17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 KASIM 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Kızım lise son sınıfta. Milyonlarca yaşıtı gibi “iyi bir üniversite” hayali ve mücadelesiyle yaşıyor. Hayatı dershanelerde, sebese’lerle, testlerle, sınavlarla geçti geçiyor.. Ve geçecek. Tayyip Amcası’nın evlenen öğrenciye 10 bin lira kredisine tamah etmezse.. KPSS’den sayısız mülakata, onu daha onlarca sınav bekliyor. 4 yaşına girdiğinde, “görmemişin kızı” misali, “en iyi yuva” diye tutturduk. Üstüne başına dökmeden kendi başına yemeğini yiyebiliyor; Bir iki tutukluk yapsa da, 1’den 100’e kadar hatasız sayabiliyor; Teklemeden “mini mini bir kuştu!” dahil, 4 tane çocuk şarkısını ezbere söylüyordu. Sözde “en iyi yuva” yı bulmuştuk. Ama “Biz sınavla alırız!” dediler. Sınav mı? Evet bir tür test! Ama bu daha 4 yaşında! Beis yok. Çoğu o yaşta. Dershaneye falan da hiç gitmedi. Zarar yok. Biz zaten, bilgi ve zekâ ölçüyoruz. Yani ailesinin bilgisi ve zekâsını! Estağfurullah! Kızı, sınav odasına tek başına almak istediler. O yanında bizi de istedi. Kabul emediler. Bu “en iyi yuva”nın kurallarına aykırıydı. Sonunda, buzlucamlı bölmenin arkasından oturma formülüne kız da okul da razı oldu. Sınav başladı. Üç tane çiçek, beş tane meyve adı söylettiler. Oturduğu semtin, kentin adını sordular. Renkleri gösterip saydırdılar. Hepsini bilince ara renklere, turuncuya, firuzeye geçtiler. Baba refleksiyle, ağzımdan dökülen “Oha!” yı, “Öhöö” diye öksürerek örtmeye çalıştım. Bu iktidar bu halkı açmaza sürüklemek için mi var? Hem sınav sistemini sürdüreceksin. Hem AVM açar gibi her gün paralı bir okul ve üniversite açacaksın. Hem de dershaneleri kapatacaksın! Hem “Kürdistan” diyeceksin.. Hem de milletini inkâr edeceksin! Sınavlar sürdükçe... Dershaneler kaçınılmaz! “Kürdistan var!” diyorsan... O Kürdistan’ın bir milleti olduğunu kabul edeceksin ve ettireceklerdir sana! HHH İslamiyet kumarı haram kılıyor. Bu yüzden herhalde hayatı boyunca hiç kumar oynamamıştır.. Ama şimdi, hayatının kumarını oynuyor. Yerel seçim kazanmak, partisinin oylarını korumak, Çankaya’ya çıkmak için Türkiye Cumhuriyeti üzerinde kumar oynuyor. Komşunun Kürt lideri ile iş tutmaya yöneliyor. PKK’ye, Öcalan’a ve BDP’ye bile kazık atıyor. Büyük umutlar beslenen “çözüm süreci”ni çıkmaza sokuyor. Hayatlar üzerine hayatının kumarını oynuyor. İki ucu tutulamaz değnek! ARADA BİR Prof. Dr. ERDENER YURTCAN Enayi baba, en iyi yuva Kumar haram ama barbut atıyor Milletsiz Kürdistan Yaratma Kumarı... Biraz sonra sonuç açıklandı. Sınavı orta ile başarmıştı. Orta? “Firuze”yi bilemedi..“Camgöbeği” dese de olurdu? Bendeniz “O ne ya?” deyince.. Annesi araya girdi: “Turkuvaz !” demesi boşuna değil!) Gelecek kuşaklara, kadrolara ve dolayısıyla ülkeye hükmetmenin en sağlam yolu dershane okul yurt üçgeni oluşturmak ve bunları yönetmekti. AKP “kökümüz aynı” diyerek ya da “Müslümanın malı ortaktır!” düşüncesiyle buna ses çıkarmadı. Daha güçlü olasılık da şu: “Nasıl olsa iktidar dümeni elimizde. Her şeye kadiriz. Bir günde 4 artılı yasa çıkarır, 5 yaşında çocukları bile okullara süreriz. 40 yıllık liselerin tabelasını söker, imam hatip okulu yaparız. Fatih Sultan Mehmet’ten kalma tersaneyi kapattık. Fethullah Hocafendi’nin dershanelerini mi kapatamayacağız!” Nitekim Başbakan, önceki gece seçilmiş gazeteciler üzerinden TV’de kestirip attı. “Kapatıyoruz!” Bendeniz gibi “iyi okul” derdindeki milyonlarca muhalif veli de açmaza düştü. “Kapansın!” dersen Tayyipçisin!. “Kapanmasın!” dersen Fethullahçı! Tam bir iki ucu da tutulamaz değnek pozisyonu. Rastlantıya bakar mısınız? Aynı “değnek” “Kürdistan” tartışması için de söz konusu. Kürdistan dersen, hem Kürtçü hem Tayyipçisin Demezsen hem ulusalcı hem faşist! Genel Af Nedir, Ne Değildir!.. Hukuk kitaplarını açınız, genel af tanımını bulunuz. Tanım kısaca şöyle der: Suçun bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasıdır genel af. Bu tanımın içinde neler var? Önce bir suçlamayla ceza soruşturması ya da ceza yargılaması sürüyorsa, soruşturma kapatılır, dava düşürülür. Şayet kişi suçlu bulunmuş ve cezaevindeyse, salıverilir; değilse infaz başlamaz. “Bütün sonuçlarıyla af” ne anlama gelir? Suçla oluşan diğer hukuki sonuçlar da ortadan kalkar. Suç faili kamu görevlisi olup da görevden ihraç edildiyse göreve geri döner. Aynı sonuç okuldan ihraç edilen öğrenci için de geçerli olur. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu arada küçücük bir hatırlatma: Genel af bir ülkede tüm suçların affedilmesi değildir. Genellikle amaçlanan, tüm sonuçların kaldırılmasıdır. Bu bağlamda genel af yetkisi TBMM’nindir. TBMM bu yetkisini kullanırken genel affın kapsamını belirlemek yetkisine sahiptir, yani hangi suçların affedileceğini TBMM belirler. Anayasada bu yetki kullanılırken üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu ile karar vermek mecburiyeti vardır. Bu, 330 milletvekilinin oyu demektir. Genel af konusu geçen hafta gündeme geldi; Başbakan’ın Diyarbakır gezisinde söyledikleri bu kavramı çağrıştırdı. Başbakan dedi ki: “İnsanlar dağdan inecek, cezaevleri boşalacak. Bu günleri göreceğiz.” Basın ve medya bu sözleri yorumladı. Cezaevleri nasıl boşalır, tabii ki afla. Demek ki Başbakan affı anlatmak istedi. Sonra yorumlar başladı, kimler çıkar, kimler kalır ekseninde. Sonra Başbakan ve yakın çevresi açıklama yapmak mecburiyetinde hissettiler kendilerini. Yakın zamanda af beklenmesin, Başbakan gönlünden geçenleri söyledi. Bu noktada eleştirim var. Bu sözleri ülkenin Başbakan’ı söylediği zaman, insanlar buna hemen inanırlar. İnanmakta da haklıdırlar, çünkü bu sözler ülke yönetiminde söz sahibi olan bir lidere aittir. Ayrıca af suç faili için de sanık için de hükümlü için de bir umuttur. Devletin kendilerini bağışlamasıdır, terim yerindeyse, geçmişe sünger çekmektir. Bu nedenle de hassas bir zemindir. Bu hassasiyeti tartmak gerekir. Genel af konusunda dönüp biraz geriye baktığımızda, Cumhuriyet tarihimizde genel af yöntemine çoklukla başvurulduğu bir tarihsel gerçektir. Ancak bu tavırda daha sonra değişiklik yaşandı. Bunda özellikle kişilere karşı işlenen suçların affında ortaya çıkan sakıncalar etkili oldu. Suçun mağduru bendim, devlet değildi. Ben affetmiyorum, devlet nasıl affedebilir ki, eleştirisine cevap vermek kolay değildi. Daha sonra genel af kavramı dile getirilmeksizin, kişilere şartla salıverme olanağı tanınarak cezaevlerinin boşaltılması sonucu yaratıldı. Genel aftan söz ederken, bu kavramla bağlantılı bir hususu da belirtmek uygun olacaktır. Doktrinde bunun adı “affı reddetme hakkı” olarak belirtilir. Konu kısaca şudur: TBMM bir yasayla genel af çıkarır. Bu yasanın içinde, soruşturması ya da yargılaması süren failler için özel bir norm öngörülür. Bu normda kişinin affı reddetmek hakkı olduğu belirtilir. Bu olanak suçsuz olduğunu ortaya koymak isteyen kişiler düşünülerek yaratılmıştır. Kişi bu hakkı isterse kullanır. Sonuçta suçlu bulunursa, af kendisi hakkında yine uygulanır. Geçmişte bazı genel af yasalarında bu hak tanınmıştı. Ülkemizde halen yargılaması süren önemli olaylar dikkate alındığında, bir genel af yasası çıkarılırken yargılanan çok kişinin affı reddetme hakkından yararlanmak isteyecekleri hususunun göz önünde bulundurulması uygun olacaktır. Cemaate ana muhalefet muamelesi! Kızımızın, dershaneye gitmeden kazandığı ilk ve son okul ve benim de aldığım en ağır ders bu oldu. 4 yaşından sonraki hayatı, milyonlarca Türk (pardon artı Kürdistan) çocuğu gibi iyi bir okula girme hayali ve mücadelesi ile geçti. Bu mücadele giderek daha da zorlu bir hal alıyordu. Aynı hayal ile mücadeleye yönelen “rakip” sayısı milyonları aşıyordu. Her ders yılı o yıl doğan 1 milyondan fazla bebek ve daha önce doğmuş olan milyonlarcası okul kapılarına dayanıyordu. Hepsinin ana babası da “iyi okul” peşindeydi. İyi okul ise ancak “dershane” ile mümkündü. Bu “gerçeği” ilk gören ve icraata geçen, hükümetlerden çok önce Fethullah Gülen oldu. (Adına “Hizmet” Ara renkli sınav Kürdistan dershaneler halılar Her zamanki gibi yapıyor. Perdeleme yapıyor. Gündemi “dershaneler” ile değiştirmek istiyor. Dünyanın her yerinde genel kabul görmüş yüzlerce yılın protokol rengi kırmızı halıları değiştiriyor. Artık yürüyeceği halının rengi “Turkuvaz!” (Niye? “Az” diyerek Kürtleri mutlu etmek için mi?) Halı rengi değişikliğini, dershaneler gibi tam da “Kürdistan” açıklamasından sonra yapıyor.. Belki de Kasımpaşalı raconuyla iskemle tekmeler gibi.. Altındaki halıyı kendisi çekiyor. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Yazarımızın yazısı elimize ulaşmadığından yazısını yayımlayamıyoruz. GÖRÜŞ ERHAN SEVİMLİ Yerel Seçimlerde Aday Belirlemesi Belediye başkan adaylarının belirlenmesi kuşkusuz çok önemli. Bu süreçte parti içi hesap yapmamak ilk koşul. Seçimlerde hangi adayla başarılı oluruz, siyasetle ilgilenmeyen kitlelere nasıl ulaşırız, kendi üye ve destekçilerimiz kadar diğer seçmenlere nasıl dokunuruz sorularının yanıtları bize yön vermeli. Bazı insanların kumaşı sanki farklı dokunmuş. Onlar çehreleriyle, duruş ve davranışlarıyla, söylemleriyle, çalışkanlıklarıyla rahmetli Birand’ın deyimiylesokaktaki adama daha sıcak, daha çekici geliyor. Bu özellikler adaylarda öncelikle arayacağımız nitelikler olmalı. Adaylarda akademik, kültürel, entelektüel donanım ve siyasi birikim tabii ki önemli. Ancak yerel seçimler bakımında dürüstlük, beceriklilik ve halk adamı olabilmek bu özelliklerin önüne geçer. Geçmişte oto tamircisinden, şoför esnafından, eğitimciden, küçük çiftçiden pek çok başarılı belediye başkanlarımız çıktı. Ve bunları pek çoğu önseçimde aday olarak seçildiler. İçlerinde seçildikleri yerde partinin mutat oyundan daha çok oy alarak üç seçim kazananlar var. Önseçim parti içi demokrasinin olmazsa olmazı. Delege değil, parti üyelerinin oylarıyla yapılacak bir belirlemeye üst kurullar tarafından saygı gösterilmeli. Önümüzdeki yerel seçimler her il açısından önemli, ancak İstanbul’un önemi başka. Ortaya çıkan aday adayları partiye ve ilkelerine ciddi emek vermiş, hepsi de değerli arkadaşlarımız. Adaylık yarışından partiye zarar vermeden; aksine güçlenerek çıkılması hepimizin dileği. İktidarın ve yandaşlarının yıpratma ve karalama kampanyası başladı bile. Parti içi demokratik yarışı çekişmeye çevirerek iktidarın bu girişimlerine çanak tutmak, bize yakışmaz. Ancak tabii ki konuyla ilgili görüşlerimizi dillendirmek hem hak hem de ödevimiz: Öncelikle geçmişte yaşananları tekrar tekrar ısıtarak gündeme getirmektense, Mevlana’nın “Dünle beraber gitti cancağızım. /Ne kadar söz varsa düne ait / Şimdi yeni şeyler söylemek lazım” deyişini şiar edinmeliyiz. İstanbul yerel seçimleri yalnız orada yaşayanları değil; Anadolu’nun her yanını ilgilendirmekte. İktidarın malum uygulamalarının ve bu can sıkıcı gidişatın durdurulması; yaşanan haksızlıkların önüne geçilmesi İstanbul seçimlerinin kaderiyle ilişkili. Naçizane gözlemimiz, buraya kadar ortaya koymaya çalıştığımız bağlamda çalışkanlığı, azmi, belediyecilik deneyimi, halkın her kesimine dokunabilmesi itibarıyla Mustafa Sarıgül isminin İstanbul’da öne çıktığı. Tabii ki, takdir CHP İstanbul üyelerinin ve genel merkezin. Ha! Sarıgül’ün asıl niyeti genel başkanlık koltuğuna oturmak endişesindekilere söylenecek söz, o koltuğa oturmanın öyle kolay olmadığı. Bizim partimiz söz de değil, özde demokratiktir. Genel başkanlık seçimi söz konusu olduğunda meydana daha ne yiğitler çıkar. O zaman kılı kırk yarar; kararımızı veririz. Mesele bugünün konjonktüründe önceliklerimizin neler olduğu konusunda hata yapmamak, hepi bu… UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN T.C. ADANA 7. AİLE MAHKEMESİ’NDEN İLAN Sayı: 2013/313 Esas Davacı, Cemal Akçeli ile davalı, Neslihan Akçeli arasında mahkememizde görülmekte olan Boşanma davasına ait dava dilekçesi ile davacı ve davalı taraf 2007 yılında gürücü usulü ile evlendiklerini, çocuklarının bulunmadığını, davacının sağlık sorunlarının olduğunu, 2012 yılının Nisan ayında davalının müşterek aile konutunu terk ettiğini, davalı tarafın evi terk etmesi nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsılmış olduğundan boşanmalarına ve 10.000 TL maddi 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak kendisine verilmesini talep etmiştir. Mahkememiz tarafından 22/08/2013 tarihli MUHTIRA gereğince; Davalı Neslihan Akçeli’nin tüm araştırmalara karşın adresi belirlenememiş olması nedeniyle davalıya ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Davacı tarafça evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan davada tahkikatın bittiği, sözlü yargılama ve hüküm için duruşma gününün belirlendiği, dava dilekçesi, tensip zaptı ve 27/12/2013 günü saat 09.30’a bırakılan duruşma gününün davalıya tebliğ edilmiş sayılacağı, davalının belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmaması halinde, kendisini bir vekil ile temsil ettirmediği takdirde, yargılamaya devam edilerek yokluğunda bir karar verileceği Gazetede yayımlandığı tarihten itibaren 2 hafta kesin süre içinde delillerini bildirmesine, tanık deliline dayanıyor ise tanıkların isim ve adreslerini bildirerek her bir tanık için 25’er TL tanık ücreti 8’er TL davetiye gideri yatırmasına aksi halde tanık bildirmekten vazgeçmiş sayılacağına, Adalet Bakanlığı’nca belirlenen tarifeye göre TMK 324 madde gereğince iki haftalık kesin süre içinde mahkeme veznesine yatırmasına, davalının belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmaması halinde, kendisini bir vekil ile temsil ettirmediği takdirde, yargılamaya devam edilerek yokluğunda bir karar verileceği davalı Adana ili, Seyhan ilçesi, İstiklal Mah/Köyü CN: 22, HN: 265’te nüfusa kayıtlı Ali ve Medine kızı Feke 26.12.1973 doğumlu Neslihan Akçeli’ye ilanen tebliğ olunur. 08/11/2013 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 71191) T.C. PAZARCIK KADASTRO MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 1983/7 Esas Davacı Pazarcık Maliye Hazinesi tarafından dava konusu K. Maraş ili Pazarcık ilçesi Nefsidoğanlı köyü 181, 218, 221, 222, 227, 244, 248 parsellerin Kadastro Tespitine itiraz davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara kararı gereğince; Davalı Mehmet oğlu, 1931 doğumlu Şıho Halıgür oğlu, Mehmet Halıgür’ün mirasçısı 1995 doğumlu Hüseyin KILIÇ’ın, (HALIGÜR) yapılan tahkikat sonucu açık adresinin bilinmediği bildirildiğinden ve kendisine dava dilekçesi ile duruşma gün ve saatinin ilanen tebliğine karar verildiğinden adı geçen şahsın 05/12/2013 günü saat 09.10’da yapılacak olan duruşmada Pazarcık Kadastro Mahkemesi’nde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi aksi halde yargılamanın yokluğunda yapılarak karar verileceği hususu dava dilekçesi ile duruşma gün ve saatini bildirir davetiye yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur.23/09/2013 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 59076) 1/ Bir amaca 1 ulaşmak için 2 tutulan yol ve yöntem. 2/ 3 Kolza bitkisi 4 ne verilen bir 5 başka ad... Önü hendekli siper. 6 3/ Serbest mes 7 lek adamları8 nı içinde toplayan resmi bir 9 lik... Bir ülke 1 2 3 4 5 6 7 8 9 de, kentte ya da semtte oturanların 1 D İ V A N N E T tümü. 4/ Çabuk ku 2 İ D İ L K O T A rumasını sağlamak 3 V İ Z İ T E A R için boyaya katılan 4 A L İ P A Ş A A bir madde. 5/ Yayla 5 N T A K A L A K fırlatılan ucu sivri K E Ş A N P çubuk... Küçük bir 6 A L T İ K hıyar cinsi. 6/ Pos 7 N O tu, kaplan postu gi 8 E T A A P İ K O bi çizgili bir tür Af 9 T A R A K K O T rika zebrası... Burun iltihabı. 7/ Eski dilde su... Metin Eloğlu’nun bir şiir kitabı. 8/ Bulaşmış, bulaşık... Satrancı andıran iki kişilik oyun. 9/ Çabuk yazmaya elverişli bir yazı yöntemi... Osmanlı toprak düzeninde yıllık geliri yüz bin akçeden fazla olan dirlik. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Müzikte güfte ile beste arasındaki uygunluk. 2/ Karahindibanın sebze olarak yenen yaprakları... Satrançta bir taş. 3/ Donuk renkli otomobil boyaları için kullanılan sözcük... Tiyatroda kurnaz uşak tiplemesine verilen ad. 4/ Bir nota... İskambilde bir kâğıt... Sıkıntı, gam. 5/ Mitoloji... Bir nota. 6/ İç hastalıklarıyla ilgili hekimlik dalı. 7/ Sesin kısılıp yok olması. 8/ Bir işte bir kimse ya da şeyin üstüne düşen görev... Tütsüyle kurutulmuşu oldukça sürümlü olan bir balık. 9/ Yüzeni içeriye çeken deniz akıntısı... İzmir’in Seferihisar ilçesinde antik bir kent. 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle