19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EKİM 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA 13 TAYYİP SULTAN CAMİİ: Başbakan Erdoğan, “Bu yakada hiç ‘Selatin camii’ yok!” diye önce Anadolu yakasının eksiğini ilan etti. Sonra da emri verdi. 22 ayda Ataşehir’de otoyol kenarındaki cami bitirilip hizmete açıldı. Erdoğan’ın Arapça bilgisi tartışılmaz. “Selatin” sözcügü “Sultan”ın çoğulu. Göstere göstere ve “sultanlığını” açıkça ilan ederek kendi camisini yaptırmış oldu ama nedense camiye “Mimar Sinan” ismini verdi. Oysa Koca Sinan’ın kabir azabı çekmesini istemeyenler haklı olarak camiye Tayyip Sultan Camisi diyorlar. Arkasındaki (yoksa önündeki mi) ikiz gökdelene lanet okuyanlar da var. Oysa caminin temeli atıldığında bu ikiz gökdelenlere mal sahipleri çoktan yerleşmişti. Şimdi, cami gölgelenmesin (ve Tayyip Bey kızmasın) diye geceleri ikiz binada aydınlatma yapılmıyor. Oysa bu önlem beyhude. Öteki taraftan bakanlar için bu cami, “Siluetini Sevdiğimin Camisi” olmaktan kurtulamıyor. FOTO TUTANAKTIR Başkentte Oran Atakent’teki ağaçlar Gezi Parkı’ndakilerden sayıca belki yirmi otuz kat daha fazla ama onlar kadar şanslı değiller. Çünkü göz önünde değiller. ODTÜ Ormanı’na bitişik Atakent adlı site, 9 katlı memur lojmanlarından oluşuyor ve “Devlet Mahallesi” diye anılıyor. “Devlet”in, “memur”un ve “yeşil”in defterinin dürülme sürecinden burası da nasibini alıyor. Başbakanlık’ın TOKİ’si burasını da içindeki meyve ağaçları dahil sayısız ağaçla birlikte kurban etmeye karar verdi. Bu resmi kesip saklayın. Seneye bu ağaçlar kesilmiş ve yerlerinde 3540 katlı gökdelenler dikilmemişse, Cumhuriyet’e de gazeteciliğe de veda edeceğim. İLANEN RANT ÇAĞRISI: İktidar, anayasada “Halk, eşek yerine konulamaz!” diye bir hüküm olmamasından yararlanmaya devam ediyor. İstanbul’un her yanını yukarıdakine benzer ilanlarla donatıyor. Bu ilanlar arazi rantına açık davet anlamına geliyor. Taksim’den 73.5 dakikada gidilecek Kayaşehir’in haritadaki yerini bilen İstanbullu sayısı yüzde 1 bile değildir ama 5 yıl sonra oraya metro gideceğinin garantisiyle Kayaşehir’deki arazinn yüzde 100 değerleneceğini yüzde 100 kesindir. AKP oy mu istiyor, rant garantisi mi veriyor? Che Atkısı Delil Olur mu? 5 Temmuz 2013 günü sabahın ilk ışıklarıyla Manisa Soma’daki evimi, Özel Timler, TEM’ciler ve bir sürü sivil polislerin olduğu 30 kişi oturduğum apartmanı bastı. İlk defa böyle bir şeyle karşılaşan ailem hayretler içinde kalmıştı. Ama İzmir’deki Gezi eylemleri gözaltım sonrası herkese bizi tekrar alacaklar demiştim. TEM’den çıkarken memurlar sırıtarak, yakında görüşürüz demişti çünkü. Evimde yapılan arama “saçmaydı”. Nedeni evim neredeyse hiç aranmadı, sadece bacaların üzerinden bakıldı. 2000’e yakın kitabımdan sadece 1 adet bandrolü yırtılmış kitabımı aldılar, onlara göre yasadışıymış, “Nasıl, bakanlık izin veriyor” dediğimde ben bilmem dedi, onlara göre yasadışıymış. Avukatı dahi aratmadılar, evdeki PC’yi, CD’leri, flaşbellekleri aldılar. İleride araba alır isem arka camına asmak için aldığım, üzerinde “CHE” resmi bulunan ve “Dünyanın Tek Yıldızı Terketmedi Sevdamızı” ibareli atkım alındı. Birçok arkadaşımın evinde banyodaki sifonundan tuvalet deliğine, yastıkların içine kadar aranmış; ve bu sürede benim üzerim dahi aranmamıştı. 6 Eylül 2013 günü iddianame elimize geldiğinde, o kadar komik ve TEM memurlarının kopyalayapıştır takdiğiyle yalan fezlekelerini gördük. Ve bu delillere göre bizleri tutukladılar ve örgütlere bağlamışlar; karar sizin... Bu delillere göre hangi örgüte bağlanır bir insan? Deliller... 1) 1 Haziran günü İzmirKonak ilçesi Karamürsel önünde “keyfi tutuklamalara karşı adalet istemek” Grup Günışığı dinleyeni olarak basın açıklamasında bulunmak. “Bu pankart grup üyelerinin tutuklu olduğunu teşhir içindir” pankartı tuttuğum ve eyleme aktif katıldığım. 2) Üzerinde “Che” resmi bulunan “Dünyanın Tek Yıldızı Terketmedi Sevdamızı” ibareli boyun atkısı. 3) Grup Günışığı’nın şarkılarını söylemek, halay çekmek. 4) Marksizm’in temel kitabı “Emile Burns” adlı kitabı bulundurmak. 5) Mezar ziyareti yapmak. 6) “Medeni Yıldırım Ölümsüzdür”, “Elbet Bir Bildiği Var Şu Çocukların”, “Kolay Değil Öyle Genç Ölmek”, “Diren Lice” yazan karton döviz bulundurmak. (Bu dövizler üniversite mezuniyet töreni geçişi için hazırlanmıştır. Tutuklandığım için mezuniyet törenine de gidemedim.) Şimdi de 24 saat tecritte olmamıza rağmen, çatılardakoridorlarda kamera, asker, gardiyan, yüksek duvarlar, kılıçtan keskin tellerin, köpeklerin, demir parmaklıkların olmasına rağmen “havalandırma”ya da kamera takılmak istendi ve takdılar. Söktüğümüz için 40 gün hücreye koyma cezası verildi. Gezi’den gelen grupların bu tutumuna, daha önceleri atılan sloganlara ceza verilmezken kamera olayı sonrası cezaların arkası kesilmedi. Gezi Direnişçilerinin attığı sloganlar “Kamera İşkencesine Hayır”, “Her Yer Taksim Her Yer Direniş”, “Bu Daha Başlangıç Mücedeleye Devam”, “Direniş Şehitleri Ölümsüzdür” sloganları yüzünden 15’i bulan soruşturmalar açıldı. Her soruşturmada sohbet hakkımız keyfi şekilde gasp edildi ve edilmektedir. Bu cezalar, ayları bulan faaliyet, mektup almayollama, sohbet yasakları ve ayları bulan açıkkapalı görüş cezaları, bizleri beklemekte. Bu baskı ve zulüm, devrimcileri, direnişçileri susturma politikaları dışarıdaki gibi burada katbekat devam etmekte. 1 Kasım’da (2. dalga), 20 Kasım’da (3. dalga), 26 Kasım’da (4. dalganın) duruşmaları İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecektir. Tüm insanları, insan kalmayı başaranları mahkemelerimize, biz Gezi tutsaklarını sahiplenmeye çağırıyorum... Çalışmanızda başarılar dilerim. Sevgilerle Özgür Tutsaklar MEMET BARIŞCAN YALÇIN İzmir Kırıklar 1 No’lu F Tipi Hapishanesi B48 Bucaİzmir ANLAR: B R U K IL S A R A L N A B KUR erinde Müslüman Bu yıl 2 milyonun üz şartlarından birisi hacı olmuş. Haccın da iken kurban de kutsal topraklar r ki geçen son kti me kesmek. Bu de n kurban” kesildi. üç günde, “2 milyo dan Afrika’nın, Bu 2 milyon kurban ya’nın açlarıAs ak Uz , Ortadoğu’nun belerine 20 gram na, çoçuklarına, be udi yetkililer, e bile olsa et düşs Su nnetlik olacak hacılardan önce ce küçük bir umut ama bu konuda en dan beri kutsal yıl 00 ve işaret yok. 14 kesiliyor. Bu kurtopraklarda kurban dünyada açlık ve banların, nedense, larına en küçük an rb ku selafetin asıl ! yararı dokunmuyor FOTO TUTANAK: Ankara’daki Atakent, ismiyle, cismiyle bu iktidara zaten pek uygun düşmüyordu. Şimdi yerine dikilecek “gökdelen ve AVM”lere ne ad verileceğini lojmanlarından olan memurlar merak ediyor ama adının gidip “levhası”nın yadigâr kalacağı kesin! KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ‘Kaymaklı Baklava’ymış! Başbakan Yardımcısı “Bülent Arınç”; ardı ardına saçılıp dökülen iki “Açılım Süreci” için: “Bir de tutarsa, başarılı sonuçlar alırsak ne olacak?” diye sorup, yanıtı da vermiş: “Kaymaklı baklava olacak!” diye (30.3.2013). Meğer öyle de olmuş, Güneydoğu’da “Kürt Milliyetçiliği” tavan yapmış (8.10.2013). Önceki yüzyılda “Arap Miliyetçiliği”nin “de” tavanı delip geçtiği bilinir. Ayrıca bu “Arap Ulusalcılığı”; tüm boyutlarıyla “din”i kullanmış, “İslam”ı temel taşı yapmış ve bu “öğe”ye dayanmayan “ulus”u (millet) ve “ulusalcılık” (milliyetçilik) akımlarını da başta Türk ulusalcılığı olmak üzere içinde eritmişti. Dolaysıyle dört dörtlük bir “şeriat”çıdan; “Türk”e, “Türk halkı”na, “ulus”una “ulusalcı”lığına sahiplenmesi, kuşkusuz beklenemez. Örneğin; “Elhamdülillah şeriatçıyım!” diyen “Recep Tayyip Efendi”nin ağzından dökülüp saçılanlar “Artık bu ülkede ‘ulusalcı’ mulusalcı diye bir şey yok; bu ülkede artık ‘millet’ gerçeği var!..” gibi “inci”lerdir ancak. Çünkü bir “şeriat”çı için “millet”in anlamı; “inanç (iman) birliği”dir, “din birliği”dir, kısacası “ümmet” olmaktır. Ve bir “ümmet”çi için “Türk” adının, sözcüğünün ne anlama geldiğini “Erdoğan” , “Ne mutlu Türküm diyene!” haykırışının ve bunun “dağa taşa yazılması”nın ne denli bir “ilkel”lik olduğunu “kin” saça saça söyleyip ortaya koydu. Umarım “sindirilmemiş”tir! Bugün “tavan” yapan “Kürt Milliyetçiliği” de; “Türk”, “Türklük” karşıtlığını açıkça “köktenci” bir biçimde benimsemiş durumda. Öte yanda; gerek “şeriat”ın ve “ümmet”çiliğin, gerekse köktenci “Kürt Milliyetçiliği”nin yadsıdığı, düşman oldu ğu “Türk” ü, “Türklüğü” , “Atatürk”ü, “hedef”ini içeren “Andımız”ın “kaldırılması” da, “açılım”ın sunduğu “Bülent Arınç” markalı son “kaymaklı baklava”dır(!). Öcalan’la birlikte “afiyet”le yesinler ve “sindirsinler” demeye kalmadan “Andımız” yerine geçeceklerin “denenmesi” sıraya kondu bile; ilk olarak “Erzurum Yük. Polis Okulu” nda yeni “öğretimeğitim” dönemi “müftü”nün “dua”larıyla, açılışa katılanların ona eşlik etmesiyle başlatıldı; eski “Mahalle Mektepleri”nde olduğu gibi... Tek ayrım “yer”de değilde, “koltuk”da oturmaktı. Ne ki, halkımıza sunulan bu “baklava”lar “35” taneyle sınırlı değil; yalnızca bu ekim ayınkileri saysak bu sütunlar yetmez, ama “deneyelim” diyorum... Yine bir ders yılı açılışından başlayalım; “Tunceli Üniversitesi” nde yaşanan öğrenci olaylarında, erkek “polis”lerin “kız” öğrencilerin üstlerini elleriyle aradığını belirterek eleştiren “Yard. Doç. Dr. A. Güven’e”, Rektör: “Polisimize karşı bunları söylüyorsun ‘dağa git’!” demiş. Rektör haklı (!); onlar “açılım”ın “efsane” yaratan polisleri, “baklava”ları... Genelde; “yürütme” de olagelen “akçe”li konulardaki artık iyice “baklava”laşan “yolsuzluk”lar, “düzensizlik”ler için toplumsal boyuta “ses” getirici, “baskı” yapıcı “eylemsel sorgulama”ları pek gerçekleştiremiyoruz; oysa genel geçer söylemle “devlet”in kesesi, kasası olan “Maliye”miz, inanılmaz ihmaller, düzensizlikler, yasadışı uygulamalar vö’ler içinde “yüzüp” duruyor... İşte birkaç tanesi (özetle): l “Hazine”ye ait taşınmazların değerlendirmeleri yapılmamış. l Dolaysiyle “Maliye” sahip olduğu taşınmazlar hakkında doğru “bilgi” sunamıyormuş! l Türlü kurumlar tarafından “Maliye”ye aktarılması gereken üçer aylık gelir “fazla”ları aktarılmamış! l Dahası bu “aktarılacak” tutarlar “yanlış” hesaplanmış! l Bazı taşınmazların sözleşmeye “aykırı” kullanılmasına karşın, sözleşmeleri “fesh” edilmemiş (3.10.2013). Bu kadarcık örneğe bile insan ne diyeceğini şaşırıyor; ama bitmiyor, sırada “Devlet Karayolları” var. Burada da: l Yatırım programında “yer” almayan “projeler” için “972 milyon” (usulsüzce) harcanıvermiş! * Bu kuruma ait arsalar “otopark” olarak kullanılmakta, ancak gelirler başkalarının “cebine” (2.10.2013). Sürdürelim l “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı”nca tam “500 milyon”luk “haksız” desteklemeler yapılmış. l Bunların ancak “6 milyon”u geri alınabilmiş! (2.10.2013) Hadi “Sayıştay” ile birlikte “Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü”ne uğrayalım; bu “kurum” “18 yıl” boyunca, türlü yatırımlar için “avans” dağıtmış. l Bu “avans”lardan bugüne dek “bir kuruş” bile geri alınmamış! (2.10.2013) Bir tane daha; “Devletin” kesesinden “15 milyar TL”lik “fazla”dan “mevzuata aykırı” harcama yapılmış!” diye haykırıyormuş “Sayıştay”!.. (15.10.2013) Bu “bayramlık” haberlerin bir “süre” sonra üstü çiziliyor; çünkü “sindirim” olayı başlamış oluyor; hele “baklava”laşanlar çoktaan... Not: Tüm haberler “Cumhuriyet” ten; “Maliye ve Sayıştay” la ilgili olanlar için değerli yazarmuhabirlerimiz Mustafa Çakır ve Fırat Kozok’a teşekkürler! ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN İSTANBUL CUMOK BAŞSAĞLIĞI Sevgili Gazetemizin değerli yazarı, mimar, çevre dostu OKTAY EKİNCİ Seni ölümsüzlüğe uğurlarken değerli Zehra Ekinci ile Cumhuriyet Evleri’ne katkınız için de şükranlarımızı sunuyoruz. Yaptıklarını, yapacaklarını DOĞAYAİNSANAATATÜRK CUMHURİYETİ’NE emanet ediyoruz. OKTAY EKİNCİ’yi yitirdik. Sevenlerinin başı sağ olsun. Işıklar içinde yatsın. İstanbul CUMOK Karar Kurulu www.cumok.org KOOPC Yönetim Kurulu SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Orta Asya 1 Türklerinde, 2 türlü nedenlerle kurban edilen ve 3 bir sırığa geçiri 4 len atlara verilen 5 ad. 2/ Mersin’in 6 Silifke ilçesinde 7 antik bir kent... Kent ya da ka 8 sabada dış ma 9 halle. 3/ Antil 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Adaları’nda, özel1 D E R V A Z E A likle Jamaika’da yayS A L A Ş gın olan ve siyahla 2 E D E N İ rın anayurt Afrika’ya 3 Ş A H T U R dönüp özgürlüğe ka 4 T B O R A B A Y vuşmalarını amaçla 5 İ V E S İ O V A yan mistik, kültürel ve 6 B O R L İ Y A N siyasal akım. 4/ Yol, 7 A L T E R A S meslek. 5/ Bir yerde 8 N A T U R A Y O biriken sıvıları boşalt 9 N A R T R A K makta kullanılan boru ya da oluk... Şöhret. 6/ Ezgiyle okunan şiir... Bir cetvel türü... Yemek. 7/ İsviçre’ye özgü, ağaç kütükleriyle yapılan dağ evi... Işık kaynağının 1 saniyede çevresine yaydığı ışık enerjisi. 8/ Artvin ilinde, doğal güzelliğiyle tanınmış bir vadi. 9/ Bir gıda maddesi... Yağı çıkarıldıktan sonra zeytinin kalan posası. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Volga Irmağı’nda işleyen mavnaları kıyıdan halatlarla çeken kişilere verilen ad... Kuzu sesi. 2/ Bir etkinliğin geçici olarak durdurulduğu süre... Bir tür tavla oyunu. 3/ Üstünde hamur açılan ya da yemek yenilen tahta. 4/ Hükümdar başlığı... Ege Bölgesi’nde taze sarı incire verilen ad. 5/ Halk dilinde tarladaki sebzeye verilen ad... Boş, ıssız. 6/ İnceltilmiş, arıtılmış... Rütbesiz asker. 7/ İri taneli bezelye... Yüce, yüksek. 8/ Toprağı kazıp siper yapmak. 9/ Müsavi... Henüz mayalanmamış üzüm suyu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle