18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 NİSAN 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan bundan sonraki yol haritasını açıkladı: PKK’li Kalkan: 9 İkna olmamız çok zor Haber Merkezi Terör örgütü PKK’nin Kandil Dağı’ndaki yöneticilerinden Duran Kalkan, PKK’nin sınır dışına çekilmesi konusunda, PKK’nin çekilme meraklısı olmadığını, halihazırda çekilme pozisyonuna geçmiş olma durumunun da söz konusu olmadığını söyledi. Kürt televizyonu Sterk TV’ye konuşan Kalkan, PKK’nin Kandil yönetimi üzerinde büyük bir baskı olduğunu söyleyerek Kuzey Irak’taki PKK’lilerin Türkiye’ye girmek için baskı yaptıklarını belirtti. Kalkan, “Önder Apo’ya özgürlük istiyor. Kürt sorununun çözüm sürecinin başlamasını istiyor. Kürt kimliğinin tanınmasını, Kürtlere adil, insanca, eşit davranılmasını istiyor. Bunları görmeden gerillanın çekilmeye ikna edilmesi zordur. Gerilla çekilme meraklısı değil. Güle oynayarak kimse çekilmek falan istemiyor. Tersi geçerlidir. Güneydeki de kuzeye gitmek istiyoruz diyor. Müthiş bir baskı var dayatma var yönetimimiz üzerinde. Eğer süreç ilerlemez, önder Apo’nun daha açık bir hitabı gelişmezse yönetimimizin bu konuda çok zorlanacağı, bu tutumların önünde set çekemeyeceği söylenebilir” dedi. Kalkan, krizin hükümetin yeterli adımları atmamasından doğduğunu söyledi. 5. heyet ‘çekilme planı’ ile dönecek AYŞE SAYIN ‘Paket Hukuku’ Yargı paketleri “hukukta” bir yeniliktir. Zanlılara, muhtemel suçlulara, sanıklara, hükümlülere diyorsunuz ki, “bugünkü duruma göre sen belki zanlısın, sanıksın, hükümlüsün ama bir bekle bakalım, belki yarın bir paket daha çıkar serbest kalırsın.” “Duruma göre hukuku” deniliyor buna. ??? İktidar partisinin ihtiyaçlarına göre şekillenen bu “hukukun”, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarından kaçınabilmek gibi bir zorunluluğa göre de hazırlandığı, önemli bazı konularda topu yargıçlara atarak “paket tamamdır, yargıç bildiğini okumakta serbesttir” esasına göre fiyonklandığı da ortada. Paketlerin çok amaçlı olduğu, bir yandan demokratikleşme masalını zenginleştirmekte işlev görürken, zamana yayılmış bir umudun canlı tutulmasını da sağladığı, pazarlıklarda fena halde işe yaradığı, paket hukukuna göre yargılananların aynı hukuk uyarınca serbest bırakılarak barışa fena halde hizmet edildiği de gözlerden uzak tutulamaz. ??? Bu paket hukukunda tüm işler güçler tamamlandıktan sonra, örneğin “başkanlık sorunu” çözüldükten, yargılananların giyecekleri hüküm kadar tutuklu kaldıkları anlaşıldıktan sonra yeni bir paketin gündeme geleceği ve memlekette “Başkan Baba Huzuru”nun tam olarak sağlanacağı da iddialar arasında bir umut buketi olarak yer almaktadır. Bugünlerde sık sık dile getiriliyor bu da... Gerçi daha yapılacak işler vardır. Henüz avukatların işi bitirilememiş, inat eden hukukçular hizaya getirilememiş, kahhar bir çoğunlukla yönetime gelen İstanbul Barosu yönetimi görevden alınıp içeri tıkılamamıştır ama olsun her şeyin bir zamanı vardır ve söylendiği gibi “her şey planlandığı gibi gitmektedir.” ??? Evet, her şey zamanına göre gündeme gelmekte ve yerine getirilmektedir. Paket paket hukuk da bu zamanın, zamanlamanın icaplarına göre 4 tamam, 5, 6, 7 diye gidebilecektir. Muhalefet partileri, paketleri didik didik eden uzman hukukçular ve gazeteciler de bu durumu aslında açıklıkla dile getiriyorlar. Dile getirilmeyen paket hukukunun hukukla ilişkisidir. Var mı böyle bir ilişki? Paket hukukunun hukukla değil, ustalığını süren iktidarın siyaseti ile sıkı ilişkisi vardır. Yoksa “bir şiir okuduğu için zulmedilen siyasetçiler, 28 Şubat’ta zulme uğrayanlar” edebiyatı yükseldikçe içerdeki öğrencilerin, aydınların, sendikacıların, avukatların, gazetecilerin sayısı artar mıydı? Paketler demokratikleşmenin somut simgesidir. Her paketten sonra hapishanelere bakılıyor, içerde ne kadar var, dışarda ne kadar kaldı, hesaplanıyor. Paket hukukunda, girdikçe çıkanların sayısındaki aritmetik artış demokratikleşmeyi, içerdekilerin kaldıkları sürenin uzunluğu demokratikleşmenin yoğunluğunu gösterecektir, göstermektedir. ??? Şimdi belki anlamıyorsunuz ve büyük umutlarla paketlerin sayısına ve fiyonkların güzelliğine bakıyorsunuz ama hapishaneler doldurulup doldurulup boşaltılarak ilerletilen demokrasinin bu paket hukukuna ne kadar çok şey borçlu olduğunu günün birinde siz de anlayacaksınız! Anlayacaksınız da iş işten geçmiş olacak o zaman. 18. paketi beklerken siz, memleket tam anlamıyla sarıp sarmalanacak, bir güzel paketlenecek ve üzerine TC damgası bile vurulmuş olacaktır. Sonraki paket artık sizin için değildir. Çocuklarınız ve torunlarınız içindir onlar. Şekerli, şerbetli, pazubentli ve bir de yerli VW olursa yollarda o paketlerin tadından yenmeyecektir. İzmir’de çatlak Heyet ilk gün bölündü EMRE DÖKER HİCRAN ÖZDAMAR ANKARA BDP’nin İmralı heyetinde yer alan Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Kandil’den Abdullah Öcalan’a iletilen yanıt doğrultusunda, birkaç gün içinde yeniden adaya gideceklerini ve “geri çekilme planı” ile döneceklerini açıkladı. Buldan, bu sürecin mutlaka başarıya ulaşması gerektiğini belirterek “En ufak olumsuzluk felakete neden olur” dedi. Hükümet ile PKKÖcalan arasında yürütülen müzakerelerin önemli isimlerinden Pervin Buldan, çözüm sürecinin yol haritası hakkında bilgi verdi. PKK yöneticilerinden Duran Kalkan’ın örgütün “çekilme pozisyonu”na geçmediği açıklamalarının yankıları sürerken Buldan da çekilmenin başlaması ve nasıl olacağı konusunun Öcalan’a birkaç gün içinde yapacakları İmralı ziyaretinde netleşeceğini söyledi. Kandil’in çekilme süreciyle ilgili yanıtının Öcalan’a ulaştığını anlatan Buldan, bundan sonraki süreci şöyle anlattı: “Heyetimiz pazartesi günü İmralı’ya gidebilir. Bize henüz bilgi verilmedi ama bu ziyaretin bir an önce olması gerekiyor. Öcalan’a nasıl bir mektubun gittiğini biz bilmiyoruz. Kapalı zarfla gitti. Ama sanıldığı gibi Avrupa kanadına bir mektup gitmiş değil. Sadece Kandil’e gitti ve Kandil’den yanıt geldi. Heyet ÖCALAN’A DAVETİYE Buldan, bu hafta içinde olması beklenen 5. İmralı ziyaretinde Abdullah Öcalan’a, İsviçre’de 60 dolayındaki sosyalist partinin düzenlediği 1 Mayıs etkinliğine “ana konuşmacı” olarak çağrıldığı davetiyeyi de götüreceklerini bildirdi. Buldan, Öcalan’ın bu davete karşılık da İsviçre’deki etkinlikte okunmak üzere yine kendileri aracılığıyla bir “mesaj” gönderebileceğini ifade etti. adaya gittiğinde Öcalan’ın mektuba cevabına ilişkin değerlendirmeleriyle dönecek. Öcalan’ın çekilmenin nasıl olacağı konusunda çağrı yapmasını bekliyoruz. Çekilmenin ayrıntıları ve nasıl olacağına ilişkin Kandil’e bir mektup gidecek. Bütün ayrıntılar orada olacak.” Hükümetin süreçle ilgili net bir takvimlendirme yapmadığını ifade eden Buldan, bu durumun da belirsizliğe yol açtığına işaret etti. “Her şey anlık gelişiyor” diyen Buldan, kendilerinin çözüm sürecini “3 aşamalı” olarak öngördüklerini söyledi. Süreçle ilgili birinci aşamanın “ çekilmenin tamamlanması” ile biteceğini belirten Buldan, “İkinci aşamada yol temizliği dediğimiz, demokratikleşmeye dönük yasal düzenlemeler yapılacak. Anayasa değişikliğinden Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda yapılacak düzenlemelere; Kürtlerin özgürlük, eşitlik taleplerinin karşılanacağı düzenlemelere; anadili taleplerini karşılayacak düzenlemelere kadar bir dizi yasal değişiklik yapılması gerekiyor” dedi. Buldan PKK içindeki “orta kademenin” rahatsızlığının temel kaynağını oluşturan “yasal güvence” konusunun da yine sürecin ikinci aşamasında gündeme geleceğini ifade etti. Buldan, “Üçüncü aşama ise normalleşme dediğimiz aşama olacak. Bu süreçte, yurtdışına gitmek isteyenlere güvenli ortamın sağlanması veya evlerine dönmek isteyen gerillalara bu imkânın sağlanması gerekiyor. Siyasi yaşama katılım süreçleri olacak” görüşünü dile getirdi. 2 ay yetmez Meclis’te “araştırma komisyonu” kurulmasını ve akil insanlar heyeti oluşturulmasını olumlu bulduklarını ifade eden Buldan, ancak akil insanlar heyetine Başbakan Tayyip Erdoğan’ın verdiği 2 aylık sürenin yetersiz olduğuna dikkat çekti. Heyetin, çekilme dahil, sürecin gözlemcisi olması gerektiğini ve 2. aşama tamamlanana kadar da görev yapması gerektiğini belirten Buldan, “Belki de süreç 2 yıl devam edecek. Akil insanlar heyeti, sadece bu süreçte değil, normalleşme sürecine kadar görev yapmalı. Heyetten bazı isimlerle yaptığım görüşmeye göre onlar da süre uzatılmasını talep etmeyi planlıyormuş” dedi. Buldan, akil insanlar heyetinin Erdoğan’a birinci ayın sonunda bir “ara rapor” vereceğini, 2 ayın sonrasında da tüm yapılan çalışmalarla ilgili ayrıntılı rapor sunacağını anlattı. Murat Karayılan’ın, İmralı’dan “doğrudan görüşme isteği”nin şu anda gerçekleşmesinin zor göründüğünü ancak ilerleyen aşamada mutlaka bire bir görüşmenin sağlanması gerektiğini kaydeden Buldan, “Müzakere süreci diyorsak, taraflar karşılıklı olarak görüşebilmeli. Şu anda üç milletvekili aracılık yapıyor ama Öcalan, örgütüyle direkt temas kurabilmeli. Kandil’den bir heyet gidebilir ya da telekonferans sistemi olabilir. Görüşmeler bire bir yürütülürse süreç daha sağlıklı işler” dedi. KILIÇDAROĞLU, ZONGULDAK’TA BAŞKANLIK SİSTEMİNİ VE SÜRECİ YORUMLADI: Sevsinler akil adamlığınızı ZONGULDAK (AA) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin “Bu parlamento, rejim değişikliğinin altına imza atacak parlamento değildir” dedi. Karaman beldesinde partililerce karşılanan Kılıçdaroğlu, çay içtiği kahvehanede gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, “ Bu parlamento, rejim değişikliğinin altına imza atacak parlamento değildir. Başkanlık sistemi Recep Bey içindir, bu parlamentoda bu sistem geçmez. Recep Tayyip Erdoğan değil, kim gelirse gelsin geçmez” ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, 4. yargı paketiyle ilgili soru üzerine, paketi yeterli bulmadığını söyledi. Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle’nin kendisini ziyarete geldiğini, yargı paketiyle demokrasi ve özgürlük alanının genişleyeceğini söyleyerek destek istediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Ben de kendisine şunu söylemiştim: Her yargı reform paketinden sonra hapisteki gazeteci sayısı arttı. Bu yargı paketiyle hapisteki gazeteci sayısı düşüyor mu? Hayır. Hangisi reform olarak kabul edilebilir ki? Hiçbirisi” dedi. Kılıçdaroğlu, “Murat Karayılan’ın siyasete girme ve İmralı’ya gidecek heyette bulunma isteğine yönelik” soruya ise “PKK’nin muhatabı Recep Tayyip Erdoğan’dır, bu soruları ona sormanız gerekir” yanıtını verdi. Partisinin il başkanlığını ziyaret eden İZMİR Akil insanlar komisyonu, sürece en fazla karşı çıkılan Ege Bölgesi’ndeki iki günlük programına dün İzmir’de başlarken ilk gün bölündü. Heyet Başkanı Tarhan Erdem, ilk olarak dün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu ziyaret etti. Daha sonra İzmir Palas Oteli’nde toplanan üyeler, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Aynı komisyonda yer alan Baskın Oran’ın, önceki gün katıldığı bir etkinlikteki “Güneydoğu Bölgesi eğer özerk olacaksa, bölge meclisi kurulacaksa, İzmir de Ege Bölgesi’nin merkezi olacaktır. Diğer bölgeler de olacaktır. Aksi halde kavga devam eder” sözlerine katılmadığını belirten Komisyon Başkanı Tarhan Erdem, “Bütün bu kavramlar değişik devletlerin yönetim sisteminde kullandıkları kavramlar. O ülkeler için bir anlamı var. Türkiye için kullandığınız zaman yanlış bir şeyi söylemiş oluyorsunuz” dedi. Daha sonra Tarihi Kemeraltı Çarşısı’ndaki Kızlarağası Hanı’nı ziyaret eden 8 kişilik heyet, yurttaşlara sorularını yöneltti. Sürece tedirgin yaklaştıkları görülen İzmirli yurttaşlar ise PKK lideri Abdullah Öcalan’ın serbest kalıp kalmayacağına ilişkin tereddütlerini dile getirdi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, çay içtiği kahvehanede soruları yanıtladı. (AA) Kılıçdaroğlu, 100. Yıl Şehirlerarası Otobüs Terminali’ndeki törenin ardından Kozlu beldesi sahil yolundaki Atıksu Arıtma Tesisi’nin açılışına katıldı. Türkiye Cumhuriyeti ibaresinin tabelalardan silindiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Bunların kültürü takıyye kültürüdür, yani yalan üzerine inşa edilmiş bir kültürdür. En kutsal değerleri istismar etmekte kimse bunların eline su dökemez. ‘Cumhuriyet, cumhuriyet’ dediler, geldiler önce Türkiye Cumhuriyeti’ni silmeye kalktılar. Erbakan’ı arkadan hançerleyenler yine bunlar oldu” diye konuştu. Önemli olan “Barışı nasıl sağlayaca ğız?” sorusunun cevabını bulmak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, akil insanlar komisyonlarına ilişkin şunları kaydetti: “Siz hiç siyasi otoritenin emrinde, onun söylediğini Türkiye’de seslendirmek için görevlendirilen kişilere ‘akil adam’ dendiğini duydunuz mu? Başka bir ülkede böyle bir saçmalık olabilir mi? Akil adam, ‘aklını kiraya vermeyen, siyasi otoritenin emrine girmeyen, vatandaşın dertlerini özgürce dile getiren adam’ demektir. Akil adam papağanın yaptığını yapmaz, birisinin söylediğini aynı tekrar etmek için Türkiye’yi gezmez. Akil adammış, sevsinler sizin akil adamlığınızı.” ÖZGEN’İN ÇEKİLMESİ İSTENDİ ‘KESK’e zarar veriyor’ MUSTAFA ÇAKIR İnanır: Bu topraklar barışa layık Akil İnsanlar Marmara Bölgesi Heyeti ilk geniş katılımlı toplantısını Esenler’de yaptı Öte yandan, Akil İnsanlar Akdeniz Bölgesi Heyeti, Burdur Valisi Nurettin Yılmaz’ı makamında ziyaret etti. Kadir İnanır özgür ve demokratik bir ülkede hep beraber, elleri birleştirerek mutluluğu yakalamak istediklerini ifade etti. Heyette bulunan Kadir İnanır “Bütün kavgamız bu. Kardeşliğin şarkılarını söylemek istiyoruz, mutluluk marşları söylemek istiyoruz. Bu topraklar barışa layık” dedi. ‘Adımız simgesel, halka inanıyoruz’ ÖZLEM GÜVEMLİ Akil İnsanlar Marmara Bölgesi Heyeti dün MemurSen’e bağlı sendikaların 12 ildeki yaklaşık 400 şube yöneticisi ile İstanbul’da bir araya geldi. Heyetin başkanı Prof.Dr. Deniz Ülke Arıboğan “Bizim akilliğimiz simgesel Türk halkının akilliği ile bu sorunun çözüleceğine inanıyo ruz, halkın akilliğine güveniyoruz” dedi. Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Prof. Dr. Mithat Sancar, Levent Korkut, Ali Bayramoğlu, Ahmet Gündoğdu, Hayrettin Karaman, Hülya Koçyiğit ve Yücel Sayman’dan oluşan heyet ilk geniş katılımlı toplantısını Esenler Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. Toplantının açılışını yapan heyet üyesi MemurSen Başkanı Gündoğdu kırmızı çizgilerinin “şehitlerin ruhunu incitmemek” olduğunu belirtti. Bölgede kız ve erkekler için ayrı okulların yeniden açılmasını, din görevlilerinin etkin rol oynamasını önerdi. Yazar Ali Bayramoğlu da Türkiye’de “enerji birikiminin” had safhasında olduğunu belirterek “Bölünmeden önceki son du raktayız” yorumunu yaptı. Hukukçu Prof. Dr. Yücel Sayman ise ölümün ve öldürmenin kutsallaştırıldığını, siyasetin ölüm üzerine kurulu olduğunu belirterek “Barışa seyirci olmaktan çıkıp parçası olalım” dedi. Toplantıya katılanlar arasında sürece destek verenler de kamuda türban özgürlüğü için mücadele edilmesini isteyenler de oldu. ANKARA KESK Genel Başkanı Lami Özgen’in “akil insanlar” heyetinde yer alması KESK yönetiminde görüş ayrılığı yarattı. KESK Yürütme Kurulu üyesi, Mali Sekreter Ali Berberoğlu, “Genel başkan da olsa KESK’i AKP’nin peşine takamaz” diyerek Özgen’in komisyondan çekilmesini istedi. KESK’in kurulları olduğunu belirten Berberoğlu, “Bu konuda yürütme kurulu dahil, genel meclis dahil, buraya gidilsin diye alınmış bir karar yoktur. Lami Özgen’in heyette yer aldığını ben de bir yürütme kurulu üyesi olarak internetten öğrendim” dedi. “KESK’e bedel ödetmek isteyenler, bugün KESK’in genel başkanını akil insanlar komisyonuna çağırmıştır” diyen Berberoğlu, KESK’in yapacağı ya da söyleyeceği bir şey için “AKP’nin akil insanlar komisyonuna” gereksinimi olmadığını belirtti. Berberoğlu, Lami Özgen’in “akil insanlar” komisyonunda yer alması nedeniyle KESK içerisinde rahatsızlık olduğunu söyledi. Üyelerin büyük çoğunluğunun Özgen’in komisyondan çekilmesini istediğini belirten Berberoğlu, “Genel başkan da olsa KESK’i AKP’nin peşine takamaz. KESK’e zarar veriyor” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle