Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA 8 HABERLER sanız anlamı yok. CHP’den Kürt sorunu ve anayasa ile ilgili yapılan farklı açıklamalar “çatlak” algısı yaratıyor. Hayır çatlak yok. Biz 134 kişiyiz. Zaman zaman bir arkadaşımızın farklı düşüncesi olamaz mı? Olur tabii. Çok doğal. Bu tür farklılıkları parti ikiye, üçe bölünüyor gibi bir çerçevede değerlendirmek doğru değil. yapmamız doğru değil. Bize soru soruluyor “Sizin çözümünüz ne?” diye. Ama bizden önce iktidar partisi çıksın da varsa önerilerini açıklasın. Biz de öğrenmiş olalım, halk da öğrenmiş olsun. Ve ona göre tartışalım televizyonda. Ama bilmediğimiz bir sürecin tartışan tarafı olmak istemiyoruz. Bu yüzden arkadaşlarımızın o programlara katılmalarını uygun bulmadık. zim dışımızdaki bir gelişme AKP ve BDP işbirliği ile ne kadar götürülür onu da birlikte göreceğiz. CUMHURİYET 18 MART 2013 PAZARTESİ CHP Parti Meclisi toplantısı sonrası parti sözcüsü Haluk Koç tarafından kamuoyuna açıklanan bildiri ne anlam taşıyor? CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığımız görüşmede parti meclisi toplantısından çıkan bildirinin oybirliğiyle kabul edilmesini son derece önemsediğini gördük. Sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: PM bildirisini nasıl değerlendiriyorsunuz? AKP’yi eleştirmeye cesaret edemeyenler CHP’yi karıştırma arayışı içerisindeler. Bu toplantımızla CHP’nin olaylara nasıl bir birlik bütünlük içinde baktığını herkese göstermiş olduk. Bunu oybirliğiyle yapmış olmamız da son derece önemlidir. Oybirliğini neden önemsiyorsunuz? Anlamlı çünkü özellikle iktidara yakın kesimlerin beklediği büyük kavga olmadı. Tam tersine hiçbir sorun çıkmadan, CHP’ye yakışır birlik ve bütünlük içinde bir sonuç çıktı. Bildirinin topluma mesajı nedir? Terör sorununun çözümüyle ilgili yaşanan bu süreçle ilgili herkesin merakı var. Bizim partimizin de var. Tabii ki biz de herkes gibi sorun yaşanmasını istemiyoruz. Çözülecekse çözülsün tabii ki. Ama kamuoyunun bilgilenme hakkı var. O çerçevede hükümet, sorumluluğunun gereğini yerine getirmeli. Bu bildiriyle hükümete bir çağrı daha yapıyoruz. Bu yapılmadan ne söyleseniz, ne değerlendirme yap GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY istemeyiz Kimsenin ölmesini zgür düşün ama disipline uy Ö Kılıçdaroğlu: CHP’de Kimse Bu Bildiri Dışına Çıkamaz sorunu deyin, o konuda görüşlerimiz var. Hem de herkesten önce yazılmış onlarca raporumuz, bildirimiz var. Seçim bildirgemiz var. Kurultay bildirgesi var. Ama bilmediğimiz tek şey var. O da bu konuda AKP’nin ne söylediği. O konuyu bilmezken o konu hakkında yorum Bu bildirge sonrasında milletvekillerinin bireysel ya da gruplar halinde çıkışları olacak mı? Hayır artık hiçbir arkadaşımız PM’nin çizdiği çerçeve dışında görüş açıklayamaz. Parti meclisi kurultaydan sonraki en yetkili kurum. Açıklamalar bu çizilen çerçeve içinde yapılacaktır. Tabii ki arkadaşlarımız özgürce düşünmeye devam edecek. Ancak partimizin disiplin diye bir kavramı da var. Partinin programı, görüşleri, raporları, bildirileri belli. Açıklamaların da o çerçeve dahilinde olması lazım. iz başkanlığı tartışmayız B BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak başkanlık sistemine kapı aralayan açıklamalar yaptı. Biz CHP olarak Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda tartışmıyoruz başkanlık sistemini. Dolayısıyla bi Nevruz’da İmralı’dan eylemsizlik ve sonrasına yönelik bir açıklama beklentisi var. CHP’nin bu konudaki düşüncesi nedir? Biz hiçbir kimsenin saçının bir teline zarar gelmesini istemeyiz. Kim bir insanın ölmesini isteyebilir ki? Ancak bizim dışımızda yürüyen bilmediğimiz bir süreç var. Tam olarak hükümetin neyi açıklamasını istiyorsunuz? Bakın şu anda görüşen iki kişi var. Abdullah Öcalan ve Recep Tayyip Erdoğan. Bir taraf, yani Öcalan konuştu ve öğrendik düşüncelerini. Şimdi onunla kader ortaklığı yapan kişi çıkıp konuşmalı ne düşündüğünü, ne konuştuklarını. KILIÇDAROĞLU’NUN KRİZ YÖNETİMİ PM toplantısında Kılıçdaroğlu, parti içinde giderek belirginleşen “ulusalcı” ve “sosyal demokrat” kanatların her ikisinin beklentisini de karşılayan bir “denge” kurmuş gözüküyor. Çatlak beklenen toplantıdan “birlik” mesajıyla çıkmayı şöyle başarmış: 1. Önce ulusalcılar tatmin edildi: Toplantının hemen başında CHP’nin yeni anayasa için önerdiği “vatandaşlık” tanımını gündeme getirerek ulusalcı kanadın itirazını baştan ortadan kaldırdı. CHP’nin vatandaşlık tanımı önerisinde “Türk vatandaşlığı” ifadesinin yer aldığı vurgulandı. 2. Sonra “sosyal demokrat” bildiri çıktı: Açıklanan PM bildirisinde ise bu kez diğer kanadın beklentisi karşılanarak “sosyal demokrasi” vurgusu görünür hale getirildi. Vatandaşlık tanımının yer almadığı o bildiride hedefe AKP kondu. Sadece bildiriye bakıldığında “sol” vurgusu dikkat çekici. Ancak ulusalcı kanat da toplantıdan istediğini alarak ayrılmış gözüküyor. İki kanat arası çatışma bekleyenler, Anayasa Komisyonu dağılıp AKP’nin taslağı ortaya çıkana kadar beklemek zorunda kalacak. elevizyon yasağının nedeni Milletvekillerinin televizyonlara çıkmasını genel merkez neden engelliyor? Bizim, adına ister terör ister Kürt T HEKİMLER AKP’Yİ PROTESTO ETTİ Sağlıkçılar yürüdü İstanbul Haber Servisi Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası ile çeşitli sağlık meslek örgütleri, AKP iktidarının sağlık politikalarını Tünel’den Taksim’e kadar yaptıkları yürüyüşle protesto etti. TTB Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, hekim ve hasta ilişkisinin bozulmaya başladığını belirterek, “Hükümet, sağlık hizmetini ticarileştiriyor” dedi. “Sağlıkta Dönüşüm” adı altında yapılan ve bu alanda birçok olumsuzluğa neden olan düzenlemeleri protesto eden TTB, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Sağlık Meclisi, çeşitli sağlık kurumları ve hekimler, saat 12.00 sıralarında Tünel Meydanı’nda bir araya geldi. Hekimler, İstiklal Caddesi üzerinden Taksim Meydanı’na kadar yürüdüler. TTB Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, hekimlerin mutsuz ve kırgın olduğunu ifade ederek “Kamu Özel Ortaklığı” ile birlikte sağlığın sermayeleştiğine ve ticarileştiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Aktan, şehir hastaneleri ile birlikte yapılacak binaların alışveriş merkezlerine ve sermaye sahiplerine rant kapısı oluşturacağı değerlendirmesinde bulunarak “Sağlık hizmetleri sağlık çalışanlarıyla birlikte verilir. Nitelikli, erişilebilir bir sağlık hizmetine kavuşuncaya kadar taleplerimizi dile getireceğiz. Mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu. İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören de hasta yurttaşların en az 20 dakika muayene süresi talep etmeleri gerektiğinin altını çizdi. İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu ise hastaların mağduriyetinin hekimlere yüklendiğini, ancak sorunun sistemden kaynaklandığını Çerkezoğlu, hekimlere yönelik şiddetin hâlâ devam ettiğini vurguladı. İstanbul Sağlıkçılar Meclisi adına Feray Kaya tarafından okunan basın açıklamasında 14 Mart günü Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na acil talep listesi sundukları belirtilerek şöyle denildi: “Emekli hekim ücretlerinin iki katına çıkarılması, hekimlik uygulamalarını değersizleştiren ve hastaları ‘puan’a çeviren ‘performansa göre ücret’ sisteminden vazgeçilmesi, hekimleri küçük düşürecek tutum ve davranışlardan vazgeçilmesi gibi talepleri iletmemize rağmen, bu 14 Mart haftasında da düş kırıklığı yaşadık.” TTB’nin 14 Mart Tıp Bayramı etkinlikleri dünkü yürüyüşle sona erdi. ‘Atatürk, birlik, ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Siyasi liderlerin, 18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 98. yıldönümü için yayımladıkları mesajlarında, “Atatürk’ün rolüyle ülkenin en zor zamanında ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bir dönemde birlik beraberlik, kardeşlik ve fedakârlıkla ortaya koyduğu direniş ve mucizeye” vurgu yapıldı. Siyasi liderler, 18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 98. yıldönümüyle ilgili mesaj yayımladı beraberlik ve barış’ ül: Bir gurur abidesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül mesajında Çanakkale zaferinin milletin onurlu duruşunu kanıtlayan, bu toprakların nasıl vatan yapıldığını ortaya koyan bir destan olarak tüm boyutlarıyla tarihe mal olduğunu vurguladı. “Çanakkale’nin bir gurur abidesi olduğu kadar bir hüzün abidesi” olduğunu da vurgulayan Gül, “Farklı milletlere mensup insanların koyun koyuna yattığı Çanakkale aynı zamanda, barışın anlam ve değerini tüm insanlığa anlatan bir ibret abidesidir” dedi. G Bomba Sırtı Vakası heykellerle canlandırıldı si için de umut ışığı olduğunu ifade etti. Erdoğan mesajında, “Millet olarak bizler, bu mukaddes toprakları bize emanet eden, kanıyla, canıyla bu toprakları vatan kılan her bir şehidimizi daima minnet ve şükranla anacağız. Şehitlerimizin aziz emanetini ebediyen koruyacak, bu emaneti çok daha yükseklere taşımak için var gücümüzle mücadele edeceğiz. Bu düşüncelerle, Şehitleri Anma Günü olarak kabul ettiğimiz Çanakkale Deniz Zaferi’nin 98. yıldönümünde, başta Anafartalar Komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ol Opet Tarihe Saygı Projesi kapsamında 2008 yılında hizmete giren Çanakkale’nin Eceabat ilçesindeki Tarihe Saygı Parkı’nda yenileme çalışmaları tamamlandı. 2 bin 500 metrekarelik bir alanda bölgeyi ziyaret edenlerin ilk durağı olan park, Çanakkale Savaşı’nın tüm detaylarını gösterecek şekilde donatıldı. 9 ay süren çalışma sonunda, parkta Atatürk’ün anılarında bahsettiği ‘Bomba Sırtı Vakası’ bire bir boyutlarda 40 heykel figürüyle canlandırıldı. mak üzere, ebediyete intikal eden bütün şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum” ifadelerini kullandı. ruhunu yaşatacağız TBMM Başkanı Cemil Çiçek, düşmanı ülkesine sokmayan ve Çanakkale’yi geçilmez yapan Çanakkale zaferi kahramanlarının bağımsızlığın ve vatan topraklarının çiğnenemeyeceğini destansı bir mücadele ile gösterdiklerini belirtti. Çiçek, “Birinci Dünya Savaşı’nın kaderini etkileyen Çanakkale zaferi milli mücadelemize de güç vermiş ve ilham katmıştır. Çanakkale Savaşı’nda yarbay olarak yer alan ve önemli başarılar gösteren Gazi Mustafa Kemal Atatürk daha sonra Kurtuluş Savaşımızın da lideri ve başkomutanı olmuştur. Çanakkale Zaferi’nin kahramanlarının bizlere bıraktıkları vatan ve bayrak sevgisini, kardeşlik, dayanışma ve birlik ruhunu yaşatmaya devam edeceğiz” dedi. Çiçek: Kardeşlik ılıçdaroğlu: Bugün kutsal bir gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise zaferin din, dil, ırk, inanç farkı gözetmeksizin canı ve kanı pahasına topraklarını savunan şehit ve gazileri saygı, sevgi ve minnetle anıldığı kutsal bir gün olduğunu belirterek şöyle dedi: “Ayrıca bugün, özgür olarak yaşadığımız bu topraklara çok kolay sahip olmadığımızın da göstergesidir ve herkesi sorumluluğa ça K ÇANAKKALE RUHUNU YANSITAN ALBÜM İstanbul Haber Servisi Çanakkale Valiliği, “18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi”nin 98. yılı nedeniyle düzenlenen “Biz Değil miydik” projesi kapsamında bir albüm hazırladı. Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna öncülüğünde yayımlanan “Biz Değil miydik” albümü, 1915 yılındaki olduğu gibi milli birlik ve beraberliği güçlendirmek, Çanakkale ruhunun tüm ülke genelinde yaşanmasının sağlanmasını amaçlıyor. Vali Yardımcısı Canan Hançer Baştürk’ün proje yöneticiliğini üstlendiği albümde Mustafa Kemal Atatürk’ün cephe fotoğraflarının yanı sıra “Çanakkale’de düşmanın gidişini izlerken tepeye sancak diken askerler”, “Sahra hastenesine taşınan gazi”, “Kahraman topçular”, “Esir kampındaki askerlerimiz”, “Gelibolu’ya takviye için çıkan Kürt birlikleri” fotoğrafları, çeşitli röportajlar, anılar yer alıyor. Albümdeki fotoğraflar ve resimler Çanakkale Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde dün açılan “Biz Değil miydik” sergisinde ziyarete açıldı. Doktora saldırı Yurt Haberleri Servisi Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde çalıştığı diyaliz merkezinden çıkan Dr. Murat Karadeniz (39) iki kişi tarafından darp edildi. Kazimiye Mahallesi Cahit Sıtkı Tarancı Caddesi’ndeki özel bir diyaliz merkezinden çıkan Dr. Karadeniz otomobiline binmek üzereyken yanına yaklaşan iki kişi çakmak istedi. Çakmağının olmadığını söyleyen Dr. Murat Karadeniz’e saldıran iki kişi daha sonra kaçtı. Hastanede yapılan kontrolde, Dr. Murat Karadeniz’in burnunun kırıldığı belirlendi. Dr, Karadeniz, “Baş ve yüzüme darbe aldım. Attıkları tekmeyle burnum kırıldı. Daha sonra yere düşmemle saldırganlar kaçtı. Benim kimseyle husumetim yok, saldırganları tanımıyorum” dedi. rdoğan: Tarihin akışını değiştirdiler Başbakan Tayyip Erdoğan, birlik ve beraberlik içinde omuz omuza mücadele eden Mehmetçiğin, ‘Çanakkale geçilmez’ nidasıyla tarihin akışını değiştirdiğini ve tarihe yeni bir yön tayin ettiğini, zaferin tarihten silinmek istenen milletin küllerinden yeniden doğuşuna vesile, istiklal mücadele E ğırmaktadır. ‘Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum’ diyen ama gerekmedikçe savaşın bir cinayet olduğuna da dikkat çeken Mustafa Kemal’in Çanakkale’deki askerlerini, canı kanı pahasına vatanını savunan şehitlerimizi, hayatlarını hiçe sayan gazilerimizi, cephelere sırtında cephane taşıyan cefakâr analarımızı, bacılarımızı rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum.” Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Çanakkale’nin zaferler içinde ayrı bir öneme sahip olduğunu, Türk ve dünya tarihi için bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Özel’in mesajı şöyle: “Çanakkale Savaşı, sadece tarafların birbiri ile kanlı mücadelesi olmayıp, farklı kültür ve dünya görüşlerine sahip devletlerin birbirlerini tanımasına vesile olmuştur. Bu nedenle muharebelerin yapıldığı Gelibolu Yarımadası, dost ve düşman her iki tarafın genç evlatlarının kıyasıya mücadele ettiği, savaşın acımasızlığına rağmen yardımlaşma duygusunun da ön plana çıktığı, kalıcı dostlukların kurulduğu bir yer olmuştur. Dostlukların kurulmasında, Türk milletinin iftiharı, askerlik mesleğinin dünyadaki en büyük timsali Mehmetçiğin ve onun ebedi Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çok büyük payı vardır.” 1996 yılından itibaren yeni dünya düzenine ilişkin ciddi tartışmaların ateşleyicisi oldu. Huntington’a göre soğuk savaşın sona ermesinin ardından ortaya çıkan yeni iklim hiç de Batı’nın ilk öngörülerindeki gibi değildi. Batı geriliyordu, başta Çin olmak üzere Asya yeni dönemin motor gücü olma yolundaydı. Onun cümleleriyle söylemek gerekirse, “Batı’nın varlığını sürdürebilmesi Amerikalıların Batılı kimliklerini vurgulamalarına, Batılıların medeniyetlerini evrensel değil, kendi türünde biricik olarak görmelerine, Batılı olmayan toplumlardan gelen tehditlere karşı koruma ve medeniyetlerini yenileyebilmelerine bağlıdır.” Huntington, yaşadığı ülkenin çıkarlarını da dikkate alarak olasılıkları ve yapılması gerekenleri sıralıyor. Batı dışındaki dünyada pek çok “fay hattı” olduğunu vurguluyor, bunlara karşı Batı’nın izleyeceği politikaların küresel dengeleri etkileyeceğine dikkat çekiyor. Bu köşenin diliyle yorumlamak gerekirse, Asya ve Afrika’da yaşanan pek çok sorun, kullanım biçimine göre “fay dalı” da olabilir “faydalı” da... ??? Huntington, 20. yüzyılı irdelerken kişilerden çok söz etmemiş. Böyle bir anlatım geleneği yok. Ancak “Kemalizm” başlığı altında Mustafa Kemal Atatürk’ün izlediği yola öteki ülkelere olan etkileriyle birlikte 8 sayfa ayırmış. (Sayfa 97105) Yine Atatürk eksenli başladığı ayrı bir Türkiye bölümü de 10 sayfa (205215). Bu bölümün son iki cümlesi şöyle: “Bir köprü iki katı varlığı birbirine bağlamakla birlikte bu varlıkların ikisi de olmayan suni bir yaratıdır. Türkiye’nin liderleri kendi ülkelerini bir köprü olarak adlandırırken aslında bu ülkenin bir bölünmüş ülke olduğunu yumuşak bir dille onaylamış oluyorlar.” Bu yaklaşımların her biri ayrı yazı konusu olabilir. Burada irdelemek istediğimiz, “İslam: Kenetlenmeden yoksun bilinç” başlıklı bölümün son cümleleri. Huntington şöyle diyor: “Laiklik ve demokraside Batı’nın iyi ve kötü yanlarını yaşayıp görmüş olan Türkiye, İslama liderlik etme vasfını kazanmış olabilir. Ama bunu yapabilmek için Atatürk’ün mirasını reddetmek zorunda kalacaktır. Böyle bir hamle aynı zamanda, Atatürk kalibresinde bir lideri, Türkiye’yi bölünmüş bir ülke olmaktan çıkarıp çekirdek bir devlet haline getirmek için gerekli siyasal ve dinsel meşruluğu kendisinde toplamış olan bir lideri gerektirir.” (Sayfa 264) Kitabın tam metninin Okuyan Us Yayınları tarafından Türkçeye çevrildiği 2002 yılında yukarıdaki paragraf nasıl yorumlanmıştı, bugün nasıl yorumlanabilir? İktidarın uygulamaları, Başbakan’ın danışmanlarının ve çalıştığı kadroların bakış açıları dikkate alındığında şu söylenebilir: Bugün böyle bir heves var. Haltington, çok affedersiniz Huntington tipi küresel bakışların, bu hevese doping olduğu da söylenebilir. Bize göre buradaki doğru cümle şu: Atatürk’ü yok etmeden, Türkiye’yi ne yaparsanız yapın dönüştüremezsiniz. ??? Görünen o ki, herkes bunun farkında. Herkes, Atatürk’ün toplumun içinde sökülüp atılamaz bir yere, değere sahip olduğunun da farkında. Bu anlamda Atatürk hiçbir siyasi hareketin tekelinde değildir. Ancak heves sahiplerinin bu anlamda en büyük hedefi CHP’dir. O nedenle Türkiye’nin sorunlarını çözmeden önce CHP’yi çözmek istiyorlar. Tarihten gelen gücü, destekleyenlerin ve desteklemeyenlerin biçtiği rol itibarıyla CHP, muhalefette bile Türkiye’nin bugününden ve geleceğinden sorumlu tutulmaktadır. Sorumluluk, taşınırsa güç, taşınmazsa yük olur. Huntington pek çok Amerikan kuruluşunda da çalışmış bir kişi olarak elbette kendi ülkesinin penceresinden bakacak. Gelinen noktada Türkiye’ye ve dünyaya Türkiye penceresinden bakacak en büyük, en etkili siyasal güç CHP’dir. CHP nerede olursa olsun ülke yönetiminden sorumlu tutuluyor dedik ama artık asıl olması gereken yer iktidardır. Bunun için muhtaç olduğu kudret, halkta ve Atatürk’ün mirasında mevcuttur. Barışta Erdost’u sonsuza uğurladık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çevirmenyazar Barışta Erdost, dün Karşıyaka Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi. Yayıncı ve yazar Muzaffer İlhan Erdost’un oğlu olan Barışta Erdost, Sosyalist Demokrasi Partisi PM üyesi ve Sol Yayınları editörüydü. Bir süredir kanser tedavisi gören Barışta Erdost’un cenazesine ailesi, yakınları ve dostları katıldı. Cumhuriyet yazarları Işık Kansu ve Mustafa Şerif Onaran, Uğur Mumcu’nun kızı Özge Mumcu, Halit Çelenk’in kızı Serpil Çelenk ile eşi Kaya Güvenç, Türkiye İnsan Hakları Kurumu kurucularından Nevzat Helvacı, ressam Daver Darende ve Celal Binzet, yayıncı Remzi İnanç ile Süleyman Ege, avukat Halil Sevinç cenazeye katılanlar arasındaydı. CHP PM üyesi Seyhan Erdoğdu ile akademisyen Vahap Erdoğdu da Muzaffer İlhan Erdost ve ailesini bu acı günlerinde yalnız bırakmadı. Barışta Erdost, Karl Marx ve Friedrich Engels’in bazı kitaplarını Türkçeye kazandırmıştı.