19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 EKİM 2013 PAZAR 6 HABERLER AKP’lilerden tutuklu vekil vetosu TBMM Başkanlık Divanı’nın cezaevindeki vekilleri ziyaret önerisi, iktidar partisi ve Çiçek’ten döndü AYŞE SAYIN ‘Ben Emir Verdim’ Evet o emir verdi yani Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Kendi ağzıyla bunu dile getirdi. Neye emir verdi? Dünyayı ve tüm Türkiye’yi dehşete düşüren ve herkesi ayağa kaldıran, polis, vali, iktidar şiddetinin uygulanmasına... Uluslararası Af Örgütü’nün 71 sayfalık tüylerimizi yeniden diken diken eden raporu, aslında bu ülkenin nasıl büyük bir RTE ve AKP iktidarı şiddeti altında yaşadığının belgesel kanıtıdır. Gezi üzerindeki şiddet, aslında sadece, iktidarda içselleştirilmiş olarak var olan, basını susturmaktan tutun, Ergenekon, Balyoz, Odatv davalarına kadar, yıllardır uygulanan polissavcımahkeme şiddetinin, çok daha büyük ölçekli bir dışavurumudur. Ve raporda sergilenen şiddetin ardındaki kumandan, bizzat kendi ifadesi ile Başbakan’dır. Dürüstçe ve yalpalamadan itiraf etmiştir. Taksim Gezi Parkı olaylarını, orada yasadışı betonlaştırma kararından itibaren hepsi, Gezi’nin bütün emredici sorumluluğu, baştan sona ona aittir. Gezi Parkı protestolarını bastırırken Türkiye çapında cinayetler işlendi; kafa, göz yarıldı, hakiki mermiden plastik mermiye kadar, kitleleri ve çevredeki bütün halkı etkileyen biber gazı ve kimyasal gaz saldırıları ile halkını ezip öldüren bir yönetimle yaşıyoruz. İktidarını kaybetme korkusu mu yaşadı? Evet, bizzat eski Adalet Bakanı ve parti Gn. Bşk. Yard. Mehmet Ali Şahin şöyle dedi: “Bu eylemleri başlatıp yönlendirenlerin hükümeti devirmeyi ve görevden uzaklaştırmayı amaçladıklarını düşünüyorum. Ancak, devletin güvenlik güçleri ve hükümetin basiretli davranışı bu heves içinde olanların amacına ulaşmasını engellemiştir.” O halde şu saptamayı yapalım: RTE ve benzerleri, demek ki iktidarlarını kaybetme korksuna düştüklerinde, halka yapmayacakları eziyet yoktur. Gezi Parkı protestoları, bunun en büyük kanıtıdır. Gezi Parkı zulmünün dosyası bütün ayrıntılarıyla tutulmalıdır. Uluslararası Af Örgütü’nün belgesi, bunun bir örneğidir. Cebe koyalım. Gezi Parkı ve SivasMadımak olayı benzerdir ve aynı zihniyetin Türkiye’yi nasıl yangın yerine çevirebileceğinin, örnek tekrarıdır. HHH Raporun tam adı: “Gezi Parkı Protestoları: Türkiye Toplanma Özgürlüğü Hakkı Şiddet Kullanılarak Engelleniyor”. İnsanın tüyleri yeniden diken diken oluyor ve RTE’nin “destan yazdılar” diye övdüğü polisinin yaptıkları üzerine raporda çok sayıda tanıklık var. Bunlardan adını buraya almadığım bir kadının Kızılay’da polisçe uğradığı cinsel tacizi anlatışını özetliyorum: 16 Haziran günü Ethem Sarısülük’ün cenazesinin yapılacağı gün akşamı 18.00 gibiydi... Bizim bulunduğumuz yerde herhangi bir şey yoktu. Polis zırhlı aracı ile gelerek hiç uyarı yapmadan bize biber gazı kapsülü fırlatmaya başladı. Yüksel Caddesi’ne doğru koşarken yere düştüm. Polisin biri beni yakaladı ve çantamı açmamı söyledi. Arkadaşıma copla vurdu. Çevik kuvvet polisi ayağımızın dibine biber gazı bombası attı ve gözlerimize biber gazı sıktı. Kaçmaya başladık. Bir çevik kuvvet polisi çantamı aldı ve açtı. İçinde beyaz toz maskesi, Talcid ve Türk bayrağı vardı. Bunları görünce eylemde olduğumu anladılar. Güven Park’ın arkasında gözaltına alınanları tuttukları yere götürdüler beni. ‘Orospu’, ‘Domaltıp si.ek bütün polis seni’ gibi küfürler ediyorlardı… Bir polis kalçama dokundu. Yüzüne baktım, gaz maskesi takıyordu. ‘Ne yapıyorsun’ diye sordum ancak devam etti.. Polislerden biri ‘Bu orospu niye konuşmuyor’ dedi… Bir başka sahne: K.O. Taksim’de başından geçenleri anlatıyor: “‘Direnmiyorum, vurmayın’ dedim. Beş, altı polis daha üzerime çullandı ve beni dövmeye başladı. Yere düştüm ve kendimi korumak için cenin pozisyonu aldım. 10 cm. uzaklıktan yüzüme biber gazı sıktılar. Hâlâ yerde olduğum sırada ellerimi arkadan plastik kelepçeyle bağladılar ve Taksim Meydanı’na götürdüler. Tam olarak kaç kişi olduklarını hatırlamıyorum ama çok sayıda çevik kuvvet polisi vardı. Tekmeleyip yumrukladılar ve küfrettiler. Bir noktada genital bölgemde kan olduğunu fark ettim. Penisimden kan geliyordu.” Sonra derdest edilip götürülüyor.. İlk muayenede Haseki Hastanesi’nde polis eşliğinde doktor, bir şeyin yok deyip gönderiyor.. Kanama devam edince ikinci kez muayeneye götürülüp tespit yaptırıyor.. HHH Rapoda böylesine çok sayıda tanıklık var. Ama en önemlisi, polisin tacizinden çekindikleri için yüzlerce kişinin şikâyetçi olmaması ve tanıklık yapmaması. Bence zulüm gören herkes yaşadıklarını bir şekilde belgelemeli ve bunların hepsi dosyalanmalı. Raporda yasa ihlalleri birbir saptanıyor, suç işleyen Emniyet görevlilerine karşı cezasızlık konu ediliyor. “Resmi açıklamalarda polise övgüler düzülmüş ve polis memurlarının yanlış yapmaktan muaf oldukları ifade edilmiştir. Özellikle Başbakan polisin yaptıklarını coşkulu bir şekilde savunmuş ve ‘destan’ olarak nitelemiş, polisin şiddet mağduru olduğunu belirtmiştir. Gayri resmi gözaltı ve polis memurlarının yaygın bir şekilde kimliklerinin tespit edilmesini sağlayan kask numaralarını gizlemeleri gibi polis taktikleri de kovuşturmaların başarılı bir şekilde tamamlanması ihtimalini daha da zorlaştıran nedenlerdendir”. HHH Her zaman, arada sırada o sarkastik dudak gülümsemelerinin ardında, kendisinden başka herkesi hor gören ve kendi çıkarları için herkese dünyayı cehenneme döndürmeye hazır bir kimliğin ifadesini görmüşümdür. Bu rapor iktidar boynuna asılmış Gezi Parkı Terörü ve Cinayetleri yaftasıdır ve ezeli olarak onunla gezecektir.. Pazar günü verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim.. ANKARA CHP’nin, TBMM Başkanlık Divanı üyelerinin “tutuklu milletvekillerine ziyaret” önerisinin, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’ten döndüğü ortaya çıktı. CHP’li TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu’nun Başkanlık Divanı’nda getirdiği öneriye, Çiçek ve AKP’li üyeler karşı çıkınca, CHP’liler, partili Divan üyeleri olarak ziyarette bulunma kararı aldı. Meclis’in yeni yasama yılının başlamasından sonra ilk toplantısını hafta içinde yapan TBMM Başkanlık Divanı’nda ilginç bir tartışma yaşandı. Edinilen bilgiye göre, CHP’li TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, geçen hafta Meclis’te yemin eden CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın göreve başlamasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ancak Meclis’in “tutuklu milletvekili ayıbı”nın hâlâ sürdüğüne işaret eden Mumcu ve CHP’li diğer divan üyeleri, Meclis’in milletvekillerine sahip çıktığını göstermek için Çiçek’in başkanlığında Başkanlık Divanı’nın tutuklu milletvekillerini ziyaret etmesini önerdi. Ancak AKP’liler öneriye karşı çıkarken divanda çoğunluğu oluşturan bazı AKP’li üyeler, “Bu öneriyi oylayalım” çıkışı yaptı. Bunun üzerine Mumcu, böyle bir önerinin oya sunulması doğru bulmadığını belirtirken, her fırsatta “tu BALBAY’DAN CEZAEVİNDE SICAK KARŞILAMA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ı 1 Ekim’de yeni yasama yılının açılış günündeki ziyaretine ilişkin fotoğraflar paylaşıldı. CHP’den yapılan açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun beraberindeki parti üyeleriyle, TBMM resepsiyonu öncesinde Balbay’ı ziyaret ettiği anımsatıldı. Açıklamada, paylaşılan fotoğrafların Sincan Cezaevi görevlilerince çekildiği ve Balbay tarafından satın alındığı bildirildi. tuklu milletvekili” sorunundan yakınan Çiçek’e, “Ben sizin kişisel tavrınızı merak ediyorum. Siz tutuklu milletvekillerini ziyaret etmeyi düşünüyor musunuz?” sorusunu yöneltti. Çiçek, böyle bir düşüncesi olmadığı karşılığını verdi. Bunun üzerine Mumcu, CHP’li Divan üyeleri olarak kendilerinin tutuklu milletvekillerini ziyaret edeceklerini ifade etti. CHP’li TBMM İdare Amiri Malik Ecder Özdemir de, tutuklu milletvekille ri için Meclis’in adım atması gerektiğini belirterek, bunun ilk adımı olarak da tutuklu milletvekillerinin ziyaret edilmesi olacağını belirtti. AKP’lilerin ve Çiçek’in bu konuda karşı tavır koyması üzerine CHP’li Güldal Mumcu, Malik Ecder Özdemir, Rıza Yalçınkaya ve Muharrem Işık, önümüzdeki günlerde aralarında CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın da bulunduğu tutuklu vekilleri cezaevinde ziyaret edecek. ÇANKAYA BELEDİYESİ Vardiya Bizde’nin İzmir’deki eylemine Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da katıldı. 2 Temmuz Parkı açıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çankaya Belediyesi, Madımak katliamında şeriatçı yobazlar tarafından öldürülen sanatçılar için Dikmen’deki 2 Temmuz Parkı’nı açtı. Günler öncesinden duyuruları yapılan parkın açılışına yurttaşlar yoğun ilgi gösterdi. Parkın açılışını Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, sanatçı Arif Sağ ve CHP’li milletvekilleri gerçekleştirdi. Katliamda öldürülen Gülsüm Karababa’nın annesi Hatunkız Karababa da evlat acısına dayanamadı ve parkın merkezine yapılan anıtın önünde bayıldı. Yapımına geçen yıl başlanan Dikmen 2 Temmuz Parkı açıldı. Açılışa yüzlerce yurttaş katılırken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, Pir Sultan Abdal’ı betimleCHP’li milletyen 5 metrelik bir kaide üzevekilleri Verine kurulu 7 metre yüksekli Ağbaba, Leliğinde dev bir anıt bulunan vent Gök ve park, 11 bin 192 metrekare sanatçı Arif alan üzerine inşa edildi. Sağ katılırken, katliamda öldürülen sanatçıların aileleri de açılışa katılanlar arasında yer aldı. Dikmen sırtlarına yapılan parkın açılış kurdelesini, CHP’li vekiller, Tanık ve Arif Sağ birlikte kesti. Tören sırasında yurttaşlar “Sivas’ın hesabı sorulacak”, “Sivas şehitleri ölümsüzdür” sloganları attı. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ ‘Yanlış karar bozulacak’ İstanbul Haber Servisi Vardiya Bizde Platformu’nun İstanbul’da Beşiktaş’taki Demokrasi Anıtı önünde gerçekleştirdiği Sessiz Çığlık eyleminde Türk bayrakları taşındı, balonlar uçuruldu. Platform adına yapılan açıklamada, “Tüm yaşadıklarımıza rağmen, hâlâ adalete ve bu ülkenin yüksek yargı makamına güveniyoruz ve kararın bozularak yanlıştan dönüleceğine inanıyoruz” denildi. Adalet için yürüdüler İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Yargıtay’ın Balyoz Davası’yla ilgili 9 Ekim’de vereceği karar öncesi İzmir’de yüzlerce kişi, “adalet” istemiyle Konak’tan Cumhuriyet Alanı’na yürüdü. Vardiya Bizde İzmir Platformu, geleneksel “sessiz çığlık” eylemlerini dün geniş katılımla gerçekleştirdi. Konak Alanı’nda yapılan basın açıklamasına, CHP milletvekilleri Alaattin Yüksel, Hülya Güven ve Musa Çam, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’yla eşi Dr. Türkegül Kocaoğlu’nun da aralarında bulunduğu yüzlerce yurttaş katıldı. AKP ve MHP dışındaki siyasi partilerle sendika, meslek örgütü ve sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği eylem kapsamında katımcılar, kaldırılmak istenen Andımız’ı seslendirdi. Burada kitleye seslenen Kocaoğlu, ülkede başka bir Cumhuriyet kurulmak istendiğini ve buna yönelik adımlar atıldığını vurgulayarak, yurttaşlara birlik çağrısı yaptı. Bu sırada eylemcilerden biri ile Kocaoğlu aracında polemik yaşandı. Eylemci, Kocaoğlu’na “Diyarbakır’a gittiniz, neden tutuklu askerlere gitmediniz?” dedi. Kocaoğlu ise “Gitmek için müracaat ettim, kabul etmediler. Araya avukatları soktum. Mektup yazdım, bir kısmı almış, bir kısmı almamış. Niye soruyu sordunuz onu bilemiyorum. Diyarbakır’da, Türkiye’de barışı ABD, İsrail sağlayamaz. Türkiye’de barışı AKP iktidarı sağlayamaz. Türkiye’de barışı, kardeşliği 76 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sağlar diye gittim. Onun için gittim. Bunu yanlış anlayanlar, provoke edenler, inandığım ülkeye, barış, kardeşliğin gelmesi için Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmemesi için İzmir Büyükşehir Belediyesi ve başkanına düşen görevi yapıyorum” yanıtını verdi. Daha sonra kitle, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Diren Silivri, İzmir seninle”, “Adalet istiyoruz” sloganlarıyla Cumhuriyet Alanı’na yürüdü. Burada da İstiklal Marşı ve Andımız seslendirildi. Açılışa, katliamda öldürülen Gülsüm Karababa’nın annesi Hatunkız Karababa da katıldı. Anne Karababa, maskların bulunduğu duvara gelerek öldürülenlerin yüzlerini öptü. Öldürülenlere ağıt yakan anne Karababa, baygınlık geçirdi. Karababay’a ilk müdahaleyi çevredeki yurttaşlar ve CHP’liler yaptı. Parka gelen sağlık ekipleri, Anne Karababa’yı ambulansa taşıyarak müdahale etti. Karababa ambulanstaki müdahalenin ardından kendine geldi. Tören devam ederken park üzerinde polis helikopterinin uçması dikkat çekti. Katliamda öldürülenler anısına dikilen 33 ağaca öldürülenlerin isimleri verildi. Törende katledilenlerin anısınına konuşan şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı, “20 yıldır çözümlenemeyen bir davanın ardından böyle bir katliamın unutulmaması için park açan Çankaya Belediyesi Başkanı Bülent Tanık’a teşekkür ediyorum” dedi. Törenin ardından parkın içinde bulunan sahnede semah gösterisi yapıldı. Parkta, Sivas katliamında yaşamını yitiren 33 canın masklarının bulunduğu özel bir anı duvarı, 2 bin kişilik amfi tiyatro da bulunuyor. Anne yüreği dayanamadı İstanbul Haber Servisi Balyoz davasında yıl hapis cezasına çarptırılan tutuklu sanık Çetin 20 eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, savunması sırasındaki sözleri neDoğan’a deniyle “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” iddiasıyla yargılandığı davaberaat etti. Çetin Doğan, 4 Ekim Cuma polislere dan günü video konferans sistemiyle katıldığı du“Hakaret ettiğim varsayılan TEM şubesi görevlileri ile yüzleşmek istedim” hakaretten ruşmada diye konuştu. İddianamede, Çetin Doğan’ın 3 15 gün ile 2 yıl 4 ay arasında değişen haberaat ay pisle cezalandırılması talep ediliyordu. Ölenlerin anısına 33 ağaç
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle