13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 MART 2013 PAZAR 4 HABERLER Erdoğan yine medyayı suçlu ilan etti. İmralı tutanaklarının yayımlanmasını ‘sabotaj’ olarak değerlendirdi Bira Sevgili, PARİS Jacques Brel’in “Londra’dan Berlin’e her yer bira kokuyor” diyen, sevdiğim neşeli bir şarkısı vardır. Bu hafta başı, Jacques Brel’in aynı zamanda bir bira diyarı olan ülkesi Belçika’nın başkenti Brüksel’de idim. Bol bol bira kokusu teneffüs ettim. Son iki yıla kadar iyi bir bira içicisiydim. Biracı yaşamımın ilk yıllarında, ülkede bir tek bira vardı: Tekel Birası. İstanbul ve havalisi ile Türkiye’nin çoğu yerine Şişli Bomonti’de Osmanlı zamanında yapılmış fabrikada üretilen biralar dağıtılırdı, Ankara çevresine ise Atatürk Orman Çiftliği (artık kalmadı ya) sınırları içinde kalan Ankara Bira Fabrikası’nın ürünleri satılırdı. Bir de Yozgat Bira Fabrikası vardı ki, içlerinde en son kapanan o olmuştu. Ama benim ilk yıllarım tek bira markasıyla geçti. Türkiye’de özel bira gelene kadar, ellili yılların ikinci yarısından itibaren, biralar köpüksüz kesik çıkmaya başlamış ve bulup almak sorun haline gelmişti. Bu yüzdendir ki, 1969 yılında ilk özel bira Efes Pilsen çıkınca çok sevindik. O sayede, Tekel’in son yıllarında bulunmaz olan, bozuk çıkan biranın kalitesi düzeldiği gibi kolayca da ulaşılır olmuştu. HHH Yine de ülkemizde biranın kültürü de, markası da, satıldığı alanlar da sınırlıydı. Tekel döneminde, İstanbul’da Osmanlı’dan kalma, Bomonti bahçesinde, içine katkı maddesi konmamış, genelde 5 litrelik tahta fıçılarda satılan biralar ile Ankara Atatürk Orman Çiftliği’ndeki aynı tür fıçı biraları çok ünlüydü. İstanbul’un bira mabedi Galatasaray’da İstiklal Caddesi üzerindeki Çiçek Pasajı, Ankara’da ise Kızılay’daki Piknik Birahanesi’ydi. Buralardan geçmemiş İstanbul ve Ankaralı hemen hemen yoktu. İki özel biranın piyasaya çıkışından sonra yıllarca üç markayla gitti Türkiye. Bir ara birahaneler patladı. Ama bu bira kültürünün gelişmesi anlamını taşımıyordu. Sayıları artan birahaneler lümpenleşmekteydi. Bira kültürünün gelişmesi son yılların ürünüdür. Nezih birahanelerin açılması, dostum Teoman Hünal’ın büyük katkısıyla “pub” kültürünün yaygınlaşıp gelişmesi, biranın Rönesansı oldu. Hemen belirtmek gerekir ki, benzer gelişmeler ABD’de de oldu. Geçen yüzyılın sonlarında kalite olarak gerileme gösteren ABD piyasasında da son yıllarda bir bira kültürü Rönesansı yaşanıyor. Türkiye’de artık bira içilen şık mekânlar, publar, braseriler var, bunun yanı sıra bir sürü de yabancı bira satılıyor piyasada. HHH Tuborg geçen yıl, Belçika’nın keşiş birası Leffe’nin yanı sıra İrlanda’nın ünlü birası Guinness’i sonra Hoegaarden’i ithal etti. Bunun yanı sıra malt viskinin ve pub kültürünün olduğu gibi biranın da ülkemizde tanınmasına katkıları olmuş olan T. Hünal’ın ithal ettiği ABD’nin Brooklyn Lager’ı, Alman Schneider Aventinus’u, yine Alman olan isli bira Aecht Schlenkerla’yı da eklersen, hatırı sayılır bir bira çeşitlenmesi görürsün. Buna Efes’in ürettiği yeni biraları da ekleyince, oldukça geniş bir malt yelpazesi oluştu. Efes, rakibi Tuborg’un bira getirtme hamlesine aynıyla karşılık vererek İtalyanların Perroni birasını getirtti. Zaten piyasada dünyanın en iyi lager’i olan Çek Budweiser de olunca (hiç de iyi kalite olmayan Amerikan Bud ile karıştırma) zengin çeşitlenmeye kavuştuk. Son olarak da Efes, Belçika’nın dünya bira kültüründe çok özel bir yeri olan, 90 günlük üretim süresiyle rekor kıran ve şişe içinde ikinci bir fermantasyon geçiren Duvel birasını ithal etmeye karar verince skala iyice zenginleşti. Hafta başında işte bu ürünün tesislerini gezdik. Bu değişik ürünün de gelmesiyle, Türkiye artık bira kültürünün daha da geliştiği bir diyar olacak; bu alanda yeni birahaneler, bira ile yenen özel yemekler yapıp özel mönüler ve bira çeşitleri sunan braseriler açılacak. Bütün bunlar keşke gençliğimde olsaydı diye hayıflanırken şimdiki gençler bazı alanlarda bizden daha şanslı diyorum. Hiç değilse küçük mutluluklar konusunda... Unutma biranın anavatanı da bu topraklar yani Mezopotamya’dır. ‘Gazeteciliğin batsın’ COŞKUN YAMAN BALIKESİR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İmralı görüşmelerinin bir bölümünün basına yansımasına sert tepki göstererek “Bir kısım medya hiç yanımızda olmadı. Eğer böyle gazetecilik yapacaksan batsın senin gazeteciliğin” dedi. Balıkesir’deki toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan, muhalefete yönelttiği “Sivas’ın ötesine geçemiyorlar” söylemini yineleyerek “Sadece sahillerde, sadece belli illerle, belli ilçelerle muhabbet kuran bir hükümet değiliz” dedi. İmralı görüşmeleriyle ilgili olarak “konuşmayacağını” dile getiren Erdoğan, hayatın ve siyasetin risk olduğunu kaydederek “Onun için silahlar İmralı görüşmelerinin basına yansımasına sert tepki gösteren Erdoğan, “Bir tane gazete çıkmış, bir başlık atıyor, attığı başlıkla İmralı’dan haberler veriyor. Eğer bu ülkeye, bu millete zerre kadar sevdanız varsa şu çözüm sürecine katkıda bulunmak istiyorsanız böyle bir haberi atamazsınız, atmamanız gerekirdi” diye konuştu. Çözüm sürecinin “çok hassas” olduğunu belirten Erdoğan, bu süreçte konuşmayacağını söyledi. ‘KONUŞMAYACAĞIM’ bırakılıncaya kadar mücadelemiz sürer, siyasetle de müzakeremiz sürer” dedi. Erdoğan, milletle “ru be ru” (yüz yüze) konuşacaklarını dile getirerek konuşmasına şöyle devam etti: “Medya üzerinden yapılan karanlık operasyonlara medya aracılığıyla kurulan tuzaklara itibar etmeyin. Yıkmak kolaydır, yapmak zordur; savaş kolaydır, barış zordur. Biz samimiyetle, kararlılıkla elimizi, bedenimizi, bütün vücudumuzu taşın altına koyup gençlerin kanını, annelerin gözyaşını dindirmek için çırpındıkça bunu sabote etmeye, bunu bozmaya, bunu başarısızlığa uğratmaya çalışanlar var. Bunlar sizin karşınıza dedikoduyla, söylentiyle, sabotajla, provokasyonla, medya operasyonlarıyla çıkıyorlar.” Süreçle ilgili yine basına çatan Erdoğan, “Bir tane gazete çık mış, bir başlık atıyor, attığı başlıkla İmralı’dan haberler veriyor. Her zaman söyledim; ‘bir kısım medya hiçbir zaman yanımızda olmadı’ diye. Bu medyanın bazı uzantıları, kalemşörleri şunu yazıyor: ‘Devlet yönetmek başka bir şey, gazete yapmak farklı bir şey.’ Eğer bu ülkeye, bu millete zerre kadar sevdanız varsa şu çözüm sürecine katkıda bulunmak istiyorsanız böyle bir haberi atamazsınız, atma manız gerekirdi” diye konuştu. Çözüm sürecinin “çok hassas” olduğunu, bu süreçte kendisinin konuşmadığını, arkadaşlarına da “sabredeceksiniz, konuşmayacaksınız” dediğini belirten Erdoğan, “Bizim derdimiz bağcıyı dövmek değil bizim derdimiz üzümü yemek. Biz üzüm yiyeceğiz, o huzurdur, o refahtır, o bu milletin birliğidir, beraberliğidir. Ama bunlar ne yapıyorlar? Attıkları manşetlerle köşe yazılarıyla neymiş, gazetecilik yapıyorlarmış. Eğer böyle gazetecilik yapacaksan batsın senin gazeteciliğin” dedi. Erdoğan, “Biz bir açıklama yapmadıkça, teyit etmedikçe, bütün söylentiler, dedikodular yalandır, iftiradır, asılsızdır” diye konuştu. KIŞANAK AÇIKLADI: GEREKÇE: ADNKS Kamu görevlileri 10 gün içinde Hükümet ‘anadili’ni AYŞE SAYIN bırakılacak araştırmak istemedi ANKARA Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Türkiye’de konuşulan “anadilleri” konusunda istatistik tutulmadığını açıkladı. TÜİK’in anadiline ilişkin son verisinin 1965 tarihli olduğunu açıklayan Yılmaz, 2007’den itibaren Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne göre nüfus istatistiklerinin tutulduğunu, “tam sayım” esasına dayalı eski sisteme dönülemeyeceği için de “anadili istatistiği” çalışması düşünmediklerini bildirdi. Bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk’un “anadili istatistikleri” konusundaki soru önergesine yanıt veren Devlet Bakanı Yılmaz, Türkiye’de son 47 yıldır “anadili istatistiği” bulunmadığını açıkladı. TÜİK tarafından genel nüfus sayımlarında anadiline ilişkin verilerin 1935 ile 1965 yılları için bulunduğunu belirten Yılmaz, bu konuda yeni bir çalışma düşünülmediğini de ilginç bir gerekçeye dayandırdı. Yılmaz şu görüşlere yer verdi: “Ülke sınırları içerisinde ikamet eden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyla yabancı uyruklu kişilerin ikamet, adres bilgileri, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için TC kimlik numarası kullanılarak MERNİS veritabanındaki nüfus kütükleriyle eşleştirilerek 2007 yılında Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) oluşturulmuştur. Bu sistemden, yerleşim yerlerine göre nüfusun büyüklüğü ve dağılımı, yıllık olarak üretilerek kullanıcıya sunulmaktadır. 2000 yılına kadar her 5 yılda bir tam sayım esasına göre ve kişileri evlerine kapatarak yapılan nüfus sayımlarından vazgeçilerek 2007 yılından itibaren nüfus istatistikleri ADNKS’ye dayalı olarak üretilmeye başlanmış olup bu yaklaşımın sürdürülmesi öngörülmektedir. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde, tam sayım esasına dayalı eski sisteme dönülmesi öngörülmediğinden, anadiline yönelik veri de toplanamayacaktır.” Cevdet Yılmaz, anadili çalışması yapılmamakla birlikte hükümetleri döneminde etnik dil ve kültürlere dönük b irçok yasal düzenleme yaptıklarını savunarak buna TRT’den 24 saatlik farklı dil ve lehçelerdeki yayınlar, “anadilinde savunma hakkı”, üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı bölümleriyle Kürtçe enstitüleri kurulması, anadilinde, yerel dillerde siyasi propagandanın suç olmaktan çıkarılmasını gösterdi. ERBİL (AA) BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, PKK’nin kaçırdığı kamu görevlilerinin bir hafta, 10 gün içinde serbest bırakılması için çalışma başlatıldığını bildirdi. BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk, BDP milletvekilleri Altan Tan ile Sırrı Süreyya Önder ve Bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk, dün BDP Erbil Temsilciliği’nde basın toplantısı düzenledi. Kışanak, Süleymaniye’deki temasları tamamladıklarını, Abdullah Öcalan’ın gönderdiği mektubu Murat Karayılan’a ulaştırdıklarını kaydetti. Kışanak, “Umarım bu PKK’nin elinde bulunan kamu görevlileri bir hafta, 10 gün içinde ailelerine kavuşacaktır” dedi. Kemal Kılıçdaroğlu İzmir’de katıldığı açılış töreninde yaptığı konuşmada, İmralı tutanaklarının sızmasının değil, içeriğinin tartışılması gerektiğini söyledi. ombardıman durduruldu’ iddiası Öte yandan Öcalan’ın mektubunu Kandil’e teslim etmek için çarşamba gecesi Sülaymaniye’ye giden BDPDTK heyetinin kalma süresinin, savaş uçaklarının Kandil’i bombalaması nedeniyle uzadığı ileri sürüldü. Heyet, Kandil’e güvenlikli şekilde gidebilmek için Ankara ile temasa geçip bombardımanın durmasını isterken Kandil bombardımanın durdurulduğu iddia edildi. Heyet, önceki akşam Süleymaniye’den büyük bir gizlilik içerisinde Kandil’e gitti. Milletvekilleri telefonlarını kapatırken, bu görüşmenin bilinmemesi için her önlem alındı. Kandil Dağı’nda gerçekleşen görüşmeye Karayılan ile bazı örgüt yöneticileri ve BDPDTK heyeti katıldı. Yaklaşık 7 saat sürdüğü belirtilen görüşmede, önce Öcalan ile geçen hafta görüşen Altan Tan ve Sırrı Sürreyya Önder ile daha gönce gidip görüşen Ahmet Türk detaylı açıklamalar yaptı. Karayılan’ın da Öcalan’la İmralı’da başlatılan sürecin arkasında olduklarını ve Öcalan’ın yol haritasını desteklediklerini bu konu ile ilgili örgüt olarak çözüm istediklerini söylediği ileri sürüldü. ‘B ‘Ülkeyi kim yönetiyor?’ HAKAN DİRİK İZMİR CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ülkeyi yönetenlerin “devlet adamı” kimliğinden uzakta olduğunu dile getirerek “Bizim devlet adamı kimliğine sahip yöneticilere ihtiyacımız var” dedi. İmralı görüşmelerini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Bu ülkeyi kim yönetiyor?” diye sordu. Kılıçdaroğlu, dün İzmir’de önce parti yöneticileriyle bir araya geldi. Ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Gaziemir’de temelini attığı yeni fuar alanı için düzenlenen törene katıldı. CHP Genel Başkanı, burada yaptığı konuşmada, devlet adamlığı kavramının tipik özellikleri olduğunu vurgulayarak “Devlet adamı dediğiniz kişi, sorunları önceden görüp kronikleşmeden çözüm üreten kişidir. Kendi tarihini bilmek zorundadır. Kendi tarihini kötülemez, kendi insanını kötülemez. Yurtseverlik duygusunu ayaklarının altına almaz. 75 milyon yurttaşa aynı gözle bakan kişidir. Devletine ve ülkesine sahip çıkan kişidir. Devlet adamı, hukukun üstünlüğüne inanır. Hapishanelerinde gazetecilerin, bilim insanlarının olmayacağını sağlayacak bir düzeni kuran kişidir. Devlet adamı ülkesinin dış politikasını belli ülkelerin çıkarlarına göre değil, kendi ülkesinin çıkarlarına göre inşa eden kişidir. Bizim devlet adamı kimliğine sahip, öngörüleri güçlü yöneticilere ihtiyacımız var. Çünkü Türkiye iyi yönetilmiyor” dedi. İmralı görüşmelerinin içeriğinden uzaklaşılarak “haberi kim sızdırdı” boyutuna indirgenmek istendiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “2002 yılını düşünün. Sıfır terör. Rahmetli Ecevit döneminde. 2013’ü düşünün. Türkiye’yi 10 yılda terör batağına sokan bu zihniyeti nasıl ve hangi gerekçeyle haklı göreceğiz. Kim yönetiyor ülkeyi? Gazetelere tutanaklar yansıdı. Haberi kimin sızdırdığı üzerinde duruluyor. Geçiniz bunları. Şimdi ülkeyi yöneten Başbakan’dan yanıt bekliyoruz. Bir tarafta olanı gördük, dinledik. Şimdi diğer ortak konuşacak. ‘Benim konuşmaya hakkım yoktur’ diyemez. Eğer bu ülkeyi yönetiyorsan, adam gibi yöneteceksen, devlet adamı gibi yöneteceksen senin yanıtını bekliyorum.” ‘Erdoğan’dan yanıt bekliyorum’ Arınç: Çözümden geri dönmeyiz BURSA (Cumhuriyet) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “çözüm süreci”ne ilişkin, “Paris’te ortaya çıkan olay, Türkiye’de lokal olarak bazı yerlerde askerimize ve polisimize saldırılar ve şimdi de bir gazetede bu tutanakların yayınlanmış olması, hepsi beklenen, muhtemel, bu yola çıkınca karşı karşıya geleceğimizi beklediğimiz olaylardır. Hiçbirimiz şaşırmadık, Allah beterinden saklasın. Ama böyle bir olay karşısında, geri dönecek noktada değiliz” dedi. Arınç, AKP Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı tarafından düzenlenen Bursa Teşkilat İçi Eğitim Programı’na katıldı. Arınç, Öcalan’ı kastederek, “İsterseniz ‘30, 40 bin kişinin katili’ deyin, isterseniz başka sıfatlar bulun, ama kendi seven kitleleri içinde halen önemli bir merkez, önemli bir aktör olarak bulunuyor” ifadelerini kullandı. BULDAN’DAN GÖRÜŞME TUTANAKLARI İDDİASI ‘ÇÖZÜM İÇİN TÜRKİYE’NİN YETERLİ BİRİKİMİ VAR’ ‘Biz sızdıranları çok iyi biliyoruz’ BATMAN (Cumhuriyet) BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Abdullah Öcalan’la görüşme notlarının basına sızmasını değerlendirirken “Sızdıranları çok iyi biliyoruz. Bu sürecin sekteye uğramaması için mücadele vereceğiz” dedi. Batman’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Batman Kadın Platformu miting düzenledi. Mitingde konuşan Buldan “Sayın Öcalan, ‘Bu süreçte herkesten destek istiyorum’ diyor” dedi. Öte yandan Erbil’e giden BDPDTK heyetinde bulunan Altan Tan, Öcalan’la görüşme tutanaklarını kendisince basına verildiği yönündeki iddiaları yalanladı. Tan, “Aslanlar köstebek olmaz, çakallara selam. Aslanlar söyleyeceğini doğru dürüst söyler. Bir şeyi yapacaksa pençesini vurur alır” diye konuştu. Aslanlı’ yalanlama İstanbul Haber Servisi CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, “Türkiye, demokratik bir programla Kürt sorununu çözecek birikime, anlayışa sahiptir. Yeter ki süreç, her şey halkımızla paylaşılsın” dedi. Partisinin Sultanbeyli İl çe Başkanlığı’nca düzenlenen toplantıda konuşan Hamzaçebi, “yeni bir anayasa arayışı, Kürt sorunu ve bir diğer yönüyle terör sorunu, dış politikada yalnızlaşan bir Türki Hamzaçebi: Süreç halkla paylaşılsın ye sorunu ile istihdam yaratmayan işsizlik üreten bir ekonomi politikası”nın ülkenin en önemli sorunları olduğunu söyledi. Hamzaçebi, “Terörün sona ermesinin, Kürt sorununun çözülmesinin, başkanlık sistemiyle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Türkiye, demokratik bir programla Kürt sorununu çözecek birikime, anlayışa sahiptir. Yeter ki süreç, her şey halkımızla paylaşılsın” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle