17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 KASIM 2013 CUMA [email protected] 18 KÜLTÜR Karıkoca mahremiyetine dair... 4 yıl önce İstanbul sokaklarında hayat kavgası veren, alt tabakadan yoksul insanları konu edinen ve çeşitli ödüllere layık bulunan ilk filmi “Köprüdekiler”le alkışlarımızı, övgülerimizi hak eden genç yönetmen Aslı Özge’nin sinemamızın erken yaşta kaybettiği Seyfi Teoman’a adanmış ikinci filmi “Hayatboyu”, orta yaşlı, entelektüel bir çiftin ateşli sevişme sahnesiyle açılıyor. Yatak odası mahremiyetine tanık olduğumuz çiftin, beli dövmeli kadını Ela’nın (Defne Halman), fotoğraf eğitiminden geçmiş ama çağdaş sanat alanında eserler veren ve açacağı yeni bir serginin yoğun hazırlık sancılarına gömülmüş bir sanatçı, kıllı, irikıyım erkeğinse mimar kocası Can (Hakan Çimenser) olduğu anlaşılıyor sonrasında. Görünürde her şey sütliman, çoktan Tan (Onur Dikmen) adındaki efendiden, arkeolog bir delikanlıyla yuva kuracağı Ankara’ya uçmuş, Nil (Gizem Akman) adındaki hanım hanımcık, putperestliğe karşı, liberal bir genç kızı büyütüp yetiştirmiş, mutlu bir aile tablosuyla karşı karşıyayız. Ne var ki birbirlerine olan saygıları tükenmese de aşk ve sevgileri zamanla pörsümüş, yılları peş peşe devirdikçe yıpranmış, giderek ilişkileri tıkanmış, eskimiş ama kopmamış bu aydın ve varlıklı karıkocanın bir türlü ayrılamama hikâyesine dayanan “Hayatboyu”, genelde Ela’ya odaklanan, karakter ağırlıklı, özenli ve mesafeli bir anlatım üzerinden yürüyüp görüntüleriyle verilen u “Hayatboyu”, somut deprem gerçeğigelişiyor. çoktan çürümüş nin, evlilik sorunlarını Kendilerini o kadar iç dünyalarına kapatmış ki evlilik kurumuna ve karısına bencil tavçiftimiz, İstanbul’da vusorgulamasına yol taşlamayla karışık rını ku bulan ama hafif atlatıaçtığı Can’ın, Ela’yla kadınca bakışı, dibe vurmuş beraberlilan bir depreme ancak konu komşunun uyarıcı çığğini eskisi gibi yürüteanlatı yapısı, lıklarıyla uyanıyor. Dikey ceğini düşündüğünü de mizansenleri, tasarlanmış, 3 katlı, merdihissettiriyor. mekân venli ve çifte birbirlerinden Beyaz Türk denen, tiayrı, yalnız takılabilecekkullanımıyla seyre pik burjuva ElaCan çifleri odalar da barındıran, gibi ardeğer bir film. tinin, kendileri mimar kocanın eseri olan, kadaş çevresiyle, seçkin bir semttesözüm ona espki tamamen sterili, mutlak erril, mükemmel ev kek egemen sohise (yönetmenin de bet ve mavralarbelirttiği gibi) filla geçirdiği bar min üçüncü ana kageceleri sahnerakteri gibi adeta. lerindeki o beTesadüfen kulalirgin samimiğına çalınan bir teyetsizliğin vurgulandığı filmde, lefon konuşmasıyla kocası taraEla’nın ansızın bencil erkek mufından aldatıldığını çakan Ela’nın habbetine limon sıkan, dobra dobyaşadığı, çalışıp ürettiği ve aslınra sorucevap sıkıştırmalarıyla zada tutsağı olduğu bu bal dök yala ten ötedenberi karıkoca (kadınerkonforundaki evden ve zengin hakek) ilişkisi bağlamında süregelen yattan çıkmak isteyerek kalkıştıdengesizliğin de altı çiziliyor. ğı yeni ev arayışı girişimini sonuçSanatçıaydın bir çiftin şık, landırmayan “Hayatboyu”, değiş zevkli ama yabancılaşılmış yuvasımek o kadar kolay olmadığı için nı, dolabından banyosuna, duvarCan’la mutsuz sürdürdüğü, gitlarından kitaplarına dek layıkıygide zoraki bir hal almış ilişkisila, ayrıntıları önemseyerek yansıni bir yana bırakıp taşınacağı yetan, birinci sınıf bir görüntü yöneni bir evle yaşamını yenilemek nitimine ve 3 harfli, yalın isimli kahyetindeki bungun kadının tüm tıramanlara sahip “Hayatboyu”nda, kanmışlığını, çıkışsızlığını gözüdıştan uyumlu, olgun görünen ama müze sokmayı başarıyor. Öte yaniçten sevginin yerini alışkanlıklara dan Van’a giden mimar Can’ın gö bıraktığı, denetim altındaki zoraki zünden aktarılan geniş açılı felaket bir ilişkiyi resmediyor, senaryoyu da yazan yönetmen Aslı Özge. Gelenek göreneklerle modernlik arasında kalakalmış bir ülkenin, bayramda mezarlık ziyareti yapan, büyükanneli, halalı büyük aile sofrasına cümbür cemaat oturan, iyi eğitimli, varlıklı 2 bireyinin iletişimsizlik çıkmazına saplanmış evliliğini, iyi gözlemci bir kameranın sağladığı zengin bir görsellikle, özenli, ölçülü biçili ancak oldukça mesafeli, soğukça bir anlatımla perdeye taşıyan, ayrıca günümüzdeki sanatçıgaleri, parasanat ilişkilerine de şöyle bir değinerek aile içinde hep görmezden gelinip hayat boyu konuşulmayanları dile getirmeye soyunan filmde, oldukça zor bir rolü üstlenmiş, ilk kültür bakanımızın tiyatrocu kızı Defne Halman’ın ilgisiz kalınamayacak performansıyla kameraman Emre Erkmen’in nefis, birinci sınıf görüntüleri öne çıkıyor. Eleştirmen kardeşim Cüneyt Cebenoyan’ın da Ela’nın finaldeki sergi açılışında Can’la ayaküstü laflayan bir ahbap olarak boy gösterdiği, son İstanbul Festivali’nde Aslı Özge’ye en iyi yönetmen ödülünü kazandıran ve ilk kez Berlinale’de seyirciyle buluşup festival festival dolaşan “Hayatboyu”, çoktan çürümüş evlilik kurumuna taşlamayla karışık kadınca bakışı, anlatı yapısı, mizansenleri, mekân kullanımıyla ve özellikle ElaDefne Halman’ın incelikli oyunuyla iz bırakan, sinemamızda pek rastlanmayan türden, seyre değer bir film sonuçta. Aslı Özge’nin yazıp yönettiği ‘Hayatboyu’nu, meraklısı için bir Sinematek işlevi üstlenmişe benzeyen Başka Sinema etkinliğinde nihayet seyredebildik! FESTİVALDEKİ FİLMLER BAZI KENTLERDE GÖSTERİMDE GİRDİ dığı işçi konutlarında geçiyor. Dokuz yaşındaki güzel Junior, çalışmaktan yorgun düş54. Selanik Uluslararası müş bekâr annesi Marta ile enerFilm Festivali’ndeki filmler 11 Kasım’dan itibaren Yunanistan’ın jik, renkli bir kişiliği olan büyükannesinin arasında büyümekteDedeağaç, Kavala, Kastoria, Flodir. Marta, oğlunun eşcinsel eğirina, Serres, Xanthi kentlerinde limlerinden korkmaktadır, büyügösterilmeye başlandı. kanneyse torununun özgür yetişAltın İskenderTheo Angemesini onaylamaktadır. Paris’te lopoulos ödülünü kazanan The canlandırma eğitimi alan yönetGolden Cage (Altın Kafes/Mekmen, senarist Mariana Rondon, sikaİspanya) ergenlik çağındaki ilk uzun metrajı Postcards from dört çocuğun Guatemala’dan yoLeningrad’la çok sayıda uluslarala çıkıp Meksika üzerinden efsanevi Amerika kıtasına doğru yap rası ödül kazandı. En iyi senaryo ödülünü Sunstıkları yolculuğu anlatıyor. Juan, hine Boys’la (Jaegon Kim/GüSamuel, erkek kılığındaki Sarah ve İspanyolca konuşmayan Kızıl ney Kore) MyeonHue aldı. Etkinlik iki Fransız yönetmene Claderili Chauk, Amerikan rüyasıire Simon’la Alain Giraudie’ye na kavuşmak için zorlukları gösaygıda bulundu. Yeni filmi Gağüslerler. re du Nord için SiAmerikan Film mon, tren istasEnstitüsü’nü bursu Özgünlüğünden yonunun çok gela bitiren, Aleniş bir mekân oldujandro Gonzalez ve sinema sanatına istasyonu bir Inarritu, Fernankatkısından ötürü Bronz ğunu, okyanusa benzettido Meirelles, Oliİskender ve Uluslararası ğini, orada her gün ver Stone gibi yönetmenlerin asisSinema Eleştirmenleri jürisi her şeyin sürektanlıklarını yapan Fipresci’nin ödülünü alan li değiştiğini vurguladı. Profesyonel Diego QuemadaBad Hair (Venezüella) ve amatör oyuncuDiez, bu yoksul çok sayıda yoksul insanın larla çalıştığını, kaçocukların fiziksel ve içsel yolculukyaşamlarını sürdürmeye rakterler ve öyküiçin uzun zaman larını yalın, gerçalıştığı Caracas’ta, binlerce ler harcadığnı belirten çekçi bir anlatımailenin barındığı işçi “Kurmaca ve bella aktarıyor. The konutlarında geçiyor. geseli içeren film Golden Cage, en insanların birbiriyi yönetmen, Yuleriyle olan ilişkinan Parlamentosu TV kanalının İnsan Hakları, ulus lerini, ölüm kavramını sorguluyor. Ölüm dinamik bir tema, lararası kategoride İzleyici ödülçünkü oradaki insanlarla bir lerini de kazandı. kez karşılaşıyorsunuz. İstasGümüş İskender’i alan Suzanyon aynı zamanda yaşamın mene (Fransa) duygusal, değişken, taforu da. Mekâna geliyorsukırılgan bir kadının öyküsü. Suzanne, ailenin sorunlu çocuğudur, nuz, hızla hareket ediyorsunuz, başkalarıyla karşılaşıyorsunuz, babasına ve kız kardeşine sürekli mekânı terk ediyorsunuz” dizor zamanlar yaşatır. Tüm sorunyen Simon filmlerinde gerçekçi lara karşın aile birbirlerine sağbir anlatım kullandığını belirtti. lam bağlarla kenetlenmiştir. 2013 Cannes Film Festivali’nin Yönetmen, senarist, kostüm taBelirli Bir Bakış bölümünde sarımcısı Katell Quillevere psiStranger by the Lake ile en iyi kolojik dramını sosyal gerçekyönetmen ödülünü alan Alain Giçilik ve soyut lirizmle harmanraudie, sinemada cinselliği doğal larken karakterlerini yargılamıyor, etik dersler vermiyor. Suzan biçimde yansıtmanın çok zor olne’daki yorumuyla Sara Foresti duğunu irdeledi. Giraudie, “Klişelerden, prototiplerden uzak er en iyi kadın oyuncu, François durmaya çalışıyorum, erkekDmiens’de en iyi yardımcı erkek ler arasındaki tutkuyu, cinsellioyuncu seçildiler. ği anlatırken kendi deneyimleÖzgünlüğünden ve sinema sarimden yararlanıyorum” dedi. natına katkısından ötürü Bronz Kapanışta jüri başkanı Alexanİskender ve Uluslararası Sinema der Payne’in ABD’den işçi sıEleştirmenleri jürisi Fipresci’nin nıfının portrelerini anlatan, Bruödülünü alan Bad Hair (Venece Dern’e Cannes’da en iyi erkek züella) çok sayıda yoksul insanın oyuncu ödülünü getiren yol filmi yaşamlarını sürdürmeye çalıştığı Caracas’ta, binlerce ailenin barın Nebraska gösterildi. ASLI SELÇUK Selanik Festivali’nin ardından Bad Hair
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle