26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 2013 CUMA 4 HABERLER İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’ndan dostluk projesi kapsamında Diyarbakır’a ziyaret Nişanyan’a Özgürlük Bugün burada Canan Arın’ın özgürlüğünü konuşacaktık. Ama Canan Hanım’ın suçlandığı TCK 216’dan hapis cezasına çarptırılan Sevan Nişanyan’a değinmek zorunda kaldık. Aslında konu aynı çünkü ister Canan Arın ister Sevan Nişanyan, kim olursa olsun düşünceyi savunmak demokrasiyi savunmak demektir. Bu insanları savunmanın onlarla kişisel ilişkilerle, sempatiler antipatilerle, ileri sürdükleri görüşleri paylaşıp paylaşmamakla ilgisi yoktur. Doğrusu Sevan Nişanyan’dan hazzetmem. Bunun da onu üzeceğini sanmam. Sevan Nişanyan’dan hazzetmememin nedeni; tartıştığı, davranışlarından hoşlanmadığı kişilere, mecazi olarak lafla değil, fiilen b.k atmasından kaynaklanmıyor. Nihayet o karı koca arasında özel yaşamı ilgilendiren bir husus. Antipatim bana çok ters gelse de içinde zaman zaman beliren zekâ pırıltıları dolayısıyla gülümseyerek okuduğum görüşlerini kışkırtıcı bir biçimde dile getirmesinden de kaynaklanmıyor. Tam tersine, toplumu silkeleyen, sarsan görüşlerin ileri sürülmesi, bana ters de gelse tabii ki cevap hakkım baki kalmak üzere, hoşuma gider. HHH Sevan Bey’e antipatim, kendisinin Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi”nin değişmesi gerektiği yolundaki bir yazısını, yobazlara verip veriştiren Neyzen Tevfik’ten alıntılar yaparak eposta yoluyla yanıtlayan o tarihte 22 yaşında olan Erdinç Kalafat hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunarak TCK 125’ten mahkumiyetine yol açmış olmasındandır. “Fikir beyan eden kişi, eleştiride bulunan yazar, tabuları sarsan görüş sahibi, cebir şiddet içermemek kaydıyla kendisine yöneltilen eleştirilere, karşı hoşgörülü olmalıdır” der, bu konumda kişiler ile köşesinde oturan yurttaşın eleştirilmesindeki hakaret ölçütünün değişik olması gerektiğini düşünürüm. Nitekim demokratik ülkelerde politikacılarla ilgili olarak bu yönde içtihatlar da gelişmiştir. Sevan Nişanyan’ın, 22 yaşındaki Bulancak Noter Kâtibi Erdinç Kalafat’ın kendisinden özür dilemiş olmasına, özelllikle eleştilerinin dinsel taasubu hedef aldığını, kendisine yönelik olmasının imkânsızlığını belirtmesine karşın, davasında ısrarcı olmasını yadırgamam şaşılacak bir husus değildir sanırım. Kendisinden ısrarla özür dileyen genç hakkındaki şikâyetinden vazgeçmeyen Sevan Bey acaba kendisi hakkındaki karara muttali olduğunda onu hatırlamış mıdır? Nişyanyan’ın yazısı ile Kalafat’ın eposta iletisinin içeriklerini değinmiyorum. Çünkü kimilerine birinci daha incitici gelebilir. HHH Ama ne olursa olsun, bugün Nişanyan’ı savunma günüdür. Çünkü Nişanyan’ın düşünce özgürlüğünü savunmak, demokrasiyi savunmak, bir anlamda da Erdinç Kalafat’ı savunmak demektir. TCK 216/3’te öngörülen dini değerlerin alenen aşağılanması suçu, demokrasi açısından çok kritik bir tartışma konusudur. Kuşkusuz “demokrasi ve özgürlük” diyerek inananların kutsalının küçümsenmesine izin verilmesinin istenmesi pek doğru değil. Ancak inancın alanının belirlenmesi aynı zamanda kutsalın sınırlarının çizilmesi, her zaman kolay olmamakta, belirsizliklere yol açmaktadır. Eleştirinin önüne sınırları belirsiz yasaklar koymak ise demokrasiyle bağdaşmaz. Aynı ikilemi yaşamış olan demokratik toplumlar, çözümü olayı, ifade özgürlüğünden yana tavır alarak çözme yolunu seçmişlerdir. İnancın alanını belirtmek son derecede güçtür. Örneğin toplumların kimi fanatik dönemlerde diktatörlere bile inançla bağlandıkları görülmüştür. Örnek mi istiyorsunuz Nazi Almanyası’nın kutsalıydı Hitler. Diyeceğim o ki bu muğlak alanda, çok dikkatli olmak zorundayız. Buna dikkat etmezsek herkes herkesi kutsalıma saldırdı diye suçlayabilir. Kimin kutsalı nerede başlar nerede biter bunu demokrasiyi zedelemeden belirlemek o kadar güç ki. Sevan Nişanyan’ın davasında Yargıtay’ın bütün bunları dikkate alacağını umalım. ‘Gönül köprüsü kuruldu’ u Diyarbakır’da Osman Baydemir tarafından karşılanan Kocaoğlu, ‘’Umuyorum bu ziyaret barış ve kardeşliğin gelişmesine, sevgi tomurcuklarının gelişmesine fırsat olur” dedi. Baydemir de, ‘’Bu ziyaret ile Diyarbakırİzmir arasında gönül köprüsü kurulmuştur’’ diye konuştu. EMRE DÖKER/ MAHMUT ORAL Diyarbakır Havaalanı’nda Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir tarafından karşılanan İzmir heyeti Tarihi Hasan Paşa Hanı’nda kahvaltı yaptı. (Fotoğraf: AANAİL KADİRHAN) İZLENİM... İzmir Diyarbakır Hattı!.. SERDAR KIZIK DİYARBAKIR Diyarbakır ve İzmir Büyükşehir belediyelerinin dostluk projesi kapsamında bu kez İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu başkanlığındaki heyet Diyarbakır’ı ziyaret etti. Diyarbakır heyetinin geçtiğimiz aylarda İzmir’e yaptığı ziyaretin ardından bu kez İzmir heyeti Diyarbakır’a gitti. Özel uçakla Diyarbakır’a giden Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu başkanlığındaki heyeti Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, güllerle karşıladı. Baydemir, “Birbirimize dokundukça, birbirimizi hissettikçe ülkemiz cennet bahçesi olacak. Diyarbakır ve İzmir arasında kurulan barış köprüsü birlikte yaşamanın göstergesidir” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da heyeti karşılayanlar arasında yer aldı. İzmir heyeti Tarihi Hasan Paşa Hanı’nda kahvaltı yaptı. Daha sonra İzmir’e atanan Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak’ı ziyaret eden Kocaoğlu, Toprak’a “Sizi almaya geldik” dedi. Kocaoğlu, “İzmir halkı olarak Diyarbakır’a gelip, Diyarbakır’daki partnerlerimizle konuşup, görüşüp, bu ziyaretleri sıklaştırmak istiyo ruz. Umuyorum bu ziyaret bir sürece, barış ve kardeşliğin gelişmesine, sevgi tomurcuklarının gelişmesine fırsat olur” dedi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Bayde mir ise mevkidaşı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nu “Hun bi xer hatin (Hoşgeldiniz)” sözleriyle karşılayarak, Türkçe ve Kürtçe “hoş geldiniz” yazan belediye toplantı salonunda ağırladı. Baydemir, “Bu coğrafyada artık anaların gözyaşları akmayacak. İnşallah bu çekilen sıkıntılar çözüm süreci ile birlikte nihai bir barışa evrilir. İnşal lah artık kardeş kavgasına tanıklık etmeyiz.Bu ziyaret ile Diyarbakırİzmir arasında gönül köprüsü kurulmuştur. Bu kurulan köprünün devam etmesini istiyoruz” dedi. Kocaoğlu, da Diyarbakırlı olan ünlü şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket İsterim” şiirini okudu. Kocaoğlu, ziyarete ilişkin eleştirilere yönelik de “Buraya gelmeye karar verdiğimizde belli kesimlerden homurtuları duyduk. Tabi ki zıt düşüncede olanlar olacaktır. Demokraside bunlar olur. İzmirli hemşerilerimiz bizim Diyarbakır’a gelmemize destek veriyor” dedi. YÜKSELİYOR ‘Mezhepsel fay hatları hareketlenmeye başladı’ İstanbul Haber Servisi Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) düzenlediği mayıs ayı kahvaltı toplantılarına Akil İnsanlar Komisyonu Marmara Grubu’ndan oyuncu Hülya Koçyiğit, İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Deniz Ülke Arıboğan ve STGM Başkanı Levent Korkut katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan KAGİDER’den Gülden Türktan, kadınlar olarak süreci desteklediklerini ve inandıklarını söyledi. Daha sonra heyet adına söz alan Arıboğan, sürecin PKK’nin önce sınır dışına çekilmesi, sonra silah bırakması ve en sonunda kendini lağv etmesine kadar gidecek bir süreç olacağını söyledi. Türkiye’nin sorunlarının yeni anayasa ile çözüleceğini savunan Arıboğan, “Türkiye’de mezhepsel fay hatları hareketlenmeye başladı. Bunu göz ardı etmemek lazım. Önlemin, toplu olarak bütün fay hatlarının üzerinde bir beton etkisi yaratması gerekiyor yapacağınız yeni anayasada. Sadece bir fay hattını sağlamlaştırırsa öbürünün fay hatlarında enerji birikimleri olacak. Bu da daha şiddetli deprem oluşturur” dedi. BDP’nin oyları AKP’yi korkuttu ERDEM GÜL ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında önceki gün yapılan AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısına KONDA’ya yaptırılan son anketteki BDP sürprizi damga vurdu. Anket sonuçları, AKP’nin, geçen ay yine KONDA tarafından yapılan ve yüzde 52’nin üzerinde görünen ankete göre yaklaşık 1 puanlık bir gerileme içinde ve genel olarak yerinde saydığı, CHP’de belirgin bir gerileme olduğu, MHP’de bir miktar artış olduğu ama asıl olarak BDP’nin tarihindeki en yüksek oy oranlarını yakaladığını gösterdi. “Bugün seçim yapılsa” anketinden AKP’ye yüzde 51.4, CHP’ye yüzde 20.6, MHP’ye yüzde 14, BDP’ye ise yüzde 8.5 oy çıktı. TURMEPA BDP eriyecekti Ankette BDP’nin oylarında yüzde 10 seçim barajını zorlayan düzeydeki artış, AKP yönetiminin çözüm süreci başlarken yaptığı stratejik değerlendirme ve siyasi analizlerini boşa çıkardı. AKP’de çözüm sürecine ilişkin, “Bu süreç, iki uç partisi olan MHP ve BDP’yi eritecektir” değerlendirmesi yapılmıştı. Ancak çözüm süreci öncesinde girdiği tüm seçimlerde en fazla yüzde 5.5, 6 düzeyinde oy alan ve anketlerde de aynı oranlarda görünen BDP, süreçle birlikte AKP’nin yaptırdığı anketlerde önce yüzde 7’lere, son ankette de yüzde 8.5 oy oranına ulaştı. AKP’nin yaptırdığı ankette, “Akil insanlar gelip size görüşlerini anlatsa nasıl karşılarsınız” sorusuna katılımcıların yüzde 15’i, “Gelmesinler kovarız” yanıtını verirken çözüm sürecine desteğin yüzde 65 olduğu sonucu çıktı. n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu üyeleri, “Öcalan’a özgürlük” kampanyası kapsamında 100 parlamenterin imzaladığı dosyayı Kandil’de terör örgütü PKK’nin yöneticisi Murat Karayılan’a teslim etti. Karayılan, çözüm süreci kapsamında 8 Mayıs’ta çekilmeye başladıklarını belirterek, “Başlatılan bu süreç halkların kardeşliği için çok ciddi bir projedir” dedi. Kandil’e ilk ziyaret DİYARBAKIR Diyarbakır Havaalanı... Belediye Başkanı Osman Baydemir, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Koaoğlu ve heyetini havaalanında kırmızı güllerle karşılıyor. Belediye başkanları, meclis üyeleri ve iş dünyasının temsilcileri otobüslerle kent merkezine ilerliyor. Tarihi sur duvarlarına yaklaşırken bir takın altından geçiyoruz. Üstünde boyası eskimiş, yer yer çürümüş, uzunluğu 15 metreyi aşkın “Ne mutlu Türküm diyene” yazıyor. Belediye, kenti büyük afişlerle donatmış, temizlik kampanyası yürütüyor. Afişlerde “Diyarbakır sokaklarını bu kentte yaşayan bizler kirletiyoruz... Bu çöpler uzaydan gelmiyor” yazılı... HHH Heyette geziden önce başlayan tartışmalar, dar gruplarla sürdürülüyor. Acaba Kocaoğlu’nun gezisi doğru mu, CHP’nin genel merkez politikalarıyla ne ölçüde örtüşüyor? Son günlerde kırmızı çizgilerin altını çizen Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemiyle ne ölçüde örtüşüyor? Görüşler farklı... Kocaoğlu’nu destekleyen de var, karşı çıkan da. Bir yanıyla espri konusu da oluyor. Örneğin bir kıyı kasabasının belediye başkanı “Valla ben kebap yemeye geldim” diyor. HHH Aslında tartışmalar önceden başlamıştı. Kima aydın, yazar ve CHP’li belediye başkanları, Kocaoğlu’ na “gitme, emperyalizmin AKPBDPPKK ortaklı açılım sürecine, sahte barış çağrılarına, BOP projesine destek verme” uyarısı yaptı. Kocaoğlu, amaçlarının barış olduğunu, ziyaretin farklı yönlere çekilmemesi gerektiğini söyledi karşılık olarak... Davet edilen İzmir’deki ilçe belediye başkanlarından aralarında Karşıyaka, Konak ve Buca gibi büyük metropol ilçelerin de bulunduğu 11’inin geziye katılmaması doğal olarak dikkat çekiyor. Heyetin yola çıkmasından önce başlayan tartışmaların CHP örgütlerinde ve parti tabanında ayrışmaya, tartışmaya hatta fay kırıklarına yol açması zaten bekleniyordu. Kimileri Kocaoğlu’nun bu girişiminin parti politikalarıyla örtüşmediğini söyledi, kimileri ise tersi görüşleri savundu. Nitekim eski CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır, “Diyarbakır yolcuları dikkat” başlıklı açıklamasında “Kocaoğlu, genel merkez politikalarının tersine bir haraketle, iktidar politikasına yandaş bir çıkarmayla Diyarbakır’a gidiyor” dedi. Kocaoğlu’nun eski başdanışmanı, şimdinin AKP İzmir Milletvekili İlknur Denizli’nin bir değerlendirmesi, CHP tabanında da yankı buldu. Denizli, “Sayın başkanın Diyarbakır’a gidişini son derece olumlu buluyorum. Hatta şöyle diyorum, 64. akil adamımız olmuştur sayın başkan” deyince tartışma kızıştı. Ayrıca bir önemli nokta daha var. İzmirDiyarbakır hattının “girişimci yapısı” dikkat çekici. Küreselleşmeci, neoliberal “küçük millet meclisleri” denilen oluşumların İmralı, iktidar pazarlıkları öncesinde kurulması anlamlı. Nitekim bu yapı, karşılıklı ziyaretlerin harcını yarattı. Çok haksız ve yersiz bir değerlendirmeyle sanki İzmir ile Diyarbakır arasında kavga varmış gibi “İzmir’in barış istemeyen kent imajını silmek” savını ortaya attı. Kocaoğlu’na çağrı yaptı, İzmirli yöneticilerin Diyarbakır’a gitmesi için kampanya yürüttü. Kocaoğlu’nun gezisini bu kampanyaya bağlayanlar var. Küçük meclisin öne sürdüğü imajın yanlış, yersiz ve amaçlı olduğu çok belli. İzmir, Diyarbakır’ı düşman bellemiyor, her zaman barışı ve dostluğu savunuyor. Bu arada basın toplantısından önce Diyarbakır merkezli Kürt Gazeteciler Derneği’nin kurulduğunu öğrendim. Müteahhit bir başkanı var derneğin. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel ile dernek başkanı tanıştırıldığında Sertel’in yanıtı ilginçti: “Gazetecinin Türk’ü Kürt’ü olur mu?”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle