendirir bilemem ama bu Çankaya var ya Çankaya, son örnekleriyle sabittir ki, kimi cumhurbaşkanları eşlerinin bir anda değişip gelişmelerini sağlıyor. Üstelik ülkenin, düşünce, fikir, yeni görüş üreterek siyasete ve toplumsal sorunlara yön veren kıvrak mı kıvrak değerli kalemleri, geçmişini didikleyerek alaya aldıkları kimi hanımefendilerdeki Çankaya’ya çıktıktan sonra izlenen gelişmeleri övmekte adeta yarışa giriyorlar. Örneğin bir devlet kurumunda daktilo görevlisi kadıncağızın parmaklarına, gerdanına, kulaklarına takacağı değil ucuzdan takısı, doğru dürüst giysileri bile yok ama eşinin başbakanlıktan Çankaya’ya sıçramasından sonra… ….aaa! bir de bakıyorsunuz First Lady’liğe terfi eden hanımın eli kolu, parmakları, boynu zümrütlerle, incilerle, pırlantalarla donanmış… İçlerinden biri Allah uzun ömürler versin hâlâ hayatta zamanın First Lady’si sıfatıyla Londra’da Kanuni Sultan Süleyman sergisinin açılışında kıt kanaat İngilizcesiyle padişahı, kanun yapıcı “law maker” diye öveceğine, aşk yapıcısı anlamına gelen “love maker” diye anıverdi ve… …. törene katılan, Paris’te trafik kazasında ölen Prenses Diana’nın alaylı tebessümü ekranlarda canlı olarak izlenmişti... HHH Londra’daki ikinci First Lady olayı da unutulmazlar arasında... Bir de bakıyorsunuz ekranlada İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in gözleri, First Lady’imizin on, on beş santim topuklu açık renk İtalya’dan ithal ayakkabısına hayretle bakıyor. Son First Layd’imizin ülkesini Çankaya’da konuk yabancılara ülkemizi tanıtma girişimleri de hâlâ belleklerde.. Protokol yemeklerinde eşinin doğduğu kentin ünlü Kayseri mantısı ilk sıradaydı... Bir resmi törende de kırmızı halıda yürüyen eşi Cumhurbaşkanı’na yetişmek için acele ederken yüksek topuklu ayakkabılarının azizliğine de uğradı; Allah muhafaza etti, sarsıldı ama düşmedi. HHH Fakat dikkatinizi çekmek isterim: Lady basına konuşmalarından birinde, kocasının “çok kitap okuma düşkünlüğünü kıskandığını” söylüyor. Birkaç gün önce Erzurum’da katıldığı bir etkinlikte, kitaplar, pahalı giysi, türbanlar kadar düşkün olduğu “başka bir hobisini” açıkladı. Fırat Kozok’un haberinden öğrendik. Şu sıralar “kaldırım taşlarına” kafayı takmış. “Portekiz’de insanlar 500 yıldır aynı taşların üzerinde yürüyor. Kıskanmamak elde değil” diyor. Dönünce, ülkemizdeki kaldırım taşlarının uzun ömürlü olmamasının nedenlerini saptatmak için harekete geçmiş, araştırmalar için Portekiz’e bir heyet gitmesini sağlamış! Kuşkusuz Çankaya tarihine geçecek bir çalışma. Zaten Köşk’teki taşların değiştirilmesi çalışmalarının “başında durduğunu” söylüyor. Bu çabalarına bakarak “Abdullah Bey’in kendisine kaldırım mühendisi” dediğini gizlemiyor... Sesi, şarkıları, yaşamında görkemli iniş çıkışlarıyla dünyaca ünlü Edith Piaf gibi “kaldırım serçesi” diye anılacağına, anlaşılan eşinin layık gördüğü sıfatla, genelde halk arasında daha çok başıboş, işsiz gezenler için kullanılan “kaldırım mühendisliği”ni yeğliyor olmalı!.. HHH Hele en son Lincoln filmini izledikten sonraki açıklamaları… Başkan Lincoln’un ülkenin bölünmesine uzanan kölelikle mücadelesinde eşinin duygularını, burada yaşadıklarıyla özdeşleştiriyor; “Ben de benzerini yaşadım” diyor. Kölelikle savaşı, anlaşılan üniversiteye türbanlı olduğu için kaydını yaptırmadığı dönemle aynı düzeyde görüyor… Öyle bir First Lady’imiz var ki, kültür hazinesi zengin mi zengin.. AKP dünyası kuşku yok onunla gurur duyuyor! savaşı durdurun’ buluculuk yapabilir ama ihtiyaç olacağını sanmam. Çünkü Suriye hükümeti ile ilişkinizin önünde hiçbir engel yok. (İran’ın bölgede Şii yönetimlerle ittifak kurduğu ve Hizbullah’ı desteklediği iddiaları konusunda) Bunlar Batı’nın uydurması. Filistinlilere, Afgan mücahitlere destek verirken onlar Şii miydi? Hayır. Mısır, Tunus ve Yemen’deki halk ayaklanmalarına yardım ettik, onlar Şii miydi? Hayır. Neden şimdi Suriye gündeme gelince bir anda Şiilik meselesi öne çıkarılıyor? Şii de Müslümandır. Ama bizi sadece Şiilikle sınırlamak, İslamı da iki kutba ayrıştırarak Sünnilerle aramızda yapay ihtilaflar yaratma amaçlı söylemler bunlar. Hem Suriye’de Esad’ın Şii olduğunu kim söylemiş ki!.. Hizbullah’ın Suriye’de olduğu yönünde bizim elimizde bilgi yok. Ancak olaylar, çatışmalar böyle devam ederse her şey mümkündür. Karışıklıklar daha da artabilir. an d ’ n a r İ ’a n a ğ o Erd ğrı ça ‘Esad’la görüşün, ‘Esad’ın neresi Şii?’ Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ İran’ın Ankara Büyükelçisi Ali Reza Bikdeli, Türkiye’nin Beşşar Esad yönetimiyle yeniden ilişki kurmasının Suriye’de akan kanı durdurabileceğini belirterek İran’ın Ankara ile Şam arasında arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu belirtti. Suriye sorununun, Esad ile muhaliflerinin “önşartsız” masaya oturmasıyla çözülebileceğini belirten Bikdeli, “ABD bile düşmanı Taliban ile masaya oturdu. Suriye’de neden olmasın? Cenevre görüşmeleri tarihi bir fırsat. Kaçırılırsa Suriye bu bölgenin Afganistan’ı haline dönecek. Bundan en büyük sıkıntıyı Türkiye çekecek” uyarısında bulundu. Bikdeli, “İran’ın çözüm sürecini sabote etmek istediği” yönünde PKK’den gelen değerlendirmeler için de “Bu iddiaları ortaya atanlar asıl kendileri sürecin başarıya ulaşacağına inanmıyor ve şimdiden başarısızlığın faturasını çıkaracak suçlular arıyorlar” dedi. Kısa süre önce Türkiye’ye atanan İran’ın yeni Ankara Büyükelçisi Bikdeli, Suriye krizi ve “çözüm süreci” konusunda Cumhuriyet’e şu değerlendirmeleri yaptı: KARAYILAN ÇÖZÜME İNANMIYOR İran Büyükelçisi ile mülakatımızda hükümet ile PKK arasındaki müzakereleri ve terör örgütünün yurtdışına çekilme sürecini de konuştuk. Süreç hakkında detaylı bilgiye sahip olmadıklarını belirten Bikdeli, “Bildiklerimiz basından edindiğimiz hususlardan ibaret. Ama Türkiye’de ve bölgemizde istikrarı güçlendirecek her adım İran’ın da yararınadır. Tek rahatsızlığımız bu sürecin suiistimal edilmesi durumunda olabilir.” PKK’nin Kandil’deki yöneticisi Murat Karayılan’ın, “İran’ın çözüm sürecini sabote etmek istediği” şeklindeki açıklamasına da yanıt veren Bikdeli, “Haber çıkar çıkmaz yalanladık. Şimdi bir daha yalanlıyorum. Yeni bir süreç başlamışken bizi suçlamalarının anlamı ne? Bunun tek anlamı var. Bunu gündeme getiren kişiler, bu sürece çok inanmıyor, gelecek görmüyor, başarısız olmasını istiyor demektir. Bu yüzden de şimdiden başarısızlığın suçunu atacak taraflar arıyorlar. Türk makamlarının da bu konuda fikir beyan etmesini bekleriz. Çünkü İran ile Türkiye arasındaki güvenlik ilişkileri çok derin ve güçlüdür” diye konuştu. Türkiye ile İran ikimiz de Suriye’nin istikrarını istiyoruz ama farklı yöntemlerimiz var. Bize göre Suriye meselesi Suriye hükümetini ve halkını ilgilendirir. Batılıların Libya’da yürüttükleri model, bölgeyi Afganistan’a çevirme potansiyeline sahip. Şu ana kadar Suriye’de 70 bin kişi öldü. Ama Irak’ta ve Afganistan’da 1 milyon kişinin öldüğü unutulmasın. Suriye’deki durum da aynı insan kaybına ulaşabilme riski taşıyor. Afganistan sorununu en yakın yaşayan ülkeler İran ve Pakistan. Yerinden olan üç milyon Afganlı yıllardır bizim topraklarımızda. Bunların 300 bini üniversite çağına geldi. Ekonomimize milyarlarca dolar etkisi var o krizin. Afganlıların yarattığı ucuz işgücü nedeniyle, kendi insanımızın işsiz kalmasının yarattığı problemler var. Suriye krizi kısa sürede çözülmezse, bizim Afganistan yüzünden yaşadığımız sıkıntıların aynısını Türkiye yaşar. Suriye krizi askeri yöntemle çözülmez. dönerse, ‘Afganistan’a Türkiye çeker’ Reyhanlı’daki hadise vahşi bir terör saldırısıdır. Bombalar aracılığıyla Türkiye’yi Suriye ile çatışması yönünde tahrik ediyorlar. Elimde kesin bir delil yok ama “Esad yaptı” diyenlere soruyorum: Esad’ın Türkiye’yi tahrik etmesi kendisine ne yarar getirecek ki? Bölgemizde önümüzdeki on yılları şekillendirecek değişim yaşanıyor. Yaşanan aslında “İslami uyanış” ama hegemon güçler İslamiyet vurgusunu bastırmak için “Arap Baharı” demeyi tercih ediyorlar. Daha önce Afganistan, Irak, Mısır, Tunus ve Bahreyn’de yaşandı. Egemen güçler bu uyanışı kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak, bölgemize yön vermek istiyor. Bölgeyi “remote control” (uzaktan kumanda) ediyorlar. Son örnek Suriye. Olaylar ilk çıktığında Suriye makamları bunu bir iç sorun sanıyordu. Ama sonra dışarıdan bazı gruplar, özel hedefler doğrultusunda içeri sokuldu. Bu radikal gruplar Suriye halkının doğal demokrasi taleplerini de gölgelemekte. Bu komploları kuran ABD ve Batılılar her gün bu bölgenin haritasının bir ucunu ateşe verecekler. Belki de ileride sıra bize ve size de gelecek. Binlerce insan ölecek. ‘Reyhanlı’dan Esad’ın çıkarı ne?’ ‘Uzaktan kumanda ediyorlar’ Mesele onların iç sorunu ve bunun iki tarafı var. Taraflar, yani hükümet ve muhalifler, hiçbir önşart koşmadan masaya oturursa çözülür ancak. Tüm üçüncü taraflar onların masaya oturması için katkı sağlamalıdır. Demokratik çözüme ancak böyle ulaşılabilir. Aksi halde, çatışmalar devam eder ve kriz derinleşir. Afganistan’daki tecrübe tekrarlanır. Tek bildiği iş savaşmak olan bir nesil ortaya çıkar. ‘Herkes önşartsız oturmalı’ Almamız gereken en önemli ders şudur: Amerikalılar bile Afganistan’da kalıcı bir barış sağlansın diye Taliban ile müzakere ediyor. Şu an Suriye’deki şartlar Afganistan’dan çok daha iyi. Bu diyalog fırsatı kullanılamazsa gelecekte barışın sağlanması daha da zorlaşacaktır. Türkiye ve İran birlikte hareket ederek tarafları masaya oturtursa soruna kalıcı çözüm bulunabilir. ‘Amerika bile Taliban’la konuşuyor’ Türkiye, hem Suriye hem de tüm bölge için çok önemli role sahip. Geçmişte Esad yönetimiyle iyi ilişkideydi. Şimdi de muhalefet ile çok iyi ilişkileri var. Bu da eline büyük bir kapasite veriyor. Suriye hükümetiyle de yeniden iyi ilişki kurabilir. Onlar da bu işin bir an önce bitmesini istiyor. İran da böyle bir ilişkinin kurulmasını çok istiyor. Böyle tarihi bir adım Suriye’de akan kanı durdurmaya yardımcı olacaktır. Birçok ülke geçmişte birbiriyle savaşıyordu, sonra müzakereler yaptılar. Türkiye ile Suriye arasında savaş bile olmamış. İki sene öncesine kadar mükemmel ilişkileri var. Şimdi de Cenevre görüşmeleri nedeniyle çok güzel bir imkân doğmuş durumda. AnkaraŞam arasında yeniden kurulacak ilişki, sorunların çözümüne yardımcı olacaktır. İhtiyaç olursa İran ara ‘AnkaraŞam diyaloğu kanı durdurur’ ‘Arabuluculuğa hazırız’ ‘Sıra size ve bize de gelebilir’ l Uzlaşma Komisyonu RedHack’in yayımladığı belgeleri sızdırdığı öne sürülen er sorgulanıyor TBMM KİT Komisyonu karıştı Bir asker gözaltında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Muammer Güler, RedHack’in Twitter üzerinde yayınladığı Reyhanlı saldırısıyla ilgili belgelerin Jandarma Genel Komutanlığı bilgisayarına girilerek alınmadığı söyledi. Güler “Bir il jandarma komutanlığının ast birliklere göndermek üzere olduğu bu evrakları orada görevli ve kimliği belirlenmiş kişinin cep telefonuyla fotoğrafını çekerek eposta yoluyla o bilgisayar korsanlarına ulaştırdığı tespit edildi. Olayla ilgili tahkikat devam ediyor” diye konuştu. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de olaya ilişkin bir erin gözaltına alındığını açıkladı. Vekillerin tutuklanması zorlaştırılıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yeni anayasa çalışmalarını sürdüren Anayasa Uzlaşma Yazım Komisyonu’nun son düzenlemesi milletvekillerinin tutuklanmasına ilişkin oldu. Düzenlemeye göre seçimden önce veya sonra suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in gizli oyla vereceği bir izin kararı olmadıkça yakalanamayacak, gözaltına alınamayacak, tutuklanamayacak ve sorgulanamayacak. AKP, CHP ve BDP de düzenleme üzerinde uzlaşmaya vardı. Komisyonun milletvekilliği dokunulmazlığıyla ilgili yaptığı düzenlemede milletvekillerinin Meclis çalışmalarıyla ilgili Meclis içerisinde ya da dışında ayrım olmaksızın oy, söz ve düşünceleri dokunulmazlık kapsamına alındı. AKP, CHP ve BDP, “Milletvekilleri Meclis çalışmaları ile ilgili oy, söz ve düşüncelerinden dolayı sorumlu tutulamaz” hükmünde uzlaşmaya vardı. MHP, yapılan düzenlemeye karşı çıktı. Komisyonda tutuklu milletvekillerine tahliye yolu açabilecek düzenleme üç partinin uzlaşmasıyla düzenlendi. Düzenleme, “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili Meclis’in gizli oyla vereceği bir izin kararı olmadıkça yakalanamaz, gözaltına alınamaz, tutuklanamaz, sorgulanamaz. Meclis izin kararında bu yetkilerden bazılarını geçici veya sürekli olarak vermeyebilir. Meclis’in izin kararı, isnat olunan suçla sınırlıdır. Kasten insan öldürmeye ilişkin suçüstü hali dokunulmazlık kapsamı dışındadır. Ancak bu halde yetkili makam durumu hemen Meclis’e bildirir” şeklinde oldu. Yapılan düzenlemeye MHP gizli oylama ve “Meclis izin kararında bu yetkilerden bazılarını geçici veya sürekli olarak vermeyebilir” ifadelerine karşı çıktı. AKP’lilerden tehdit ve küfür ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’li Zeyid Aslan’ın CHP’li Kamer Genç’e ettiği ağır küfürlere AKP Disiplin Kurulu’nda herhangi bir yaptırım uygulanmamasının ardından TBMM KİT Komisyonu’nda AKP’li Ziver Özdemir, CHP’li üyelere sinkaflı küfür etti. AKP’li Osman Ören de CHP’li Aykut Erdoğdu’yu “Vururum seni” diye tehdit etti. PTT’nin 2011 hesaplarının denetlendiği toplantıda CHP’li Erdoğdu denetim için kurumlardan istedikleri belgelerin kendilerini ulaştırılmadığını belirterek komisyon başkanı Fahrettin Poyraz’ın görevini ihmal ettiğini belirtti. Erdoğdu’ya tepki gösteren AKP’li Ziver Özdemir “H...tir ulan” diye küfür etti. AKP’liler ceketlerini çıkararak CHP’lilerin üzerine yürürken çıkan arbedede küfür ve hakaretler havada uçuştu. Tartışmanın büyümesi üzerine verilen aranın ardından CHP’li Erdoğdu kendisine bakan AKP’li Osman Ören’e “Gözlerini dikip bakıyorsun” dedi. Ören ise Erdoğdu’yu “Bakarsam kalkar vururum” diye tehdit etti. Tehdit üzerine CHP’li üyeler toplantı salonunu terk etti. Gerginliğin ardından CHP’li üyeler basın toplantısı düzenledi. Erdoğdu, muhalefete yönelik engellemelerin saldırı, sinkaflı küfür ve ölüm tehdidi boyutuna ulaştığını belirtti. Erdoğdu, “Zeyid Aslan’a ceza vermeyen AKP bu işin önünü açmıştır. Ölüm tehditlerini edenler şunu bilmelidir ki; biz görevimizin kutsal olduğuna inanıyoruz.” CHP’liler, AKP’li vekilleri TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e şikâyet etti. Berfo Ana’nın ocağı tütsün diye... Yargıtay Başsavcılığı Ali Öz ağır cezada yargılansın HİLAL KÖSE Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde, “görevi ihmal” suçundan 6 ay hapis cezasına mahkum edilen dönemin Trabzon İl Jandarma Alay Komutanı Ali Öz dahil 8 jandarma görevlisinin dosyası temyizde. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, sanıkların ağır ceza mahkemesinde yargılanması gerektiğini belirterek, yerel mahkemenin kararının bozulmasını talep etti. Yargıtay Başsavcılığı, esas hakkındaki görüşünde, devletin kişilerin yaşam hakkını güvence altına alma yükümlülüğüne vurgu yaparak, yerel mahkeme kararının bozulmasını istedi. “Görevi ihmal” den ceza alan sanıkların ayrıca “belgede sahtecilik” suçundan da yargılanması gerektiğini belirten başsavcılık, bu suçlara ilişkin delillerin taktir yetkisinin ise Ağır Ceza Mahkemesi’nin görev alanına girdiğini, yerel mahkeme kararının yasaya aykırı olduğunu ifade etti. Başsavcılık, Albay Öz ve İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız’ın, Temmuz 2006’da Dink’in öldürüleceğine ilişkin alınan istihbarat yönüyle, görevlerinin gereğini yerine getirmemeleri sonucu oluşan zafiyeti kamufle edip gizlediklerini belirtti. Akşam saatlerinde bir açıklama yapan İçişleri Bakanlığı, RedHack tarafından açıklanan belgelerin Reyhanlı’daki saldırıyla hiçbir ilgisi olmadığını savundu. Açıklamada, “Reyhanlı ilçesinde meydana gelen bu olayla ilgili yapılan soruşturma neticesinde; olayda kullanılan araçların kimler tarafından alınarak olay yerine getirildiği, nerede muhafaza edildiği, bombaların nasıl yerleştirildiğinin aydınlatıldığı, olayın asli faillerinden bazıları ile yardım ve yataklık yapanların yakalanarak tutuklandığı, halihazırda soruşturmanın devam ettiği” belirtildi. ‘B elgelerin Rehyanlı saldırısıyla ilgisi yok’ Cemil Kırbayır Kültürevi Derneği, 1980 yılında gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın doğup büyüdüğü evin kültürevi olması için destek amacıyla dün Etiler’deki Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde “Berfo Ana’nın ocağı tütsün diye” adlı dayanışma konseri gerçekleştirdi. Suavi, Yavuz Bingöl, İsmail Hakkı Demircioğlu, Bandista ve Niyazi Koyuncu’nun sahne aldığı konserde konuşan Mikail Kırbayır, “Cemil ve onun gibilerin düşüncelerini yaşatmak, onlardan sonra gelecek olanlara mirastır” dedi. (SERCAN MERİÇ) Tutuklu vekiller çıkabilir Nezaket ifadesiymiş! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, dün düzenlediği basın toplantısında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Gülen’i ziyaretiyle ilgili soruları yanıtladı. Çelik, “AKP, muhafazakâr demokrat bir partidir, kendi tabanımızla kavga etmeyiz. Aynı mana iklimini paylaştığımız, bize oy veren insanlarla ilgili spekülasyon oluşmuşsa partinin görevi diyalog yoluyla çözmektir. Arınç’ın ziyareti budur” dedi. Erdoğan’ın Gülen için “Emri var mı?” sözlerinin anımsatılması üzerine Çelik, “Nezaket ifadesidir” dedi. Çelik, “Sorun giderildi mi” sorusu üzerine, “Bugün giderilmiştir. Yarın başka bir spekülasyon olursa bir daha gidilir. İnsan olmak diyalog içinde olmayı gerektirir” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle