17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 KASIM 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA Kıdem rafa kalkacak MUSTAFA ÇAKIR EKONOMİ [email protected] 11 ANKARA Hükümetin kıdem tazminatını fona dönüştürme önerisi kapsamında sosyal tarafların dün yaptıkları toplantıdan da uzlaşma çıkmadı. Türkİş ve DİSK, kıdem tazminatının fona dönüştürülmesi ile özel istihdam bürolarına “işçi kiralama” yetkisi verilmesine ilişkin önerileri kesinlikle müzakere etmeyeceklerini bildirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in, geçen günlerde uzlaşma sağlanamaması halinde düzenlemenin rafa kaldırıla u Türkİş, DİSK ve Hakİş yöneticileri dün bir kez daha Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile görüştü. Kıdem tazminatının fona dönüştürülme düzenlemesinin rafa kaldırılacağı belirtiliyor. Ancak bu konuda son kararı Başbakan Erdoğan verecek. rolarına “işçi kiralama” yetkisi verilmesi, taşeron ve esnek çalışma konusunda Üçlü Danışma Kurulu’nun ardından teknik heyetler dün bir kez daha toplandı. Hükümet toplantıda yeni bir öneri sunmadı. Türkİş, Hakİş ile DİSK, bir önceki toplantıda taşeron konusunda ortak metin sunmuşlardı. Konfederasyonlar bu metin üzerinden görüşlerini söyledi. Bakan cağını söylemesinin ardından kıdem tazminatı değişikliğinin ertelenebileceğine dikkat çekildi. Ancak bu konuda son kararı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan verecek. Hükümetin seçimler öncesinde çalışanların tepkisini çekecek bu düzenlemede ısrar etmeyeceği yorumları da yapılıyor. Kıdem tazminatının fona dönüştürülmesi, özel istihdam bü lık da üç konfederasyonun önerisine karşı kendi önerilerini sundu. Ancak bir uzlaşma sağlanamadı. İşçi konfederasyonlarının ILO sözleşmeleri gereğince, “taşeron işçisine de kamudaki işçi ile aynı ücretin ödenmesi” önerisini reddeden bakanlık, “işin ve işçinin nitleliğine göre alt işveren işçileri için bir ücret skalası” belirlenmesinde ısrar etti. İşçi tarafı bunu kabul etmeyeceklerini bildirdi. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ise işçi konfederasyonlarının bütün önerilerini reddetti. Toplantıda işveren heyeti hükümetin 3’lü Danışma Kurulu’nda sunumunu yaptığı taslağa da karşı olduklarını söyledi. İşveren kesimi 30 gün üzerinden hesaplanan kıdem tazminatının 15 gün üzerinden hesaplanmasını da istedi. Toplantıda kıdem tazminatının fona dönüştürülmesi ve özel istihdam bürolarına “işçi kiralama” yetkisi verilmesi de gündeme geldi. Daha Çok Su Akar... Dünün canlı yayın haber kanallarından birinde, Kürt hareketinde marka olmuş bir isim Diyarbakır atağı üzerinden bilgi birikimini, deneyimlerini katarak sonuç değerlendirmelerini yapıyor. Söylemi hafta sonu Erdoğan ile Barzani’nin Diyarbakır buluşmasının tarihe yazılacak bir dönemeç noktası olduğu çerçevesinde... Bildim bileli sol Kürt hareketi içinde yerini almış, şimdilerde Kürt kimliği ile İslam kardeşliğini öne çıkarma eğiliminde, son gelişmeler üzerinden de BarzaniErdoğanÖcalan politikalarının üçüne birden prim veren görüşlerini açıklıyor. İçtenlikle son siyasal seçimini bilemediğim için hangi çatı altında siyaset yaptığını bilenlere sorduğumda, onlar da net bir bilgi veremiyorlar... Son açık değerlendirmesinde de yer aldığı üzere, AKP, Erdoğan ve Barzani politikalarına çok açık destek verdiğinin altını çizmekle yetiniyorlar. Dahası içlerinden AKP’ye ya da Barzani destekçiliğine çalıştığını ya da HakPar kurucuları arasında yer aldığını söyleyenler de çıktı. Kimliği ile sosyal medyada yaptığımız kısa sorgulamadan ise en son hangi çatı altında siyaset yaptığını bulamadık... Habercilikten gelen gazetecilerin gerçekleri okuma ve kamuoyuna iletme çabalarında, kamuoyuna yapılan sonuç açıklamalarından çok, satır arası vurgulamalar, gelişmeleri atlamama, ilişkilendirmeleri yerli yerine oturtma takıntıları vardır... Örneğin ben, aylar sürmüş bir ön çalışmanın sonucu olduğu apaçık Diyarbakır buluşmasından nasıl olup da bizim Kürt hareketi cephesinin habersiz bırakılabildiği gerçeğinin yanıtını bulmaya kafayı takmış durumdayım... Bölge siyasetinde büyük ağırlığı olan Ahmet Türk’ün bile ilk duyduğunda şaşkınlığını gizleyemediği duruma, Kandil’i saymayalım bölge Kürt liderleri, siyasileri, belediye başkanları, BDP kadrolarının ilk tepkilerine, şaşkınlıklarına şaşırmış bulunuyorum... İktidarlarının Kürt açılımı projesinin birinci dereceden tarafları, açılımda bu kadar önemli, anlamlı, devrim niteliğinde yeri olduğunun altı çizilip durulan bir projenin dışında niçin, nasıl tutulabilir, oldubittiyle karşı karşıya bırakılabilirler? HHH Anladık bu buluşmanın siyasi amaç odağında, siyaseten ABD, Barzani, Erdoğan iktidarlarının, Ortadoğu dengeleri çerçevesinde, özellikle de Suriye’deki iç savaşşiddeti, kaosunda... özerk Suriye Kürdistanı girişimine karşı buluştular. Bizimkiler tam tersi destek veriyorlar, dahası Diyarbakır buluşması ortak açıklamasının inadına dün de Suriye Kürt projesinin yanında oldukları çıkışlarını, yeni eylemleriyle sergilediler... Suriye sınırının öte yakasından, Erdoğan iktidarının istemi ile kaldırılmış özerk Kürdistan bayrağı yeniden sallandırıldı. Bizim iktidarın iki taraf arasındaki dayanışmayı önlemeye yönelik sınır kapatma operasyonlarına karşı çatışmalı eylemler gerçekleştirildi... ErdoğanBarzani’nin Diyarbakır buluşmasında açıklanan çok boyutlu amaçlar arasında; önceliği Erdoğan’ın artık karakteristik bir sivil diktatoryal üslubu haline gelen iktidar, yönetim anlayışına vermek gerek... Bu ülkenin tüm vatandaşlarının, çok yönlü yaşam alanlarına yönelik, yaşamsal kararlar... Siyasi muhalefet partileri, Meclis, kamu erki, uzman demokratik kurumlar, halk, milyonları yok sayan Erdoğan, sınır tanımaz pervasızlık, oldubitti, yandaş medyanın yalaka diliyle şok icraatları ile kamuoyunun karşısına çıkıverdi... Partisi içinde cemaatle, Kürt açılımında bizim Kürt siyasal cephesi ile, stratejik büyük ortak ABD’yle Suriye politikalarında... çatışmacı bir çizgide zorlanma söz konusu iken... Yaklaşan yerel ve genel seçimlerdeki siyasal zorlanmalarında dengeleri değiştirme işlevi yapabilecek bir atak, aynı zamanda zorlandığı sorunlarına ilişkin çark edişleri, yeni ittifakları da kolaylaştırıcı değil mi? Arınç ile yaşanan kırgınlıkta bile birlikte havaya kalkmış iki el önemli bir nefes aldırma aracı değil mi? Ya da Barzani’nin kendileri için siyasal tuzak işlevi de olsa Diyarbakır’a gelişinin, uzun soluklu Kürt projeleri için bulunmaz bir siyasal sıçrama işlevini yadsıyamayacak, sonuçta alkışlamak zorunda kalacak bizim Kürt hareketinin sıkıştırılması öngörülmemiş olabilir mi? En açık siyasi iktidarlarının beklentisi elbette, Erdoğan’ın konuşmasında da yer alan, bölge için tek parti olgusunun kırılması... AKP kendi mutlak iktidarı adına, demokrasinin tüm kurum ve kurallarını işletmeme yolunda takla üzerine takla atar, demokratik hukuk devleti düzeninin tüm kurallarını ayaklar altına almaktan kaçınmazken... Siyasetteki Kürt cephesini kırmakta kararlı, şimdiden alternatif Kürtçü siyasal örgütlenmelerin önlerinin açılması hesapları yapılmış... Barzani desteği önemsenmiş, yeni kurulmakta olan Kürt siyasi partileri ile en yakın seçimlere yönelik, bizdeki Kürt cephesinin, AKP’nin kıramadığı çoğunluk oyunun en azından yüzde on beşlere varan oranlarda kırılabilmesi öngörülmüş... Gelişmeler öylesine oynak ki, bu köprülerin altından daha çok sular akacak... Nabucco Projesi çöktü Ekonomi Servisi Avrasya enerji dengelerini değiştirmesi beklenen bir zamanların gözde projesi Nabucco Gaz Boru Hattı tamamen tarihe karıştı. Projenin yürütücüsü Nabucco Konsorsiyumu’nun şirketi faaliyetlerine son verirken; şirketin Üst Yöneticisi Reinhard Mitschek dahil tüm personelin iş akitleri feshedildi. Enerji Günlüğü’nde yer alan habere göre, boru hattıyla taşınacak gazın bulunamamasının da etkisiyle proje sürüncemede kaldı. Nabucco’ya ŞahDeniz Sahası’ndan gaz verecek ülke konumundaki Azerbaycan ile boru hattının en uzun etabının yer alacağı Türkiye’nin Trans Anadolu Gaz Boru Hattı Projesi’ni (TANAP) hayata geçirme konusunda anlaşması üzerine Nabucco Projesi önce küçüldü. Şahdeniz’den Avusturya’daki Baumgarten’a kadar projelenen Nabucco artık TürkiyeBulgaristan sınırından başlayıp Avrupa içlerine uzanacaktı. Fakat Nabucco’nun küçülmesi de yetmedi, en sonunda tamamen rafa kalktı. Çünkü; adı Nabucco West olarak değişen boru hattı, TANAP ile Batı Türkiye’ye kadar gelecek gazın Avrupa içlerine taşımaya talip olmasına rağmen, bu rolü, rakip bir projeye, Trans Adriyatik Pipeline (TAP) projesine kaptırdı. Haziran 2013’te Şahdeniz Konsorsiyumu, Türkiye’nin batı sınırına kadar TANAP’la taşınacak gazı Avrupa içlerine taşıyacak seçenek olarak TAP’ı tercih etmişti. Bu kararın hemen ardından Nabucco Konsorsiyumu projenin rafa kalkmadığını belirten bir duyuru yayımlamıştı. Bu açıklama, Viyana merkezli Nabucco Konsorsiyumu’ndan yapılan son resmi açıklama olarak kaldı. Trafik cezalarına zam Ekonomi Servisi Trafik cezaları, Maliye Bakanlığı’nın yeniden değerleme oranı çerçevesinde yılbaşından itibaren yüzde 3.93 oranında artırılacak. Buna göre alkollü araç kullananlar, birinci defada 727 lira, ikinci defada 911 lira, 3 ve 3’ten fazlasında ise 1462 lira ceza ödeyecek. Uyuşturucu veya uyarıcı madde alarak araç kullananlara 3 bin 741 lira ceza yazılacak. Araç kullanırken sürücü belgelerini yanında bulundurmayan ya da trafik görevlisi talep ettiğinde belgesini göstermeyenler 172 lirayla cezalandırılacak. Şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklemeyen ve trafiği tehlikeye düşürecek şekilde şerit değiştirenlerin cezası 172 lira olacak. Trafik polislerinin işaretlerine uymayanlar da 172 lira ceza ödeyecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle