19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EKİM 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR KENTLER YETİM, DOĞA VE ÇEVRE ÖKSÜZ 15 Oktay Ekinci yasası... Sevgili Oktay Ekinci, iki gündür senden çok, sensiz kalan kentler için, sensiz kalan çevre için, sensiz kalan doğa için, sensiz kalan bizler için ağlıyoruz. 61 yaş, “gitmek” için çok erken. Ama sensiz bıraktıklarını düşününce senin gidişin erkenden de erken… Haber bana Trakya’nın ücra bir köşesinde ulaştığında ilk aklıma gelen kimlerin artık biraz daha rahat edeceğiydi: Rant ve çıkar uğruna anayasayı çiğneyenler… Torba yasalara sığınanlar… Kıyılardaki 50 m’lik yapı yasağını 10 m. gibi komik bir mesafeye indirenler… Kıyıya sıfır yapılaşmaya izin verenler… Ormanları imara açanlar… Eski eserlere çanak çömlek diyenler… Koruma yasalarını yok sayanlar… Kültür sözcüğünden nefret edenler.. vb. ra kucak açma dürtüsü vardı. Toplumcuydun. Emeğe saygın sonsuzdu. Hiç unutmuyorum: 12 Eylül 2013 tarihli Cumhuriyet’te yazdığın yazıyı. Faşist darbenin yıldönümüydü. Ve sen bu sayfadan haykırıyordun: “Günümüzün yürürlükteki yağma yasaları 12 Eylül 1980 faşist darbesinin ürünüdür” diyordun. Diyordun ki: 12 Eylül’ün “temel gerekçesi”, sermayenin tam egemenliğini ve sınırsız emek sömürüsünü hedefleyen 24 Ocak ekonomik kararları 1961 Anayasası’nın demokratik ve özgürlükçü özüyle çelişince, “baskı ve sömürüye uygun bir rejimin” getirilmesiydi… Örnekler veriyordun: “Turizmi Teşvik Yasası”… Döviz gelirini çoğaltmak adına, yapılaşma haklarının “bakanlık onayı” ile değiştirilmesi… “Emlak gelirini artırma”nın özellikle son 10 yılda hukuksal dayanak olması… Özelleştirme İdaresi’nin pazarladığı kamu arazilerinde, hem satışı çekici kılmak, hem de daha çok para kazandıracak imar değişikliklerini doğrudan Öİ’nin yapması… TOKİ’nin özel yasayla imar yetkilerini eline alarak, yine kendisine ortak kıldığı şirketlere “emlak gelirini yükseltecek” yüksek yapı yoğunluğu hakkı tanıması… Ve şöyle haykırıyordun: 12 Eylül’ün “yerel yönetimleri devre dışı bırakarak hükümet planlarıyla uygulama yapmak” ilkesi, 30 yıl sonra da aynen geçerli… Öyledir sevgili Oktay, bakma “12 Eylül’ü yargılıyoruz” palavralarına, işlerine geldi mi, darbe yasalarına bayılırlar! Şimdi sen de gittin, korkarım ki, işleri daha da kolaylaşacak! Canım arkadaşım, hastanede güzel manzaralı odaya geçtiğinde: “Biliyor musunuz, bu manzaranın bozulmaması için ben bir ömür verdim” demişsin… Bir ömür bundan daha güzel nasıl özetlenebilir ki! Işıklar içinde uyu… 100 Avro’ya Antik Sur kentini kurtarmak için piyango düzenleniyor u Çekilişin biletleri 100 Avro’dan satılacak ve piyangonun talihlisi 750 bin Avro değerindeki ‘Silindir Şapkalı Adam’ adlı desenin sahibi olacak. Kültür Servisi Bugün yapıtları milyonlarca Avro’ya satılan, 20. yüzyıl en büyük sanatçılarından Pablo Picasso’nun bir desenine sahip olmanız için 100 Avro yeterli olacak. Tabii, Lübnan’ın güneyindeki antik Sur kentini kurtarmak için kurulan bir derneğin önümüzdeki aralık ayında düzenleyeceği çekilişe katılırsanız ve talihiniz yaver giderse… Picasso’nun 1914 yılında yapmış olduğu “Silindir Şapkalı Adam” adlı kübist guaş desen, Uluslararası Sur Kentini Kurtarma Derneği’nin düzenleyeceği çekilişin 50 bin bileti 100’er Avro’ya satılıyor. Derneğin, çekiliş tarihine kadar toplam 5 milyon Avro’luk bilet satması bek Picasso! kucaklamak Anadolu’yu, Türkiye’yi Şu son on yıldır Cumhuriyet’te komşun olmak bana ne büyük bir kıvanç ve sevinç nedeniydi, bilemezsin. Hem kültür sayfasında perşembe günleri yazılarımız komşuydu, hem de gazetenin yazarlar odasında masalarımız komşuydu. Türkiye’nin her yöresindeki kentleri, kasabaları, köyleri; Anadolu’nun her doğa harikasını ve her sorununu; çevre için verilen her amansız mücadeleyi o masanın çevresindeki raflara taşımıştın. Senden yana bakmak, seninle sohbet demek, Türkiye’yi, Anadolu’yu kucaklamak demekti. Sen mimar gazeteci ya da gazeteci mimar; ben mimariye âşık gazeteci; Cumhuriyet’e gelmeden önce de senden ve yazılarından ne çok şey öğrenmiştim… 30 küsur yıl çalıştı ğım gazeteden kovulduktan sonra geldiğim Cumhuriyet’te, beni “evimde” hissettiren ilk yazarlardan biriydin. Şehircilik bilincimi bileyen, Türkiye’nin her köşesinde uzmanlık alanım olmayan konularda bile, “sanatsal kültürel bakışı” dile getirmem için konuşmaya kışkırtan sendin. Biraz nazlanacak olsam, “Anadolu’ya borcumuz var”ı anımsatan yine sendin. Sevgili Oktay, salt mimari, şehircilik, çevrecilik, korumacılık değildi meselen… Yaşama bakışındaki, hayatı ve dünyayı kucaklayışındaki değer ölçüleriydi seni sen yapan. Yürürlükteki yağma yasalarına karşı da senin Oktay Ekinci yasaların vardı. Ve seni sen yapan yasaların başında Cumhuriyet ilkeleri vardı: Atatürk sevgisi, aydınlanma, çağdaşlaşma tutkusu, laiklik gibi ilkeler… Dürüstlük vardı. Çalışma tutkusu vardı. Yararlı olma tutkusu vardı. Dostla Yürürlükteki yağma yasaları leniyor. Piyangonun talihlisi, Picasso’nun 750 bin Avro değerindeki deseninin sahibi olacak. Derneğin, “Silindir Şapkalı Adam” adlı desenini New York’taki bir sanat galerisinden satın aldığı belirtiliyor. İÖ yaklaşık 2000’den Roma döneminin sonuna kadar Fenike’nin başlıca liman kentlerinden biri olan Sur’da, uzun yıllar Beyrut Fransız Arkeoloji Enstitüsü tarafından kazılar yapılmıştı. Ancak bugünkü modern kentin altındaki Fenike dönemine ait kalıntıların çoğu henüz kazılmamış durumda. Şevki Karayel Piyano Akademisi açıldı Kültür Servisi Piyano virtüözü Şevki Karayel, İstanbul’da Şevki Karayel Piyano Akademisi adı altında bir piyano okulu açtı. Akademide, “Şevki Karayel ile piyano dersleri”nin yanı sıra, yalnızca öğrencilerin katılacağı ve Şevki Karayel’in anlatarak çalacağı küçük konserler de düzenlenecek. ‘Repertuvarımızla kucaklayamadık’ Çınar, “Opera ve balenin izleyici sayılarının ANKARA “Opera ve artmasında repertuvarın bale sanatının Türkiye’de etkisi var mı” sorumuza bugüne değin halka çok ise şu yanıtı verdi: fazla ulaşamadığı” yönün“Bizim yıllarca reperdeki söylemlere ilişkin Antuvarımız yapılırken, kara Devlet Opera ve Balebence bir yanlışımız olsi (ADOB) Müdürü ve opemuş. Bunu özeleştiri olara sanatçısı, tenor Aykut rak söylüyorum. Biz hep Çınar’dan özeleştiri geldi. opera sanatının gerekÇınar, “Bizim yıllarca relerini düşünmüşüz, tapertuvarımızı hazırlarken bii burası bir opera kubir yanlışımız olmuş. Hep rumu olduğu için. Şimopera sanatının gerekledi Genel Müdürümürini düşünmüşüz. Herkeze de (Prof. Rengim Göksi kucaklayan bir repermen) söylüyorum; şimtuvar yapamamışız. Oysa di iddia ile söylüyoAnkara’da yaşayıp da taruz ki DOB yalnızca sarihi Ulus’ta, Opera duranat üreten kurum değını bilen ama Opera biğildir. Türkiye’nin külnasını bilmeyen insanlara tür sanat yaşamına eğiulaşmanın yollarını aratim yönüyle de hizmet malı bu kurum. Biz yalvermesi gereken bir kunızca operaseverlere değil, rumdur. Böyle baktığıu “Bizim yıllarca repertuvarımızı tüm yurttaşlarımıza hitap mız zaman biz bir reperhazırlarken bir yanlışımız olmuş. etmek istiyoruz” dedi. tuvar yaparken, eser seAykut Çınar, ailesinde çerken, konserler düzenHep opera sanatının gereklerini hiç sanatçı olmamasına karlerken, devamlı şunu düdüşünmüşüz. Herkesi kucaklayan şın, tesadüfen, 20’li yaşlarşünmeliyiz: Opera ve babir repertuvar yapamamışız. da tanışmış opera sanatıyle tutkunu kişiler, yıllık la. Öncesinde hiç opera biprogramlarımıza bakıp Oysa Ankara’da yaşayıp da tarihi le izlememiş. Şimdi, hem Ulus’ta, Opera durağını bilen ama diyecekler ki, ‘Tatmin olADOB’un sayılı tenor sadum’. Ankara’da yaşaOpera binasını bilmeyen insanlara yan, opera ve bale tutkunatçılarından biri hem de ulaşmanın yollarını aramalı bu müdürü. Çınar’ın müdürlünu değil ama klasik müğünden bu yana ADOB’un kurum. Biz yalnızca operaseverlere ziğe, sahne sanatlarına ilaçılış konserleri yaklagisi olanların da kendisideğil, tüm yurttaşlarımıza hitap şık 3 bin kişilik Congresine yakın hissettiği eseretmek istiyoruz.” um Ankara’da gerçekleştiriler olmalı, onlar da diliyor. Bunun nedenini “Büyecek ki ‘tamam’. Bunun yük prodüksiyonlara çok yanı sıra Ankara’da yaönem veriyoruz” sözleriyle anlatan Çınar, bu şayıp, Ulus’ta Opera durağını bilip opera biyılki konserin diğer büyük konserlerden farklı nasını bilmeyen insanlara ulaşmanın yollarıolduğunu, çünkü bu konserin içinde “herkesin nı da aramalı bu kurum. Onlara ulaştığınız çok kolay sevip tüketeceği eserlerin dışında, zaman belki ‘Tannhäuser’ operasını izleteyalnızca opera eserlerinin, uvertürlerin ve mezsiniz; o yüzden onlar da bir şey bulmalı aryaların seslendirildiğini” belirterek, “3 bin repertuvarda mutlaka. Bir de gençler ve çokişilik salonda acaba dinleyiciler sıkılır mı cuklar, onlar da bizim geleceğimiz ve biz bu diye düşündük kimi zaman. Ben bütün ekisene repertuvar yaparken, 30’a yakın eser bimize hep şunu söylüyorum: Ne kadar bibelirledik. Ankara’da yaşayan, yalnızca opelet sattığımız değil, konserleri kaç kişiyle bi raseverler demiyorum, özellikle tüm yurttaştirdiğimiz önemlidir” dedi. larımıza hitap etmek istiyoruz.” SELDA GÜNEYSU ANKARA DOB MÜDÜRÜ AYKUT ÇINAR’DAN ÖZELEŞTİRİ n Kültür Servisi Bu yıl 20. yaşını dolduran İstanbul’un gözde eğlence mekânlarından Roxy, yeni sezona 25 Ekim’de başlayacak. Sahnesinde dünyaca ünlü isimleri ve yeni müzisyenleri de ağırlayan Roxy’nin 25 Ekim Cuma günü gerçekleşecek açılış partisinde, Bora Uzer hem DJ setiyle hem de canlı performansıyla sahnede olacak. Roxy 20 yaşında ‘Ölüm Diyalogları’ Maya’da n Kültür Servisi Tiyatro Sİ’s’in “Ölüm Diyalogları” adlı oyunu sahnelenmeye devam ediyor. Oyun, 51927 Kasım tarihlerinde saat 20.30’da Maya Cüneyt Türel Sahnesi’nde sahnelenecek. KAMİL KÜLTÜR l MASARACI ÇİZİK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle