25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MAYIS 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA şu yasaklamaları getiriyordu: 1. Okullar, dershaneler, camiler, Kuran kurslarına 100 metre içinde içki satılmayacak. 2. İçki ruhsatı belediyelerden alınıp valiliklere veriliyor. Ruhsat verilmezse her türlü itirazın yolu kapanıyor. 3. Gazete, dergi TV’de içki reklamları tümden yasaklanıyor. 4. İçki içilen yerler dışarıdan görülemeyecek. 5. İçki şirketleri kültürel etkiliklere “sponsorluk” yapamayacaklar. 6. Yasaklara uymayanlara 10 bin ile 200 bin lira arasında ceza verilecek. HHH Gazetelerimizde, öneriler komisyonda görüşürken bazı maddelerin “yumuşatılması” için alt komisyona havale edildiği, “U” dönüşü yaşandığı gibilerden “memnuniyet” içeren haberler yayımlandı. Neymiş, ruhsat yetkisi valiliklerden alınıp belediyelere verilmiş... Neymiş, İstanbul’da Boğaz’da rakı keyfi sürecekmiş... Neymiş 100 metre içinde kalan şu andaki tesisler kazanılmış hak olarak yırtmışlar... Çiçek Pasajı kurtulmuş! Neymiş, dershaneler, dil ve ehliyet kurslarına yakın 100 metre uygulanmayacakmış... Neymiş, tesisin dışına kaldırımlara atılan masalarda içki içilebilecekmiş... Türkiye’de yeni tür “kurtarılmış bölgeler” yaratılıyor demek ki! DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 13 Erdoğan ile görüşen Obama, Suriye’de tek başına adım atmayacaklarını söyledi... ABD Başkanı, Rusya’nın da bulunacağı diplomatik çözüm vurgusu yaptı 4. Murat Dilaver Tayyip! Devlet Tiyatrosu 1970’te Turan Oflazoğlu’nun 4. Murat oyununu sahnelemişti. Kösem Sultan’ı Ayten Gökçer, 4. Murat’ı da Cihan Ünal oynamışlardı. Şimdi yıl 2013, bu kez Ankara’da devlet, 4. Murat’ı sahneye koyuyor. Başrolde Sultan Tayyip var. İçki yasağına, 1631’de İstanbul’daki korkunç yangının neden olduğu söylenir. 4. Murat’a, yangını sarhoş 4. Murat yeniçerilerin çıkardığı, meyhanelerin isyancılara yataklık yaptığı bildirilmiş. 4. Murat da yitip giden saygınlığını kanıtlamak amacıyla yasağı uygulamış, uymayanları idam ettirmiş... HHH Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş döneminde bir başka yasaklama yaşanmıştı. 1921’de TBMM’ye sunulan tasarının oylamasında evetçilerle hayırcılar 71’er oyla eşit çıkınca, başkanın oyuyla tasarı yasalaşmıştı. Sekiz maddelik yasağa uymayanlar içkinin okkasına 50 liralık cezaya çarptırılacaklardı. O tarihte milletvekili aylığı 100 lira idi. Yasa yeterince uygulanamayınca 1926’da kaldırılmıştı. O günlerde devlet ileri gelenlerine içkiyi Ankara Valisi Dilaver Bey adına bazı emniyet görevlileri sağlıyorlardı. Bundan dolayı içkinin adı “Dilaver Suyu”na çıkmıştı! HHH Ayranı milli içki yapan Başbakan’ın talimatıyla AKP’li milletvekilleri TBMM’ye alkollü içkiyi yasaklayan bir yasa önerisi sundular. Yasa özetle ‘Sihirli formül yok’ AKP’nin milletvekili olmayan Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un heyetler arası görüşmeye katılması dikkat çekti. Erdoğan, Obama’ya hediye olarak üzerinde Arapça hat ile “Barack Huseyin Obama” yazılı bir levha hediye etti. u ABD Başkanı Obama, Esad sonrası için “çokuluslu ve çok dinli bir kurulun oluşturulması gerekiyor. Onlar Suriye’ye demokrasiyi getirebilirler” sözleriyle, Suriye’deki radikal unsurlara karşı mesafeyi vurguladı. FIRAT KOZOK WASHINGTON – Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye konusunda somut adımlar beklediği ABD’de umduğunu bulamazken, ısrarla vurguladığı Gazze ziyareti konusunda da ABD’nin istediği noktaya geldi. ABD Başkanı Barack Obama, Suriye konusunda ABD’nin askeri ve diplomatik adımların atılabileceğini belirtirken, “Bu ABD’nin tek başına yapabileceği bir şey olamaz. Elimizde sihirli değnek yok” sözleriyle topu Uluslararası camiaya attı. Başbakan Erdoğan ise, ısrarla gündemde tuttuğu Gazze ziyareti konusunda ABD’nin “Yalnızca Hamas ile değil, Filistin ile de görüşülsün” görüşü noktasına gelerek ziyaretin Batı Şeria’yı da kapsayacağını söyledi. Son 10 yılın en kapsamlı Beyaz Saray ziyareti kapsamında salı gecesi 15. Washington seferini gerçekleştiren Erdoğan, ABD Başkanı Obama ile yaklaşık 2.5 saatlik bir görüşme yaptı. Başbaşa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ikili, kameraların karşısına geçti. Sözlerine “Dostum Erdoğan’ı ağırlamak büyük mutluluk, kendisinin misafirperverliğine cevap verebilmek için güvel bir fırsat” diye başlayan ABD Başkanı Obama, ziyaretin ABD’nin Türkiye ili ilişkilerine verdiği önemi gösterdiğini söyledi. Görüşmede gündemdeki pek çok konunun yanı sıra Suriye meselesini de ele aldıklarını belirten Obama, Türkiye’nin Suriye halkına bugüne kadar “çok cömert” davrandığını söyledi. “Esad rejimine olan baskımızı artıracağız, Suriye muhalefeti ile çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu süreç Beşar Esad olmaksızın yaşanacak Türkiye, rejimi ve muhalefeti yönlendirmek adına önemli rol oynayacak” diyen Obama Türkiye’nin PKK ile mücadele önemli bir aşamaya geldiğini anlattı. Obama, “Türk halkını ve sizi tebrik etmek istiyorum. PKK konusunda son derece cesur adımlar attınız” dedi. Obama ayrıca, Reyhanlı’daki saldırılardan ötürü de Erdoğan’a baş sağılığı dileklerini iletti. (REUTERS/ AA) Obama’yı iç gündem terletti l Beyaz Saray’daki görüşmeye ilk kez bir MİT Müsteşarı katıldı. Müsteşar Hakan Fidan heyetler arası görüşmelerde Başbakan Erdoğan’ın hemen arkasında oturdu. l Erdoğan, heyetine partisinin iki genel başkan yardımcısını da dahil etti. Numan Kurtulmuş ile Mevlüt Çavuşoğlu da heyette yer aldı. l Basın toplantısında Obama’yı zorlayan sorular Suriye ya da dünya gündeminden değil, ülkenin iç gündeminden geldi. Obama, ABD’li gazetecilerin ülkenin haber ajanslarından Associated Press’in telefonlarının dinlendiğinin ortaya çıkmasıyla başlayan tartışmayla ilgili sorularına uzun uzun yanıt verdi. Sultan Tayyip (Sözcü’den) Yasa Öncesi Yasaklar! Daha bu öneriler yasalaşmadan önceki duruma bakalım. Sonrasında öneriler yasalaşınca neler yaşanabileceğini de düşünelim. Denizli’de 2004’ten bu yana yeni içki ruhsatı başvuruları karşılanmıyor. Üsküdar Belediyesi pek çok yerde içki içimini yasakladı. Avcılar’da sahilde 26 bar ve restoranın ruhsatları iptal edilmekle kalmadı, dozerlerle yıkıldı. Kadıköy’da büfelerin içki satışları saat 22.00 ile sınırlandı. Ankara’da Eymir Gölü’nde de aynı yasak geçerli. Türk Hava Yolları uçaklarda içkiyi kaldırdı. Afyonkarahisar, Kayseri, Şanlıurfa, Konya, Erzurum, Rize, Trabzon, Balıkesir, Bilecik, Isparta illerinde kent içinde içkili lokantalara izin verilmiyor. Afyonkarahisar Valisi’nin yasağına karşı mahkeme “Anayasaya aykırı, yasal dayanağı yok” kararını verdi. Geçen 1 Nisan’a kadar 170 bin ruhsat “yenileme” başvurusundan 112 binine yanıt verilmedi. Bazı kamu kurumlarının toplumsal tesislerinde, örneğin; PTT Genel Müdürlüğü, DSİ, İller ve Vakıflar Bankası, Ege Üniversitesi’nde, polis ve öğretmen evlerinde içki yasaklandı. Mardin’de Süryanilere yeni bağ kurmalarına izin verilmedi. RTÜK cezası nedeniyle ilk kurban “Behçet Ç.” oldu ve bu akşam dizinin sonu yayımlanacak! Başbakan Erdoğan ise, konuşmasına Boston’daki saldırıda yaşamını yitirenler için başsağlığı dileklerini ileterek başladı. Erdoğan Suriye konusunun görüşmenin en önemli gündem maddesi olduğunu, bu noktada gelinen aşamayı ve bundan sonra yapılabilecekleri ele aldıklarını söyledi. Bu konuda “görüşlerin örtüştüğünü” söyleyen Erdoğan, “Suriye’de kanlı sürecin sonlandırılması, halkın meşru taleplerini karşılayan yönetimin inşası konusunda ABD ile tam bir mutabakat içerisindeyiz” dedi. Erdoğan, ziyaretin iki ülke ilişkilerinde tarihi bir dönüm noktası olduğunu savundu. Erdoğan, “Kimyasal silahlar kullanıldığına ilişkin kanıtları sundunuz mu? Türkiye bundan sonra ne bekliyor” sorusu üzerine, gerek kimyasal silahlar gerekse atılan füzelerle ilgili bilgi ve belgelerin iki ülke istihbaratları tarafından paylaşıldığını belirterek, başta BM Güvenlik konseyi nezdinde olmak üzere ilgili tarafların süreçte bilgilendirilmeye devam edi leceğini söyledi. Başbakan “Eğer ABD Suriye’deki dahiliyetini artırmazsa sizin bu durumda müdahale için ne tür planlarınız var?” sorusuna da “Tabi şu anda siz barağın boş tarafını gösteriyorsunuz. Ben dolu tarafından bakmak istiyorum. Bizler Uluslar arası camianın hassasiyetini görmek istiyoruz. Bunun için Türkiye olarak biz çaba gösterirken ABD’de inanıyorum ki gösteriyor. Bizler süreci daha da hızlandırmanın gayreti içerisindeyiz. Bu seyehatten sonra farklı ülkeleri ziyaret etmek suretiyle nasıl hızlandıracağız daha az insan nasıl ölür bir demokratik rejim nasıl gelir... Bizim derdimiz otokratik bir rejimden, diktatörlükten kurtarmaktır. Bu da demokrasiye inanmış tüm ülkelerin sorunudur” diye konuştu. Obama ise, “Gelinen noktada Suriye yönetiminin sizin kırmızı çizgilerinizi aştığını düşünüyor musunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Biz Suriye içinde kimyasal si lah kullanıldığının kanıtlarına sahibiz. Bizim için önemli olan, daha spesifik bilgiye ulaşabilmek, gerçekten ne olduğunu öğrenebilmek. Bunun ötesinde onlarca, binlerce insanın öldürüldüğünü, can kıyımı yaşandığını biliyoruz. Bu zaten güçlü ulaslararası eylem için yeterlidir. Bu noktada atılacak adımları konuştuk” Suriye konusunda hem diplomatik, hem de askeri adımların atılabileceğini ancak bunu sadece ABD’nin tek başına yapamayacağını vurgulayan Obama, “Bu kimyasal silahlar bizim uzun dönem güvenliğimizi de tehdit ediyor. Aynı zamanda uluslararası problem. Ümidim o ki tüm paydaşlarla birlikte çalışacağız ve bulacağımız çözüm barış, istikrar getirecek. Bu ABD’nin tek başına yapabileceği bir şey olamaz. ABD’nin tek taraflı müdahalesinin yeterli çözüm getireceğini düşünmüyorum” diye konuştu. Obama bir gazetecinin “Obama nasıl, ne zaman gitmeli? Bir zaman çizelgesi var mı?” sorusuna ise, Başbakan Erdoğan ile kendisinin Esad’ın iktidardan gitmesi gerektiği konusunda hem fikir olduklarını, bunu krizi çözmenin tek yolu olarak gördüklerini söyledi. “Esad’ın gitmesi ne kadar kısa sürede olursa o kadar iyi” diyen Obama, sözlerini şöyle sürdürdü: “Asıl soru, bunun ne şekilde olacağı. Zaten bunları konuştuk. Suriye’deki şiddet ve sıra dışı durum için sihirli formül yok. Olsaydı Sayın Başbakan ve ben bununla ilgili harekete geçerdik ve çoktan bitirmiş olurduk. Bunun yerine yaptığımız şey, uluslararası baskıyı artırmak, muhalefeti güçlendirmek. Cenevre’deki görüşmelerin, Rusya’nın ve Suriye’de her kesimi içerecek siyasi geçişin temsilcilerinin de katılımıyla, sonuç verebileceğini düşünüyorum. “Başbakan Erdoğan, ABD dönüşü gerçekleştirmeyi planladığı ziyaretle ilgili bir soru üzerine, bugüne kadarki çizgisinden farklı ifadeler kullandı. Ziyaretin büyük olasılıkla önümüzdeki ay gerçekleşeceğini belirten Erdoğan, ziyaretinin sadece Gazze’yi değil, Batı Şeria’yı da kapsayacağını söyledi. “Burada bir grubun sahiplenilmesi gibi bir şey olamaz” diyen Erdoğan, ziyaretin Filistin uzlaşı sürecine katkı vereceğini söyledi. ABD’den, Erdoğan’ın yalnızca Gazze’yi değil, Batı Şeria’yı da ziyaret etmesi gerektiği yönünde açıklamalar gelmişti. Neler Olacak? Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, Türkiye Avrupa’nın en az alkol tüketen ülkesi olup AB’de kişi başına tüketim 10.7 litre, Türkiye’de 1.5 litre... Öneriler yasalaşırsa bundan sonra neler olacak? Turizm işletmelerinin yüzde 70’i içki ruhsatını yitirebilir. 50 milyon turistin beklendiği Türkiye’de turizm girdileri gerileyecektir. Kültür ve Turizm Bakanı bu konuda neden konuşmuyor? Turizm konusunda mangalda kül koymayan TÜRSAB’dan her nedense çıt çıkmıyor! 2013’te devlet içki satışından 5.9 milyar liralık vergi girdisi bekliyor. Bu durumda devlet gelirleri azalacak. Peki, Maliye Bakanı neden uyarmıyor? 19. yüzyılda Osmanlı’da içkiye büyük vergi konulmuştu. Yunanistan’dan fıçılarla içki getiren yabancı tekneler yükü yüksek vergi nedeniyle karada boşaltmıyor, Marmara’da küçük teknelere aktarıyorlardı. Bu durum Osmanlı’da önemli vergi kaybına yol açmıştı. Şeriat devletliğine özenen Türkiye’deki bu gelişmeler İran’ı anımsatıyor. İran’da olağanüstü içki kaçakçılığını bir başka Müslüman ülke Birleşik Arap Emirlikleri besliyor. Kültür alanında “sponsorluk” yapılamayınca İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, Ankara’da SevdaCenap And Müzik Vakıfı’nın etkinlikleri etkinsizleşecek. Ayrıca çeşitli illerimizde düzenlenen sinema, müzik festivalleri de önemli darbeler alacak. Gazeteler reklam girdilerinden yoksunlaşınca, kadrolarda tasfiyeler başlayacak, önemli işsizlik yaşanacak. Sahte içki imalatı yoğunlaşacak. Rus turistleri gibi “metil alkolün” yanlış kullanımından dolayı ölümlere, özellikle körlüklere yol açılacak. Şimdiden Ankara Altındağ’da basılan bir imalathanede 3 bin şişe sahte içkiye el konuldu. İlk tepki Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken’den geldi. Yeni Rakı’yı da üreten Mey’i 2.1 milyar dolara satın alan İngiliz Diageo şirketi “Ciddi hayal kırıklığına uğradık!” açıklaması yaptı. Yargıçlar Sendikası Başkan Yardımcısı Nuh Hüseyin Köse, “Bu özel yaşama müdahaledir. Sahillerimiz Arabistan gibi olur!” dedi... katliam halinde Suriye İnsan Hakları Gözlemevi tarafından verilen bir video kaydında, Suriye’nin doğusundaki cihatçı El Nusra örgütü, Beşşar Esad rejimini destekledikleri iddia edilen insanları acımasızca öldürürken görülüyor. Merkezi İngiltere’de bulunan örgüt, öldürülen kişilerin savaşçı olup olmadığı ya da kaydın ne zaman çekildiği konusunda bilgi vermedi. El Nusra yine Kerry’den Türk atasözü Başbakan Erdoğan, Obama ile görüşmesinden sonra ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin onuruna verdiği öğle yemeğine katıldı. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in de katıldığı yemekte konuşan Kerry, Türkiye’ye yaptığı ziyaretleri hatırlatarak “Göreve geldiğimden beri Türkiye’ye 3 kez gittim. Kendi evime ancak iki kez gidebildim” diye espri yaptı. Türkiye’nin çocuklarını en fazla ABD’ye gönderen ülkelerden biri olduğunu, bu çocuklar arasında, Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun çocuklarının da bulunduğunu söyledi. Türk girişimcilerin ABD’de büyük başarılar gösterdiğini anlatan Kerry, ABD’ye okumak için giden bir Türk’ün tek kelime İngilizce bilmeden ticarete atıldığını Çobani markasıyla birlikte bugün 3 bin kişiyi çalıştırdığını ve gelirinin belli bir oranı da kimsesizlere adadığını söyledi. “Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur” atasözünü Türkçe söyleyen Kerry, “Washington’a hoş geldiniz” dedi. BBC kimyasal iz peşinde Dış Haberler Servisi İngiliz yayın kuruluşu BBC, Suriye’de geçen ay kimyasal silah kullanıldığı iddialarıyla uyumlu bilgilere ulaştığını savundu. Halep’in güney batısındaki Sarakip kasabasını ziyaret eden BBC muhabiri, görgü tanıklarının hükümet güçlerine ait helikopterlerden kente iki kez zehirli gaz içeren cihazlar attığını anlattıklarını söyledi. BBC, kendilerine kimyasal silah kullanıldığı iddialarını destekliyor gözüken bazı videoların gönderildiğine, ancak bunların bağımsız kaynaklarca doğrulanmadığına da dikkat çekti. BBC’nin haberine göre, 29 Nisan’da Sarakip, hükümet güçlerinin topçu saldırısına hedef oldu. Bölgedeki hastanede çalışan doktorların ifadelerine göre, olayın ardından nefes alma sorunları yaşayan 8 yaralı getirilirken içlerinden bazılarının kustuğu, bazılarının da gözbebeklerinin küçüldüğü görüldü. Yaralılar arasında bulunan Meryem Hatib isimli kadının bir süre sonra yaşamını yitirdiği savunuldu. Türkiye’ye teste gönderildi Bir diğer videoda da metal kutunun yerdeki perçalarının etrafında beyaz bir toz görüldüğü kaydedildi. BBC’ye bölgeden ve kurbanlardan alınan örneklerin tahlil için İngiltere, Fransa, Türkiye ve ABD’ye gönderildiğinin söylendiği ifade edildi. Şam yönetimi kimyasal silah kullanıldığı iddialarını reddediyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle