19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 2013 CUMA 10 HABERLER Türkiye Barolar Birliği, yeni başkan ve yönetimini belirlemek için hafta sonu sandığa gidecek Kıran kırana seçim İLHAN TAŞCI Çılgınlığın Sınırı ÜLKENİN bütün siyasetçileri, hukukçuları, tarihçileri, düşünürleri, kısacası akıl ve izan sahibi bütün yurttaşlar ve herhalde herkesten daha çok denizciler hep birlikte “Kanal İstanbul” denen fanteziye karşı çıkmak üzere tepki göstermek zorundadırlar. Çılgınlığın Sayın Başbakan’ca ortaya atılmış olması ve ısrarla savunulması, yanlışlığını ve mutlaka önlenmesi gerektiğini dile getirmeye engel sayılmamalı. Hatta, böyle bir girişimi durdurmanın vatandaşlık ödevi olduğu vurgulanmalıdır. ılgınlık sözcüğünün “çılgın Türkler” deyimiyle artık ilginç ve belirgin bir sevimlilik kazanmış olması, Sayın Başbakan’ın da aynı sözcükle nitelediği “Kanal İstanbul” çılgınlığını normal saymak gibi bir sonuç doğurursa öyle bir yanlışın içinden çıkmak büsbütün zorlaşacaktır. Çünkü Başbakan’ın “Çamlıca Tepesi’ne İstanbul’un her yanından görülebilir bir cami oturtmak” ya da aynı türden içtenlikle sözünü ettiği başka tasarımlara benzemiyor bu. Sorunun endişe verici yanı, böylesine kapsamlı bir tasarımın verimliliği, birbirine karışacak suların deniz bilimleri açısından canlılar üzerindeki etkileri konusundaki öngörülerin geçerliği ve özellikle maliyetlere ilişkin hesapların doğruluğu açısından henüz ciddi hiçbir çalışmanın ortaya konmamış olmasıdır. öylesine belirsiz bir tasarım uğruna zihin yormak yerine Boğaz geçişleri konusunda şimdi uygulanan kuralların ve alınan önlemlerin pekiştirilmesine öncelik verilmesi daha doğru olmaz mıydı? Örneğin gelip geçen gemilerin kaza yapma olasılığını sıfıra indirecek yeni teknik çarelerin bulunması ve kılavuz almanın kesinlikle zorunlulaştırılması için devletler arası bir toplantıyla kural değişikliğine gidilmesi gibi yapılabilecek bir yığın iş varken kanal açma hevesine kapılarak bu ülkenin ve dünyanın parasını böyle bir hayal uğruna harcamak akıl kârı mıdır? Çılgınlığın da bir sınırı olmalı. Bu sınır bin bir özveriyle kurulmuş değerli bir cumhuriyeti, hesapsız kitapsız girişimlerle cümle âlemin gözünde gülünç duruma düşürecek kadar genişletilemez. ANKARA Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) hafta sonu yapılacak genel kurulunda yeni başkan ve yönetimi belirlenecek. 447 delegenin oy kullanacağı seçim; mevcut başkan Vedat Ahsen Coşar ile Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ve eski İstan bul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu arasında geçecek. 99 kişi ile en fazla delegeye sahip olan İstanbul Barosu ve 22 delegesi olan İzmir Barosu birlikte hareket ederek Kolcuoğlu’nu destekleme kararı aldı. Ankara Barosu’nun ise 39 delegesi var. Başkanlık için yarışacak üç adayın sorularımıza verdiği yanıtlar ve değerlendirmeleri şöyle: KAZIM KOLCUOĞLU METİN FEYZİOĞLU ‘TBB yargının siyasallaşmasını destekledi’ ‘Direnci TBB’ye taşımak istiyoruz’ VEDAT AHSEN COŞAR ‘Sesimi değil sözümü yükseltiyorum’ Ç P rof. Dr. Metin Feyzioğlu, aday olma nedenlerini açıklarken mevcut başkan Coşar’ı “yargının siyasallaşmasına, taraflı, bağımlı hale gelmesine, devletin üniter yapısının tartışmaya açılmasına sadece sessiz kalarak değil yeri geldiğinde beyanatlarıyla destek” olmakla suçladı. Feyzioğlu, Coşar’ın “mesleği sürdürülemez hale getiren avukat hakkı ihlallerine, avukatın adli sistemin dışına atılma girişimlerine sessiz kaldığını” savundu. Feyzioğlu, kendisinin aday olma nedenini şöyle aktardı: “Türkiye’nin geleceğinin yargı eliyle şekillendirildiği, bu yolda meslek de bilinçli şekilde itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı için etkili mücadelenin yürütüleceği yer barolar ve TBB’dir. Biz kavga etmeye değil, kararlı ve dik bir şekilde mücadele etmeye talibiz. Biat eden, boyun eğen daima kaybeder. Dik durup elini uzatan, daima doğruları söyleyen kazanır.” İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ile aralarında “mesafe ve soğukluk” olduğu; başkanlık adayı konusunda sorunlar yaşandığına ilişkin tartışmaları anımsatmamız üzerine Feyzioğlu, “Sorunumuz yok. TBB seçimlerinde baroların adayları olmaz. Ben de Ankara Barosu’nun adayı değilim, baronun mensubu, Türkiye’nin adayıyım” değerlendirmesini yaptı. Feyzioğlu, belli oranda aynı delege tabanından oy alacağı belirtilen Kolcuoğlu ile kendisinin adaylığının mevcut başkan Coşar’ın şansını artırdığı yorumlarına itiraz etti. Feyzioğlu, kendilerinin tabanda gerekli birleşmeyi çoktan sağladıklarını belirterek, “İstanbul’da şu ana kadar desteğini açıklayan resmen veya rahatlıkla yüksek sesle desteklediğini ifade etmeye başlayan delegelerin sayısı zaten çoktan yarıyı geçti. En ufak bir ayrışma yok” yorumunu yaptı. Feyzioğlu, İstanbul, Trakya ve Anadolu’da birlikteliği yakaladıklarını anlatırken, “Biz tek adam hareketi değiliz. En önemlisi biz listelerimizi ilan etmeyi seçim öncesi gece yarısı pazarlığına bırakmıyoruz. Bu da TBB seçiminde bir ilk olacak” dedi. E ski İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, birliğin kurulduğu 1969’dan beri başkanının Ankara’daki avukatlardan seçilmesini eleştirirken, “Artık Ankara Barolar Birliği anlayışından çıkılması ve Türkiye Barolar Birliği anlayışına dönülmesi gerekiyor. Ankara içinde bu paylaşımı senelerce yürüttü. Artık bu paylaşımı da Anadolu’yla bütün diğer barolarla paylaşması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. İstanbul Barosu ile Feyzioğlu’nun adaylığı nedeniyle uzunca süredir süren “soğukluğu” sorduğumuzda Ankara Barosu Başkanı’nın adaylığını eleştiren Kolcuoğlu, “Zaten icraatın başında. İstanbul Barosu Başkanı’nın aday olması için çok baskı yapıldı ama o ‘Bizi avukatlar seçti. Biz başka yere gitme hakkına sahip değiliz’ dedi ve kabul etmedi” karşılığını verdi. Benzer tabandan oy alacak olan hem Feyzioğlu’nun hem de Kolcuoğlu’nun adaylığının Coşar’ın şansını artırdığı yönündeki değerlendirmeleri anımsattığımız Kolcuoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Tek adayla gidilmesi konusunda İstanbu Barosu elinden gelen gayreti gösterdi. Maalesef Metin arkadaşımız bu girişimi hiç değerlendirmeden aniden oldu bittiyle adaylığını ilan edince İstanbul Barosu da adayını çıkardı ve yola yürüdü. Onların kararıyla aday çıktım. Demokratik bir yarıştır. Kendisi kabul ettiğine göre mesele yoktur.” İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ın mevcut TBB Başkanı Coşar’a oy vermeyeceklerini açıkça belirttiğini söyleyen Kazım Kolcuoğlu, mevcut yönetime ilişkin eleştirilerini şöyle sıraladı: “Türkiye’de bu kadar önemli hukuk bakımından, yargı bakımından, savunma bakımından saldırılar karşısında sessiz kalındı. İstanbul’da yapılanları artık o direnci o itirazı Türkiye Barolar Birliği’ne hep beraber taşımak istiyoruz. Hukuksuzluklara, saldırılara karşı direnme, karşı durma anlayışını Ankara’ya taşımak istiyoruz” sözleriyle aktardı. E leştirilerin hedefindeki isim mevcut TBB Başkanı Vedat Ahsen Coşar, bu dönem de aday olma nedenini “Sağladığımız bir istikrar var, onun devamı için adayım. TBB’nin geçmişte bana ihtiyacı yoktu. Önümüzdeki dönemde de ihtiyacı olmayacaktır. Ama bu dönemde bana ihtiyacı var: Çünkü baroları birleştiren benim. 79 baro içerisinde farklı, aykırı görüşte olanlar var, onları birleştiren benim. Kutuplaştırmıyoruz” sözleriyle aktardı. Coşar, herkesin duyarlıklarına saygılı oldukları nı ve dikkatli davrandıklarını belirtirken, “TBB’nin bir ayrıştırmaya götürüldüğü görülüyor, sanki biz vatanımızı, Cumhuriyeti, Atatürk’ü sevmiyoruz. Atatürk’ün ve Cumhuriyetin ilkelerine bağlı olmak, vatanın bölünmez bütünlüğünü savunmak sanki sadece bazı arkadaşların tekelindeymiş gibi bir görüntü yaratılıyor” değerlendirmesini yaptı. “Hiç kimsenin Atatürk’ten geçinmeye hakkı olmadığını” vurgulayan Coşar, “O hepimizin ortak kahramanı. Bunların üzerinden baro siyaseti yapmak doğru değil. Benim arkamda, siyasi parti, dernek, sendika, köşe yazarları yok. Kendim, arkadaşlarım ve dostlarımla mücadelemi götürüyorum” dedi. Coşar kendisi ve yönetiminin savunmaya yönelik saldırılar ve yargıdaki siyasallaşma girişimlerine sessiz kaldığı suçlamalarına şu yanıtı verdi: “Mevlana’nın bir sözü var; ‘Sesini değil sözünü yükselt’. Onun için ben sesimi değil sözümü yükseltmeye çalışıyorum. Bir hukukçuya, TBB Başkanı’na yakışan bir dil, üslup ve ağırbaşlılık içerisinde hemen her konuda görüşümüzü açıklıyoruz. Kimsenin bizden daha fazla, farklı söylediği bir şey yok. Biz de kimseden herhangi bir şeyi eksik söylemiş değiliz. Benim suskun kaldığım konusunu özellikle bir propaganda aracı olarak kullanmaya çalışıyorlar. Hiçbir şekilde susmadım, bunun kanıtı birliğin internet sayfası. Söylediklerimin, yazdıklarımın hepsi orada.” ‘Atatürk’ten geçinmeyin’ B ‘Feyzioğlu oldu bitti yaptı’ ‘Tek adam hareketi değiliz’ ÖĞRENCİLERE ‘EVE ÇIKIN’ TAVSİYESİ YTÜ yurdu boşaltılıyor İstanbul Haber Servisi Yıldız Teknik Üniversitesi Maslak Öğrenci Yurdu’nda kalan öğrenciler, yurtlarının sebep gösterilmeden boşaltılma kararını protesto etti. Öğrenciler YTÜ Beşiktaş yerleşkesinde bir eylem düzenledi ve topladıkları dilekçeleri rektörlüğe teslim etti. Öğrenciler adına açıklama yapan Cenk Şener, yurtlarının boşaltılmak istenmesine karşı tepkilerini dile getirirken Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı, Rektör Yardımcısı Yusuf Ayvaz ile görüşmelerinden bir sonuç alamadıklarını belirtti. Şener, “Rektör yardımcısı dalga geçer gibi bizlere özel yurt veya ev seçeneğimiz olduğunu söyledi” dedi. 600 kişinin barındığı yurdun, 7 Temmuz’da boşaltılma isteğinin keyfi olduğunu belirten Şener, “Bize yurdun depreme dayanıksız olduğu hakkında bir görüşlerinin olduğunu söylediler. Burası teknik bir üniversite ve bir görüş üzerine öğrencilerin yurdu boşaltması isteği çok komik. Üniversite öğrencilerini mağdur ediyor, bize hiçbir şekilde barınacak bir seçenek sunulmuyor” diye konuştu. MECLİS’TE KONUŞTURULMAYAN ROMPUY MUHALEFETLE GÖRÜŞTÜ TEŞEKKÜR Değerli varlığımız ‘AB Konseyi Başkanı demokrasi dersi verdi’ AYŞE SAYIN Fotoğraf NECATİ SAVAŞ ERTİN AKGÜÇ’ün hastalığında ve uğurlanışında bizleri yalnız bırakmayan, acımızı paylaşan tüm dost ve akrabalarımıza, doktorlarımıza, birlikte çalışmaktan onur duyduğu Cumhuriyet gazetesi mensuplarına saygı, şükran ve teşekkürlerimizi sunarız. ANKARA TBMM Genel Kurulu’nda konuşma talebine, Belçika Başbakanlığı döneminde Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıktığı için izin verilmediği belirtilen AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuy, CHP ve BDP liderleri ile yaptığı görüşmede “çözüm süreci”ne destek verirken Suriye sorununa “siyasi çözüm” kapsamında “demokratik, birleşik ve laik Suriye” istemine yer verdi. Gül’den sitem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuy’u Çankaya Köşkü’nde kabul etti. Gül, görüşmede Rompuy’a AB konusunda sitemlerde bulundu. Gül, sitemini “2004’ten bu yana Türkiye’yi AB zirvelerine çağırmıyorsunuz” sözleriyle dile getirdi. Rampuy, daha sonra Başbakan Erdoğan ile bir araya geldi. Düzenlenen basın toplantısında Rampuy, Erdoğan’ı Brüksel’e davet ettiğini belirtti. Rampuy “Öyle ya da böyle 2004 yılından beri devam eden uygulamaları değiştirmeliyiz” dedi. AİLESİ BDP’liler ise PKK’nin “terör örgütü” listesinden çıkarılması talebini, “zaman kalmadığı” gerekçesiyle Rompuy’a iletemedi. Resmi temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya gelen Rompuy, muhalefetle görüşmeyi özellikle talep etti. Ankara temaslarına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşerek başlayan Rompuy, ardından da BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak ile görüştü. Kılıçdaroğlu’nun AP Sosyalist Grup Başkanı Swoboda ile yaşanan gerginliğe doğrudan girmemekle birlikte, ağırlıklı konuyu Suriye sorununun oluşturduğu bildirildi. CHP lideri Suriye konusunda partisinin tutumunun yanlış yansıtıldığını belirterek kendisinin hiçbir zaman Esad’ı savunmadığına dikkat çekti. Görüşme sonrası açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu, birtakım Avrupalı parlamenterlerin aksine AB Konseyi Başkanı’nın görüşmelerine ana muhalefet lideriyle başlamasını “demokrasi dersi” olarak nitelendirirken görüşmeden memnun ayrıldıklarını söyledi. Loğoğlu, Rompuy’un özellikle Suriye konusundaki açıklamalarının ardından Kılıçdaroğlu’na teşekkür ettiğini ve “Suriye konusundaki görüşlerimizin tamamen örtüştüğünü gördüm” dediğini anlattı. Rompuy, BDP ile görüşmesinde Kürt sorununun çözümü konusunda başlatılan süreçten memnuniyetini dile getirirken “Süreci kuvvetle destekliyoruz” görüşünü iletti. CUMHURİYET 2 HAFTA ÖNCE YAZDI Yurtlar imamdan sorulacak! FIRAT KOZOK ANKARA Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ile ters düşen ve görevinden alınarak Başbakanlık Müşavirliği’ne atanan YURTKUR Genel Müdürü Hasan Albayrak’ın yerine ilahiyatçı Recep Kaymakcan getirildi. Albayrak bugüne kadar birçok bakanla birlikte çalışmış, yurtlarla ilgili çalışmaları Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da desteğini almıştı. Ancak Bakan Kılıç ile Albayrak’ın yıldızları ilk günden itibaren barışmadı. Albayrak ile Kılıç arasındaki bu gerilim, genel müdürün ailesine ait Yeni Şafak gazetesinin manşetine kadar yansımıştı. Gazete, Suat Kılıç için manşetinde “Arıza Bakan” ifadelerini kullandı. Bu manşetin ardından ikili arasındaki ipler tamamen kopmuş ve Albayrak görevden alınmıştı. Hasan Albayrak önceki gün Başbakanlık Müşavirliği’ne atanmıştı. Albayrak’tan boşalan koltuğa ise dün itibarıyla bir imam oturdu. Cumhuriyet’in 10 Mayıs’ta duyurduğu kulis bilgisi dün gerçekleşti ve Sakarya Üniversitesi’nden ilahiyat profesörü Recep Kaymakcan yeni genel müdür oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle