10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MART 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 CHP’den Erdoğan’a bildirili yanıt ‘Kürt sorununun çözümünde şeffaf ol’ ‘Masadan kalkmayız’ ‘Kırmızı çizgilerimizden vazgeçmeyiz’ Fotoğraf: Necati avaş Ulusalcılık Nedir? Uzun uzun bakıyorum dağların yamaçlarına, vadiye ve denize doğru... Yağmur nasıl yağıyor öyle! Ya poyraz! Bir solgunluk, yeraltı ırmağı, sessiz kollar sarıyor bedenini. Yüzün bir anda geri gidiyor Yves Bonnefoy’un dizelerinde olduğu gibi. Sessizliğin denizin sınırında... Özlemlerin, soğuğun meşalesinde tutuşuyor. Suskunsun ve hüzünlü. Yaralı ve şaşkın yapraklar gibisin, ölüm ülkesinde yakılan ateşleri biliyorsun. Sorunun ne olduğunu biliyorsun sen de herkes gibi... Demokrasi ve özgürlük! Yaşam hakkı! Gelir dağılımındaki eşitsizlik! Kürt sorununu demokrasi ve özgürlük sorunundan ayırıp, bir başka kefeye koyarsan, üniversiteli gençleri, HES eylemcilerini “silahlı terör örgütü” yaftasıyla suçlayıp zindanlara atarsan, gazetecileri, bilim insanlarını, askerleri eli kanlı canilerle birlikte yargılarsan, TSK’de çalışan sivil kadın memuru “darbecilikle” suçlayıp içeriye atıp bilmem kaç yıl hapis cezası verirsen barış gelir ülkeye? Bir yanda Ergenekon, Balyoz, Odatv, KCK davaları... Kim suçlu kim suçsuz, kim darbeci, kim demokrat? İddianameleri okuyunca karmaşık bir durum çıkıyor... Önce durup bir düşünün olmaz mı? Çağdaş bir demokrasi olmadan ne Kürt sorunu çözülür ne başka sorunlar! HHH Bugün Türkiye’de laikliği ayrıştırıcı olarak görenler, bunu din, dil, ırk ve mezhep ayrımcılığıyla bağdaştıranlar şu gerçeği bilmek zorunda: “Gelişmiş ülkelerde özgürlükçü demokrasiler laiklik temelinde yükselmiştir...” Bunu “laik devletin tüm inançlar karşısında eşit uzaklıkta durması, ayrışmaya gitmemesi olarak” görmeyenler “laiklik kavramı”nın ne olduğunun farkında değil. Demokrasi olmadan bal gibi laiklik olur ama laiklik u CHP PM’de Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun kaleme aldığı belirtilen bildiri oybirlğiyle kabul edildi. Bildiride Başbakan Erdoğan ve AKP 4 madde ile uyarılırken parti içinde de disiplin çağrısı yapıldı. AYŞE SAYIN ‘Kimseden üstün de eksik de değiliz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Selahattin Özel, kendilerini kimseden üstün, fazla ya da eksik görmediklerini belirtti. Alevi Kültür Dernekleri’nin 10. olağan genel kurulu, Ahmet Taner Kışlalı Salonu’nda, 800 delege ile toplandı. Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Selahattin Özel, kendilerini kimseden üstün, fazla ya da eksik görmediklerini belirterek, “Biz kimseyi ötekileştirmedik kimsenin de bizi ötekileştirmesini istemiyoruz” dedi. Genel kurula katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya ise Türkiye’de aralarında Alevilerin de olduğu birçok kesimin sorunları bulunduğunu belirterek hükümetin bu sorunları çözmek yerine daha da derinleştirdiğini ifade etti. Akkaya, “Bugün Alevi sorununu yaratanlar, ülkeyi bir uçurum kıyısında savaş tehdidiyle yönetenler, demokratik hukuk ilkesinden vazgeçip kendilerini emperyal politikalara teslim edenler, bütün bu sorunların müsebbibidir” diye konuştu. ANKARA Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında toplanan CHP Parti Meclisi, İmralı görüşmeleri konusunda AKP hükümeti ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ı 4 maddelik sert bildiriyle uyardı. AKP’nin “değiştirme”ye hazırlandığı anayasanın ilk 4 maddesinin “kırmızı çizgileri” olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, partilileri de “Parti politikalarının net olmadığı izlenimi uyandıracak kişilere davranışımız bundan sonra farklı olacak” diye uyardı. Edinilen bilgilere göre toplantının başında söz alan Kılıçdaroğlu, parti içindeki “yenilikçiulusalcı” ayrışması yorumlarından rahatsızlığını dile getirerek, “Böyle bir ayrım tanımıyorum, hepimiz CHP’liyiz” görüşünü dile getirdi. Kılıçdaroğlu özetle şu değerlendirmelerde bulundu: Disiplin iması: Parti içinde farklı görüşler olabilir. Ancak partimizin tüzüğü ve programı bellidir. CHP’nin Kürt sorunu konusundaki tutumunun net olmadığı, görüş ayrılığı olduğu algısı yaratılmak isteniyor. AKP çözüm konusunda bir cümle bile bir şey söylemedi. Ama bizim yüzlerce sayfalık raporumuz ortada duruyor. Parti politikalarının net olmadığı izlenimi uyandıracak kişilere davranışımız bundan sonra farklı olacak. Herkes sorumluluğunu bilsin. Masadan AKP kalksın: Kürt sorunu konusunda Başbakan kapalı kapılar ardında ne gibi pazarlıklar yaptığını bilmediğimiz için bu konuda elbette hükümetten açıklama bekliyoruz. Bizim başta programımız olmak üzere seçim bildirilerimiz, raporlarımız hala geçerliliğini koruyor. Anayasa için masadan kalkmayacağımızı defalarca söyledik, eğer AKP kalkacaksa buyursun kalksın. Kırmızı çizgilerimiz: Türk ‘Angajmanları açıkla’ oplantıda, Kılıçdaroğlu’nun kaleme aldığı belirtilen ve hükümete sert uyarılar içeren bildiri de oybirliğiyle kabul edildi. Bildiride Erdoğan’ın içine girdiği “angajmanları” açıklaması istenerek özetle şöyle dendi: “Ülke adına sorumluluk üstlenenler, yaşananlara ‘üçbeş çapulcunun işi’ diyerek, kafalarını kuma gömerken; 1989’da soruna en doğru teşhisi koyan ve bu sorunun ancak barış ve özgürlükçüçoğulcu demokrasi temelinde çözüleceğini savunanlar CHP’liler olmuştur. Sosyal demokrat siyaset, Kürt sorununun parlamento çatısı altında çözümü için en radikal adımı atan, risk alan ve bedel ödeyen tek siyasi harekettir. Bazı çevrelerin CHP’yi suskunlukla suçlamaları abesle iştigaldir. Bu maksatla Sayın Başbakan’ı; samimiyet ve dürüstlüğün asgari gereklerini yerine getirmeye; Türkiye Cumhuriyeti’ni hukuk kuralları dışına çıkartmamaya; kişisel ihtiraslarının belirlediği bir gizli kişisel ajandasının var olduğuna ve millete izah edemeyeceği angajmanlara girdiğine dair toplumdaki yaygın kuşkuları ortadan kaldırmaya; millete karşı ödemesi beklenen ‘şeref’ borcunun gereği olarak açık ve şeffaf olmaya ve doğruları bir an önce açıklamak için konuşmaya davet ediyor, aksi takdirde yaşanacak yeni hayal kırıklıklarının ve çözümsüzlüğün bedelinin ağır olacağı hususunda, kendisini millet ve tarih bir kez daha önünde ikaz ediyoruz.” T lüğü anayasadan çıkartıyormuşuz, nerden çıkıyor, 50 kere söyledik, Türk vatandaşlığı kavramından vazgeçmeyiz. Anayasanın ilk dört maddesinin değişmeyeceğini ve bu konuda kırmızı çizgilerimizin olduğunu söylüyoruz. Buna rağmen, arkadaşlarımız kimi yerlerde olur olmaz bir şekilde sanki kırmızı çizgilerimiz belli değilmiş gibi konuşuyor. AKP hükümeti, terör örgütü PKK ve Öcalan ile müzakere yapıyor. Bu tutum, Türkiye’nin gelecekteki siyasetini de ipotek altına almıştır. PKK’yi AKP’nin yanlış politikaları dünyada meşrulaştırıyor. Toplantıda, İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, “Türklük” ifa Türklük tartışması desinin bütün kesimleri kapsayamayacağını ifade ederek, “Göçmenler, Lazlar, Çerkesler Türklüğü kabul etmiş. Hatta bin yıldır birlikte yaşadığımız Kürt de bir şekilde kabul etmiş. Ama çifte vatandaşlık kavramı var. Alman, İngiliz, Rum kökenlilere Türklük ifadesini nasıl kabul ettireceksiniz” deyince, İzmir Milletvekili Aytun Çıray, kendisinin de göçmen olduğunu ve kimseye “zorla” Türklük dayatması yapılmadığını ifade etti. PM Üyesi Ercan Karakaş da CHP’nin Kürt sorunu konusunda 1989’dan bu yana hazırladığı çalışma ve raporları gündeme getirerek, CHP’nin Kürt soruna “sosyal demokrat” mercekten bakması gerektiğini söyledi. olmadan demokrasi ve özgürlük olmaz... Bakın yakın tarihe, Yunanistan’dan İtalya’ya; Almanya’dan İspanya’ya değin göreceksiniz. Bizde ise darbeler dönemi! Kimse kimseyi kandırmasın! Laiklik, eski Yunancadan dilimize yerleşmiştir ve “halksal” anlamına gelir... Tıpkı “Türkiye ahalisi”nin halk, topluluk anlamına geldiği gibi. Türkiye’de kavramları karıştıranlar çok... “Milli egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”, “milliyetçi egemenlik” anlamına gelmediği gibi. Bu kavram antiemperyalist bir söylemdir... 68 kuşağı anımsar, Prof. Dr. Muammer Aksoy’un 60’lı yılların sonlarında başlattığı “Milli Petrol” kampanyasını... HHH Bizde “millicilik” ya da “ulusalcılık” nedense “milliyetçilik” olarak algılanıyor... AKP’ye karşı muhalefet yapmak başka bir şey, ulusalcı olmak başka bir şey... Ulusalcıyurtsever olacaksınız! Bunu ancak solcular, devrimciler yapar, eski faşolar ve onların yeniyetmeleri değil. Sermayeemek çelişkisi, emeğin örgütlü gücü gibi kavramları sağda solda dolaşan faşolar hiç kullanmaz. Aranıza sızarlar, kışkırtırlar! Bunlara dikkat edin, yanınıza yaklaştırmayın... Atatürkçülüğü kimseye bırakmazlar! İlhan Selçuk’un, Uğur Mumcu’nun, Server Tanilli’nin, Ahmet Taner Kışlalı’nın kitaplarını okursanız bunları yakından tanırsınız. Siz bakmayın “ulusalcıyım” diye ortalıklarda dolaşan derin milliyetçilere... Gerçek ulusalcı, Mustafa Kemal gibi olanlardır... Onlar, şovenist, ırkçı, kafatasçı, faşist değillerdir... Kimilerini tanıyorsunuz!.. AKP’ye çoktan yanaştı... Bu gibiler dün olduğu gibi bugün de siyasal iktidarın karşısında olup eleştirdiler, muhalefet yaptıkları yağmadan pay aldılar... Örnek vermeme gerek yok, siz tanırsınız onları... HHH Bir pazar günü doğayı yazacaktım, aşkı, özlemi, kuşları, böcekleri ve çocukları... Yazamadım, ne yapayım! 10 AYDA 27 MADDE Uzlaşmasız anayasa AYŞE SAYIN ANKARA AKP’nin “süre baskısı” yaptığı TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda 4 siyasi partinin uzlaştığı madde sayısı, görüşülen madde sayısının 4’te birine bile ulaşamadı. Mayıs 2012’den itibaren yeni anayasa yazımına başlayan komiyonda 5 bölümle ilgili 118 madde müzakeresi yapılmasına karşın, uzlaşılan madde sayısı 27’de kaldı. Yürütme, idare ve kamu hizmetleri, yargı bölümlerinde hiçbir madde üzerinde uzlaşma sağlanamazken, yasama bölümünde sadece 2 madde üzerinde uzlaşıldı. AKP’nin “mart sonuna” kadar, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 23 Nisan’a kadar tamamlanması istemini dile getirdiği yeni anayasa çalışmalarında söz konusu sürelerin sonuna yaklaşılmasına karşın, siyasi partiler arasındaki derin görüş ayrılıkları giderilemedi. Siyasi partilerin uzlaştığı 27 maddenin 24’ü ise 65 maddenin yer aldığı “temel hak ve özgürlükler” bölümüne ilişkin oldu. 29 madde müzakeresinin yapıldığı “yasama” bölümünden itibaren, AKP’nin “başkanlık sistemi”ni önermesi nedeniyle komisyon tıkandı. MHP ve CHP’nin başkanlık sistemine kesin tavır koyması nedeniyle sadece “başkanlık” ifadesi geçtiği için birçok madde üzerinde uzlaşma sağlanamadı. Yine başkanlık önerisi nedeniyle sadece 2 maddesi görüşülüp atlanan “yürütme” ile 20 maddenin görüşüldüğü “idare ve kamu hizmetleri” bölümüyle ilgili hiçbir madde üzerinde uzlaşılamadı. Geçen hafta başından itibaren görüşülmeye başlanan “yargı” bölümünün görüşülen 2 maddesi üzerinde de tam uzlaşma sağlanamadı. Mali ve son hükümler ile başlangıç bölümünün de yazılmasıyla yeni anayasanın taslak metni ortaya çıkmış olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle