18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 NİSAN 2013 PAZAR 4 HABERLER Hazineye ait taşınmazların kira gelirlerine el koyan kurum, paraların nereye harcandığını da açıklayamıyor Diyanet’te kara delik AYŞE SAYIN ANKARA Hükümetin Meclis’ten kaçırdığı Sayıştay raporunda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın cami ve mescitlerin ticari nitelikli ünitelerini usulsüz kiralayarak hazine gelirinin yüzde 25’ini aktardığını saptadığı Dini ve Sosyal Hizmet Vakfı’nın bu yolla yaklaşık 24 milyon lira gelir elde ettiği ortaya çıktı. Sayıştay’ın raporunda, “hazine zararına” yol açtığı eleştirisi ve uyarısı yaptığı Diyanet İş u Hükümetin Meclis’ten kaçırdığı Sayıştay raporuna göre Diyanet’in, hazineye tahsisli taşınmaz üzerindeki cami ve mescitlerin ticari nitelikli ünitelerinin kiralama yetkisini verdiği Dini ve Sosyal Hizmet Vakfı bu işlemden 24 milyon liralık gelir elde etti. Gelirler üzerinden hazineye aktarması gereken payı vermeyen vakıf, paraların nereye gittiğini de tam olarak açıklayamıyor. leri Başkanlığı’nın, hazine üzerindeki taşınmaz üzerine yapılan dini tesislerin ticari ünitelerinin kira gelirlerini Dini ve Sosyal Hizmet Vakfı’na aktarması olayını CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, soru önergesi ile Meclis gündemine taşımıştı. Soru önergesine Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ aracılığıyla yanıt veren Diyanet İşleri Başkanlığı, Sayıştay’ın usulsüz bulduğu kiralama işlemini savundu. Yanıtta, Diyanet’e bağlı cami ve mescitlerin müştemilatının ticari faaliyetlerde kullandırılmak üzere Bakanlar Kurulu’nca “vergi muafiyeti” tanınan Dini ve Sosyal Hizmet Vakfı’na devredildiği bilgisine yer verildi. Diyanet’in yanıtına göre, vakıf 20022012 yılları arasında kiralamalardan toplam 23 milyon 795 bin lira gelir elde ederken, bu gelirlerin ne kadarının taşınmaz üzerindeki camilere aktarıldığı konusunda ise net bir bilgi verilmeme si dikkat çekti. Yanıtta bu konuda sadece, “Bu gelir, Dini ve Sosyal Hizmet Vakfı tarafından doğal afetler sonucu hasar gören camiler ile tarihi ve turistik nitelikteki camiler ile yurt genelinde bulunan diğer cami ve mecsitlerin yapımı, bakım ve onarımı, çevre tanzimi, temizlik ve güvenliklerinin temini, ayrıca yurtdışında bulunan ecdat yadigârı tarihi camilerin bakım ve onarım işlerinde kullanılmaktadır” ifadesine yer verildi. Güler Yüzlü, Sosyalist Savunma Avukatı Sevgili, Uğur Mumcu’yu anlattığım kimi söyleşilerde dinleyicilerin söylediklerimi nasıl ve ne kadar algıladıklarını hep düşünürüm. Öyle ya yolsuzlukların, hırsızlıkların peşinde, katillerin, hukuk tecavüzcülerinin ensesinde bir araştırmacı gazeteci, en keskin hafiyeden daha keskin, en yaman savcıdan daha yaman, yüzü gülmez, konuştu mu gürler, kızdı mı kükrer biri olarak düşünülür genelde. Oysa Uğur güler yüzlü, şakacı, insanlarla ilişkilerinde sevecen, yumuşak bir adamdı. Uğur abus laubalilerin mebzul olduğu bir diyarda, güler yüzlü ciddi bir insandı. Hafta içinde Bodrum’da yaşama veda eden Gülçin Çaylıgil de öyle güler yüzlü ciddi bir kadındı. Hukukçuydu. Savunma avukatı. Savunma avukatlığı onun için bir meslek olmanın ötesinde bir yaşam biçimiydi. Savunma avukatı olarak çalıştı, savunma avukatı olarak yaşadı. Son demlerinde bile savunma avukatı reflekslerini yitirmedi ve Türkiye gibi bir ülkede hukukun çiğnenmesini hiçbir zaman kanıksamadı. Yaşamım boyunca çevremi oluşturmuş insanları geçiriyorum aklımdan da düşünüyorum, acaba Gülçin Hanım hangimizin savunmanı olmadı ki?!... Savunmanların bile savunmanıydı. Hukukun zerresinin olmadığı ülkelerde savunmanların da savunmana ihtiyacı olur. Hatta bilhassa onların... HHH Bir yaşamı yüksünmeden, yakınmadan hukukun üstünlüğüne adamak zaten yeterince mihnetli bir iş. Bunun yanına bir de sosyalizm mücadelesini ekleyenin halini var sen düşün! Böyle bir yaşamın hangi mihnetler, kahırlar, azaplarla iç içe yaşandığını düşününce bu insanların güler yüzlü, şakacı, çok geniş ilgi alanına sahip kişiler olmasını ilk bakışta yadırgayabilirsin. Hatta zaman zaman sosyalizm mücadelesinin kimi yiğit erlerinin de bu ortamda gülüp eğlenmenin, pek makbul olmayacağı yanılgısına kapıldıkları oluyor. Hiç unutmuyorum.1977 Kanlı 1 Mayıs’ının ertesi yıl evden helalleşerek çıkıp gittiğimiz 1978 1 Mayıs gösterilerinin sonunda, akşamüstü yürümekten yorgun, başımızda güneş geçtiği için bitkin, o günün sloganı “DGM’yi ezdik sıra MESS’te” nakaratını haykırmaktan sesimiz kısık bir şekilde, dostlarımız Mete ve Nazan Tapan’ın Levent Çalışukuşu sokağındaki evlerinin bahçesindeydik arkadaşlarla grup olarak. Şişlerin ve köftelerin kızardığı büyük mangalın başında, yorgun ama mutluyduk. Bir ara kimden çıktı hatırlamıyorum herhalde Hüseyin Baş’tan olsa gerek, gündüzki sloganımızı zenginleştirerek, ama aynı Taksim Meydanı’ndaki tonda haykırmaya başladık: DGM’yi ezdik sıra MESS’te / Köfteleri yedik sıra şişte!... HHH Biz kaptırmış giderken, gerçekten çok saygıdeğer ve kıymetli bir öğretim üyesi arkadaşın bu şakadan epeyce tedirgin olduğunu ve yadırgadığını fark ettim. Ben de kendisine duyduğum bütün saygıya rağmen onu yadırgadım. Mücadeleyi ciddiye alırken, aynı zamanda gülmeyen sosyalist mi olurdu? Gülçin Çaylıgil, güler yüzlü, güldüren, yüzünde güller açan, bir insan hakları ve sosyalizm savaşçısıydı. Bu yüzdendir ki, çoğu müvekkilinin yalnız fahri savunmanı değil, aynı zamanda hasbi dostu idi. Mağdur olduğumuzda yanımızda durdu, birlikte mücadele ettik. Birlikte üzüldük, birlikte güldük. Bir ömrün önemli sayılacak bölümünde birlikte yürüdük. Gülçin Hanım’ı ona yakışır, dudaklarda tebessüm yaratan bir öyküyle analım bir daha. Moda’da annesiyle birlike oturduğu ev, dostu Melih Cevdet Anday’ınkine yakındır. 12 Mart döneminde bir gece sıkıyönetimden askerler Gülçin Hanım’ı almaya gelirler. Annesi endişe içinde terasa çıkar, arabaya binmekte olan kızına bakar, o sırada aynı arabaya, Melih Cevdet Anday’ın da bindirilmekte olduğunu görür ve sevinçle el sallar: Melih Cevdet Bey, siz de mi oradasınız, aman beyefendi ne memnun oldum ne memnun oldum bilemezsiniz. YENİ YÖNETİM BELİRLENECEK CHP Gençlik Kolları kurultayı toplanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bir süredir huzursuzluk yaşanan CHP Gençlik Kolları, bugün yapılacak olağanüstü kurultayda yeni yönetimini belirleyecek. CHP Genel Merkezi’nde saat 10.00’da başlayacak kurultayda mevcut başkan Emre Doğan yeniden aday olurken eski Gençlik Kolları Başkanı İrfan İnanç Yıldız ile Ali Aksoy ve Emir Cömert de genel başkanlığına aday olduğunu açıklamıştı. Gençlik kollarındaki muhalif grubun talebi üzerine olağanüstü kurultay kararı alan Emre Doğan’ın, MYK’sinde dünyanın cezaevinde bulunan en genç gazetecisi Sami Menteş’i de yer alacağı bildirildi. Kurultayda genel başkanlığa aday olan İrfan İnanç Yıldız, bir kadın gazeteciye saldırması ile tartışma konusu olmuş ardından da görevden alınmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle