Katalog

16 NİSAN 2013 SALI HABERLER CUMHURİYET SAYFA 5 Sınır ötesi: Tezkere yetkisi geri çekilecek Yurtiçi: Üs bölgesi dışına çıkarmayın denilecek İşte formül BARKIN ŞIK ANKARA Hükümetin, terör örgütü PKK sınır dışına çekilirken, askerin operasyon düzenlememesi için atacağı adımların resmi netleşti. Buna göre, sınır ötesine operasyon düzenlemeye olanak veren TBMM tezkeresinin kullanılması için Genelkurmay Başkanlığı’na verilen “yetki direktifi” geri çekilecek. Askerin operasyon için izin istediği valilere ise, “Asker üs bölgesi dışına çıkmasın” genelgesi gönderilecek. Hükümet, sınır ötesine operasyon düzenlenmesine olanak tanıyan tezkeresini ilk kez 17 Ekim 2007’de TBMM’den geçirdi. Hükümetinin sınır ötesi operasyon için Genelkurmay’a direktif vermesi ise aralık ayını buldu. Kamuoyundaki, “Tezkere geçti. Neden operasyon yapılmıyor?” baskısı üzerine hükümetin TSK’ye yetki vermesi üzerine ilk hava operasyonu 16 Aralık’ta düzenlendi. İlk sınır ötesi operasyon ise Şubat 2008’de geldi. 8 gün süren kara operasyonu tamamlandığında bu kez de “Asker neden bu kadar erken çıktı?” tartışmaları yaşandı. TSK, tezkereyi ağırlıklı olarak Kuzey Irak’taki PKK hedeflerini havadan vurmak için kullandı. Şimdi hükümet, açılım çalışmaları nedeniyle TSK’ye sınır ötesi operasyon düzenlemeye olanak tanıyan “yetki direktifini” değiştirmeye hazırlanıyor. Direktifin değişmesi ile birlikte, sınır ötesi tezkere yürürlükte olmasına karşın TSK, Irak’ın kuzeyine herhangi bir operasyon düzenleyemeyecek. Sınır içindeki örgüt militanlarının, sınır dışına çıkmasına ilişkin yapılan çalışmalar kapsamında, hükümetin bölgedeki valiliklere yeni bir genelge göndermesi bekleniyor. Asker, Güneydoğu Anadolu’da gerçekleştirdiği operasyonlara valiliklerden izin alarak çıkabiliyor. Gelen istihbarat doğrultusunda, valiliklerden operasyon izni isteyen asker, kışlasını ancak böyle terk edebiliyor. Valiler izin vermezse askerlerin operasyona çıkma olanağı bulunmuyor. Hükümetin, valilere askerin kendi üs bölgesi dışına çıkmaması yönünde genelge göndereceği belirtiliyor. Bu durumda asker, yalnızca kışlasına taarruz veya taciz yapıldığı zaman tehdide karşılık verecek. Dilek’in İsyanı ve Gözyaşları... O görüntüleri hayatım boyunca unutmayacağım... Edirne’de yaşanan olay... Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanı ve üniversiteli kanser hastası genç kız! TV ekranındaki görüntüler ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın şu sözleri: “Al şu parayı, düşürme sakın!” Bayraktar, Selimiye Camii’nden çıkmış yürüyordu bir grupla. O sırada Bakan Bayraktar’ın yanına saçları tıraş edilmiş bir genç kız yaklaştı. Genç kız, Trakya Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü üçüncü sınıf öğrencisi 23 yaşındaki Dilek Özçelik’ti. Koruma çemberini aşıp bakana yaklaştı: “Ben kanser hastasıyım... İlaçlarım yurtiçinde bulunmuyor, dışarıdan getiriliyor, bana yardımcı olun...” Bakan Bayraktar elini cüzdanına atıp para çıkardı ve üniversiteli Dilek’in cebine sıkıştırıp seslendi: “Al bu parayı, sakın düşürme...” Dilek sorununu anlatamamıştı... Para değil ilaçlarının getirilmesi için bakandan yardım istiyordu... Bakan Bey yürüdü yanındakilerle birlikte... Genç kız dönüp yeniden yanına geldi ve hıçkırarak bakana yaklaştı elindeki parayla: “Ben dilenci değilim, yanlış anladınız. Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda...” Ve Dilek parayı bakana verdikten sonra çığlık çığlığa bakanın yanından uzaklaştı. ??? Dilek çaresizliğin resmini çizmişti bakana... Umutsuzdu! Yaşama direncini o an yitirmişti. Hayatın o derin boşluğu içinde, bir öğle namazından sonra Selimiye Camii’nin bahçesinde yaşanan bu olay içimi acıttı. İleri ekonomi! İleri toplum! İleri sağlık! İleri demokrasi ve özgürlük! Tüm bunların masal olduğunu bizim insanımız acaba görebiliyor İmralı, Erdoğan’ın ‘çekilme sırasında müdahale edilmemesi’ formülünü olumlu karşıladı Yazılı emre karşı silahsızlık AYŞE SAYIN ANKARA BDP’den 5. heyetin pazar günü görüştüğü Abdullah Öcalan’ın “PKK’nin çekilmesi” konusunda ayrıntılı yol haritasını, birkaç gün içinde MİT aracılığıyla ileteceği BDP aracılığıyla kamuoyuna açıklaması bekleniyor. Kandil’in çekilmeyle ilgili görüşlerini içeren mektup üzerine, “çekilme planı”nı açıklayacak olan Öcalan’ın, çekilme sırasında PKK’lilere müdahale edilmemesi konusunda, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın askerlere yönelik “yazılı emir” formülünü devreye sokacağı açıklamasını olumlu bulduğu belirtildi. BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in geçen pazar günü İmralı ziyaretinin ardından gözler Öcalan’ın “çekilme çağrısı”na çevrildi. Öcalan’ın MİT aracılığıyla BDP’ye ileteceği belirtilen çekilme mesajında, “eylemsizlik” kararı alan PKK’nin “silahları bırakıp çekilme”sine ilişkin planı kamuoyuna açıklaması bekleniyor. BDP kaynakları, Öcalan’ın çağrısını, Kandil’in de taleplerini yansıtacak şekilde kaleme alacağına dikkat çekerek PKK’nin “orta kademesi”nin rahatsızlığının güvensizliğinin giderilmesine dönük, hükümete de bazı yeni adımlar atması çağrısında bulunacağına dikkat çekiyorlar. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çekilme sırasında “operasyon yapılmaması” konusunda gündeme getirdiği “yazılı emir” formülünün, Kandil’in “güvence tereddüdü”nü gidermeye dönük bir adım olduğunu belirten BDP kaynakları, İmralı’dan da bu adımın olumlu bulunduğu görüşünü dile getiriyor. Öcalan’ın, yol haritasını açıklarken “ikinci aşama” olarak belirtilen “yol temizliği” niteliğindeki yasa ve anayasal değişiklik taleplerine de yer vereceği beklentisi de kulislerde konuşuluyor. Rabat’ta ilk turistik gezi dı sık sık terör olaylarıyla gündeme geA len Tunceli’de çözüm sürecinde silahların susmasıyla bahar havası esmeye başladı. Dersim Gezginler Grubu’nun düzenlediği iki günlük geziye İstanbul, İzmir, Ankara gibi kentlerden yaklaşık 80 kişi katıldı. Gezide daha önce terör olayları yüzünden sivillerin gidemediği Tunceli, Hozat ve Pertek ilçeleri üçgeninde kalan Rabat Vadisi’ne gidildi. Yerli turistler, doğal güzelliklere hayran kaldı. (DHA) AKİLLERE ‘DAĞDAKİ 2 BİN KİŞİ İÇİN TOPLANTI YAPIYORUZ’ DEDİLER KESK’TE AKİL İNSAN SIKINTISI muydu? Hiç sanmıyorum... Görenlerin, ülkemizde “sadaka toplumu” yaratıldığını söyleyenlerin sayısı çok azdı. Zaten bu gerçekleri yazanlar, “darbeci, faşist, terörist” olarak yaftalanıyorlardı. Bu olay bir AKP zihniyetiydi aslında... Yoksul kesimi “din kardeşliği”, “gıda torbaları” ve “kömürle” avutuyordu. Daha açıkçası bir “sadaka toplumu” yaratılmıştı yeni baştan. Sosyal devlet yerle bir edilmiş, sağlık sistemi çökertilmişti... Dilek’in cami avlusundan ağlayarak gitmesine karşı Bakan Bayraktar inadına şöyle diyordu: “Yardımcı olmak istedik. Valimiz ‘ben ilgileneyim’ dedi ama kızcağız alındı...” Kızcağız ne demek? Kibarcası, aşağılamak! ??? Edirne Valisi Hasan Duruer, dün Dilek Özçelik’le görüştü. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu yaptığı açıklamada Dilek’in ilaçlarının bakanlık tarafından getirileceğini söyledi. Peki bir tek Dilek mi var ölümcül hastalığa yakalanan? Onlar ne yapacak? Ekonomik gücü olan ilaçları yurtdışında getirebilecek, olmayan ölüme tutsak olacak! Yakından biliyorum, devletin hastanelerinde kanser hastalarının başvuruları, tahlil sonuçları günler alıyor... Onun için Dilek şöyle diyor: “Her yerde bir dayınız olacak, tanıdığınız ve torpiliniz olacak. Araya hatır gönül girince işler hızlı yürüyor. Ben, annem ve babam için mücadele ediyorum. Üç hafta önce lenf kanseri tanısı konuldu. Ben yetkililerden tüm kanser hastaları için yardım istedim. Randevu ve tahlil sonuçlarının hızlı çıkması için. Yanınıza yardım amacıyla bir insan geldiğinde eliniz cüzdanınıza değil vicdanınıza gitsin...” ??? Dilek’in çaresizliği! Vicdanla cüzdanın karıştırılması! Dilek’in ilaçları hemen gelecek... Olayı birkaç saniye yayımlayan televizyon kanalları, ilaçlar gelip tedavi başladığında canlı yayın bile yapacak. O görüntüler unutulacak! Çaresizlik ve umutsuzluk! Toplum alışmış buna! Sadaka toplumu yaratıldı yeni baştan! DÜZCE/ KARAMAN (Cumhuriyet) Akil insanlar Karadeniz bölgesi heyeti, Düzce’de çalışmalarına başladı. Bir otelde sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya gelen heyete başkanlık eden Yusuf Şevki Hakyemez, “Burada hiçbir zaman, hesaplaşma mantığıyla hareket etmemek gerekiyor. Çünkü o zaman bu sürecin başarıya ulaşma ihtimali zayıflar. Eğer biz sürecin sonunda bölünme gibi bir endişeyi çok ufak bir şekilde sezmiş olsaydık dahi bu komisyonda yer almazdık” dedi. Karadeniz’de tepki doğru değil’ ‘Yaptığımıza bakın’ için burada toplantı yapıyoruz” dedi. Akil İnsanlar İç Anadolu Bölgesi Heyeti Başkanı Ahmet Taşgetiren, heyet üyelerinden Erol Göka, Hilal Kaplan, Celalettin Can ve Cemal Uşşak, Karaman’da 1992’de terhisine 23 gün kala şehit olan Piyade Asteğmen Ahmet Taşer’in ailesini ziyaret etti. Taşgetiren, “Ne söylesek boş. Başka anneler acı yaşamasın, babalar acı yaşamasın. Hiç kimse ağlamasın. Öyle bir yola çıktık” dedi. Şehidin babası Mustafa Taşer ise süreçten endişeleri olduğunu belirterek “İmralı’ya giden heyeti endişeyle takip ediyorum. ‘İmralı’dan başka bu konuda karar verecek merci yok mu’ diye düşünüyorum. Bugüne kadar şehitler verdik, ama bundan sonra olmayacaksa, memnuniyetle ara buluculuk girişimlerinizi tasvip ediyoruz” diye konuştu. Taşgetiren, endişeleri raporlaştırıp ileteceklerini söyledi. MUSTAFA ÇAKIR ‘Özgen’in tercihi ANKARA KESK Genel Başkanı Lami Özgen’in “akil insanlar” heyetinde yer almasına KESK içinden eleştiriler devam ediyor. KESK Mali Sekreteri Ali Berberoğlu’nun ardından bir diğer KESK Yürütme Kurulu üyesi, BasınYayın Sekreteri Baki Çınar da tepkisini dile getirdi. Komisyona katılım kararının KESK’in kurullarında görüşülmediğine dikkat çeken Çınar, “Özgen kişisel tercihte bulunmuştur. Ancak doğru olmamıştır” dedi. Çınar, KESK’in kurullarının KESK genel başkanının da “akil insanlar” heyetinde yer almasına ilişkin bir kararı bulunmadığını söyledi. Balkan Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Özcan Fidan ise heyete tepki gösterdi. Fidan, “Bu akil insanlar toplantılarının yapılması zoruma gidiyor. Türkiye 22 ayrı milletiyle barış içerisinde yaşıyor. Biz zaten kardeşiz. Dağdaki 2 bin kişi ‘Akil kadınlar heyeti oluşturulacak’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından düzenlenen 2. Kürt Kadın Buluşması toplantısı Diyarbakır’da gerçekleştirilirken sonuç bildirgesinde Türk ve Kürt kadınlardan “akil kadınlar heyeti” kurulması kararı alındı. Bildirgede, akil kadınlar heyetinin PKK’nin geri çekilmesi, köye dönüş, Tunceli’de köy koruculuğu yapan kadınların, koruculuktan vazgeçirilmesi gibi konularda rol alması, Cumartesi Anneleri, Roboskili aileleri ziyaret etmesi kararlaştırıldı. Bildiride “Kürdistanlı ve Türkiyeli kadınların ortak bir program çerçevesinde bu çalışmaları yürütmesi” kararı alındı. Erdoğan’dan ‘çalışmalar başlasın’ talimatı Çözüm komisyonu BDP ile kurulacak ERDEM GÜL Aleviler ‘destekliyor’ ama kaygılı ABİDİN YAĞMUR MERSİN Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Genel Başkanı Doğan Demir, Alevilerin barış sürecine destek verdiğini ancak kaygılarının giderilemediğini belirterek, “Bu süreç birilerini başkan yapmak için mi, birilerini kurtarmak için mi, yoksa gerçekten anaların ağlamaması için mi? Bunu bilmek istiyoruz. 75 milyon akil insandır ve bu sürece katılmalıdır” dedi. AKD Akdeniz bölge toplantısı, Mersin Şubesi’nin ev sahipliğinde yapıldı. Toplantı sonrası bir açıklama yapan Demir, partilerin anayasa taslaklarında Alevilerin taleplerine yer vermediğini vurguladı. İÇ ANADOLU HEYETİNDEN PROF. DEDEOĞLU: “Çünkü bizce heyet problemli bir heyettir” diyen Çınar, önemli bir ayrıntıya dikkat çekmek istediğini belirtip “Akil insanlar heyetinin Başbakan’ın talimatlarını yerine getireceği söyleniyor. Bu algı en azından KESK başkanı için geçersizdir. Bırakın KESK başkanını, herhangi bir KESK üyesi dahi AKP’nin yönlendirmesi ile bir çalışma sürdürmez. KESK Genel Başkanı’nın bu sorumlulukla hareket edeceğinden eminiz” dedi. Çınar, Özgen’in “akil insanlar” heyetinde yer almasına tepki olarak KESK’ten istifa olup olmadığı sorusuna da “Kayda değer, bana gelen bir istifa yok” yanıtını verdi. İki anneye de gittik FIRAT KOZOK ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan dün partisinin merkez karar yönetim kurulunu (MKYK) ve merkez yürütme kurulunu (MYK) toplayarak çözüm sürecinde gelinen noktayı değerlendirdi. Toplantıda, süreçten sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile Başbakan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan, süreç ve akil insanların çalışmalarıyla ilgili raporlar çerçevesinde sunum yaptı. Sunumda akil insanların, 10 günlük süre içerisinde yol haritalarını belirleyerek sahaya indikleri, halkla ilk temaslarının olumlu olduğu, destek gördükleri vurgulandı. Toplantıda geçen hafta AKP tarafından “Çözüm Sürecini Değerlendirme Komisyonu” adıyla oluşturulan ve sürecin Meclis ayağı olacak araştırma komisyonu konusunda siyasi karar verildi. Toplantıda CHP ve MHP’nin üye vermeyeceklerini açıkladığı komisyonun, BDP ile kurularak çalışmaya başlaması kararlaştırıldı. Komisyonun üye sayıları içtüzük gereği partilere düşen şekilde olacak. Buna göre komisyonda AKP 10, BDP 1 üye ile temsil edilecek. CHP’nin 4. MHP’nin 2 olan üyelikleri boş kalacak. Komisyona daha sonra istemeleri halinde CHP ve MHP’nin üye verebilecekleri vurgulandı. ANKARA İç Anadolu Bölgesi akil insanlar heyetinden Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, “Gittiğimiz illerde çocuğunu dağda kaybetmiş aileyle de şehit ailesiyle de görüşeceğiz. Düğünlere de katılacağız esnafa da gideceğiz” dedi. Heyetlere yönelik tepkileri anlayışla karşıladığını belirten Dedeoğlu, “Doğal olarak herkesin kafasında soru işaretleri var” diye ekledi. Heyet yarın MHP’nin güçlü olduğu illerden Kayseri’ye gidecek. Temaslarını hafta sonu Konya’da başlatan İç Anadolu grubundan Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dedeoğlu, çalışma yöntemlerini ve izleyecekleri takvimi anlattı. Konya’da iki gün boyunca sivil toplum örgütlerinden esnafa kadar birçok temasta bulunduklarını belirten Dedeoğlu, ilk ziyarete ilişkin izlenimlerini şöyle anlattı: “Konya’da sabah sivil toplum temsilcileriyle görüştük, ardından şöyle bir şey yaptık; çocuğunu dağda kaybetmiş bir aileyle görüşüp onların ruh halini ve süreci destekleyip desteklemediklerini anlamaya çalıştık. Bir de oğlunu PKK ile mücadelede şehit vermiş ailelerle görüştük, onları anlamaya çalıştık. Bu yöntemi diğer illerde de yapacağız. ”