10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MART 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Yolu yarıladık BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş İmralı sürecinde gelinen noktayı değerlendirdi: ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kürt sorununun çözümü konusunda, uygulamaya dönük henüz hiçbir adım atılmamasına karşın “yolun yarısına” gelindiğini ve bu noktanın çok önemli olduğunu söyledi. Demirtaş, bundan sonraki süreçte “Türk devleti ile Kürtler” arasındaki ilişkide “stratejik değişiklik” olacağını, Abdullah Öcalan’ın da Nevruz’da bu stratejik değişiklik çağrısını yapacağını kaydetti. Demirtaş ayrıca, Kandil ve BDP’nin 3’er, PKK’nin Avrupa kanadının 7 sayfadan oluşan mektubunun Abdullah Öcalan’a iletildiğini açıkladı. BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, geçen hafta geçirdiği rahatsızlığı nedeniyle hastaneden taburcu olduktan sonra dün ilk kez bir grup gazeteciyle sohbet toplantısında buluştu. Demirtaş, İmralı’ya 3. heyet konusunda 2 gündür hükümetten yanıt beklediklerini ancak henüz kendilerine iletilmiş bir yanıt olmadığını anlattı. Taleplerinin “eşbaşkanlar ya da olmazsa mevcut heyetin gitmesi” yönünde olduğunu ifade eden Demirtaş, isimlerin çok önemli olmadığını Başkan Baba Meselesi Kıştan bahara geçişin olağan cilvelerini yaşıyoruz. Sıcaktan soğuğa, sonra sil baştan. Siyasette de herkesin kendine, pozisyonuna göre taktığı adlarla “süreç”, “İmralı”, “terör” ya da adlı adınca anmak gerekirse Kürt sorununda da böyle. Arada soğusa da bugünlerde ılıman gidiyor. Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun samimi pozları bu havanın açık işareti. Karşılıklı hediyeler de ilginçti doğrusu. Ama benim özellikle Davutoğlu’nun hediyesi dikkatimi çekti. Dışişleri Bakanı ünlü “Stratejik Derinlik” kitabını vermiş Baydemir’e. Kitabın “derin” anlamını bilmeyen yok, tekrar etmeyeyim. HHH Her neyse Kürt sorununda hava ılıman. Bir süredir ne sınır boylarında ya da kentlerde terör ne de operasyon var. Havalar böyle sürer mi, daha sonra nasıl bir gelişme gösterir bilmiyorum, ama umarım hep böyle gitsin. Gitsin de, herkesin merak ettiği bir konu var ki üzerinde konuşmadan duramıyoruz. Bu ılıman havanın bir bedeli var mı? Varsa nedir? Hadi açık söyleyelim. Bu müzakereler her ne kadar devletle PKK arasında yapılıyor gibi görünse de gerçek müzakerenin AKP ile BDP arasında yapıldığı anlaşılıyor. Öcalan’ın BDP aracılığı ile bu görüşmelere dahil olduğunu da biliyoruz. Müzakerenin konusu ne? BDP’nin istekleri konusunda aşağı yukarı bazı tahminlerimiz var. Özellikle de anayasada konunun adlı adınca yazılmasını istediklerini, yerel yönetimler konusunu da yerel yönetimlerin olağan yetkilerini aşan bir kapsamda değerlendirdiklerini duyuyoruz. Peki, AKP ne istiyor? HHH Onun birinci sıradaki talebinin başkanlık sistemini anayasaya yazdırmak olduğunu biliyoruz. Ana muhalefet partisi ile MHP’nin başkanlık sistemine karşı olduklarını açıklamalarından sonra AKP’de gözlerin BDP’ye çevrildiği de malum. Bütün bu “bilgilerden” yola çıkarak müzakerelerin temel maddesinin başkanlık sistemi olduğunu öne sürebilir miyiz? Her ne kadar bu AKP tarafından inkâr edilse de şu malum “görüşme zabıtlarından” ve BDP yöneticilerinin sözlerinden, eğer kendi zekâmızla alay etmek niyetinde değilsek, durumun böyle olduğu anlaşılıyor. Başkanlık sistemi konusunda AKP’nin ısrarlı olduğu, ana muhalefet partisi ile MHP’nin bu değişiklik önerisini kabul etmedikleri, bu nedenle de BDP’nin AKP için parlamentoda destek arayışında başvurabileceği son parti olduğu da malum. Bir süre önce AKP ile BDP arasında sert polemikler yaşandığını bilsek de, dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmasına kadar uzanan bir gerginlik gelip geçmiş olsa da şu sıralarda ilişkiler iyidir. Demek ki böyle bir işbirliği olabilir ve sonuç verebilir. Peki, biz niye telaşlanıyoruz ki? HHH Anlatmaya çalışalım. Türkiye’de hiç ama hiç kimse terörün sona ermesine, Kürtlerin haklı taleplerinin karşılanmasına hayır demez. Kürtlerin hakları bir müzakere konusu olmamalı, haklar müzakere konusu yapılmaksızın tanınmalıdır. Ama başkanlık sistemi bir müzakerenin koşulu ise az biraz düşünmemiz gerekiyor. Türkiye’de egemen sistem “parlamenter” sistemdir! Meclisimiz ön seçimle belirlenen adayların hilesiz hurdasız seçilmesiyle oluşuyor; parti başkanları “sen, sen, sen milletvekili olacaksınız” demiyor! Bu sistemde “kuvvetler ayrılığı esastır”; yani yasama, yürütme, yargı birbirinin işlerine “karışmıyorlar!”. Yürütme başbakanın gözünün içine bakmıyor, yasalar başbakanın sözlerine göre değil, partiler arası tartışmaya göre şekilleniyor! Yargı deseniz tamamen “bağımsız!”... Peki, bizim bu “demokratik parlamenter sistemimiz” değişir de, her dediği kanun hükmünde bir başkan baba başımıza gelirse ne yaparız biz! Yanlış anlaşılmasın, bizim Tayyip Bey’den şikâyetimiz var da onun için böyle konuşuyoruz sanılmasın!.. Ya kötüsü gelirse diye hani! Toplum barışa hazır Ben bu süreçte toplum hazır değil kısmına katılmıyorum. Bu ülkeye barış gelecek diye yüzde 1520’lik kesim rahatsızsa, onlar rahatsız kalmaya devam etsinler. Onları ikna etme gibi bir çabamız da olmayacak. Onların rahatsızlık nedenleri bana göre haklı değil, biz bildiağimiz yoldan yürüyeceğiz. Doğrudan temas: Üçüncü heyetin de gitmesiyle bizim açımızdan trafik büyük ölçüde tamamlanmış olur. Ayda yılda bir heyetin gidip zorluklarla yürüteceği bir süreç ilerlemez. Bundan sonra eğer gerçekten yeni bir süreç başlayacaksa çok daha hızlı mekanizmaların devreye girmesi gerekebilir. İmralı’nın çalışma koşulları, imkânları artırılabilir. ancak heyetin Öcalan’ın çağrısının Nevruz’a yetişmesi için bir an önce İmralı’ya gidilmesi gerektiğini söyledi. PKK’nin sınır dışına çıkışının 16 Haziran’da tamamlanacağı yönündeki haberlerin doğru olmadığını belirten Demirtaş’ın diğer önemli değerlendirmeleri şöyle: BDP “Yeni Anayasa” götürecek: (BDP’nin Öcalan’a mektubunun sorulması üzerine): BDP ve DTK ve görüşme yaptığmız tüm çevrelerin ortak kanaati şudur ki, Kürt demokratik legal siyasetin tüm kurumları tereddütsüz bir şekilde sürecin arkasındadır. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarda anayasa, yasa komisyon önerilerinde nasıl yaklaştığımızı belirttik. Şu ana kadar parlamentoya tüm partilerin sunduğu tüm anayasa tekliflerini götürmek istiyoruz, bir dosya halinde hazırladık. Bölgesel idari yönetim teklifimiz bunun içindedir. Stratejik değişiklik çağrısı: Silah meselesi önemli, kritik bir konu. Kamuoyundaki hükümetteki beklentileri çok iyi anlıyorum. Bu eylemsizlik, geri çekilme, silah meselesi konjonktürel olarak kanın durması açısından çok önemli. Bu beklentilerin artık hayat bulması gerekiyor. Fakat bunun ötesinde stratejik bir değişiklik dönemine giriyoruz diye düşünüyorum. Sadece cumhuriyet dö nemini düşünsek bile Kürtler ve Türk devleti arasında muazzam bir gerilim, çatışma, isyan, katliam ilişkisi vardır. Bu, bölgedeki bütün Kürtlerle Türk devleti arasına da sirayet etmiş bir ilişki tarzı. Şimdi bütün bu Kürtlerle Türk devleti arasındaki ilişki tarzı bir değişikliğe uğrayabilir mi? Yani şimdiye kadar birbirini yıpratan, birbirine karşı çatışan, çatışmacı dil kullanan, savaş araçları kullanan bir ilişkiden çıkıp iki tarafın da kazanabileceği yeni bir ittifak anlayışı gelişebilir mi? Önemli olan budur. Ateşkesler, geri çekilmeler vs. bu stratejik değişikliğe hizmet eden şeyler olabilir ancak. Hükümetin de yaklaşım larının veya açıklamalarının bu değişikliğe kendini hazırladığını gösteriyor. Öcalan’ın, Nevruz’la birlikte bu değişikliği yaratabilecek bir çağrı olmasını bekliyoruz. Meclis; çekilmesin, kalsın diyemez: Öcalan’ın, çekilmenin Meclis kararıyla olması çağrısını yaptığı ihtimali üzerinde konuşacak olursak; 30 yıldır Türkiye’de silahlı olarak bulunan bir örgüt var ve bu örgütün lideri “Türkiye’nin sınırları dışına çıkın, parlamento da bunu desteklesin” diyorsa, parlamentodaki partiler de “yok kardeşim ülkemiz içinde kalsın” diyorsa o günden itibaren sorumlu o partilerdir. Bu vebalin altına kim girebilir? Çözüm için sadece liderlerin cesareti yetmez parlamentonun çok cesur olması lazım. Yolun yarısına gelindi: Gelinen nokta önemlidir. Buraya gelmek Türkiye’de çok önemli, daha önce bu noktaya hiç gelinmedi. 8 kamu görevlisi bırakıldı, bir adım da değil bir jest olarak ifade edildi. Henüz hiçbir adım atılmadı ama bence yolun yarısına gelinmiş oldu. Bundan sonraki yarısında halkın inanacağı, güveneceği adımların atılması lazım. KAZLIÇEŞME’DE KUTLANACAK PKK’nin sınır dışına çekilmesine ilişkin planlamalar hız kazandı Nevruz için binlerce kişi buluşacak İstanbul Haber Servisi BDP, 21 Mart Nevruz Bayramı’nı bugün İstanbul’da Kazlıçeşme Meydanı’nda düzenleyeceği miting ile kutlayacak. “Öcalan’a özgürlük, Kürtlere statü” sloganı ile düzenlenecek mitinge BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Sebahat Tuncel’in de katılması bekleniyor. Nevruz kutlamaları ile ilgili basın açıklaması yapan BDP İstanbul İl Eşbaşkanı Asiye Kolçak, “Kazlıçeşme’de yüz binleri beklediğimiz bir miting yapmaya çalışacağız. Bu Nevruz bayramını bu sürecin ruhuna ve barışçıl bir şekilde hep birlikte kutlamaya davet ediyoruz” dedi. Kolçak, bu hassas süreçte provokatif eylemler olabileceğini ifade ederek ilçe örgütlerinde güvenliği sağlayacak binlerce kişi görevlendirildiğini, Emniyet’in de önlem alması gerektiğini söyledi. BDP de Gaziantep, İzmir ve İstanbul’daki Nevruz kutlamalarına ilişkin bir süredir sosyal medya üzerinden örgütlenen provokatif karşı eylem hazırlıkları ile ilgili olarak İçişleri Bakanlığı’na başvurarak önlem alınmasını istedi. İzmir’de Nevruz kutlanmasına izin verilmeyeceği yönünde sosyal medya üzerinden yapılan çağrılar üzerine polis operasyon yaptı. Mesajı yayan bilgisayarların IP numaralarını belirleyen polis, 8 şüpheliyi gözaltına aldı. ‘Koridor’ formülü u MİTÖcalan sürecinin başarılı olması ve Kandil’in mutabakatı halinde PKK’lilerin süreye yayılı biçimde önceden saptanmış varış bölgelerinden geçerek sınır dışına çıkmaları gerçekleşecek. BAHADIR SELİM DİLEK Provokasyon önlemi ANKARA İmralı süreci çerçevesinde dikkatler 21 Mart’ta, Abdullah Öcalan’ın yapacağı çağrıya çevrilmişken terör örgütü militanlarının Türkiye’den çekilmesine ilişkin planlamalar da hız kazandı. Bu bağlamda, militanların Türkiye dışına çıkması için “koridor” oluşturulması da gündeme geldi. Başbakanlık, MİT, Genelkurmay ve Dışişleri Bakanlığı’nın incelemeye aldığı raporlarda “Çok sayıda türde olumsuzluk barındıran sınırda, olumsuzriskli siyasi ortamda PKK’nin sınır dışına çıkış sürecinin kontrollü kılınması, uzunderin sınır hattında aksaklıkların sınırlanması, koridoru zorunlu kılmaktadır” değerlendirmesi yapılırken MİTÖcalan sürecinin başarılı olması ve Kandil’in mutabakatı halinde PKK’lilerin silahlı/silahsız olarak süreye yayılı biçimde sınır dışına çıkmaları gerçekleşecek. Sınır dışına çekilme başlamadan, sürecin denetimi ve planlamaların uygulanabilirliği açısından militanların sayılarının ve kimlik bilgilerinin Türk güvenlik birimleri ile paylaşılması gerekiyor. Terör örgütünün, yoğunlaştırılmıştopluca çıkışı olanaksız görülürken askeri açıdan ise çıkışın süreye yayılı olmasının yol açtığı kontroldenetim riskleri öne çıkıyor. Bu bağlamda, terör örgütü açısından makul görece uzun bir süreye yayılmış, askeri açıdan ise makul bir süreye dayalı planlamalar değerlendirme kapsamında bulunuyor. Terör örgütünün Türkiye dışına silahlı çıkışına izin verilip verilmeyeceği konusunun “son dakikada yapılacak siyasi pazarlığa” bağlanması yüksek bir olasılık olarak değerlendirilirken, terör örgütünün silahlı çıkışta ısrar etmesinin ileri dönük “güven” sıkıntısını da beraberinde getireceği belirtiliyor. Bu noktada, Milli Güvenlik Kurulu’nun nisan ayına kadar terör örgütünün nasıl çekileceğine ilişkin bir karara varması ve bu konuda hükümeti, ilgili kurum ve kuruluşları planlama ve uygulama açısından yetkilendirmesi gerekiyor. Bu tarihe kadar hukuksal olmasa da siyasiidari kararların alınması beklenirken “koridor, koridor etrafı ve önceden saptanmış varış bölgelerinin askerce vurulmaması, bunun garanti altına alınması” yönündeki planlamaların da tamamlanması söz konusu olacak. Yapılan çalışmalarda PKK’lilerin, sınır dışına çıkışlarında tek istikametin Kuzey Irak olması, Suriyeİran’a çıkışın ise ihtimal dışı olduğu değerlendirilirken en makul koridor olarak “ŞırnakUludereGülyazıOrtasu” gösteriliyor. PKK bakımından çok sayıda koridor, asker bakımından sınırlı sayıda koridor oluşturulması yönünde görüşlerin ortaya çıkması beklenirken sınırlı sayıda koridorun konsantrasyontoplanma riskleri bulunuyor. İşletilen koridorlarda bir arada en çok 5 PKK’linin, 5 kilometre aralıklarla günde altı geçiş yapabileceği öngörülüyor. Fotoğraf: ERHAN KIZILGÜL Tedavi hakkı hiçe sayılıyor temin ağır hastalığı olan tutukluların İstanbul Haber Servisi İHD İstanbul korunması açısından açık, öngörülebilir Şubesi Cezaevi Komisyonu, F tipi cezave etkili olmaktan yoksun olduğunu evlerinde bulunan ve ağır hastalıklarla vurgulamıştır.” mücadele eden tutukluların serbest bırakılmasını istedi. “F Oturmaları” eyleminin dün 54.’sü Galatasaray Meydanı’nda yapıldı. İHD üyeleri, “Hapishanelerde ölüm istemiyoruz, hasta tutuklular serbest bırakılsın” pankartı açtı. Emine Küçükbumin tarafından Anneleri İstanbul Haber Servisi Cumartesi okunan basın açıklamasında, sağa’nda danı Mey ray dün 416. kez Galatasa sını ve AİHM’nin Türkiye’ye 20 bin Avro nma bulu nın nları yakı p kayı da, nak altın i. Cumartesi ceza vermesine neden olan suçluların cezalandırılmasını isted t 1991’de Mar 14 SGC müfettişi Gülay Çetin’in mde eyle aki haft bu , Anneleri rak Gayalına ltına cezaevinde ölümüne dikkat göza a Belgradkapı civarınd n Yusuf rüle götü e’ye çekilerek AİHM’nin ağır hasta Şub si Siya eki pe’d rette okunan a adın p Gru u. hükümlülerin tahliye etmeyen Erişti’nin akıbetini sord a kayltınd göza ti’nin Eriş uf mahkemeleri eleştirdiği ifade “Yus da, açıklama Müiyet Emn bul İstan edilen açıklamada şu ifadelere yer bedilmesinden, dönemin it Bayar, Cah i Valis bul İstan r, Ağa met verildi: “Bu haktan tutukluların dürü Meh an, İçişleri yararlanmamasını, yargıçların ve Emniyet Genel Müdürü Necati Bilic Başbakanı emin dön ve u Aks dir ulka Abd bakanı savcıların bu konularda duyarsız denildi. z” yoru tutu mlu Yıldırım Akbulut’u soru davranmasını da eleştirmiş, sis Uzun süreye yayılmış çıkış ‘Katiller kral gibi yaşatılıyor’ BATMAN (AA) Batman’da Nevruz etkinlikleri kapsamında 7 okulda düzenlenecek programda, “Nevruz duası” okunacak. Nevruz bayramında, Batman’da bu yıl valiliğin desteği ile din kültürü öğretmenleri tarafından hazırlanan Nevruz duası okunması kararı alındı. Batman Petrol Lisesi Müdürü Şirin Ashi, bu yılki Nevruz kutlamasında bir ilk yaşanacağını belirterek kutlamalara duanın da eklendiğini söyledi. Son 3 yıl valilik izni ile düzenledikleri etkililiklerin katılımın yüksek olması nedeniyle bu yıl 7 okulun katılımıyla gerçekleşeceğini ifade eden Ashi, etkinliklerde halat çekme, çuval, yumurta, balon uçurma gibi yarışmaların da yer alacağını dile getirdi. Okullarda ‘Nevruz duası’ İdam edilen işçiler anıldı İstanbul Haber Servisi Genç Emekçiler Birliği ve Devrimci Öğrenci Birliği, 12 Eylül Askeri Darbesi sonrasında 13 Mart 1982’de idam edilen üç devrimci işçi Seyit Konuk, İbrahim Ethem Coşkun ve Necati Vardar’ı andı. Beyoğlu Tünel’de toplanan grup, “13 Martçıların cüretiyle faşizmi yıkalım” pankartı ile Taksim Meydanı’na yürüdü. Grup adına yapılan açıklamada “Onlar bize şanlı bir mücadele geleneği ve faşizmin karşısında onurlu duruşlarını miras bıraktı. Bizler de 13 Martçıların devrimci davasını sahipleniyor, onların hayatlarını adadıkları davayı zaferle taçlandırana kadar mücadeleyi sürdüreceğimizi hayıkrıyoruz” ifadelerine yer verildi. Açıklamada 3 devrimcinin idam edilmeden önce yazdıkları mektupların ailelerine verilmediği belirtilerek “Bu mektuplar işçi sınıfının kültür mirasıdır, onları alacağız” denildi. KÜRTÇE SÖZLÜK İÇİN BİLİM İNSANI SIKINTISI Yüksek lisans yapan öğrenciler hazırlıyor MAHMUT LICALI ANKARA İköğretim ve ortaöğretim okullarında 28 bin 583 öğrencinin tercih ettiği seçmeli Kürtçe dersi için hazırlanacak Kürtçe sözlüğü, Türk Dil Kurumu bünyesinde çoğunluğunu yüksek lisans öğrencisi olan bir heyet hazırlayacak. İlköğretim Türkçe sözlüğünün esas alınacağı Kürtçe sözlük çalışması için bilimsel heyet oluşturma işlemleri ise hâlâ sürüyor. MEB’e bağlı tüm ilköğretim ve ortaöğretim okullarında seçmeli Kürtçe dersi 20122013 eğitimöğretim yılından itibaren okutulmaya başlanırken kullanılacak Kürtçe sözlük hâlâ hazırlanamadı. Çalışmada bilim insanı sıkıntısı yaşanıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle