17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 KASIM 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Dünden itibaren alınacak ek ücretle hasta 3 bin 400 lira civarında operasyon ücreti ödeyecek SGK kulağı da tıkadı OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Genel sağlık sigortası tarafından ödenen tedavi ve ilaçlara sınır getirilmesi ve söz konusu kısıtlamanın tamamlayıcı sağlık sigortası tarafından karşılanacağının gündeme gelmesiyle l Yeni yılın programında kapsamı daraltılacağı duyurulan adımlar daha da hızlanmaya başladı. Ön genel sağlık sigortasında ilk kısıtlama geldi. Dün yayımlanan bir ce ilave ücretleri yüz yönetmelikle işitme kaybı olanların tedavisinden üniversitelerde de 200 artıran hükümet ek ücret alınacağı duyuruldu. ardından yeni mali yılda daraltmaya gidecepaket kot ile 1728 lira ile faturalandırıyor. ğini duyurdu. Diyaliz ve kanser hastala Yani bu uygulama ile işitme engelli zaten rında ek ücret alınabileceği konuşulması maliyeti 10 bin ile 15 bin dolar arasında nın ardından dün de yayımlanan yönet olan cihazın takılması işlemi için de söz melik ile işitme kaybı tedavilerinden ek konusu ücretin iki katı olan 3 bin 456 lira ücret alınmaya başlandı. Dün 28597 sa ödemek durumunda kalacak. yılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosevlet teminatı azalmalı yal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) 1.9.3 numaralı madHükümetin şu anda tüp bebekten diş tedesinin birinci fıkrasının ilk cümlesi de davisine kadar tüm tedavi ve ilaç giderleğiştirilerek “(vakıf üniversiteleri ha rini karşılayan genel sağlık sisteminin kapriç) öğretim üyesi tarafından veri samını daraltması sistemi getirilirken kurlen SUT’un 2.1.1 numaralı maddesi gulanan tamamlayıcı sağlık sigortasının da kapsamındaki sağlık hizmetleri, kar yaygınlaşmasını getirecek. Sistem devlete diyovasküler cerrahi işlemler ve 18 yük getiriyor ancak tüp bebeğe bile temiyaşını doldurmamış çocuklar hariç nat alan devletin teminatlarının azaltılolmak üzere SUT eki EK2/B ve EK ması gerektiğini dile getiren Ray Sigor2/C listesindeki 618200P618200 kod ta Genel Müdürü Levent Şişmanoğlu, lu koklear implant yerleştirilmesi iş “Sağlık sistemine Fransa’da uygulalemi için ilave ücret alınabilir” şeklin nan sistemin benzeri getiriliyor. Devde düzenlendi. let, Genel Sağlık Sigortası’ndaki geniş Koklear implant yerleştirilmesi işlemi teminatları daraltmayı planlıyor. Çünüçüncü basamak sağlık kurumlarında yapılı kü buradaki harcamalar devlet bütçeyor. SGK, bu işlemi implant hariç P618200 sini aşıyor. Bu konuda çalışmalar de D vam ediyor ve devreye ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’ girecek” diye konuştu. Şişmanoğlu, “Ancak, devlet özel hastane, devlet hastanesi farkı kalmasın diye bir yol planı var. Yani devlet artık her harcamaya teminat vermeyecek. Burada Tamamlayıcı Sağlık Sigortası devreye girecek” dedi. Devletin karşılamadığı teminatlar için özel sigorta şirketleri, ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’ adıyla sağlık sigortası paketleri hazırlayacak. Bu paketlerde ek birtakım teminatlar da olabilecek. Örneğin, bir hastanede 4 kişilik oda yerine tek kişilik oda farkı veya refakatçi için yatak isteme, ilave tetkik gibi teminatlar olabilecek. Şu anda ağırlıklı olarak çalışanların ve yaşı 50’ye yaklaşanların sağlık sigortası yaptırdığını hatırlatan Şişmanoğlu, “Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ile gençler de sigorta yaptırabilecek. Şu anda yatarak tedavilerin ortalama yıllık primi 250300 TL. Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nda da yatarak tedavide poliçe fiyatları bu seviyede olur. Ancak ayakta da istendiğinde ortalama 500600 TL olur. Böylece, sağlık sigortası fiyatları da zamanla düşmüş olacak” diye konuştu. 2015 Sonrasının Yeni Bin Yıl Hedefleri Değerli bilim insanı Sayın Atilla Karaosmanoğlu’nun anısına... İstanbul, geçen hafta önemli bir konferansın ev sahibi idi. TC Kalkınma Bakanlığı ve BM Kalkınma Programı (UNDP) öncülüğünde “2015 Sonrası Kalkınma Gündemi Üzerine Bölgesel Danışma” temalı toplantı İstanbul’da 68 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirildi. “2015” birçok açıdan kritik bir yıl. Ülkemiz açısından önemi, G20 toplantılarına dönem başkanlığı görevinin 2015’te Türkiye tarafından üstlenilecek olması. Birleşmiş Milletler açısından ise, Yeni Bin Yıl Hedefleri’nin küresel ekonomi açısından tartışılmaya başlandığı şu günlerde “2015” yepyeni bir eşik olarak değerlendirilmekte. 21. yüzyılın ilk on yılı için konulmuş bulunan Bin Yıl Hedefleri artık geride kalmakta. Söz konusu hedeflerin ana eksenini oluşturan “yoksulluğun azaltılması”, “sürdürülebilir büyüme” ve “doğaya ve emeğe saygı” kavramları kuşkusuz insanlığın yüzyıllar boyunca yaşattığı idealleri kucaklamaktaydı. Ancak 21. yüzyılın başında bu mevcut çarpık küreselleşme ve kolektif emperyalist sömürü altında insanlık bu amaçlardan çok uzakta gözüküyor. Bugün temiz su kaynaklarından yoksun 1 milyar, temiz barınma olanaklarından yoksun 2.6 milyar ve elektrik ya da benzeri enerji kaynaklarından yoksun 1.5 milyar insan ile dünyamız eşitsiz gelişmenin yol açtığı sosyal çatışmalar ve ekolojik tahribatın yarattığı çöküntünün eşiğinde duruyor. Başta karbondioksit ve kükürt olmak üzere yoğun çevre kirliliğine yol açan sera gazı salımları dizginlenemez bir boyutta gezegenimizin atmosferinde birikim gösteriyor, gezegenimizin ortalama ısısı yapay olarak arttıkça yeni tür bakteriler ve parazitler dünyanın gıda güvenliğini tehdit eder duruma geliyor, iklim değişikliğinin yol açmakta olduğu çevre felaketleri ise en başta küresel yoksulları tehdit ediyor. Hesaplamalara göre, dünya ekonomisinde her 1 dolarlık üretim için 1980 yılında 1 kg. karbondioksit gazı salımı söz konusu idi. 2050 yılında 9 milyar nüfusa ulaşması beklenen dünyamızın toplam sera gazı salımını 1980 düzeyinde tutabilmesi için her 1 dolarlık üretim için yapılan karbondioksit emisyonunu 0.06 kg’a indirmesi gerekiyor. Böyle bir teknoloji mucizesinin gerçekleşmesi ise hiç de olanaklı gözükmüyor. Bunun ötesinde, küresel ekonomiye katılması beklenen 3 milyar düzeyindeki yeni tüketici “orta sınıfın” yaratacağı tüketim baskısına gezegenimizin doğal kaynaklarının daha ne kadar dayanabileceği bir diğer açmaz olarak karşımızda duruyor. HHH Küresel ekonominin içine sürüklendiği büyük durgunluk, kuşkusuz, kapitalist dünyanın yukarıda özetlediğimiz eşitsiz gelişme yasalarının doğrudan bir uzantısını oluşturmaktadır. Nitekim küresel finans piyasaları hiperlikidite ve spekülatif balon köpükleri ile şişerken, finans sermayesi sanayi sermayesinin önüne geçerek tüm ekonomileri sürekli bir deflasyonist “istikrar” süreci içine hapsetmekteydi. Genişleyici mali politikaların ve sosyal devletin yerini “faiz dışı fazlalar” elde etmekle yükümlü “sorumlu ve etkin” yönetişim prensipleri almakta, “enflasyon hedeflemesi”nden başka herhangi bir ekonomik sorun ile ilgilenmesinin yasaklandığı “bağımsız” merkez bankaları da daraltıcı maliye politikaları ile bu deflasyonist sürecin başlıca uygulayıcıları haline dönüştürülmüştür. Kalkınma ve sanayileşme hedefleri artık terk edilerek yerlerini finans dünyasının kısa dönemci ve miyopik kararlarına dayalı rant arayışlarına bırakmış durumdadır. “Ulusal tasarruf” kavramı iktisat yazınından tamamıyla kaldırılırken, “yatırım” kavramı sadece tek bir hedefe kilitlenmiştir: “Yabancı sermayeyi davet etmek”. Sorunların özünde dünyamızın üretim, birikim ve tüketim faaliyetlerinin yıkıcı rekabet altında çalışan kapitalist pazar ekonomisinin çılgın kâr elde etme yarışına terk edildiği acımasız sömürüsü yatmaktadır. Yatırımların ve üretimin ana amacının “insan” değil, “kâr dürtüsü” olduğu bu çarpık küreselleşme süreci “Bir başka küreselleşme mümkündür” anlayışıyla dönüştürülmediği sürece, “doğaya ve insana saygılı, sürdürülebilir büyüme” idealleri insanlığın değerlerinden daha da uzaklaştırılıyor. ‘Ortalama 250 TL olur’ İşçiye ‘köle ol’ önerisi Hükümetin sosyal taraflara sunduğu taslak, işçi hakları açısından tartışmalı düzenlemeler içeriyor. Taşeron çalıştırmanın kapsamını genişletiyor. Özel istihdam bürolarına ‘işçi kiralama yetkisi’ veriyor. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Çalış ma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, üçlü danışma kurulu toplantısında işçi ve işveren örgütlerine sunumunu yaptığı taslak, taşeron çalıştırmanın kapsamını genişletiyor. Özel istihdam bürolarına “işçi kiralama yetkisi” veriyor. Taslakta yer alan düzenlemeler şöyle: Taşeronda kapsam genişleyecek: İş Yasası’ndaki alt işverenlikle ilgili tanım değiştirilecek. Yeni tanım şöyle olacak: “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin teknoloji veya uzmanlık gerektiren bölümlerinde ya da yardımcı işlerinde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçileri sadece o işyerinde çalıştıran diğer işverene alt işveren denir.” Buna göre işveren “teknoloji veya uzmanlık gerektiriyor” gerekçesiyle hemen hemen her işte taşeron çalıştırabilecek. Yasaya aykırılık halinde taşeron işçileri asıl işverenin emsal ücret ve sosyal haklarını alacak. Taslağa göre asıl işvere ne, taşeron işçilerinin ücretlerini aylık olarak kontrol etme, işçi sağlığı ve iş güvenliğine uyumunu denetleme sorumluluğu verilecek. Taşeronun ödemediği ücret asıl işverence işçinin banka hesabına yatırılacak. İşçiler kiralanacak: Özel istihdam bürolarına sendikaların karşı çıktıkları “işçi kiralama” yetkisi verilecek. İşveren, askerlik, doğum, izin, hastalık gibi nedenlerle işçi ayrıldığında, acil hallerde veya mevsimlik işlerde en fazla 6 ay süreyle işçi kiralayabilecek. Evde görülen temizlik, hasta, yaşlı ve çocuk bakım hizmetlerinde süre sınırı olmayacak. İlle de fon: Bireysel kıdem hesabı sistemine geçilecek. Kıdem primi işçinin bu hesabına yatırılacak. Hesap nemalandırılacak. Sözleşmesi devam eden işçilere mevcut durumu seçme ya da yeni sisteme geçme hakkı tanınacak. Yasanın yürürlük tarihinden sonra işe girenler yeni sisteme tabi olacak. Bu durumda işten atılan ya da ayrılan işçi fon sistemine geçmek zorunda kalacak. Yeni dünyayı iyi okuyun! Ekonomi Servisi Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, yeni teknolojilerin şirketler tarafından doğru okunmasının getireceği avantajlara işaret ederek “Yeni dünyayı iyi okuyanlar hızla yükselirken, okuyamayanlar da hızla aşağıya iniyor” dedi. İki gün sürecek olan “Turkcell Teknoloji Zirvesi” teknoillüzyonist Marco Tempest’in gösterisiyle başladı. Zirvenin açılışında konuşan Ciliv’in konuşmasının satırbaşları şöyle: 4 Cari açık Türkiye için gerçek bir risk, bunu kapatmamız lazım. Son 10 yılda ekonomimiz muazzam bir gelişme katetti ama bundan sonraki 10 sene bize daha yeni stratejiler getirecek. Daha çok ilim bilimle, daha çok teknolojiyle, daha çok katma değerle ülkemize Turkcell Teknoloji Zirvesi’nin fuaye faydalı işler yapacağız. alanında yer alan “akıllı şehir” 4 Dünyadaki başarılı stantları ilgi odağı oldu. Akıllı fare şirketler müşteriyi merkeze kapanı, SIM kartlı otomat makinelekoyuyorlar ve müşteriyi nasıl ri, akıllı bahçe projesi, sokak aydınyaparım da en yüksek değeri latması ve enerji yönetimi sunumyaratırım anlayışındalar. Eğer siz ları, reaktif enerji servisi sunumu, müşterilerinize rakiplerinizden Turkcell Connected Car Platform daha fazla değer yaratıp kendinizi ve M2M teknolojisine sahip Kırcı farklı kılıyorsanız, dünya çapında jeneratörlerinin sergilendiği stantlar başarı sizden kaçamıyor. zirve boyunca ilgiyle ziyaret edildi. Süreyya Ciliv Koç’tan 48 milyar TL gelir Ekonomi Servisi Koç Holding, 2013’ün ilk üç çeyreğinde konsolide bazda toplam 48 milyar TL satış geliri elde ederken ana ortaklık payı net kârını 2.2 milyar TL’ye yükseltti. Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Turgay Durak, “Ülkemize en yüksek katkıyı sağlamak için çalışmalarımızı sürdürürken, yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyor, yurtiçi ve yurtdışındaki fırsatları takip ediyoruz” dedi. Koç Holding’in ilk 9 aylık sonuçlarını değerlendiren Turgay Durak şu bilgileri verdi: 4 Değişken piyasa koşullarına karşın bu yılın ilk 9 ayında yatırımlarımızı geçen yılın aynı dönemine göre kombine bazda yüzde 58 artırdık. 2013 için hedeflenen 6.8 milyar TL kombine yatırım planlarımız hız kesmeden devam ediyor. 4 TÜPRAŞ rafinerisini dünyanın en gelişmiş rafinerilerinden biri haline getirecek olan 2.7 milyar dolarlık Fuel Oil Dönüşüm Projesi’nde son aşamaya gelindi. Türkiye’nin, yaşanabilir kentler için kadınların gücüne ihtiyacı var. Türkiye’de kadınların her düzeyde eşit temsili için16 yıldır mücadele eden Kadın Adayları Destekleme Derneği’nin (KA.DER) önemli bir saptaması var: “Erkek siyasetçilerin genellikle ‘iş ve gelir alanı’ olarak baktıkları yerel yönetimler, biz kadınlar için ‘hizmet’ alanını ifade ediyor. Kadın bakış açısından yoksun olan kentlerde, okumayazma kursları, yaşlı bakım evleri, sığınma evleri, kreş, spor alanları gibi sosyal ihtiyaçlar ‘gereksizler’ listesine giriyor. Belediyeler hizmetlerinde de erkek ihtiyaçlarını ön plana çıkararak, kadınların ihtiyaçlarını göz ardı etmeye ve ‘kadın erkek demeden herkese eşit hizmet verilmelidir’ ilkesini çiğnemeye devam ediyor” diyerek tüm partilere çağrıda bulunuyor ve “2014 yerel seçimlerinde büyükşehir ve şehirlerin en az yarısında kadın adaylar görmek istiyoruz. Belediye ve il genel meclisi aday listelerinin adalet, demokrasi ve eşitlik için BİR ERKEKBİR KADIN olarak düzenlenmesini istiyoruz. FERMUAR denilen bu sistemin uygulanmasının sosyal adalet gereği olduğunu yine, yeniden hatırlatıyoruz” diyor. Artık tüm bunlara kulak vermenin zamanı gelmedi mi sizce? Evet kentleri biraz da kadınlar yönetse diyorum. Biraz kadın eli değse şu betonlaşan, ranta kucak açan, obez bir insan gibi sürekli büyüyen, üstelik çarpık gelişen, insanlıktan giderek uzaklaşan, kimliğini kaybeden, yeşilini zaten çoktan kaybetmiş kentlerimize, ilçelerimize, beldelerimize... Kadın dostu, çocuk dostu, engelli dostu, yaşlı dostu kimlikler kazansalar. Yerelde kadının güçlü olması, yereli yönetmesi, şu giderek kadük hale gelen demokrasimiz açısından da önemli bir adım olmaz mı? İstanbul’da Kadıköy ilçesinde CHP’den aday adayı olan İnci Beşpınar örneğin. 24 yıldan beri belediyecilik deneyimi olan bir kadın. 19942009 arasında Kadıköy’de önce yönetici, ardından 10 yıl belediye başkan yardımcısı olarak görev yapmış biri. 2009 yılında Ataşehir’in Kadıköy’den ayrılmasıyla yerel seçimlerde Ataşehir’den aday adayı olmuş ancak seçilememiş. Buna karşın küsüp köşeye de çekilmemiş. Şimdiki başkana destek vermiş. Kadıköy’de uzun yıllar sosyal belediyeciliğin ve katılımcı demokrasinin ilk yerel örneklerini başarı ile uygulamış bir kadın: Aile danışma merkezleri, meslek edindirme atölyeleri, ücretsiz çocuk kreşleri, üretim kooperatifleri, kadın sığınma evleri... Üstelik bunların bir kısmının kaynaklarını da kendi yaratmış. Örneğin kimini Avrupa Birliği’nin Sosyal Riskleri Azaltma Projesi kapsamında, kimini başka fonlardan yararlanarak. Halen İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi olarak görev yapıyor. Oynanan imar oyunları, kentsel dönüşüm yalanlarını hepsini çok iyi biliyor. Kendinden öyle emin ki. “Bu ilçeyi nasıl yöneteceğimi çok iyi biliyorum” diyor ve ekliyor: “Eşit bütçe yapacağım öncelikle, kadın ve erkeğin eşit yararlanacağı. 21 mahalle var burada ama hiç çocuk evi yok. Kadın istihdamına yönelik programlar örneğin. Engelli istihdamına yönelik projeler... Parklar, sokaklar... Ve gündelik hayatı tehdit eden uygulamalara birlikte direneceğiz. Örneğin Göztepe ve Kuşdili’ni birlikte koruyacağız... Sosyal belediyecilikle insanları gülümsetiyor, hayatlarını değiştirebiliyorsunuz.” 5 aday adayı var Kadıköy’ün CHP’den. Ve tek kadın İnci Beşpınar. Neden bu kez ona fırsat verilmesin ki? İkinci örnek İzmir’den. CHP’nin Bornova Belediyesi başkan aday adayla Kentleri Biraz da Kadınlar Yönetse... rından biri Selma Nalbantoğlu. Onun da 2004’te Bornova Belediyesi başkan yardımcılığı ile başlayıp Büyükşehir Sosyal Kültürel Hizmetler Daire Başkanlığı ile 2007’de sonlanan bir belediyecilik deneyimi var. Konusuna hâkim. Sosyal belediyeciliği önemsiyor. Hayata geçirmek istediği onlarca projesi var. Ya da İstanbul Beyoğlu’ndan aday adaylığını açıklayan Gülseren Onanç. KAGİDER’in (Kadın Girişimcileri Derneği) eski başkanı. CHP Parti Meclisi üyesi. Evet belki belediyecilik deneyimi yok ama inanılmaz bir azmi, yılmadan çalışma isteği var. İş dünyasından gelen bir isim olduğu için hem sorunları iyi biliyor hem kadın duyarlılığı ile kısa sürede çözüm yaratabilme becerisine sahip. Bir isim de Adana’dan. Çukurova CHP belediye başkan adayı avukat Elif Doğan Türkmen. Köklü bir sosyal demokrat geçmişe sahip. SODEP üyeliği, SHP Adana İl Kadın Kolları kurucu üyeliğinin ardından CHP’ye geçmiş. 19941999 arasında CHP belediye meclis üyeliği yapmış. Aynı zamanda Anadolu’nun ilk iş kadınları derneği olan İŞKAD’ın başkanı. Adana’da 2 kez Yılın Kadını seçilmiş. “Temel hedefimiz kadın dostu belediyecilik” diyor. Saydıklarımın tümü CHP’den aday adayları. CHP belediye başkanlığı ve meclis üyesi adaylığında kadınlara yüzde 33 kota uygulaması ile önemli bir adım attı. Umarız sözünü tutar ve başarılı, kendini kanıtlamış bu kadın adayları kısır siyasi çekişmelere kurban etmez. Batı’da HDP adı altında seçimlere girecek olan BDP, zaten kadın kotasını başarıyla uyguladığı için ona sözüm yok. AKP’nin ise kadını evin içine hapsetmeye çalışan zihniyetiyle zaten bu arenada varlık göstereceği yok, göstermelik bir iki aday çıkarsa bile onların AKP’nin itaatkâr kadın milletvekillerinden farkı olmayacaktır. n Ekonomi Servisi Eczacı, kimya mühendisi, kimyager veya bitki sağlığı ile ilgili dersleri alarak mezun olmuş tekniker veya ziraat teknisyenleri de artık bitki koruma ürünleri bayi veya toptancı izin belgesi alabilecek. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Bitki Koruma Ürünlerinin Toptan ve Perakende Satılması İle Depolanması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmeliğe göre bitki koruma ürünleri bayi veya toptancı izin belgesi verilecek kişilerin ziraat mühendisi, eczacı, kimya mühendisi, kimyager veya bitki sağlığı ile ilgili dersleri alarak mezun olmuş tekniker veya ziraat teknisyeni olması gerekecek. Eczaneler bitki koruma ürünü de satabilecek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle