18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 NİSAN 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET DİZİ SAYFA 7 Kırmızı çizgi milliyetçilik Trabzonlular süreçten de imajdan da rahatsız. “Kürtlere karşı etnisite üzerinden tepki yok. Tehdit Rize’den gelse, Lazistan kuracağız desinler, oraya da aynı tepkiyi gösterirler. Aşırı milliyetçilik imajı ise sosyal mühendislik.” ‘Faşist değil vatanseveriz’ Hazırlayan: TÜREY KÖSE Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ Terörde de Çelişki... Teröristbaşı Öcalan’la sürdürülen pazarlıkların ulaştığı nokta nedeniyle Türkiye “çelişkiler ülkesi olma” listesinde açık ara birinciliğe yükseldi. Zaten uygulamalarla yozlaştırılmış olan “terör örgütü” ve “terörist” kavramları da bu kapsamda “baştacı edilenler” ve “hapislerde çürütülenler” olmak üzere ayrışmış oldu. Terör örgütü PKK’nin militanlarının Türkiye’den çıkacakları tarih olarak önce 25 Nisan verilmişti. Ardından 8 Mayıs’a çekildi. Gazetelere bakarsanız ülkemizdeki PKK teröristleri dört bölgede bulunuyor! Bulundukları bölgelerin PKK liderleri de kodları ve adlarıyla açık açık yazılarak deniliyor ki: “Çıkış uygulamaları bu liderlerin denetiminde yapılacak!” Anlaşılıyor ki belirtilen bölgelerdeki yöneticiler, devlet tarafından biliniyor ama kendilerine yasalara aykırı olarak ayrıcalık tanınıyor. Zaten iktidar ile yandaşlarının uyguladıkları yöntem sayesinde ABD ile AB bekledikleri fırsatı yakalayarak kanlı örgütün niteliği konusunda kafaları karıştırdı, teröristler de eylemci (aktivist) olarak neredeyse aklandılar. Bizim Milli Güvenlik Kurulumuz da geride kalmadı ve “bölücü terör örgütü” nitelemesini bir yana bıraktığı gibi, kapsamı biraz da yürek burkan “tüm terör örgütleri” olarak belirledi. Böylece Terörle Mücadele Yasası kapsamında yargılanmakta olan tüm sanık ve hükümlüler de mücadele edilecekler arasına sokuldular. ??? PKK’nin elinde silah bulunan dağ kadrolarındakiler konumlarının sefasını sürmeye hazırlanırken, şehir yapılanması olduğu iddia edilen KCK’den yargılanan teröristler, hapishanelerde sürünmeye devam ediyor. Bu konumdakilerin, 4’üncü yargı paketinden yararlanarak özgürlüklerine kavuşmaları için umutlar da giderek yeşeriyor. ??? Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı olursanız, hepinizin elinde silah da olsa artık elinizi kolunuzu sallayarak özgürlüğün tadını çıkarabilirsiniz. Ama hükümete karşıysanız, bir yolu bulunarak adınızın yanına eklenen terörist sıfatı nedeniyle hapislerde sürünmeye, kimi sanıklar için de çürümeye mahkum edilirsiniz. İstediğiniz kadar “Beni suçlamak için kullanılan belgeler sahte. Bunların sahte olduğunu da kanıtladık. Ben o süreçte yurtdışı görevdeydim. Arşivim ve ilişkilerim gazetecilik görevi nedeniyledir” diye kendinizi savunmaya çalışın, faydası yoktur. ??? Çünkü Türkiye Cumhuriyeti küçültülmeye, hükümet ise kutsanmaya çalışılmaktadır. Trabzon KTÜ Gençler ? “Trabzon’da ne oluyor” diye akademisyenlere de sorduk. Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Bayram Sevinç, öncelikle “Trabzonluların kendileriyle ilgili kalıplara karşı olduğunu” vurguluyor. “Bize her yer Trabzon” sloganının “aşırı milliyetçi” bir yaklaşımla okunduğunu, oysa halkın bu sloganı “Vatanın her karış toprağı benim vatanım” diye “vatanseverlik” açısından yorumladığını söylüyor. Sevinç, “Aşırı milliyetçilik imajı, kent sakinlerinin çoğunluğunca sosyal mühendislik olarak görülüyor. Milliyetçilik muhafazakârlıkla karıştırılıyor” diyor. Sevinç, şu değerlendirmeleri yapıyor: “Bölgenin tarihinde savaş kültürü, serhat geleneği, sınır koruma duyarlılığı var. Ayrıca bir kentleşme, göç sorunu var, istihdam yok. Bu durumda gençlerin farklı seçenekleri olmayınca futbol öne çıktı. Bir bağlamda tek çimento futbol oldu. Bir yere kanalize olamayan gençlerin imkânsızlık üzerinden yüzer gezer bir enerjisi birikiyor. Zaman zaman kimi güçler burada devreye girebiliyor. Gençlerin gerginliği üzerinden sosyal mühendislik yapılıyor. Orada yönlendirilebilecek bir kitle var. Öte yandan Kürtlere karşı etnisite üzerinden bir tepkileri yok. Vatanı tehlikede gördükleri gerekçesiyle ya da duyarlı oldukları konular üzerinden tepki koyuyorlar. Trabzon’un Diyarbakır’a bakışı etnisite üzerinden değildir. Anlatılan tehditle ilgilidir. Tehdit Rize’den gelse, Lazistan kuracağız desinler, oraya da aynı tepkiyi gösterirler.” Kürtler birleşti Aleviler dışarda kaldı ? Son dönemde üniversite kampuslarından arka arkaya “karşıt görüşlü öğrenciler arasında” kavga haberleri gelmeye başladı. Diyarbakır, Trabzon, Hatay, Muğla ve Eskişehir’de üniversite kampuslarını dolaşıp öğrencilerle, öğretim üyeleriyle, halkla konuştuk. Kimse, 12 Eylül 1980 öncesi olayları anımsamak bile istemiyor. Bu nedenle özellikle üniversite yöneticileri, yerel yöneticiler ve siyasetçiler kentlerinin, üniversitelerinin adının “şiddetle, çatışmayla” anılmasını istemiyor; olayların “münferit” olduğunu söylüyorlar. Ancak üniversitelerde dikkat çekici bir gerilim var ve çözüm süreci bu gerilimi artıracak gibi görünüyor. Öyle anlaşıyor ki bir zamanların “solsağ” kavgalarının yerini her kesimin kendi politik çizgisine göre adlandırdığı“TürkKürt”, “ülkücüvatan haini”, “bölücüvatansever”, “PKK’liulusalcı” kavgaları almaya başlamış. Bu arada, iktidar ve cemaatler de üniversitelerin yönetimi ve kadroları için güç kavgası yürütüyor. üzerinden mühendislik yapılıyor Ulusal duyarlılık rada ulusal duyarlılık var. Ancak etnik çatışma yaratacak boyutlarda değil. Bölünme kaygısı belki başka yerlerden daha fazla duyuluyor ama etnik çatışmanın Trabzon’u ateşleyebileceği iddiaları temelsiz. Trabzon insanı hep uçtadır, iddialıdır, burada bireysellik önemlidir. Tarikatların bile müridi yoktur. 5 kişilik ailede 5 ayrı parti vardır. Ama kolektif mücadelede zafiyet vardır” diyor. TrabzonDiyarbakır arası 572 kilometre. Ama sanki son dönemde bu iki kentin insanları birbirine bun? KTÜ kampusunda bir grup gençle sohbet ettik. Hasan, “Trabdan çok daha “uzak”. DiyarbakırTrabzon eksenli zon halkının çok açık görüşlü olduğunu, biraz agresif oldukları Kürt ve Türk milliyetçiliği yorumları yaygınlaşmaya için yanlış anlaşıldıklarını” söylüyor. Hale ise “Bazı klasik tipler ve iki kenti merkez alan akademik araştırmalar artvar. Onlara bir tek ‘Trabzonspor’, ‘Trabzon’ diyeceksin. Tek mumaya başladı. Trabzon’un adı Hrant Dink ve Rahip habbetleri o” diye yakınıyor. Mardinli öğrenci Ahmet, “Burada beSantoro cinayetleri, McDonald’s’ın bombalanması, raberlik içindeyiz. Ama dışarıdan gelen, bizim üniversiteyi kaOgün Samast, Yasin Hayal ile birlikte anılır oldu. rıştırmaya çalışan kesimlerin yönlendirme gayreti var” diyor. Trabzonlular, Diyarbakır Belediyesi’nin Bayırbağı Onur, “Hizbullahpolis el ele öğrencilere saldırdı Diyarbakır’da. beldesine gönderdiği itfaiye aracına bile “tepki” Kürtler, İslam bayrağı altında birleşti. Aleviler dışarıda kaldı” gösterilmesi gibi olaylarla da “aşırı milliyetçi, dik diye söze giriyor. Pakize ise “Biz köklü bir üniversiteyiz, akademik açıdan sorun yok, ancak YÖK’ün ticarethane mantığından başlı, kavgacı” bir imajla görünür oldu. Konuştuğukaynaklanan sorunlar var. Kültür merkezi öğrencilere verilmenuz herkes öncelikle Trabzon’un imajına itiraz ediyince, bir sol direniş ortaya kondu” diyor. Pakize “Kürtler okul yor: “Faşist değiliz, vatanseveriz” diyorlar. Son içinde bir faaliyet yapamıyor. Dicle Üniversitesi olaylarıyla ilgili sözcük konuştuğunuz kişiye göre değişiyor; sağ köburada en fazla afiş, video ile tepki gösterdik” sözleriyle de kenli kişiler “milliyetçi, vatansever”, kendilerini KTÜ’deki güç dağılımının ipuçlarını veriyor. solda görenler ise “ulusalcı” ya da “yurtsever” olduklarını söylüyorlar. Trabzonlunun kırmızı çizgisi milliyetçilik, temel karakter özelliği başına buyrukluksa, çimentosu da Trabzonspor. Sahaları “Bize her yer Trabzon” sloganlarıyla inletiyorlar. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ), üç büyük kent dışında kurulan ilk üniversite, bugüne dek büyük bir olay yaşanmamış. Geçen ay “Kadın Kolektifi”nden bir grup Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla hazırladıkları tiyatro oyununu Atatürk Kültür Merkezi’nde sahnelemek istemiş, ancak yönetimin “hayır” demesi üzerine rektörlük önünde eylem yapmışlar ve polis müdahale etmişti. KTÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Baykal, viratrabzon.com’un sorularını yanıtlarken “KTÜ 54 bin kişilik bir öğrenci kitlesinden oluşuyor. Herkese eşit mesafede olmak durumundayız. Sağı, solu, ortası, cemaatçisi, radikali. Her kesimin isteklerine cevap veremiyoruz, bazılarına veremeyiz ? Trabzon muhabirimiz Ahmet Şefik, TrabzonDiyarbakır eksenli yode. Biz bu çocuklara anlayış gösterdik. 20 gün rumlara tepki gösteriyor. “Diyarbakır Kürt milliyetçiliğinin, Trabzon katlandık. Ama eylemlerini bir işgale dönüştürTürk milliyetçiliğinin merkezi diye gösteriliyor. Bu doğru değil. Bume eğilimine girdiler” demişti. Sunuş ORAL ÇALIŞLAR İSTİFA ETTİ Taraf’ta İstanbul Haber Servisi Ahmet Altan’ın istifasının ardından Taraf gazetesinde 1 Şubat’tan itibaren Genel Yayın Yönetmenliği’ni üstlenen Oral Çalışlar dün görevinden istifa etti. Çalışlar’ın yerine Neşe Düzel’in getirildiği öğrenildi. Çalışlar, gazetenin sahibi Başar Arslan’ın kendisine danışmadan Yazıişleri Müdürü Kurtuluş Tayiz’i ve Genel Yayın Koordinatörü Markar Esayan’ı görevden alması nedeniyle istifa ettiğini açıkladı. Çalışlar, gazetede yaşanan krizi “barış karşıtı bir operasyon” olarak niteledi. Çalışlar yaptığı açıklamada, “Hükümetin adımlarını tehlikeli bulan kesimler, çatışmaların bitmesinden endişe eden bir ruh hali içine girdiler. Taraf’ın da bu açıdan onların endişe ve rahatsızlıklarına sözcülük etmesini isteyenler gazeteye müdahale ettiler. Gazete, yazıişleri ve ben; tam bir uyum içinde, ‘ama’sız olarak barışı savunmakta ısrarcı olduk. İşin esası, bu bir barış karşıtı operasyondur... Bunca patırtının altında yatan asıl gerçek budur.” Medya sitelerinde Çalışlar’ın işine Arslan tarafından son verildiği öne sürüldü. ikinci deprem atmayın, tespih çekmeyin Üniversite kampusu içinde ülkücüler baskın. Türk EğitimSen ve KTÜ Öğrenci Derneği’ne yer tahsis edilmiş. Türk EğitimSen’in bürosunda oturanlardan biri CHP’li, diğerleri MHP’liydi. Üniversitelerinde hak arama eylemleri dışında bir olay yaşanmadığını anlattılar. MHP’lilerden biri “Karadeniz’in solcusu da milliyetçidir” diyor. Ogün Samast, Yasin Hayal gibilerinin “kullanılan gençler olduğunu” düşünüyorlar. KTÜ Öğrenci Derneği de ülkücülerin egemenliğinde. Dernek binasında üç hilalli, bozkurtlu panoda “Reis Ahmet Yılmaz”ın (Dernek Başkanı) “Ocak Adabı” talimatları var. Özetle: “Türkİslam ahlakına uygun hareket edilecek”, bacak bacak üstüne atılmayacak, tespih çekilmeyecek, reis gelirken ayağa kalkılacak! Dernek saymanı İlhami Süslü, “Çeşitli gruplar var, onlar eylem yapar. Biz yasal bir derneğiz, hiçbir eyleme karışmayız” diyor. Trabzonlu imajıyla ilgili olarak “Milliyetçilik ırkçılığa gidiyor, deniyor. Biz ırkçılık yapmıyoruz” derken “Burada gerilim yok, olması taraftarı değiliz. Üniversitede çatışma olmaz” diyor. Bacak bacak üstüne Tarihsel refleks ? KTÜ öğretim görevlilerinden, tarihçi Veysel Usta Trabzon insanının coğrafi ve tarihsel refleksleri olduğunu vurguluyor. Bunun arka planını da şöyle anlatıyor: “Trabzon, Osmanlı’nın sınır vilayeti, serhat coğrafyası. Özellikle Rusların Kırım Havzası’nı ele geçirip en son 93 Harbi’yle Batum’u da işgal etmesi, 19. yüzyılda Trabzon insanında şöyle bir refleks oluşturmuş. Anadolu’da en son kale burası, burayı terk edersek artık yaşayacağımız yer kalmaz. Bu nedenle, bu tarihten itibaren yöre halkında vatan savunması konusunda önemli bir hassasiyet meydana gelmiş.” Trabzonlunun dik başlılığının “yeni” olmadığını vurgulayan Usta, Osmanlı devletinin bazı bölgelerinin coğrafyasından bahseden “İmayı Türrerahtı Büldan” adlı eserden bir bölüm okuyor. Bakın orada ne yazıyor: “Trabzon ahalisi bir kapıdan girip bir kapıdan çıkar gibi ölümden korkmayıp birbirlerini meydan kavgası ile öldürdükleri için Trabzon ve bölgesinde elli yaşından fazla adam pek azdır.” Trabzonlunun başına buyrukluğunu örneklerken “Trabzon Muhafazai Hukuku Milliye Cemiyeti’nin kapatılarak Halk Fırkası’na dönüştürülmesi bir tek Trabzon Müdafaai Hukuk Cemiyeti’nin kabul etmediğini, Mustafa Kemal’in ancak Cumhuriyetin ilanından sonraki süreçte Trabzon’a hâkim olabildiğini” de söylüyor. Baransu: Nedeni sansür Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu, Çalışlar’ın istifasını sert bir dille eleştirdi. Twitter üzerinde açıklama yapan Baransu, “Taraf’ın Ak Parti’nin 4. dönem milletvekili olmak isteyen arkadaşlara ihtiyacı yok. Gazeteciye ihtiyacı var. Barış yalanıyla ortalığı kimse bulandırmasın. Yapılan sansürler bu gazetenin sayfalarında, arşivde. Kimse yaptığı sansürleri barış yalanı arkasına sığınarak açıklamaya kalkmasın. Komik çünkü” ifadelerine yer verdi. Yarın: DiyarbakırDicle Üniversitesi ? TRABZON (Cumhuriyet) Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) Öğrenci Kolektifi’ne üye bir grup öğrenci önceki gün 1 Mayıs’a katılım çağrısı yapmak için makine bölümü önünde stant açarak bildiri dağıtmak istedi. Bu sırada Ülkü Ocakları üyesi oldukları belirtilen 3035 kişilik bir grup stant önüne giderek standı dağıttı ve Öğrenci Kolektifi’ne üye öğrencilere saldırdı. Olayda Öğrenci Kolektifi’ne üye 1 öğrenci yaralandı. Kavga sivil polislerin ve özel güvenliklerin araya girmesiyle son buldu. KTÜ’de saldırı: 1 yaralı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle