23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 EKİM 2013 PAZAR kultur@cumhuriyet.com.tr 14 KÜLTÜR ‘Altın Taç’ iki yıl önce Milas’taki ‘yüzyılın lahdi’nden İskoçya’ya kaçırılmıştı ‘Altın Taç’ davası açılıyor u Perslerin Anadolu’daki satrabı Hekatomnos’un Milas’taki görkemli mezar odasından 2 yıl önce İskoçya’ya kaçırılan ‘altın taç’ın geri verilmesi için önümüzdeki günlerde dava açılması gündemde. İşte ‘altın taç’ın kaçırılma öyküsü ve bugüne kadarki serüveni. ÖZGEN ACAR ANKARA Perslerin Anadolu’daki tek yerel “satrabı” (vali ağası) Hekatomnos’un Milas’taki görkemli mezar odasından İskoçya’ya 2 yıl önce kaçırılan “altın tacının” geri verilmesi konusunda önümüzdeki günlerde nihayet dava açılması gündemde! 22 Ağustos 2010’da MilasUzunyuva’da Hekatomnos’un “yüzyılın lahdi” denilen mermer lahtinin bulunuşunu, soyuluşunu; 20 Kasım 2011’de ise “altın tacın” İskoçya’ya kaçırılışını, ilk kez Cumhuriyet’te ayrıntıları ile Türk kamuoyuna duyurmuştuk. Cumhuriyet’teki haber Büyük Britanya’nın İskoçya’sının Edinburg Havaalanı polisi, Ali Sanal, Hakkı Özbey, Murat Açakallı adlı üç Türk kaçakçısını “altın taç” ile yakaladı. Olay, tacın çeşitli fotoğrafları ile Türk polisine bildirip bu kişiler hakkında bilgi istedi. Bu, bir erkek tacı idi. Bodrum’da bulunan ve müzede sergilenen kızı Prenses Ada’nın tacı ile benzerlikleri dikkat çekiyordu! Kültürel Varlıklar ve Müzeler Genel Müdürlüğü uzmanları ile Milas Lahdi üzerinde çalışmalar yapan arkeologlar, tacın Hekatomnos’un gömütünden olduğu sonucuna ulaştılar. Değerlendirmeler İngiliz polisine iletildi. İskoç polisi, altın tacı, Londra’daki bir Türk diplomatına “geri getirilmek koşulu ile geçici olarak” teslim etti. Türk diplomat, tacı Ankara’ya getirdi. Bu gelişmeyi ilk kez açıklıyoruz. Taç, Türkiye Atom Enerji Kurumu’nda çeşitli bilimsel incelemelerden geçirildi. Türkiye’den kaçırılamayan öteki altın takılarla metal kıyaslaması yapıldı. Taçta bulunan toprak taneciklerinin de lahitle bağlantıları sap tandı. Emanet taç, İskoçya’ya geri gönderildi. İki yıl sonra Aradan iki yıl geçti. Bu arada üç Türk kaçakçı İskoçya’da tacın kendilerine verilmesi konusunda yerel adli makamlara başvurdu. Ertuğrul Günay, ocak ayında Kültür Bakanlığı’ndan ayrılmadan önce, İskoçya’da dava açılması için ilgililere talimat verdi. Adalet, İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı ile yapılan görüşmeler sonucunda talimatın yerine getirilmesi kararlaştırıldı. Bakanlık ve yönetimdeki değişiklikler sonrasında İskoçya’da belirlenen avukatlara “davayı aç” talimatı bir türlü iletilmedi. Ancak İskoçya adli makamlarının altın tacı üç Türk kaçakçısına geri vermeye hazırlandığının öğrenilmesi üzerine, Türk yetkililer de bazı yerel avukatlarla görüşmeye başladı. İngiltere’de diplomatik kaynaklardan gelen son haberlerde, avukatların “çok taraflı mülkiyet davası” açmaları için nihayet iki yıl sonra harekete geçirildikleri bildiriliyor. Perslerin tek yerel “satrabı” (vali ağası) Mavzoles, başkenti Milas’tan Bodrum’a taşımadan önce İÖ 397’de bu göreve getirilen ve İÖ 377’de ölen babası Hekatomnos için anıt mezar yaptırmıştı. Milas’ın Hisarbaşı Mahallesi’nde, leyleklerin bir sütun üzerine yüzyıllardır yuva yapmalarından dolayı “Uzunyuva” denilen bu yerin altındaki anıtsal mezarı bir gecekondu örtüyordu. Definecilere karşı önlemleri alan gecekondu sahibi Osman Diken Beçin de sonrasında da “define avcısı” Yüksel Okur da ölü bulundular. Bu arada devreye giren geniş bir kaçakçılık ağı ile sahte “doğalgaz tesisatı şirketi” kuruldu. Böylece, “1 milyon liraya satışa çıkan gecekonduda (!)” kaçak kazı yaparak kullandıkları “karot” (havuç) adlı delici araç ile “yüzyılın lahtine” ulaştılar. Lahidin geniş yüzünde, uzanmış olarak elinde şarap kâsesi tutan Hekatomnos’un beş çocuğunu gösteren “aile fotoğrafı” vardı. Sonrasında soygun ve pazarlama başladı! Soruşturmalarda “gece köstebeklerinin” Denizli’deki akrabalarında bazı altın takılar ve ilginç buluntular ele geçti. Bunlar arasında altın küpeler, kolyeler, yüzükler, Likya’nın tanrısı Apollon’un altın heykelciği de vardı. Ama taç yoktu! Tacın İskoçya’dan gelen haberi 2 yıl önce Cumhuriyet’te açıklandı! Bir Paket Demokrasi Lütfen... Ne zamandır çarşıya çıkıp bir paket demokrasi almak istiyordum. Acil ihtiyaç listemin en başındaydı! Sevgili “çArşı”m tehdit ve baskı altında olduğundan, demokrasi paketleri artık sadece AVM’lerde satılıyormuş! AVM’ler başkanı da öyle her isteyen her istediği an demokrasi paketi alamaz; bekleyin hele diye buyurmuş... Kendi paramla, ödediğim vergilerle alacağım, ama yok olmazmış... Bekle babam bekle! AVM’ler başkanı konuştu, konuştu, sonunda “alın size demokrasi” dedi. Yok o öyle demez, “Al sana demokrasi paketi” dedi. “Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane”... Nar değil ki, demokrasi paketi bu! Yani tam tersi! İlanlara baktım bin tane, eve geldim, içinden sadece ve sadece bir şey çıktı. İskoçya’dan ne haber gelecek? Ekim 2009’da bir muhbir olayı Milas Müze Müdürü Erol Özen’e duyurdu. Özen de olayı anında Milas Emniyet Müdürü Ömer Faruk, Emniyet Amiri Savaş Günday’ın yanında bildirdi. Yörede arkeolojik kazılara katılan arkeolog Halil Ekici de yerel yetkilileri harekete geçirmede etkili oldular. Ne varki bu görevliler uzaklaştırılırken Sabah gazetesinin ünlü bir kadın yazarı olaya bulaşanlara övgüler döktürdü! Davalar nisan sonunda noktalandı! Bu arada Cumhuriyet’in değerli Milas Muhabiri Olcay Akdeniz gelişmeleri anında okurlara duyurdu. Baş aktörler 5 yıl, yardakçılar 2 yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Yargılananlardan bazıları “ihbar ikramiyesi almak için bir AKP Muğla milletvekilini” devreye sokarken bazıları da arkalarındaki dayılardan dolayı aklandılar. İskoçya’da mahkemeden gelecek haberin olumlu olmasını dileriz! !f İstanbul’a başvurular başladı Kültür Servisi 13. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali’ne başvurular başladı. Festival için başvurular 29 Kasım tarihine kadar devam edecek. 13 23 Şubat 2014 tarihlerinde İstanbul’da, 27 Şubat 2 Mart 2014 tarihlerinde ise Ankara ve İzmir’de gerçekleştirilecek festivale 2013 2014 yapımı kurmaca uzun, belgesel ve kısa filmler başvurabilir. Paketi açarken Aziz Nesin yanımda beliriverdi ve şöyle dedi: “... Bizde gelenektir... Satıcılar, karpuzu ‘kurabiye’... hıyarı ‘badem’... kavunu ‘reçel’... balığı ‘derya kuzusu’... armudu ‘tereyağı’ diye satarlar... Kimi iktidarlar da, bu geleneğe uyup, zorbalığı ‘demokrasi’ diye yutturmaya kalkarlar...” ( Aziz Nesin’i bana anımsatan Doğan Sorguç’a teşekkürler...) Eh gelenek bozulmamış oldu. İtirazı olan gençlerin öldürüldüğü; polis şiddetinin, vahşetinin “destan” diye alkışlandığı, muhalif yazar ve gazetecilerin hapisle cezalandırıldığı, işten kovulduğu; valilerin gazetecileri tehdit ettiği; muhalefet edenleri savunan avukatların suçlu ilan edildiği; kadın cinayetlerinin, kadına tecavüzün sıradanlaştığı; Alevilere tahammülsüzlüğün ve şiddetin tırmandırıldığı, yoksulların ve “öteki”lerin yok sayıldığı bir ortamda, tüm bu saydıklarım ve sayamadıklarımla dolu beklentilerimi sırtlanmış açıyordum paketi. Paketi açtığımda içinden çıkan şeye bakıp bakıp, “Yetmez ama evet” diyenlere içimden dualar okudum. Sonra bir kez daha “Yetti gayri, hayır!” diye haykırdım. Paketi açtığımda, içinden çıka çıka sadece AKP’ye hizmet çıktı! ‘Bizde gelenektir’ Pera’da Türk Müziği Konserleri Kültür Servisi Pera Müzesi’ndeki Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca danışmanlığında, Yrd. Doç. Dr. Adnan Çobann’ın sanat yönetmenliğinde ve Sinan Sipahi koordinatörlüğünde düzenlenen Türk Müziği Konserleri serisinin ikincisi, bugün saat 15.30’da gerçekleşecek. Pera Müzesi Oditoryumu’ndaki “Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi” konserinde günümüzün usta yorumcuları ve sazendelerinin, büyük bestecilerin seçme eserleri seslendirilecek. Öfkeliyim: Paketin sunuluş tarzına. Temel hak ve özgürlüklerin, gıdım gıdım verilmesine ya da verilmemesine... Lütuf dağıtırmış, sadaka verirmiş tavrına. Verilip de tutulmayan sözlere... Yukarıda belirttiğim beklentilerimin hiçbirine yanıt alamamaktan öfkeliyim... İşkenceye, zulme, baskıya, şiddete, tehdide karşı hiçbir önlem alınmamasından, toplanma ve gösteri haklarının yok sayılmasına... “Öteki” kavramının daha da geniş tutulmuş olmasına... Alevilerin, kadınların, çocukların, engellilerin, Müslüman, Sünni olmayanların yok sayılmasına... Kürtlere “idareten” verilirmiş gibi görünüp de verilmeyen haklara. “Zengin Kürtlerin zaten bir sorunu yok” dendi ya! Öfkeliyim, eğitimin dini eğitime her gün daha çok yönlendirilmesine! Yakında ilkokullarda da kızları kapatacaklarından hiç kuşkunuz olmasın! En büyük öfkem ise seçim sisteminde barajı doğrudan indirmek yerine, katakullilere yönelmek! Partilere, Hazine’den yüzde 3 yardıma evet ama barajı yüzde 3’e indirmeye hayır! Öfkem tutarsızlıklara... Ah evet, nefret suçlarının pakete girmiş olması harika! Ancak nasıl adalet iktidarın hükmündeyse ve bugün ülkemde adalete hiç güvenim kalmadıysa... Nefret suçunun da sadece hükümete yarayacağından hiç kuşkum yok. Bu suç sadece muhalefeti cezalandıracaktır; bu suçu her gün işleyen iktidardakileri değil!.. AKP’ye hizmet paketi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle