17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 ‘AKP gözdağı veriyor’ Sanatçı Meclisi, Barış Atay ve arkadaşlarına yapılan baskıları protesto etti Kültür Servisi Pek çok alandan çok sayıda sanatçıyı bir araya getiren Sanat Meclisi, RedHack davasından gözaltına alınıp serbest bırakılan oyuncu Barış Atay için, dün Beyoğlu Yeşilçam Sineması’nda bir basın açıklaması yaptı. Açıklamayı, “#direnenlerinsesihepayToplantıda söz alan Banıdır, Sanat Meclisi” u Açıklamada, AKP’nin rış Atay ise Sanat Mecliyazılı bir pankart taşıyan “uslu durmazsanız hepinizi si olarak sürekli halkın yatopluluk adına Erdal Baynında olduklarını belirtebir bir toplarım” demek rakoğlu okudu. Barış Atay’ın Gezi istediği belirtildi. Barış Atay rek sanatçılar olarak sadece kendilerinin değil, isimleriDirenişi’nin başından bu da, birlikte gözaltına alındığı nin duyulması gereken yüyana halkla birlikte harearkadaşlarının adlarını tek rekli insanların olduğunu ket ettiği, kayıtsız ve dusöyledi ve birlikte gözaltıyarsız kalmadığı için güsayarak hepsinin yürekli na alındığı arkadaşlarının lünç gerekçelerle gözaltıinsanlar olduğunu söyledi. isimlerini tek tek saydı: na alındığını belirten Bay“Salih, Uğur, Taşkın, rakoğlu, Atay’ın gözaltına Ulaş, Abidin, Erbay, Necalınmasıyla AKP tarafınmi, Taylan, Meltem, Duygu, Alaaddin, Emdan tüm sanatçılara gözdağı verilmek israh ve Murat. Asıl takdir ve desteği hak tendiğini söyledi. eden insanlar onlar. Çünkü herhangi bir Açıklamada ayrıca, “Uslu durmazsakamuoyu desteği beklemeden, sadece yanız hepinizi böyle bir bir toplarım deşadıkları ülkenin daha aydınlık bir gelemek istiyor. Sanata ve sanatçıya nasıl ceğe ihtiyacı olduğuna inandıklarından baktığını lafta değil, uygulamada arave bunun için mücadele etmenin gereklimak gerekir. Ahmet Kaya’ya değer veliğini bildiklerinden dolayı bu yola çıktıriyormuş gibi gösterip hak arama mülar. Bu bir Barış Atay meselesi değil, bu cadelesi içinde olan bir başka sanatçıyı sanatçı meselesi değil, bu bir görünürve onun şahsında bütün sanatçıları hedef tahtasına koyan bir iktidar, sanatçı lülük, popülerlik meselesi değil... Bu hukuksuz davalarla insanların sorgusuz sunın dostu olamaz. Mehmet Ali Alabora, alsiz kodese atıldıkları, tutsak edildikleri Barış Atay, başka nedenler bahane edigünleri her zaman gördük. Bundan sonlerek gözaltına alınan diğer sanatçılar ve onlar nezdinde bize yapılan bu uygu ra görmemek için daha büyük savaş verecektir bu insanlar.” lamayı protesto ediyoruz” denildi. Fotoğraf: UĞUR DEMİR Louvre Müzesi Robert Wilson’u ağırlıyor Tiyatroda şiir ve büyü... tı. Haykırışlar, uzun susuşlar, mimikler birbirine karıştı. “Bir şeyi niye yaptığını biliyorsan, yapmasan da olur” sözü akşama ve törene damgasını vurdu… Louvre Müzesi en önemli üç salonunu ona ayırmıştı. Serginin adı da “Living Rooms” yani “Salonlar” ya da “Oturma Odaları”ydı. Robert Wilson’un yaşadığı mekânı, çevresindeki nesneleri, etkilendiği cisimleri bir araya getiriyordu. Louvre Müzesi de artık çağdaş sanata kucak açmış durumda. Salonların birinde, Robert Wilson’un bugüne dek gerçekleştirdiği oyunların vidolarını izlemek olanağını buluyordunuz. İkincisi ise “Gaga Salonu”ydu. Burada kendi çektiği bir videoda durağanlıkla hareket arasında gidip gelen, resim sanatına gönderme yapan bir video vardı. Ana salonda ise kendi dev yatağının çevresinde birlikte yaşadığı nesneler: Wilson fetişizmi olan iskemleler, Papua Yeni Gine’den maskeler, Kuzey Sumatra’dan küpeler, sokakta buldukları Marlene Dietrich’in pırlanta topuklu ayakkabılarına, yok yoktu… Robert Wilson’un yeni oyunu “The Old Woman” (Yaşlı Kadın) Theatre de la Ville’de oynuyor. İki kişilik bir oyun. İki oyuncu Mikhail Barış Sanatı bile “bizden olan” ve “bizden olmayan” diye ayıran, birini desteklerken ötekini her ne pahasına olursa olsun yok etmeye, muhalif olanı öldürmeye çalışan bir iktidar var başımızda. Durum böyleyken, Paris’te bir hafta boyunca tiyatrodan tiyatroya koşmam, oyunlar izlemem, değer ölçüsünün “bizden” ya da “muhalif” değil de nitelik, yaratıcılık, mükemmellik, “keşif” ve “insan ruhunun derinliklerine dokunmak” olduğu bir ortamda soluk alıp vermek, bambaşka bir deneyim oluyor. Kıskançlık; utanç duygusu; emeğe, yaratıcılığa saygı birbirine karışıyor. Paris’te Sonbahar Festivali, müzik, dans ve tiyatro ağırlığıyla doludizgin sürmekte. Festivalin en anlı şanlı starı Robert Wilson. Paris, İstanbul tiyatro festivallerinde oyunlarını sık sık ağırladığımız Robert Wilson’la yatıp kalkıyor. Hafta başında Sorbonne Üniversitesi sanatçıya ödül ve fahri doktora unvanı verdi. Törene katılma olanağı buldum. Törende önce Wilson’un, “Hamlet”inden bir bölüm izledik. Sahnede Isabelle Huppert, onu “Bana oyunculuğun sırlarını öğreten deha” diye selamladı. Sanatçıyı onurlandıran nice konuşmadan sonra, kendisi 40 yıl önce Paris’te sahnelediği “Le Regard d’un Sourd” (Sağır Adamın Bakışı) oyunuyla tüm sınırları kırdığı günden bu yana geçirdiği evreleri, kendine özgü anlatımıyla anlatmaya çalış Louvre Müzesi’nde Robert Wilson’un dehası Ve sahnede Barışnikov u nikov (evet ünlü koreograf ve dançı) ve ünlü sinema tiyatro oyuncusu Willem Dafoe… Oyunun çıkış noktası Rus yazar Daniil Kharms’ın metinleri. Bu gerçeküstü yazarın yaşamı, 1942’de Sovyetler’in psikiyatrik hastanelerinden birinde 36 yaşındayken sona ermiş. Onun kendini ha bire tekrarlayan “absürd” (saçmaolağanüstü) metinleriyle Wilson’u buluşması, deyim yerindeyse tencere kapak gibi. Willem Dafoe zaten usta bir oyuncu ama Barışnikov’un oyunculuğu (ki ben ilk kez oyuncu olarak izliyorum) çarpıcı. İkisi birbirini tamamlıyor, bir oluyor, biri o, öteki bu oluyor. Muhteşemler. Zaten ikisi tek insan yani yazar. Bize pencereden düşen yaşlı kadınları, evinizden içeri giren yaşlı kadınları, yelkovanı ve akrebi olmayan saatleri soran yaşlıları, iskemlelere oturup ölen yaşlıları ve bavulunuza koyup götürdüğünüz yaşlıları anlatıyorlar. İngilizce, Rusça seslerle, haykırışlarla, mimiklerle kıpkırmızı dilerini çıkararak, salıncaklarda sallanarak, uçaklar geçerken anlatıyorlar… Ne anlattıkları değil, nasıl anlattıkları önemli. Wilson’un o mükemmeliyetçi tavrı, ışık ve renk cümbüşü; oyuncuları kâh birer kuklaya kâh afacan çocuklara dönüştüren yöntemi, bütün olayı eşsiz bir şiire dönüştürüyor. Bizi tiyatronun büyüsüyle baş başa bırakıyor. ARTI MEZAT’IN ‘MODERN VE ÇAĞDAŞ TÜRK SANATI MÜZAYEDESİ’ Zeid’den Güleryüz’e ustalar Kültür Servisi Türk resim sanatının usta isimlerinin eserleri, Artı Mezat’ın düzenlediği “25. Modern ve Çağdaş Türk Sanat Müzayedesi”nde satışa sunulacak. Aralarında Fahrelnisa Zeid, Adnan Çoker, Burhan Doğançay, Avni Arbaş, Nuri İyem, Abidin Dino, Mehmet Güleryüz, Eren Eyüboğlu, Ömer Uluç ve Fikret Mualla’nın da bulunduğu sanatçıların eserlerinin yer alacağı müzayede, yarın saat 14.00’te Nişantaşı’ndaki The Sofa Hotel’de yapılacak. Müzayedede, Fahrelnisa Zeid’in tuval üzerine yağlıboya tablosu ile Adnan Çoker’in “Minimal C 9” isimli eseri 350500 bin, Mehmet Güleryüz’ün imzalı, kontrplak üzerine yağlıboya tablosu 100140 bin, Eren Eyüboğlu’nun yağlıboya tablosu 120150 bin, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yağlıboya tablosu 120150 bin TL arası tahmini değerle satışa sunuluyor. Nuri İyem’in “Saz Çalan Âşık” tablosu 7090 bin TL tahmini değerle satışa sunulurken Abidin Dino’nun “Can Sabahattin’e” ithaflı (Sabahattin Ali) “Eller” tablosu 1518 bin TL ile müzeyedede olacak. (www.artimezat.com.tr) Mehmet Güleryüz’ün imzalı, kontrplak üzerine yağlıboya tablosu 100140 bin TL. Ses Tiyatrosu’nda FRANSIZ YAZAR, YAYINCI VE ÇEVİRMEN KURULUŞLARINDAN ORTAK ÇAĞRI Tiyatrocular yarın açıklama yapacak Kültür Servisi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu yılki destek yardımına “Gezi’ye destek” nedeniyle değer bulunmayan özel tiyatro toplulukları için yarın saat 12.00’de Ses Tiyatrosu’nda bir açıklama yapılacak. Açıklamayı, Genco Erkal, Ferhan Şensoy, Gülriz Sururi, Yücel Erten, Orhan Aydın, Levent Üzümcü ve Mert Fırat okuyacak. “Tiyatro Yaratıcılarından Kitlesel Basın Açıklaması” başlıklı davette “Susmuyoruz, susmayacağız” deniliyor. ‘Apollinaire aklanmalı’ u Üç Fransız kuruluşu, “‘Genç Bir Don Juan’ın Maceraları’ bir yazarın kişiliğinin ifadesi olmanın yanı sıra bir dönemin tanıklığıdır ve bütün ahlaki kriterlerin ötesindedir” diyerek yayıncı İrfan Sancı ve çevirmen İsmail Yerguz’un yeniden beraatını istedi. Sancı ile Yerguz’a desteklerini sunmak için bu mektubu gönderdiklerini belirttiler. Edebi bir yapıta yönelik her türlü sansür girişiminin kınanması gerektiğinin vurgulandığı mektupta, Yerguz ve Sancı ile ilgili daha önceki beraat kararının yinelenmesinin istendiği belirtildi. Apollinaire’in tüm dünyada okullarda ve üniversitelerde okutulan ve yorumlanan bir yazar, evrensel edebi mirasın bir parçası olduğunun ifade edildiği mektupta şöyle denildi: “Eserlerinin yayılmasına karşı alınacak her karar, demokrasinin temel değerlerine ve Türkiye’nin taraf olduğu insan haklarıyla ilgili uluslararası sözleşmelerde içerilen ilkelere aykırı olacaktır. Eseri nasıl değerlendirecek olursa olsun, bu esere erişimi engellenen, Türk okuru olacaktır. ‘Genç Bir Don Juan’ın Maceraları’ bir yazarın kişiliğinin ifadesi olmanın yanı sıra bir dönemin tanıklığıdır ve bütün ahlaki kriterlerin ötesindedir.” Kültür Servisi Fransız şair ve yazar Guillaume Apollinaire’in Sel Yayıncılık tarafından yayımlanan “Genç Bir Don Juan’ın Maceraları” kitabının “müstehcenlik” suçlamasıyla yargılanmasına, Fransız Yazarlar Birliği (SGDL), Fransız Yayıncılar Birliği (SNE) ve Fransız Çevirmenler Birliği’nden (ATLF) ortak tepki geldi. Söz konusu kuruluşlar, ortak bir mektup hazırlayarak kitabın yayıncısı İrfan Sancı ve çevirmeni İsmail Yerguz’un 6 yıldan 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın gidişatından kaygı duyduklarını, Yargıtay’ın kararına itiraz etmek ve
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle