22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 MART 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 Krizden etkilenmediği öne sürülen Türkiye’de sadece 2012’de 6.5 milyon yurttaş icralık oldu 12 milyon dosya icralık Ekonomi Servisi Türkiye’de milyonlarca işçi, memur, esnaf, sanatkâr ve çiftçi icra memurlarının evinin ya da işyerinin kapısını çalacağı korkusuyla yaşıyor. Hayatını sürdürmek için neredeyse tek çaresi borçlanmak olan yurttaşlar, borçlarını ödemede zorlanınca, icra dairelerinin iş yükü de oldukça arttı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin 2011 ile 2012 yıllarında açılan icra dosyası sayısını açıkladı. Ergin’in, BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın yazılı soru önergesine verdiği yanıta göre; son iki yılda toplam 11 milyon 927 bin 775 icra dosyası açıldı. Açılan icra dosyası sayısı 2011’den 2012’ye göre 907 bin 308 adet artış gösterdi. Türkiye genelinde 2011 içinde; 513 bin 225’i mahkeme kararıyla, 4 milyon 996 bin 971’i direkt icra dairesine başvuru yoluyla olmak üzere toplam 5 AKP İşi İşsizlik! TÜİKTürkiye İstatistik Kurumu 6 Mart günü son iki yılın işgücü piyasası verilerini yayımladı. İlgili haber bülteninin 5. tablosu, mezun olunan okula göre işgücü durumunu veriyor. Tablodan da izlenebileceği gibi, son iki yılda ülke ortalamasına ve yükseköğretim dahil, ana eğitim basamaklarına göre işsizlik oranı azalıyor. Ancak, yükseköğretim mezunları arasında işsizliğin azalmadığı alt alanlar da var. Bunların başında, sanat; gazetecilik ve enformasyon; yaşambilimleri ve ulaştırma ve çevre geliyor. Bu meslek dallarında, işsizlik oranı, önce çok yüksektir; sonra da son sütundaki değişim sayılarında da görüldüğü gibi, işsizliğin genellikle azaldığı 2012’de, 2011’e göre artış gösteriyor. İşsizlik verileri, AKP iktidarının mesleklere bakışını da yansıtıyor. İnsanlık anıtı yontusunu ucube gören ve kaldırtan; tiyatroya da, müziğe de şaşı bakan bir iktidar anlayışından, sanat alanında eğitim alanlara iş alanı açması beklenemez. Bunun gibi, gazeteciliği kendi düşüncesi doğrultusunda biçimlendirmek için her aracı kullanan; ormanları, dereleri ve tarihi ören yerleriyle çevreyi yok eden; bilgi edinmeyi (enformasyon) sınırlamaya ve giderek genel anlamda yaşamı önemsizleştirmeye çalışan bir iktidarın, bu mesleklerde işsiz üretmesinden daha doğal ne olabilir? Bunlara karşılık, özellikle güvenlik, sağlık ve hukuk eğitimi alanlar arasında işsizlik oranının, ekonomi ders kitaplarında tam istihdam sayılan yüzde beşin çok altında kalması, önemli sayılması gereken göstergelerdir. Veriler, AKP iktidarının çözemediği sorunların ya da asıl açığının bu alanlar olduğunun birer kanıtı sayılmalıdır. Önümüzdeki aylarda üniversitelere yerleştirme süreci başlıyor. Bu veriler AKP iktidarında gençlerin hangi mesleklere yönelirlerse iş bulacaklarını ya da işsiz kalacaklarını gösteriyor. Öyle sanatmış, gazetecilikmiş, bilgi edinmeymiş, çevreymiş ya da yaşammış; bunlar yapılacak işler değil! Bunlarla AKP arasında, işsizlik istatistiklerine çok somut bir biçimde de yansıdığı gibi, çok önemli doku uyuşmazlığı var! Mezun Olunan Okul ve Alana Göre İşgücü Durumu 20112012 (Yıllık Ortalama) İşsizlik Oranı Değişim ( +; ) 2011 2012 Değişim Toplam 9.8 9,2 ()0.6 İlkokul 7.8 7.0 ()0.8 İlköğretim; Orta; Orta Dengi 12.0 11.7 ()0.3 Genel Lise 12.6 11.8 ()0.8 Meslek Lisesi 11.0 10.1 ()0.9 Yükseköğretim 10.4 10.1 ()0.3 Eğitim 8.0 6.7 ()1.3 Sanat 19.0 21.0 (+)2.0 Beşeri Bilimler 8.5 7.3 ()1.2 Sosyal Bilimler 10.0 9.3 ()0.7 Gazetecilik ve Enformasyon 14.3 22.1 (+)7.8 İş ve Yönetim 14.1 14.0 ()0.1 Hukuk 3.3 3.4 (+)0.1 Fizik Bilimleri 11.7 10.5 ()1.2 Yaşam Bilimleri 9.3 15.3 (+)6.0 Matematik/İstatistik 9.1 10.4 (+)1.3 Bilgisayar 16.5 12.5 ()4.0 Mühendislik 9.7 8.6 ()1.1 Mimarlık 10.3 9.4 ()0.9 Tarım 12.6 11.9 ()0.7 Sağlık 2.9 2.1 ()0.8 Sosyal/Kişisel Hizmetler 12.6 14.1 (+)1.5 Ulaştırma/Çevre 11.1 17.0 (+)5.9 Güvenlik 2.4 1.0 ()1.4 u Artan pahalılık, işsizlik ve alım gücünün düşmesi sonucunda yurttaş, iyiden iyiye borçla yaşar hale geldi. Kredi kartı borçları, banka kredileri, suelektrik gibi fatura borçları da dahil birçok kalemde tahsilat yapılamayınca son iki yılda 12 milyon dosya icra dairesinde işleme konuldu. milyon 510 bin 196 icra dosyası açıldı. Mahkeme kararıyla başlatılan takiplerden 186 bin 852’si sonuçlandırıldı, 284 bin 329’u işlemden kaldırıldı, diğer dosyalar bir sonraki yıla devretti. Direkt icra dairesine yapılan başvuru sonrası başlatılan takiplerden 1 milyon 50 bin 582’si sonuçlandırıldı, 4 milyon 411 bin 929’u işlemden kaldırıldı, di ğer dosyalar bir sonraki yıla aktarıldı. 2012 içinde de 583 bin 520’si mahkeme kararıyla, 5 milyon 834 bin 59’u direkt icra dairesine başvuru yoluyla olmak üzere 6 milyon 417 bin 579 icra dosyası açıldı. Mahkeme kararıyla başlatılan takiplerden 220 bin 285’i sonuçlandıMerkez Bankası kayıtlarına rıldı, 278 bin 316’sı işlemden kaldıgöre 2012’de, kredi kartı borcu rıldı, diğer dosyalar bir sonraki yınedeniyle hakkında takip başlatılan la devretti. kişi sayısı 1 milyon 585 bin 535’e Direkt icra dairesine yapılan yükselirken bu sayı bir önceki yıla başvuru sonrası başlatılan tagöre 148 bin 251 kişi arttı. Toplam kiplerden 1 milyon 135 bin 6 milyon 500 bini aşkın kredi kartı 209’u sonuçlandırıldı, 3 miltakipte. 2011’de asgari ödemesi yapılarak yon 664 bin 322’si işlemyaşamını sürdürmeye çalışan sorunlu den kaldırıldı, diğer dosyave bileşik faiz kıskacında olan kredi kartı lar bir sonraki yıla devretti. sayısı ise 12 milyon adedi aştı. Geçen Böylece 2011 ve yıl tüketici kredisi borcunu ödeyemeyen 2012’de toplam 11 mil1 milyon 38 bin 611 kişi hakkında takip yon 927 bin 775 icra dosbaşlatılırken takipteki alacak artış oranı da yası açılmış oldu. 2012’ye göre yüzde 29.8 artış gösterdi. Takipteki alacaklar artıyor İsrail ve Filistin’in sorunlarını Hisarcıklıoğlu çözecek Ekonomi Servisi Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) İsrail ve Filistin Milli Komiteleri, İsrail ve Filistin iş dünyası arasındaki ticari ihtilafları çözmek amacıyla Kudüs Tahkim Merkezi’ni kurdu. Kudüs Tahkim Merkezi, ICC tahkim kurallarına göre çalışacak ve Doğu Kudüs’te faaliyet gösterecek. Kendi sekretaryası ve hakem listesi olacak. Merkezin eş başkanlığına ise her iki ülkenin işadamlarının ortak teklifi üzerine Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu seçildi. Tahkimin, sözleşmelerden kaynaklanan ihtilafların mahkemeye gitmeksizin etkin ve hızlı bir şekilde çözülmesine imkân sağlayan bir mekanizma olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, Kudüs Tahkim Merkezi’nin eş başkanlığına hem İsrail hem de Filistin ICC üyelerinin ortak isteği üzerine seçilmesinin büyük sorumluluk verdiğini söyledi. Kudüs Tahkim Merkezi’nin çalışmalarını resmen başlatmak için yakında Kudüs’e gideceğini belirten Hisarcıklıoğlu, “Her zaman huzurticaretzenginlik zincirini gündemde tutuyoruz. Huzur ve ticaret zenginleşmeyi sağlıyorsa, zenginleşme de huzuru besler, huzurun kalıcı olmasına katkı sağlar. Ticaretin artması, ticaretin önündeki engellerin kaldırılması ve ticaretin kolaylaştırılması için TOBB olarak, ulusal ve uluslararası düzeyde bir dizi proje uyguluyoruz” diye konuştu. Ortadoğu’daki son gelişmeleri izlerken AKP hükümetinin Kürt sorunu bağlamında geliştirdiğini sandığı “proje” aklıma gençliğimde yaşadığım bir olayı getirdi. Yaklaşık 40 yıl önceydi, bir yaz günü Saros körfezinde şnorkel yaparak balık avlıyordum. Elimde hâlâ bir şey yoktu, tam üşümeye başlamıştım ki bir kaya kovuğunda 2530 santim boyunda tam tanımlayamadığım bir balık gördüm, sevinçle hiç düşünmeden zıpkınladım; sonra da hayatımın unutulmaz, kötü sürprizlerinden birini yaşadım. Yirmi beş santimin arkasından bir metreden uzun, bedeni 67 santim çapında kalın bir müren çıktı. Bu kas yığınını zapt etmeye, dişlerinden korunmaya çalışırken zıpkının ipi ayaklarıma dolaştı derinlere batmaya başladım. AKP hükümeti, Kürt sorunu vesilesiyle dişine uygun bir balık yakaladığını sanıyor. Arkasından gelmekte olan canavarın ayırdında değil. (“Başkanlıkta anlaşırım, anayasa projesini kabul ederim, istediklerimi alırım, fırsat bu fırsat” diye düşünen Kürt hareketinin sorunu da canavarın türü farklı olsa da aynı. Bu başka bir yazının konusu...) AKP’nin Kürt projesinin hedef aldığı “şey”, hızla şekillenmekte olan uzun bir sorunlar zincirinin ilk halkası. Bu halkayı yakalayanın zincire dolaşarak batma olasılığı çok ama çok büyük... AKP Türkiyesi’nin Kürt sorunu projesi, Irak ve Suriye’nin parçalanmasına bağlı. Her iki durumda da İran’ı etkileyen bu parçalanma zinciri Irak tarafında Şii nüfusu, İran bağlantısı üzerinden Suudi Arabistan’ın, Kuveyt’in petrol bölgelerine uzanıyor. Suriye Baskılar alanlarda kınanacak MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Türkİş içerisindeki muhalif 10 sendikanın oluşturduğu Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP) baskılara karşı sesini duyurmak amacıyla 23 Mart’ta Lüleburgaz’da Trakya bölge mitingi düzenleyecek. Ardından başka bölgelerde de miting yapacak. SGBP, diğer konfederasyonlar ile meslek ve sivil toplum örgütlerini de mitinge davet etti. Türkİş üyesi Havaİş, Kristalİş, TGS, TÜMTİS, Deriİş, Petrolİş, TekGıdaİş, Belediyeİş, Tez Koopİş ve Basınİş’ten oluşan SGBP’nin dönem sözcüsü, Kristalİş Sendikası Genel Başkanı Bilal Çetintaş, Trakya’dan başlayarak tüm bölgelerde miting yapacaklarını söyledi. “Biz bu mitinglerin devamını getirmek ve baskılara karşı sesimizi duyurmak için alanlara çıkmayı bir program halinde önümüze koyduk” diyen Çetintaş, bunun ilk adımının da Trakya olacağını, 1 Mayıs’tan sonra diğer bölgelerde de eylem yapacaklarını belirtti. Mitingin sloganının “kuralsız, güvencesiz çalışmaya hayır; taşerona son” olduğunu dile getiren Çetintaş, iktidarın çalışma yaşamında emekçilerin aleyhine düzenlemeleri uygulamaya geçirdiğine dikkat çekti. Emek dünyasının baskı altına alındığını, kuralsız çalışmanın dayatıldığını vurgulayan Çetintaş, miting kararı almadan önce Türkİş yönetimine Başkanlar Kurulu’nun toplanması için çağrı yaptıklarını ancak bir yanıt gelmediğini ifade etti. Erkekler riski, kadınlar altını seviyor Ekonomi Servisi Yapı Kredi’nin Kişisel Bankacılık müşterileri için yürüttüğü yatırım, tasarruf ve tüketim eğilimlerine yönelik araştırmasına göre, erkeklerin büyük çoğunluğu yatırım tercihinde hisse senedini ön planda tutarken, kadınların bir numaralı tercihi altın. Bankanın 800 kişi ile gerçekleştirdiği “Yatırım Tercihleri Araştırması”nın sonuçları, risk algısında cinsiyet farkını da ortaya çıkardı. Araştırmaya katılan ve yatırım tercihinde hisse senedini ön planda tutanların yaklaşık yüzde 87’sini erkekler, yaklaşık yüzde 13’ünü ise kadınlar oluşturdu. Araştırmaya göre kadınların yüzde 22’si yatırım yapmadan önce aile büyüklerine danışıyor. Kadınların yatırım tercihinde ilk sırayı yüzde 51 ile altın alırken, vadeli mevduat yüzde 42 ile ikinci sırada, hisse senedi yaklaşık yüzde 13 ile üçüncü sırada geliyor. Yatırım tercihinde tüm katılımcıların ilk adresi yüzde 54 ile altın olurken döviz cinsinden vadeli mevduat hesabı ise yüzde 37 ile ikinci sırada yer alıyor. aktardığına göre, Lübnan’da Sünniler, Suriye’deki savaşçılarla kendini giderek daha fazla özdeşleştirirken (14/03) Selefi akımın örgütlenme düzeyi de yükseliyor, provokasyonlar artıyor. Bu bağlamda özellikle Şeyh AhmetAl Assir’in etkinlikleri dikkat çekiyor. Beyrut’ta geceleri sık sık dinamitler patlıyor, havaya ateş açılıyor (Al Monitor 11/03). Şeyh Ahmet, Sünni askerlerden ordudan ayrılarak topluluklarını korumaya gelmelerini istiyor. Şeyh, geçen hafta çarşamba günü, taraftarlarının kararlılığını ölçmek için “Ordu camiyi basmaya hazırlanıyor” söylentisi çıkarmış. Ordu istihbaratının bildirdiğine göre yüzlerce genç Sünni şeyhin çağrısına uyarak camiye gelmiş. Trablus’ta Selefi örgütler sokaklara dökülüp orduyu cihat açmakla tehdit etmiş, Suudi Kralı’nın posterlerini yırtıp yerine El Kaide bayrakları asmış (Al Akhbar 14/03). Lübnan etnik, dinci kimlik siyasetinin altında ezilirken bu krizi daha da derinleştirecek bir etken daha devreye girdi. Lübnan’da kamu işçileri ve öğretmenler sendikası birliği üç hafta önce süresiz greve çıktı. Geçen çarşamba günü parlamento binasına, perşembe günü büyük limana, cuma günü de havaalanına yönelik yürüyüşler, oturma eylemleri düzenlendi. Salı gününden itibaren öğrenci hareketi de yürüyüşlere katılmaya başlarken cuma günü havaalanı çalışanları hükümeti greve katılmakla tehdit ediyorlardı. Lübnan’da istikrarı daha da bozan bu grevler aslında, çalışanların din ve etnik ayrılık gözetmeyen bir birliğinin pratik ifadesi olarak geleceğe ilişkin en doğru yolu da göstermiş oluyorlar. Zincirin halkaları tarafında, daha şimdiden Lübnan’ı etkilemeye başlayan zincir, sığınmacılar üzerinden Ürdün’e, Golan Tepeleri üzerinden İsrail’e, Gazze üzerinden Mısır’a, oradan Libya’ya, Tunus’a uzanıyor. Lübnan’a aşağıda değineceğim. Bu zincir üzerinde iki “patlayıcı madde” daha var. Biri Şii Sünni ekseninde gittikçe artan gerginlik. Suriye’de savaşan Sünni militanlar Irak’ta da operasyon yapmaya başladılar; 50 sivil sığınmacıyı pusuya düşürüp öldürmüşler (McClatchy, 14/03). Irak’taki Sünni nüfus Şii etkisindeki hükümete karşı gittikçe daha tepkici davranıyor. Eğer, Washington Post’un aktardığı gibi Sudi Arabistan içinde muhalefet güçleniyorsa, buradaki karışıklık İran ve Irak’taki Şiilere, Suudi Krallığı’ndaki Şiileri etkileme açısından yeni olanaklar getirir. Mısır’da taşlar yerine oturmuyor. Sokağa çıkanlar bir türlü geri dönmüyor. Çünkü dönecek iş, gelecek umudu yok. Müslüman Kardeşler rejimi stabilize olamıyor, muhalefet etkisini arttıramıyor, bu arada ekonomi hızla irtifa kaybetmeye devam ediyor; elinde yalnızca 2.5 aylık buğday stoku kalmış. Katar’ın 5 milyar dolarlık yardımı kesmiş olması durumu daha da ağırlaştıracak. Suriye’ye dönersek; Esat rejimiyle savaşan muhalefet içindeki radikal İslamcı hareketler dağıttıkları bildirilerde, verdikleri demeçlerde açıkça demokrasinin İslama uymadığını, Esat rejimini devirince Golan Tepeleri’ni almak için İsrail’e saldıracaklarını Dış Politikaya ve Kötü Sürprizlere Dair... açıklıyorlar. Bu sırada İran’ın, Suriye’de (Sünni isyancılara karşı) savaşmak üzere 50 bin kişilik bir milis gücünü eğitmekte olduğu bildiriliyor. Mısır halen kaos içindeki Libya’ya komşu. Libya’daki silahlar Kuzey Afrika El Kaidesi denen radikal koalisyonun eline geçmeye devam ediyor. Bu hareketin Mısır’da, toplumsal düzen, ekonomi bozulurken güçlenmeye devam eden Selefi akımla buluşması/ kesişmesi yüksek bir olasılık. Bu kesişme, İsrail’e doğru bir başka tehlikeli olasılığa açılıyor. Kendimi bildim bileli Lübnan, bir iç savaşın ya içindedir ya Ve Lübnan... da eşiğinde. Bu kez de eşiğinde; içine düşmemeye çabalıyor. Lübnan Dışişleri Bakanı Arap Birliği Zirvesi’nde, İsviçre taklidi yaparak Suriye konusunda tarafsız kalacaklarını açıklayıp başta Suudiler olmak üzere herkesi kızdırmayı göze alıyor. Ama sanırım artık çok geç. Daily Star (Beyrut) gazetesinin aktardığına göre, ülkede Şii ve Sünni topluluklar arasındaki gerginlik, özellikle Trablus (Lübnan) kenti ve Kuzey Bekaa çevresinde tırmanıyor (Blandford, 28/02). Michael Totten’a göre bu bölgelerdeki Şii ve Sünni militanlar birbirlerini öldürmeye başlamışlar bile, ama Suriye topraklarında... “Özgür Suriye Ordusu”nun sözcüleri de “Suriye bitince gelip Lübnan’ı temizleyeceğiz” diyormuş. (World Affaires, 10/03, Al Akhbar, 13/03). Hizbullah ise BekaaSuriye koridorunu, silah, kaynak, insan transferi açısından mutlaka açık tutmak zorunda. Suriye’den gelen sığınmacıların sayısı artarken Lübnan’ı eşikten içeri doğru iten basınçlar da artıyor. ABD yönetimi aniden hükümetin aslında Hizbullah hükümeti olduğu sonucuna ulaşarak başbakandan ya Hizbullah’ın iki bakanını görevden almasını ya da Hizbullah’sız bir yeni hükümet kurulmasını istemiş. ABD, Lübnan’ın Doğu Akdeniz’de gaz ve petrol sondajlarına başlayabilmek için İsrail ile arasındaki sorunları bir an evvel çözmesini de istiyor (Daily News, 13/03). Bu sırada, New York Times’ın ŞİRKETLERDEN 4 Tümosan, 2012 yılını 29.6 milyon TL kâr ile kapattı. Şirketin özkaynakları yüzde 39.7, toplam aktifleri ise yüzde 17.7 arttı. 4 Seyidoğlu, çocuklara tahin, pekmez, helva gibi lezzetleri sevdirmek için özel bir seri hazırladı. Yaptığı lisans anlaşmayla Pepee görsellerinin ürünlerde kullanım hakkını satın alan Seyidoğlu, cam kavanoz ve tüplü ürünlerin üzerinde çizgi film kahramanının resimlerini kullanacak. 4 Avea, Telefonica ile M2M alanında gerçekleştiği işbirliğinin kapsamını genişletti. Telefonica’nın Türkiye’de bulunan çok uluslu kurumsal müşterilerine Avea şebekesinden yararlanma fırsatı sunan bu yeni işbirliği ile Avea, kurumsal segmentteki global Avea müşterilerine sunduğu hizmetin kapasitesini de güçlendirmeyi hedefliyor. 4 Texbridge İstanbul Kumaş ve Aksesuvarları Fuarı’nı, 3 bini yabancı olmak üzere toplam 14 bin 540 profesyonel ziyaret etti. Fuara yerliyabancı 200 firma katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle