19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 EKİM 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP il örgütü hiçbir şekilde müdahil olmadığı Taksim Dayanışması davasının fotokopisini istedi 7 u Zanlı veya mağdur gibi bir sıfatı olmamasına rağmen AKP İstanbul İl Örgütü savcılığa başvurarak dosyanın fotokopisini aldı. Hukukçular, siyasi bir partinin dosyaya müdahalesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. Murat İnceoğlu AKP’den yargıya müdahale Erdoğan’ın avukatı takip etti AKP İstanbul İl Başkanı adına soruşturma dosyasının fotokopisini alan Av. Arzu Akalın, bazı davalarında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı da temsil ediyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “RTE” markasını tescil ettirmek için 1 Haziran 2010 tarihinde yaptığı başvuru da Av. Akalın tarafından takip edilmişti. Yıldız: Kabul edilemez Yürütülen soruşturmada zanlıların avukatlığını yapan Yıldız İmrek, uygulamayla ilgili düşüncesini, “Böyle bir fotokopi verilmiş olması asla kabul edilemez. Soruşturma aşaması gizlidir, bu şüphelileri korumak üzere daha doğrusu masumiyet ilkesini korumak adına konulmuş bir kuraldır. Dolayısıyla sanık dışında ve varsa müşteki dışında hiç kimseye verilemez fotokopiler. Hele siyasi partinin fotokopi alması mümkün değil, doğru değil. Ben o yazıyı görmedim. Bu yargıya siyasi müdahalenin açık bir işareti, siyasi bir müdahale bu” sözleriyle dile getirdi. Paketi Kime Borçluyuz? Çok değerli yazarlarımız buyuruyorlar ki; “Demokratikleşme paketi Gezi Direnişi’nin bize bir armağanıdır. Eğer Gezi Direnişi olmasaydı, hükümetimiz bu paketi hazırlama gereği duymayacak, memleketimiz de demokratikleşme yolunda önemli bir aşama kaydetmeyecekti”. Kısacası bizi Gezi Parkı eylemlerine duyduğumuz hayranlık noktasından yakalamak ve pakete bağlamak isteyen arkadaşlara hayran olmamak elde değil! Gerçekten de Gezi Direnişi ile “demokratikleşme paketi” arasında bir ilişki var, inkâr edemeyiz, ama bu ilişki ters orantılıdır. Tıpkı Uluslararası Af Örgütü Raporu ile demokratikleşme paketi arasındaki ilişki gibi. HHH Hükümetimizin eleştirilmesi konusunda bugünlerde dikkat etmek gerektiğini söyleyen, “dış mihrakların” eleştirilerini aktarırken, “Biz kendi hükümetimizi kendimiz eleştiririz, bu dışların eleştirilerine ne gerek var” diyen, genç gazetecilerin hevesini kırmak için üst perdeden konuşan, pek memleketçi ve ünlü gazetecilerin affına sığınarak, bu rapor hakkında bir iki söz söylemek yerinde olacaktır. Belki böylece Gezi Direnişi ile demokratikleşme paketimiz arasındaki ters orantıyı anlatmış olur, anlamsız hayranlıklara da dikkat çekme fırsatı buluruz. HHH Bu “dış mihrakın” raporu, Gezi olayları sırasında yaşanan ve örneklerle anlatılan vahim hak ihlallerini, kolluk kuvvetlerine zor kullanmaları konusunda “en üst düzeylerde verilen desteğe” bağlıyor. Rapor, olaylar, “Hükümetin sorumluluk sahibi ve insan haklarına saygılı olma iddialarını zayıflattı ve muhalif fikirlere karşı ne kadar hoşgörüsüz olduğunu gösterdi” diyor. Anlatılan örnekler somuttur. Hepimizin bildiği işlerdendir. “Bunlar nerede oluyormuş, Türkiye’de mi, Allah Allah!” denmeyecekse, özellikle medya mensubu kardeşlerimiz kendi gözlemlerini bir yana bırakmayacak, gerçeklere gözlerini kapatmayacaksa, “Uluslararası Af Örgütü Raporu’nda tek tek anlatılan zorbalıkların ortadan kaldırılması konusunda, bu janjanlı pakette herhangi bir önlem, herhangi gibi bir madde var mıdır” sorusunu sormak durumundadırlar. Medya mensubu kardeşlerimiz bu sorunun yanıtını içermeyen bir pakete nasıl oluyor da “demokratik” sıfatını yakıştırabiliyorlar. Af Örgütü Raporu ile paket arasındaki ters orantıyı fark etmemiş olabilirler mi? Olabilirler aslında. Çünkü bu paketi ille de beğenmek, en azından “yetmez ama evet” diyebilmek istiyorlar. HHH Kusura bakmasınlar bu paketin demokratikleşme ile en küçük bir ilişkisi yoktur. Bu paket, Gezi Direnişi’nin intikamını almak isteyenlerin en yeni atraksiyonudur. Görünüşü kurtarmak için bir iki boya çekilmişse de, zorbalığı meslek icabı sayanlara, hevesleri kırılmasın, işleri aksamasın diye, “Size bir şey demiyoruz, devam edin” mesajı verilmiş, onlar da işlerine devam etme azminden bir şey yitirmediklerini gösterebilmek için Gezi olaylarında başsorumlular arasında sayılan Mimarlar Odası’nda “korsan kitap” aramayı uygun bulmuşlardır. Gezi ile paket arasındaki ters orantı böyledir. “Gezi Direnişi oldu, milyonlar memleketin her yerinde sokağa çıktı. Hükümet de işte kendisini yeniden ayarlamak gereği duydu; bu nedenle de memleketi demokratikleştirmek için kolları sıvadı, üstelik arkası gelecek” diyenlerin ne Gezi Direnişi’nden, ne de demokratikleşmeden haberleri var. Onlar, benzetmede hata olmaz, “demokrasiye gider” tabelalarını izleyerek güvenle, umutla, heyecanla ilerliyorlar. Gittikçe artan ısının ise hiç farkında değiller. Ve galiba hiç fark etmeyecekler. Gezi protestoları sonrasında Taksim Dayanışması hakkında başlatılan soruşturmada, zanlı veya mağdur gibi bir sıfatı olmamasına rağmen AKP İstanbul İl Örgütü savcılığa başvurarak dosyanın fotokopisini aldı. Hukukçular, siyasi bir partinin dosyaya müdahalesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. Gezi protestoları sırasında başbakan ile görüşerek talepleri ileten Taksim Dayanışması temsilcileri 8 Temmuz günü gözaltına alındı, ardından haklarında soruşturma açıldı. Gözaltına alınanların kapıları kırılarak evleri arandı, yasal dergilere el konuldu. Eylül ayında ise dosyayı inceleyen avukatlar savcının, başbakan ile görüşmeye katılan ancak gözaltına alınmayanlar hakkında polis zoruyla ifadelerinin alınmasına ilişkin talimatı ile karşılaştı. Avukatların itirazı ile keyfi baskınlarla ilgili kararlar geri alındı. Polis zoru ile ifadesi alınması istenenler davet edilmeleri halinde savcıya ifade vereceklerini iletti. Taksim Dayanışması’na yönelik uygulamalar kamuoyunun da tepkisine neden oldu. Taksim Dayanışması’na ilişkin savcı Nazmi Okumuş tarafından yürütülen, hazırlık soruşturması sürerken ilginç bir gelişme daha yaşandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran Av. Arzu Akalın, 2013/96961 numarası ile yürütülen soruşturma dosyasının fotokopisini istedi. Av. Akalın’ın “AK Parti İstanbul İl Başkan vekili” sıfatıyla yazdığı dilekçesi 5 Ağustos 2013 tarihinde uygun bulunarak dosya fotokopisini alabileceği bildirildi. Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) uyarınca avukatlar soruşturma dosyasını inceleme hakkında sahipler, ancak hazırlık soruşturmasının gizli olması nedeniyle dosyanın fotokopisini alabilmesi için soruşturmada taraf olması gerekiyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Dr. Ali Çerkezoğlu’nun avukatlığını da üstlenen Erkut Güzel ise yapılanı, soruşturmayı kriminalize etme çabası olarak değerlendiriyor. Güzel, “Onların ne alakaları varmış dosya ile anlamadım. Şikâyetçi taraflar mı dosyada? Gezi sürecine operasyonel şekilde müdahale ettikleri tek dosyaydı bu. Ama hedefledikleri bütün planlar hukuken yok oldu. Mesela Ali Çerkezoğlu hakkında verilmiş yakalama kararı, ev arama kararı, üst arama kararı hepsi iptal edildi. Yakalama kararı da iptal oldu, şimdi hem şikâyet edeceğiz hâkim ile savcıyı Hukukçulardan tepki hem de tazminat davası açacağız doğrudan hürriyetten yoksun bırakmaktan. Tam tersine önünde dosya muhtemelen dosyayı kriminalize etme, uydurma belgeler filan bulup herhalde şikâyetçi olma peşindeler. Suç vasfını arttırmaya çalışıyorlar. Bununla daha önce karşılaştım. Hopa olaylarında gelip şikâyetçi oldu sonradan AKP. Siyasi partinin faaliyetinin engellenmesi diye suç duyurusunda bulundular. Yani suç vasıflarını artırıp dosyayı daha fazla krimizalize etmeye çalıştılar. Bunu bir taktik olarak sürdürüyorlar” dedi. Güzel, Taksim Dayanışması’nın suç örgütü gibi gösterilmeye çalışıldığını ama başarılı olmadığını ifade ederek “Muhtemelen burada AKP il örgütü de kendilerine yönelik bir açıklamayı filan baz almışlardır. Oradan şikâyetçi olup siyasi parti faaliyetine filan sokmaya çalışıyordur ki suçu ağırlaştırabilsinler. Çünkü buradan en fazla 2911 sayılı Yasa’ya muhalefet suçlaması çıkabilir. O bile olamaz çünkü Taksim Dayanışması’nın çağrılar ve faaliyetlerinde böyle bir suç söz konusu değil” diye konuştu. Hukuksuzluk diz boyu Orantısız şiddet DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu’nun avukatlığını üstlenen Necdet Okcan ise konuyla ilgili düşüncelerini “Çok açık bir şekilde HMK’de hem CMK’de yani usul kanunlarında hem de avukatlık kanunlarında dosyayı avukatın inceleme yetkisi var. Ancak dosyadan suret alabilmek, vekâlet ibrazı ve taraf olmayla ilgilidir. Dosyada ta rafsanız, dosyaya ilgiliyseniz bundan suret alabilirsiniz. Yoldan geçen birisi, hiç dosyayla ilgisi olmayan bir kişi ben vekâletname ibraz ettim bana dosyayı verin diyemez. Savcılık neye dayanarak bunu vermiş? Usulsüzdür, zaten bir usulsüzlükler zinciri almış gidiyor. Hukuksuzluklar diz boyu, onlara bir halka daha eklendi” diyerek ifade etti. AİHM yolunda İstanbul Haber Servisi Gezi Direnişi’ni gerçekleştiren Taksim Dayanışması ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden bir heyet, Avrupa Konseyi’nde görüşmeler yaparak direniş sırasında polisin sergilediği orantısız şiddet, soruşturma sırasındaki ihlaller ve iktidarın tutumuna ilişkin raporlar sundu. Gezi Direnişi sırasında Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz ve Abdullah Cömert’in öldürülmeleriyle ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurulacak. Taksim Dayanışması’ndan dün yapılan yazılı açıklamada, Avrupa Konseyi yetkilileriyle görüşmeler yapıldığı belirtilerek “Siyasal iktidarın mayıs ayından bu yana katlanarak artan baskı ve tehditlerini, polis şiddetinin yol açtığı insan hakları ihlallerini dünyaya, uluslararası kurumlara, ilgili ve duyarlı örgütlere raporlar sunarak anlatmak, bilgilendirmek üzere başlatılan çalışmalar devam ediyor” denildi. Açıklamada, Avrupa Konseyi’nde görüşmelerini tamamlayan heyetin, Avrupa Parlamentosu’nda yapacağı görüşmelerden sonra 10 Ekim 2013 günü AİHM önünde basın açıklaması yaparak hazırlanan başvuru dosyalarını AİHM’ne teslim edeceği duyuruldu. Taksim Dayanışması’nın açıklamasına göre, 3 Ekim günü Türk Tabipleri Birliği adına Prof. Dr. Feride Tanık, Taksim Dayanışması adına Mücella Yapıcı, Çağdaş Hukukçular Derneği temsilcisi ve bu süreçte öldürülenlerin avukatları adına Ethem Sarısülük’ün avukatı Kazım Bayraktar, İnsan Hakları Derneği adına Cengiz Mendillioğlu, öldürülenlerin aileleri adına Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük’ün yer aldığı heyet, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, Parlamenterler Assamblesi Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Christopher Chope, Parlamenterler Assamblesi Liberal ve Demokratlar Grup Başkanı Anne Brausser, Parlamenterler Assamblesi Türkiye İzleme Komitesi Sekreteri Sylvie Affholoer ile görüşmeler yaparak raporlarını sundu. Erdoğan da yargılanmalı MeHMet alİ SolaK Cömert’in gaz fişeğiyle öldürülmesi belgelendi, ailesi adalet vurgusu yaptı: HATAY Hatay’daki Gezi Parkı gösterileri sırasında öldürülen Abdullah Cömert’in başına gaz fişeği isabet etmesi sonucu öldüğünün Adli Tıp raporuyla kesinleşmesi üzerine, gözler yeniden Cömert ailesine çevrildi. Ağabey Zafer Cömert, “Başından beri söylediğimiz buydu. Görgü tanıkları da kardeşimin polis tarafından vurulduğunu söylemişti. Bunların resmi ağızdan kayıtlara geçmesini bekliyorduk. Şimdi sadece olay resmi hale geldi. Bizim canımız yandı. Şimdi canımızı yakanlar cezalansın istiyoruz” dedi. Katillerin başından beri belli olduğunu söyleyen Zafer Cömert, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Müdahale emrini ben verdim” açıklamasını anımsatarak, “Kardeşim Abdullah Cömert’in öldürüldüğü gün görevli polisinden, emniyet amirinden, müdüründen, valisinden, İçişleri Bakanı’ndan ve Başba kan’ından davacı olacağız. Bu konuda suçu olan kim varsa, cezalandırılması için gerekli tüm hukuksal haklarımızı kullanacağız” diye konuştu. Zafer Cömert ayrıca, AİHM başta olmak üzere Avrupa Parlamentosu’na da gerekli başvuruları yapacaklarını belirtti. Anne Hatice Cömert de, “Benim oğlum kimseye zarar vermek istemezdi. Onu öldürenler canımızı yaktılar. Oğlum geri gelmeyecek ama onu bizden ayıranlar da cezalandırılsın istiyoruz” dedi. ‘adalet temennisi!’ Öte yandan Antakya’da soruları yanıtlayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “Bugün basında Adli Tıp raporu yer almış. Soruşturmanın ne kadar hassasiyetle yürütüldüğünün bir işaretidir” dedi. Adalet Bakanı’nın “Temenni ediyorum ki en kısa süre içerisinde tüm boyutlarıyla da açığa çıkacaktır” sözleri dikkat çekti. Bakan’dan Direnişçileri değil katilleri tutuklayın İstanbul Haber Servisi Gezi eylemleri sırasında tutuklanan gençlerin aileleri çocuklarının serbest bırakılması için bu hafta da Galatasaray Meydanı’nda 14. kez oturma eylemi yaptı. Gezi Direnişi Tutuklu Aileleri Platformu’nca yapılan eylemde “Gezi tutsaklarına özgürlük” pankartı açıldı. Aileler “Direnişçileri değil, katilleri tutuklayın” dedi. Bu haftaki eyleme BDP Muş Milletvekili Demir Çelik de destek verdi. Grup adına basın açıklaması yapan tutuklu Diren Saygılı’nın babası Kanber Saygılı “Demokratikleşme Paketi”ni eleştirerek “Katilleri koruyan demokratik haklarını kullanan, çocuklarımızı gözaltına alan ve tutuklayan bir hükümet demokrasi getirmez” diye konuştu. l Antalya’da 3 tutuklama ANTALYA(Cumhuriyet) Antalya’da Gezi Parkı olaylarında gözaltına alınan 6 kişiden 3’ü çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Sokak eylemlerinde çekilen kamera görüntülerini inceleyen İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, incelemeler sonucunda 6 kişiyi İstanbul, Denizli ve Antalya’da gözaltına aldı. Emniyet’teki ifade işlemlerinin ardından mahkemeye sevk edilen zanlılardan M.Y, M.Z. ve A.D, tutuklandı. Zanlılardan 3’ü ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. ‘O’ şoföre ceza verilmedi alİcan uluDağ Tecavüzle tehdit eden polisi teşhis etti Genç üniversiteliyi ezdi, çarpma anını ‘Gezi eylemcileri taş attı zannettim’ diye anlattı, tutuklamaktan kurtuldu rek tepkisini gösterdiği aile avukatına “Bu seferlik işlem yapmıyorum. Bir daha tekrarlanmasın” uyarısında bulundu. Bekar savunmada, “Gezi eylemleri olduğu için otobüse taş atıldığını zannettim. Ancak biraz gittikten sonra yayaların uyarmasıyla durdum ve Sayfiye İşbilir’e çarptığımı gördüm. Bu olayda benim kusurum veya suçum yoktur” dedi. Yargıç Alabaş, sanığın “kaçma ve delil karartma şüphesi” olmadığı gerekçesiyle tutuklanması istemini reddetti. Baba İşbilir, daha fazla dayanamayarak olduğu yere yığıldı. İşbilir, “Yirmi bir yıl emek verdiğim kızımı köpek gibi ezip geçtiler. Polisiniz de hâkiminiz de aynısınız. 21 yaşındaki kızım öldü. Adalet mi bu” diye feryat etti. l Serbes’e hakaret davası Haber Merkezi Bir döneme damgasını vuran sevilen dizi “Behzat Ç.”nin senaristi yazar Emrah Serbes hakkında bir TV programında 1 Mayıs olaylarını değerlendirirken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Muammer Güler ve İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’ya hakaret ettiği iddiasıyla 10 ay 5 günden 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Milliyet’in haberine göre İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hasan Bölükbaşı tarafından hazırlanan iddianamede Serbes hakkında, her bir mağdur için ayrı ceza kurulması istendi. Serbes’in hakkındaki suçlamaları reddetti. Öte yandan çArşı grubunun üyesi olduğu bilinen Serbes’e Beşiktaş, semte asılan ‘Emrah Serbes yalnız değildir’ afişleriyle destek verdi. İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı Direnişi sırasında Dolmabahçe’de gözaltına alınan Pınar T. kendisini tecavüzle tehdit eden polisi fotoğraftan teşhis etti. Dolmabahçe’de 2 Haziran’daki olaylar sırasında gözaltına alınan Pınar T., gözaltı sırasında polis tarafından darp edildiğini ve polisin kendisine hakaret edip tecavüzle tehdit ettiğini öne sürerek savcılığa başvurdu. Pınar T’nin kendisine tecavüz tehdidinde bulunan Süleyman isimli polisi gözaltına alındığı sırada çekilen bir fotoğraftan teşhis ettiği öğrenildi. ANKARA Tandoğan’da kavşakta karşıdan karşıya geçmek isteyen Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi 21 yaşındaki Safiye İşbilir’e çarparak ölümüne neden olan Anakent Belediyesi’ne bağlı EGO şoförü Nurullah Bekar, aradan 4 ay geçmesine karşın bir gün bile cezaevine girmedi. İlk duruşmaya ise hâkimin tavırları damgasını vurdu. Mahkeme, kendisini ve çarpma anını “Gezi eylemcileri taş attı zannettim” diyerek savunan sanığın tutuklanması istemini reddetti. Kararı duyunca fenalaşan, baba Cevdet İşbilir, “21 yaşındaki Acılı baba Cevdet İşbilir kızım öldü. Adalet mi bu” diye isyan etti. Bu sözkarar sonrası fenalaştı. leri duyan yargıç Muhammet Alabaş, sinirlene
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle