17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP’nin 2004’te MGK’de aldığı cemaatle mücadele kararı, kavgayı alevlendirecek 5 çocuklarımız. Başbağlar, Sivas, Gazi, Mavi Çarşı katliamı... Hangi birisini sayayım. 2000’li yıllarda Necip Hablemitoğlu, rahip Santoro, Hrant Dink’in öldürülmesi, Malatya’da Zirve Yayınevi kıyımı... Başından beri, kişilerle uğraşıyor, tetikçileri görüyoruz sahnede. Vur emrini veren büyük patron kim? Gladyo, derin devlet, kontrgerilla! Bilinen bir gerçeğin üstünü örtüp, olayı niçin derinlerde bir başka deyişle sistem, kurulu düzende aramıyoruz? Yaşama hakkını yok sayan, öldüren, boğazlayan, kıyım yapan sistemin bir gövdesi var! Bu sistem var oldukça, derinlere inilmedikçe, tarihle yüzleşilmedikçe daha neler görüp yaşayacağımızı bilmiyoruz. HHH Benim bildiğim şu: 25 Ağustos 2004 günü yapılan MGK’de “Fethullah Gülen cemaati”ni bitirme kararı alınmadı mı? Alındı! Alınan kararın belgesini Taraf gazetesi yayımladı... Kimlerin imzası var MGK kararının altında? Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, bakanlar Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, Cemil Çiçek, Vecdi Gönül, Abdülkadir Aksu... Ve kuvvet komutanları Aytaç Yalman, Özden Örnek, İbrahim Fırtına, M.Şener Eruygur. MGK kararı da açık açık şöyle: “Türkiye’deki Nurculuk faaliyetleri ve Fethullah Gülen konusu gündeme gelmiş, yurtiçi ve yurtdışı çalışmalarına karşı bir eylem planı hazırlanması uygun görülmüş, bu konudaki tavsiye kararının hükümete bildirilmesine karar verilmiştir.” AKP ne diyor bugün: “Biz o kararı yok saydık!” Hem imzalar atılacak hem yok sayılacak! Özden Örnek ve İbrahim Fırtına zindanda yatacak! Kafes, Ergenekon, Balyoz, İrticayla Mücadele Eylem Planı davasından emekli komutanlar zindanda tutulacak... Kafanız karıştı değil mi? Benim de öyle! Derinliklere inmeyeceksiniz, inmeyecek!.. Bakalım daha ne belgeler çıkacak?.. Cin şişeden çıktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümetin dershaneleri kapatma planıyla gün geçtikçe derinleşen iktidarcemaat kavgası, Taraf gazetesinin yayımladığı 2004 tarihli MGK kararıyla derinleşti. Kurulda alınan “Fethullah Gülen grubunun faaliyetlerine karşı alınması gereken tedbirler” başlıklı kararın altında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da imzasının bulunması üzerine savunmaya geçen iktidar “kararın yok hükmünde sayıldığını” ve karara bağlı “hiçbir işlem yapılmadığını” ileri sürdü. Taraf gazetesinin dünkü manşetinde MGK’nin 25 Ağustos 2004’te aldığı bir kararın belgesi yayımlan u Taraf gazetesinde yayımlanan 2004 tarihli belgeyle, Başbakan Erdoğan’ın Gülen cemaatinin etkinliklerinin araştırılması ve önlem alınmasına ilişkin MGK kararına imza attığı ortaya çıktı. AKP kanadından ilk yapılan açıklamalarda MGK kararının ‘var ama yok hükmünde!’ olduğu savunulurken, belgeyi ‘bularak’ haberleştiren Mehmet Baransu ‘daha bavulu açmadım’ dedi. Özkök, kuvvet komutanları Özden Örnek, Aytaç Yalman, İbrahim Fırtına ve Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’un da imzaları bulunuyor. 481 sayılı MGK Kararı olarak kayda geçen kararda, “Bir eylem planı oluşturulmasının” kararlaştırıldığının altı çizilirken resmi kurumların atacağı adımlar da tek tek sıralanıyor. Konunun “Psikolojik harekât boyutuna” dikkat edilmesi gerektiği de vurgulanıyor. Gülen cemaatine karşı uygulanacak tedbirler için ise Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Ku Tarihle Yüzleşme... Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın’ın öldürülmesi davası Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Bu dava tarihi bir yüzleşmeye tanık oldu... Aradan yirmi yıl geçtikten sonra BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, bir dönemin cinayetlerini yönlendirenler ve işleyenlerle yüz yüze geldi... Pervin Buldan’ın eşi Savaş Buldan da yirmi yıl önce kaçırılıp öldürülmüştü. Korkut Eken ve özel harekâtçı eski polisler... Pervin Buldan ve Baskın’ın yakınları... Derin devletin “öteki yüzü”, özel harekât, JİTEM... Hizbullah’ın Batman yakınlarında bulunan Jandarma Alay Komutanlığı’nda eğitilmesi... 90’lı yılların ilk yarısında o kanla yazılmış acı bir tarih! 20 yıl önce Güneydoğu’da Hizbullah silahlı eğitimden geçiriliyordu. 20 yıl sonra TürkiyeSuriye sınırında bulunan jandarmaya komşu El Kaide karargâhına silah ve havan mermisi kovanları götürülüyor! Günümüz Türkiyesi’nde 20 yıl önceki JİTEM belgeleri “devlet sırrı” olurken Ankara’da önemli bir davanın nasıl sonuçlanacağını merak ediyorum bugün. Pervin Buldan’ın sosyal medyada paylaştığı mesajlar içimi acıtıyordu. O bir anneydi... Yargılananlar ise baba! Kocası, faili belli olan ve bunca yıl aydınlatılmayan, katilleri bilindiği halde yakalanıp yargılanmayan bir kadın... HHH 90’lı yılların faili meçhul cinayetlerinin halkalarında nice anneler vardır... Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Musa Anter, Vedat Aydın, Behçet Cantürk, Mehmet Sincar, Ahmet Taner Kışlalı... Sınır karakollarında, dağların yamaçlarında şehit düşen Mehmetler! Çatışmada, mayın tuzaklarında... Türk olsun Kürt olsun, ne olursa olsun ölen gencecik dı. Belgeye göre hükümet ve asker, MGK toplantısında Gülen cemaatine karşı ayınacak önlemler masaya yatırılmış ve bu belge tüm katılımcılar tarafından imzalanmış. MGK tavsiye kararını, hükümet kanadından Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile yine dönemin Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu imzalamış. Belgede ayrıca dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi rulu (BUTKK) koordinesinde, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve MİT Müsteşarlığı görevlendiriliyor. Belgesi ilk kez kamuoyuna yansıyan MGK kararının, dershane tartışmasıyla zaten gerilen iktidarcemaat ilişkilerini daha germesi bekleniyor. Bunun farkına varan iktidar kanadından ise dün art arda yapılan açıklamalarla “savunmaya” geçildi. Kararda Adalet Baka nı olarak imzası yer alan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, AKM’de düzenlenen 3. Ankara’da Malatya Günleri etkinliğine gelişinde, gazetecilerin kendisine ilk soru su bu konu oldu. Çiçek’in yanıtı ise “Tek başıma benim imzam yoktur. Haberi okumadım, bilmiyorum. Varsa bu türlü konular ilgili yerlerle konuşulmuştur. İmza atması gerekenler varsa birlikte atılmıştır. Yoksa Milli Güvenlik Kurulu ile ilgili bir konuda benim tek başıma imzam olmaz. Haber ne kadar doğru, ne kadar gerçek bilmiyorum” oldu. ar ama yok hükmünde’ Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan ise konuyla ilgili olarak Twitter hesabından yaptığı açıklamada, söz konusu MGK kararının hükümet tarafından yok hükmünde sayıldığını ifade etti. Akdoğan açıklamasında, “2004’teki MGK kararı hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiş, hiçbir Bakanlar Kurulu kararı alınmamış, hiçbir işlem yapılmamıştır” dedi. ‘V ‘BEN BAŞKANDIM’ Arınç topu Erdoğan’a attı LEVENT GENCELLİ ‘ ocayı neden eleştirdiniz?’ Akdoğan’ın bu mesajına yanıt ise yine Twitter üzerinden, çarpıcı bir şekilde geldi. Eski milletvekilleri Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, mesajlarında şöyle dedi: “28 Şubat gibi bir müdahale olmuş da haberimiz yok. Bugün Taraf’ta yayınlanan ve Yalçın Akdoğan’ın ‘İmzaladık ama uygulamadık’ dediği 25 Ağustos 2004 tarihli belgenin 28 Şubat kararlarından bir farkı yok. 28 Şubat kararları da geç de olsa imzalanmış ama uygulanmamıştı. Bu AKP’liler defalarca Hoca’yı ‘Niçin 28 Şubat kararlarını imzaladın’ diye suçlamamışlar mıydı, kendileri de benzerini imzalamışlar.” H BURSA 2004’te yapılan MGK toplantısında Fetullah Gülen cemaatinin faaliyetlerine yönelik bir eylem planı hazırlandığı yönündeki haberleri değerlendiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, topu Başbakan Tayyip Erdoğan’a atarak, ‘’Bugün belki Başbakan bir açıklama yapabilir. Doğrudan kendisini ilgilendirdiği için’’ dedi. AKP ve Gülen cemaati arasında son dönem yaşanan gerilimi anımsatan Arınç, “Taraf gazetesi bunu nereden temin etti, bunun son gelişmelerle bir yakın ilgisi var mıdır?” ifadesini kullandı. Bursa’da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Arınç, Gülen cemaatine yönelik operasyon yapılması için MGK’de karar alındığı yönündeki haberler üzerine, “Anılan tarihte eğer böyle bir MGK kararı varsa, ki bunlar gizlidir, gazete bunu nasıl başlık yapmıştır? Bunu bilemem. Gazeteciler, haber kaynaklarını da pek söylemez. Bu 2004’te olduysa o tarihte ben Meclis başkanıydım. Bu karar doğru mudur, yanlış mıdır? Bunu bilemem, birincisi o toplantıda olmadığım için, ikincisi araştırma ihtiyacı henüz duymadım. Bugün belki Başbakan bir açıklama yapabilir. Doğrudan kendisini ilgilendirdiği için. Biz 2002 sonunda AKP olarak iktidara geldik. 11. yılımıza girdik. 11 yılda bu MGK’de kabul edildiği varsayılan konuların hiçbiri gerçekleşmediği gibi bunun tam aksine dindarları, dini toplulukları, bireysel olarak insanları rahatsız edecek, onları takip altına alacak, onlarla ilgili olumsuz birtakım çalışmalar yapacak hiçbir şey yapmadık” dedi. “Kırmızı Kitap” olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nden irticanın iç tehdit olmaktan çıkarıldığını vurgulayan Arınç, sözlerini söyle sürdürdü: “Taraf gazetesi bunu nereden temin etti, böyle bir şeyi niçin başlığa çıkardı, bunun son gelişmelerle bir yakın ilgisi var mıdır, yok mudur? Bunu da kamuoyu takdir edebilir.” “Yeni parti kurulma iddiaları var, hatta sizin de adınız geçiyor” sorusu üzerine Arınç, “Bu, saçma sapan bir şey. Biz çok şükür siyasi çizgisi belli insanlarız. Düşe kalka geldik ama dosdoğru geldik. Bizden bir şey beklemesinler” dedi. ‘Erdoğan’ın ikiyüzlü politikasının belgesi’ getiriyorsanız destek vermeye hazırız.” Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın da imzası buluBALIKESİR CHP lideri Kemal Kı nan 2004 tarihli MGK kararı için “O bellıçdaroğlu, “Gülen cemaatini bitirme ge iktidarın ikiyüzlü politika izlediğiplanı” olarak nitelenen 2004 yılında Mil ni gösteriyor. Düne kadar neler söylüli Güvenlik Kurulu kararında imzası bu yordu, meğer neler yapmış, bunu gölunan Başbakan Tayyip Erdoğan’ı “iki rüyoruz. Bir siyasetçinin temel kuralı yüzlülükle” suçladı. halkına yalan söylememek olmalı. GiKılıçdaroğlu, Balıkesir’de çeşitli temas dip belgeye o imzayı atacaksınız ama larda bulundu. Ticaret Odası, Zidönüp başka şeyler söyleyeraat Odası, Sanayi Odası’nı ziceksiniz. Siyasette ikiyüzlüu Kılıçdaroğlu, yaret eden Kılıçdaroğlu, balüğe bu halkın prim vermezı fabrikalarda da inceleme Erdoğan’ın da imzası mesi lazım” değerlendirmelerde bulundu. Balıkesir Tibulunan 2004 tarihli sini yaptı. caret Odası’nda, gazetecileKılıçdaroğlu, KaMGK kararı için “O rin gündeme ilişkin sorularını mer Genç’in Emine yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Gü belge, iktidarın ikiyüzlü Erdoğan’a müdahalesini ise len Cemaati ile hükümet ara“Hanımefendi’nin, bir kapolitika izlediğini sında “dershaneler” üzerindının konuşmasına müdagösteriyor” dedi. den yaşanan kavganın sorulhale etmek doğru değildir” ması üzerine dershane sahipsözleriyle eleştirdi. Japonya lerinin de tüccar olduğunu belirterek şun Büyükelçiliği’nde yapılan toplantının, Jaları söyledi: “Onlar da devlete vergi ve pon topraklarında yapılmış bir toplantı sarirler. Biz hiçbir tüccarı cemaatçidir, yılacağına işaret eden Kılıçdaroğlu, “MüA partisinden, B partisindendir diye dahale doğru değildir. Ama Genç’e poayırmayız. ‘Dershaneleri kapatacağım’ lislerce yapılan müdahale de doğru dediyorsanız, çocukların dershaneye ih ğildir. İki taraflı bir yanlış vardır, iki tiyaç duymayacağı bir eğitim sistemini yanlıştan bir doğru çıkmaz” dedi. AYŞE SAYIN CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün Balıkesir’de çeşitli temaslarda bulundu. Ticaret Odası, Ziraat Odası, Sanayi Odası’nı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, bazı fabrikalarda da incelemelerde bulundu, işçilerle sohbet etti. (Fotoğraf:AA) açmadım’ ‘Daha bavulu YANDAŞ MEDYA SAVUNMAYA GEÇTİ: Tartışmaya katılan AKP’li Şamil Tay yar, “Doğru cemaati bitirme kararı 2004’te alındı; sonra Emniyet cemaate bağlandı, dershane ve okul sayısı patladı, Ak Parti’ye kapatma davası açıldı. Fitneye destek verenleri görünce sorunun fitneciyle sınırlı olmadığı anlaşılıyor” derken gündemi değiştiren haberin sahibi Mehmet Baransu ise yine Twitter’dan yaptığı açıklamada “Daha evdeki bavulu açmadım. Bu klasörde olan belgeydi” dedi. ‘Cemaatin hedefi Erdoğan’sız AKP’ Haber Merkezi Yeni Şafak gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, AKP ile Gülen hareketi arasındaki dershane savaşının perde arkasına dair ilginç bir iddiada bulundu. Gülen hareketinin hayli agresif bir kampanya yürüttüğüne dikkat çeken Selvi, cemaatin asıl amacının siyasi bir proje olduğunu savundu. Cemaatin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Başbakan Tayyip Erdoğan dışında bir adayın kazanması için düğmeye bastığını savunan Selvi, asıl amacın Erdoğan’sız bir AKP yaratmak olduğunu iddia etti. Selvi’nin dün kaleme aldığı “Dershaneler konusundaki esas strateji ne?” başlıklı yazısındaki ilgili bölüm şöyle: “Hükümetin diyalog çağrılarına, Başbakan’ın yakın çevresinden isimlerin, aracı olma çabalarına, paydaşlarla görüşmek için illerde yapılan toplantılara ve Başbakan Erdoğan’ın dershaneler konusunda kararlı bir duruş sergilemesine rağmen, cemaatin şahsı manevisi ve tabandaki samimi insanlara karşı pozitif bir dil kullanmasına rağmen, ısrarla köprüler atılmaya çalışılıyor. 1 Cemaatin en kolay anlaşabileceği kişi Başbakan Erdoğan. Buna rağmen Erdoğan’la uzlaşma yerine, zıtlaşma yoluna gidiliyor. 2 Dershaneler içerisinde, bu dönüşüme en hazırlıklı grup Hizmet camiası. Çünkü çok köklü bir özel okul geleneğine sahipler. Dershanelerin önemli bir bölümünün özel okulu yok. Peki burada bu denli agresif bir kampanya yürütülmesinin anlamı ne? Dershaneler konusu siyasi bir projenin sadece bir ayağı. Bu işin hedefinde Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Erdoğan’sız AK Parti projesi yatıyor. ‘Satılmış Erdoğan’, ‘Firavun’, ‘Kalplerimizi kırdın bari param parça etme be usta’ şeklindeki kampanyanın stratejik hedefi var. Cemaatin tabanını Erdoğan’dan uzaklaştırmak. Gönül köprüleri bunun için yıkılmak isteniyor. Önce, ‘Anti Erdoğan’ duygusunu oluşturmak sonra Cumhurbaşkanlığı seçiminde, bunu Erdoğan karşıtı, ‘ortak adaya’ taşımak.” ‘Bence oturup düşünsünler’ Dursun Çiçek’in kızı, ‘ikilinin arası açılınca bumerangın kendilerine vurmaya başladığını’ belirtirken Dursun Çiçek de ‘Neden cezaevindeyim? diye sordu Haber Merkezi Taraf gazetesinin 2004 yılında düzenlenen MGK toplantısına dayanarak “Fethullah Gülen’i bitirme planı” başlığıyla gündeme getirdiği iddialara bir tepki de Ergenekon davasında müebbet hapis cezası alan Albay Dursun Çiçek’in kızı İrem Çiçek’ten geldi. İddiaları yorumlayan İrem Çiçek, Twitter’dan takipçileriyle paylaştığı mesajlarda şu ifadeleri kullandı: “AKP ve Gülen’i bitirme planı ile yola çıkan ve sahte yazılar ile tasfiye süreci başlatan ikilinin arası açılınca bumerang kendilerine vurmaya başladı. 1997’den 2011’e kadar MGK kararları, direktifler, genelgeler ile tehdit sayılan irticai faaliyetlerle ilgili olarak kararlar alınıyor. Başbakan dahil herkes bu kararları onaylıyordu. Bizler mahkemeye ulaşabildiğimiz kadarını sunduk. Ulaşamadıklarımızı ise Taraf yayınlamaya başladı. Şimdi sormak gerek Dursun Çiçek’i sahte imzalı üretim planınız ile müebbet hapse mahkum edenler, altına imzalarını attıkları bu karara karşı ne diyecekler? Kendileri bu defa gerçek belgeler ile tasfiye mi edilecek yoksa irticanın tehdit olduğunu itiraf edip uygulattıkları mahkeme kararlarını oturup düşünecekler mi? Bence oturup düşünsünler.” Albay Çiçek de yine kızı aracılığıyla yayımladığı mesajda, “Böyle bir plan hazırlayanlar özgürce yaşıyorken sahte planın altına imzası taklit edilen bir babanın yıllarca tutsak edilmesi vicdanları kanatmaya devam etmektedir” dedi. Albay Çiçek “Ortaya çıkan planda özellikle siyasilerin imzaları kamuoyunun dikkatini çekmiştir” ifadesini kullandı. Dursun Çiçek hakkında “AK Parti ve Fethullah Gülen’i bitirme planı” belgesinde ıslak imzası olduğu gerekçesiyle dava açılmıştı. Yargı süreci sonunda Dursun Çiçek müebbet hapis cezası almıştı. Taraf’ı suçladı! ‘Vicdanlar hâlâ kanıyor’ DERSHANE KARARINDAN VAZGEÇİLMESİNİ İSTEDİLER 500 kişi AKP’ye şikâyete gitti İstanbul Haber Servisi Öğrenci, veli ve öğretmenlerden oluşan yaklaşık 500 kişilik bir grup, dün dershanelerin kapatılması kararın geri alınması için AKP İstanbul İl Örgütü’ne başvurdu. “Bu karardan memleketin yüzde 80’inin şikâyetçi olduğunu” belirten grup üyeleri, böyle bir olasılıkta özel ders alma imkânı olmayan herkesin mağdur olacağını savundular. Parti üyelerine de sorunlarını aktaran grup, eğitimde kalitenin arttırılması gerektiğini vurguladılar. Halkevleri ve Halkın Kurtuluş Partisi ise dershanelerin ve özel okulların kapatılmasını, eğitimin parasız ve bilimsel olmasını talep ettiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle