17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 KASIM 2013 CUMA 4 HABERLER Anayasa Mahkemesi bünyesinde vakıf kurulmasına ilişkin yasa tasarısı askıya alındı Hükümet, Kılıç’a cezayı kesti Şükrü Elekdağ’ın Mektubu Değerli Okurlarım, “Herkes Korkuyor” başlıklı yazımla ilgili olarak Şükrü Elekdağ’dan bir mektup aldım. Sayın Elekdağ’ın bulunduğu görevler dolayısıyla da son derecede vâkıf olduğu konuyla ilgili görüşlerini sizinle paylaşmak üzere mektubu olduğu gibi yayımlıyorum. Söz Sayın Şükrü Elekdağ’ın: Sayın Sirmen, TürkiyeABD ilişkilerini geniş bir stratejik perspektiften ele alan ve Washington açısından “Tayyibizm”in iflas ettiği sonucuna varan “Herkes Korkuyor” başlıklı, ilgi ve yararlanarak okuduğum makalenizi keserek dosyaladım. Gayet gerçekçi ve isabetli bulduğum analizinize katılıyorum. Değerlendirmenizde İsrail’le bozulan ilişkilere ve antisemitizm faktörüne de münasip şekilde yer veriyorsunuz. Bu bağlamda izninizle önemli gördüğüm bazı gelişmeleri dikkatinize getireceğim. HHH Anımsayacaksınız, Washington’la Ankara arasında Suriye’de izlenecek strateji konusunda çıkan anlaşmazlığın yarattığı soğukluk sürerken birden İsrail ile Türkiye arasında bizim basının üstünde pek durmadığı bir kriz patlak verdi. Krizin nedeni, Başbakan Erdoğan’ın 20 Ağustos’ta yaptığı konuşmada, İsrail’i, Mısır’da Mursi’ye karşı düzenlenen darbenin arkasında bulunan esas aktör olmakla suçlamasıydı… Bu suçlamayı yaparken Başbakan elinde iddiasını kanıtlayan bir “belge” olduğunu da alayıvala ile ilan etmişti. Ancak “belge” dediği kanıtın, iki yıl önce düzenlenen bir panelde Yahudi asıllı Fransız yazarı Bernard Levi’nin Mısır’la ilgili olarak dile getirdiği tahminlerden ibaret olduğu anlaşılıverdi. Aynı gün, Beyaz Saray sözcüsü tarafından bu konuda beklenmedik şekilde şok bir yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, “Başbakan Erdoğan’ın sözleri kuvvetle kınandı” ve İsrail’e yönelik iddianın “saldırgan, dayanaksız ve hatalı” olduğunu vurgulandı. Beyaz Saray’ın bu zehir zemberek açıklamasının Ankara’yı sarstığını bilahare Dışişleri’nden öğrendim. Bir süre nutku tutulan Başbakan’dan ses seda çıkmadı. Birkaç gün sonra, Başbakan alttan alarak, “Beyaz Saray’ın cevabını duyunca üzüldüm. Bizim muhatabımız Beyaz Saray değildi. Beyaz Saray’a ne oluyor da konuşuyor. Konuşması gereken İsrail olmalıydı” demekle yetindi. HHH Bir ömür boyudur TürkAmerikan ilişkilerini yakından izleyen bir kişi olarak şunu emniyetle söyleyebilirim: Cumhuriyet tarihinde hiçbir Türk hükümeti, ABD ile vukubulan en ciddi krizler sırasında dahi, Washington’un bu kadar sert bir kınamasına ve bu denli haşin bir üslup ve ağır ifadelerle yaptığı bir uyarıya muhatap olmamıştır. Açıklamanın bu denli sert olmasını, Başkan Obama’nın, bir aralık överek göklere çıkardığı Tayyip Erdoğan’a karşı duyduğu düş kırıklığına bağlıyorum. “One minute” olayıyla iyice bozulan, sonra da Mavi Marmara saldırısıyla tam anlamıyla iplerin koptuğu Türkİsrail ilişkilerini düzeltmek için çaba harcayan Obama, bizzat Başbakan Netanyahu’ya baskı yaparak, onu, Başbakan Erdoğan’la telefonla görüşmeye ve özür dilemeye ikna etmişti. Anlaşılan, çabalarının, Başbakan Erdoğan’ın ayaküstü yaptığı fevri açıklamalarla boşa gittiğini gören Obama’nın da sigortaları atıverdi… Peki, ObamaErdoğan krizi, TürkiyeABD ilişkilerini nasıl etkileyecek? Bu hususta tahminde bulunmak için daha önce karşılaşılan benzer bir krizin nasıl sonuçlandığına bir göz atmakta yarar var. 2004 yılı Mart’ında, Hamas’ın 77 yaşındaki kötürüm kurucusu Şeyh Yasin sabah namazından camiden çıkınca tekerlekli sandalyesinde bir İsrail uçağının attığı roketle paramparça edildi. Başbakan Erdoğan fevri bir tepkiyle bu cinayeti kınadı ve İsrail’i “devlet terörü” uygulamakla suçladı. Erdoğan’ın bu sözleri, ABD’deki İsrail lobisinin kuvvetli tepkilerine ve ABD medyasının Türkiye aleyhine yoğun bir kampanya başlatmasına yol açtı. Bu arada, Başbakan Erdoğan, aylar geçmesine rağmen Başkan Bush’tan beklediği randevu talebine bir türlü cevap alamıyor, durumun kamuoyuna aksetmiş olması da hükümet için ciddi sıkıntı yaratıyordu. Washington randevuyu Başbakan Erdoğan’ın Tel Aviv’e gidip Şatila katliamı suçlusu Kasap lakaplı Ariel Şaron’la görüşmesinden önce vermeyeceğini el altından Ankara’ya duyurdu. Başkan Bush, fütursuzca Ankara’ya karşı çok kaba bir “burun sürttürme” operasyonuna girişmişti. Sonunda istediğini yaptırdı. Nitekim Başbakan Erdoğan 2005 başında geniş bir işadamları heyetiyle İsrail’e yaptığı ziyaret sırasında “Holocaust” abidesini ziyaret etti, partisinin antisemitizmi insanlığa karşı bir suç olarak gördüğünü ve İran’ın nükleer ihtiraslarının sadece İsrail’i değil, tüm dünyayı tehdit ettiğini söyledi. Bu şekilde İsrailTürkiye ilişkileri dostluk ve işbirliği yörüngesine oturtulmuş oldu… Ve ancak bundan sonra Başbakan Erdoğan, Başkan Bush tarafından 2005 Haziran’ında Oval Ofis’te kabul edildi. Bu olayı anlatmaktan maksadım şu noktayı vurgulamaktır. “Bundan böyle taş çatlasa Başbakan Erdoğan, İsrail ile buzları eritmeden Washington’u ziyaret edemez ve Beyaz Saray’da Obama ile görüşemez.” Yalnız bu söylediklerimi lütfen yanlış yorumlamayın. Beyaz Saray’ın Başbakan Erdoğan’a verdiği bu sessiz mesaj hiçbir zaman açığa vurulmayacak ve bu yoldaki yorumlar şiddetle reddedilecektir. Zira, Ortadoğu’daki ABD hegemonyasının bekçiliğine soyunmuş olan AKP hükümeti ile ilişkilerini alenen aksatmak Washington’un işine gelmez. “İşbirliği devam eder. İlişkiler rayına oturmuş gibi gözükür. Ama Erdoğan’ın Beyaz Saray’da kabulü de İsrail vizesi olmadan gerçekleşmez. Bu ifademe lütfen mim koyunuz!” Saygılarımla... EMİNE KAPLAN ANKARA Meclis’in hükümetin vesayeti altında olduğunu belirterek anayasa çalışmaları konusunda “Ben kendimizi evlenme vaadiyle kandırılmış insanlara benzetiyorum. Nikâh masasına oturulmadı. Kenan Evren bile uzlaşılan 60 maddeyi yapardı” diyen Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a sözlü tepkilerle yetinilmedi. AKP yönetimi, Kılıç’ın TBMM’den geçirilmesini istediği Anayasa Mahkemesi Vakfı kurulmasına ilişkin yasa tasarısını askıya aldı. Parti yöneticileri, “Anayasa çalışmaları konusunda açıklama yapacağına istediği tasarının ne kadar sorunlu ve sıkıntılı olduğuna bir baksın” görüşünü dile getirdiler. Kılıç’ın ısrarla TBMM’den çıkarılmasını istediği Anayasa Mahkemesi Vakfı kurulmasına ilişkin yasa tasarısı AKP içindeki itirazlara karşın bu hafta Meclis’te görüşülecekti. Tasarıda, vakfın gelirleri arasında sayılan “bağış ve yardım” hükmünün tasarı metninden çıkarılarak yasalaştırılması planlanmıştı. Ancak Kılıç’ın yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili yaptığı açıklamalardan rahatsız olan AKP yönetimi, tasarının görüşmelerini süresiz olarak askıya aldı. Tasarının yerel seçim öncesinde gündeme alınmayacağı belirtiliyor. Parti yöneticileri, Kılıç’ın açıklamalarının kabul edilemeyeceğini belirterek şu görüşleri dile getirdiler:“Biz kamu vakıflarını kaldırıyoruz, başkan vakıf kurmak istiyor. Üstelik vakfın gelirleri arasında bağış ve yardımlar sayılıyor. Herhangi birisi vakfa yüklü miktarda bağış yaptı, arkasından da mahkemeye bireysel başvuruda bulundu. Eğer mahkeme o kişinin lehinde karar verirse ‘Mahkeme bağışı aldığı kişinin lehinde karar verdi’ gibi bir şaibe oluşmaz mı?” Kaplan da, Kılıç’ın hem sözlerine hem de tasarısına tepki göstererek “Çıkmış ‘Bir anayasa yapamadılar’ diyor. Be mübarek, 33 yıldır senin kadar darbe anayasasını iyi uygulayan başka bir Anayasa Mahkemesi başkanı var mı? Yok. Ondan sonra vakıf kuralım, sana arpalık verelim, Milli Birlik Komitesi’nin senatodaki ömür boyu senatörleri gibi sen de ömür boyu keyif çat. Anayasa Mahkemesi yani AYM, olacak AVM. Ticaret yapacaksın” dedi. Muhalefet de tepkili HP’li Turgut Dibek, tasarıya koyduğu muhalefet şerhinde, vakfın kurulmasının anaC yasaya aykırı olduğunu belirtti. BDP’li Hasip CHP’li Genç, Japonya Büyükelçiliği’ndeki olayı anlattı, kendisine saldırıldığını söyledi ‘Onlar benden özür dilesin’ Aygün’ün ‘terörist’ sözüne tazminat yok CHP ÖNÜNDE KAMER GENÇ EYLEMİ YAPTILAR Mahkeme Erdoğan’ı üzdü ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kendisi hakkında “En büyük terörist sensin” diyen CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün hakkında açtığı 50 bin liralık tazminat davası reddedildi. CHP’li Aygün, geçen martta AKP Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığı’na yapılan çifte saldırıya ilişkin görüşlerini sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden paylaştı. Saldırıyı kınayarak başladığı mesajında Aygün “Bir terörist saldırıya uğrayan AKP’ye bir soru: 1000’lerce öğrenciyi, 100’lerce subayıaskeri, 40 küsur avukatı; 7000 Kürt siyasetçiyurttaşı; 100’lerce KESK’liyi tutuklarken; 90 yaşındaki anadan kundaktaki bebeğe dek herkese gaz sıkarken; Grup Yorum elemanının kulağını patlatırken; cemevine ‘kültür merkezi’ diye küfrederken; milyonlarca Aleviye zorla din dersi verirken; gazetecileri işten atarken senin yaptığın ‘terörizm’ değil miydi? En büyük terörist sensin!” dedi. Bu sözler üzerine Erdoğan, Aygün hakkında 50 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Aygün’ün düşüncelerinin düşünce özgürlüğü olmadığı, Başbakan’ın kişilik haklarına ağır saldırı niteliğinde olduğu iddia edilen dava dilekçesinde, “Bu açık bir provokatif komplodur. Bu iletilerin siyasi geçmişiyle yaşadığı olaylar kamuoyunun malumunda olan bir kişi tarafından, AKP Genel Merkezi ve Adalet Bakanlığı’na yapılan haince ve korkakça bir terörist saldırının hemen sonrasında yapılması da ayrıca dikkat çekicidir” denilmesi dikkat çekti. AKP’lilerden protesto ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Kadın Kolları, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a yönelik sözlerini protesto etmek için dün CHP Genel Merkezi önünde toplandı. CHP Kadın Kolları Başkanı Hilal Dokuzcan eylem öncesinde parti önünde toplanan kadınların yanına gelerek AKP Ankara İl Kadın Kolları Başkanı Yıldız Kara ile görüştü. Dokuzcan, Kara’yı parti binasına çay içmeye davet ederek bir ihtiyaç durumunda binaya gelebileceklerini söyledi. CHP Genel Başkanı Yardımcısı Gürsel Tekin ise eylemi “Meşru haklarını kullanıyorlar” şeklinde değerlendirerek “Ama keşke bu duyarlılığı Zeyid Aslan’ın davranışı karşısında da yapmış olsalardı, daha çok saygı duyulurdu” dedi. AKP’li Kara ise basın açıklamasında Genç’in davranışlarının insani ve ahlaki değerlere uygun olmadığını kaydederek “Milletimizin tüm anne ve kadınlarını yaralamıştır. Parti yönetimini sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz” dedi. Kara, gazetecilerin Zeyid Aslan’a ilişkin sorusunu yanıtsız bıraktı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın Japon milli günü törenindeki konuşmasına müdahale etmesiyle çıkan olaylarla ilgili olarak, “Özür dileyecek bir şey yok, onların benden özür dilemesi lazım” dedi. Genç, aynı durumda kendi eşi de konuşma yapsa müdahale edeceğini ifade etti. Genç, Japonya Büyükelçiliği’ndeki olayla ilgili olarak dün basın toplantısı düzenledi. Genç, önceki günkü basın toplantısını partisi istemediği için iptal ettiğini ifade etti. Genç, Japonya Büyükelçiliği’nde yaşanan olayı anlattı: “30 küsur senedir siyasi hayattıyım. Birçok ülke beni milli kuruluş ve günlerine davet eder. Önce ev sahibi devletin büyükelçisi çıkar konuşma yapar, sonra Türkiye devletini temsil eden bir bakan çıkar konuşur. Taner Yıldız orada ayakta duruyor, Emine Hanımefendi çıktı konuşuyor. Hem de siyasi konuşuyor. Ben de, ‘Acaba hangi sıfatla konuşuyor?’ dedim. Ben bunu der demez 3 tane koruması bana saldırdı. Polisler üzerime saldırınca Taner Yıldız geldi. Taner Yıldız ‘Terbiyesizlik yapma, burayı terk et’ dedi. Ben de ‘Terbiyesiz olan sensin’ dedim, çıktım gittim.” Emine Erdoğan’a karşı ne saldırı ne de hakarette bulunduğunu söyleyen Genç, koruma polislerinin kendisini tahrik ettiğini ifade etti. Bu olayın kadın haklarına saldırı olarak yorumlanamayacağını söyleyen Genç, “Allah rızası için burada hakaret var mı? Devletimi temsil eden bakan, şey gibi dikilmiş, orada temsil niteliği olmayan bir hanımefendi konuşuyor” dedi. CHP’dde kendisi hakkında disiplin sürecinin işletilmesi durumunda ne yapacağı sorulan Genç, “Çöp kadar hatam olduğunu hissetsem CHP ve vekillikten istifa ederim” dedi. ‘Bakan şey gibi dikilmiş...’ Avcı, ‘dershane’ için erteleme isteyen vekillere Başbakan’ın ağzından yanıt verdi ‘Kokutmamak lazım’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin kapatılmasına düzenlemeye ilişkin AKP milletvekillerine yaptığı sunuma devam etti. Ancak Avcı’nın AKP grubunun yaklaşık 3’te birine, 120 milletvekiline sunum yapması dikkat çekti. Avcı, milletvekillerinin düzenlemenin seçimden sonra yapılmasına ilşikin önerisine Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Bu konuyu kokutmamak lazım” lafıyla yanıt verdiğini aktardı. Avcı, dershanelerin kapatılması konusunda parti içindeki itiraz ve kaygıları giderebilmek için AKP’li milletvekilleriyle parti genel merkezinde yeniden bir araya geldi. Milletvekillerine, toplantıdaki eleştiri ve görüşlerin dışarı sızdırılmaması yönünde birkaç kez uyarı yapıldı. Avcı, toplantının ardından şu açıklamaları yaptı: Özel okula dönüşme kriterlerini sağlayamayanlar için geliştirdiğimiz açık lise veya akademik lise önerisinin içeriğini anlattık. Özel okula dönüşmeyenler mevcut altyapılarıyla akademik liseye dönüşebilirler. Bu akademik liselere kimler gidecek, kimlerin öğrenci olması uygun görülecek, bu konularla ilgili dershaneci arkadaşların önerilerini paylaştık. “Bu da olmaz, bunu da istemiyoruz, bize başka imkân sağlayın” diyenlere de etüt eğitim merkezi olabilirsiniz, bu öneriyi getiriyoruz. Etüt eğitim merkezleri ücretsiz olmak koşuluyla açılabilir. olduğunca hiç kimseyi mağdur etmeyecek bir geçişle Türkiye’nin bu sorununu çözeceğimizi anlattık. Zamanlamaya ilişkin, bu Özel olmazsa akademik lise: ‘Kişilik haklarına saldırı yok’ Etüt eğitim merkezlerine yaş sınırı: Avcı, çalışan anne babaların ço nun belli bir vadeye yayılması, seçim sonrasında yapılması gibi milletvekillerinin ilettikleri düşünceler var. Sayın Başbakanımız Rusya dönüşünde “Bu konuyu çok kokutmamak lazım” dedi. Uzadıkça bu konunun Başbakan’ın tabiriyle kokutulması tehlikesi var. Bunu arkadaşlarımızla paylaştık, onlar da bunu anlayışla karşıladı. İlla kapatma dedirteceksiniz: İlla kapatma dedirtmeye çalıştığınızın farkındayım. Ama yapmayın bunu. Yani meseleyi çarpıtmayın. Bu kurumların daha sonra dönüşecekleri statülerini şimdiden dejenere etmeyelim. Özel okul olanlar çok güzel, Milli Eğitim üzerinden bir yükü almış olacaklar. Meclis’te sahte oy krizi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda Türkiye ile Azerbaycan arasında meteoroloji alanında işbirliğine ilişkin mutabakat zaptının onaylanması görüşüldü. Birleşimi yöneten TBMM Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı, tasarının tümünün açık oylamaya tabi olduğunu belirterek elektronik oylama yapılacağını duyurdu. Oylamada, 4 AKP’li milletvekilinin Genel Kurul salonunda olmadığı anlaşıldı. CHP Milletvekili Engin Altay’ın itirazları üzerine AKP’li Süreyya Sadi Bilgiç’in, “Arkadaşın acil işi vardı, çabuk dışarı çıktı efendim, oyunu kullandıktan sonra” dediği duyuldu. Yeniden yapılan oylamanın ardından toplantı yeter sayısının ikinci kez bulunamaması üzerine Bahçekapılı, Genel Kurul’u kapattı. Davanın karar duruşması dün Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Aygün’ün avukatı Erencan Yıldız, “Terörist” sözünün kişilik haklarına saldırı olmadığını belirterek “Zira terörist kelimesi, yabancı sözcüklerde ve Türkçede ‘baskı kuran’ anlamına gelir. Kişiyi tahkir edici bir anlamı yoktur. Bu kelimenin kökeni araştırıldığında nerde kullanıldığı, uluslararası siyasette hangi anlamda kullanıldığı anlaşılacaktır. Siyasi kanaat ve eleştiri hudutları dahilindedir” dedi ve davanın reddini istedi. Aygün’ün savunmasını haklı bulan yargıç Mustafa Çakmak, davanın reddine karar verdi. Vekillerden seçim sonrası önerisi: Milletvekili arkadaşlarımıza mümkün cuklarını emanet ettikleri etüt eğitim merkezleriyle de ilgili bir çalışmaları olduğunu belirterek “Oralarda yalnız bir yaş sınırı getirmeyi düşünüyoruz. Oraların da bir tür kaçak dershaneye dönüşmemesi için 12 yaş sınırını getirmek istiyoruz” dedi. ERDOĞAN BUGÜN AÇIKLIYOR G.Antep’te Şahin aday olacak EMİNE KAPLAN ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, bugün 5’i büyükşehir 20 ilin daha belediye başkan adayını açıklayacak. Gaziantep’te Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Mersin’de Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever aday gösterilecek.Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın İzmir adaylığının ise gelecek hafta açıklanması bekleniyor. Erdoğan’ın bugün Adana, Mersin, Malatya, Trabzon ve Gaziantep Büyükşehir belediyeleriyle birlikte açıklayacağı 15 il şöyle: “Adıyaman, Aksaray, Giresun, Artvin, Kütahya, Bolu, Şırnak, Düzce, Çankırı, Zonguldak, Bilecik, Tokat, Karabük, Kastamonu, Sivas.” Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na Şahin aday gösterilecek. Erdoğan, böylece ilk bakan belediye başkan adayını açıklamış olacak. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın adının geçtiği Mersin’de ise Çağlayan’ın sağlık nedeniyle istememesi üzerine Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever’in aday gösterileceği öğrenildi. Samsun’da mevcut Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın yeniden aday gösterilmesi bekleniyor. Adıyaman’da ise eski milletvekili Hüsrev Kutlu aday olacak. YSK: Bakanların istifasına gerek yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu (YSK), yerel seçimlerde aday olacak bakanların görevlerinden istifa etmesine gerek olmadığı yönünde oybirliğiyle karar aldı. YSK, Sadi Güven başkanlığında yaptığı toplantıda, yerel seçimlerde aday olmayı planlayan bakanların milletvekilleriyle aynı sıfatları taşıdıklarına hükmetti. Güven, “Toplantımızda aday olacakların bakanlıktan istifa etmelerine gerek olmadığı yönünde ilke kararına varıldı” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle