23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EKİM 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Yıldırım tahliye edildikten sonra hakkında çıkan haberlerle ilgili savcılığa başvurdu ‘Osmanım’ sansür istedi ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Ergenekon davasının hem gizli tanığı ve sanığı olan Osman Yıldırım, yargılama sonunda tahliye edilmesinin ardından basında aleyhinde çıkan, “Onun hayatı yalan” ifadesi başta olmak üzere hakkında haberler üzerine medyaya “savaş” açtı. “Bu asılsız ve karalayıcı haberlerle birlikte tahliye edilmiş olmama sevinemez bir hale geldim” diyerek savcılığa başvuran Yıldırım, “kişilik haklarını zedeleyen, suçlu gösteren, hedef haline getiren, onur kırıcı, küçük düşürücü radyo, görsel, yazılı basın ve internet sitelerinin her türlü haber, röportaj, eleştiri”ye “yayın yasağı” konulmasını istedi. Bu tür yayın yapanlar hakkında dava açılmasını isteyen Yıldırım, iddia edildiği gibi sabıkasının da olmadığını öne sürdü. Ergenekon savcılarının “Osmanım” diye hitap ettikleri Osman Yıldırım, yargılama sonucunda Danıştay saldırısı olayından beraat ettirildi. Yıldırım sadece “terör örgütü üyeliği”nden 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı, ancak bu ceza “itirafçı” olduğu için 3 yıl 9 aya indirildi. Ayrıca “patlayı TOPLUM NAZARINDA KÜÇÜK DÜŞÜRÜLMÜŞ Yazılan haber ve yorumlar neticesinde kişilik haklarının zedelendiğini öne süren Yıldırım, “Toplum nazarında küçük ve suçlu duruma düşürüldüm” ifadesini kullandı. Kendisinin gizli tanık olduğu için çıkan haberlerin Tanık Koruma Yasası’na aykırı olduğunu savunan Yıldırım, “Adım açıkça haberlerde yer almaktadır. Bu durumda ben ve ailem hedef gösterilmektedir” dedi. Sabıkasının olmadığını ileri süren Osman Yıldırım, “Hatta ve hatta olmadığı halde geçmiş sabıkalarım varmış gibi gösterilmek suretiyle karalama politikası uygulanmaktadır” iddiasında bulundu. Yıldırım, dilekçesinin sonunda haberlerle ilgili yayın yasağı istedi. Alınak’tan çadırlı cezaevi protestosu KOCAELİ (Cumhuriyet) Kapatılan DEP milletvekillerinden Mahmut Alınak, cezaevlerindeki kötü koşulları protesto için, KCK operasyonunda 8 ay tutuklu kaldığı Kandıra F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi önünde çadır kurdu. Alınak’a “Hasta Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi” de destek verdi. Alınak, “Bu kirli sistem, insanları hasta eden, kişiliklerini yok eden bir uygulamadır. Çıplak aramaya da dikkat çekmek ve kuyu sisteminin sonlandırılarak bahçe sistemine geçilmesi için buradayım” diye konuştu. Cezaevinde görevli jandarma çadırını kaldırmasını istediği Alınak eylemine devam edeceğini açıkladı. cı madde bulundurmak” suçundan 5 yıl 3 ay hapis cezası verilen Yıldırım, sürpriz bir şekilde tahliye edildi ve kayıplara karıştı. Tahliyenin ardından Yıldırım ile ilgili çeşitli haberler yayımlandı. Bunlardan biri de Danıştay saldırısına ilişkin Yıldırım’ı başkentte müebbet hapis cezasına çarptıran Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinde yer alan bir hâkimin açıklamaları oldu. Söz konusu hâkim, bir gazeteye “Osman Yıldırım, yargılama boyunca akıl almaz beyanlarda ve itiraflarda bulun ‘Tahliyeye sevinemedim’ du. Bazen söylediklerinin tam tersini anlattı. Osman Yıldırım, hayatı yalan üzerine kurulu bir şahsiyettir” dedi. Bu haber, basında geniş yer buldu. Yıldırım, avukatı aracılığıyla Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu ve konuyla ilgili yayın yasağı istedi. Yıldırım, dilekçede şunları kaydetti: “Bu asılsız ve karalayıcı haberlerle birlikte tahliye edilmiş olmama sevinemez bir hale geldim. Keza ailem de bu haberlerden dolayı büyük elem ve ıstırap duymuştur. Bu haberler, gerçekle ilgisi olmayan, yoruma dayalı iftira niteliğinde haberlerdir.” Savcı adalet arıyor Ankara Adliyesi’nde görev yaparken ‘kötü performans’ gerekçesiyle Afyon’a tayin edilen 25 yıllık savcı Başkesen hukuk mücadelesi başlattı HİLAL KÖSE Ankara Cumhuriyet Savcısı Atnan Başkesen, 2012 yaz kararnamesiyle Afyon’a tayin edildi. Gerekçe olarak ise kötü performans sergilediği belirtildi. Hakkındaki performans yazısının sahte olduğunu söyleyen Başkesen, hukuk mücadelesi başlattı. 25 yıllık savcı Başkesen, 6 yıldır Ankara Adliyesi’nde görev yapıyordu. Beklemediği bir kararla Afyon’a atandı. HSYK’ye yaptığı itiraz ise reddedildi. Hakkındaki performans yazısına ulaşabilmek için bir yıl uğraşan savcı, “Bilgi edinme yasası uyarınca, hakkımda yazılan performans yazısının tarafıma gönderilmesini istedim. Talebim kabul edilmedi” dedi. Başkesen, bu yazıya Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun 28 Şubat 2013 tarihli kararıyla erişebildiğini belirtti. Başkesen, yazının aldatmaya yönelik ve gerçekdışı olduğunu ifade ederek yazıda belirtildiğinin aksine, evrak iade sayısının az olduğunu vurgulayarak “UYAP kayıtlarında, 6 yılda çıkarttığım 8635 evrak içerisinden 35’i iade edilmiş. Başsavcılık, bana verdiği yanıtta, performans ölçümlerine dair uygulamanın, cumhuriyet başsavcılığının yerel uygulaması niteliği taşıdığını belirtti. Aslında bana verebilecekleri bir cevap yok. Bu ölçütün ilerde hukuk fakültelerinde bile okutulacak önemli bir hak ihlali olarak kabul edileceğine dair bir şüphem yok” dedi. www.adalet.org adlı sitede yaşadıklarını ayrıntılı olarak kaleme alan Başkesen, performans listesinin iptali için idare mahkemesine dava açtı. Başkesen, hakkındaki yazı nedeniyle de Adalet Bakanlığı aleyhine tazminat davası açmaya hazırlanıyor. “Benim durumumda birçok savcı var, kimse hakkını aramaya cesaret edemiyor” diyen Başkesen, eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş ile gerçeğe aykırı performans listelerini düzenleyen başsavcıvekili Nuri Yiğit hakkında soruşturma açılmasını istediğini belirtiyor. Egemen Bağış’tan öneri 28 Şubat davası Yöney: Hiçbir kanunsuz işe girmedim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 28 Şubat davasının tutuklu sanıklarından eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Orhan Yöney, savunmasında, “Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) 45 yıl hizmet verdim ve hiçbir kanunsuz işe girmedim. Şerefle bitirilmesi gereken en büyük görev, hayatın kendisidir, benim hayatım da böyle” dedi. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 103 sanıklı 28 Şubat davasının dünkü duruşmasında savunmasını ilk olarak, tutuklu sanıklardan emekli Tümgeneral Ayhan Cansevgisi yaptı. O dönem Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri Plan ve Koordinasyon Daire Başkanlığı görevinde bulunan Cansevgisi, 7 Nisan 1997’de Genelkurmay Karargâhı’nda yapıldığı iddia edilen “irtica konusunda alınacak tedbirler” konulu toplantıya katılmadığını söyledi. Emekli Orgeneral Orhan Yöney de savunmasında, Genelkurmay Karargâhında 7 Nisan 1997’de yapılan toplantıyı, aradan 16 yıl geçmiş olması nedeniyle hatırlamadığını ifade etti. Yöney, iddianamede delil olarak sunulan belgelerin, sahte olduğunu iddia ederek söz konusu belgelerin, TSK’nin arşiv yönergesine, usullerine, yazım ve protokol kurallarına aykırı olduğunu vurguladı. Yöney, irtica konulu toplantıda yaptığı iddia edilen konuşmanın kendisine ait olmadığını kaydetti. Mahkeme tahliye taleplerini reddederken duruşmayı 30 Ekim’e erteledi. ‘Helal Schengen ağı kurulsun’ İstanbul Haber Servisi AB Bakanı Egemen Bağış, dünya çapında 3.5 trilyon dolarlık bir helal ürün pazarı olduğunu, bunun da denetim altında rahatça dolaşabilmesi için “Helal Schengen” adı altında bir ağ oluşturulması gerektiğini söyledi. Uluslararası Helal Akreditasyon Forumu, 60 ülkeden 1250’ye yakın katılımcıyla dün Haliç Kongre Merkezi’nde başladı. Forumun açılışına AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış da katıldı. Helal ürün ticaretinin yüzde 18’inin İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler arasında gerçekleştiğini belirten Bağış, “Helal ürünlerin ticaretinin yüzde 82’sinin Müslüman olmayan tarafından gerçekleştiriliyor. Bu ayıp bize yeter. Gelişmekte olan Müslüman D8 ülkeleri arasındaki ticaret hacim grafiği her geçen gün yükseliş gösteriyor. Fakat üye ülkelerin potansiyeli ile karşılaştırıldığı zaman bu rakamlar devede kulak kalır. Bizim hedefimiz D8’i G8 seviyesine getirmek olmalı” dedi. Son zamanlarda çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde verilen helal belgelerinin tanınması noktasında bir birliktelik olmadığını kaydeden Bağış, özetle şunları söyledi: “İslam dünyası arasına sızmış parçalanmışlık hali helal belgelendirme alanında da kendini çok açıkça göstermektedir. Bugün Suriye, Mısır, Gazze, Arakan ve Somali’de insanlar inlerken biz hâlâ kendi aramızda bölünmüşlük yaşıyorsak bunda hepimizin vebalinin olduğunu unutmamak gerekir. Unutmamalıyız ki helal ile haram arasındaki farkın bilinmesi sadece bizim adımıza değil gelecek nesillerin selameti adına da çok önemlidir. Kendi evimizde, kendi dinimizin ve kültürümüzün düşmanını yetiştirmemeliyiz.” POLİS ŞİDDETİNİ PROTESTO ETTİ, ‘HUZURU’ BOZDU! Birliktelik yok Tazminat davası açacak Memura ‘takla’ sürgünü Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in geçen yıl nisan ayındaki Muğla ziyareti sırasında “Taklacı Bakan Muğla’dan defol” pankartı açan gruba yönelik polis şiddetini protesto eden ve gözaltına alınan KESK üyesi Mustafa Kurt, huzuru bozduğu gerekçesiyle Gümüşhane’ye sürgün edildi. KESK Muğla Şubeler Platformu üyeleri, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde görevli memur Mustafa Kurt’un, “işyerinde huzur ve sükunu bozduğu” iddiasıyla zorunlu hizmet süresi dolmadan Gümüşhane’ye sürülmesini protesto etti. Kurt, “Hiçbir suçum yokken haksız yere başka bir ile sürgün edildim” diye konuştu. (ÖZCAN ÖZGÜR) KCK basın davası 28 Ekim’de TGS’den tutuklu gazeteciler için çağrı İstanbul Haber Servisi 20’si tutuklu 46 gazetecinin yargılandığı KCK basın davasına 28 Ekim’de devam edilecek. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye için utanç nedeni olan bu davaya katılım ve destek çağrısı yaptı. Davaya dikkat çekmek için dün Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Salonu’nda basın toplantısı düzenlendi. TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi toplantıya, İtalya Gazeteciler Sendikası’nın tutuklu gazeteciler adına verdiği ödülle birlikte katıldı. İpekçi ödülün kendileri için büyük onur, AKP hükümeti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için ise utanç belgesi olduğunu vurguladı. Terörle Mücadele Yasası ve özel yetkili mahkemeler kaldırılmadan Türkiye’deki basın özgürlüğü sorununun ortadan kalkmayacağını vurgulayan İpekçi, “Türkiye’de gazetecilerin yargılanması uluslararası düzeyde basının ifade özgürlüğüne de bir tehdit” dedi. KCK basın davasında tutuksuz olarak yargılanan Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü ve TGS İstanbul Şubesi Başkan Yardımcısı Arzu Demir, 20 meslektaşının 2 yıldır tutuklu olduğuna dikkat çekerek mahkeme heyetinin davayı bitirme ve ağır cezalar verme eğiliminde olduğunu belirtti. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Aziz TERKİR Pasaportumu kaybettim. Hükümsüzdür. Muzaffer Alagöz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle