17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 KASIM 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 1 8 KA SIM ’ D A JOLLY JOKER İSTA NBUL’ D A Berkin için konser dayanışması Gezi Parkı Direnişi sırasında, polisin attığı gaz bombası kapsülüyle başından vurulan ve aylardır komada olan 14 yaşındaki Berkin E. için Beyoğlu esnafının girişimiyle dayanışma konseri düzenleniyor. 18 Kasım Pazartesi günü saat 20.00 24.00 saatleri arasında gerçekleşecek konserde şu an için Cahit Berkay, Hakan Yeşilyurt, Yaşar Kurt, Pınar Sağ ve Güvenç Dağüstün sahnede olacak. Jolly Joker İstanbul’da düzenlenecek konsere bağışla giriş yapılacak ve tüm gelir Berkin ve ailesine verilecek. Sanat Fuarı mı, Bienal mi? İKSV İstanbul Bienali’nden bir hafta sonra art arda 23. İstanbul Sanat Fuarı (Artist) ve 8. Contemporary İstanbul (Cİ) açıldı. Ayşegül Sönmez Cİ’nin açılışı vesilesi ile “Fuarların artık bienallerin yerini aldığı” iddiasını gündeme getirdi. Sönmez’in dillendirdiği karşıt görüş ise sanat fuarlarının vitrinlerinde sanat eserlerinin sunulduğu bir alışveriş merkezinden farksız olduğu. 210 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen Artist’te yaklaşık 1000 sanatçının işleri sergilendi, 150 galeri ve 25 bağımsız grupla birlikte 150’ye yakın genç sanatçıya ev sahipliği yaptı. Mustafa Ata onur sanatçısı, Çin onur ülkesi oldu. Küratörlüğünü Ali Şimşek’in yaptığı usta ve genç sanatçıları buluşturan “Müdahale Var mı?” ise sanat, politika, kamusallık ve direniş kavramlarının tartışıldığı panel ve forumlarla gündemin sıcaklığını fuara taşıdı. Nova Kosmikova’nın Başbakan Erdoğan’ın portre bir fotoğrafının üzerinde oynayarak petrol ve duble yollar politikasını eleştiren çalışmasını Başbakan’a hakaret olarak algılayan ve ihbar eden muhbir vatandaş sayesinde de fuar iyice politikleşti. 710 Kasım tarihlerindeki Cİ’de 650 sanatçı, 3000 eser, 23 ülkeden 96 çağdaş sanat galerisi yer alıyordu. “Yeni Ufuklar” bölümünün konuğu Rusya’ydı. Dijital sanat için hazırlanan Plugin İstanbul Yeni Medya Bölümü, Viyana aksiyonizminin kurucularından Hermann Nitsch’in 500 m2’lik bir alanda fuar boyunca sergilenen 66. Boya Aksiyonu’nu ve Cİ Dialogues Konferans Serisi dikkati çeken etkinliklerdi. Cİ sanat danışmanı Hasan Bülent Kahraman “Bu fuar güncel sanatımızın tam manasıyla eksiksiz, kusursuz bir gösterimidir” diyordu (Radikal, 05.11.13). Bu demecin altında da Cİ’nin ana sponsoru Akbank’tan Saltık Galatalı’nın “Kredi kartıyla, taksitle sanat eseri satın almak mümkün” demeci vardı. Kahraman’la Galatalı’nın söyledikleri Ayşegül Sönmez’in gündeme getirdiği tartışmanın birer yanını oluşturuyor. Artist ve Cİ’de ağırlıklı olarak duvara asılabilen yani satılabilecek eserler sergileniyordu. Zaten bir fuarın ana amacı olabildiğince çok eserin satılmasında galerilere aracılık etmektir. Daha fuar kapanmadan ne kadar çok eser satılıp kaç milyon dolar gelir sağlandığı açıklanıyorsa başka bir amaç olduğu söylenemez. Kahraman’ın Cİ’nin güncel sanatın “eksiksiz, kusursuz bir gösterimi” olduğu sözü sergilenen eserlerle desteklenemediği için aşırı bir iddia olarak kalıyor. Çünkü sergilenenler genel alıcıya yönelik, yani satın alınabilir, duvara asılabilir eserler ve az sayıda heykeldi. Videolar çok az, güncel sanatı oluşturan yerleştirmeler, performanslar vb. ise hiç yoktu. Zaten fuar yönetimi bu eksiği fark etmiş olmalı ki “Plugin İstanbul”u açmıştı. Artist “Müdahale Var mı?” ile hem Gezi Direnişi’nin gündeme getirdiği konulara hem de bienalin “Kamusal Alan”ına gönderme yapıyordu. Cİ’de ise belki sanat danışmanının muhafazakâr yaklaşımı, belki de satılabilirlik düşüncesi ağır bastığı için Bahadır Baruter, Gazi Sansoy, Cem Dinlenmiş gibi birkaç sanatçının işleri dışında bir gönderme yoktu. “Sanat fuarı mı, bienal mi” sorusu fuarlara önem atfetmek için sorulmuş gibi geliyor bana. Bienaller çağdaş sanatın en iyi örneklerini, yeniliklerini sergilemeyi hedefler, fuarlarsa en çok eseri satıp en çok geliri sağlamayı... Bir sanat ortamında fuarın da bienalin de önemli işlevleri vardır. Bu nedenle iki benzemezi, bienallerle sanat fuarlarını karşılaştırmak gereksiz bir çabadır. Pekineller’in ödülü... Sacha Goetzel yönetimindeki BİFO’nun solisti Pekineller’in desteklediği genç kemancı Veriko Çumburidze’ydi 41. İstanbul Müzik BİFO’nun eşliği oldukFestivali’nin açılış konça yüksekti. Bis olarak seri ve Pekineller’in onur sunduğu Massenet’nin ödülü töreni Gezi olayMeditasyon’u gizemiyları nedeniyle haziranle 10 Kasım’a bir gönda yapılamamıştı. Geçen dermeydi ve şef bu kez pazar gerçekleşen tören Veriko’nun ustalığını ve konserde onur ödülleri sunulurken Boruöne çıkarmaya özen gösterdi. san İstanbul Filarmoni Orkestrası da bir konVeriko, 1996’da Adana’da doğmuştu. Keser verdi. Şef Sacha Goetzel yönetimindeki mancı annesi ve obuacı babası Tiflis konsertopluluğun solisti Pekineller’in desteklediği vatuvarı mezunları. Babası David, 1995’te genç kemancı Veriko Çumburidze’ydi. Mersin Operası’na obuacı olarak gelmiş, anGüher ve Süher Pekinel, 9 yaşlarından nesi Lili de keman öğretmenliğine başlamış beri yurtdışında yetişmiş, Amerika’nın ve ve hamile olduğu sırada Adana Orkestrası’na Avrupa’nın önde gelen okullarında deneyim destek vermekteymiş. Bir gece Suna Kan’a li hocalarla eğitilmişler. En önemeşlik ederken sancılanıp Veriko’yu li kültür merkezlerinde yıllardoğurmuş. Veriko dört yaşında ca konser vermişler. KayıtSelahattin Yünkuş’un öğrenu Pekineller’in ları ise tarihi değer taşıyor cisi olmuş, sonra annesiyİKSV’den aldıkları onur ödülü ve gün geçtikçe dünyale çalışmasını sürdürmüş. kuşkusuz çok değerli, ancak nın en büyük şirketleri taGülden Turalı ve Gürcisrafından CD ve DVD olatan Yarışması’nı kazanmaVeriko’nun solistliği onlar için rak yeniden piyasaya sürüsıyla ve 2012’de 7. Uluslaayrı bir armağandı. lüyor. Pekineller dünya sahrarası Çaykovski Genç Müzisnelerindeki onca yıllık deneyimyenler Yarışması’ndaki birincilileriyle tüm müzik merkezlerini, okullağiyle müzik dünyasının gözleri ona çevrı ve eğitmenleri avuclarının içi gibi tanımışrildi. 17 yaşındaki Veriko, Viyana Yüksek lar. Hangi okulda hangi öğretmen değerliMüzik Okulu’nda Dora Schwarzberg ile ve dir, hangi yarışma önemlidir, konser dağarcı Münih’te Ana Chumachenko ile çalışıyor, ğı nasıl seçilmelidir, iyi çalgılar için nereleama hâlâ annesinin de öğrencisi. re başvurulmalıdır, gibi kendi deneyimlerini BİFO, Sacha Goetzel yönetiminde draşimdi de genç müzisyenlere bir hazine olarak matik ve coşkulu bir fantastik senfoni çaldı. sunuyorlar. Onduline desteğiyle kurduklaHector Berlioz 19. yüzyıl senfonisinde devrı “Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler rim yaratan bu rengârenk yapıtında ilk kez Projesi” gençliğe büyük fırsatlar yaratıyor. “sabit fikir” adını verdiği müzik simgesini Konserde solist olan Veriko Çumburidze de kullanmış. Sevgilisini simgeleyen sabit fikir bu sosyal sorumluluk projesinin bir simgemotifi BİFO’nun özellikle üfleme çalgılarınsi. Şimdi kuşkum yok ki Pekineller kendi töda çok etkileyiciydi. Tüm yaylı çalgıların iyi renlerinden çok Veriko’dan söz etmemi istetonlamaları ve tüm vurmalıların güçlü dorukyeceklerdir. ları çok başarılıydı. Veriko, Waxman’ın virtüozite gerektiPekineller’in İKSV’den aldıkları onur ödüren Carmen Fantezisi’ni pırıl pırıl tonlalü kuşkusuz çok değerli, ancak Veriko’nun mayla, güzel renkler yaratarak çaldı, ancak solistliği onlar için ayrı bir armağandı. Operaevsiz opera mucizesi Borusan Filarmoni’den doğumunun 200. yılında Wagner konseri EGEMEN BERKÖZ çalışması Gezi olayları sırasında durdurulduğu için de ne zaman açılaSonuna yaklaştığımız cağı ya da açılıp açılma2013 yılı iki büyük opeyacağı bilinmiyor. ra bestecisinin doğumNe Kültür larının 200. yılı. DünyaBakanlığı’ndan, ne nın tüm müzik ülkelerinde yenileme çalışmade opera gösterimleri ve Gürer Aykal sını üstlenen Sabankonserlerle kutlanan bu cı Holding’den ses var yıldönümlerini, birkaç aylardır. Mimar Özgür Ecevit’in konser ve opera konser seslendiri2001 yılında teslim ettiği Ankara si dışında, biz zorunlu olarak sessiz Operaevi projesi de kimbilir hangeçiriyoruz. Verdi için İstanbul İtalyan Kültür gi sümenin altında uyutuluyor 12 yıldır! Merkezi’nde 2012 sonlarında bir İşte bu koşullar içinde izledik konser yapılmıştı. İstanbul Devlet 7 Kasım Perşembe akşamı Lütfi Operası da birkaç konser vermişti. Wagner’i ise yılın sonuna doğru Kırdar’da, Borusan Filarmoni’nin Wagner’in “Nibelungen’in YüBorusan Filarmoni anımsadı. züğü” dizisini oluşturan Ren AltıPeki, bu önemli yıldönümünnı, Walküre’ler, Siegfried ve Tande bu bestecilerin en azından birer rıların Sonu adlı dört operasından operası oynanamaz mıydı? Oynabölümler seslendirdiği konseri, şef namazdı, çünkü oynanabileceği bir Gürer Aykal’ın deyişiyle bir salon sahne yoktu koca ülkede. Aydındolusu kahraman. lanma devrimimizin çok önemli bir Wagner’in müziğinin zorluğuparçası olan müzik devriminin gerna gönderme yapıyordu kuşkusuz çekleştirildiği (ilk konservatuvar, ilk müzik öğretmen okulu, yetenek değerli şefimiz ama bu zorluk o bu li genç müzikçilerin yurtdışına gön sözü söylediği sırada çoktan unutulmuştu, bence. Tenor Ünüşan derilip dönüşlerinde öğretici olaKuloğlu ve bas Tuncay Kurtoğrak görevlendirilmesi, Avrupa’dan lu, orkestranın da başarılı eşliğiyle, önemli müzik insanlarının davet Wagner’in müziğinin içine çekmeedilmesi, Anadolu’da halk müziği yi başarmışlardı biz dinleyicileri. derlemeleri) 23 yıllık tek parti yöArdından da orkestra çalgısal bönetimini izleyen 67 yıllık çok parlümlerde bu müziğin senfonik yatili dönemde bir tek operaevi yapapısının görkemini apaçık ortaya çıbilmiş, sonra yakıp yeniden yapmıkardı. Gerçek bir müzik şöleniydi. şız. Bugün operalarımız asla opeNot: Bu yazıyı bitirdikten sonra raya uygun olmayan salon ve sahgördüğüm Baku’ya Haydar Aliyev nelerde mucize yaratmaya çalışıKültür Merkezi haberi durumumuyorlar. Çünkü tek operaevimiz yazu tüm açıklığıyla ortaya koyuyor. ni Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Fazla söze hiç gerek yok. 5 yıldır kapalı, başlanan yenileme ‘Müdahale Var mı?’ sergisinden işi savcılık kararıyla çıkarılan Kozmikova: Tepki beni şaşırtmadı ASLI ULUŞAHİN Başbakan Tayyip Erdoğan’ı eleştiren “Akıyordu!” adlı çalışması, 23. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı’ndaki “MüdahaNova Kozmikova le Var mı?” sergisine müdahale edilerek savcılık kararıyla çıkarıldığından beri herkesin gözü, çalışmanın sahibi “Nova Kozmikova”nın üzerinde. Neden takma isim kullandığı, yabancı bir sanatçı olup olmadığı konuşuldu. Acaba olup biteni o nasıl yorumluyordu? Sohbetimiz de ister istemez o bildik soruyla başladı: “Sizi tanıyabilir miyiz?” “Temel olarak endüstri ürünleri tasarımı eğitimi almış bir zanaatkârım ben. Geri dönüştürülebilen parçalar, atıkla, fotoğraflar ve resimlerle iş üretiyorum. Aradığım değil de bulduğum objelerle çalışıyorum.” Gerçekten kimliğini gizliyor mu? “İki senedir yaptığım işlerin altında Kozmikova adını kullanıyorum, bu gizleme çabası değil sadece bir seçim. Bunca hızlanmış bir iletişim ortamında neyi, ne kadar gizleyebilirsiniz ki?” İşinin sergiden kaldırılmasına ise hiç şaşırmamış. “Sergi öncesi yaptığım çalışmanın tepki göreceği üzerine şakalar yapıyorduk ama yasaklama ve ardından gelen soruşturma beklediğimizin ötesinde bir hızla gerçekleşti” demekle yetiniyor. Tablonun, özellikle sosyal medyada bu kadar çok ilgi görmesini ise şöyle yorumluyor: “Başbakan’ın söylediği onca zırvalığın bir yerlerinden taştığını görmeyi (elbet simgesel olarak bile olsa) herkes istiyordu.” Yaşananların yankısı büyük oldu. Peki ona nasıl tepkiler geldi? “Bana ulaşan bir işte, bir arkadaş benim kolajın sadece akan kısımlarını kırmızı fon üzerinde bırakıp ‘suç unsuru’ olan Tayyip Erdoğan fotoğrafını silmişti. Bu karşılık ve devamlılık beni çok sevindirdi.” Başbakan Tayyip Erdoğan’ı eleştiren çalışması, “Akıyordu!” Kozmikova’nın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle