25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 MART 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET kultur@cumhuriyet.com.tr SAYFA KÜLTÜR 17 Kültür Servisi Ersin Antep ve Ali Pınar’ın konuşmacı olduğu “Yapı Kredi Müzik Sohbetleri”, “Osmanlı Saray Müzik Kurumunda 1915 Dönemeci” başlığı ile devam ediyor. Flüt sanatçısı ve ilk Türk orkestra şefi Safvet Atabinen’in bilinmeyen yönlerinin anlatılacağı etkinlik, Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nde bugün saat 18.30’da başlayacak. Kültür Servisi Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi yazar ve ressam Jale Sinar, 21 Mart saat 15.00’te Altınoluk Amfi Tiyatro Cafe’de bir aşk şiirleri dinletisi ve söyleşi düzenliyor. Aynı gün ayrıca Sinar’ın “Turunç Çiçekleri” ve “Gönderme” adlı kitaplarının tanıtımı da gerçekleştirilecek. Kültür Servisi Yakın zamanda hayatını kaybeden iki usta tiyatro oyuncusu Metin Serezli ve Müşfik Kenter’in balmumu heykelleri, Eskişehir’deki “Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeler Müzesi”nde yerlerini aldı. Metin Serezli’nin heykelinin yanına eşi Nevra Serezli’nin de balmumu heykeli yerleştirildi. Önümüzdeki günlerde açılışı yapılacak müzenin geliri ise engelli çocukların eğitimine katkı sağlayacak. Kültür Servisi TRT ile Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı’nın ortak çalışmasıyla Osmanlı döneminden kalma elyazması külliyatın da yer aldığı TRT’nin Türk Müziği Arşivi, internet ortamına aktarıldı. Dijital ortama aktarılan 12 bin 548 nota www.trtkulliyat.com adlı internet sitesinde görülebilir. Ücretsiz gösteriye ev sahipliği yapmayı amaçlıyor. Erol Erdinç, kendisini görevden alan Bakan Çelik’e ‘çok kırgın’... ‘Bir teşekkür bile etmedi’ SELDA GÜNEYSU Osmanlı saray müziği konuşmaları ANKARA Orkestra şefi, caz piyanisti ve besteci Prof. Erol Erdinç, kendisini Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Müzik Direktörlüğü görevlerinden alan Bakan Ömer Çelik’e, “Sayın Bakan beni, yüzümü bile bir kez görmeden görevden aldı. Üstelik bugüne kadar yaptıklarımdan ötürü bir kez bile teşekkür etme nezaketinde bulunmadı. Kendisine çok kırgınım” sözleriyle tepki gösterdi. Prof. Erol Erdinç, görevden alındıktan sonra ilk kez Cumhuriyet’e konuştu: Dünya çapında Rizeli bir müzisyenim: Konservatuvarda Ahmet Adnan Saygun’un bestecilik sınıfından mezun oldum. Yurtdışında da büyük besteci ve şeflerle çalıştım. Paris’te şeflik üzerine okudum. Çok başarılı öğrenciler yetiştirdim. Bir diğer önemli yanım da besteciliğim. Geçen yıl 30 Nisan’da, St. Petersburg Akademik Senfoni Orkestrası ile bestelediğim “Karadeniz’den Tablolar”ı seslendirdik. Dünyaca ünlü orkestrayı yönettim. Güzel Sanatlar Genel Müdürü iken Türk müziği sazlarıyla, Türk müziğini harmanlayarak kurduğumuz Anadolu Filormoni ‘Dom’ u Prof. Erol Erdinç, “Sayın Bakan’dan defalarca randevu istememe karşın, talebime yanıt gelmedi. Kendisi de yüzümü dahi görmeden şeflik mesleğimi elimden aldı. Ben Bakan Bey’e sormak istiyorum: Bunu neden yaptınız?” diyor. Orkestrası ile halka indik. Köylere, çobanlara, kasabalara, okullara konserler verdik. 44 yıldır bu ülkeye durmak bilmeden çalıştım. ‘Sadece yanıt bekliyorum’ Sormak istiyorum, neden?: Sayın Bakan’ın beni Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü görevinden almasına diyecek bir sözüm yok. Ancak orkestra şefi olarak geçmişi başarılarla dolu, hâlâ mesleğinin zirvesinde olan birinin çalışmaları, emekleri elinden alınamaz diye düşünüyorum. Özellikle orkestra şefliği Allah’tan bir lütuftur, kimse tarafından elindem alınamaz. Bir teşekkür dahi edilmedi: Sayın Bakan’dan defalarca randevu istememe karşın, talebime yanıt gelmedi. Ancak 12 Mart Salı günü, Bakanlığın Personel Dairesi Başkanı aracılığı ile görevimin sona erdiği tebliğ edildi. Sayın Bakan’ın bir kez dahi yüzünü göremedim. Kendisi de yüzümü dahi görmeden şeflik mesleğimi elim den aldı. Ben Bakan Bey’e sormak istiyorum: Bunu neden yaptınız? Hukuki sorun olabilir: CSO’ya şef olmak, atama veya görevden almak şeklinde değil. 6 kişilik bir komisyon kararı gerekiyor. Zira ben de komisyon tarafından seçildim. Bu hukuken de hükme bağlanmış. Bu nedenle böyle bir sonuç, hukuki bir sorun teşkil edebilir. Yaşım devlette çalışmak için uygun: Göreve geldiğimden bu yana “yaş haddi” konusu tartışı lıyor. Ben 66 yaşındayken bakanlıkta çalışmaya başladım. O dönem Hacettepe Üniversitesi’ndeydim. Üniversitelerdeki yaş haddi 67’dir. Bakanlıktaki her iki kuruma da “görevlendirme” yoluyla geldim. Devletin tüm personel başkanlıkları da “görevlendirme usule uygundur” görüşü verdiler. Eski Bakan Sayın Ertuğrul Günay da onayladı. Bu görevlendirmeler yıllık yapılır. Benimle de yıllık görevlendirme yapılmıştı ve bu süre 17 Kasım 2013’te doluyordu. Sayın Bakan, “devam edelim” kararı alınca, Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü kadromu Kastamonu Üniversitesi’ne aldırdı. Çünkü Aksaray, Kastamonu gibi yerlerdeki yeni kurulan üniversitelerdeki yaş sınırı 72. Yani benim devlette herhangi bir görevde çalışmamda mahsur yok. Sanat siyasi olmaz: Gö revden alındıktan sonra Ha cettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın orkestrasında çalışmaya devam edeceğim. Ancak benim CSO’dan alınmam, orada sorun yaratabilir. Çünkü beni görevden aldıkları akşam “şef kim olsun” diye düşünmüşler, bulamamışlar. Bilinmelidir ki sanat siyasi olmaz. Herhangi bir yerden, sağdan, soldan siyaset tanıdıklarıyla araya girip şef olmak, olamayacak bir durum. Altınoluk’ta şiir dinletisi Ustaların balmumu heykelleri TRT arşivi internet ortamında Soprano Suna Korad’ı anma gecesi Kendi sesinden aryalarla Kültür Servisi Opera sanatının Türkiye’deki en önemli isimlerinden Suna Korad, ölümünün 10. yılında, Süreyya Operası’nda anılacak. Sanat yaşamı boyunca dün yanın en büyük opera evlerinde Türkiye’yi temsil eden ünlü soprano Suna Korad için, yarın akşam saat 20.00’de anma etkinliği düzenlenecek. Konserde Suna Korad’ın hayatı anlatılacak ve kendi sesinden Donizetti’nin Lucia di Lammermoor Operası’ndan “Il dolce suono” ve I Puritani operasından Elvira’nın aryası dinlenecek. Ayrıca, İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçıları da Korad’ın da oynadığı “La Traviata”, “Gilda” gibi operalardan aryalar seslendirecek. Ünlü opera sanatçısı Maria Callas’ı yetiştiren Madam Elvira de Hidalgo ile şan çalışan Suna Korad, Paris National Opera’da bugüne kadar oynayan tek Türk sanatçısı. 1981 yılında “Devlet Sanatçısı” unvanı verilen Korad son olarak Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde öğretim üyesi ve Opera Ana Sanat Dalı Başkanı olarak görev yapıyordu. Kültür Servisi Keman virtüözü Prof. Pelin Halkacı Akın, 21 Mart Perşembe günü Romanya’da şef Tiberiu Oprea yönetiminde Arad Devlet Filarmoni Orkestrası eşliğinde E. Chausshon’un “Poeme Op.25” ve M.Ravel’in “Tzigane” eserlerini seslendirecek. Sanatçı aynı orkestrayla üç kez konser vermiş, en son 2011’de verdiği konserde U.C. Erkin’in keman konçertosunu seslendirmişti. Pelin Halkacı Akın Romanya’da 9. Akbank Kısa Film Festivali bugün başlıyor Kısaların kaynama noktası AYŞEGÜL ÖZBEK Yeni bölümler, atölye çalışmaları ve söyleşilerin yer aldığı 9. Akbank Kısa Film Festivali, bugün takipçileriyle buluşuyor. Festivalin direktörü Selim Evci, geçen yıl festivalde ilk gösterimini yapan ve ödül alan Rezan Yeşilbaş’ın “Sessiz”inin Cannes Film Festivali’nde büyük ödül almasıyla gurur yaşadıklarını belirtiyor ve “bu yıl ustaca hikâye anlatmayı başaran filmler var” diyerek yine festivalde iddialı yapımların olduğunu işaret ediyor. 28 Mart’a kadar sürecek festivalde, 29 ülkeden 102 filmin yanı sıra Cannes, ClermontFerrand, Rotterdam, Berlin, Venedik gibi festivallerde gösterilen ve ödül alan yapımlar da yer alıyor. Kısadan Uzuna bölümünde Emin Alper’in “Tepenin Ardı” ve kısa filmleri “Rıfat” ve “Mektup”, ayrıca Özel Gösterim’de Nilüfer Saltık’ın “Pera Güzeli Laterna” gösterilecek. u 9. Akbank Kısa Film Festivali’nin direktörü Selim Evci, “kısa filmi bir öğrenci işi, bir dolgu malzemesi sınırlarından çıkarıp sinema sanatının ‘kaynama noktası’ düşüncesi ile yücelterek festival programlarını oluşturduk” diyor. Belgesel Bölümü’nün Vedat Atasoy’a ayrıldığı festivale, bu yıl Akademi ödüllü Amerikalı animatör Joan C. Gratz konuk oluyor. Festival sonunda seçici kurul “En İyi Kurmaca Film”, “En İyi Belgesel Film” ve “En İyi Canlandırma Film”i ödüllendirecek. Uzun zamandır festivalin direktörlüğünü yürütüyorsunuz. Akbank Kısa Film Festivali Türkiye’de ve kısa film alanında nerede duruyor? Festivali 2004’te ilk kez düzenlediğimizde, küçük bir yarışma ile başlayıp gelecek olan tepkileri bekledik. İlk yılda gelen büyük ilgi bize sonraki yıllar için bazı sorumluluklar yükledi. Süreç bize kısa film meselesinin, sinema, sanat, özgürlük, gençlik, yenilik gibi birçok konu ile iç içeliğinin yanı sıra önemini her zaman hissettirdi. Kısa filmi bir öğrenci işi, bir dolgu malzemesi sınırlarından çıkarıp, sinema sanatının “kaynama noktası” düşüncesi ile yücelterek festival programlarını oluşturduk. Zaman zaman Türkiye’de bu alanda öncü olma durumunu hissettik, benzer etkinlikler bizi takip etmeye, kullandığımız dili benimsemeye başladı. Yeni bölümlerden söz Selim Evci edebilir misiniz? Canlandırma filmlerdeki hareketliliği birkaç yıldır gözlemliyorduk. Gelen iyi canlandırma filmler ve sayısal artış bizi yeni bir yarışmalı bölüme götürdü. Ayrıca Joan C. Gratz gibi çok önemli bir sanatçının çalışmalarını ve festivalde 21 Mart’ta yapacağı söyleşiyi kaçırmamanızı tavsiye ederim. Bu yıl “Deneysel Kısalar” başlıklı yeni bir bölümümüz daha oldu. Bu bölümde de iyi deneysel kısa filmlerin programda olduğunu söyleyebilirim. Tüm kısa filmleri Türkçe ve İngilizce altyazı ile gösteriyoruz. Bu yıl yapacağımız festivale 156 kısa film dünyanın çeşitli bölgelerinden başvuruda bulundu. Uluslararası alanda dahi önümüzdeki yıl için yeni bir bölüm “Uluslararası Yarışma” beklentisi olduğunu söyleyebilirim. Yurtdışından gelen konuklar birikimlerini aktarırken kendi ülkelerine de festivali taşıyorlar. Bu yıl gerçekleşecek atölye çalışmalarını nasıl belirlediniz?  Atölye çalışmaları festivalin en hareketli bölümlerinden. Sinemaya ilgi duyan ve eğitimini almak isteyenler için deneyimli isimlerle buluşmak bulunmaz bir fırsat. Bu yıl canlandırma konusunda Berat İlk’le yapacağımız “Bir Dünya Yaratmak için Animasyon” başlıklı bir atölye bulunuyor. Dijital sinema konusunda Tuğushan Özdener’le, Feza Çaldıran’la ise görüntü yönetmenliği konusunda atölye yapacağız. Ve son olarak SETEM’in, sinemaya ilgi duyan gençlerin eğitimi için başlattığı ve sektördeki yardımcı eleman yetiştirilmesinde çok önemli projelerinin sunumu bulunuyor. Kültür Servisi Bu yıl 3.’sü düzenlenen Ulusal Antalya Karikatür Yarışması’nın konusu “Şiddet toplumu olduk!” olarak belirlendi. Ercan Akyol, Ferit Avcı, Cihan Demirci, Kâmil Masaracı ve Akdağ Saydut’un seçici kurulunu oluşturduğu yarışmanın bu yılki özel ödülü ise karikatür ve portre sanatçısı Güngör Kabakçıoğlu adına verilecek. Geçen yılki özel ödül ise karikatürist, oyuncu Altan Erbulak adına verilmişti. Yarışmaya katılmak isteyenler için son tarih 19 Nisan. Karikatürlerle ‘Şiddet toplumu’ Kültür Servisi Bu yıl 7.’si düzenlenen İzmir Uluslararası Kukla Festivali, farklı kıtalardan 23 ülkenin 41 kukla tiyatrosunu meraklılarıyla buluşturmaya devam ediyor. Sergiler, atölyeler ve konferanslarla renklenen etkinlik, 6 Nisan’a kadar katılımcılarını bekliyor. 10 Nisan’a kadar sürecek 5. Uluslararası Trakya Kukla Festivali ise 26 ülkeden 39 tiyatro topluluğunun katılımıyla 700 ücretsiz gösteriye ev sahipliği yapmayı amaçlıyor. Kukla festivalleri katılımcılarını bekliyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle