18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 NİSAN 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 13 Venezüella’da seçim zamanı ülkede devrimci liderin politik mirasçısı Maduro’ya destek büyük ‘Chavez kampanyası’ Sağın ENGİN DEMİRİZ ‘Irkçılığa hayır’ Chavez’in yaşamını yitirmesi sonrasında ilk kez sandık başına gidilen olivarcı devrimin önderi Hugo Chavez’in ölümünün ardından Venezüella bugün yeniden seçime gidiyor. 7 Ekim 2012’de Chavez sağın adayı Capriles Radonsky’e karşı ezici bir farkla seçimi kazanmıştı. Ancak yeni döneme başlayamadan hastalığı yinelemişti. Küba’da yeniden ameliyat olması gerektiğini öğrendiğinde doktorlara rağmen ülkeye geri dönmüş ve televizyondan halka seslenerek devrimi korumalarını, geri dönemeyecek olursa yerine Dışişleri Bakanı ve Başkan Yardımcısı Nicolas Maduro’yu seçmelerini dileyen bir konuşma yapmıştı. Devrimin tek bir insana bağlı olmadığını, etkin bir yönetici kadronun işbaşında olduğunu vurgulamıştı. Venezüella halkı sevdiği önderinin ardından onun dilediği gibi birlikteliği bozmadan Maduro’yu aday olarak benimsedi. Maduro, 50 yaşında eski bir otobüs şöförü. Militan bir aileden geliyor, gençlik yıllarında Küba devriminin etkisiyle devrimci hareketlere, daha sonra sendikal mücadeleye katılmış bir Marksist. Aynı zamanda bir rock grubunun basçısı. Chavez’le o hapisteyken tanışır, eşi Clia Flores o sırada Chavez’in avukatıdır. 1993’te başlayan yoldaşlıkları ölümüne dek sürer. Bolivarcı devrim sürecinde önce yeni anayasayı yapacak olan kurucu meclise katılır, 1 yıl sonra milletvekili seçilir. 2006’da 6 yıldan fazla sürecek olan dışişleri bakanlığı görevini üstlenir. Chavez’le birlikte Latin Amerika’nın birliği için UNASUR, CELAC gibi pek çok oluşu B reci hükümet ve devrimci kadrolar arasındaki birliği koruyarak başarıyla yönetmişti. Başkan Babalığa Doğru Doludizgin Hafta içinde iki toplantıya katıldım. İlki; Marmara Grubu Vakfı’nca düzenlenen 16. Avrasya Ekonomik Zirvesi’nin “Modernleşme ve Kadın” paneliydi. Panelin moderatörlüğünü ben yaptım. Türkiye’nin önde gelen kadın sivil toplum kuruluşları ile toplantıda bir araya geldik. Kahve molasında, etkili STÖ temsilcilerinden biriyle konuşurken kendisine şu soruyu yönelttim: “AKP iktidarı kadın örgütlerini de bertaraf etti. ’80 ortamında dahi kadın STÖ’leri çok etkindi. Kadının siyasete katılımı, eğitim, doğum kontrolü gibi konularda tabanda pek çok örgüt, siyasi partilerden daha büyük faaliyet gösteriyor; kamuoyu oluşturuyordu. Medeni yasa değişikleri örneğin kadın örgütlerinin eseri. Ancak son yıllarda kadınların sesi de kesildi. Kürtaj dışında kadın STÖ’lerinden hiç ses yükselmiyor. Ne oluyor? Gerçek bu kadar karanlık mı? Ben mi yanılıyorum?” “Durum maalesef tam da sizin tarif ettiğiniz gibi…” yanıtını verdi muhatabım: “Kimi sustu, kimi de başbakan karşısında bir güç tapınmasına kapıldı. Hiç ummadığım kadınlardan; ‘Tapılacak adam!’ türü ifadeler duyuyorum!” Ertesi gün, iş çevrelerinin bir araya geldiği bir başka önemli toplantıda bulundum. Ankara’yı yakından izleyen bir gözlemciyle başbakanın bu kaygı veren “güç birikimini” konuştum. “Durum özetle Menderes’in son yılları gibi mi?” dedim safça… “Ne Menderes’i?” diye güldü konuştuğum kişi: “Elinde tuttuğu iktidar itibarıyla, günümüz Erdoğan’ını yalnız Atatürk’le karşılaştırabilirsin!” Bir çeşit yani “millli şef” durumu... Atatürk haliyle ulusal kahramandı. Dönem farklıydı… Bunlar başka konular. Buradaki göndermeye yalnız iki liderin elinde tuttuğu “iktidarın çapını” tarif etmek açısından başvurulmaktaydı... Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk’ün iradesine karşı çıkmak nasıl düşünülmez idiyse, Erdoğan’ın iradesine karşı çıkmak da anlaşılan Ankara’da o derece düşünülemez hal almış! Aynı toplantıda karşılaştığım bir işadamı hemen arkadan “TÜSİAD”ın süreçte hepten pasifize edildiğini belirtti. “TÜSİAD’ın demokratikleşme gibi konularda son dönemde hiç çıkış yaptığını duyuyor musunuz” sorusunu sorduktan sonra ekledi: “Türkiye’de bugüne değin hep ön safta bulunmuş olan bu önemli sivil toplum örgütünün sesi de kesildi.” Bunları neden anlatıyorum? Başkanlık ve yarı başkanlık sistemlerinin tartışıldığı iklimi tanımlamak için. De facto “başkanlık” “şeflik!” moduna geçilmiş zaten. İstenen bundan böyle fiili duruma hukuki çerçeve kazandırmak! Medya ve yargının durumları ortada… Etkili ve güçlü sivil toplum örgütleri de birer birer teslim bayraklarını çekmişler. Çatlak sesler ayıklanmış. Büyük sükut ortamında şimdi artık “başkan babamız sisteminin” inşası bekleniyor. Erdoğan’ı yurtdışında izlediğinizde fiiliyatta zaten “milli şef” de değil bir modern zamanlar “Muhteşem Süleyman”ı havasının estirildiğini görüyorsunuz. Geçen yılın mayısında başbakanın Roma çıkarmasına ben doğrudan tanık oldum. Kent merkezinde trafiği felç eden güvenlik konvoyu, ambulanslar, tepede vızır vızır uçuşan helikopterler, Romalıların “Ne oluyor? papa mı geçiyor? Tantanası bol papa bile bize bunca eziyet çektirmez!” yorumlarına yol açtı... Yaz sonu Kırım’a gittim. Yalta’da bir konferans için gene Erdoğan beklenmekteydi. Uluslararsı bir toplantıya katılacak Türk Başbakan’ın “otel rezervasyonu” içinden çıkılmaz bir protokol bunalımına dönüşmüştü. Kentte bir beş yıldızlı otel vardı. Ondan da başbakan için, “80 oda” istenmekteydi! Bu dev heyetin hikmeti çözülememişti. Kentteki biricik lüks otelden talep edilen odaların hepsinin Erdoğan’a verilmesi halinde, diğer delegasyonlar açıkta kalmaktaydı… Bu kış sonra İspanya’ya gittim. Orada da İspanya’nın bir önceki Brezilya büyükelçisi ile tanıştım. Adam Türk olduğumu öğrenir öğrenmez Erdoğan’ın Brezilya seferini anlattı: “Sizin başbakanınızla benim başbakanımın (o dönem Medeniyetler İttifakı eşbaşkanı Zapatero) Brezilya gezisinde havaalanına inişleri çakıştı. Havaalanına gidince ne göreyim? 50 arabalık dev bir kortej, Erdoğan’ı bekliyor! Korumalar, ambulanslar… Şaşırdım. Bizim başbakanı bekleyen araba sayısı sadece 5’ti!” O İspanya ki… Güney Amerika’da muazzam bir imparatorluk kurmuş. O coğrafyada itibarına acayip önem veriyor. Buna karşın İspanya başbakanı, gittiği ülkeden ‘5 arabadan’ büyük konvoy talep etmiyor. İspanya’nın da ETA’sı, şusu busu, onca... güvenlik sorunu var. Ama garibime, 5 araba yetiyor. Neden? Vergi mükelleflerine fatura edilecek bu minval harcamalarda, demokratik ülke başbakanlarının bunca keyfi tasarrufları bulunmuyor çünkü… Erdoğan bir demokratik ülke başbakanı gibi değil, nicedir zaten bir “başkan baba” gibi davranıyor. İçte ve dışta bir “Başkan Baba” tarzı benimsiyor. O olayı kafasında çoktan bitirmiş! Bize de uzaktan yalnız bir film gibi olanları izlemek kalıyor. AA A lmanya’nın Münih kenti dün ırkçılık karşıtı gösteriye sahne oldu. Binlerce kişinin katıldığı eylemde aşırı sağcı NSU örgütünün saldırılarında yaşamını yitirenlerin fotoğrafları da taşındı. NSU’nun 8’i Türk 10 kişiyi katletmesine ilişkin dava gelecek çarşamba başlayacak. ABDRusya ‘kara liste’ savaşı Dış Haberler Servisi ABD’nin insan hakları ihlallerinde bulunmakla suçladığı ve ülkeye giriş yasağı koyduğu 18 Rus bürokratını ismini önceki gün yayımlamasına Rusya’dan misilleme geldi. Rusya Dışişleri Bakanlığı, dün vatandaşlarının hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesinden sorumlu tuttuğu 18 ABD bürokratının isminin bulunduğu listeyi yayımladı. Bu kişilerin Rusya’ya girmelerinin yasaklandığını belirten Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksandr Lukaşeviç, ABD’nin listeyi yayımlamasın şantaj olarak nitelerken bunun ikili ilişkilere darbe vurduğunu belirtti. Rusya’nın açıkladığı listede, eski Beyaz Saray yöneticisi ile adalet bakanlığı danışmanı ve eski iki Guantanamo komutanı da bulunuyor. ABD’nin listesinde ise Magnitski davasına adı karışan Rus yargıçlar ve adalet bakanlığı yetkililerinin isimleri yer alıyor. Hermitage Capital Management Fonu avukatlarından Sergey Magnitski’nin, 2009’da Rusya’da gözaltındayken hayatını kaybetmesinin ardından ABD ve Avrupa ülkeleri, Rusya’nın gözaltı süresince gerekli önlemleri almadığını savunarak sorumlu bürokratların cezalandırılmasını istemişti. 2012 yılında ABD’de kabul edilen Magnitsky Yasası, insan hakları ihlallerinde bulunduğu belirtilen Rus bürokratların ABD’ye girişinin engellenmesi de dahil bir dizi yaptırımların hayata geçirilmesini öngörüyor. Rusya ise buna yanıt niteliğindeki Dima Yakovlev Yasası’nı kabul etti. Söz konusu yasa, ABD’de bir aileye evlatlık verildikten sonra ihmalkârlık sonucu 18 aylıkken hayatını kaybeden Rus Dima Yakovlev’in adıyla anılıyor ve Rus çocuklarının ABD vatandaşlarına evlat verilmesini de yasaklıyor. 6 ay önceki seçimde sağın adayı Radonsky bu kez Maduro’ya karşı. Radonsky, daha altı ay önce politikasını eleştirdiği “diktatör” Chavez’i şimdi Venezüella’ya kazandırdıkları için övüyor, ardından gelenlerin onun 14 yılda yaptığını yüz günde yıktıklarını iddia ediyor. 2002’de Chavez’e karşı düzenlenen ve ancak 48 saat süren darbe girişiminde Küba elçiliğine saldıran grubun Radonsky (yanda) lideri Radonsky bugün, barrio’larda yokliderliğindeki sağ sullara sağlık hizmeti veren Kübalı dokoy toplamak adına torlara teşekkür ediyor, onlara vatandaşyıllar boyu eleştirdiği lık verilmesini istiyor. Sağın tek argümanı Maduro’nun Chavez’in yerini dolduraChavez’i bu kez mayacağı savı. överken Maduro’nun Maduro, bugün Chavez’in politik mirasçısı ve Bolivarcı devrimin yeni önderi olaonun yerini başkanlık seçimlerine katılacak. Otodolduramayacağını rak büs şoförlüğünden geldiğini ima ederek onu savunuyor (AP) küçümseyen muhalefete inat seçim gezilerine kendi kullandığı bir otobüsle katılan Maduro anketlerde önde görülüyor. Madumun hayata geçmesini sağlar. ro perşembe günü Caracas mitingiyle seçim ice’ı kaçırtan bakan kampanyasını bitirdi. Arjantinli bir gazeteBir Amerikan Devletler Topluluğu toplan ci, Chavez’in 6 ay önceki kapanış mitingini tısında Venezüella’da insan hakları ihlallerin anımsatan görkemli toplantı için “Sanki deja den söz ederek Chavez’i eleştiren dönemin vu gibiydi. Yine kentin 7 ana arteri kızıla ABD Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice’a boyanmıştı” diyor. Mitinge sırtında 10 nuABD’nin dünyada demokrasi adına yaptı mara yazılı kırmızı gömleğiyle katılan ünlü ğı ihlalleri sıralayarak verdiği yanıt bakanın futbolcu Maradona, Maduro’nun yanındaytoplantıyı terk etmesine, Maduro’nun da böl dı. Maradona’nın forma numarası 10 Chagede saygınlığının artmasına neden olmuştu. vezciler için başka bir anlam taşıyor. Bu seChavez’in hastalığı sırasında başkanlık göre çimlerde 10 milyon oy alarak Comandante’yi vini üslenmiş, ölümüne dek geçen zorlu sü onurlandırmak istiyorlar. ‘Atatürk’ün iktidarı gibi!’ R Mübarek davasında hâkim krizi Dış Haberler Servisi Mısır’ın devrik lideri Hüsnü Mübarek dün yeniden yargı önüne çıkarken mahkeme başkanının davadan çekilmesi tartışmalara neden oldu. Halk isyanı sırasında göstericilerin öldürülmesi emrini vermekle suçlanan Mübarek, temyiz mahkemesinin davanın yeniden görülmesi kararının ardından dün başkent Kahire’de ikinci kez hâkim karşısına çıktı. Ancak hâkim Mustafa Abdullah davadan çekilirken dosyayı İstinaf Mahkemesi’ne gönderdiğini bildirdi. Kimi kaynaklar çekilme kararına gerekçe olarak hâkimin “kendisini tedirgin hissetmesini” gösterdiğini duyurdu. Dava için yeni bir heyet atanacağı belirtilirken Mübarek yandaşlarının yanı sıra karşıtları da sürecin belirsizliğe gireceği gerekçesiyle mahkemeye tepki gösterdi. Mahkeme binası önünde taraflar ara Mayınlı alana girdiler Suriye sınırında gergin saatler Yurt Haberler Servisi Mardin’in Nusaybin ilçesi karşısında bulunan Suriye’nin Kamışlı kentinde yaşanan çatışmalar nedeniyle dün sınırda hareketlilik yaşandı. Olaylardan kaçmak isteyen bir grubun Türkiye sınırına gelmesi üzerine sınırda asker ve polis tarafından sıkı güvenlik önlemleri alındı. Kamışlı’dan gelen silah sesleri üzerine burada akrabaları bulunan Nusaybinliler de sınıra akın etti. Bir grup sınırdaki mayınlı alana girip karşıdaki yakınlarıyla konuşmak istemesine güvenlik güçleri engel oldu. Askerler, mayınlı alana girmek isteyenleri zırhlı araçtan Kürtçe, uzaklaşmaları ve bulunduklarını alanların tehlikeli olduğu yönünde anonslar yaptı. Uyarılar üzerine vatandaşlar mayınlı alandan çıktı. Mübarek diğer duruşmalarda olduğu gibi dün de kafes içindeydi. (Fotoğraf: AP) sında çatışmalar yaşandı. Hakim Abdullah, geçen ekim ayında, 2011’deki halk ayaklanması sırasında göstericilere develerle saldırı düzenlenmesine ilişkin davada sanıklardan 24’ü hakkında beraat kararı vermişti. Karar kamuoyunda tartışmalara yol açmıştı. Tantanası papayı aştı ‘Pyongyang’ı ikna et’ çağrısı Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Güney Kore’den sonra Çin’e geçerken Pekin’den Kuzey Kore konusunda destek istedi. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya gelen Kerry, “dünyanın, bazı çok zor meseleler nedeniyle kritik bir dönemden geçtiğini” belirterek bunları “Kore Yarımadası’ndaki gerilim, İran, nükleer silahlar, Suriye ve Ortadoğu, dünya çapında canlandırılması gereken ekonomiler” olarak sıraladı. Görüşmelerde her iki ülkenin Kore Yarımadası’nın nükleer silahlardan arındırılması yönünde barışçıl yolların bulunmasına bağlı oldukları mesajını paylaştıkları belirtildi. Kerry, Pyongyang ile yakın müttefik Çin’e, bölgenin nükleer silahlardan arındırılması amacına atfen “eğer politikanız buysa, bunu daha etkili kılmak zorundasınız” çağrısında bulundu. Filipinler ise K. Kore ile savaşa girmesi halinde ABD’ye üs verebileceğini duyurdu. İtalyan gazeteciler serbest Suriye’den kaçış sürüyor. (AFP) Dış Haberler Servisi Suriye’nin kuzeyinde geçen hafta kaçırılan 4 İtalyan gazetecinin serbest bırakıldığı, durumlarının iyi olduğu bildirildi. İtalyan kaynaklar gazetecilerin Türkiye’de olduklarını duyurdu. Bu arada İsrail, Suriye’den önceki gün Golan Tepeleri’ne yapılan top atışına misillemede bulunurken Şam’ı BM’ye şikâyet etti. Suriyeli muhalif kaynaklar dün İdlib yakınlarında ordunun hava operasyonlarında aralarında çocukların da olduğu 12 kişinin öldüğünü savundu. Halep’te ise bir Kürt’ün muhalif cepheden köktendinci militanlar tarafından işkenceye uğradığı, katledildiği gelen bilgiler arasında. İSTANBUL CUMOK Tur Tarihi: 0405 Mayıs 2013 1. Gün / Cuma: İSTANBULSAFRANBOLU 00.00 İncirli Boyner Önü 00.30 Mecidiyeköy Eski Ali Sami Yen Önü 01.00 Kadıköy Evlendirme Dairesi Önü 2. Gün / Cumartesi: SAFRANBOLUYÖRÜKKÖY Yol üzerinde gerekli molaları vererek sabah 07.00 civarında Safranbolu’ya ulaşıyoruz. Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından kısa bir dinlenme sonrası ile Yörükköy ile gezimize başlıyoruz. Sipahioğlu Evi, tarihi çamaşırhaneyi ve tarihi sokakları gezip Safranbolu’ya döneceğiz. Safranbolu gezimize Hıdırlık Tepesi’nden Safranbolu’nın panoramik görüntüsü ile başlıyoruz. Daha sonra Kaymakamlar Konağı’nı (müze) gezip öğle yemeğimizi alıyoruz. Yemekten sonra otelimize yerleşip gezimize Cinci Hanı, Köprülü Mehmet Paşa Camii ve Güneş Saati ile devam edeceğiz. Tarihi Saat Kulesi’ni ve müzeyi gezdikten sonra Yemeniciler Arastası’nda alışveriş için serbest zaman verip Safranbolu gezimizi bitiriyoruz. Akşam yemeği ve konaklama tarihi merkezdeki otelimizde. 3. Gün / Pazar: AMASRAİSTANBUL Sabah otelden alınan kahvaltının ardından Safranbolu’dan ayrılıp Amasra’ya doğru hareket ediyoruz. Yaklaşık 1.5 saat sonra vardığımız Amasra’da Kale, Çekiciler Çarşısı ve Boztepe gezeceğimiz yerlerden bazıları. Dileyenlere güzel Amasra’yı denizden görmek için tekne turu yapıyoruz (ekstra). Bu geziler ve serbest zaman sonrası öğle yemeği molası vereceğiz. Yemek sonrası Amasra’dan ayrılıp, yol üzerindeki Kuş Kayası Yol Anıtı’nı da görüp İstanbul’a doğru hareket edeceğiz. Normal hava yol koşullarında 21.0022.00 civarında İstanbul’dayız. Konaklama: Safranbolu Yerinizi Ayırtınız Tel: 0535 793 44 14 – 0532 236 85 90 – 0535 815 62 47 ACI KAYBIMIZ Yazarımız, çevirmenimiz, mücadele arkadaşımız, abimiz, VEDA M. Halim Spatar’ı kaybettik. Güle güle sevgili abimiz. M. HALİM SPATAR 12 Nisan 2013 Cuma günü ailesine, yakınlarına ve mücadele arkadaşlarına veda etti. Cenazesi, 14 Nisan Pazar günü (bugün) Zincirlikuyu Mezarlığı Camii’ndeki öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecektir. AİLESİ KENAN KOCATÜRK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle