18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 2013 PERŞEMBE 8 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK inanmış ki serden de geçmeye hazır olduğunu ya da siyasal yaşamını bitirmeyi bile göze aldığını ikide bir ekranlardan açıklıyor. Tabii artık giderek ucuzlayan iki sözcük de gündemden düşmüyor: Hain ve ihanet! Devlet Bahçeli’ye göre ülkeyi bölünmenin eşiğine getiren, genel af vaat eden RTE, örgütle kader birliği içinde. İhanet içindeki Başbakan, yurtdışına çıkacağı varsayılan PKK ile birlikte ülkeyi terk etmeli! RTE böyle bir tokat yer de son grup konuşmasında ilan ettiği gibi öteki yanağını uzatır mı? Haşa! Lakin, ihanet ve hain tablosunu genişletiverir. Nitekim, tartışmada adı geçmeyen, sesi soluğu çıkmayan Kılıçdaroğlu’nu da Bahçeli ile birlikte hain ilan ediverdi! Kılıçdaroğlu neden hain? Çözüm sürecinden uzak durduğu için (mi?). Oysa, CHP Genel Başkanı pek çok tartışmalı konuda, çözüm sürecinde de sık sık yazılan ünlü fıkrada olduğu gibi gelişmeleri izliyor ve “du bakalım ne olacak” havası içinde uzun süredir suskunluğunu koruyor. Ola ki, Kılıçdaroğlu’nun izlediği siyaset; düne kadar suskun, sessiz kalarak çözüm sürecine katkıda bulunmak, postmodern siyasal stratejiye dayalı partisel eylemdir. Bay Başbakan affedersiniz ama bu durumun hainlikle, ihanetle ne ilgisi var söyler misiniz? HHH İki yıldır gündemden düşmeyen bir konuda, akil adamlar konusunda RTE kolları sıvadı. Sözümona CHP’nin Meclis’te terörle ilgili dört partinin katılacağı ortak komisyona koşut akil adamlar heyetini yaşama geçiriyor. Yoksa, İmralı’nın oluşturulmasını önerdiği akil adamlar önerine mi sıcak bakıyor? Başbakan, nedenini, gerekçesini açıkladı da öğrendik.... Başbakan’dan önce, gazeteler, 7 bölgeden 7’şer kişiden oluşacak akil adamlar heyetinde olacakların pek çoğunu resimleriyle isimleriyle açıkladı. RTE, başbakanlığı sürecinde pek çok örneğini gösterdiği yutturmacılara yeni bir örnek daha veriyor. Şayet gazetelerdeki isimler yalanlanmazsa, RTE’nin “sözü dinlenen, sözüne güvenilen, birikimi olan, toplumun çeşitli kesimlerinin itibarını kazanmış yazar, akademisyen, sanatçılar” dediği; cımbızla seçtiği 49 kişi… …kamuoyunda akıllı kişiler diye tanınmaktan çok; dünden bugüne yazıları, açıklamaları, yorumlarıyla RTE’yi rahatsız etmeyen, hatta çoğu yerde destekleyen kişiler!... HHH Akil adamların, halkla ilişkilerde, saptadıkları görüşleri kendilerine özgü düşüncelerle harmanlayan, iktidarın siyasetine ters de düşse görüşlerini, düşüncelerini açıklamaktan çekinmeyen, bağımsızlığını kanıtlamış kişiler olmaları gerekirdi. Ne var ki RTE; partide hükümette olduğu gibi, akil adamlar konusunda da “bu kümesin tek horozu benim” anlayışıyla umutları da beklentileri de boşa çıkardı. Kendine özgü ama hükümet siyasetine aykırı görüş ve düşünceleri olanları yeğlemedi. Rahatsız edici açıklamalar yapmayacağına inandığı; çözüm sürecini bölgelerinde anlatımlarıyla, terör ve hatta Kürt sorununun çözümüne katkı sağlayacaklarına inandığı kişileri listeye alıverdi... Akil adamlar olgusu daha doğmadan RTE’nin buyruğu yönünde görev yapacak heyet damgasını yedi. HHH İçlerinde RTE’nin hoşuna gitmeyecek izlenimler, saptamalar, görüşler açıklayacaklar yok mu? Var olmasına var da sayıları pek az. Devede kulak! Örneğin TV’deki açıklamaları, yazıları ile iktidara “yakın” görüşleriyle Prof. Fuat Keyman… AKP’ye bağımlılığı kuşkusuz Fehmi Koru… Ya da aynı kıvamdaki başı örtülü kadın yazarlar.. Başı açıklara gelince; hükümetin her icraatına arka çıkan örneğin Nagehan, her dönemde hem mağdur hem de mağrur Nazlı yoksa listede, neden yok? Buna karşın sözü dinlenen, feleğinden çemberinden geçtiği için zengin yaşam deneyiminden kaynaklanan birikimiyle halkı aydınlatacak, örneğin Hülya Avşar, listede var diye yazdı gazeteler. Şöyle göğüsler tam dekolte, kalçalara kadar yırtmaçlı bir elbiseyle çıktı mı halkın karşısına; hiç kuşkunuz olmasın, Türk’ü de Kürt’ü peşine takar. Sanırım Başbakan da ırklar arası kardeşliği sağlayacağına inandığı için yarı Türk yarı Kürt Avşar’ı bu nedenle listeye aldı. Bu Başbakan işini biliyor. İşine geldi mi gelsin başı örtülüler… ya da dekolteli Hülya Avşar! HHH RTE, MHP’nin “öl de ölelim” sloganı için “ihanet” diyor. Slogan “böl de bölelim” şeklinde olsa mesele yoktu. (Akif KökçeMilliyet.) Aileler sitem etti Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Arınç ile bir araya gelen Mavi Marmara’da yaşamını yitirenlerin aileleri hükümete tepki gösterdi BAHADIR SELİM DİLEK / FIRAT KOZOK ANKARA Mavi Marmara’da yaşamını yitirenlerin aileleri ve gemide yaralananlardan oluşan 40 kişilik grup İsrail’in özür dilemesinin ilk kez Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile akşam yemeğinde bir araya gelirken mağdurları, 12 Nisan’da Türkiye ile İsrail arasında yapılacak tazminat görüşmelerine tepkilerini ortaya koydu. Arınç, “Hak ettiğiniz parayı alın” derken aileler, “Acımızın sadece tazminata indirgenmesini istemiyoruz. Şu anda tazminatın konuşulmasını kabul etmiyoruz” görüşünü iletti. İHH Genel Sekreteri Hüseyin Oruç da “Dünyanın hiçbir hukuk sisteminde adam öldürmenin cezası özür değildir” diyerek dava u Aileler, “Onlar bir hedef için yola çıktı, önemli olan bu hedefe ulaşılması” görüşünü dile getirirken bir baba söz alarak “Buraya gelirken ayaklarım geri geri gitti. Bana ‘Oğlunu parayla sattın’ denmesinden endişe duyuyorum” dedi. ların geri çekilmeyeceği mesajı verdi. Dışişleri konutunda önceki gün verilen akşam yemeği yaklaşık 5 saat sürdü. Cengiz Songür’ün ailesi ise yemekte yer almadı. Ailelerin gelecek hafta içinde Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşmesi de bekleniyor. Hükümetten, Mavi Marmara’da yaşamını yitirenlerin itibarının devlet tarafından da verilmesini talep eden aileler, “Şehitlerimizin boş yere ölmediğini görmek istiyoruz” dedi. Bazı aileler ise doğrudan tazminat konusuna tepki gösterip “Biz İsrail’in tazminatını istemiyoruz, Gazze’nin kurtulduğunu görmek istiyoruz” diyerek hükümetin tutumunu eleştirdi. Aileler, tazminat görüşmelerine ilişkin rahatsızlıklarını da “Acımızın sadece tazminata indirgenmesini istemiyoruz. Şu anda tazminatın konuşulmasını kabul etmiyoruz. Tazminat başka şey, ceza başka şey. Bu ikisi karıştırılmasın, İsrailli sorumluların cezalandırılmasından BABANIN ‘OĞLUNU PARAYLA SATTIN’ ENDİŞESİ vazgeçmeyiz” diyerek açılan davalardan vazgeçmeyecekleri mesajını verdi. Aileler, “Biz davalarımızı çekmeyeceğiz. Türkiye’deki davalar bitse bile dünyada devam eden davalar var” diyerek tepkilerini ortaya koydular. Davutoğlu da ailelere yanıt verirken “Abluka bir günde çözülecek bir şey değil, uzun bir süreç. Bunun için çabalıyoruz ve ne olursa olsun İsrail’in Gazze’ye yönelik tutumu değişmedikçe diplomatik adımlar görseniz bile asla Türkiyeİsrail ilişkileri eskisi gibi olmayacak” diye güvence vermeye çalıştı. Hukuki prosedürün belli olduğunu, sürecin tamamlandığını belirten Arınç ise “Bu süreçten sonra davaların sonucu da bellidir” diyerek aileleri tazminat konusunda ikna etmeye çalıştı. “Sen bu kitapları okuyorsan...” Size bu mektubu Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’nden yazıyorum. Ben, Beyoğ lu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde müdür yardımcısı olarak görev yapıyordum. Ta ki 19.02.2013 Salı sabah 06.00 civarı evim uzun namlulu silahlı polisler tarafından basılıp gözaltına alınana kadar. Ne olduğunu anlamaya çalışırken kafama silah dayayıp 15 polis birden evime dalarak, evde tek olduğumu defalarca haykırmama rağmen sonradan çağrılan komşumla birlikte evim soba deliğinden, yatak ve dolap arkalarına kadar arandı. Bu aramada çıkan suç delillerim oldukça fazla. EğitimSen grev önlüğü, KESK Tarihi kitapı, EğitimSen yayınları olan Devrimci Eğitim Şurası ve Demokratik Eğitim Kurultayı kitapları, Vedat Türkali’nin Komünist kitabı, Nâzım Hikmet kitapları, apartman aidat makbuzları, en önemlisi de EğitimSen üyelik formu. Gördüğünüz gibi bir öğretmen olarak evde kitap bulundurmam büyük suç. Hem de sendikamızın kitaplarını. Grev en büyük silahımız dediğimiz için de grev önlükleri silahlı terör örgütü üyesi olmamız için yeter sebep. “Sen bu kitapları okuyorsan öğrencilerin kimbilir nasıldır?” gibi sözlerle taciz edilerek ters kelepçeli bir şekilde evimden çıkarıldım. Adli kontrol için adliyeye getirildiğimde öğrendim operasyonun boyutunu. Doktorundan hemşiresine, maliye çalışanından belediye çalışanına kadar bütün kamu emekçileri oradaydı. Hepsi de benzer şekilde gözaltına alınmıştı. KESK’e yönelik böyle bir operasyon ilk olmasa da, en kapsamlısı olması bakımından bir ilkti. 3 aylık bebeğiyle Ebru hemşireden 37 yıllık eğitim emekçisi Selvi öğretmene tam 184 KESK’li gözaltına alınmıştık. Hepimizin ortak noktası KESK’e bağlı sendikaların yöneticileri olmamızdı. Dosyamda gizlilik kararı olduğu için henüz neyle suçlandığımı bilemesem de savcılıkta sorulan sorular, katıldığım basın açıklamaları, 4+4+4 yasasına karşı Ankara’ya gitmemle ilgilidir. Sendika yöneticileri ve üyeleriyle yaptığım telefon görüşmeleri örgütsel görüşmeler olarak kayda geçmiştir. Dosyalarımızla ilgili bize ve avukatlarımıza konulan gizlilik kararı nedense basının bu gizli bilgilere ulaşmasını engelleyememiştir ve hepimiz hukuksuz bir şekilde yasadışı terör örgütü üyesi ilan edildik. Ben örgüte öğrenci gönderen müdür yardımcısı olarak afişe edildim. Hangi örgütü kastettiklerini bilemesem de benim tek örgütlülüğüm olan EğitimSen eylemleri hakkında öğrencilerimi bilgilendirdiğim doğrudur. Onlar için parasız eğitim mücadelesi verdiğimi, onların bilimseleşitdemokratik bir eğitim almaları için eylemlere katıldığımı bütün hepsi bilir. Okul müdürünün bana “Ya bu işi yap ya da çek git” demesine ve açtığı soruşturmalara rağmen onlardan para toplamadığımı bildikleri gibi. Bütün bunların bedeli parasız eğitim istediği için tutuklanan Berna Yılmaz’la aynı koğuşa girmek olsa da nerede olursam olayım onurlu mücadem devam edecek. Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’nden TRT’nin 23 Nisan şenliklerine yeniden çocuk gönderecek İsrail’den 23 Nisan adımı FIRAT KOZOK ANKARA İsrail’in Türkiye’den özür dilemesinin ardından iki ülke arasında başlayan normalleşme süreci 23 Nisan şenliklerine de yansıdı. Davos krizi sonrasında şenliklerden uzak kalan İsrail, bu yıl İzmir’de düzenlenecek şenliklere katılacak 46 ülkeden biri oldu. TRT Çocuk Kanalı’nın düzenlediği “35. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği” bu yıl İzmir’de kutlanacak. Kutlamalar 15 Nisan’da İzmir Kültürpark Lozan Kapısı’ndan “Şenlik Yürüyüşü” ile başlayacak. İsrail’in Mavi Marmara baskını ile ilgili Türkiye’den özür dilemesi bu yılki şenliklere de yansıdı. Bugüne kadar 4 kez şenliklere temsilci çocuk gönderen ancak 2009 Davos krizinin ardından şenliklerden uzaklaşan İsrail, bu yıl tekrar temsilci gönderecek. Bu yılki şenliklere 27 AB üyesi ülkeden yalnızca 7’si katılırken Vanuatu, Vietnam, Maldivler ve Bahamalar gibi Türkiye’ye kilometrelerce uzaklıktaki ülkeler temsilci gönderecek. Şenliklerde katılımcı ülkelerin arasına Türkiye’nin resmen tanımadığı Abhazya Cumhuriyeti’nin adının konması bir krizi de beraberinde getirdi. TRT, katılımcı ülkelerin arasında Abhazya’nın ismine ve bayrağına da yer verdi. Ancak “Gürcistan ve Türkiye İlişkileri Genç Türkologlar Birliği” tarafından TRT’ye yapılan uyarı üzerine, TRT bu kez listedeki Abhazya Cumhuriyeti’nin adını “Abhazya Özerk CumhuriyetiGürcistan” olarak değiştirdi. Bunun üzerine Ankara Abhaz Kültür Derneği, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşerek durumu iletti. Kılıçdaroğlu’nun konuyla ilgili görevlendirdiği CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la görüştü ve bu konuda diplomatik bir orta yol bulunmasına karar verildi. Ancak çok geçmeden TRT çözümü Abhazya’yı katılımcı ülke listesinden tamamen çıkarmakta buldu. İsrail’den sürpriz katılım (Fotoğraf: AA MUAMMER TAN) Litvanya’da bulunan Cumhurbaşkanı Gül, dün mevkidaşı Dalia Grybauskaite ile bir araya geldi. İki lider görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında soruları cevapladı. Gül, çözüm sürecinde açıklanan akil insanlar heyetine ilişkin bir soru üzerine, “Büyük sorunların çözümünde ne kadar çok herkes, siyasi kurumlar, ülkenin önemli kurumları bu işe angaje olursa o kadar kolay olabilir. Büyük sorunları halletmenin önemli yollarından birisidir” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Türk firması Gama tarafından Riga’da inşa edilen çevrim santralını gezerek yetkililerden bilgi aldı. Gül, Riga’da santral gezdi Abhazya kriz yarattı ‘Fırsatı kaçırmayalım’ FIRAT KOZOK ANKARA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni anayasada vatandaşlık tanımı tartışmaları için “Osmanlı İmparatorluğu da, Selçuklu İmparatorluğu da tarihte Türk devletleri olarak bilinir ama ‘Bu Osmanlı’nın vatandaşlarının hepsi Türk’tür’ diye bir şey yok” dedi. Gül’ün bir süre önce tanım için referans gösterdiği 1924 Anayasası’nda ise “Türkiye’de din ve ırk ayırt edilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese Türk denir” ifadesi yer alıyor. Gül, alışılmışın aksine, kendisine Letonya yolunda eşlik eden köşe yazarları ve bazı gazetecilere Riga’da kaldığı otelde konuştu. Çözüm sürecine ve yeni anayasaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gül, Türkiye’nin Kürt sorununu ilk kez bu kadar açıklıkla ele aldığını söylerken “Dağdaki insanlar silahı bırakıp normal hayata geçmezse, bu işler 35 sene sonra yeniden başlar. Biz devlet olarak yıkıl mayız, onlar açısından da çok acı olur” dedi. Kürt sorunun çözümü konusunda iyi bir hava olduğunu, sürecin tamamlanması gerektiğini söyleyen Gül, hükümetin cesaretinin takdir edilmesi gerektiğini belirterek “Başta ana muhalefet partisi olmak üzere diğer siyasi partilerin de sürece dahil olması gerekir” diye konuştu. Yeni anayasa çalışmalarına değinen Gül, Uzlaşma Komisyonu’na verilen ek sürenin uzatılabileceğini söylerken “Süre önemli değil, bir ay sonra olmuş, bir ay önce, bu fırsatı kaçırmamak lazım” dedi. Yeni anayasadaki vatandaşlık tanımıyla ilgili de çarpıcı değerlendirmeler yapan Gül, “Anayasada sorun vatandaşlık tanımı üzerinde mi yoğunlaşıyor?” sorusu üzerine şunları kaydetti: “Ben bunun aşılabileceği kanaatindeyim. Elimde bir çalışma var. Bu çalışmada 49 gelişmiş demokratik ülkenin anayasalarına bakılmış. Bunların büyük bir kısmında vatandaşlık tarifi yok. Vatandaşlık anayasanın ‘olmazsa olmaz’ şartı değil. ” Ayşe Tuncer ÇYDD’den Yılmaz Büyükerşen’e ödül İstanbul Haber Servisi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) 7. Çağdaş Yaşam Cumhuriyet Ödülü, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e verilecek. ÇYDD’den verilen bilgiye göre, bu yıl yedincisi düzenlenen 2013 Çağdaş Yaşam Cumhuriyet Ödülü Cumhuriyetin temel değerlerinin korunması, laiklik ve siyasi yaşamında ilkeli duruşu, örnek bir siyasetçi olarak eğitim, sanat ve şehircilik konusundaki çağdaş projelere katkılarından dolayı Prof. Büyükerşen’e verileceği belirtildi. Türküler susmaz, halaylar sürer İstanbul Haber Serya Petek, Apolas Lervisi Grup Yorum’un mi, Cahit Berkay, Ergelenekselleştirdiği dal Bayrakoğlu, Grup “Bağımsız Türkiye Abdal, Hakan YeşilKonserleri”nin üçünyurt, Karmate, Marcüsü 14 Nisan Pazar güsis, Nejat Yavaşoğulnü Bakırköy’de gerçekları, Niyazi Koyuncu, leştirilecek. DHKPC Sadık Gürbüz, Selçuk operasyonu kapsamınBalcı, Suavi, Yasemin da birçok üyesi tutuklaGöksu solistlik yapacak. nan grubun şafak basGenco Erkal da okuyaKonserin duyurusu için tutuklanan kınlarında daha yayın isimler cezaevinde elleriyle karikatür cağı şiirlerle konserde lanmadan el konulan yesahne alacak. 18 kişilik lü davet metinleri hazırladı. ni albümüne ait iki şarorkestranın eşlik edecekı da ilk kez bu konserği konserde İdil Halkoçekleştirilecek konser saat de halkla buluşacak. 15.00’te başlayacak. Grup yunları Ekibi ve Beşik Halk Bakırköy Halk Pazarı’nda Yorum’un söyleyeceği şar Dansları Topluluğu da dans 14 Nisan Pazar günü ger kılara Adile Yadırgı, Der gösterisi yapacak. DHKPC’ye bir operasyon daha İstanbul Haber Servisi İstanbul’da terör örgütü DHKPC’ye yönelik operasyon gerçekleştirildi. Operasyonda 3 kişi gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, dün akşam Gazi Mahallesi Fevzi Çakmak Caddesi üzerindeki 7 ayrı adrese operasyon düzenledi. Operasyon sırasında, aramaların yapıldığı sokağa girişçıkışlar polis tarafından kapatılırken aramalar yapılan yerler arasında dört dükkân ve yıkımlara karşı danışmanlık hizmetleri sunan Halkın Hukuk Bürosu temsilciliğinin de olduğu öğrenildi. Operasyonda 3 kişinin gözaltına alındığı, ruhsatsız 2 tabanca ve 1 polis üniforması ele geçirildiği belirtildi. Operasyonu protesto eden bir grup ile polis arasında çatışma yaşandı. Polis gruba gaz bombası atarak ve TOMA araçlarıyla tazyikli su sıkarak müdahale etti. Polise taş atmaya devam eden grup bir süre sonra dağıldı. Adalet nöbeti İstanbul Haber Servisi Halk Cephesi’nin Çağdaş Hukukçular Derneği, sendika ve çeşitli derneklere yönelik operasyonlara tepki için başlattığı “Adalet Nöbeti” eyleminin 10’uncusunu Çağlayan Adliyesi önünde gerçekleştirildi. Halk Cephesi üyeleri, şarkı ve marşlar söyleyerek Bertol Brehcht’in “Halkın Ekmeği” adlı şiirini okudu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle