Katalog

SAYFA CUMHURİYET 17 MAYIS 2013 CUMA 6 HABERLER Havalimanı’nda nöbet başında. Öğrenciler Reyhanlı’daki patlamayı protesto ediyor... Polis öğrencilere saldırıyor, biber gazıyla, copla, gaz bombasıyla yaralıyor. Kaç kez yazdım, yineleyeyim: Anlasınlar barışın dilini, demokrasiyi, özgürlükleri... Demokratikleşme ve barış şimdilik rafa kaldırılmış durumda. PKK sürecin nasıl işlediğini görüyor... Kaç PKK’li var Türkiye sınırları içinde? 2 bine yakın! Kaç ayda çekilirler? Bir yıl mı desem, iki yıl mı? Bilinmiyor! Sen yasal bir grevi hükümet için kırıyorsun, ardından “demokrasi, özgürlük, barış dili” diyorsun... HHH Ne Kürt sorununda adım atıldığı var ne barış dilinin konuşulduğu bir süreç. Baskıyla, gözdağıyla bunlar olur mu? Kimse kimseyi kandırmasın! Savaşın kıyısındayız! Reyhanlı saldırısının arkasında yatan gerçekleri bilmek zorundayız. Cemaate yakın gazetelerin yazarları, BOP ve MİT üzerine neler yazıyorlar, isterseniz bir bakın! Cemaat medyası, ihbarın geldiğini, patlamanın önlenemediğini, Reyhanlı’ya giriş çıkışların izlenmediğini, MOBESE kameralarının olmadığını, sınırın denetlenmediğini yazıyor. Polis ve MİT’in bir çatışma içinde olduğunu o gazetelerden öğreniyor olayı bilmeyenler. Oysa bunlar daha önce çok yazıldı, çizildi! Emperyal güçlerin Türkiye üzerine oyunları anlatıldı... HHH Eski bir polis olan öğretim üyesi Emre Uslu, Reyhanlı katliamını değerlendirirken MİT’in Suriye Muhaberatı’nın oltasına takıldığını yazıyor: “Emniyet: MİT bizi uyardı, ama başka yere yönlendirdi...” Yönlendirilen yer muhaliflerin elinde olduğu bilinen Rakka kenti... Ancak bomba yüklü araçlar, Lazkiye’den deniz yoluyla gelmiş Türkiye’ye... Neresi olabilir? Emre Uslu’nun deyişiyle “tufaya” düşmüş MİT... Uslu, yazısını şöyle bitiriyor: “Bu durumda yeni bombalar patlar mı, siz karar verin...” Ben de size sorayım: “Yeni bombalar patlar mı?” Reyhanlı saldırısını sıkı takibe alan CHP, savcı kökenli 4 milletvekilini görevlendirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Reyhanlı saldırısını sıkı takibe aldı. Parti yönetimi savcı kökenli 4 milletvekilini, “alternatif soruşturma” yürütmesi için görevlendirdirdi. Heyet, saldırıyla ilgili savcılığın yürüttüğü soruşturmaya paralel olarak olay yeri incelemesi yapıp sanık ve tanıklarla görüşmeyi planlıyor. CHP yönetimi, Reyhanlı saldırısıyla ilgili soruşturmayı yürütmek üzere partinin hepsi de savcı kökenli milletvekillerinden İlhan Cihaner, Ali Özgündüz, Ömer Süha Aldan ve Ercan Cengiz’i, Reyhanlı saldırısını “soruşturmakla” görevlendirdi. Heyette yer alan milletvekilleri, önümüzdeki hafta başında Reyhanlı’ya giderek olay yerinde incelemelerde bulunacak. Yapacakları çalışmalar hakkında bilgi veren CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, heyet olarak savcılık ve İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu’nun yürüttüğü soruşturma gibi kendilerinin de bir çeşit “paralel” soruşturma yapacaklarını söyledi. Patlama yerine gideceklerini, olay yerinde incelemelerde bulunacaklarını belirten Özgündüz, olayın tanıkları ve mağdurlarının yanı sıra tutuklu sanıklarla da görüşmek için girişimde bulunacaklarını bildirdi. Özgündüz, gözaltına alınıp serbest bırakılan kişilerle de görüşeceklerini ve ulaştıkları sonuçları bir rapor halinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na sunacaklarını söyledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile milletvekilleri Veli Ağbaba ve Melda Onur ise Reyhanlı saldırısı nedeniyle Başbakan Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Muammer Güler hakkında saldırıyı engellemeyerek “görevi ihmal” istemiyle suç duyurusunda bulunacak. Suç duyurusunda dün bulunmayı planlayan milletvekilleri, Tanrıkulu’nun başka bir programı olması nedeniyle başvuruyu gelecek haftaya erteledi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunacak olan milletvekilleri hem olayla ilgili “istihbarat zafiyeti” hem de Başbakan Tayyip Erdoğan’ın CHP’yi, “Alevileri kışkırtmakla” suçlaması nedeniyle suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi. Alternatif soruşturma Cep telefonu Bekaa ışığında defin Hizbullah REYHANLI (Cumhuriyet)Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşamını yitiren 51 kişiden Adana Adli Tıp Kurumu’nda kimlikleri belirlenen 6 kişi daha gözyaşlarıyla toprağa verildi. Saldırılarda yaşamını yitiren ve kimlikleri Adana Adli Tıp Kurumu’nda DNA testiyle belirlenen, Ayşegül Kırar, Zahide Kuday, Sedat Pişen, Mustafa Kaya ve Kemal Baz’ın cenazeleri önceki gece saat 20.00 sıralarında ilçeye getirildi. Yaşamını yitirenlerden bekâr olan Ayşegül Kırar ve Zahide Kuday’ın tabutlarının üzerine eşarp ve kırmızı yemeni örtüldü. Evlerinin önünde kılınan cenaze namazının ardından Reyhanlı Asri Mezarlığı’na götürülen cenazeler cep telefonu ve ışıldakların yardımıyla, gözyaşları içinde toprağa verildi. Mustafa Kaya’nın tabutuna sarılan baba Hamit Kaya, uzun süre ayrılmak istemedi. Genç yaşta oğlunu toprağa veren anne Fatma Kaya ise “Mustafam, misafir gelmişti. Sen yoksun diye geri gittiler” diyerek ağıtlar yaktı. DNA testi ile kimliği belirlenen Mehmet Taş’ın (39) dün aile mezarlığında toprağa verildi. Devlet hastanesi morgunda Suriyeli oldukları sanılan 3 kişinin cesetlerine ise henüz sahip çıkan olmadı. Patlamada yaralanan 24’ü ağır 55 kişinin tedavisi de çeşitli hastanelerde sürüyor. Saldırıların ardından getirilen yayın yasağı yapılan itirazlar üzerine Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı ile kaldırıldı. Basın Konseyi, Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi’ne yasağın hukuki dayanağının bulunmadığını savunarak itiraz etmişti. MİT Yanıltıldı mı?.. İmralıKandil geliş gidişleri bitti... Apo’nun mektupları, Murat Karayılan’ın açıklamaları yapılmıyor. 15 terörist silahlarıyla birlikte Kuzey Irak’a geçti. Akil insanlarımız dolaştı, toplantılar düzenledi, Türkiye genelinde havayı kokladı, barışın “dili”ni, “demokrasiyi”, “özgürlüğü”, “sivil anayasa”yı tartıştı... Kürt sorunu nasıl çözülecekti pek bilinmiyordu ama “barış rüzgârları” tüm Türkiye’de esiyordu. Asker anaları, babaları, eşleri, çocukları, kardeşleri gece rahat uyuyor; şehit haberleri ve “etkisiz hale getirilen” teröristlerden söz edilemiyordu. Oysa yanı başımızda bir iç savaş vardı... ABDİsrailAB yapımı BOP, Ortadoğu’da “Arap Baharı” hamlesinin bir ayağını daha yaşama geçirirken bölgede SunniŞii çatışmasından sonra SünniAlevi çatışmasını Suriye’de başlatmıştı. Şimdi soruma geçiyorum: “Türkiye’de barış iklimi mi var, yoksa savaş iklimi mi?” ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkeler Türkiye’ye “Sen önden yürü ben arkadan geliyorum” deyince Ankara balıklama atladı: “Irak’ı kaçırdım, Libya’da geç kaldım, emriniz olur!” Bu sırada hızlanmıştı İmralıKandil seferleri. Emperyal güçlerin Türkiye üzerinde planlarını görmeyenler bu süreç başladığında gözlerini açtılar. Kimdi bunlar? Cemaatçiler... Şimdilerde dedikleri şu: “BOP, Türkiye’yi yutmak istiyor!” Günaydın! HHH Merkez medya, televizyonlar tam siper! Muhalif basın tek başına, gerçeklerin üzerini örten siyasal iktidarın “barış dili”nin bir kandırmaca olduğunu ortaya çıkarıyor ama yurdum insanının olup bitenlerle ilgisi yok denecek kadar az. THY yönetimi grev kırma çabasında. Yolcuların can güvenliği Tanrı’ya emanet! Yüzlerce polis Atatürk Fotoğraflar: VEDAT ARIK CHP’Lİ AKSÜNGER dönüşmüş EMRE DÖKER kamplarına Tedavileri sürüyor Yayın yasağı kalktı Suç duyurusu ertelendi (Fotoğraf: DHA) Reyhanlı’yı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Gül’den ‘istihbarat’ sorusu ‘Nasıl oldu da kaçtı?’ REYHANLI (Cumhuriyet) Bombalı saldırıda 51 kişinin yaşamını yitirdiği 100’den fazla kişinin yaralandığı Reyhanlı’yı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Bu olayı teşvik edenler, yapanlar, yardım edenleri şiddetle lanetliyorum. Eninde sonunda cezalarını göreceklerdir. Bu olayın içinde, dışında, bir şekilde kimler bulaştıysa, kimler teşvik ettiyse hesabı sorulacaktır” dedi. Cumhurbaşkanlığı’na ait özel uçakla İçişleri Bakanı Muammer Güler ile birlikte Hatay Havaalanı’na inen Gül ilk olarak Reyhanlı Kaymakamlığı’nı ziyaret etti. Gül şunları söyledi: “Bütün Reyhanlı halkına başsağlığı diliyorum ve herkesin acılarını paylaşıyorum. Bugün bu acıyı en derinden hissettiğimi, devletimizin bütün imkânlarıyla halkımızın yanında olduğunu göstermek için buradayım. Türkiye’de tek hamlede yapılan terör olaylarında, en çok kayıp verdiğimiz ve en çok acı çektiğimiz bir olaydır.” Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, “MİT ile Emniyet arasında kopukluk yaşandığı” iddialarına ilişkin soruyu da şöyle yanıtladı: “Bölgemiz olağanüstü bir süreçten, dönemden geçiyor. Birdenbire nüfus artışları oldu. Kötü niyetlilerin arayıp da bulamadığı bir ortam. Gerek emniyet teşkilatımız gerek Milli İstihbarat Teşkilatımız hep koordineli çalışmıştır, çalışmaya da devam etmektedir. Her iki teşkilat da, bugün zanlı olarak mahkemelere taşınan isimleri zaten takibe almışlardı ve takip ediyorlardı. Bu tip bazı eylemlerin olabileceğinden kuşkulanıyorlardı. Her iki teşkilatın da bu yönde uyarıları ve çalışmaları var. Burada şunun düşünülmesini isterim; 100 tane olaydan 99’unu önlersiniz, bunları duyurmazsınız. Ama bir tanesi elden kaçınca bu acılar çekilir, durum budur. Nerede, nasıl oldu? Bu kadar takip altında olup, nasıl oldu da kaçtı ve gerçekleşti? Bununla ilgili de çalışmalar, araştırmalar yapılıyordur.” “Gün sağduyulu olma günüdür. Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olma günüdür. Yanlış insanlar, yanlış yapanlar her yerden çıkabilir. Bunlar Emniyet’in işidir, istihbarat teşkilatlarının işidir. Onları bulacak, çıkartacak ve mahkemeye getirecek. Hiç kimse yaptığının karşılıksız kaldığını görmeyecek. Buna emin olabilirsiniz” ifadelerini kullandı. sağduyu ve ‘Gün birlik ve beraberlik günüdür’ Yurttaşlara birlik çağrısı yapan Gül, Gül’den sorular Gül, patlama bölgesinde yaptığı incelemenin ardından beraberindeki heyetle patlamalarda hayatını kaybeden 10 kişi için Değirmenkarşı Mahallesi’nde kurulan taziye çadırını ziyaret etti. Yurttaşlar, Gül’e sevgi gösterilerinde bulundu. Başka bir mahallede Kemal Baz ile Fehmi Karaca’nın yakınlarını da ziyaret eden Gül, daha sonra ilçeden ayrıldı. (Fotoğraflar: DHA) İZMİR CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, Lübnan’da katıldığı “Ortadoğu’nun Geleceği” toplantısının, “Suriye’de yaşanacak olası bir mezhep savaşının bölgeyi 50 yıl geriye götüreceği” uyarısıyla sonuçlandığını söyledi. Bölgede inceleme yaptığını, eski Bekaa kamplarının Hizbullah kampına dönüştüğünü gözlemlediğini belirten Aksünger, “Hizbullah, geçen cuma namazının ardından 9 bin militanını Suriye’ye, Esad’a karşı çarpışmaya gönderdi. Binlerce ölmeye hazır intihar komandoları olduğunu söylüyorlar. El Kaide ve Müslüman Kardeşler de Suriye’ye geçiyor. Ortadoğu dönülmez bir yola doğru çekiliyor” dedi. Din savaşlarınını körükleyen emperyalist güçlerin, Ortadoğu’da hedefine ulaşmak üzere olduğunu kaydeden Aksünger, şu yorumu yaptı: “Bölgede olabilecek mezhep savaşı Ortadoğu’yu 50 yıl daha geriye götürecektir. Bekaa Vadisi’nde inceleme yaptık. Orada gördüğümüz manzara bizi şok etti. Orası, eskiden özgürlük kavramı altında Filistin kamplarının olduğu bir yerdi. Bugün itibarıyla Bekaa kampları Hizbullah kamplarına dönüşmüş. Geçen hafta gittiğimizde Hizbullah cuma namazının ardından 9 bin kişiyi Suriye’ye, Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ordusuyla çarpışmaya gönderdi. Hizbullah’ın bölgede 90 bin ölmeye hazır intihar komandası olduğu konuşuluyor. Bu komandoların bazılarını gördük. Lübnan’da bunlar olurken yukarıda El Kaide ve Müslüman Kardeşler örgütleri de Suriye’ye geçiş yapıyor. Ortadoğu’da aslında dönülmez bir yola doğru gidiliyor.” Hizbullah’ın Esad’ın yanında olacağı sözlerini tutmadığını belirten Aksünger, “Önümüzdeki süreç tehlikeli birçok olaya gebe. Bölge bir anda kendisini mezhep savaşının içinde bulabilir. Suriye’de rejim değiştirilecek ardından sıra Türkiye’ye gelecek. MOSSAD, CIA, Suudi Arabistan ve Katar’ın gizli servis ajanları gittiğimiz bölgede cirit atıyor” dedi. Reyhanlı saldırısını protesto eden öğrencilere biber gazı ve tazyikli suyla müdahale edildi Polisten yine şiddet İstanbul Haber Servisi Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen ve 51 yurttaşın öldüğü saldırıyı protesto etmek için Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi önüne yürüyen öğrencilere polis biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti. Öğrencilerde polise soda şişeleri ve taşlarla karşılık verince Dolmabahçe, Kabataş ve Fındıklı savaş alanına döndü. Atılan biber gazlarından öğrenciler, turistler ve bölgede yaşayanlarda olumsuz etkilendi. İstanbul Üniversitesi, İTÜ, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, YTÜ, Boğaziçi ve Galatasaray Üniversitelerinde okuyan öğrenciler, dün Beyazıt ve Gümüşsuyu Caddesi üzerinden iki grup halinde Beşiktaş’taki Başbakanlık Çalışma Ofisi önüne doğru yürüdü. Dolmabahçe’deki Bezmi Âlem Valide Sultan Camisi önünde toplanan grubun dağılmasını isteyen polis, öğrencilerin olumsuz yanıt vermesi üzerine TOMA ve biber gazları ile öğrencilere müdahale etti. Dolmabahçe, Kabataş ve Fındıklı yönüne doğru kaçan öğrencilere polis yeniden biber gazı ve tazyikli su sıkarak uzaklaştırmaya çalışırken savaş alanına dönen cadde de yol ortasında kalan araç sürücüleri de polisin tutumunu korna çalarak protesto etti. Gazdan etkilenen öğrenciler, çevredeki cami ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne sığındı. Polisin müdahalesi sırasında yaralanan bazı öğrenciler çevredeki hastanelere kaldırılırken, öğrenciler polisin plastik mermi kullandığını öne sürdü. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şubesi, Hatay Reyhanlı’da yaşanan saldırıyı İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi önünde bir araya gelerek protesto etti. SENDİKACILAR REYHANLININ ACISINI PAYLAŞTI MEHMET ALİ SOLAK REYHANLI DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, TTB Başkanı Prof. Dr Özdemir Aktan, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, Haber Sen Genel Başkanı Ufuk Beytekin, Tüm BelSen MKYK üyesi Satı Çalı, Kültür SanatSen MYK üyesi Mustafa Polat, OrmanSen Genel Başkanı Metin Vuranok, bombalı saldırının yaşandığı Reyhanlı ilçesini dün ziyaret etti. İlk olarak ölenlerin ailelerine taziye ziyaretinde bulunan heyet, ardından esnafla görüşerek taleplerini dinledi. İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu da “Reyhanlı halkının acısını paylaşmak, elimizden geleni yapmak için buradayız. Önümüzdeki günlerde yapılması planlanan psikolojik danışmanlık çalışmalarına biz de destek vereceğiz” diye konuştu. SES’ten eylem