13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MART 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DİZİ NATO KARŞITLARI 9 ‘Patriotlara Irak’a ‘özgürlük’ götüren ABD, ülkeyi parçalayacak anayasayı da kendisi hazırladı hayır’ dediler İstanbul Haber Servisi BDP, EMEP, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği, Özgür Demokratik Alevi Derneği, Antikapitalist Müslümanlar gibi çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve siyasi partinin oluşturduğu “Emperyalizme ve NATO’ya Karşı Eylem Birliği”, dün Taksim’den Dolmabahçe’ye “Emperyalist saldırganlığa karşı ve köleliğe karşı yürüyüş” düzenledi. Açıklamada, “Bu Patriotlar Suriye ve İran’ı işgal planlarında Türkiye’nin de yer alması ve emperyalizmin ileri karakolu Siyonist İsrail’in korunmasına yöneliktir. Asla NATO’nun askeri olmayacağız. Bizim işbirlikçiler için dökecek bir damla kanımız yoktur” denildi. Irak’ın anayasası rak’ta Başbakan Nuri el Maliki’ye pek sıcak bir yaklaşım yok. Tüm yetkileri elinde toplamakla suçlanıyor en azından. Ancak dengeleri iyi hesapladığı, Arap vatandaşlarının Kürtlere olan kızgınlıklarını kendi söylemi haline getirdiği, dolayısıyla ciddi bir desteğe sahip olduğu biliniyor. Maliki’nin gücü, deniyor, çıkar gruplarını kendisine bağlamasından da geliyor. Ayrıca yine, kendisine bağlı askeri birimler oluşturmasına vurgu yapılıyor. Genelkurmay başkanını safdışı bırakmış örneğin. Maliki ile görüşme şansımı, orada bulunduğum günlerde gittiği Basra kentinden başkent Bağdat’a dönemeyişi yüzünden yitirdim. Karşılaşabilseydim, Türkiye’nin, Suudi Arabistan ve Katar’la birlikte kendisine suikast hazırladığı iddiası hakkında ne düşündüğünü soracaktım. Arap kaynaklı haber sitelerinde dillendirildi bu iddia çünkü. Maliki’nin zorluğu şurada: 140. madde uyarınca Kerkük’ün geleceği ile ilgili bir referandum söz konusu. Maliki, başbakanlığa, Kürtlere bu madde konusunda güvence verdiği için oturabildi deniyor. Şimdi Kürtlerle, malum, arası iyi değil. Garanti sözünü tutmazsa bir türlü, tutsa bölünmeye uygun I 16 yıl hapisle cezalandırılan Deniz Yarbay Hakan Ilıca’nın 10 yaşındaki kızı Defne “Babamı çok özlüyorum. Artık yanımda olsun istiyorum” dedi. (Fotoğraf: MELTEM YILMAZ) ‘İnsanlığın yüz karası Silivri...’ İSTANBUL/İZMİR (Cumhuriyet) Yargıtay’da incelenme aşamasında olan Balyoz davasında çeşitli hapis cezalarına çarptırılan emekli ve muvazzaf askerlerin yakınlarının oluşturduğu “Vardiya Bizde Platformu” İstanbul’da 23. kez, İzmir’de 15. kez “sessiz çığlık” eylemini gerçekleştirdi. İSTANBUL’da çok sayıda yurttaşın da destek verdiği ve Beşiktaş Meydanı’nda gerçekleştirilen eylemde 18 yıl cezaya çarptırılan Deniz Kurmay Albay Bora Serdar’ın eşi Melek Serdar, eşinin Mamak Cezaevi’nden yazdığı mektubu okudu. Serdar, mektubundaki şu ifadeler dikkat çekti: “Değerli can dostum Deniz, 70’li yıllarda yazları Silivri’de bir okulun bahçesinde kurulan çadırlarda kamp yaparken seninle sarmaş dolaş olur, masumane özgürce oynardık. Artık Silivri’de insanlığın yüz karası en büyük toplama kampı var.” 13 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan Jandarma Binbaşı Özgür Ecevit Taşçı’ya eşi Hande Zeybek Taşçı’nın yazdığı ve açık görüşte 6 yaşındaki kızıyla yaşadıklarını anlattığı mektubu duygusal anlar yaşattı. Mektupta “Zorla da olsa öğrettiler bize, mutluluğun ayda bir, bir saat açık görüş olduğunu. Zihnimizde mutluluğun tanımını değiştirdiler” ifadeleri yer aldı. İZMİR Konak’taki basın açıklamasına eski CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ile İşçi Partisi İzmir İl Başkanı Tugay Şen de katıldı. Bu haftaki metni, astsubay Canatan Turgut’un oğlu Ata okudu. Metinde, yargılamanın AİHM normlarına aykırı olduğu vurgulanarak “Yargı mekanizmalarındaki hukuksuzlukların giderilmesini beklemek en doğal hakkımızdır” denildi. ‘F Tipi öldürüyor’ İHD İstanbul Şubesi’nin F tipi cezaevlerinde ağır hasta tutuklu ve hükümlülerin durumuna dikkat çekmek için düzenlediği “F oturmaları” dün 1. yılını doldurdu. İHD’liler dün Galatasaray’da saat 13.00 sıralarında başladıkları eylemde F tipi cezaevlerinin kapatılmasını istedi. Yapılan açıklamada, Edirne ve F tipi cezaevlerinde görüşme saatlerinin keyfi olarak kısıtlandığı, revirde sürekli doktor bulunmadığı, ağır hastaların tedavisinin yapılmadığı belirtilerek “Kültür Bakanlığı’nın onayıyla bandrol verilen kitap, roman, dergilerin ‘örgüt propagandası’ gibi keyfi gerekçelerle tutuklulara verilmediği” anlatıldı. (Fotoğraf: HAZAL OCAK) bir türlü. Tutsa, zaten iyi ilişkiler içinde olmadığı Türkiye ile daha da kötü olacak her şey. Maliki ile konuşamadım ama konferansın açılışına gelen, aynı akşam da katılımcılara “hoş geldin” yemeği veren eski Başbakan İbrahim Caferi ile muhabbet edebilme şansını buldum. Başbakanlığı döneminde IrakTürkiye ilişkileri “mükemmel” olarak değerlendirilen biri. Ciddi bir entelektüel. Ülkede çok sevilen bir figür olduğu konusunda yaygın da bir görüş var. Ilımlı yaklaşımlarıyla, başbakanlığı sırasında kabinesinde çok sayıda kadına bakanlık vermesiyle kadın hakları savunucularınca da el üstünde tutulan biri Caferi. Kurucusu olduğu ve halen başkanlığını yaptığı Reform Partisi’nde de önemli mevkiler de kadın görevliler var. Asıl önemi Irak parlamentosundaki en büyük bloku oluşturan Irak Milli Koalisyonu’nun başkanlığını yapmasından geliyor. Bu blok içinde Maliki’nin partisi Dava da var. Sadr Grubu, Fazile Partisi, Meclisi Ale, Bedir Partisi ve tabii ki Caferi’nin Reform Partisi de bu ittifak içinde. Bu ittifak dışındaki diğer blokta da İyad Allawi’nin Irakiye Grubu ile Kürt Koalisyonu yer alıyor. Caferi, konuşmamız sırasında elbette diplomatik bir dil kullandı. Türkiye’yi çok dikkatli sözcüklerle eleştirdi. Türkiye’nin, Barzani Kürdistanı ile kurduğu ilişkileri, Irak merkezi hükümetinin önüne koyduğu suçlaması bu eleştirilerin temelini oluşturuyor. Maliki’den Türkiye’ye sitem Türkiye’nin Irak politikasını konferans sırasında tanıştığım Türk bilim adamı, İstanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Engin Selçuk’tan dinlemeli. Selçuk, Türkiye’nin Irak’ta ciddi yanlışlar yaptığını düşünüyor. Bakın neler söyledi: “ABD askerlerinin tahliyesine ilişkin antlaşmanın altına imza atıldığı gün Maliki ile görüşme fırsatı buldum. Maliki, Türk olduğumu söyleyen görevlilerin takdiminin bitmesini beklemeden sertçe elimi sıkmış ve sitemle şu soruyu sormuştu: ‘Türkiye Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmuyor mu artık?’ Hazırlıksız yakalanmıştım. Ağzımda birkaç cümle geveledim. Maliki benimle konuşmanın vakit kaybı olacağını düşünmüş olmalı ki hızla uzaklaştı. Derken Şii Türkmen kökenli siyasi danışmanı koluma girdi ve kulağıma şöyle fısıldadı: Kürtlerle fiili bir ittifak düşünüyorsanız ilerde elinizdeki topraklardan da olursunuz. Sizi de parçalarlar.” Türkiye’nin Irak’ta yaptığı ilk hata, Selçuk’a göre, 2005’te kabul edilen Irak Anayasası’nın siyasi kodlarını kavrayamaması. Irak Anayasası ABD tarafından yazıldı bilindiği gibi. Selçuk “bu anayasa hiçbir federal devlette olmayan bir biçimde merkezi devleti güçsüzleştirmiş, federe birimlere (Kürt Federe Devleti) ise aşırı yetki tanımış” diyor. Bu elbette parçalanmaya uygun bir devlet haline getiriyor Irak’ı. Selçuk’un sözlerini dinleyince Caferi’nin, çok nazik de olsa Türkiye’ye yönelttiği eleştirileri daha iyi anladım. Caferi, böyle anayasası olan bir ülkeye komşu ülkelerin her müdahalesi parçalamayı arttırır demek istiyormuş meğer. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Stratejik Derinlik kitabını “bir rüya kitabı” olarak değerlendirişinin nedenini de daha iyi kavradım. Irak, merkezi hükümeti zayıf bırakılmış bir ülke olarak, merkezi hükümetin dışındaki yapılarla ilişkiye geçen Türkiye’yle mutlaka sorun yaşar demek istiyordu Caferi. Yani, Davutoğlu istediği kadar “sıfır sorun” desin, Irak’la mutlaka sorun yaşayacak merkezi hükümeti çiğnerse. ‘İyi komşulukta bunlar olmaz’ F TİPİ’NDEN MEKTUP ‘Alevi olmak suç sayılıyor’ İstanbul Haber Servisi DHKP/C operasyonu kapsamında 21 Ocak’ta tutuklanan Fatih Özgür Aydın, tutuklu olduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nden mektup gönderdi. Gizli tanık ifadesine dayanılarak örgüt yöneticiliğiyle suçlandığını belirten Aydın, “İstanbul polisinin rahatsız olmasının sebebi, devrimci, demokrat ve Alevi olmamdır” dedi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ataşehir Şubesi üyesi olan Aydın, 18 Ocak’ta yaklaşık 20 sivil polis tarafından yerlerde sürüklenerek gözaltına alındığını anlattı. “Gözaltı süresince işkence devam etti. Kollarım arkadan kelepçeli olarak saatlerce bekletildim. Nezarethanede, avukatlarımın verdiği su ve şeker tarafıma verilmedi. Yüzyıllar önce İmam Hüseyin ve yoldaşlarının Kerbela çölünde susuz bırakılması gibi...” diyen Aydın, mahkemede, gizlilik kararı nedeniyle hakkındaki iddiaları öğrenemediğini, ancak katıldığı basın açıklamalarının sorulduğunu belirtti. Aydın, “İktidar Alevi halkın örgütlü gücünü yasadışı ilan etmek istemektedir” dedi. 8 MART ÇAĞRISI: Kapitalizmin sarayları yıkılacak İstanbul Haber Servisi Anarşist Kadınlar, dün Şişli Cevahir Alışveriş Merkezi önünde toplanarak “AVM kadına köleliktir” sloganlarıyla yaptıkları gösteride 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınlara eylem çağrısında bulundu. Anarşist Kadınlar adına Mercan Doğan tarafından okunan basın açıklamasında, kadınların tüketim saraylarında ve patronların saraylarında sömürüldükleri vurgulandı. Kadınların açıklamasında “Bütün kadınlar göz yumuyoruz. Kapitalizm erkek dünyasında mutluluğun, özgürlüğün daha fazla tüketimle geleceği vaadinde bulunuyor. Moda dergilerine, mankenlere, gazetelerin arka sayfa güzellerine, dört bir yandaki reklamlara bakıp kendimizi baştan yaratılması gereken bir varlık gibi görmemiz isteniyor” ifadelerine yer verildi. Caferi, kırgın bir ifadeyle şunu anlattı: “AKP bir konferans düzenlemişti, beni de çağırdılar. Irak’tan başka kim var, örneğin Tarık el Haşimi gelecek mi? dedim. (Haşimi, hakkında tutuklama kararı olan ve Türkiye’ye kaçan ırak Cumhurbaşkanı YardımcısıMKE). Büyükelçilikten bana, Davutoğlu yurtdışında olduğu için ulaşamadık dendi. Konferans bir cumartesi gününe denk geliyordu. Biletimi almış bulundum. Cuma akşamı geç saatte bana Haşimi’nin de toplantıya katılacağını söylediler. Tabii ki gitmekten vazgeçtim. Bunlar iyi komşulukta olması mümkün olmayan şeyler. Benim yerine koyun kendinizi. Devletimin yargıladığı bir kişiyi benim karşıma çıkardılar. Çok ağır, çok zedeleyiciydi bu. Ama ben buna rağmen Irak’ta Türkiye’ye ilişkin tepkileri yatıştırmaya çalışıyorum.” TGB’LİLER EYLEM YAPTI ‘Saygınlığınızı taraf tutarak gölgelemeyin’ Türkiye, Irak’a da dillerde. İki gün süren Bölgesel Güvenliğe Doğru konferansının katılımcılarının çoğu, özellikle Mısırlı akademisyenler Türkiye hakkında çok ağır eleştiriler dile getirdiler. Ortak kanı, Türkiye’nin başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’daki kimi ülkelerin içişlerine “burnunu sokmuş” olması. Bunu Arap dünyasının ünlü düşünürlerinden, bölgede gerçek bir Türkiye dostu olarak tanınan Muhammed Nureddin de söylüyor. Türkiye hakkında birçok kitap yazmış olan ve söyledikleri Arapça konuşulan dünyada son derece ciddiye alınan Lübnanlı bu düşün adamı, artık Türkiye tarafından sevilmediğini düşünüyor. “Lübnan’da Türkiye’nin her ulusal bayramında konuklardan biriydim her zaman” diyor. “Şimdi değil misiniz?” diyorum, “Değilim. Bu yıl ki Cumhuriyet Bayramı kokteyline çağırmadı beni Türkiye’nin Lübnan Büyükelçisi” diye yanıtlıyor. “Ne söylediniz de kızdırdınız?” soruma da “Türkiye’yi seven herkesin söylediği şeyi söyledim. Saygınlığınızı Ortadoğu’daki çatışmalarda taraf tutarak gölgelemeyin dedim” diye karşılık veriyor. Nureddin, konferansta, Türkiye’nin Ortadoğu politikalarını “mezhepçi”,“NATO’cu” ve “Osmanlıcı” olarak niteleyen sert bir konuşma yaptı. Başbakan Erdoğan’ın “Şam’ın çocukları bize emanet” sözlerini de “mezhepçi bir kışkırtma” olarak değerlendirdi. ‘Aklı esir ettiler’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TGB üyeleri, AKP Ankara İl Başkanılığı önünde iktidarın üniversite ve bilim karşıtı uygulamalarını protesto etti. TGB Genel Başkanı İlker Yücel, “Bilimin kafasına sarık geçirmeye çalışıyorlar. Kozmik odalara kadar girebilirsiniz, üniversitenin kapısından adımınızı atamazsınız” dedi. TGB üyeleri AKP iktidarının bilim ve üniversite karşıtı politikalarının açık kanıtının Prof. Fatih Hilmioğlu’nun hastalığına karşın tutuklu olması olduğunu ifade etti. Yücel, “Bunlar cemaatlere biat eden nesiller istiyorlar. Cumhuriyet aklı özgürleştirir, AKP aklı hapseder. Erdoğan, bilimi karşına alamazsın. Haddini bileceksin” dedi. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle