18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 2013 PERŞEMBE 16 KÜLTÜR YAKUP ARSLAN SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI ‘Çelişkiyi görünür kılıyoruz’ CEREN ÇIPLAK İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) düzenlediği 13. İstanbul Bienali’nin başlığı “Anne Ben Barbar mıyım?”a karşılık “Anne Ben İnsan mıyım?” diye soruyor sivil inisiyatif Kamusal Sanat Laboratuvarı. Kamusal Sanat Laboratuvarı ile kentsel dönüşüm mağdurları ve mahalle temsilcilerinden olurisi de bu. Bu durum, bieşan bir topluluk, geçenlernalin kentsel dönüşüme etde bienalin İstanbul Tekkisini nasıl etkiler? nik Üniversitesi Maçka Daha önceki bienallerin de Kampusu’nda yapılması ortaya koyduğu gibi, bu tür planlanan “Kamuya Hibüyük ölçekli uluslararası tap Etmek” başlıklı panel sergiler, toplumsal katmanetkinliğini protesto etmişti. ların farklı aktörlerini aktive Çeşitli inisiyatifler taederek hem hedeflenen hem rafından “İKSV’nin izin de hedeflenmeyen zincirleverdiği ölçüde, ‘steril’ me etkiler silsilesini harekete bir tartışma platformu” geçirebiliyor. u “13. Bienal’in olarak tanımlanan kentÖrneğin son yıllarda çok lerin uzun süreli an sel dönüşüm konulu biehedefi çelişkiyi konuşulan “sanat patlaması”, hiçbir gajman ve tecrübele nal ve etkinlikleriyle ilgigörünür kılacak devlet desteğinin olmadığı ülkemizrini sanatçılarla paylali olarak sorularımızı bibir siyasi forum şabilir, görünür kılabi de özel sermayenin ve ticaretin sanat enalin küratörü Fulya alanına akmasına, böylelikle de sanalir. Ya da ne yazık ki alanı yaratmaktı, Erdemci’ye yönelttik. tın toplumsal olarak yaygınlaşmasıbu eylemde görüldüğü Öncelikle kamusal aslında böyle bir na ve sanatçılar için bir yaşam alanı üzere, bienalin kamu programın “Kamuya Hialan da aktive edildi, sal programı gibi kaoluşmasına yol açarken öte yandan titap Etmek” etkinliğiycari alanın dışında kalan sanatsal praişlemeye başladı musal siyasi forumlar, le yapmak istedikleriniz, tiklerin yaşam ve görünürlük alanlazaten çok sıcak olan göstermek istedikleriniz diye düşünüyorum. rını da daraltıyor. Yani ortaya çıkan politik ortamdaki ge neydi? Ama bence buradaki tablo siyahbeyaz değil, onaylayacarilimi açığa çıkararak Bu programda, siyasorun, toplumsal ğımız ya da reddedebileceğimiz tek hedef haline de gelesi bir forum alanı olarak bir sonuç yok. Bu etkileri doğru anabilir. değişim için yalnızca kamusal alanın en önemliz etmek önemli. 13. Bienal’in hede li bileşeni alternatif medtek bir doğru yolun Burada görünen bir bilgi eksikliğini fi çelişkiyi görünür kı ya ve iletişim taktiklerinin olduğunun ve hatta gidermekte fayda var: Bienaller uluslacak bir siyasi forum paylaşımı, ifade ve basın lararası etkinliklerdir ve yapıldıklaalanı yaratmaktı, asbunun da yalnızca özgürlüğü bariyerlerinin rı kentlerin yönetimleri, devletler ve lında böyle bir alan da aşılması konularının tartıkendi tekellerinde özel sponsorluklardan sağlanan madaktive edildi, işleme şılması hedeflenmişti. Faolduğunun di kaynaklarla gerçekleşirler. Bu bieye başladı diye düşü kat bu tartışma bu eylemnaller farklı modeller ortaya koysalar düşünülmesi.” nüyorum. Ama bence le engellendi. da hemen hepsinin ortak yönü bağımburadaki sorun, top Bienal ve etkinliklesız bir altyapı üzerine inşa edilmiş ollumsal değişim için rine tepki gösteren çeşitmaları. İstanbul Bienali bu anlamda yalnızca tek bir doğru yolun olduğu li inisiyatifler var. Bir uzlaşma sağrüştünü ispat etmiş ve dünya çapında nun ve hatta bunun da yalnızca kendi lanamıyor. Sizce sorun ne? kabul görmüş bir etkinlik. Diğer bietekellerinde olduğunun düşünülme Biliyoruz ki yerel örgütlenmeler ve naller gibi İstanbul bienalinin küratör sivil inisiyatifler homojen bir yapı or si. Ben bu durumu politik duruşun diseçimi de sanılanın aksine, sponsoryaloğa ve değişime kendini kapatarak taya koymaktan çok, geniş bir siyalar ya da destekçiler tarafından yapılbağnazlaşması olarak görüyorum. si görüş yelpazesinde sıralanıyor; sismıyor, bağımsız uluslararası bir sanat tem dışı radikal eğilimler, paralel sisylem bir Türkiye kurulu tarafından gertemler ya da üçüncü yolu benimseçekleştiriliyor. portresi olarak yenler vs. gibi. Biz en uç noktadaki u “Geçen günkü Bienalin basın topinisiyatiflerin de seslerini duyurabile düşündürücü’ lantısında da açıklaeylem bir Türkiye Geçen günkü eylemi cekleri bir platform yaratmak düşündığım gibi, hem kavnasıl değerlendiriyorsu cesiyle “Kamusal Simya” programıportresi olarak ramsal çerçevenin benuz? nı hazırladık ve şubat ayında gerçekdüşündürücü: lirlenmesinde hem de Geçen günkü eylem bir leşen ilk etkinliğimize de çeşitli sivil sanatçı üretimlerinde İçlerinde halen Türkiye portresi olarak dütoplum kuruluşlarını konuşmacı olabienal özerk bir şündürücü: İçlerinde halen bizimle ve bienalin eğer rak davet ettik. nealan açabiliyorsa, bizimle ve bienalin katılımBienal bu tür sivil oluşumlara mekatılımcılarıyla den böyle bir paylacılarıyla görüşmeyi sürdüren gafon tutarak seslerini yükseltebilir, görüşmeyi sürdüren şım imkânını reddedaha geniş kitleler tarafından, uluslabir yerel örgütlenme temsilbir yerel örgütlenme delim? Buradaki amaç rarası sanat ortamlarında, basında du cisinin de yer alması, yanlış ve de başarı, özel seryulur kılabilir ve bunun kaydını tubilgilendirilerek araçsallaştıtemsilcisinin de mayenin kaynaklatabilir. Aynı şekilde, yerel bağlamla rılan ve oraya gerçek muhayer alması, yanlış rının kamusal çıkarilişkili projeler için yerel örgütlenme taplarla görüştüklerini sanalar için kullanılmabilgilendirilerek rak gelen mahallesı ve paylaşıma sunularaçsallaştırılan liler, yüksek dozda ması. Burada göz ardı adrenalin, linç zihve oraya gerçek edilmeye, hatta perdeniyeti... Konunun lenmeye çalışılan germuhataplarla gerçek muhataplaçek bu. görüştüklerini rına seslenmenin Kentsel dönüşüm sanarak gelen riskli alanı yerine, mağdurları, bienalin, sanatın izinli alamahalleliler, yüksek mağdurun dilini kulnının istismar edilanarak aslında mağdozda adrenalin, lerek kolaya kaçıldurun dilini gasp etlinç zihniyeti...” ması. Türkiye gibi tiğini söylüyorlar. Ne sansür ve otosandersiniz? sürün yaygın bir Bu bienalin başlıbastırma aracı olduğu bir ğında sözü geçen “barbar” keliülkede Bienal’in uluslaramesi aslında tam da bununla ilişkirası bir sistem olmasından li. İki karşıt duruş arasına sıkışmışkaynaklanan bağımsız platlığın aşılması, yeni öznelliklerin ve formunun ses ile kaba şidpozisyonların yaratılmasına ilişkin. det kullanılarak imhası. “Barbar” dili olmayan ve anlaşılBütün bunlar hepimizin mayan da demek. Bu anlamda “bardaha çok düşünmesi, tarbar” bugün elimizdeki mevcut dil, tışması ve tekrar düşünmeteori ve formüllerle tanımlayamadısi gerektiğini, yani bienalin ğımız (çağıramadığımız) başka bir açtığı bu tür açık kanallara dünyanın mümkün kılınması için yaratmamız gereken yeni, var olmane kadar ihtiyacımız olduyan bir dile gönderme yapıyor. Yağunu gösteriyor. ni bu bienal yeni dillerin arayışın Bienal sponsorlada. Bu anlamda, Bienalin kavramsal rı arasında kentsel dönüçerçevesinde ortaya konan görüşler şümde birebir rol oyna“mağdur”un hakkını arıyor olabilir yan hatta kentsel dönüşümün başını çeken aktörle ama bu dili kullanmıyor, ayrıca bütün bu “mağdur edebiyatı” klişelerin bulunması tepki çekirini de yıkmaktan yana. yor. İnisiyatiflerin eleşti 13. İstanbul Bienali’nin küratörü Fulya Erdemci ‘kentsel dönüşüm’le ilgili protestoları yanıtladı Asmalımescit’in simgesiydi Kültür Servisi Asmalımescit’in simge adlarından, Yakup 2 Meyhanesi’nin sahibi Yakup Arslan dün son yolculuğuna uğurlandı. Arslan ilk olarak saat 13.00’da Yakup 2’nin önünden Asmalımescit esnafı ve meyhanenin müdavimleri tarafından alkışlarla uğurlandı. Sanatçı Muzaffer Akyol, avukat Turgut Kazan, eski Taksim Sanat Evi’nin sahibi Ahmet Sezerel, yorumcu Sema’nın da katıldığı ilk uğurlamanın ardından Arslan, Zincirlikuyu Camii’nde kılınan ikindi namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Zincirlikuyu Camii’ndeki cenaze törenine Yakup Arslan’ın oğulları Yıldıray ve Ufuk Arslan, ailesi, dostları ve Yakup 2 müdavimlerinin yanı sıra aralarında gazetemiz yazarı Ali Sirmen, gazeteci Okay Gönensin, tiyatro sanatçısı ve yönetmeni, gazetemiz yazarlarından Ayşe Emel Mesci, İstanbul Barosu eski başkanlarından, hukukçu Turgut Kazan, yayıncı Uğur Büke, ressam Sali Turan, gazetemiz Kültür Servisi editörü Celal Üster’in de bulunduğu çok sayıda gazeteci ve sanatçı katıldı. Yine Asmalımescit’in önemli simgelerinden, iki yıl önce yitirdiğimiz Refik Arslan’ın Refik meyhanesi ve Yakup 2, Yakup Arslan’ın vefatı nedeniyle dün kapılarını açmadı. Her iki meyhanenin bugünden başlayarak müdavimlerini yeniden ağırlayacağı öğrenildi. Öğleyin Asmalımescit’te düzenlyenen uğurlama töreni sırasında, Yakup 2’nin karşı komşusu olan Asmalı Cavit çalışanı Uğur Saatçi 7 yıl boyunca Yakup Arslan’la birlikte çalıştığını dile getirerek, “Yedi yıl ekmeğini yedim Yakup Arslan’ın. Personelini severdi, çok cömertti. Babacan bir patrondu. Sokağın simgesiydi Yakup. 30 yıldır Yakup var. ‘Yakup’un sokağı, Yakup’un karşısı, Yakup’un ora’ deniyor hâlâ” dedi. ‘E
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle