19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 2013 CUMA [email protected] 20 KÜLTÜR Michel Gondry’nin Boris Vian’ın kült romanından uyarladığı ‘Günlerin Köpüğü’, gerçeküstücü bir ‘imkânsız aşk’ çeşitlemesi ‘Arka sıradaki çocuk’ u “Başka Bir Hayat” adıyla İstanbul Film Festivali’nde seyrettiğimiz “Evde”, yönetmen Ozon tutkunlarının kesinlikle es geçmeyeceği, en iyi film belki de. Fransızcaedebiyat dersinde istenen kompozisyon ödevini, çekici annesine (Emmanuelle Seigner) ilgi duyduğu sınıf arkadaşı Rapha’ya (Bastien Ughetto) matematikte yardım etmek bahanesiyle sık sık gidip, Rapha’nın evini ve mahrem aile hayatını röntgenlercesine, tefrika halinde yazarak öğretmeninin dikkatini çeken, derslikte hep son sırada oturan, Flaubert Lisesi’nin yetenekli, iyi gözlemci öğrencisi Claude’un (Ernst Umhauer), giderek öğrencisini yazarlığa yönlendirmek isteyen öğretmenini (Fabrice Luchini) ve sanat galerisi yöneticisi karısını (Kristin Scott Thomas) kullandığı, tehditkâr hikâyesini anlatan “Dans la MaisonEvde”yi “Başka Bir Hayat” adıyla İstanbul Film Festivali’nde seyretmiştik nisanda. Öğrencisinin yazdığı, sürecek derken biten kompozisyonların verdiği heyecanı her gece karısıyla paylaşan lise öğretmeniyle Claude’un ilişkisinin gitgide zıvanadan çıktığı “Evde”, 2000’lerin başında festivalde gördüğümüz “Sitcom”, “Kızgın Taşlardaki Su Damlaları”, “Kumun Altında” gibi çıkış yaptığı, sarsıcı ilk dönem filmleriyle tanıdığımız, sonradan “8 Kadın”, “Angel”, “Ricky”, “Potiche” gibi sıradan işlerle yerinde sayan, ama son filmi “Genç ve Güzel”inse pazar günü sona erecek Cannes’da beğenildiği, günümüz Fransız sinemasının en önemli yönetmenlerinden, 1967 doğumlu François Ozon’un 13. filmi. Ozon’un bir İspanyol yazarın (Juan Mayorga) oyunundan değiştirerek uyarladığı, gerçeklikle kurmacayı iç içe geçiren olay örgüsü, sürükleyici anlatı yapısı, karakterleri, mizansenleri ve oyunculuk bakımından küçük çapta bir başyapıt niteliğindeki “Evde”sinde, öğretmenle öğrencisi, gerçekle kurmaca, yazarla okuru arasındaki bağlantıları kurcalayarak sinemada hikâye anlatmanın yeni yollarını araştırıyor yönetmen. Zaten gerçeklikle kurmaca arasında dinamikleri 2003 yapımı “Havuz” filminde de ele alıp işlemiş Ozon’un, orta sınıftan entelektüel kesimi hicvederek, hafif tertip Hitchcock’umsu bir gerilim sosuna buladığı “Evde”si, öğretmen F. Luchinigalerici K. Scott Thomas ikilisinin mükemmel bir çift oluşturduğu, oyuncu kadrosunun topluca başarısıyla da öne çıkan, San Sebastian Festivali’nde kazandığı Altın İstiridye ödülünü hak eden, övgüye ve seyre değer, sıkı bir Fransız yapımı. Kısacası “Evde”, yönetmen Ozon tutkunlarının kesinlikle es geçmeyeceği, en iyi filmi belki ‘İnsan değil hayat değişir!’ u “Günlerin François Ozon’un son dönemdeki en iyi filmi ‘Dans la MaisonEvde’ gösterime giriyor Doğanın kurdu: İnsan ASLI SELÇUK KIRS A L BÖLGELERİN GİT T İKÇ E Y OK OLUŞ UNU A NLA T A N ‘ KA Y IP Sil Baştan”la (2004) hayatımıza giFransız edebiyatının caz ve AmeKöpüğü”, ren, “Lütfen Başa Sarın”, “Rüya Bilrikan tutkunu, bohem yazarı Bomecesi” gibi ilginç filmleriyle de haykahramanlarının ris Vian’ın (19201959), varoluşranlarını çoğaltan (ancak “The Greçuluk akımının patlama yaptığı döruh haline göre en Hornet”le de hayal kırıklığı yanemde (1947) yazdığı kült romanı mekânlarla ratan) Gondry, sinemaya aktarılması “L’Ecume des Jours”dan, günümünesnelerin değişip zor bir projeye soyunduğu “Günlerin zün hayal dünyası en zengin ve yaraKöpüğü”yle biraz uzun tutulmuş, gertıcı senaristyönetmenlerinden Micyuvarlaklaştığı, çeküstü, şiirsel, naif ama eğlenceli bir hel Gondry eliyle perdeye uyarlanan duvarların daraldığı sıra dışı film imzalamış, çalınan melo“Günlerin Köpüğü” gösterimde. bir fantastik diye göre içki hazırlayan piyanokteyl, Tuhaf icatların mucidi, genç zenpişirilmeye direnen yılanbalığı, minik gin Parisli Colin’in (Romain Dumelodram. fare, yürüyen zil, hapa dönüştürülmüş ris), akıl hocası, aşçısı ve sağ kolu, kitap, uzayan bacaklar, metal havuç yibecerikli Nicolas’yla (Omar Sy) bir yen tavşan vb. gibi çeşitli sürreal buluş, espri ve eli yağda bir eli balda yaşarken bir partide tafantezili sahnelerle animasyon bölümlerin gidenıyıp, anında âşık olarak evlendiği ve balayırek seyri yorucu kılmasına karşın. na çıktığı Chloe’yle (Audrey Tautou) mutsuz Hele Alise’in Cafe de Flore’da Partre’ı vurup biten beraberliği üstüne gelişen film, Colin’in, ciğerini söktüğü bir sahne var ki breh breh. dönemin ünlü filozofyazarı (Sartre’dan mülSartre başyapıtı “Bulantı”nın “Kusmuk”a hem) JeanSol Partre’a (Philippe Torreton) dönüştüğü, kahramanlarının ruh haline göfanatik biçimde tutkun olan en yakın arkadaşı re mekânlarla nesnelerin değişip yuvarlaklaştıChick’le (Gad Elmaleh) Alise’in (Aissa Maiğı, duvarların daraldığı bu fantastik melodramın ga) ilişkisine de yer veriyor. Vian’ın dünyasını görselleştirmenin üstesinden Chloe’nin balayındayken ciğerinde nilüfer bügeldiği söylenebilir sonuçta. yüyen bir ölümcül hastalığa tutulmasının Vian’ın Fransız gençliğinin hızlı yaşayıp genç ölmüş, çocukluğundan kaynaklanan kalp rahatsızlığının gözde yazarının sonunda ölümün ayıracağı âşık metaforu olarak yorumlandığı, Sartre’la da dalbir çifti anlattığı romanını kişisel tarzıyla görüngasını bolca geçen filmde Colin karısının tedavitülere dökmüş Gondry’nin “Günlerin Köpüğü”, si için servetini harcayıp çeşitli işlerde çalışmak zorunda kalırken Chick’in Alise’le beraberliği de, yorucu ama eğlenceli, artistik ve deneysel bir seyir vaat ediyor meraklısına. varınıyoğunu uğruna harcadığı filozof Partre yüzünden bozuluyor. 1990’larda Massive Attack, Daft Bugün son anBU FİLMİ Punk gibi gruplara, Björk gibi şarda Beyoğlu kıcılara çektiği sıra dışı klipleKAÇIRMAYIN Sineması’nda gösteriyle adını duyurduktan sonrileceğini öğrendiğira, 10 yıl kadar önce, yaşamiz, yine festivalin nan bir ilişkiyi bellekten silbelgesel kuşağında dirmeye ilişkin bilimkurgugörüp alkışladığımız sal bir aşk öyküsü anlatan “Searching for Suunutulmaz filmi “Eternal gar ManBir ŞarkıSunshine of the Spotnın Peşinde”, ırkçıless Mindlığın gemi azıya aldığı 196070’lerin Güney Afrikası’nda Hendrix, Stones, Doors kadar sevilen, hatta Elvis’ten bile daha meşhur olan, Meksika asıllı protest folk şarkıcısı Sixto Rodriguez’e (Rod’a) odaklanan, Oscar’lı benzersiz bir belgesel. İlk kez 1968’de Detroit’te, Donovan’la Feliciano karışımı sesi ve gitarıyla barlarda çalıp söyleyerek ortaya çıkmış, sahnede kendini yaktığı ya da kafasına sıktığı söylentisine dayanan, tüm rock tarihinin en aykırı intiharıyla bir şehir “Günlerin Köpüğü”, efsanesine dönüşmüş Rod’un, 1970’lerin soyorucu ama eğlenceli, artistik ve nunda müziğe ara verip köşesine çekildiği, indeneysel bir seyir şaatlarda çalışarak 3 kız yetiştirdiği mütevavaat ediyor. zı hayatını anlatan “Bir Şarkının Peşinde”yi G.Afrikalı Malik Bendjelloul yazıp yönetmiş. 40 yıldır aynı evde oturan Rod’un, 1998’de hâlâ “yoksulların billur sesli ozanı, bir özgürlük simgesi ve isyan ikonu” olarak çok sevildiği G.Afrika’yı ziyaret edip hayranlarıyla buluştuğu, Cape Town’da konserle verdiUMUT LA R’ 3 1 MA Y IS ’ T A GÖS T ERİMDE ği “Bir Şarkının Peşinde”, son İstanbul Film Festivali’nin de en nefis filmlerinden biriydi. ‘BİR ŞARKININ PEŞİNDE’ Bağımsız yaratıcı yönetmen Gus van Sant’ın tüm filmleri ABD’yi anlatır. O damarlarında Amerikan kanı akan sayılı sinemacılardan biridir. Mala Noche, şair Walt Curtis’in otobiyografik portresidir. Drugstore Cowboy, Beat kuşağının mirasçısı olan marjinal bir ülkenin sözcüsüdür, Amerikan bağımsız sinemasının yeni dalga akımını simgeler. My Own Private Idaho’da uyuşturucu bağımlısı bir jigoloyla Amerika turuna çıkarız. To Die For, hırslı bir hava sunucusunun Amerikan Rüyası’na kavuşmak için her şeyi göze alışıdır. Good Will Hunting, hem gişede hem de Oscar’larda kazanır. “Bir sinemacının kariyerinde ender rastlanan bir durumdur bu. Bir anda yapmak istediklerinizin fırsatını yakalarsınız, iki yanıda keskin bir bıçaktır bu” diyen Van Sant, Gerry’de geleneksel sinemaya savaş açar. Columbine Lisesi katliamını anlattığı Elephant’la Altın Palmiye’yi alır. Last Days, Paranoid Park, radikal, minimalist yapımlardır. Harvey Milk, Kaliforniya belediye başkanı seçilen ilk eşcinsel Milk’in öyküsüdür. Bu sosyal, psikolojik dramlarının ardından yönetmen, oyuncusenarist dostu Matt Damon’un önerisi üstüne çevre so küşteki kasabayı kurtarmak (!), şirkerunlarını tartışan Promised Land’e tin kasasını doldurmaktır. Yerin altın(Kayıp Umutlar/2012) yönelir. Üldaki kaya bloklarını sondajlarla delerkenin en büyük enerji şirketlerinken suyun zehirlenmesi, hayvanların den, 9 milyar dolarlık Global Crossölmesi, ekolojik bozulma umurlarında power Solutions için çalışan Steve bile değildir. Steve yaptığı şeyin doğButler’la (Matt Damon) Sue Thoruluğuna inanmaktadır, işinde yükselmason (Frances McDormand) Ohime umudundadır. Steve ve Sue karşıo’daki yoksul McKinley kasabasını larında fen öğretmeni Frank’le (Hal ele geçirmek üzere gelirler. Holbrook) çevre aktivisti Dustin’i Her ikisi de satacak bir şeyleri kal(John Krasinski) bulurlar. Steve somayan çiftçilerin doğalgaz çıkarnunda var oluşunu, yaşamının akışıma önerilerini kabul edeceklerini dünı sorgulamak zorunda kaşünmektedirler. Buradaki lacaktır. çiftçiler gibi Iowa’da bir u “Kayıp Gerçek insanlarla büyük çiftlikte yetişen, ziraat böoranda paranın çarpışmasılümünü bitirmemiş az saUmutlar”, nı, ciddi kararlar almak duyıda üniversiteliden biri 60’larda çekilen, rumunda kalan bireylerin olan Steve tam bir çağdaş çokulusluluğun şaşırtıcı, düşündürücü tepsokaktaki adamdır. kilerini anlatan bu duygulu Global araştırma ekibidüşmanı senaryoyu Dave Eggers’in nin amacı ekonomik çösimgelediği Amerikan filmlerini çağrıştırıyor. öyküsünden Matt Damon’la John Krasinski uyarlamışlar. Film, Amerikalılar olarak bizler kimleriz sorusunu sorarak geleneksel değerlerin nasıl yok olduğunu tartışıyor. Kasabadaki deneyiminden sonra Steve’in evrimi Amerika’yı betimleyen bir metafor olarak karşımıza çıkıyor. Dedesi de, babası da çiftçi olan Steve, ineklerin öldüğünü gösteren fotoğraftaki samanlığın durumunu kavrayınca şunları söylüyor: “Her yaz samanlığımızı boyardık, çocukken bu bana saçma gelirdi. Dedem bana bir şeye değer vermenin önemini göstermeye çalışıyordu. Samanlık benim varlığımın göstergesiydi.” Kayıp Umutlar, 60’larda çekilen, çokulusluluğun düşmanı simgelediği Amerikan filmlerini çağrıştırıyor, o yıllarda çokulusluluk kavramı korkunç, ölümcül olarak tanımlanıyordu, Amerikan toplumunda gerçek bir paranoya yaratmıştı. “Amerika büyük bir kıta, hepimiz onun bir parçasıyız. Kimliklerimize sıkı sıkıya sarılmamız bazen gerçekten zor olabiliyor. Kayıp Umutlar, dirençleriyle, zayıflıklarıyla gerçek insanlara ait bir öykü” diyor Gus van Sant. Yel değirmenlerine karşı savaşan Don Kişot’ların düşündürücü öyküsünü, kırsal bölgelerin gittikçe yok oluşunu anlatan Kayıp Umutlar 31 Mayıs’ta gösterimde. Bakanlıktan ‘Necip Fazıl’ baskısı SELDA GÜNEYSU Kültür ve Turizm Bakanlığı, DT Genel Müdürlüğü’ne yine ‘Necip Fazıl neden yok’ diye sordu ANKARA Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan DT’ye yine “Necip Fazıl neden yok” sorusunun sorulduğu öğrenildi. Cumhuriyet, geçen yıl, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarının ardından yine yeni yasa tasarısı tartışmaları gündemdeyken, Başbakanlık’ın DT’nin son 5 yıllık repertuvarını yakın takibe aldığını ve DT Genel Müdürlüğü’ne, dünyaca ünlü şair Nâzım Hikmet’in oyunlarının neden üst üste repertuvarda bulunduğunu, Necip Fazıl’ın oyunlarının ise neden sahnelenmediğini sorduğunu duyurmuştu. DT Genel Müdürlüğü, bu tartışmaların ardından yeni repertuvara Necip Fazıl’ın “Reis Bey” adlı oyununu eklemişti ancak “Necip Fazıl’ın oğlu Mehmet Kısakürek’in oyunda hiçbir değişiklik yapılmaması konusundaki ısrarı ve oyun metninde uzlaşmaya varılamaması” nedeniyle oyun yıl içinde sahnelenemedi. Bunun üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan DT’ye yine “Necip Fazıl neden yok” sorusunun sorulduğu öğrenildi. Ankara DT yetkilileri de oyun için hazırlıkların devam ettiğini ve oyunun gelecek sezon sahneye taşınacağı açıklamasını yaptı. Ayrıca bakanlığın DT’den, Konya’da valiliğin ve belediyenin ortaklaşa düzenledikleri “Vefatının 30. Yılında Necip Fazıl Kısakürek’i Anma Etkinlikleri”ne katılmasını istediği de öğrenildi. Bunun üzerine Ankara DT ekibi bir çalışma başlatarak Necip Fazıl’ın oyunlarından replikler hazırlayıp Konya’daki etkinliklere katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle