17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 KASIM 2013 PAZARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] ABD Dışişleri Bakanı, Mısır ziyaretinde hem yönetime hem Mursi taraftarlarına yaranmaya çalıştı Kerry açık konuşamadı Dış Haberler Servisi Devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin bugün başlayacak yargılanması öncesinde Mısır’a giden ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, bir yandan darbe yönetimiyle işbirliği içinde olduklarını, bir yandan da herkesin adil ve şeffaf bir şekilde yargılanması gerektiğini söyledi. On günlük Ortadoğu, Avrupa ve Kuzey Afrika turuna çıkan Kerry, programında olmamasına rağmen dün gerçekleştirdiği Mısır ziyaretinde, “Geçici hükümetle birlikte çalışmaya söz verdik ve işbirliği içinde olmaya da devam edeceğiz” diyerek Mısır’da “bir an evvel kapsayıcı, özgür ve adil seçimler yapılması gerektiğini” belirtti. Kerry “Mısır halkına olabildiğince açık ve güçlü bir biçimde ABD’nin Mısır halkının, Mısır’ın dostu olduğunu ifade etmek istiyorum, biz ortağız” dedi. ABD Dışişleri Bakanı, Mısır’da şiddete son verilmesi ve her Mısırlının adil yargılanmasını istediklerini, büJohn Kerry dün Kahire’de Mısır Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi ile bir araya geldi. Kerry, geçici yönetimle çalışmaya söz verdiklerini ve sözlerini tutacaklarını söyledi. ABD Dışişleri Bakanı, Mısır’da herkesin adil ve şeffaf bir şekilde yargılanmasını da istedi. (REUTERS) tün Mısırlıların çıkarlarını koruyan bir anayasanın herkesin yararına olacağını söyledi. Kerry, Mısır’da ve MısırABD ilişkilerinde “dalgalanmalı yıllar” yaşandığını, ancak buna rağmen, Mısırlıların “demokrasi yürüyüşüne” devam etmesi gerektiğini söyledi. Görüşmelerde ABD’nin Mısır’a yapmayı öngördüğü ancak daha sonra durdurmaya karar verdiği yaklaşık 1 milyar dolar civarındaki askeri yardım ko nusu da gündeme geldi. Kerry açıklamasında, iki ülke ilişkilerinin yardım konusundan etkilenmeyecek kadar önemli olduğunu vurgulayarak “Yardım konusuyla ilgili kararımızı da müzakere ettik. ABDMısır ilişkilerinin yardım çerçevesinde tanımlanamayacağını düşünüyoruz, bizi ilgilendiren ve bu ilişkiyi tanımlayan çok daha büyük konular var” diye konuştu. ABD Dışişleri Bakanı, Mısır’da darbenin ardından bu ülkeyi ilk kez ziyaret etti. Mursi ile 14 Müslüman Kardeşler yöneticisi bugün hâkim karşısına çıkacak. Mursi’nin ailesi duruşmaya katılmayacaklarını açıkladı. Mursi’nin oğlu Usame Mursi, yargılamanın yasal olmadığını ve Mursi’nin “kaçırılarak rehin tutulduğunu” savundu. Kerry, Suriye’deki gelişmelere de değinerek bu ülkedeki krizin sona erdirilmesi konusunda müttefikleriyle “taktik” konularda görüş ayrılıkları olduğunu, ancak ana amaç olan iktidarın el değiştirmesi konusunda herkesin görüş birliği içinde olduğunu söyledi. Kerry, Suriye’de yönetim değişikliği, Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın ülkenin geleceğinde yeri olmadığı ve geçiş hükümeti kurulması konularında müttefikleriyle aynı görüşte olduklarını vurguladı. Şam yönetimi ise Kerry’nin açıklamalarına tepki göstererek, sözlerinin soruna çözüm bulma çabalarını baltaladığını savundu. Kapitalist ve Sosyalist Devrimlerin Yarattığı İnsan; Atatürk Fikri gelişim sürecinde Fransız devrimlerini ve aydınlanmasını okumuş, düşünmüş, tartışmış ve özümsemiş bir insan. Bir asker olarak Almanla çalışmış, İngilizle, İtalyanla savaşmış. Avrupa’yı bu yönüyle de çok iyi tanımış ve değerlendirmiş. Çanakkale’de Almanlarla birlikte, İngilizlerin ve Fransızların 1915’te Karadeniz’e çıkmalarını önlemiş, Çanakkale’yi kapatmış. Bu sayede Rusya’da çarlık devrilmiş, Bolşevikler 1917’de iktidara gelmiş. Rusya’da çarlık düzenini deviren yönetim Mustafa Kemal’e büyük destek vermiş. Kurtuluş Savaşı’nda ilk sınır anlaşması onlarla yapılmış; para ve silah yardımı yanında, işgalcilere karşı askeri danışmanlık hizmeti almış. Avrupa düşünce sistemi ile yetişen ve onu özümseyen Atatürk, Çar (ve Avrupa) karşıtı sosyalist rejimin desteği ile Avrupa’yı dize getirmiş ve Türk milletini esaretten ve işgalden kurtarmış. Fransız Devrimi ve Sovyet Devrimi gibi iki karşıt oluşum Türk halkının (ve Atatürk’ün) kaderini değiştirmiş, bir mucize gerçekleşmiş; Batı’nın hiç olasılık tanımadığı şey ortaya çıkmış. Fransa’daki süreç, krallığa ve kiliseye karşı olduğu için aynı zamanda Avrupa kapitalizminin, merkantilizmden sonraki “devrimci” oluşumudur. Bu değerlendirmeye itiraz edenler olabilir ama sonuçta ortaya çıkan durum budur. Atatürk Avrupa işgalinden kurtulabilmek için karşı cepheden büyük destek alırken aynı zamanda, Avrupa’nın çağdaş uygarlık değerlerini yakalamak istemiştir. Mustafa Kemal, Çanakkale’de kazandığı zafer ile Boğazları Fransız ve İngilizlere kapatmış ve bu sayede 1917 devrimi gerçekleşmiştir. Sovyetler vefa borcunu Kurtuluş Savaşı’nda Atatürk’e büyük yardım sağlayarak ödediler. Ancak Atatürk Kurtuluştan sonraki Kuruluş döneminde bilim adamlarını, teknisyenleri, sanatkârları Avrupa’dan getirmiştir. O ülkelerin çağdaş kanunlarını Türkiye’ye sokmuştur. Yaşam tarzını Avrupa’ya yöneltmiştir. Çağdaş uygarlığın Avrupa’da olduğunu görmüştür. Bu coğrafyada yaşamanın; Batı ile Doğu arasındaki fay hattı içinde bulunmanın çelişkileri değil mi yaşadıklarımız? Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve kuruluşu bir anlamda Avrupa’nın kapitalist devrimi ile Rusya’nın sosyalist devrimi arasından (ve sayesinde) çıkagelmiştir. Atatürk bu iki karşıt devrimin, “Türkiye için yararlı yönlerini ayıklamış” ve 20. yüzyılın Türkiye mucizesini yaratabilmiştir. İslam dünyasında hayal dahi edilemeyecek bir sonuca ulaşmıştır. Avrupa’da kapitalist devrimi hazırlayan sanayileşme ve aydınlanma Atatürk’ün fikri gelişiminde öne çıktı. Öte yandan bu devrimi yaratan Fransa’ya (ve İngiltere’ye) karşı diplomatik ve askeri savaşında sosyalist devrimi (Rusya’yı) arkasına alabilme dehasını ve becerisini ortaya koydu. Ancak Cumhuriyetin Kuruluş safhasında yönünü Avrupa’ya çevirerek bilim, sanat, hukuk alanlarında onu örnek seçmiştir. Türkiye Cumhuriyeti (ve Atatürk) iki karşıt devrimin yarattığı bir sonuçtur. Sovyetler Birliği 1989’da dağıldıktan sonra kapitalist süreç (ve devrim) Ortadoğu’da öne çıktığı için Türkiye’nin iç dinamikleri hızla değişmeye başladı. Bu defa Batı’nın desteği ile Doğulu (ve bölgesel) yaşam tarzına dönme süreci yürürlüğe girdi. Türkiye de sistemin edilgen bir parçası olarak değişime sokuldu. Küresel dinamikler ile yerel (ulusal) dinamikler iç içe geçtiler. Ülke şu anda bunun sıkıntılarını ve çelişkilerini yaşamaktadır. DEBKA’NIN İDDİASI Kahire Büyükelçisi’nin sözleri, Başbakan’ın ‘firavun’ çıkışını hatırlattı ‘Türkiyeİran gizlice anlaştı’ Dış Haberler Servisi İsrail’in istihbarat örgütlerine yakınlığıyla bilinen Debka sitesi, Türkiye ve İran’ın, gizli istihbarat işbirliği anlaşması imzaladıklarını öne sürdü. Debka, özel haber logosuyla yayımladığı haberde, anlaşmanın İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in geçen haftaki Ankara ziyareti sırasında imzalandığını yazdı. Haberde, “Türkiye, NATO üyesi olsa da bu anlaşma kapsamında İran ile ilgili casusluk faaliyetleri konusunda üçüncü ülkelerle işbirliğini yapmayı durdurmayı taahhüt etti. Daha önemlisi, Erdoğan hükümeti, İran sınırının Türk tarafında, İran hakkında istihbarat toplayan ajanların faaliyetlerini sonlandırmayı da kabul etti” denildi. Debka, anlaşmanın ayrıntılarının Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan ile özel görevlerden sorumlu İran İstihbarat Bakan Yardımcısı Hosrov Hüseyinyan arasında altı hafta süren görüşmelerde hazırlandığını da iddia ederek, “İranlı kaynaklarımıza göre, bu İranlı yetkili o kadar örtülü biçimde faaliyet gösteriyor ki takma isim kullanıyor ve Tahran’da bile çok az kişi, kimliğini biliyor” diye yazdı. Debka, görüşmelerin bazı oturumlarında, İran Devrim Muhafızları Komutan Vekili Tuğgeneral Hüseyin Selami’nin de bulunduğunu öne sürdü. Botsalı’dan farklı yaklaşım DUYGU GÜVENÇ ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Her firavunun bir Musa’sı vardır” diyerek eleştirdiği Mısır’daki Sisi yönetimine, Büyükelçi Hüseyin Avni Botsalı farklı bir yaklaşım sergiledi. Büyükelçi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yaptığı konuşmada, MısırTürkiye ilişkilerinin tarihi derinliğine işaret ederek “Akdeniz’in iki yakasını binlerce yıldır koruyan iki ulus arasındaki kan bağı dünyadaki ilk yazılı anlaşma olan Kadeş’e dayanır. Bu anlaşmadan sonra firavun 2. Ramses, Hitit Kralı’nın bir kızıyla evlenmeye karar vermiştir. Bu tarihten beri Türkler ve Mısırlılar birbiriyle evlenmiştir. Mısırla kan bağımız olduğu için mutluyuz. Bu kan bağı bizi bağlar; ayrıştırmaz” dedi. Erdoğan, 28 Ağustos’ta Rize’de yaptığı konuşmada, “Bir sinek bile Nemrut’un işini bitirdi. Firavun Musa’yı büyüttü. Ondan sonra Musa onun işini bitirdi. Bilesiniz ki her firavunun bir Musa’sı vardır” demişti. Oysa büyükelçi, Mısır’da Erdoğan’ın tam tersi bir mesaj verdi. Bu mesajlarını Twitter ve Facebook sayfalarından da duyurdu. Cumhuriyet resepsiyonuna, Mısır yönetiminden siyasi katılım olmazken Mı (AA) Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı sır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Hatim Seyf elNasır katıldı. Sisi yönetiminin tepkisi nedeniyle Mısır’ın Ankara büyükelçisinin hâlâ görevine geri dönmemiş olmasına karşın Botsalı, kadın ve aileden sorumlu Bakan Fatma Şahin’i de Twitter üzerinden Kahire’deki resepsiyona davet etti. Büyükelçinin Four Seasons Oteli’nde yapmak istediği resepsiyon, otel yönetiminin Türkiye’ye yönelik tepkisi nedeniyle son anda iptal edildi; resepsiyon büyükelçilik konutunda gerçekleşti. Botsalı da 29 Ekim resepsiyonunu büyükelçilikteki konutunda vermek zorunda kaldı. Türkiye’nin son dakikada yeni bir salon bulamaması nedeniyle yapılan değişiklik büyükelçiliğin Facebook sayfasından Botsalı tarafından 28 Ekim gü nü duyuruldu: “Görülen lüzum üzerine Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunun yeri değiştirilmiştir. Yeni davetiyeler elektronik formatta adreslerinize gönderilmiştir. Eski veya yeni davetiyenizi isim, adres, eposta ve telefon numaranızı kaydederek mutlaka beraberinizde getirip güvenlik ve protokol görevlilerine ibraz etmeniz müsterhamdır.” Botsalı resepsiyonda yaptığı konuşmada da çalışanların resepsiyona “24 saatte nasıl geleceğiz” dediğini aktarırken gelenlere de teşekkür etti. Muhalefet ile iktidarı karıştırdı Resepsiyon sırasında bir grup dışarıda gösteri yaparak Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Abdulfettah elSisi lehine, “Sisi Cumhurbaşkanı” sloganları attı. Ancak Botsalı, bu gösteride de Mısır’daki iktidarla muhalefeti karıştırdı ve askeri yönetimin de ‘demokratik’ olduğunu savunarak, “Demokratik ortamda muhalefetin olması gayet doğal. Bunu hoş karşılarız, karşılık vermeyiz veya bundan üzüntü duymayız. Bu, hayatın ve de Mısır’ın bir parçası. Dostluklar ve yeni doğumlar daima sancılarla gelir” ifadelerini kullandı. Otel son dakikada iptal etti Karşıtların ortak ürünü CENEvrE görüşmElErİ PAKİSTAN’DA mİSİllEmE ENDİşESİ Pakistan Talibanı, ABD’nin düzenlediği insansız hava aracı (İHA) saldırısı sonucu öldürülen lideri Hakimullah Mesud’un yerine geçici olarak yeni lider atadı. Mesud’un yerine örgütün ikinci adamı Han Said’in atandığı haberlerini yalanlayan Pakistan Talibanı Sözcüsü Şahidullah Şahid, Yüksek Şura Başkanı Esmatullah Şahin Bittani’nin geçici başkan olarak görevlendirildiğini açıkladı. Ülkede altı yıldan bu yana yönetime karşı saldırı kampanyası sürdüren Pakistan Talibanı lideri Mesud’un öldürülmesinin ülkede Taliban’ın da katılacağı barış görüşmelerini olumsuz etkileyeceği bildirilirken, misilleme eylemlerinden endişe eden hükümet ülke çapında güvenlik tedbirlerini artırdı. Başbakan Navaz Şerif de bugün üst düzey danışmanlarıyla bir araya gelecek. (AA) Hamaney: İyimser değilim Dış Haberler Servisi İran İslam Cumhuriyet dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ülkesi ile dünya devletleri arasında yapılacak olan nükleer görüşmelerine destek verdiğini belirtti ancak sonuçları konusunda iyimser olmadığını açıkladı. Hamaney dün, Tahran’da 1979 yılında ABD’nin Tahran Büyükelçiliği’nin öğrencilerle basılışının yıldönümünden bir gün önce bir grup öğrenciyle konutunda yaptığı görüşmede, müzakerelerin İran’ın beklediği gibi sonuçlanmayacağını kaydeAyetullah Hamaney derek “Müzakerelerin sonuçları konusunda iyimser değilim, ama Allah’ın izniyle yara almadan bunu da aşacağız” dedi. Ayetullah Ali Hamaney konuşması sırasında İran’da sık sık, gösterilerde duyulan “Amerika’ya ölüm” sloganının atılmasına da karşı çıkarak “Amerikalılar gülümsüyor ve anlaşma arzularına vurgu yapıyorlar” şeklinde konuştu. Ancak İran heyetinin başı Dışişleri Bakanı Muhammed Cevat Zarifi’yi “Gülümseyen düşmana güvenmemeliyiz” diye uyarmayı da ihmal etmeyen dini lider, “zor bir görev” üstlendiğini belirttiği İran heyetinin çabalarını kimsenin baltalamaması gerektiğini de kaydetti. Hamaney görüşme sırasında ABDİsrail ilişkilerine de değinerek ABD’yi, İran’ın varlığını tanımadığı İsrail ile yakın ilişkisinden ötürü eleştirdi. Ve bugün? TİANANMEN’DEKİ SALDIRI SoNRASI MYANMAR’DAN KAÇIŞ Sincan komutanı parti görevinden alındı Dış Haberler Servisi Çin’in başkenti Pekin’deki Tiananmen Meydanı’nda meydana gelen saldırının ardından Uygur Türklerini suçlayan Pekin yönetimi, Sincan özerk bölgesinin komutanını komünist partisindeki görevinden aldı. Devlet medyasında yer alan haberlere göre, 2011’de Sincan bölgesi komutanlığına atanan General Peng Yong’un, Sincan Bölgesi Komünist Parti Daimi Komite üyeliğindeki görevi sona erdirildi. Haberlerde, kararın gerekçesi açıklanmadı. Geçen pazartesi günü Tiananmen Meydanı’nda yakıt bidonları yüklü bir arabayla düzenlenen saldırıda 2 kişi hayatını kaybetmiş, 40 kişi yaralanmıştı. Devlet televizyonu saldırının 8 “terörist” tarafından gerçekleştirildiğini, arabada 400 litre benzin bulunduğunu duyurmuştu. Yetkililer, saldırıdan Doğu Türkistan İslam Hareketi’ni sorumlu tutarken saldırıyı gerçekleştirenlerin bir ayı aşkın süre plan yaptıkları ve saldırıyı finanse etmek için 6 bin 500 doların üzerinde para topladığı yolunda haberler yayımlanmıştı. Rohingya Müslümanlarını taşıyan tekne battı Dış Haberler Servisi Kadın, çocuk ve bebeklerin de aralarında olduğu 70 Rohingya Müslümanını taşıyan bir tekne Myanmar açıklarında alabora oldu. Kaynaklar, Bangladeş’e doğru yol alan teknenin Bengal Körfezi’nde alabora olmasının ardından sürdürülen kurtarma çalışmalarında 8 kazazedeye ulaşılabildiğini duyurdular. Bazı kaynaklar ise teknenin Malezya’ya doğru gittiğini söylediler. Teknenin yola çıktıktan 4 saat sonra alabora olduğunu bildiren kaynaklar, kurtarılan 8 kişinin, yakınlarının Bengal Körfezi ve sahil şeritlerinde yaptıkları aramalar sırasında bulunduğunu duyurdular. Teknedekilerin 38’inin erkek, 28’inin kadın olduğu da gelen haberler arasında. Nüfusun çoğunluğunu Budistlerin oluşturduğu 60 milyon nüfuslu Myanmar’da 18 aydır devam eden etnik temelli şiddet olaylarında 240 kişi hayatını kaybederken 250 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Hayatını kaybedenlerin büyük kısmını, Budist saldırılarında ölen Rohingya Müslümanları oluşturuyor. NİjEryA’DA SAlDIrI Düğün konvoyunda 30 ölü Dış Haberler Servisi Nijerya’nın Borno eyaletinde silahlı kişilerin bir düğün konvoyuna önceki gün açtıkları ateş sonucu damat dahil 30 kişinin öldüğü bildirildi. Önceki gün öğleden sonra meydana gelen saldırının İslamcı Boko Haram örgütü tarafındna gerçekleştirildiği sanılıyor. Bu arada ülkenin Nkpor kentinde de önceki gün bir kilisede düzenlenen gece ayininin sonunda meydana gelen izdihamda 17 kişinin öldüğü bildirildi. Yerel kaynaklar ölü sayısının daha fazla olduğunu belirttirken Anambra valisinin de törende olduğu, ancak olaydan önce kiliseden ayrıldığı belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle