19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 OCAK 2013 PAZAR Canım Pınar, Birkaç gündür birbirimizle sadece acının diliyle konuşuyoruz. Acının dili, haksızlığın, adaletsizliğin dili... Ağzımızda kekremsi bir tat... Boğazımızda düğümler... Hasret, özlem, isyan, öfke gani gani... Ama artık ağlamıyoruz. Şaşmıyoruz da... Ağlamıyoruz, çünkü senden dik durmayı öğrendik... Sen hapiste işkence görürken bile, dışarıda yokluğa yoksulluğa terk edilmiş tinerci çocukları düşünür onları nasıl kurtaracağını hesaplardın... Sen, mahkemelerde sürünürken, dayanışma için mahkeme kapısında bekleyen arkadaşlarını kollardın... Sen en acılı anında, başkasının acısını hafifletmeye çalışırdın. Çocuklarını yitirmiş anaları kucaklar; hakkı yenenlerin haklarını arardın... Sen en zorda olduğun anda, mağdurun yanında yer aldın... Sen, kurban seçildiğin, yok edilmeye çalışıldığın halde, hep ama hep sadece emek verdin, ürettin ve sevdin... Bütün bunları yapmayı bugün de hâlâ sürdürüyorsun! Bize, hepimize örnek oldun. Senden öğrendik dik durmayı derken, inan hiç ama hiç abartmıyorum... Sadece gerçeği dile getiriyorum. Ağlamıyoruz Masumiyetine Tanığız... Canım Pınar, artık şaşmıyoruz da... Üç kez beraat ettikten sonraki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına şaşmıyoruz... Seni suçlayanın “İfademi işkence altında verdim, bu kızı tanımam bile” demesinden sonraki bu cezaya şaşmıyoruz... Nice bilirkişi raporunun “bomba yoktur” demesinden sonra gelen bu karara şaşmıyoruz... Aynı mahkemenin beraat kararında hem direnmesine, hem de bozmaya uymasına, yani birbirine taban tabana zıt iki ayrı hüküm kurmasına şaşmıyoruz... Ne de olsa, ülkemiz, bir hukuk devleti... Üstelik “ileri demokrasinin” uygulandığı bir hukuk devleti... Hukukun üstünlüğüne ve de adaletin mutlak yerine geleceğine vallahi de billahi de inanıyoruz. İşte Canım Pınar, senin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezanı duyduğumuzdan beri, şu son 15 yıldır yaşadıklarını tek tek gözden geçirmekle kalmadık. Anneni, babanı, kardeşini, sana tanıklık eden tüm dostlarını daha çok, daha çok andık. Ve çoğaldık, çoğaldık, çoğaldık. Canım Pınar, Günde beş vakit tekrarlar olduk: Ülkemiz bir hukuk devleti. Ülkemiz bir hukuk devleti. Ülkemiz bir hukuk devleti. Ülkemiz bir hukuk devleti. Ülkemiz bir hukuk devleti... İster inan ister inanma ama öyle! “Kanıt yok ama kanaat var” diyerek verilen hükümler, inan sevgili arkadaşım, hep hukuka olan saygımızdan... Polisin savcıyı beklemeden avukatlık bürolarına baskın yapması; kapıları kırarak ortalığı talan etmesi; avukatlardan zorla tükürük, kan örnekleri alınarak DNA testine yollanması; onlarca avukatın tutuklanması, inan sevgili arkadaşım, hukukun üstünlüğünden... Sevgili Pınar, seni tanıdığım günden beri yakından izleyebildiğim çalışmalarını, kitaplarını, araştırmalarını, gazete sayfalarında okurlarımla çok paylaştım... Bugün ise, bu yazıyı sadece seni seviyorum demek için... Masumiyetine hâlâ tanığım demek için yazdım. Hukuka saygılıyız Şaşmıyoruz da ‘Fikriye ve Latife’ OYUNU İki kadın, bir büyük sevda Kültür Servisi Dilruba Saatçi’nin yazıp yönettiği ve canlandırdığı, bir devre ışık tutan tek kişilik oyunu “Fikriye ve Latife Mustafa Kemal’i Sevdim”, bugün saat 16.00’da Tiyatro Karnaval Gönül ÜlküGazanfer Özcan Sahnesi’nde. Oyun, Mustafa Kemal’e âşık iki kadının duygularını, çelişkilerini, pişmanlıklarını, farklılıklarını, benzerliklerini ve vazgeçemedikleri büyük sevdalarını sahneye taşıyor. Almanya’da büyüyen oyuncu, yönetmen ve yazar Dilruba Saatçi, iki yıl aranın ardından yeniden sahnelemeye başladığı oyunda, farklı kültürlerde ve sosyoekonomik şartlarda yaşayan, ortak noktaları Mustafa Kemal’e duydukları aşk olan iki kadını modern bir yorumla, müzik ve dans eşliğinde tiyatro izleyicisine aktarıyor. Saatçi’nin 2004 yılında kaleme aldığı oyunun dünya prömiyeri aynı yıl Berlin’de gerçekleşti. Oyun 2006 yılında da İstanbullu izleyicilerle buluştu. müzikleri eşliğinde Mozart’ın yaşamı Aydın Büke ile müzikli söyleşiler Kültür Servisi Can Yayınları ve Borusan Müzik Evi, “Aydın Büke ile Müzikli Söyleşiler” adı altında yeni bir etkinlik dizisi başlatıyor. Müzik tarihinde iz bırakan bestecilerin biyografilerini kaleme alan Aydın Büke, bu kez aynı yaşamöykülerini canlı müzik dinletileri eşliğinde sunacak. “MozartBir Yaşamöyküsü” başlıklı kitabının genişletilmiş üçüncü baskısı Can Yayınları etiketiyle okurla buluşmasının ardından Aydın Büke, 29 Ocak Salı akşamı saat 20.00’de, Borusan Müzik Evi’nde Mozart’ın yaşamından kesitler aktaracak. Söyleşi boyunca da Pelin Halkacı Akın (Keman), Şebnem Ağrıdağ Usanmaz (Soprano) ve İris Şentürker (Piyano), Mozart’ın yapıtlarından örnekler seslendirecek. Ücretsiz etkinlikler, şubat, mart ve nisan ayında da devam edecek. ‘Ölmeden Önce Dinlemeniz Gereken 1001 Albüm’ n Kültür Servisi Robert Dimery’in editörlüğünde hazırlanan “Ölmeden Önce Dinlemeniz Gereken 1001 Albüm” yarın Caretta Yayınları’ndan çıkacak. 90 uluslararası müzik eleştirmeninin yazılarıyla hazırlanan 960 sayfalık kitapta Frank Sinatra’dan Rolling Stones’a, AC/DC’den Pink Floyd’a, Bruce Springsteen’den Leonard Cohen’e, U2’dan Kanye West’e, Michael Jackson’dan Norah Jones’a pek çok ünlü sanatçının eserleri hakkında bilgi bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle