17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 KASIM 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA 15 Başbakan ve Altındal!! Yazar ve araştırmacı Aytunç Altındal ölmek için de en az kitapları ve söylemi kadar esrarengiz bir zamanı seçti! “ Kasımda Atatürk’ün ‘Hilafet ile ilgili vasiyeti’ açıklanacak!” diyordu. Kasım çıkmadan vefat haberi geldi. HHH Uğur Mumcu’nun “Sakıncasız” adlı oyununun Ankara’da AST’ta sahneye konulmasına katkı ve destek sağladığı dönemde tanımıştık. Yıllar sonra da Bülent Ecevit’in “Ulusal Uzmanlar Grubu” toplantılarında birlikte çalıştık. Öcalan’ın paketlenip 1999 Şubatı’nda teslim edildiğinde hükümet üyesiydim. O dönemde MHP gibi, Türkiye’nin büyük çoğunluğu Öcalan’ın idam edilmesini istiyor ve bekliyordu. Bir buluşmamızda “Bırakın bu havaiyatı! Apo 5 yıl sonra serbest!” dedi. Bu sözleri daha sonra gazetelere röportaj olarak da yineledi. Ayıptır itiraf etmesi, inanmasam da o sözlerine “mim” koyanlar arasında idim! 5 yıl çoktan geçmişti. “Yaşasın, Aytunç Bey bu kez çuvalladı. Apo hâlâ içeride!” diye düşünürken.. Muhterem Başbakanımız, “Hapishaneler boşalacak!” deyiverdi! Ve üzerinden bir gün bile geçmeden.. Altındal’ın vefat haberi geldi. Çok üzüldük. Ama iyi ki iddiaya girmemişiz diye de sevindik. “Tarihi” diyorduk. İçinden “coğrafya” çıktı. Hem de Başbakan’ın ağzından çıktı: “Kuzey Irak Kürdistanı” dedi.... “Güney Türkiye Kürdistanı”na endirekt yeşil ışığı yaktı. Böylece “Birleşik Kürdistan” hayaliyle tutuşan ve.. “Kaparo” olarak 3 bavul altınla Diyarbakır’a koşan Barzani’ye Kürdili Hicazkâr Soru BAŞBAKAN Erdoğan, ’ı, tarihi ve yardımcısı Bülent Arınç götürdü? in niç aya uşm coğrafi bul mi? için uğu Arınç ile küs old enli kök rt Kü da nç Arı Yoksa mi? olduğu için Barzani Kırmança Zani ömrünce unutamayacağı bir kazık atıverdi. Bir taşla birkaç kuş birden vurdu. “Kuzey Irak Kürdistan Bölgesi” sözü ile hem Barzani’ye haddini bildirmiş oldu, Hem de Öcalan’a “Hazırlan aslanım! Hapishaneler boşalıyor” mesajı gönderdi. Öyle ya... Elimizin altında hazır bir Kürt lideri var iken... Çözüm süreci başarıya ulaşsın diye.. Elin Barzani’sine muhtaç olacak değiliz herhalde!! Apo bir çıksın... Kürdistan’ın kaç bucak olduğunu Barzani’ye gösterecektir! “Dünya liderliği”ni sollayıp.. “Asrın lideri” olmak kolay değil. Cephelerin Birliği... AKP ile cemaat arasındaki sürtüşmenin ateşlendiği dönemlerde “kavga başladı” yorumu, birçok kesimde alaycı bir tebessümle karşılanmıştı. Küresel güçlerin eşleştirdiği projede görev alan paydaşlarının, büyük patronun çizgisinden çıkmayacakları, kapışmayacakları öngörüsüne dayalıydı bu tebessüm. Ortak çok iş kotarmışlardı... Operasyonlar, davalar, cezalar, hapisler, muhaliflerin susturulması, cumhuriyetin hemen tüm kurumlarının değişik ölçüde dönüştürülmesi vs... Öyle de... Sistemin içinde ortakların iç çelişkilerini, uzak yakın hedeflerini, “iktidar” olgusunu ve “paylaşım sorununu” dikkate almayan, diyalektiği göz ardı eden bakış açısıydı onlarınki. Kotarılan işlerin arkasındaki büyük patronun durumunu iyi tahlil edememe, dünyanın diğer güçlerinin etkisini doğru değerlendirememe hali aynı zamanda... Afganistan, Pakistan, Suriye, Mısır ve diğer Ortadoğu ülkelerinde, son yıllarda ABD hesaplarının nasıl sekteye uğradığını, plan değişikliğine gidildiğini kavrayamadılar. Amerikan hegemonyasının hâlâ önemli bir güç oluşturmasına karşın giderek eridiğini, azaldığını göremediler. Özellikle Suriye süreci bunun açık kanıtı. Esad iktidarını 3 ayda postalayacağını sanan AKP, duvara toslamadı mı? ABD’nin nasıl pozisyon değiştirdiğini Erdoğan göremedi ama cemaat, tıpkı Mavi Marmara operasyonunda iktidar karşıtı ve İsrail’i doğrudan suçlamayan tavrının benzerini sergiliyor şimdi. Kadrolarının belirli ölçüde tasfiyesinden, dershaneleri kapatma niyetlerinden sonra bugünkü “Firavun” suçlamalarına, “Hitler” göndermelerine ve “seçimlerde oy yok” tehditlerine “haddinizi bilin” karşılığı, ara ara uzlaşma mesajlarıyla sürdürülen ilişki, önemlidir ama sonuçta onların derdidir... Kavga daha ileri boyutlara varabilir ya da belirli uzlaşmalarla ateş söndürülebilir... Ancak bu kavgadan medet ummak çare değil. Hele taraflardan herhangi birisinin yanına yaklaşmak çözüm değil. Ezilenleri, muhalifleri, emekçileri, Atatürkçüleri, sosyal demokratları, solcuları, devrimcileri kendilerinden başka kurtaracak güç yok zira... HHH Diyarbakır’da projenin başka bir unsuru için küresel egemenlerin bir araya getirdiği paydaşların durumuna gelince... İki olgu öne çıkıyor. Birincisi af söylemi, ikincisi Erdoğan’ın açık açık dillendirdiği “Kürdistan” meselesi. Genel af konusunda daha Ergenekon, Balyoz ve benzeri operasyonların başladığı günlerde “rehine” tanımlamasını kullanmıştım. Geldiğimiz nokta gösteriyor ki, Erdoğan’ın seçim arifesinde “Kürdistan” sözüyle genel af arasında açık seçik bir bağlantı var. Federasyon, özerklik ya da bir Batılı güçlerin istediği Kürdistan oluşumu için ortalığı temizleme operasyonu. Sonuçta Apo’yu, KCK’yi de içine alan, Balyoz, Ergenekon hükümlülerini de kapsayan genel bir afla eylem planı sürdürülecektir. Bu, onların hesabı. Peki ne yapmalıdır? Gezi Parkı eylemlerinde sokaklara çıkanlar, 29 Ekim kutlamalarında meydanlara dökülenler, 10 Kasım’da Anıtkabir’e koşan milyonlar yan yana gelmelidir. Solda, sağda ya da merkezde muhalefetten “cephe çağrıları” geliyor. Doğrudur, yerindedir, yararlıdır, iyidir. Ama cephelerin birliği de gerekir. Emperyalizme ve gerici iktidara karşı Ulusal Demokratik Cephe (UDC) olamaz mı? Bir dönem Başbakan Tansu Çiller’e fikirsel düşünsel cephane sağlayanlardan Zaman yazarı Profesör Mümtaz’er Türköne geçen gün... “Apo’yu paşa yapalım! diye yazmıştım. Olmadı!” diye yazdı. HHH Bizce yazı boşa gitmiş değil. Aksine iç ve dış her türlü güç odağına derin bir ilham kaynağı oldu. Belki Apo, paşa yapılmadı. Ama Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ olmak üzere sayısız paşa Apo yapıldı. Böylece Türkiye Cumhuriyeti, hukuk, siyaset, askerlik ve terör tarihine paslanmış teneke kaplı harflerle “Paşalarını Apo yapan devlet” olarak geçmiş oldu. Paşalık devri kapandığına göre.. Apo örneğin Cumhurbaşkanı olabilir! Celal Talabani’den neyi eksik? HHH Sahi, yeri gelmişken.. Talabani nerede? Diyarbakır bulaşmasında adını anan çıkmadı. Oysa Barzani ile yapışık kardeş gibiydiler. Biri ötekini kıskanmasın diye ikisine birden kırmızı pasaport vermiştik. Türk siyasetinde vefa yok denir.. Kürt siyaseti de ondan hallice değil! APO PAŞA vesaire... Tarihi buluşmanın (siz müsamere de diyebilirsiniz) magazin boyutu da ihmal edilmedi. İbrahim Tatlıses ile Şivan Perver’in, iki liderle birlikte sahne almasına paralel 400 çift için bir de kitlesel nikâh kıyıldı. Böylece, “Kız aldık, kız verdik!” muhabbetinin ideal ortamı sağlandı. Ama alıpverilen kızların hepsi de Kürt idi. Barzani’nin 3 bavul altınla gelmesi de bu yüzden.. Türklere altın dağıtacak hali yoktu. Erdoğan ise altın yerine Kürt çiftlere malum “altın öğüdü”nü verdi. “ 3 değil 4!” Böylece, Kürt nüfusun artmasından korkmadığını ilan ve ispat etmiş oldu! Medyamız, magazin için kıvranıyor. CHP’li Umut Oran’ın Başbakan’a TBMM’de sorduğu soruların peşine düşmüyor. Umut Oran, 3 bavul altınla Türkiye’ye giren Barzani’nin, mevzuat gereği beyanda bulunmak zorunda oluğunu anımsatıyor. Bizce bu beyanın yapılmasından çok hangi dilde yapıldığı daha önemli. Kürtçe yaptı ise.. Başbakan’ın beyan ettiği üzere Kuzey Irak Kürdistanı ile Güney Türkiye Kürdistanı arasında zımni birlik tahakkuk etmiş demektir. Üç bavul altın HARBİ SEMİH POROY ‘Solcu Kennedy’ Cinayeti ve Bugünkü Dünya     “Killing Kennedy” filmi, Kennedy Suikastı’nın 50. yılının dolmasına az bir süre kala ortaya çıktı ve geçen pazar National Geographic’de yayımlandı. İçerik açısından ilginç olan bu film, ne yazık ki hem maddi hatalarla dolu, hem de tamamen yanlı olarak hazırlanmış: Projenin tek hedefi, 50. yılında hâlâ Amerikan statükosunun dünyaya dayatmaya çalıştığı “tek katil kaçık Oswald” teorisini yeni kuşaklara aktarmak. Aynen iki yıl önce çıkan Stephen King’in romanı “22/11/63” gibi. Nefis bir dille yazılmış olan ve zamanda seyahat etme fikrini ele alan bu roman da maalesef sonunda raydan çıkıp Warren Komisyonu’nun “Oswald tek kaçık katil” teorisine destek vermek için kötü bir finalle bitirilmişti. Bu hafta cuma günü Piramid Sanat’ta açılacak sergim “Dünyayı Değiştiren 8 Saniye” ve Cumhuriyet’te yayımlanacak yazı dizim, olayın çok farklı boyutlarını gündeme getirecek ve Amerikan resmi dilinin hâlâ özenle yaydığı bu propagandaları ve beyin yıkamaları yanıtlayacak. Peki ABD neden hâlâ yarım asırdır ısrarla bu tutuculuğu resmi dilinde sürdürüyor? Çünkü aksi takdirde, 50 yıl önce Kennedy’nin sürdürdüğü büyük atılımlara karşı Dallas’ta bir “darbe” yapıldığı ve Amerikan şahinlerinin kabul edilemez bir devrimci olarak gördükleri asi Başkan’ın, halkı önünde “infaz” edildiği ortaya çıkabilir! İşte hâlâ bu tehlikeye karşı “resmi Amerika” tetikte ve ister ünlü yazarlarını ister Hollywood’u bu konuda sürekli desteğe çağırıyor! Aynen merkez Amerikan basınının sürekli olarak bu “kutsal görevi” sürdürüp “Oswald tek katil” hükmüne karşı öne sürülen her bakış açısını küçümsemesi gibi! Aksi takdirde “Amerikan Rüyası” tuzla buz olacak! Peki dünya ve belki bugünün Türkiyesi bile,  neden bu büyük “darbe”nin artçı şoklarını hâlâ ödüyor? Yanıt çok net: ABD’yi çok farklı bir rotaya sokmaya çalışan Kennedy, ülkesindeki tüm tutucu güçleri çileden çıkarıyor. Özetle toparlarsak, Kennedy, siyahbeyaz ayrımlarına son veren iç yasaları çıkarmak için her riski alıp büyük adımlar atıyor. Vietnam Savaşı’nı büyümeden bitirip, Asya’dan çekilmek istiyor. Tüm Pentagon dayatmalarına rağmen, ne antiCastrocu Kübalılar ve CIA’nın işbirliğiyle gerçekleştirilen “Domuzlar Körfezi” fiyaskosunda, ne de Küba Misil Krizi’nde, Küba veya Sovyetler’e karşı bir harp başlatma çılgınlığına girişmiyor. Amerika içinde petrol ve çelik imparatorluklarına ek büyük vergiler getirip, onları doğrudan karşısına almaktan çekinmiyor. ABD’de sendikacılığın güçlenmesi ve fakir halk kesimlerinin temel ihtiyaçlarının giderilmesi için en ısrarlı söylemleri geliştiriyor, ezilenin yanında yer alıyor. Bu arada baskılara karşı dile getirdiği şu yanıt var: “Biz dünya nüfusunun yüzde 6’sı olarak, kendi görüşümüzü çıkarlarımız uğruna dünyaya dayatamayız, buna hakkımız da yok.” “Komünistlere yumuşak bakmakla” suçlanmasına rağmen Kruşçef ile giriştiği tarihi diyaloglarla “nükleer test yasağı” anlaşmasına 1963’te imza atıyor! Bir de üstüne üstlük, dile getirdiği şu dev “darbe” planı var: JFK, CIA’nın kendi başına buyruk tavırlarına, yabancı topraklarda sözde ABD çıkarları için giriştiği darbe planlarına, işlediği cinayetlere artık katlanamıyor. “CIA’yı tuzla buz edip, parçalarını da rüzgâra savuracağım” sözünün bir Amerikan Başkanı’ndan çıktığını düşünmek inanılmaz gelmiyor mu size? Ama bununla da yetinmiyor JFK. 39 senedir FBI’ın başında olan Hoover’ı da karşısına alıyor ve 1964 seçimlerini de kazanınca, artık onun orada oturmayacağını herkes anlıyor.  Dünyada daha 1968 Kuşağı kırılması yaşanmadan önce, bu politikaları sürdüren, Amerikan standartlarına göre “fazlasıyla solcu” ve güçlü bir Başkan’a karşı bir darbe yapılması size sürpriz olarak geliyor mu? Çıkarları tehlikeye giren CIA’dan Pentagon’a, FBI’dan büyük kapitalist şirketlere kadar, derin ve ırkçı ABD’nin tamamı, Kennedy’ye karşı sinsi bir işbirliğine giriyor. Gerisi bildiğiniz Dallas komplosu ve ondan daha ağır olarak gelen “örtbas etme”! Eisenhower’ın devir teslim töreninde özgürlük ve demokrasiye karşı bir tehlike olarak niteleyip Kennedy’yi uyardığı “Askeri Endüstriyel Yapılanma” işte bu savaşçı ABD’nin yükselen sesi. Bugün içinde yaşamaya çalıştığımız coğrafyaya yapılanlardan tutun, o günlerden beri Vietnam, Şili, Orta Amerika ve Ortadoğu’da yaşanan ABD savaş ve müdahalelerine kadar her biri, Kennedy’lerin çizdiği rotanın tam tersinde seyreden bir başka çıkarcı ABD’nin dayatması. Şok sonuçları da bugün ülkemizde yaşanan ağır dramlarda sürmeye devam ediyor. Bu nedenle “Dünyayı Değiştiren 8 Saniye”yi izleyin derim... BULUT BEBEK NURAY ÇİFTÇİ [email protected] Onursal Başkanımız, saygıdeğer büyüğümüz, sevgili VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 27247 sicil sayısında kayıtlı CAHİT ÜLKER’i ölümünün 9. yılında saygıyla anıyoruz. ZONGULDAK MADEN MÜHENDİSLERİ DERNEĞİ 34 TAB 73 plakalı aracıma ait 908000 No’lu fiş koçanımı kaybettim hükümsüzdür. ZİKRİ KARAKAYA Nüfus cüzdanımı ve ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. NACİ BAYŞEKER AVUKAT MURAT YILMAZ 16.11.2013 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 18.11.2013 tarihinde İzmir’de defnedilen aziz meslektaşımıza Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve Baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN T.C. NİĞDE (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2013/29 SATIŞ Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: Niğde il, Merkez Sarıköprü Mah. 2659 Ada No, 3 Parselde kayıtlı 2.458,60 m2 olup taşınmazın cinsi arsadır üzerinde tek katlı yığma olarak yapılmış üzeri beton tabyeli iç ve dış duvarlar sıvalı ve boyalı demir profilli kapısı yağlı boyalıdır 1. sınıf B gurubu yapıdır, bina alanı 20,00m2’dir. Taşınmaz üzerinde keson kuyu ile çeşitli meyve ağaçları vardır. Taşınmaz imar planı içinde E=2,l0m. (7) katlı konut alanı içinde yeni imara açılan alanda köşe başında 3 imar yoluna ve yöne cepheli olup müstakil imar parselidir. Kıymeti: 808.582,00 TL Kaydındaki Şerhler: 1. Satış Günü: 20/12/2013 günü 13.30 13.40 arası 2. Satış Günü: 21/01/2014 günü 13.30 13.40 arası Satış Yeri: Belediye mezat salonu Satış Şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/29 Satış sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur.05/11/2013 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 68936) 1/ Kürek, bal 1 ta, keser gi 2 bi şeylerin sap takılan yeri. 2/ 3 Tedbir... Biri 4 ne dokunsun 5 diye söylenen 6 söz. 3/ Bir an 7 latımda verilmek istenen öz. 8 4/ Galyum ele 9 mentinin sim 1 2 3 4 5 6 7 8 9 gesi... “Âdet budur 1 K A L İ F İ Y E âhir gelir bezme L A ” (Nevi). 5/ Küme, 2 A N E M A S yığın... Yaprakla 3 N İ G A R K İ Ç O R H A Z rı çay gibi haşlana 4 T rak içilen bir Güney 5 A K R B A R A K Amerika bitkisi. 6/ 6 R O N D E L A Ü Çanakkale’nin bir 7 A R A L İ S İ N D E R A L İ Y E ilçesi... Eski dilde 8 E S İ R eşek. 7/ Türkiye’nin 9 L A L A plaka imi... Başka bir şiir örnek alınarak aynı ölçü ve aynı uyakla yazılan şiir. 8/ Gerçekleşmesi olanaksız tasarı ya da düşünce... Ateş. 9/ Şarkı, türkü... Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İki takım halinde topla ve açık havada oynanan bir çocuk oyunu. 2/ Ses... Bir şeyi olduğundan büyük gösterme. 3/ Süs için yapılmış giysi kıvrımı... Genişlik... Önü hendekli siper. 4/ Yün atkı... Neptünyum elementinin simgesi. 5/ “Ak sakallı pir koca / Bilemez hali nice / vermesin hacca / Bir gönül yıkar ise” (Yunus Emre)... Utanç. 6/ Oruç ayı. 7/ Gerçekte öyle olmadığı halde öyle olduğu varsayılan. 8/ Sözleşme, bağıt... Bir işte bir kimse ya da şeyin üstüne düşen görev. 9/ Yemek... Tohumlarından kandilyağı, çiçeklerinden sarı boya elde edilen otsu bir bitki. 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle