19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 OCAK 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 El ve söz yordamıyla Spinoza ? Berger kitapta Spinoza’nın teleskop mercekleri ve göz çizimini, müzelerdeki başyapıtları, günlük hayatındaki bitkileri ya da yakınlarını desenleyerek, bir fikrin imgeye, imgeden de yeni fikirlere nasıl evrilebildiğini gözler önüne seriyor. Bunu yaparken okura elleri ve sözleri yordamıyla Spinoza gibi bir değeri tanıştırıyor. EVRİM ALTUĞ ‘Söz ve yazı engellenemez’ Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği’nden edebiyatın denetlenmesine tepki Kültür Servisi Üyeleri yayıncı, yazar, çizer, akademisyenlerden oluşan Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği, son günlerde yaşanan, eğitim sisteminde edebiyatın denetlenmesi, eksiltilmesi, sansür edilmesini içeren olay ve tartışmalara ilişkin bir açıklama yaptı. “Edebiyat tarihinde en çok yapanları utandıran (ya da utandırması gereken) olayların başında gelen edebiyat metinlerine yönelik sansür, engelleme, denetleme ve kısıtlamaların olduğu bilinen bir gerçektir. Tarih sansür edenleri değil değer taşıyan edebiyat metinlerini haklı çıkarmıştır, çünkü diğerlerinin tarih sahnesinde adı bile anılmazken yaşamaya devam eden edebiyat ve onun estetik değer taşıyan ürünleri olmuştur” sözleriyle başlayan metinde, edebiyatın, komisyonlar ve kurullar tarafından denetlenmesinin kabullenilir bir durum olmadığına değiniliyor. Açıklamada “Şeker Portakalı ile Fareler ve İnsanlar’ın başına gelenlere gösterilen tepkiler, edebiyatın her türlü baskı ve sansüre karşın devam edeceği, sözün ve yazının asla engellenemeyeceğini bir kez daha göstermiştir” sözlerine de yer veriliyor. John Berger’ın ortaçağ filozofu Spinoza’nın fikirlerini yorumladığı “Bento’nun Eskiz Defteri” Türkçede sürdüren John Berger’ın, kendisine hediye edilmiş eski bir boş defterden türettiği bu son kitabı, mütevazı bir sadelikle, birbirine refakat eden günlük desenler ve deneyimleri, Spinoza’dan alıntılarla kesiştiriyor. 173 sayfalık kalın ciltli bu defter/kitap okura, bir başkasının özel günlüğünü keşfettirmişçesine samimiyetle ulaşıyor. Berger kitapta hem Spinoza’nın teleskop mercekleri ve göz çizimini hem de müzelerde rastladığı başyapıtlar ya da günlük hayatındaki bitkiler veya yakınları gibi konuları desenleyerek, bir fikrin imgeye, imgeden de yeni fikirlere nasıl evrilebildiğinin çeşitlemelerini gözler önüne seriyor. Bunu yaparken okura elleri ve sözleri yordamıyla Spinoza gibi bir değeri tanıştıran Berger, kitabında bol bol yaşamsal nasihat vermeyi de ihmal etmiyor. Yazar sözgelimi, kâğıt ve dil ilişkisinden bahsederken, demli cümlelerini okura şöyle ikram ediyor: “Genellikle okuyabilmek, telaffuz edebilmek ya da düşünebilmek için sözcüklere cepheden bakarız. Buradaysa dilin kıyısında gelişiyor her şey. Dilin, cepheden görülmesi mümkün değil. Kıyıdan bakınca, dilin nasıl da kâğıt gibi inceldiğini görüyorum; tüm sözcükleri ufala ufala tek bir dikey çizgi haline gelmiş I uçsuz bucaksız bir arazide dikili bir direk gibi...” (s.43) Kitabında betimleme ediminin kökenini bilge eleştirmenliğiyle sorgulayan Berger, bu edimin hem deneği, hem de analizcisi haline gelirken, Spinoza’dan alıntıların rehberliğinde, çok önemli sorular soruyor. Berger örneğin, “Bir çizim, ad yerine geçebilir mi?” (s.73) diyerek, belki de sanat tarihinin hâlâ cevaplayamadığı bir soruyu Yaşamına çok erken sayılabilecek bir yaşta, 45’inde veda ederken bize “Ethica”nın sınırlarını sorgulatan ortaçağ filozofu Benedict “Bento” Spinoza’nın eskiz defteri neye benzerdi? İşte, “G.” romanıyla 1972 Booker Ödülü’nü kazanan 1926 doğumlu yazar ve sanat eleştirmeni, aktivist ve düşünür John Berger, Türkçeye Beril Eyüboğlu imzası ile yeni kazandırılan “Bento’nun Eskiz Defteri” adlı yapıtında bu merakı hem görselleştiriyor, hem de yeni fikirleriyle Spinoza’yı beklenmedik bir çeşitlilikle sorgulamamamızın önünü açıyor. Halen yaşamını Fransa’nın bir köyünde en basit ve derin haliyle yeniden bizlere sunuyor. Berger’in “iç konuşma”larına ses veren Spinoza ise, yazarı şöyle karşılıyor aynı satırlarda: “Zihinsel bir imge ne kadar başka imgeyle birleşirse o kadar sık canlanır. Bir imge ne kadar çok başka imgeyle birleşirse, onu canlandıracak nedenler de o kadar fazlalaşır.” Berger kitabı boyunca Anton Çehov’un çehresinden bahçesindeki salyangoza, gittiği Avrupa gezilerindeki manzaralardan bir bebek hırkasına ve Subcommandante Marcos’a dek pek çok detayı, yerinde, özelinde ve tüm samimiyetinde, “o” ana adayarak resimliyor. Resimlerken gördüğünü anlamaya ve anladığını en samimi hali ile kalıcı bir ize dönüştürmenin merakını tecrübe ediyor. Berger bir ara, edebiyattan sanat tarihine uzanan bu imgeler geçidinde yaşadığı tanıklığın samimiyetinden şöyle dem vuruyor: “Aile bağlarının yarattığı karışıklık ve çatışmalardan azade olan, bizi şekillendiren bu hikâyeler, biyolojik değil, rastlantısal atalarımızdır.” (s.92) “Bento’nun Eskiz Defteri”, Metis Yayınları, 2012, 176 s. PEN ÖYKÜ ÖDÜLÜ LEYLÂ ERBİL’İN ANTALYA’DA FİKRET OTYAM SANAT GALERİSİ AÇILDI Yaratıcılığın gençlik coşkusu Kültür Servisi PEN Öykü Ödülü bu yıl Leylâ Erbil’e veriliyor. değer görüldü. Tarık Günersel, Halil İbrahim Özcan, Sabri Kuşkonmaz, Ahmet Erözenci, Tülin Dursun, Zeynep Oral ve Mario Levi’den oluşan PEN Türkiye Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, “Edebiyat alanındaki olağanüstü eserleri ve laik ve demokratik bir Türkiye yönündeki mücadelesi için bir şükran ifadesi olarak 2013 PEN Öykü Ödülü’nü usta yazarımız Leylâ Erbil’e sunmaktan kıvanç duyuyoruz. Yaratıcılığını bugüne dek aydın sorumluluğu ve hiç eksilmeyen gençlik coşkusuyla beslediği için kendisine teşekkür ediyoruz” denildi. 1970 Türkiye Sanatçılar Birliği, 1974 Türkiye Yazarlar Sendikası kurucularından Leyla Erbil, PEN Yazarlar Derneği üyesidir. 1960’larda Türkiye İşçi Partisi üyesi olan Erbil, Türkiye İşçi Partisi’nin Sanat ve Kültür Bürosu’nda görev almıştı. Erbil ayrıca, 2002 yılında PEN Yazarlar Derneği tarafından Nobel Edebiyat Ödülü’ne ülkemizden ilk kadın yazar adayı olarak gösterilmişti. Yazarın kitapları arasında, “Tuhaf Bir Kadın”, “Karanlığın Günü”, “Üç Başlı Ejderha”, “Hallaç”, “Eski Sevgili” bulunuyor. Ödül yazara, 14 Şubat Dünya Öykü Günü’nde saat 19.00’da İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde takdim edilecek. ‘Vefa denilen bir şey var’ Kültür Servisi Gazeteci, yazar ve ressam Fikret Otyam adına Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan sanat galerisi, törenle açıldı. Antalya’nın tarihi Demirciler İçi Çarşısı’nda hayata geçen Fikret Otyam Sanat Galerisi’nin açılışına, aralarında Yalçın Bayer, Doğan Hızlan, Nebil Özgentürk ve Ataol Behramoğlu’nun da bulunduğu birçok isim katıldı. Açılışta, Nebil Özgentürk’ün hazırladığı, Fikret Otyam’ın hayatını anlatan belgesel, Türkiye’de ilk kez izleyiciyle buluştu. Ataol Behramoğlu, “Bizim kuşağımız, halk sevgisinin en önemli kaynaklarından birini Fikret Otyam’ın röportajlarında bulmuştur. Onun ‘Gide Gide’ adını verdiği röportajları, Türkiye’de gazeteciliğin, bir edebiyat yeteneğiyle birleştirilmesinin ve halk sevgisiyle yoğrulmasının en seçkin örnekleridir” dedi. Ardından söz alan Fikret Otyam, “Çok mutluyum, söyleyecek kelime bulamıyorum. Vefa denilen bir şey var ve bugün bu bir insanı mutlu etmek için, onu yüceltmek için sergileniyor” diye konuştu. Törende ayrıca, aralarında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ın da bulunduğu birçok isim, Fikret Otyam’la anılarını paylaştı. Ardından, Fikret Otyam’ın resimleri ile tekstil sanatçısı eşi Filiz Otyam’ın eserlerinin sergilendiği Fikret Otyam Sanat Galerisi, kurdela kesimiyle resmi olarak açıldı. ÖLÜMÜNÜN 23. YILINDA ANILIYOR Cemal Süreya buluşması Kültür Servisi Cemal Süreya, ölümünün 23. yılında 913 Ocak tarihlerindeki “Cemal Süreya Haftası” kapsamında, Türkiye’nin farklı illerinde düzenlenen etkinliklerle anılıyor. Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği, şairin ölüm yıldönümü olan 9 Ocak’ta, tüm şiirseverleri Caddebostan Kültür Merkezi’ndeki “Cemal Süreya Anması ve Ödül Töreni”ne davet ediyor. Etkinlikler kapsamında 9 Ocak’ta ayrıca, Muş Bulanık Sultanlı Köyü İlkokulu’nda öğrenciler, Cemal Süreya şiirleri okuyacak. Bursa The Doors Cafe’de “Cemal Süreya Okurları Buluşması”, Samsun Avangart Sanat’ta ise belgesel gösterimi ve söyleşi gerçekleştirilecek. 10 Ocak’ta Denizli Özel Pev İlkokulu’nda belgesel gösterimi, Ankara Ardıç Kitabevi’nde okur buluşmasının yanı sıra Mehmet Özer’le Cemal Süreya söyleşisi düzenlenecek. İstanbul Moda İlköğretim Okulu’nda Cemal Süreya anması yapılacak. 12 Ocak’ta Eskişehir Kolektif Kültür Merkezi’nde “Cemal Süreya Sevenler Buluşması”, Sivas Aralık Kitap Kafe’de belgesel gösterimi ve şiir okuma, Muğla Gençlik Parkı’nda ise “Cemal Süreya Okurlar Buluşması” yapılacak. 13 Ocak’ta ise, Mersin Sokak Kitap ve Kahve Evi’nde şiir okuma etkinliği, İstanbul Kadıköy Muhtar Özkaya Kütüphanesi’nde ise Zuhal Tekkanat ve Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği Gençlik Yönetimi ile Cemal Süreya “Kadıköy ve Şiir” konulu söyleşi gerçekleştirilecek. (http://cemalsureya.com.tr) ‘Ben Uçtum Sen Kaldın’ için destek ? Kültür Servisi Ödüllü kısa filmleri ve sinema kitaplarıyla bilinen Mizgin Müjde Arslan’ın ilk uzun metraj belgeseli “Ben Uçtum Sen Kaldın”ı seyirciye ulaştırmak için maddi desteğe ihtiyaç var. Filmin dağıtıma girebilmesi için gerekli masrafların bir kısmının karşılanması için indiegogo.com sitesinden destek olunabilir. “Ben Uçtum Sen Kaldın”, filmin yönetmeni Mizgin Müjde Arslan’ın 2009 yılında babasını aramak üzere önce çocukluğunun izini Mardin’de sürüşünü, sonra Mahmur Mülteci Kampı’na gidişini anlatıyor. Ertan Aşar’ın resimleri Profilo’da ? Kültür Servisi Ertan Aşar’ın portreden mimariye kadar birçok farklı konuyu işlediği kişisel resim sergisi, 22 Ocak’a kadar Profilo Alışveriş Merkezi Sergi Salonu’nda gezilebilir. Resme başladığı ilk yıllarda soyut ekspresyonist bir tutum benimseyen Aşar, son dönem çalışmalarındaysa daha çok tarihi figür ve objelerden ilham alarak, bu öğeleri zaman ve mekân duygusunu ortadan kaldırarak çalışmalarında kullanıyor. YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ OYUNCULARI’NDAN Şehir Tiyatroları’nda oyun değişikliği ? Kültür Servisi İBB Şehir Tiyatroları’nda, 1620 Ocak tarihlerinde Ümraniye Sahnesi’nde sahnelenmesi planlanan “Dünyanın Ortasında Bir Yer” adlı oyunun yerine, oyuncu rahatsızlığı nedeniyle 1617 Ocak tarihlerinde “Ben Sinema Olmak İstiyorum”, 181920 Ocak tarihlerinde ise “Zırhlı Kurt” adlı oyunların sahneleneceği duyuruldu. ‘Çukur’da umutsuz çabalayış Kültür Servisi Yıldız Teknik Üniversitesi Oyuncuları “Çukur” isimli oyunla bugün saat 20.30’da Afife Jale Sahnesi’nde. Ali Mustafa Kemal Tut’un yazdığı, Ürüncan Keskin’in yönettiği oyun, 2012 Kültür A.Ş. 10. Üniversitelerarası Tiyatro Festivali’ne katılan 35 oyun arasından “En İyi Oyun”, “En İyi Yönetmen”, “Ümit Veren Yazar”, “En İyi Dekor” ve “En İyi Makyaj” ödüllerine değer görülmüştü. Zavallı kahramankurban Fehmi’nin, korkunç bir çukurda umutsuz bir şekilde çabalayışının hikayesini anlatan “Çukur”la topluluk, eğlenceli ve fantastik bir kara komediye imza atıyor. İstanbul’a yeni bir sanat fuarı ? Kültür Servisi İstanbul, bu yıl yeni bir fuara kavuşuyor. İstanbul Kongre Merkezi fuar alanında 18 21 Nisan tarihleri arasında hayata geçecek “All Arts İstanbul” fuarı, galeriler, kurumlar ve müzayede evlerinin yanı sıra; sahaflar, zanaatkârlar, antikacılar ve yayıncıları da ağırlayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle