Katalog

3 EKİM 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Yobaz, Ermeni dölü, yezit gibi sözcükler nefret suçlarına giriyor... Yobaz, demokrasiye, özgürlüklere, uygarlığa, eğitime, bilime karşı olan insandır. Birey olmayı değil, kul olmayı kabul eder... Biat kültürüyle Güneydoğu ve Doğu Anadolu’ya partinin genişletilmiş demokrasi paketi anlatılacak CHP’den yeni sefer AYŞE SAYIN ANKARA Yaz ayları boyunca, partinin Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme konusundaki çözüm önerilerini 2 ayrı milletvekili ve PM üyelerinden oluşan heyetle anlatan CHP, önümüzdeki günlerden itibaren yeniden “bölge seferine” çıkıyor. AKP ve BDP’nin bölgede oluşturduğu “CHP Kürt sorununun çözümüne katkı sunmuyor” algısını kırmak, hem de CHP’nin 17 maddelik “demokratikleşme paketini” bölge halkına anlatmak için geçen haziran ayından bu yana Doğu ve Güneydoğu’daki illerde çalışma yürüten heyetler çalışmalarını büyük ölçüde tamamladı. Heyetler, yaptıkları çalışmalar ve bölge izlenimleri, taleplerini içeren rapor hazırlığını sürdürürken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, önceki akşam heyet üyeleriyle yemekte bir araya geldi. İzmir Milletvekili Oğuz Oyan başkanlığındaki Güneydoğu heyeti ile Manisa Milletvekili Hasan Ören başkanlığındaki Doğu Anadolu heyetinde yer alan milletvekilleri ve PM üyeleri, Kılıçdaroğlu’na çalışmaları hakkında bilgi verdi. Heyetler, partinin 17 maddeden oluşan “Özgürlük ve u CHP kendi hazırladığı demokratikleşme paketini genişletiyor. CHP’nin Doğu ve Güneydoğu ekipleri yer değiştirip yeniden bölgeye giderek 3 ay boyunca karşılaştırmalı olarak paketi anlatacak. Heyetlerle yemekte bir araya gelen Kılıçdaroğlu, daha fazla sayıda komisyon oluşturulup hem demokratikleşme paketi hem de parti politikalarını anlatılması için hazırlık yapılmasını istedi. Demokrasi Bildirgesi”nin bölgede olumlu karşılandığını, ancak “anadili”, “koruculuğun kaldırılması” yönündeki taleplerin yoğun olduğuna dikkat çektiler. CHP’nin çözüme “daha fazla katkı sunması, bölgeye daha fazla gelmesi” talepleri de Kılıçdaroğlu’na iletildi. diğer yanda CHP’nin “Özgürlük ve Demokrasi Bildirgesi”nde yer alan önerilerin yer aldığı broşürler bastıracak. Bölge toplantılarında, halka bunların hangisinin daha demokratik olduğu da sorulacak. Yemekli toplantıda alınan bir başka karar ise CHP’nin halen 17 maddeden oluşan önerilerin, bölgedeki yurttaş ve sivil toplumun da taleplerini dikkate alarak kapsamının genişletilmesi ve 2425 maddeye çıkarılması oldu. Bu konunun MYK’de de değerlendirilip, yeni maddelerin eklenmesi benimsendi. CHP’nin ekleyeceği düzenlemeler arasında partinin “anadilinde eğitim” konusundaki görüşü ile “koruculuk sistemi”nin kaldırılması da yer alacak. Kılıçdaroğlu, toplantıda, CHP’nin demokratikleşme ve özgürlükler konusundaki önerilerinin hükümetin önerilerinden çok daha ileri olmasına karşın, kamuoyuna bunu iyi anlatamadıklarını belirterek, sadece bölge için değil, komisyon sayısının artırılarak, parti politikalarının tüm bölgelerde anlatmak üzere “sürekli komisyonlar” oluşturulması gerektiğine işaret etti. Bu kapsamda önümüzdeki günlerde, milletvekilleri ve PM üyelerinin içinde yer alacağı yeni komisyonların oluşturulması da benimsendi. Doğu Anadolu heyet başkanı Hasan Ören, AKP hükümetinin 11 yıldır her seçim öncesinde “ileri demokrasi, kaliteli demokrasi” adı altında paketler hazırladığını ve halkı kandırdığına dikkat çekti. Ören, “Biz bölgeye yeniden giderek, önlerine hem bizim önerilerimizi hem de AKP’nin önerilerini koyacağız. ‘Bugüne kadar taşın altına elini koymuyor dediğiniz CHP’nin paketi bu, ileri demokrasi getiriyoruz diyen hükümetin paketi de bu’ diyeceğiz. Bu şekilde toplumun tüm kesimlerine ulaşacağız” dedi. Demokrasi Yasa Değil, Yaşamdır!.. Şöyle oturup bir düşünün bakalım; bizler, hepimiz, yurdumun insanı, okumuşu, okumamışı, yoksulu varsılı en çok neyi severiz? Kendinizi zorlayın! Biz sever gibi görünürüz ama sevmeyiz... En çok sevdiğimiz pilav üstü kuru fasulyedir... O kadar! Yıllardır demokrasiyi sever gibi gözüken biz, şimdilerde “demokrasi geldi” diye zil takıp oynuyoruz. Tarihin sayfalarına şöyle bir baktığımızda “insanı sevdiğini” söyleyenler, bu ülkenin gençlerini birbirlerine kırdırdılar; devletin derin güçleri, kontrgerilla, dışarıdan ve içeriden verilen destekle emekçilerin çanına ot tıkadılar. Kanlı 1 Mayıs’ları örgütleyenler, onlarca insanımızı öldürenler, keskin nişancılar, Taksim’deki Kazancı Yokuşu, nice katliamlar, kırımlar, kışkırtmalar... Kana kan intikam duyguları, Komünizmle Mücadele Dernekleri, toplu sabah namazları, ağzında salyalarla Kanlı Pazar’da bıçağını çekip saplayan kişi... Kimdi kışkırtanlar, gencecik fidanları darağaçlarında sallandıranlar?.. O kin intikam tohumları bugün çağ atladı, TOMA’lı, gaz bombalı, biber gazlı yöntemi benimsedi. Ali İsmail, Ahmet, Ethem, Abdullah, Mehmet, Medeni ve diğerleri gözlerimizin önünde öldürüldü. Tarihin ve hayatın acımasız sayfalarında kin ve intikam duyguları yaz başlarında Gezi eylemleriyle karşımıza çıktı... Ve aydınlık yüzlü insanlara hemen ad takıldı: “Çapulcular!” HHH İktidar medyasını izliyorum... Başbakan Erdoğan’ın demokrasi paketini “tarihi fırsat” olarak niteleyenler, dün “Cumhuriyet tarihinde bir devrim gerçekleşiyor” demeye başladılar. Turgut Özal’a da böyle denilmişti 80’li yıllarda... TCK’nin 141, 142 ve 163. maddeleri kaldırılmıştı. Demokrasi paketinde yasal düzenlemelerle, kanun hükmündeki kararnamelerle pek çok şey kaldırılabilirdi... Bakıyorum, “demokrasi” paketinin içine nefret suçları konulmuş. İyi güzel! KP paketi CHP broşüründe Kılıçdaroğlu da heyetlerin çalışmalarından memnuniyetini dile getirerek, CHP’ye dönük bakışın değişmeye başladığını, kendisine gelen bilgilerin de heyetin verdiği bilgilerle örtüştüğüne dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, bu çerçevede heyetlerin bölge değiştirerek, önümüzde 3 ay boyunca, bu kez CHP’nin önerileri ile AKP hükümetinin paketini “karşılaştırmalı” olarak anlatmaları ve halkın tepkilerini almalarını istedi. Bu çerçevede, CHP bir tarafında AKP’nin demokratikleşme paketi, A ‘SORUN ANDIMIZ’MIŞ’ Tarhan: Şüpheli paket u Emine Ülker Tarhan, “Farklı mezhepten olanları yuhalatan, farklı düşündüğü için kendi partililerini bile hain ilan eden biri bize demokratikleşme paketi hazırlamış” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Ankara Milletveki li Emine Ülker Tarhan, AKP’nin, “demokratikleşme” paketini “şüpheli paket” diye nitelendirdi. Tarhan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, paketin açıklanma biçiminin bile “sansürlü” olduğuna işaret ederek, “Andımız”ın kaldırılmasının başından gaz fişeğiyle vurulan Berkin E’nin yeniden okula gidebilmesini sağlayıp sağlamayacağı sorusunu yöneltti. “Şüpheli paket” nitelemesi yapan Tarhan, şu görüşleri dile getirdi: “Çok ama çok ve acayip demokratiğiz bu sayede, sokakta dövülerek çocuklar öldürülmeyecek, Berkin okula gidebilecek mi artık? Hangisinden gocundular bilemedim, sizce, doğruluktan ve çalışkanlıktan mı, yoksa varlığını vatana armağan edenlerden mi? Farklı mezhepten olanları yuhalatan, farklı düşündüğü için kendi partililerini bile hain ilan eden biri bize demokratikleşme paketi hazırlamış. Şunun şurasında beş altı ay kalan seçimlere kadar bazı ağızlara bir parmak bal çalmış. Diğer düzenlemeler dolgu malzemesi, bir tek madde onun için hayati: Kamuda türban, özgürlükler başka bahara… Göstermelik ayrımcılıkla mücadele komisyonu, kültür enstütüsü kur, gösteri hakkını yasaklama niyetini perdelemeye çalış.” Tarhan, “‘Affedersiniz ne Rumluğumuz kaldı...’ ‘Biliyorsunuz Alevi’, ‘Çapulcu, vatan haini, kemirgen’ söylemlerinin mimarı olan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, ‘nefret suçu’”na 3 yıl ceza öngördüğüne dikkat ederek, Başbakan’ın bu suçu kendi nefretine uygun haline getireceğini tahmin ettiğini söyledi. Tekin, MYK toplantısı sonrasında, düzenlediği basın toplantısında CHP’nin demokratikleşme ile ilgili kitapçıklarını gösterdi. (AA) ‘Demokrasiyi kirletmeyelim’ “Demokratikleşme Paketini” de eleştiren Tekin, partisinin aylar önce hazırladığı ve özgürlüklerin önünü açan “Özgürlük ve Demokrasi Bildirgesi”nin kamuoyunda ve medyada görmezden gelindiğine işaret etti. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Tekin, Kılıçdaroğlu’nun “seçim barajı yüzde 3’e insin” önerisine “kusura bakmasın” diyerek olumsuz yanıt veren Başbakan Erdoğan’a da tepki gösterdi. Tekin, “Demokrasiyi kirletmeyelim, diyorum. Bir demokrasi paketinde Siyasi Partiler Yasası olmaz mı?” dedi. ‘Evren’i bırak yasalarına bak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, hükümetin demokratikleşme paketini eleştirirken “100 yaşındaki Kenan Evren’le hesaplaşmayı bırak” diyerek 12 Eylül döneminde çıkarılan Siyasi Partiler Yasası’nın değiştirilmesi çağrısı yaptı. Reyhanlı saldırısını El Kaide’nin üstlendiğine dikkat çeken Tekin, bu konuda partisini suçlayan Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümetinin, saldırıyı düzenleyenlerin “suç ortağı” olduğunu ifade etti. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında toplandı. Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal’ın Meclis’teki yemin töreni nedeniyle kısa süren MYK devam ederken açıklama yapan Tekin, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın CHP ile patlama arasında bağlantı kurma çabasına tepki göstererek gelinen noktada eylemi El Kaide’nin üstlendiğine dikkat çekti. CHP’yi suçlayan Erdoğan’ın bu durum karşısında “ne diyeceğini” merak ettiğini belirten Tekin, “Bir şey demeyecek mi? İtiraz etmiyorum, bu tür terör örgütleriyle yakın ilişkileriniz, işbirliğiniz olabilir. Eğer bugün suskun kalıyorsanız, bu terör örgütünün bu demecine bile cevap veremiyorsanız, hani bir deyim var ya ‘Her türlü ortaklık bozulur, suç ortaklığını bozamazsınız’ diye, siz de ne yazık ki 53 insanımızın hayatını kaybetmesinde suç ortaklarından birisiniz” dedi. El Kaide’nin şimdi de “sınırları açmazsanız Türkiye’yi de vururuz” dediğini kaydeden Tekin, artık 53 kişinin katilinin kim olduğunun net olarak ortaya çıktığını ancak iktidar yetkililerinin tek kelime bile söyleyemediğine dikkat çekti. Öte yandan TBMM Genel Kurulu’da bugün görüşülmesi beklenen Suriye tezkeresine CHP Grubu “hayır” deme kararı aldı. yetişir! Taliban gibi, binlerce yıllık kültürü yok eder! Suriyeli askeri öldürüp ciğerini, yüreğini yer! Okula giden kız çocuğunu öldürür... Biz bunlara ne diyeceğiz? Terörist mi? Doğa için eylem yapan, elinde kaleminden, kitabından başka bir şey bulunmayan, parasız eğitim isteyen gençlere, insanlara “çapulcu” diyenlere ne ad vereceğiz? Hrant Dink cinayetinden ötürü hakkında yakalama kararı bulunan istihbarat elemanı Erhan Tuncel’in 14 gündür bulunamaması! Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım! İnsanları öldürüp asit kuyularına atanlar!.. HHH Yobaz, Kör Rıza, Topal Ahmet nefret suçuna girsin girmesine de bir de ülkeyi kan gölüne çeviren, derin devletin PKK’ye karşı kurdurup eğittiği Hizbullah’ın Türkiye’de işlediği cinayetlere de bir ad verilsin! Batman’da öldürülen milletvekili Mehmet Sincar, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan! Gaziantep, Mersin, Adana, Konya ve İstanbul’daki mezar evler. KontrgerillaHizbullah bağlantısı... Şöyle bir açın tarihin sayfalarını! O kan gölüne bir bakın, kimsesizler mezarlığında kimler yatıyor, topluma açıklayın. Kin ve nefret tohumları ekilerek, dindar nesil yetiştirilerek demokrasi ve özgürlükler yaşam biçimi olamaz. Siyasal iktidar, tüm eleştirilerden, muhalefet partilerinin uyarılarından ders çıkarmalı... Öfkelenmemeli! İstenilen salt başörtüsü özgürlüğü değil, sendikal hak ve özgürlüklerdir... Düşünceyi ifade özgürlüğüdür! Tıpkı gelişmiş demokratik ülkelerde olduğu gibi... Baskıcı, korkutucu, sindirici olmayacaksın! İşçiden, üniversiteli gençlerden, memurlardan, onların örgütlü oldukları sendikalardan, demokratik kitle örgütlerinden korkmayacaksın! Demokrasi yasa değil, yaşamdır!.. KÜRDİDER GENEL BAŞKANI GÜLTEKİN: UMUT ORAN ‘Ambalaj güzel, içerik boş’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, dün düzenlediği basın toplantısında, hükümetin “demokratikleşme paketi” ile AB ilişkilerini değerlendirdi. Hükümetin seçim sistemi önerilerini “demokrasiye baraj paketi” olarak nitelendiren Oran, “Halkımıza diyorum ki eğer daha güçlü demokrasi için AKP paketini beklerseniz kıyamete kadar beklersiniz” dedi. Oran, AB ilişkilerine ilişkin de: “AKP’nin demokrasiye baraj paketi gibi. Ambalaj güzel, içerik boş” dedi. Hükümetin AB’ye girmek gibi bir hedefinin olmadığını ifade eden Oran, şimdiye kadar destekledikleri AB Bakanlığı’nın bütçesine bu yıl “ret” oyu vereceklerini açıkladı. Tezkereye ‘hayır’ Özel okulda anadili hakarettir İLHAN TAŞCI Haberal yemin etti 28 ay sonra görevine başlayabilen CHP’li milletvekiline TBMM’deki izleyiciler Gezi selamı ile ‘hoş geldin’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tutuklu olduğu Ergenekon davasında tahliye edilen CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, 28 ay sonra geldiği TBMM Genel Kurulu’nda, milletvekili yeminini ederek görevine başladı. Haberal, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Meclis’e geldi ve Genel Kurul salonuna da bazı CHP yönetici ve milletvekilleriyle birlikte girdi. Kılıçdaroğlu, Meclis’e gelişinde gazetecilerin sorusu üzerine, “Darısı diğer milletvekillerinin başına” dedi. Tören sırasında, Haberal’ın eşi Sadiye Haberal, kızı Solmaz, oğulları Murat, Erkan ve Kemal Haberal da TBMM’de izleyici locasında yer aldı. Tutuklu CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın eşi Gülşah Balbay ile Başkent Üniversitesi öğretim üyeleri, çalışanları, öğrenciler ile eski bakanlar Yaşar Okuyan, Nevzat Ercan’ın da bulunduğu çok sayıda eski parlamenter de izledi. AKP’li Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’nın ilk kez yönettiği Genel Kurul’a giren Haberal’ı CHP’nin yanı sıra, MHP milletvekilleri ayakta alkışlarla karşılarken AKP ve BDP milletvekillerinin “sessiz” kalması dikkat çekti. Söz alan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ile BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de bir an önce tutuklu milletvekili sorununun çözülmesini istedi. Haberal’ı, yeminini ettikten sonra ise yine CHP ve MHP milletvekilleri alkışlarken, izleyici locasında kendisini izleyen konukları, Gezi Parkı eylemlerindeki gibi ellerini havaya kaldırarak selamladı. Töreni izleyen Gülşah Balbay da, “Sayın Haberal yemin ederken içimden bir dilek diledim, eşim Balbay’ı da bu kürsüden yemin ederken görmek” dedi. DİYARBAKIR Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği (KürdiDer) Genel Başkanı Sabahattin Gültekin, AKP’nin kandırmaca politikasından vazgeçmesi gerektiğini belirtirken “Özel okullarda anadili eğitimi hakarettir” değerlendirmesini yaptı. Kendisi de 26 yıl lık öğretmen olan Sabahattin Gültekin, Başbakan’ın açıkladığı özel okullarda anadilinde eğitimi değerlendirdi. Özel okullarda anadilinde eğitimi, “hayal kırıklığı” olarak nitelendiren Gültekin şöyle konuştu: “Özel okullarda anadilinde eğitim 2005’li yıllarda olsa belki bir anlamı olabilirdi. Ama şimdi olmaz. Özel okullar açılınca ne olacak? Para verip kendi anadilinde eğitim mi yapılacak? Dünyada bunun örneği yok. Türkçe eğitim alıp üniversitelerden mezun olanlar ne yapıyor ki? İşsizler. Bir dilin yaşaması için o dilin karın doyurması ve sosyal statü kazandırması gerekir. Doktor, öğretmen, mühendis olma u KürdiDer Genel Başkanı Sabahattin Gültekin, Kürtçenin özel okullarda öğretilmesinin serbest bırakılması planına tepki göstererek “Bu, anadili eğitiminin ticarethaneye ve paraya dökülmesidir” dedi. yacaksa neden öğrensinler ki?” Pakette dille ilgili bir şey olmadığını kaydeden Gültekin, “Bir dönem Kürtçe kurslar açılmıştı. ‘Özel okullarda anadilinizi öğrenin’ demek ondan bile geri adım, dünyada örneği olma yan bir adım. Kürtler için Kürtçe kurs açmak hakaretti. Ama bu daha geri bir adım. Anadili eğitimin ticarethaneye ve paraya dökülmesidir” yorumunu yaptı. Anadilinde eğitimin kamuda yapılmasını istediklerini anlatan KürdiDer Genel Başkanı, AKP’nin kandırmaca politikalarından vazgeçmesi gerektiğini belirterek, “Devlet Diyarbakırlıya ‘kendi okulunu kendi kur’ diyorsa, kendi okuluna yaptığı harcamaların aynısını bize de yapmalı” dedi. Anadilinde eğitim için nasıl bir yol haritaları olduğu sorusuna ise Gültekin şu karşılığı verdi: “Gerekirse halkımıza resmi kurumlarda Türkçe konuşmayın çağrısı yapabiliriz. Öğrenciler de öğretmenlerine Kürtçe cevap verir. Bu da bir yol. Bu yapılabilir. ”