09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MART 2013 CUMARTESİ 4 HABERLER Hükümetin, terörizmin finansmanı konusundaki uluslararası sözleşmeyi geri çekmesi tartışma yarattı Kafalar Karışıyor Daha da Karışacak Bunca yıl, böylesine sorgusuz sualsiz savaştıktan sonra, birden içeriği, koşulları tam belirlenmemiş bir barış söylemi şahlanınca kafaların karışması kaçınılmazdı. Yarın öncekinden daha kötü bir çatışmaya dönüşme olasılığını içinde taşıyan, savaşmama halini dahi barışın bir türü sanan “savaşmama hali” fetişizmi, kafa karışıklığının nedenlerinden biri. Nitekim böyle düşünenler, şu büyük yanlışa düşebiliyorlar: Barış demokrasi demek değildir, demokrasi ve adalet olmadan barış olabilir, en kötü barış bile yine barış olduğu için iyidir. Lafı uzatmadan belirteyim, adalet olmadan yapılan barış, kışın kar toplayan güneşli havayı andırır, ardından daha güçlü tipiyi getirir, İkinci Dünya Savaşı’ndaki HitlerStalin barışı(!) gibi... Her itirazı, her tereddütü “Ne o yoksa kanın, gözyaşının durmasına, barışa karşı mısın” sorusuyla karşılamak, kafa karışıklığına yol açıyor. Çünkü insanlar, korkuyla telaşla “Aman barışa karşı görünmeyelim” diye ince eleyip sık dokumadan, her şeye “he” deyip, iflah olmaz bir iyimserlik içine giriyorlar. Bu da kafaları karıştırıyor. HHH İktidarın yürüttüğü politikanın ana afişe amacı, PKK’lilerin çekilmesini sağlamak, buna karşılık Başkancı sistemi de içeren anayasa değişikliklerini gerçekleştirmek. Tek başına politikayı oluşturamasa da şimdilik bilinen bu. Salt bu kadarı bilinenle bir politikaya destek vermek de tabii mümkün değil. Barışa açıklıkla, samimiyetle destek vermek isteyenler de her konuda inisiyatifi tekelinde tutar, herhangi bir yasal düzenleme öngörmezken, yalnız işine geldiği kadar yarım yamalak açıklamalarla yetinenlere koşulsuz destek vermelerini beklemek, sonra da onu bulamayınca, destek vermiyorlar diye sızlanmak insafla bağdaşmaz. Bildiğimiz az şey konusundaki bilgilerimiz de o kadar sınırlı ki... Öcalan’ın, Nevruz günü Diyarbakır’da okunan mektubundaki çekilme çağrısına uyulacağı söyleniyordu ilke olarak. Ama bu çağrıya uyulması için İmralı’dan gönderilen çağrı mektubu herhalde yetmiyor olmalı ki, Kandil’deki Murat Karayılan çekilmede örgütün orta kademesinin ikna edilmesinin de şart olduğunu söylüyor. Bu şaşırtıcı değil, salt Öcalan’ın çağrısına tam bir uyum içinde boyun eğilmesi, eşyanın değilse de terör örgütünün tabiatına aykırıdır. HHH Karayılan, geri çekilme sürecinin ilerleyebilmesi için “ÖCALAN’IN ÖRGÜTÜN ORTA KADEMESİNE DOĞRUDAN SESLENMESİ”ni şart koşuyor. Kafalar bir kez daha karışıyor, bu doğrudan seslenme nasıl olacak? Olsa da orta kademenin ikna olmasına yetecek mi? Bütün bunlar tartışılırken, BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Ankara Temsilcimiz Utku Çakırözer’e şunları söylüyor: Karar verecek olan (çekilme takvimi konusunda) ne biziz ne bakan ne başbakan. KARARI VERECEK OLAN, GERİ ÇEKİLECEK OLANLARDIR. Haydi bunun üzerine kafalar bir kez daha karışıyor. İnsanlar haklı olarak şu soruyu soruyorlar: Öcalan’ın 21 Mart’ta okunan çağrısı yeterli değil mi? Dile getirilmese de başka karar odakları da var mı? Kandil ve bizzat örgütün orta kademeleri de buna dahil mi? Ayrıca çelişen açıklamalar üzerine kafası karışanlar şunu da soruyorlar: Öcalan’ın açıklamalarına tek başına güvenebilir miyiz, yoksa süreç ilerleyip, pürüzler çıktıkça yeni karar odakları da mı oluşacak? Tabii bu arada, kafaları karıştıran ve mutlaka sorulacak olan başka sorular da var. Şimdilik pek seslendirilmese de zaman zaman dile getiriliyor. Örneğin biri şu: Örgütün dağ kadrosunun büyük bölümü Türkiyeli, orta vadede bunların durumu ne olacak, nereye yerleşip, ne yapacaklar? Bunlar uzun süre için sınır dışına çıkmayı kabul ederler mi? Temel nitelikte çok soru var, kafaları karıştıran; yanıtlama konumundakiler ise sessiz. El Kaide ve PKK kuşkusu BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA AKP hükümetinin terörün finansmanının önlenmesine ilişkin uluslararası sözleşmeyi, Meclis Dışişleri Komisyonu’ndan da geçmiş olmasına karşın geri çekmesi, soru işaretlerine neden oldu. CHP’li Aytuğ Atıcı, “Terörün finansmanı ile ilgili yükümlülüğü ortadan kaldırarak diyorsun ki, bak ben yeri gelir ben her türlü terör örgütünün finansmanını sağlarım. Ola ki böyle bir şey olduğunda, yükümlülüğüm yoktur diye bir şey ortaya çıkıyor” dedi. Atıcı, buna ilişkin olarak PKK ve El Kaide konusundaki kuşkusunu da dile getirdi. Atıcı, “Suç Gelirlerinin Ak u CHP’li Aytuğ Atıcı, hükümetin Meclis komisyonundan geçen yasayı geri çekmesinin soru işaretleri doğurduğuna dikkat çekerek, Dışişleri Komisyonu’nda yaşanan tartışmaları aktardı. Atıcı, “Birincisi bir İmralı süreci yaşanıyor, PKK’nin dışarıda birçok parası var, acaba bununla ilgili bir şey olabilir mi diye konuşuldu. İkincisi Ortadoğu’daki bu süreçte yani Suriye sürecinde El Kaide’ye ilişkin bir konu olabilir mi, çünkü bu akla geliyor” dedi. kililerinin, yasa tasarısının “muhatap kurum değişti” gerekçesini gösterdiğini dile getiren Atıcı, “Muhatabın değişmesi, yeniden imza atılması sürecinde, terör finanse edilirse ne olacak? O uluslararası anlaşmanın getirdiği yükümlülükler olmadığı için AKP hükümeti bundan kurtulmuş olacak” dedi. Dışişleri Komisyonu’ndaki tartışmalar konusunda bilgi veren Atıcı şu görüşleri dile getirdi: lanması, Aranması, Zaptedilmesi ve Müsadere Edilmesine İlişkin Sözleşme’nin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı”nı hükümetin Genel Kurul aşamasında geri çekmesini değerlendirirken, kritik bazı kuşkuları dile getirdi. Dışişleri Komisyonu’ndaki görüşmeler sırasında, bu konuyu gündeme taşımaları ve söz konusu sözleşmenin neden geri çekildiğini sormaları üzerine hükümet yet “Perde arkasında ne olabilir, dış politikadaki gelişmeleri değerlendirdiğimiz zaman denklemin neresine nasıl bakabiliriz? Birincisi bir İmralı süreci yaşanıyor, PKK’nin dışarıda birçok parası var, acaba bununla ilgili bir şey olabilir mi diye konuşuldu. İkincisi Ortadoğu’daki bu süreçte yani Suriye sürecinde El Kaide’ye ilişkin bir konu olabilir mi, çünkü bu akla geliyor. Çünkü Türkiye sınırı nın yüzde 75’inin El Kaide tarafından kontrol edildiği anlaşıldı. Bu parçaları da birleştirdiğimiz zaman, İsrail Türkiye’den özür diliyor, Suriye parçalanmaya çalışılıyor. Kuzey Irak zaten ABD’nin kontrolünde, böylece asıl hedefin İran olduğu anlaşılıyor. Güneydoğu’dan Suriye’yi parçalayıp kuzeye El Kaide aracılığı ile Kürtleri yerleştirip, Kuzey Irak’ta zaten Kürt otonomisi var. Artı, terörün finansmanı ile ilgili yükümlülüğü ortadan kaldırarak diyorsun ki, bak ben yeri gelir ben her türlü terör örgütünün finansmanını sağlarım. Ola ki böyle bir şey olduğunda, yükümlülüğüm yoktur diye bir şey ortaya çıkıyor.” YARGITAY İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN ‘ANAYASA MAHKEMESİ OLMASIN’ [email protected] Tuncel’in cezasına onama istemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin BDP Milletvekili Sebahat Tuncel hakkında, “terör örgütü üyesi olma” suçundan verdiği 8 yıl 9 ay hapis cezasının onanmasını istedi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 18 Eylül 2012’deki son duruşmasında, sanık Sebahat Tuncel, “PKK silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Tuncel, hakkında belli haklardan yoksun bırakma ve yurtdışına çıkış yasağı da getirmişti. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Başsavcılığın tebliğnamesinde, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının onanması istendi. Sebahat Tuncel, terör örgütü PKK’nin üst düzey yöneticileri ile Bağcılar Demokratik Toplum Partisi (DTP) binasında toplantı yaptıklarına dair ihbar doğrultusunda, 5 Kasım 2006’da gözaltına alınmışve tutuklanmıştı. Tuncel hakkında, terör örgütü üyesi olma suçundan dava açılmıştı.BDP’li Sebahat Tuncel, 27 Temmuz 2007’deki genel seçimlerde, İstanbul 3. Bölge’den bağımsız milletvekili seçilmiş ve yargılandığı bu dava kapsamında tutuklu bulunduğu Gebze M Tipi Kapalı Cezaevi’nden 24 Temmuz 2007’de tahliye edilmişti. AKP ve BDP denetleme istemiyor AYŞE SAYIN u AKP ve BDP’nin hedefinde anayasanın başlangıç maddeleri ve Anayasa Mahkemesi var. AKP’li üye İyimaya tutumlarını, “Zaten Anayasa Mahkemesi, millet iradesi fikrine terstir” sözleriyle savundu. ANKARA AKP hükümetiyle, Abdullah Öcalan arasında MİT aracılığıyla sürdürülen İmralı müzakereleri, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda AKP ve BDP “işbirliğine” de yansıdı. AKP ve BDP, anayasanın ilk 3 maddesinin değiştirilmesini isterken, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) anayasa değişikliklerini denetlemesine “yargıçların milletin temsilcilerinin kararlarını denetlemesi milli iradeye uygun değil” gerekçesiyle karşı çıkması dikkat çekti. Yeni anayasanın “yargı” bölü münün görüşmelerini sürdüren TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş, yetki ve görevlerine ilişkin maddeler AKP ve BDP’nin, geçmiş yıllardaki parti kapatma kararlarını gerekçe göstererek, AYM’nin yetkilerini “tırpanlama” girişimi nedeniyle uzlaşma sağlanamadı. Komisyonu kilitleyen ise AKP ve BDP’nin AYM’nin anayasa değişikliklerinin “şekil ve esas bakımından hiçbir şekilde denetleyemeyeceği”ne ilişkin önerisi oldu. AKP’li komisyon üyesi Ahmet İyimaya , AKP’nin AYM üyelerinin tümünün Meclis tarafından seçilmesinin yargı bağımsızlığı açısından sıkıntı yaratacağına dikkat çeken CHP’lilere, “Zaten Anayasa Mahkemesi, millet iradesi fikrine terstir” karşılığını verdi. Bunun üzerine CHP’li Komisyon Üyesi Süheyl Ba tum, Meclis çoğunluğunun “monarşi” ya da “padişahlık” sistemine geçiş kararı alması karşısındaki güvencenin ne olacağı sorusunu gündeme getirerek, “AYM, Meclis çoğunluğunu denetlemek için kurulmuştur. Hitler, Mussolini seçimle işbaşına gelince, millet iradesinin asla yanlış yapmayacağı düşüncesi de terk edilmiştir” sözleriyle tepki gösterdi. Gensoru reddedildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’nin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkındaki Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile TBMM onayı olmaksızın gizli petrol boru hattı anlaşması imzaladığı ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yakınlarına avantaj sağlandığı gerekçesiyle verdiği gensoru reddedildi. “Gensorunun yanlış adrese verildiği” açıklaması yapan Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla görüşmeler sırasında Meclis’te Davutoğlu yerine Enerji Bakanı Taner Yıldız hazır bulundu. Önerge sahibi CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray ise “Başbakan baldıran zehiri içer mi içmez mi bilmem ama Irak’ta zehirli ilişkilere girmiştir” diye konuştu. Yıldız’ın konuşmasında “Türkiye halkları” ifadesini kullanmasına MHP tepki gösterince genel kurulda gerilim yükseldi. MHP’lilerle AKP’liler ve Bakan Yıldız arasında karşılıklı suçlamalar yaşandı. Meclis’te Davutoğlu yerine Yıldız hazır bulundu. Bahçeli: PKK meşru hale geliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı, “kâbus” diye nitelediği İmralı süreciyle Türkiye’yi temellerinden sarsıp, PKK’nin meşrulaşmasına göz yummakla suçladı. Bahçeli, Erdoğan’ın eyalet sistemini “itiraf ettiğini” de söyledi. Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada, Türk milletinin tüm olan biten “çirkeflikleri, kurnazlıkları, maksadı karanlık çabaları” ibretle izlediğini kaydetti. Bahçeli, “Uydurma anketlerle çözülme ve çöküş sürecine desteğin arttığını söyleyecek ve bu çerçevede milletimizi hafife alacak kadar körlüğün, basiretsizliğin içine batan Başbakan ve hükümeti, kanaatleri etkilemek için her tezgâha müracaat etmektedir” görüşünü dile getirdi. Bakan Ergin yasal düzenlemelerin normalleşme sürecinde yapılabileceğini söyledi ERDOĞAN VE BDP’LİLERE SUÇLAMA Meclis’in işi üçüncü aşama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Sadullah Ergin, örgüt üyelerinin yurtdışına çıkışlarıyla ilgili yasal düzenleme olmadığını belirterek, “Akil adamlar bir çalışma yapması süreci kolaylaştırır kanaati vardır. Onun ötesinde Meclis’te ayrı bir araştırma komisyonu olabilir mi? Bu değerlendirilebilir, buna ilişkin tespit yapılabilir” dedi. TBMM Adalet Komisyonu, önceki gün tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanan, kamuoyunda 4. yargı paketi olarak bilinen tasarının maddeleri ele alındı. CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, “Sürecin yasa ile desteklenmesi konusunda varılmış bir uzlaşı var. İmralı’da bazı sözler verilmiş” şeklindeki açıklamasının basında yer aldığını anımsattı. Köktürk, “Bizim süreçle ilgili bilgilenme hakkımız yok mu, İmralı’da konuşulup karara bağlanan konular nelerdir?” sorularını yöneltti. Eleştirileri yanıtlayan Bakan Ergin, Abdullah Öcalan ile yakalandığı ve Türkiye’ye getirildiği günden bugüne kadar, devletin istihbarat birimlerinin ihtiyaç duyulan her zeminde görüştüğünü kaydedetti. Görüşmelerde ne konuşulduğunun ve tartışıldığının sorulduğunu dile getiren Ergin, “Kamuoyundan bir şey gizlenmemiştir. İlk günden beri terör örgütünün eylemlerini sonlandırması ve Türkiye dışına çıkması konuşulmuştur” dedi. Ergin, Demirtaş’ın açıklamalarına ilişkinse şunları söyledi: “Birincisi, eylemsizlik ve silahlı örgüt mensuplarının Türkiye’nin dışına çıkartılması, iki Türkiye demokrasinin tahkimidir. Üç normalleşme süreci, yasa ile desteklenmesi gereken aşama üçüncü aşamadır. İlk iki aşama sağlıkla geçilirse, üçüncü aşamada normalleşme sürecinde, silahların gömüldüğü, silahlı unsurların kalmadığı ortamda, normalleşmeyle beraber yurtdışına Türkiye’den çıkmış, Mahmur Kampı’nda başka bölgelerdeki vatandaşlarımızın ülkeye adapte edilmesine yönelik çalışmaları kastetmektedir. Buna ilişkin süreç elbette yasa ile desteklenmek zaruretindedir. Onun ötesinde silahlı terör örgütü üyelerinin, yurtdışına çıkışları ile ilgili yasal düzenleme söz konusu değildir. Buna ilişkin ‘akil adamlar ya da akil insanlar, ekip olarak bir çalışma yapması süreci kolaylaştırır’ kanaati vardır. Bu konuşulmuştur, onun ötesinde Meclis’te ayrı bir araştırma komisyonu, çalışma komisyonu olabilir mi? Bu değerlendirilebilir, buna ilişkin tespit yapılabilir.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 4. yargı paketi, tutuklu vekiller sorunu ve çözüm sürecine ilişkin tartışmaların yaşandığı iki günlük görüşme sonunda TBMM Adalet Komisyonu’ndan geçti. CHP’nin, sekiz tutuklu vekilin tahliyesini sağlayacak önergesi reddedilirken Türk Ceza Yasası’ndaki “ihaleye fesat karıştırma” suçunun cezasının indirilmesini içeren önergesi ise kabul edildi. CHP’nin kabul edilen önerisinin yasalaşması halinde suyu 10 metreküpe kadar ücretsiz yaptığı için de yargılanan ve bir başka davada 8 yıl 4 ay hapis cezası kesinleşen eski Dikili Belediye Başkanı Osman Güven’in de aralarında bulunduğu pek çok belediye başkanları ve bürokratlar bu düzenlemeden yararlanacak. Tasarı yasalaşırsa kamu kurum veya kuruluşlarının yaptığı ihalelere fesat karıştıran kişiye verilen 5 yıldan 12 yıla kadar olan hapis cezası, 3 yıldan 7 yıla indirilecek. İhalede kamu zararı doğmadıysa ceza 1 yıldan 3 yıla kadar olacak. maddeyi verin yeter!’ CHP’li Batum’un AKP ve BDP’den gelen “ilk 3 madde ile ilgili” değişiklik planını anımsatması üzerine İyimaya, kendilerinin ilk 3 maddede değil, “ilk 3 maddenin değiştirilmesinin dahi teklif edilemeyeceğini” öngören 4. maddesinin değiştirilmesini istediklerini ifade etti. Öte yandan, AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, yeni anayasa için komisyona verdikleri sürenin 31 Mart’ta dolduğunu belirterek, “Sonrasında eğer onlar samimi şekilde çok kısa bir zamanda bitirecekleri şeklinde beyan vermedikleri takdirde biz anayasa değişiklik teklifimizi veririz” dedi. ‘4. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kendilerini “Türk Milliyetçisi Hukukçular” olarak adlandıran bir grup emekli hâkim ve avukat, terör örgütü PKK’nin silah bırakmasına yönelik yürütülen sürece ilişkin Başbakan Tayyip Erdoğan ile BDP’lilerin bulunduğu “ilgililer” hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ankara Adliyesi’ne gelen eski hâkimler Kerim Yılmaz ve Osman Kaçmaz ile bazı avukatlar, suç duyurusu dilekçesini başsavcılığa verdi. Kerim Yılmaz, adliye önünde yaptığı basın açıklamasında “barış süreci” olarak adlandırılan süreçte, devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumakla mükellef yürütme organının, Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarında Türkiye Cumhuriyeti’nin hâkimiyetini yok etme görüntüsü veren eylemlere izin verdiğini söyledi. Öte yandan “Genç Türk” üyeleri de aynı konuyla ilgili başsavcılığa suç duyurusunda bulundu. Pakete fesat karıştı! İmralı sürecine çifte şikâyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle