18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 NİSAN 2013 CUMARTESİ HABERLER Kanser hastası Mete Diş tecritten yazdı CUMHURİYET SAYFA 9 TEKİRDAĞ CEZAEVİ Açlık grevi büyüyor sı ve tutsakların taleplerinin dinlenmesi amacıyla bir görüşme gerçekleştirildiğini söyledi. Tutsakların, hak ihlallerinin ortadan kaldırılması ve koşulların düzeltilmesi konusunda yazılı güvence olmadan eylemlerinden vazgeçmeyeceklerini başsavcı ve cezaevi müdürüne aktardığını belirten Kılıç, 10 tutuklunun da dün açlık grevi eylemine katıldığını belirtti. Kılıç, açlık grevi eyleminde olan Devrimci Karargâh davası tutuklusu Cemal Bozkurt’un böbrek yetmezliği sorunu olduğu için eylemi bıraktığını, Bozkurt’un eylemi bırakmasının ardından yine Devrimci Karargâh davası tutuklusu Bayram Akdoğdu’nun eyleme katıldığını söyledi.TUAD Başkanı avukat Sinan Zincir ise açlık grevi eylemine dikkat çekmek amacıyla bugün 19.00’da Galatasaray Meydanı’ndan Taksim Meydanı’na kadar bir yürüyüş gerçekleştireceklerini duyurdu. Yurt Haberleri Servisi Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde 21 tutuklu ve hükümlünün 33 gündür yürüttüğü açlık grevine 10 tutuklu ve hükümlü daha katıldı. Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukat İzzet Kılıç, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcısı, Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Osman Dağdelen ve cezaevi savcısının PKK’li tutukluların iki temsilcisi ile açlık grevi eyleminin sonlandırılma Kandıra’da zamana yayılan idam yandınız. Onlar için Sayın Cumhuriyet hiçbir öneminiz olGazetesi Emekçileri maz. Ailem ve akraMerhaba, balarım beni görmek Sizlere daha önce için geldiğinde zorbirçok kez mektuplar luk çıkartılarak göyazmış, F tipi hapisrüşmemiz engellenhanelerinin, tecritin di. Bunun sonrasında üzerimizde bıraktığı Maltepe Hapishaneağır tahribatları ve yasi’ne getirildim. Getişadığımız hukuksuzrildiğim günden gölukları anlatmıştık. türüleceğim güne kaŞimdi ise kendimden, dar tekli hücrede tuyaşadığım sağlık sotuldum. Tecrit altında runlarından bahsetkemoterapiden çıktımek için kapınızı çalıMETE DİŞ ğım için oldukça halsizdim yorum. Yalnız kendim için değil hapishanelerde aynı 1 No’lu F Tipi Hapishanesi ve tek başıma ihtiyaçlarımı karşılamakta zorlanıyorbenim durumumda olup KandıraKocaeli dum. Birkaç defa hücrede da fakat bir türlü sesini harahatsızlandım, o an müpishane duvarlarından dahalede bulunacak, yardım edecek kimse de ötesine duyuramayan binlerce hasta tutsak adıyoktu. Gardiyanları çağırmak için butona bana kapınızı daha gür bir sesle çalıyorum. Ama sıyordum. Buton bozuktu! Kapıyı o halde bunun öncesinde kendim ve F tipine geliş süyumrukla, tekmeyle dövmem gerekiyordu. recimi kısa da olsa sizinle paylaşmak istiyorum. Gardiyanların gelmesi için avucum kızarana, 23 yaşındayım, 2010 yılında 19 Aralık Hayata ayaklarım ağrıyana kadar kapıya vurmaya deDönüş Operasyonu’nu protesto kampanyası sıvam ettim. İlaç tedavilerim vardı, bunların hiçrasında alakasız suçlamayla gözaltına alındım birini kaçırmamam gerekiyordu. Bu ilaç tedave tutuklandım. Üzerime sadece benimle birvisinin üst aşamasıydı. Fakat Maltepe Hapislikte gözaltına alınan bir kişinin polis baskısıyhanesi’nce hastaneye götürülmedim. Nedenini la verdiği ifadeden başka bir şey yoktu. Bir de dahi söylemediler. Israr edince bir gün sonra demokratik eylemlere katılmak vardı. Bunların makul bir cevap aldım, ilaç bulunamıyormuş! içinde Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın eyİçme suyum bitmişti, kantine yazdım. Haslemleri, Mahir Çayan’ı anmak gibi etkinlikler talığımdan kaynaklı suyun getirilmesini istedim. vardı. Çıktığımız ilk mahkemede ifadeyi veren Fakat içme suyu gelmedi. Günlerce çeşme sukişi polisin baskısıyla yalan beyanlarda buyundan içmek zorunda kaldım. Günlerce de sulunduğunu söyledi ve bu kişinin hukuki açıdan suz kaldım. Sanki ben Kerbela’da susuz kadurumu benden daha ağır olmasına rağmen ilk landım. Onlar da suyun başını kesenlerdi. mahkemede tahliye edildi. Bense 2.5 yıldır tecSayın Cumhuriyet Emekçileri, başımdan gerit hücrelerindeyim. çenler böyleydi. Şimdi size soruyorum: Bir hasSayın Cumhuriyet Emekçileri, F tipi koşulları ta tutsağa reva görülen bu tedavi süreci, bir ağırdır, hareket alanı kısıtlıdır. Vücut giderek eshasta insanı hem de kanser hastası insanı naki çevikliğini yitirir. Hastalıklara karşı direncini sıl iyileştirirdi. Aslında bu resmen ölürsen öl dekaybetmeye başlar. Şimdi size anlatacağım sümektir. Başka bir açıklaması yoktur ki bu da zareci ve tedavi sırasında karşılaştığım sıkıntılaten tecritin devamıydı. rın hiçbirinin abartı olmadığını belirtmek isteF Tipi hapishanelerde tecrit yok diyen Adarim. Çünkü birazdan okuyacağınız yazıda işlet Bakanı’na bir de bizim penceremizden kenceden farkı olmayan, tedaviyle uzaktan yabakmasını tavsiye ederiz. Çünkü kendisinin kından alakası bulunmayan bir süreçten bahbaktığı pencere gerçeği yansıtmıyor. Eğer sedeceğim. ben bu hale geldiysem bilin ki bunun tek seSayın Cumhuriyet Emekçileri, yaşadığım bebi yaşadığım tecrit koşullarıdır. Tecritin zulağrılardan dolayı aralık ayı sonlarında hastaneye müdür. sevk edildim ve sevkim İstanbul Kartal Eğitim Sayın Cumhuriyet Emekçileri, başımdan geve Araştırma Hastanesi’ne yapıldı ve burada beçenleri sizinle paylaştım ve sağlığım elverirse nim için yeni bir süreç başladı. ara ara paylaşmaya da devam edeceğim. İstanbul’a götürüldüğüm hastanede ilk günÇünkü bu sadece benimle ilgili bir sorun deden ayrı bir işkenceyle karşı karşıya kaldım. Lağil. Bugün belki de binlerce insan hapishanevabo ihtiyacım 1 saat boyunca jandarmanın lerde benzer sorunlar yaşıyor ve yüzlercesi adım keyfi tutumuyla engellendi. O kadar düşmanadım ölüme götürülüyor. Yarın da böyle devam ca yaklaşıyor ki, “Ben istersem açarım, baedecek bu. Eğer kendine aydınım, ilericiyim ve na bağlı her şey” diyerek tuvalet ihtiyacımı işdemokratım diyorsa bir kimse, bu olanlara seskenceye çeviriyordu. Tedavime başlandı, fakat siz kalmaz. Şimdi sizden şunu istiyoruz; F tipbir tutsaktım, bu durum her fırsatta hissettirilerinde bir haykırış yükseliyor, belki tel örgüliyordu. İlaç tedavisi esnasında serumları delerden sıyrılıp gelirken çizikler almış olabilir. Ama ğiştirecek hemşirelerin bayağı geç geldiği olo ses size ulaşmalı ve sesimize ses olun, güdu. Hatta 1.5 saati geçen zaman da oldu. Sağ cümüze güç! Hep birlikte dur diyelim ve hep kolumdaki damar sertleşti bu yüzden, ve kobir ağızdan haykıralım: “Tecrit insanlık sulumu kullanmakta günlerce zorlandım. Eğer ki çudur, tecride son!” tutsaksanız, hele bir de ellerine düşmüşseniz Son savunmaların alındığı Ergenekon davasında sanık Bedirhan Şinal, kemik testi talebinde bulundu: Kullanıldım bombası verdiler. Ben insanların zarar göreceğini düşünerek bombaları atmadım, molotofkokteyli attım” şeklindeki ididalarını yineledi. Polisin kendisine komplo kurarak yaşını büyüttüğünü öne süren Şinal, gerçek yaşının belirlenmesi için kendisine kemik testi yapılmasını istedi. HATİCE TUNCER Ergenekon davasında Cumhuriyet gazetesine molotofkokteyli atmaktan sanık Bedirhan Şinal, son savunmasında “İstanbul Emniyeti içinde bir yapı, beni komplolarında kullandı. Bana Cumhuriyet’e atmam için el İtirazı İtirazı kabul kabul edildi edildi Fazıl Say yeniden yargılanacak İstanbul Haber Servisi Dünyaca ünlü piyanist, besteci Fazıl Say, Twitter’da Ömer Hayyam’ın bir dörtlüğünü paylaştığı için dini değerlere hakaret ettiği iddiasıyla 10 ay hapse mahküm edildiği davada yeniden yargılanacak. Say’ın avukatının hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yaptığı itiraz kabul edildi. Say’ın yeniden yargılanmasına karar veren yargıç, şikayetçilerin davaya katılma taleplerinin kabulünü eleştirerek “Bu durumda yargılama yapacak hâkimin İslam dinine mensup olması halinde davanın tarafı olacağı ve dolayısıyla yargılamaya bakamayacağı gibi bir sonuç doğacaktır” dedi. Say hakkında suç duyurusunda bulunarak dava açılmasına neden olan Ali Emre Bukağalı’nın da Say’ın itirazının reddi için mahkemeye dilekçe verdiği ortaya çıktı. İtirazı değerlendiren İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi yargıcı, şikâyetçilerin davaya katılma taleplerinin kabul edilmesini şöyle eleştirdi: “Böyle bir suçlamada sadece İslam dinine mensup diye davaya katılmak isteyen Ali Emre Bukağılı’nın suçtan zarar gördüğü gerekçesiyle katılma talebini kabul ederek yargılamaya devam etmek usul yasasına uygun görülmemiştir. Sadece İslam dinine mensup diye milyarca kişinin davaya katılma haklarının bulunduğu gibi çözümsüz bir yargılamaya gidileceği, ayrıca katılmak isteyen kişilerin gerçekten bu dine mensup olup olmadıklarının araştırılması gibi sorunlar göz önüne alındığında bu kişi ve diğerleri yönünden katılma taleplerinin reddi gerekirken kabul edilmiş olmasının sonuç doğurması mümkün görülememiştir. Bu sebeple Ali Emre Bukağılı isimli şahsın sadece dava içerisinde ihbarcı olabileceği, katılma dolayısıyla talepte bulunma hakkının bulunmayacağı göz önüne alınarak bu şahsın talepleri incelenmeksizin sıfat yönünden reddi gerekmiştir.” Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının Say’ın aleyhine sonuç doğurduğunu belirten yargıç, mağdur tarafın da olaya ilişkin basit bir zararının söz konusunun olmadığını ifade etti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen davanın 288. duruşması yapıldı. Duruşmaya 66 tutuklu sanıktan CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, gazeteci Tuncay Özkan’ın da aralarında bulunduğu 38’i katıldı. Cumhuriyet gazetesine 29 Mart 2008 tarihinde molotofkokteyli atılması dosyasının tutuklu sanığı Bedirhan Şinal’a, son savunması için 2 saat süre verildi. Şinal savunmasında “İstanbul Emniyeti bünyesinde Terörle Mücadele Şubesi, Organize ve İstihbarat şubeleri bünyesinde örgütlenen polis yapısı tarafından nasıl komplolarda kullanıldığımı açıklamıştım. 1415 yaşında İstanbul Emniyeti’ndeki bu yapı beni çok farklı eylemlerde kullandılar” dedi. Polisin, yetimhanelerde büyümüş, devletmillet sevgisi olan olan gençleri, komplolarında kullandığı anlatan Şinal şöyle devam etti: “Ben de onlardan biriyim. 3 yaşındayken annem yüksek dozda uyuşturucudan vefat etti. Babamın kim olduğunu bilmiyorum. Ülkü Ocakları’na gitmeye başladım” diye konuştu. Şinal, “Gidemediğim okulun müdürünün arabasına ses bombası koydum. Polis yaptığımız eylemlere göz yumuyordu. 2006’da 15 yaşındaydım. 2008 yılında nasıl 21 yaşına geldim? Polisler komplo kurarak 1992 olan doğum tarihimi 1988 olarak değiştirdiler. Bu nedenle kemik yaşımın tespitini talep ediyorum.” Molotofkokteyline ilişkin İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk ifadelerinde Sedat Peker’in adamı Boğaç Kaan Murathan’ın tarafından İlhan Selçuk’un öldürülmesi için azmettirildiğini öne süren ve dosya Ergenekon ile birleştirildiğinde bu ifadesini değiştiren Şinal, “Ergenekon sanıklarına komplo için” kullanıldığını anlattı. Şinal şu iddialarda bulundu: “Polis bana Cumhuriyet gazetesine atmam için el bombası verdi. Önce kabul ettim ancak sonra ‘İnsanlara zarar veremeyeceğimi’ belirterek vazgeçtim, molotofkokteyli attım.” İZMİR’DEKİ DAVADA TAHLİYE İSTEMİNE RET Şinal’e baskı davası Mahkeme 4. paketin onaylanması bekleyecek! OZAN YAYMAN İZMİR İzmir’deki 49’u muvazzaf asker 79 tutuklu, toplam 357 sanığın yargılandığı “gizli bilgi ve belge bulundurma” davasında, sanıkların tahliye istemleri reddedildi. İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Atilla Rahman, sanık avukatlarının tahliye taleplerini yazılı olarak ilettiklerini, bunları henüz onaylanmayan 4. yargı paketi kapsamında değerlendirmeyi planladıklarını söyledi. Rahman, dünkü duruşmada sanık avukatlarına üçer dakikalık savunma süresi verdi. Suç örgütünün yöneticisi olduğu suçlamasıyla yargılanan Narin Korkmaz’ın avukatı Yılmaz Çiftçi, müvekkilinin babasının gözlerinin görmediğini, ancak emniyet güçlerinin soruşturma aşamasında görmeyen bir insandan imza aldıklarını vurguladı. Çiftçi, “Bu da delillerin elde edilmesindeki ciddiyetsizliği göstermektedir” dedi. Sanık avukatlarından Nevzat Güleşen, davanın arkasında istihbarat örgütleri olduğunu savunarak, “Bu davanın ardında askerin başına çuval geçiren, TSK’yi itibarsızlaştırmak isteyenler var. Bugün tutuklu sanıkların hepsini tahliye ederseniz, Başbakan’ın hukuk danışmanı sizi arayacak ne kadar kızgın olduğunu belirteceklerdir” diye konuştu. Diğer sanık avukatları da tahliye isteminde bulundular. Mahkeme Başkanı Atilla Rahman, cumhuriyet savcının tüm tutukluluk hallerinin devamını mütalaa ettiğini, kendilerinin de bu yönde karar verdiğini bildirdi. Davaya 29 Nisan Pazartesi günü iddianamenin okunmasıyla devam edileceğini kaydeden Rahman, 6 Mayıs tarihinden itibaren dosya kapsamında koordinatör olduğu belirtilen 11 sanığın ifadesinin alınmaya başlanacağını açıkladı. Rahman, henüz cumhurbaşkanı onayından geçmeyen 4. yargı paketini bekleyeceklerini de bildirdi. Bedirhan Şinal’in ifadesini değiştirmesine ilişkin davada motolofkokteyli attırmaya azmettirmekten sanık Boğaç Kaan Murathan, Murathan’ın avukatı Burak Bekiroğlu ve Bedirhan Şinal’in de aralarında bulunduğu 10 kişi hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma, suç delillerini yok etme veya değiştirmeye azmettirme” suçlamasıyla dava açıldı. 66 sayfalık iddianame, Ergenekon dava dosyasına konuldu. Dava İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Dünkü duruşmada tutuklu sanıklar Durmuş Ali Özoğlu ve Erkan Ayyıldız ile tutuksuz sanıklar emekli Astsubay Mahmut Öztürk, Zeki Yurdakul Çağman, Rafet Arslan da mütalaaya karşı son savunmalarını yaptı. Duruşma 29 Nisan’a ertelendi. Tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen, Ergenekon davasının dünkü duruşmasını öğleden sonra bir süre izledi. Gezen gazetecilere yaptığı açıklamada Mustafa Balbay ile cezaevinde yazdığı “Yargıtatör” adlı tiyatro oyunu ile ilgili görüşmek istediğini anlattı. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in eski arkadaşı olduğunu ve cezaevinde ziyaret ettiğini belirten Gezen, “Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay ile duruşma salonunda bağırarak konuştum. Balbay güzel bir oyun yazmış. Rutkay Aziz, Levent Kırca ve benim gibi tiyatrocuların oynamasını istiyordu. Tam görüşemedik” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle