14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MART 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] Yeldan ve Boratav’a göre Türkiye’de gerçek işsizlik oranı yüzde 15’leri buluyor 15 Gerçeği yansıtmıyor Türkiye’de istatistiklere, sadece son üç ay içinde iş aramış ve bir hafta içinde işbaşı yapmaya hazır olanların girdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Erinç Yeldan, dün açıklanan yüzde 9.2’lik işsizlik oranının gerçekçi olmadığını söyledi. yıldan bu yana işsiz sayısının şımıza çıkıyor. İşgücü veri “spekülatif büyüme” yaşadı90 bin arttığını vurgulayan Yel lerine bakınca 9.4 olarak gö ğını kaydeden Yeldan şunladan, “Büyük bir durgunluk rülse de bu rakam yüzde 15 rı söyledi: var. Hizmet sektörü, özel seviyelerinde” diye konuştu. “Dış borçlanmaya dayalı, Türkiye’nin “büyüdüğü” teknolojilerin taşeronlaştırılgüvenlik, otel, lokanta, turizm gibi mevsimsel öğeleri dönemlerde bile yüksek bir ması şeklinde, ithal ara malde eklemek gerekiyor. Bun istihdam artışı sağlamadığını, ların üretimiyle, saman alevi lar çok şüphebiçiminde üretim li istihdam bibiçimleriyle bü çimleri. Burada yüme yaşandı. O kalitesiz istihüretim biçimleridamın bilenin istihdam şenleri sağlaEkonomi Servisi TÜİK’in verilerine göre 2012’de karmatarım dışı işsizlik oranı ise yüzde 11.5 oldu. İşsizlik oradı nı 2011’de yüzde 9.8, tarım dışı işsizlik oranı yüzde 12.4 seviyeğı ortada. Durgunluk içinde olduğumuz dönemde işsizliğin artması kaçınılmaz. Hükümet ve resmi çevreler ‘Türkiye bu krizi atlattı’ diyor. Oysa sanayi üretiminde yüzde 40’lık bir istihdam kaybı yaşandı. Saman alevi gibi parlayıp sönen üretim yapısıyla karşı karşıyayız. Ulusal tasarrufların yatırımlara dönüştürüldüğü, kapitalizmin kumarhane masalarında çarçur edilmediği bir üretim ve istihdam modeli kurgulamaya ihtiyacımız var. Bu günler bu tasarım için en uygun günler.” Prof. Dr. Korkut Boratav da işsizliğin artma eğilimi gösterdiğini belirterek “Genel ortalama işsizlik, son krizin tarıma iş pompalamasıyla ilgilidir. İşsizliğin yükselme eğilimi de ekonominin yavaşlamasıyla bağlantılıdır. İşsizlik rakamlarında ciddi problemler var. Bu rakamlar gerçekçi olarak yansıtılmıyor” dedi. Bir Yıldız Daha Kaydı... Balık bellekli toplumsal yaşamımızda, hele de genç kuşaklar için, Prof. Aydın Aybay kimliğinin algılanması zor... Bilim insanı, uzmanlaştığı hukuk alanlarında otorite, yaşamın her alanına dönük çok yönlü toplumsal sorumluluk, aydınlanma, Cumhuriyet değerlerine, Atatürk devrimlerine ödünsüz bağlılık... 1960’lı yıllardan günümüz kuşaklarına ulaşan öğretim üyesi kimliği ile yön verdiği kuşaklar, ancak ölüm haberini alır almaz, “Bir yıldız daha kaydı” diyerek hayıflanmışlardır... Yaşamından kimi tanıklıklarla, medyatik vitrine oynamayı hiç düşünmemiş, kendiyle barışık bir aydın, bilim insanının sadece öğrencilerine değil, topluma katkılarından, aydınlanma sorumluluğundan kimilerini paylaşmaya çalışacağım... İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, o tarihlerde hukuk biliminde her alanda odak merkez. Aydın Aybay Hocamız, Prof. Tarık Zafer Tunaya grubunun en genç üyelerinden... Öğretim üyelerinin dernek çatısı altında örgütlenmelerinde, üniversite reformu arayışlarında başı çekiyorlar. 1968 öğrenci işgali sabahı alacakaranlıkta, Camialtı, Çınaraltı kahvesinin önünde toplanmış devrimci öğretim üyeleri grubunun içinde elbette varlar... Dertleri jandarmapolis kuşatmasındaki üniversitenin içindeki öğrencilerini canları yanmadan, kan akmadan kurtarmak. Bir yandan da işgalci gençliğin gerekçelerinin başında üniversite reformu arayışının konulmuş olmasından heyecanlanmışlar. Nasıl yardımcı olabileceklerini, içeriye girip öğrencilerin yanında olmanın mı, valiliğe gidip arabuluculuk yapmanın mı daha yararlı olacağını sorgulamaktalar... 12 Mart askeri darbe günleri yaklaşırken, Tarık Zafer Tunaya’nın önerisi ile Türk Devrim Ocakları Başkanlığı’na aday olan, o tarihlerde doçent Aydın Aybay Hoca, gönül ve oybirliği ile, öğretim üyeleri ve öğrenci gençliğin oyları ile başkanlığa seçiliyor. Kaçınılmaz yükseköğrenim gençliği ile işçi gençliğin buluştuğu Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı ile de iç içe, etkin toplumsal çalışmalar yürütülüyor. Tabii Aydın Aybay Hoca, Tarık Zafer Tunaya Hoca’nın ünlü çarşamba toplantılarının birinci elden sorumlu örgütleyicisi. Öğretim üyeleri ile öğrenci gençliğin, pek çok aydının kucaklaştığı, düşüncelerin, ufkun geliştirildiği çarşamba toplantıları hâlâ belleklerde çok canlı, çok işlevsel etkileri ile unutulmaz... HHH Aydın Hoca’nın bir de basın dünyasına yönelik çabaları, katkıları var ki... Biz Cumhuriyet çalışanları ve okurları, Cumhuriyet gazetesinin, hâlâ batmamış ve yayın yaşamını tek bağımsız, hem de patronsuz gazete olarak yürütebiliyor olmasında ona çok büyük borcumuz var... Bilenler biliyorlar, Nadir Nadi’nin ölümünden sonra gazetenin yayın yaşamını sürdürebilmesi zorlaştı. Önce aile içi varislerin yönetimdeki oy gücü ile, gazetenin yönetiminde iç darbe ile bağlantılı çizgi değişimi gerçekleşti. İlhan Selçuk kimliğinde yazarların ayrılmasının ardından da şirket iflas etti. Nadir Nadi’nin eşi Berin Nadi, Atatürk’ün, Cumhuriyetin, Nadir Nadi’nin mirası gazetenin kapanmasına karşı direnmede öncülük etti. Aydın Aybay Hoca, vakıflar hukuku üzerindeki bilgi birikimini de kullanarak, Berin Nadiİlhan Selçuk kimlikleri üzerinden, sermaye sahiplerinin sonradan parasal katkıda bulunarak yönetimini ele geçiremeyecekleri, gerçek bir vakfın güvenceli statüsünün, Cumhuriyet Vakfı’nın kurulmasının çatısını oluşturdu. 1990’da Cumhuriyet şirketinin iflasından günümüze, patronsuz yayın yaşamını sürdürebilen Cumhuriyet gazetesinin varlığını işte bu sağlam Cumhuriyet Vakfı oluşumuna borçluyuz. Aydın Hoca, o günden aramızdan ayrıldığı bugüne kadar, vakfın kuruculuğunun hukuksal temellerini atmanın yanında, sorumlu vakıf yönetim kurulu üyesi. Berin Nadiİlhan Selçuk Cumhuriyet Vakfı’nın kurucuları olarak özel statüde görev yaptıktan sonra, onların çizdikleri yolda yürümek üzere... Cumhuriyet Vakfı’nda ayrıcalıklı üyeye yer yok. Gerçek amacı olan Cumhuriyet gazetesinin yaşatılmasında vakıf yönetim kurulu üyelerinin görev sınırları, Vakıf Hukuku statüsünde öylesine sağlam oluşturulmuş ki, Cumhuriyet Vakfı, ona bağlı olarak yayın yaşamı sürecek Cumhuriyet gazetesinin ayrıcalıklı sahipleri olamayacak... Yeter ki Cumhuriyet okurları, çalışanları, Cumhuriyet Vakfı’nda danışmanlık, yönetim kurulu üyeliklerinde görev alanlar, gazeteyi çıkaran şirketin yöneticileri.. Cumhuriyet kurucularının, Cumhuriyet gazetesinin yayın yaşamına girişinin amaçları, işlevlerinde, savunulan değerlerinde kenetlenebilsiniler... Aydın Aybay Hoca’yı uğurlarken, sağlık sorunları ile boğuşurken bile Cumhuriyet gazetesini yaşatma sorumluluğuyla yaptıklarıyla, geleceğe dönük yapılmasını öngördükleriyle, yol göstericiliğine bağlılıkla ancak sevgiyle anmış olacağız. Cumhuriyet’in yayın yaşamının sürdürülebilmesine katkıları için en içten teşekkürlerimizle... Işıklar içinde yatsın!.. EMRE DÖKER İZMİR Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ülke genelinde işsiz sayısının 2012’de, bir önceki yıla göre 97 bin kişi azalarak 2 milyon 518 bin kişiye düştüğünü açıkladı. İşsizlik oranının ise 0.6 puanlık azalışla yüzde 9.2 düzeyinde gerçekleştiğini duyurdu. Ancak Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Yeldan, Türkiye’de istatistiklere, sadece son üç ay içinde iş aramış ve bir hafta içinde işbaşı yapmaya hazır olanların girdiğini söyledi. Ülkede “gizli işsizlik” olduğunu belirten Yeldan, “Gizli işsizleri de ekleyince gerçek rakam yüzde 15 düzeylerindedir. Tarım dışında bu rakam çok daha yüksek” dedi. Prof. Dr. Korkut Boratav da işsizlik rakamlarının gerçekçi yansıtılmadığını söyledi. Sanayi istihdamında geçen Tarım dışı işsizlik yüzde 11.5 sindeydi. Türkiye genelinde işsiz sayısı bir önceki yıla göre 97 bin kişi azaldı. Genç nüfusta (1524 yaş) işsizlik oranı 2011’de yüzde 18.4 iken, 2012’de yüzde 17.5’e geriledi. İstihdam edilenlerin sayısı 2012’de, 711 bin kişi artarak 24.8 milyon kişiye yükselirken tarım sektöründe çalışan sayısı 46 bin kişi azaldı, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 757 bin kişi arttı. MAN pazar payını büyütüyor u Avrupa’da yaşanan kriz nedeniyle 2013’te piyasa beklentilerinin “daha temkinli” olacağını belirten MAN Türkiye CEO’su Tuncay Bekiroğlu, 3. köprü ve Kanal İstanbul’un biraz hareket getirebileceğini düşünüyor. Ekonomi Servisi Almanya dışındaki ilk yatırımını ülkemizde yapan MAN’ın, Türkiye’deki 2012 yılını değerlendiren MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret AŞ CEO’su K. Tuncay Bekiroğlu, “2012 genel anlamda satışlar açısından optimal sayıların gerçekleştiği iyi bir yıl oldu. 182 seyahat otobüsü sattık, 2009 yüzde 11 olan pazar payımızı yüzde 11’den 18’e çıkararak son 4 yılda yüzde 163 artırmayı başardık” dedi. Bekiroğlu, Türkiye fabrikasında üretilen 2008 model MAN Fortuna seyahat otobüsünün motoru açılmadan 2 milyon kilometre yol yaptığını, Ankara, İstanbul, Trabzon, Gaziantep belediyelerine çevreci otobüsler sattıklarını, 2012’de 12 ton üzeri kamyon segmentinde 2 bin 825 adet satış gerçekleştirerek 2009’da bu segmentte yüzde 4.8 olan pazar paylarını geçen yıl yüzde 9’da tuttuklarını, ithal araç segmentinde ise yüzde 25 pazar payı ile liderliği sürdürdüklerini söyledi. u Bankaların makul kâr hedefleri nedeniyle giderlerinde azaltmaya gittiğini vurgulayan Açıkalın, bazı hizmetler için fulltime yerine parttime eleman almayı tercih edeceklerini söyledi. Ekonomi Servisi Yapı Kredi Genel Müdürü Faik Açıkalın, bankaların makul kâr artışı hedefini tutturabilmek için, gelirlerin artmadığı bir ortamda gider kalemlerine odaklanmasının normal olduğunu belirterek, yeni personel alımında artık daha dikkatli olunduğunu söyledi. Geçen yıl Yapı Kredi’nin net personel artışının 111 olduğunu ifade eden Açıkalın, “Biz eleman çıkarmak yerine bu arkadaşları yeni açtığımız şubelere yönlendiriyoruz. Yeni dönemde bankalar fulltime eleman yerine bazı hizmetler için parttime eleman almayı tercih edecek. Örneğin çağrı merkezi hizmetleri sizin adınıza dışardan bu alanda deneyimli başka kuruluşlarca yapılabilir” dedi. Yapı Kredi’nin bu yıl 4050 şube açmayı planladığını ifade eden Açıkalın, Merkez Bankası’nın belirlediği hedefe uygun olarak bu yıl kredilerde ortalama yüzde 15 büyüme ve yüzde 1015 aralığında bir kâr artışı öngördüklerini belirtti. Açıkalın, Rekabet Kurumu’nun faiz oranlarını birlikte belirledikleri gerekçesiyle 12 banka hakkında başlattığı soruşturma ile ilgili “Kredi kartları hariç hiçbir alanda bir bankanın pazar payı yüzde 10’un üzerinde değil. 3 banka bir araya gelse bile yüzde 30 pazar payı ile yüzde 70’in rekabetini nasıl engelleyebilir? İki yıl önceki savunma bizim için önemli bir ders oldu. Bundan sonra biz bütün bankaya rekabet eğitimi verdik. Ben buradan bir ceza çıkmasını ummuyorum ve beklemiyorum” diye konuştu. Bankaların hizmetleri karşılığında aldıkları komisyon ücretlerinin, şeffaf, açık ve makul olduğu müddetçe son derece doğal olduğunu ifade eden Açıkalın, “Devlet belirli bir zaman sonra tüm maliyetleri hizmetlere yansıtacaksınız derse bu durumda birçok bankacılık işlemi ücretli hale gelebilir. Avrupa’nın çoğu ülkesinde bankada sadece hesap tutmanın bile bir ücreti var” dedi. Artık parttime elemana geçeriz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle