14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 MART 2013 PERŞEMBE 10 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK Avcı: İktidara yakınlaşmak için sansür uygulanması ayıp Ertuğrul Özkök dün Hürriyet’te açıkladı: Sergiledikleri “tavrı gayri milli” ilan edip zabıtları yayımlayanlara gereğini yapmalarını için savcılara talimat yağdıran en başta Başbakan RTE... Gazetenin genel yayın müdürü, mesleğini icra ederek zabıtları yayımlayan Derya Sazak da... Canlı örnek Aydın Doğan’ın başına gelenleri tezgâhlayan Başbakan RTE’nin hışmından korkan “büyük şirketleri olan” gazetenin son patronu Erdoğan Demirören de... … zabıtta yazılanların üzerine gideceği yerde “Apo konuştu sen de konuş” diye her gün müthiş eleştiri sağanağıyla RTE’ye yüklenen Kılıçdaroğlu da ve... ... hepsi farklı düşünce ve duygular içinde olan gazeteci milleti de... ... haklıymış! HHH Yazının başlığında Özkök; “Başbakan haklı diyeceğim hemen kızmayın” diyor. Özkökçüğüm; hele RTE yalakalarını bile şaşırtacak hatta kıskandıracak tarihsel bir övgüyü Başbakan’a armağan eden ünlü bir yazara özgü, idareimaslahatçı yoruma kızılabilir mi?.. Bakın neden; ulusal savaşta cephedeki komutan İsmet İnönü’ye kazandığı zaferi kutlamak için gönderdiği telgrafta “Ulusun makus talihini yendiniz” diye öven Mustafa Kemal’e benzeyen bir gönderme yapan yazının hemen başında Apo ile başlayarak “Terörist başıyla görüşülemez tabusunu yıktığını” yazan... … öfkesini, saldırgan üslup ve karakterini; son olaylardaki tavrını haklı gösterebilmek için RTE’yi... “Türkiye’nin makus talihini değiştirebilecek bir işe soyundu” diye öven bir yazara kızmak bir yana pek çok çevre... … “Maşallahı var günümüzde geçerli, RTE’nin korkuya dayalı koşullarını sindirdiğini” kanıtlayan medyatik bir örnek verdi diye alkışlayabilir de... HHH Ama gazetelere konu olan Milliyet’teki son gelişmeler; eleştiriden giderek uzaklaşan, güncel haberleri yorumlamadan, okurunu aydınlatma asli görevini korku belası askıya alan bir medya yaratan Başbakan’ı haklı çıkarıyor... İşte son örnek: “Birçok şirket sahibi” Milliyet’in yeni patronu Demirören’in, Genel Yayın Müdürü Derya Sazak’ı odasına çağırarak; “Ben senden böyle gazete yapmanı mı istedim?” diye azarladığını ve yine gazetelerdeki haberlere göre “Başbakan, Hasan Cemal’in de Can Dündar’ın da Milliyet’te yazmalarını istemiyor. Gönder bu yazarları” dediğini yazıyor. İşte Özkök’ün, “Türkiye’nin makus talihini değiştirecek” dediği adam ve emir kulu konumuna düşürdüğü medya!.. HHH Öyle bir Türkiye’de yaşıyoruz ki artık Başbakan’ın bir gazetede şu bu yazarları görmek istemiyorum demesi, bu emre uyarak “çok şirket sahibi” patronun, genel yayın müdürüne, “Kov bu yazarları” diyebilmesi olağan karşılanıyor. Sonuçta iki yazara on beşer gün izin verilerek olayın tatlıya bağlandığı söylentileri şayet doğruysa yaşanan son dramatik medya olayı üzerinde birkaç gün yazılıp konuşulacak. Yüz kızartıcı olayı, kedilerin pisliğini örttüğü gibi yaşandı ve kapandı diye sineye çekeceğiz. Giderek ağırlaşan yaşam koşullarına RTE’nin diktatörlüğünü gerçekleştirme yolundaki çabalarına halktan beklenen eylemsel tepkiyi göremediğimizden yakınan, lakin Başbakan’ın şamar oğlanı konumuna düşürdüğü medya... … RTE’ye topyekun direniş gösteremeyen, bugünkü çaresiz durumunu tarihin bir sayfasına yazıp geride bırakacak! HHH Gün gelecek başımız dik çıkacağımız özgürlük savaşında: Yandan çarklı dönmedolap örneği olanlara... ister iktidarda ister medyada baş köşeleri tutmuş bugün aramızdakilere Nâzım’dan şu dizelerle demem o ki… “Bir düşün ki son defa anlayabilesin: sen bu kavgada bir nokta bile değil, bir küçük eğri virgül, bir zavallı vesilesin!..” Yayınevlerini sorumlu tuttu lar şu andaki TTK’nin aldığı kararlar değil. YÖK Yasası taslağa bağlı olmayacak: Konu ile ilgili bir çalışma grubu oluşturulacak. Tüm paydaşların görüş ve öneriler değerlendirilerek eldeki taslağa çok bağlı olmayan yeni bir tasarı orada hazırlanacak. Büyük proje yok: Çantamızda “ya4+4+4’e az rın sabah olsun neler göreceksiniz” sorunla geçildi: şeklinde projelerimiz yok. MevcuHızlı ve yoğun du iyileştirerek yürütmek istiyoruz. bir süreç ile yeni düzenlemeye geçildi. Bu kason Edip Cansever’in bir şiidar az sorun çıkrinde bir mısra çıkarıldı. Bu bir mış olması başarıdır. zihniyet meselesi olabilir. BaYanlışlarımızı düzeltiriz: zı yayınevleri ya da editörlerin (Serbest kıyafet düzenlemesi böyle bir gayret içine girersek ile ilgili olarak.) Aldığımız her “bu iktidar da muhafazakâr, kararın herkes tarafından alkışböylece Talim ve Terbiye Ku lanmasını beklemiyoruz. Biz rulu (TTK) heyetine ve iktida yanlışlarımızı görmekten ve düra kendimizi daha yakın bir zeltmekten çekinmeyiz. kimlikle tanıtmış oluruz” diye Raporluların takibini istemeyapıyorsa bu ayıp. Cansever’in, dik: Sınav öncesi rapor alan öğo ünitede kullanılabilecek pek rencilerin takip edilmesine ilişçok şiiri var. İlla bunu alıp on kin bir yazı göndermedik. Genel dan da mısra değiştirmek bir kanaatimiz, ailelerin ve sağlık zihniyet meselesidir. Masanın kuruluşlarının uyduruk raporlaraltından bir tekmedir. Bunla la çocukları okuldan alıkoymarın tartışılıyor olması da bunla ması yönünde. Çocuklara kötü rın aşıldığının bir kanıtı. Bun örnek olmayalım. Washington’ın Değişen Suriye Politikası: Muhaliflere Silah Yerine Çelik Yelek ABD Başkanı Barack Obama’nın ocak ayında başlayan ikinci döneminden Türkiye’nin beklentileri oldukça yüksekti. İkinci Obama döneminin ve ekibinin, Suriye’de Esad’ın gidişini hızlandıracak şekilde muhaliflere destek çıkması ve Irak’ta ise Şiilik temelinde politika yürüten Başbakan Maliki’yi dizginlemesi bekleniyordu. Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry’nin hafta sonu gerçekleştirdiği Ankara ziyareti, hükümetin bu beklentilerinin Washington’da ne ölçüde karşılık bulacağını göstermesi açısından önemliydi. Türk ve Amerikan kaynaklarından edinebildiğimiz bilgiler ışığında temel konularda ziyaretin ortaya koyduğu tablo şöyle: Bu tanımın içine silah sistemleri kesinlikle girmiyor. Ancak ‘kurşun geçirmez çelik yelekler, haberleşme sistemleri’ gibi ihtiyaçlar karşılanacak. Olası bir kimyasal ya da biyolojik saldırıya karşı özel kıyafetler de ABD tarafından temin edilebilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, sansürle ile ilgili olarak yayınevlerine tepki gösterdi. Avcı, “Kimsenin bunu yapmaya hakkı yok. Bu bir zihniyet meselesi olabilir. Bazı yayınevleri ‘bu iktidar muhafazakâr, kendimizi yakın bir kimlikle tanıtmış oluruz’ diye yapıyorsa bu ayıp” dedi. Avcı, eğitim muhabirleri ile tanışmak için Başkent Öğretmenevi’nde düzenlediği top lantıda soruları yanıtladı. Avcı, dershanelerin kapatılması, yeni sınav sistemi, lise türlerinin değiştirilmesi gibi sorulara “Evde tam orayı çalışıyorduk, elektrikler kesildi. ‘Konuyla ilgili çalışmalarımız sürüyor’ lafı, orta sahada top çevirme lafıdır ama gerçekten çalışmalarımız sürüyor” yönünde yanıtlar verdi. Bakan Avcı’nın açıklamaları şöyle: Sansür ayıp: Bir şiiri alıyorsanız, o şiirde hoşunuza gitmeyen bir mısra ya da kelimeyi çıkarıyorsanız, bu olmaz. Kimsenin bunu yapmaya hakkı yok. En u Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, ders kitaplarında Edip Cansever başta olmak üzere bazı şairlerin şiirlerinin sansürlenmesi ile ilgili olarak yayınevlerine tepki gösterdi. Kürtlerle anlaşma bekleyecek Türkiye ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, Bağdat’taki merkezi hükümeti dışlayarak petrol ve doğalgaz alım anlaşması imzalamak istiyor. Kerry Irak ile Ankara arasındaki çatlağı daha da derinleştireceği ve Irak’ın bölünmesine neden olacağı uyarısı yaparak bu anlaşmaya karşı çıkıyor. Ankara ‘Bildiğimi yaparım’ gibi dayatma içine girmek yerine, Maliki yönetimini de dahil edecek çözüm için ABD’nin desteğini bekleme sinyali vermiş. Tutuklu gazetecileri unutmadı Kerry’nin tutuklu gazeteciler konusunu gündeme getirmesini bekleyenlerdendik. Nitekim basın toplantısında kendisine sorulmadan açtığı bu konuyu, mevkidaşı ile görüşmesinde de açmış Amerikalı bakan. Bu konudaki imajımızın düzeltilmesinin Türkiye’nin çıkarına olacağını vurgulamış. Davutoğlu da hükümetin bilinen tezleri (‘Onlar gazeteci değil, terörist’) ile yanıt vermeyi tercih etmiş. Artık ÖSO ile görüşecekler İki taraf da Kerry’nin mesajlarından, “ABD’nin Suriye siyasetinde değişiklik olduğu” sonucunu çıkarıyor. Üst düzey bir Türk yetkilisi değişimin boyutunu şöyle tarif ediyor: “ABD yönetimi bir şey yapmadan bekledikçe Suriye’de daha fazla can kayıpları yaşanacağı gerçeğini anlamış durumda. ‘Radikal İslam’ gerekçesiyle silahlı muhaliflerle görüşmeme ve yardım etmeme politikalarını da esnetiyorlar. Artık Özgür Suriye Ordusu’nun ılımlı kanadını muhatap almaya hazır durumdalar.” Kerry’nin genelde ‘dinleme’ konumunda olduğu gezinin genel havası ise “Bağlayıcı hiçbir açıklama yapmadı. Dinlediklerini Başkan Obama’ya aktaracak, nihai politika ondan sonra belirlenecek” sözleriyle aktarılıyor. ziYal: çıKarlar YetMez, deĞer BirliĞi Şart TürkAmerikan ilişkilerinin geleceğine ilişkin en yerinde saptamayı eski Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal TEPAV’da düzenlenen panelde yaptı: “Türkiye ile ABD arasında sadece çıkar birliği olması yeterli değil. Aynı zamanda değer birliği de lazım. Hedefe ulaşmak kadar, nasıl ulaşılacağı, ulaşıldığında ne yapılacağı da önemli. Son dönemde, bu noktada iki ülkenin söylem ve politikaları arasında giderek büyüyen bir ayrımla karşı karşıyayız.” İkinci Obama döneminde Amerikan dış politika kararlarının Başkan’a odaklı belirleneceğini belirten Ziyal, bölge politikalarına ilişkin nihai kararların ObamaErdoğan görüşmesine kaldığını vurguladı. TEPAV’ın ABD Politikaları uzmanı Bülent Ali Rıza ise Erdoğan’ın Viyana’da dile getirdiği ‘Siyonizm’ sözlerinin başlattığı tartışma nedeniyle Erdoğan’ın Beyaz Saray’a davetinin bir süre daha ertelenebileceği tahminini paylaşarak “Obama’nın TürkAmerikan ilişkilerini, Türkİsrail gerginliğinden muaf tutması oldukça zor olacak” dedi. Kurşun ve kimyasala karşı koruma İmam hatip dönüşümüne tepki gösteren velilere şiddet Tekbirlerle saldırdılar İstanbul Haber Servi si Kâğıthane’deki Gültepe İlkokulu’nun imam hatip ortaokuluna dönüştürülmesini protesto eden öğrenci ve velilere, okulun önünde 40 kişilik bir grup saldırdı. Velilere, ‘tekbir çekerek’ taş ve demir sopalarla saldıran grup 5 veliyi yaraladı. Veliler suç duyurusunda bulundu. Çocuklarını okula göndermeyen yaklaşık 200 öğrenci ve veli, “Okulumuzu geri istiyoruz” ve “Gültepe İlkokulu imam hatip olmayacak” sloganları attı. Eylem devam ederken yaklaşık 40 kişiyi bulan grup, veli ve öğrencilere tahta ve demir sopalarla saldırdı. Polisin saldırının ardından olay yerine gelmesiyse tepki çekti. Gültepe Halkevi Başkanı Ahmet Ertürk, saldırının eylemden önce başladığını belirterek “Açıklama yaptıktan sonra dağılacaktık ancak gerici grup bizi provake ederek taş ve sopalarla saldırdı” dedi. Gültepe’de büyük bir ‘gericileşme hareketi’nin yaşandığına dikkat çeken Ertürk, “Veliler sürekli olarak gerici gruplardan tehdit alıyor an cak baskılara pabuç bırakmayacağız. Suç duyurusunda bulunacağız” dedi. Gültepe Halkevi üyesi Ergin Çevik ise 5 kişinin yaralandığını ve darp raporu aldığını belirterek “Gerici grup eylem başlamadan önce ‘Bu okulu başınıza yıkarız. Siz kimsiniz’ diyerek tekbirlerle çocuklara ve kadınlar da dahil olmak üzere velilere saldırdı. Direniş sırasında sivil polisler resmen saldırganların önünü açtı. Çevik kuvvet de olaylar bittikten sonra geldi” diye konuştu. Amerikan tarafı ise ‘değişim’in sınırlı olduğunun altını çiziyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun demeçlerine yansıyan, ‘insani yardım koridorları’ ve ‘uçuşa yasak bölge’ gibi taleplerin karşılanması Rusya ve Çin’in engellemeyeceği bir BM kararı olmadan mümkün gözükmüyor. Obama’nın yeni güvenlik doktrini çerçevesinde Suriye konusundaki yeni pozisyonlarını “Askeri müdahale yok, silah temini yok. Ama muhaliflere desteğimizi daha görünür hale getireceğiz” biçiminde... Bunun pratikteki anlamı şu: ABD daha önce görüşmeyi reddettiği Özgür Suriye Ordusu ile görüşecek ve onların teknik ihtiyaçlarını karşılayacak. CHP Milletvekili Sarı’dan esnek çalışma modeline tepki u CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı, kadınlar için esnek çalışma modelini kadınları ikincil gören bir yaklaşımın parçası olarak değerlendirdi. Amaç kadını hapsetmek konsere göndermediler TÜREY KÖSE sorunları anlattım AYŞE SAYIN CHP’nin Cezaevi raPorunda çarPıCı tesPitler sığınmacılar 1 milyona ulaştı n Haber Merkezi Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği, Suriye’deki şiddet olaylarından kaçarak komşu ülkelere sığınanların sayısının 1 milyona ulaştığını açıkladı. BM Yüksek Komiseri Antonio Guterres, sığınmacıların yarısının çocuk olduğunu belirtti. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Lübnan Koordinatörü Panos Moumtzis de aralık ayından itibaren Lübnan’a günde 7 bin Suriyelinin sığındığını söyledi. Çatışmaların Türkiye sınırına 90 kilometre uzaklıktaki Rakka kentinde yoğunlaşması üzerine ise son 2 günde yaklaşık 3 bin Suriyeli pasaportları ile Akçakale Sınır Kapısı’ndan geçerek Türkiye’ye sığındı. n ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Eskişehir 1. Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Mahkemesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde çalışan sivil işçilerin “Hizmette ihmalle harp malzemesini hasara uğratmak” suçundan askeri mahkemede yargılanmasının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme de söz konusu düzenlemeyi oyçokluğu ile iptal etti. ‘siviller yargılanamaz’ ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Perihan Sarı, kadınlara esnek çalışma modelini “Türkiye’yi Çinleştirme, kadını eve hapsetme” girişimi olarak değerlendirdi. Sarı, “Bütün faşist diktatörlükler kadını eve kapatmak ve kadını yönetmek üzere politikalar ortaya koyar. Başbakan da kadınları ikincil gören yaklaşımı ve kadınlara yüklediği misyonla kendi profilini netleştiriyor” dedi. Aile ve Sosyal Politika lar Bakanı Fatma Şahin ’in “muhafazakâr demokrat bir parti olarak aileyi önemsediklerini” vurgulayarak gündeme getirdiği kadınlara yönelik esnek çalışma modelini Başbakan Erdoğan açıklayacak. Esnek çalışma modelinin bir istihdam modeli olarak yaygınlaştırılmak istendiğini vurgulayan Sarı, konuyla ilgili olarak şu görüşleri dile getirdi: “Gerçekte kadın eve kapatılmak isteniyor. Kadının evde, çocuk doğuran bir birey olması hedefleniyor. Ebeveyn izni AB sürecinde uyulması zorunlu bir direktif. AB’nin yaklaşımı kadına da, erkeğe de aynı anda çocuk bakım izni ve rilmesi. AB’deki yaklaşımda 3 boyut gözetiliyor: Eşitlik, eşit işe eşit ücret, kadının farklılığı, doğurganlık niteliği ve toplumsal cinsiyet rollerinin dönüştürülmesi. Bunlar birlikte değerlendiriliyor. Türkiye’de üç alanda da eksik ve çarpık bakış açısıyla yaklaşılıyor. Kadının iş yaşamında yer alması ve aynı zamanda anne olması bir hak üzerinden değil, kadının daha çok çocuk doğurması ve bedeninin sömürülmesi üzerine bir anlayışla yaklaşılıyor. Cinsiyet rolleriyle ilgili iyileştirme zaten hiç gündemde değil. Şahin’in ‘muhfazakârız, aileyi korumak zorundayız, o nedenle esnek çalışmayı getirdik’, sözleri bu anlayışı yansıtıyor.” KADINLAR TEK VÜCUT OLACAK Şiddete sessiz kalmayacağız Kadınlar, bu yıl da “8 Mart Feminist Gece Eylemi” için saat 19.30’da Galatasaray’da buluşuyor. Kadınlar, mücadelesini ve dayanışmasını haykırmak için yine sokaklarda olacaklar. “Geçen 8 Mart’tan bu yana kadınların bedenlerine, emeklerine, hayatlarına el koyma tehditlerine, saldırılarına karşı susmadık!” diyerek başlayan açıklama, kadınları 11. kez düzenlenen gece yürüyüşüne davet ediyor. ANKARA Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Milletvekili Özgür Özel ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir’den oluşan CHP Cezaevleri İzleme Komisyonu üyeleri, 4 Mart’ta kötü muamele şikâyetlerinin yoğun olduğu Şakran Kadın Cezaevi ve Buca 1 ve 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde incelemelerde bulundu. Komisyon üyeleri, Askeri Casusluk davası sanıklarıyla görüştü. İddianamede adı “örgüt koordinatörü” olarak geçen S.K’ye, cezaevine konsere gelen Leman Sam’a sorunları anlattığı için Adalet Bakanı, TRT sanatçıları ile konsere geldiğinde, konseri izlemesine izin verilmediği ortaya çıktı. Görüşmelerin ayrıntıları şöyle: l 28 Şubat’ta içeri alındım: Bilgin Özkaynak (Askeri Casusluk davasının 1 numaralı sanığı. Sağ tarafı felçli, koltuk değneği ile yürüyor.) Nasıl iş anlamadım. 28 Şubat’ta beni alıyorlar. O dönemde 14 parça gemimi kaybettim. İstanbul’un en büyük akaryakıt zinciri benimdi, onu kaybettim. Şimdi, bana Cumhuriyet mitingleri nin finansörü diyorlar. Cumhuriyet mitinglerini düzenleyen iki kanat vardı. Çağdaş Yaşamcılar ve Tuncay Özkan. İkisi ile de aramın bozuk olduğunu herkes bilir. Bu mitinglere 1 TL bile para vermedim. l Eskort kız tuzağı: Ben ne N.K’yi ne S.K.’yi ne de eskort kızları tanırım. Birileri bir yerden eskort kızlar listesi bulmuş. Nerede başarılı, üst düzey, terfi bekleyen ekarte etmek istedikleri subay varsa, bu kızlarla ilişkilendirmişler. Yani anlayacağınız şimdi bu davada sanık olan isimler Türk ordusunun parlayan yıldızları. Bu planın içinde bana da sivil kanat olmak gibi bir rol düştü. Anlayacağınız bir taşla iki kuş vuruyorlar. l 20 yaşındaki koordinatör: S.K. (Dönemin Foça kaymakamının kızı, 24 yaşında.) Örgüt koordinatörüsün denilince gülüyorum. 20 yaşımda koskoca albayların nasıl koordinatörü olurum? Sözde bana bağlı 16 kişinin isimlerini bile duymadım. Bilgin Özkaynak’ı ömrümde görmedim, konuşmadım, varlığından bile haberim yoktu. Sadece F.A’yı tanıyorum. F.A’nın Bornova’daki güzellik salonuna manikürpedikür için gittim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle